23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr Amaç, kitap ve sanat fuarlannm Avrasya'nm en büyük etkinliği olması Fuarlanmız artık uluslararasıNENA ÇALİDtS Pazar günü sona eren 23. Istanbul TCYAP Kıtap Fuarı ve Art-Ist 2004/14. Istanbul Sanat Fuan'nıbu yıl kaç kişi gezdi? Her iki fuara kahlan yabancı konuk sayısında artış var mı? Bu ve benzeri soruların yanıtını almak için TÜYAP AŞ Ge- nel Koordinatörü Deniz Kavukçu- oğluyla konuştuk. - Kitapve sanatfiıarlannıgezenlerin sayısında ve niteüğinde geçen yıDar- bkarşılaşordığııuzdanegibideğişim- ler oMu? DENİZ KAVLTKÇUOĞLU - Ki- tap ve sanat fuarlannı bu yıl toplam 322 bin kişi gezdi. Geçen yıllarla karşılaştırdığunızda göze çarpan en büyük değişiklik her iki fiıara da ya- bancılar tarafından gösterilen ilgi oldu. Kitap fuannda bu yıl çeşitli ülkelerden 31 yazarla 17 ülkeden yayıncı ve yayıncılar birliği temsil- cisini konuk ettik. Bilindiği gibi fu- ann bu yılki teması "Kültürde, Sa- natta ve Edebiyatta Komşuluk" ıdi. Fuara Ermenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye, KKTC, Bulgaristan ve Yunanistan'dan yazar ve yayıncılar katıldılar. Avrupa'nın ve dünyanın çok çeşitli ülkelerinden gelen ko- nuklarla birlikte kitap fuarı, yıllar- dır sözünü ettiğimiz "uluslararası- laşma" yolunda önemli bır adım at- mış oldu. Sanat fuanna ise Roma Galericiler Birliği 22 sanat galerisiy- le katıldı. Satış rakamlarında artış - Tepebaşı ve Beytikdüzü ziyaret- çfleriarasmdane gibifartdarvar? Son Tepebaşı fuan ik son Be> likdüzü fu- anndaki kişi başına kitap satışı ne- dir? Bununla ilgili herhangi bir bil- gi verebilir misiniz? KAVUKÇUOGLU - Fuar yöneti- mi olarak elimizde bu tür sayısal ve- riler yok. Bu konuda size bu yıl ba- şanlı bir işbirliği gerçekleştirdiği- TÜYAP AŞ Genel Koordinatörü Deıviz Kavukçuoğlu, kitap ve sanat fuariarını bu yıl toplam 322 bin kişinin gezdiğjni söyledL mız Türkiye Yayıncılar Birhğı bel- ki yardımcı olabilir. Ziyaretçi pro- filıne ılişkin olaraksa gözlemleri- mız var. Tepebaşı, son yıllarda özel- likle üniversite öğrencileri ve Be- yoğlu gezginleri için bir buluşma yerine dönüşmüştü. Beylikdüzü'ne gelen zıyaretçile- rin büyük çoğunluğu ise ya kitap sa- tın almak ya da daha sonra alacak- lan kitaplann listesini oluşturmak üzere geliyor. Dolayısıyla Beylik- düzü'ndeki kitap satışı toplam ola- rak Tepebaşı'ndakinden çok daha yüksek. Fuar ziyaretçıleri arasında 35 yaş altı grup yine yüzde 70'in üzerinde bir oran oluşturuyorsa da bu grup içindekı meslek sahibi, ev- li ve çocuk sahibi ziyaretçılerin sa- yısı gıderek artıyor. Diğer bir gözlemimiz ise fuar zı- yaretçilennin salt tstanbuTdan gelen- lerle smu"lı olmadığı. Son iki yıldır fuara Bursa, Bah- kesir, Kocaeli, Tekirdağ, Edime'den olduğu gibi Ankara, Adana, Mersin gibi illerden de ziyaretçiler geliyor. Fuarlann adı "tstanbul fuarlan" ola- • "Sanat fuanna ttalya'dan gelen galerilerin yanına Ermenistan, Suriye, Slovenya ve Avusturya'dan da galeriler katmak istiyoruz; bu yolda girişimlerimiz var. Kesinleşmiş yazar adı ise henüz yok, yalnızca ünlü Perulu yazar Mario Vargas Llosa'nın geleceğini biliyoruz. Kitap ve sanat fuarlannın denetimi için bu yıl 'Uluslararası Fuar Organizatörleri Birliği- UFI'ye başvurduk. Önümüzdeki yıl her iki fuann da adlannın başına 'uluslararası' sözcüğü gelecek." rak geçiyor, fakat her iki fuar da "TürkiyefiıarlarTolma yolunda be- lirgın aşamalar kaydediyor. - PaneOeramaçlanna ulaşabilhor musizce? KAVUKÇLOĞLU - Bu doğal kı konferans, söyleşi. panel gibi etkin- liklerde neyın amaçlandığına baglı. Fuarda bu yıl 201 etkinlik yer aldı. Kimi etkinliklerde 300 kişilik sa- lonlarda yer bulunamazken kimi et- kinlikleri ancak 10-15 kişi izledi. tzleyici sayısı etkinliklerin konu- suna ve konuşmacılanna göre deği- şiyor. Eğer etkinlik sözgelimi, "17. yüzy ılda Konya mimarisinde çeşme tasanmlanndakumtaşı kullanımı" gi- bi çok spesifik bir konuyu işliyorsa 10 kişilik dikkatli bir izleyici grubu konuşmacılar açısından yeterli gö- rülebiliyor. Diyeceğim o ki, amaç her zaman çok dinleyici, çok izleyi- ci olarak anlaşılmamalı. Daha çok yabancı gelecek - Gelecek yıl sanat ve ldtap nı- arlannda ne gibi degişiklikler ola- cak? Şu an önümüzdeki yıl için belirlediğinizyazar ve galeriler var mı? Fuar önümüzdeki yıl nasü bir kimlik kazanacak? KAVUKÇUOGLU -Sanat fuan- na ttalya'dan gelen galerilerin ya- nına Ermenistan, Suriye, Sloven- ya ve Avusturya'dan da galeriler katmak istiyoruz; bu yolda girişim- lerimiz var. Kesinleşmiş yazar adı ise henüz yok, yalnızca ünlü Perulu yazar MarioVargas Llosa'nın geleceğini biliyoruz. Kitap ve sanat fuar- lannın denetimi için bu yıl "Ulus- lararası Fuar Organizatörleri Bir- liği-UFI"ye başvurduk. Önümüz- deki yıl her iki fuann da adlannın başma "uluslararası" sözcüğü gelecek. Çünkü bir fuann adında bu söz- cüğün resmen kullanılabilmesi için bu denetimden geçmesi, dolayısıyla bazı ön koşullan yerine getirmiş olması gerekiyor. Biz bu koşullan yerine getirdik ve başvurumuzu yaptık. Buna bağ- h olarak önümüzdeki yıl ulus- lararası ilişkilere daha fazla önem vereceğiz. Türkiye Yayıncılar Bir- liği ıle birlikte orta erimdeki hedefimiz Uluslararası lstanbul Kitap Fuan'nı Avrasya'nm en büyük kitap etkinliği durumuna getirmek. Bu amaç doğal ki Ulus- lararası lstanbul Sanat Fuan için de geçerli. KARANLIKYILLAR Türk sineması 90yaşında Kültür Servisi - Türk Sinemasının en karanlık dönemi sayılan 1974-1980 seks filmlen furyasını konu alan 'Araya Parça Giren YıDar' kitabı çıktı. Cihan Demirci'nin kaleme aldığı kitap tnkılap Yayınlan tarafından basıldı. 25 yüa ulaşan yazarlık deneyimi ve bugüne dek yayimlanmış 24 kitabıyla mizah edebiyatımızın kendine özgü kalemlerınden biri olan Cihan Demirci, araya 'Behçet'lerin girmeye başladığı bu 'parçah' yıllan gene kendine özgü mizahi bir dille aktanyor bizlere. 1980den 2004e 1974'lerdenbaşlayarak 1980'lere kadar süren bu dönemi. dönemin oyunculanyla yapılmış söyleşilerle, dönemden kalrna anılar ve anekdotlarla, arka planda kalmış pek çok aynnhyla, bizzat bu filmlerin seyircisi olmuş kişilerin tanıkhklanyla anlatıyor. Aynca 1974- 1980 dönemindeki seks filmlerinin arka planındaki yaşamlanmıza da uzanıyor, ince ve ironik bir gözlem gücüyle. Seks filmlerinin o 'hüzünlü' kadın oyunculanna özel bir yer açarak kadına karşı olan ildiyüziü' bakış açımızı da inceden yüzümüze vuruyor. O yıllardaki hayatlanmıza ve 'dnseT yaşantılanmızda nereden nereye geldiğimıze zengin örneklemelerle bakıyor. Bır dönem kitabı olan 'Araya Parça Giren Yıllar' 1980'de bitmeyip 1980'den 2004'e kadar olan süredeki cinsel değişımlerin izini de sürüyor. Araya Parça Giren Yıllar Türk sinemasının 90. yılı olan 2004 yılında, sinemamızda karanlıkta kalmış bir döneme ışık tutarken bir sinema kitabı olmanın ötesine de geçerek son 30 yılımızdan ilginç, hüzünlü, vurucu, şaşırtıcı enstantaneler sunuyorbiz*^. AntikAŞ'nin 7 Kasım Pazar günü Swi$sotel'de düzenleyeceği müzayedede TürkUasik ressamlarımn başyapıtlan satışa sunulacak Osn^ıksara\'ressaımFmıstDZonaro'i»ın'BoğaziçiveEnünönü< konuhıvaptasatışasunulacak. Müzeliktablolarve Osmanlıyapıtları Kültür Servisi - Antik AŞ, 7 Kasını Pazar günü saat 13.00'te Swissotel'de yapılacak artırmada önemli Türk ressamlannın yapıtlarını satışa sunmaya hazırlanıyor. Özellikle resim koleksiyonculannm büyük ilgisini çekecek olan artuTnada Türk klasik ressamlannın başyapıtlan var. Istanbul'un köklü ailelerinden birine ait olan koleksiyonda Sami Yetik imzalı 'Kurban Bayramı' başlıklı iki çalışma, Osmanlı saray ressamı Fausto Zonaro'nun 'Boğaziçi ve Eminönü' başlıklı yapıtı, Türk manzara resminin en önemli adı Hoca AB Rıza'nm büyük boyutlu yapıtlan, Naci Kalmukoğlu imzalı 'Üsküdar' adlı bir yapıt da satışa sunulacaklar arasında yer alıyor. Sami Yetik'üı 'Maçka'dan Gorünüm', Hikmet Onat'uı 'Üsküdar'da Balıkçı Tekneleri'. Şevket Dağ'ın 'Boğaziçf, Vecihi Bereketoğlu'nun 'Harman Yeri' ve 'Istanbul'da Bahkçılar' adlı yapıtlannm yanı sıra. Feyhaman Duran. tbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Ali Çetebi, Ali Rıza Beyazjt. Mıgırdıç Civanyan, tbrahim Safi, FÎkret Mualla, Sabri BerkeL, Turan Erol, Burhan Doğançay, Nuri îyem, Avni Arbaş ve Adnan Vannca'nın tablolan da artırmada yer alıyor. Aynca Türkiye'nin köklü ailelerinden Koperier ailesinin birbirinden değerli mücevherleri. tuğralı Osmanlı gümüşleri, Kuranıkerim ve Hilye-i Şerif'lerden oluşan elyazması eserler. TophaneTer, Beykoz opalinleri, Osmanlı pazan için özel yapım porselenler de satışa sunulacak. Turgay Artam tarafından yönetilecek adlı yapıtlaranın yanı sıra, yapıtlar 6 Kasım Cumartesi gününe kadar Antik Palace'ta sergilenecek. (0 212 236 24 60) Adanalı sanatseverler oyunlarm yanı sıra iki de konser izleme olanağı bulacaklar Âdana Devlet Tjyatrosu'nda ^renkhkasnn' KültürServisi- 'ŞimdiTîyatroZa- manı' sloganıyla yola çıkan ve 19 Ekim'de 'Futına' oyunuyla perde açan Adana Devlet Tiyatrosu, kasım ayı boyunca farklı etkınliklere imza atacak. Kasım ayının ılk haftasında izleyi- ci Shakespeare'ın son dönem oyun- lanndan Fırüna'yı izleyecek. Can Yücel'in çevirdiği oyunu Bulgar yö- netmen JavorGardevsahneliyor. Ka- sım ayının ikinci haftasında ise sanat- severler Antalya DevletTiyatnjsu'nun başanlı yapımı 'Topor Parti'yi izle- me olanağı bulacak. Çağımızın önem- li sanatçılanndan biri olan Roland • Can Yücel'in çevirdiği Bulgar yönetmen Javor Gardev'in sahnelediği Shakespeare'ın son dönem oyunlarmdan 'Fırtma'yı Mehmet Uhısoy'un sahnelediği 'Topor Parti* ve Dinçer Sümer'in yazdığı, Mustafa Kurt'un sahnelediği 'Ali Ayşe'yi Seviyo' adlı oyunlar izleyecek. Topor'un çeşitli yazılanndan, Ric- hardSaudee'nin uyarladığı yapıt, de- lilik ka\Tamından ölüme, iç dünya zenginliğinden cinselliğe, kapitalizm- den zulme kadar pek çok konuyu içe- riyor. Yves Collet'nin sahne tasan- mını, Şirin Dağtekin in de kostümle- rini üstlendiği oyunun yönetmeni ise Mehmet Uluso>r . 16-27 Kasım tarih- leri arasında, geçen sene Gaziantep'te ilk gösterimi yapılan ve yaz sezonu boyunca da Anadolu'nun çeşitli kent ve kasabalarında seyirciyle buluşan, Dinçer Sümer'in yazdığı ve Musta- fa Kurt'un yönettiği 'Aü Ayşe'yi Se- viyo' adh yerli oyun Adana Devlet Ti- yatrosu sahnesinde izlenebilecek. Gençliğini arayanlar, çocuklanna ba- kıp 'Neredehataj-aptim?' diye düşü- nen anne-babalarve yüreği ilkkez aşk- la çarpan herkes, bu oyunda sorula- nna cevap bulabilecek. Adana Devlet Tiyatrosu, aynca ka- sım ayı boyunca iki konsere de ev sa- hipliği yapacak. Bunlardan ilki, 5 Ka- sım Cuma akşamı 'H.Ö. Sabancı'yı Annıa Gecesi' kapsamında Çukuro- va Devlet Senfoni Orkestrası'nın su- nacağı, konser, ÇukurovaMüzikDost- lan Derneğj tarafından düzenlenen ikinci konser ise 22 Kasım Pazartesı akşamı. DEFNE GOLGESİ TURGAY FtŞEKÇt Ulusal Kimlik Coşkusu Cumhuriyet'e dek ulusal bir kimliğimiz yoktu. Ulus değil, ümmet toplumuyduk. Mustafa Kemal'in öncülüğündegerçekleşen Ulu- sal Kurtuluş Savaşımızla ulus kimliği kazandık. Ezici çoğunluğu okuma yazma bile bilmeyen bir toplumda boylesi her bireyin gururia taştdığı bir kim- liğin oluşması hayranlık uyandıncı bir olgudur. Ulusal kimliğiyle övünç duyan bir toplumdur, 1920'lerin, 1930'lann toplumu. O dönemin fotoğraf- larına yansıyan pek çok insan yüzünde de açıkça görülür bu durum. Hele Mustafa Kemal'in halk önün- de konuştuğu fotoğraflarda. O, bu anlamda da ulu- sun başöğretmenidir. Varlıklan ve ulusal kimlikleriy- le gururduymayı öğretmiştiryurttaşlanna. Söyledik- leri ne denli toplumun düzeyinin çok ötesinde olsa da, onu dinleyenlerce anlaşılmakta, paylaşılmakta- dır. O fotoğraflarda sevgi ve coşkuyla bakan yüzler- den okuruz bu paylaşım duygusunu. Başta ulusun önderi taşımaktadır o kendine gü- ven duygusunu. Dünyanın egemenlerine başkaldır- mış, toplumunu özgürlüğüne ve bağımsızlığına ka- vuşturmuş bir kişinin özgüvenidir ondan bütün top- luma yayılan. Dönemin aydınlannda da bu duygu çok belirgin- dir. Hele öğretmenler... Hem öğrencilerinin karşısın- da, hem yaşadıkları toplumsal çevrede ülkenin sa- hibi gibi, geleceğinden, yazgısından tek başlanna so- rumluymuşlar gibi yüksek bir bilinç içindedirler. Bir ziraat mühendisi görevli gittiği yörenin yazgısını de- ğiştırir. Yol yapan, ray döşeyen mühendis, ülkesinin geleceğini elleriyle biçimlendirdiğinin ayrımındadır. Bu dönemin insanı yurdu için yaşayan ve çalışan, bunun gururunu da kişiliğinde taşımayı bilen biridir. Bu kendine güven duygusu boş bir kibir değildir, baş- ka ülkelerde de saygı uyandırır. 1920'lerde, 30'larda Türkiye'de yaşamak o den- li gurur, mutluluk vericiydi ki, yıllar sonra, llhan Berk, 1982'de yayımlanan Deniz Eskisi adlı kitabında yer alan Vç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım' adlı şiirinde sevdiğine, "Cumhuriyetin ilk günleri gibiy- diyüzün" diye seslenecektir. 1950'lerde ülkemizin tam bağımsızlığını yitirme- siyle birlikte ulusal gururun da giderek yok olmaya başladığı, yerini yabancı hayranlığına bıraktığı gö- rülüyor. Amerikan ve Avrupalı hayranlığı, giyim ku- şamdan konuşmaya, yeme içmeden eğitime dal budaksararken ulusal küttür ve gurur geri çekilip ses- sizleşti. 1980'lerde Özal, ulusa içi boş bir kendine güven duygusu aşıladı. "Işinibilen" insanlardönemi baş- ladı. Varsıllaşmak için her yolun haklı sayıldığı, için- de çağdaş kültürün, ahlakın bulunmadığı, parayla satın alınan, kirli, boş bir kendine güven. Ulus ola- rak hiç gurur duyamayacağımız bireysel başanlar... Ve günümüze dek çok değişmeden gelen aynı sü- reç. Varsıl yüzde yirmisi ile koyu bir yoksulluk için- deki yüzde sekseninin aynı ulusun üyeleri gibi de- ğiller de, farklı uluslar gibi aynı topraklar üzerinde bır- birini yadırgamadan yaşaması. Bugün 1920'lere, 30'lara göre çok daha aydın bir toplumuz. Her alanda yetişmiş insanlanmız var. Her evde gazete okunmasa da, televizyonlardan dün- yanın hali izleniyor. Ama aramızda başı dik gezeni- miz pek az. Dünya egemenlerinin kültürünün, bili- minin, teknolojisinin, parasının, siyasetinin karşısın- da boynumuz eğik. 1920'lerin cahil köylü toplumunun yeryüzü ulus- lan karşısında başı dik, saygın duruşu, seksen yıl son- ra nerelere geldi. Bir toplumu toplum yapan özellikler, ortak duyar- lıklar, yerini "işini bilen "ler topluluğuna bıraktı. "Işi- nifc»7en"lervarsıllıklanyla, içi boş dik başlanyla do- laşıyorlar, yoksullar ise çaresiz. turgay ı fisekci.com Ressam Cemal Akyıldn sepgisi • Kültür Servisi - Ressam Cemal Akyıldız'ın 64. Atatürk Sergisi, Konya'da Alışveriş ve Eğlence Merkezi Kule Site'de açıldı. Ressam Akyıldız'ın Atatürk Haftası dolayısıyla çizdiği Atatürk portreleri ve Atatürk'ün milli mücadelede faaliyet gösterdiği tarihi yapılann resimlerinden oluşan sergisi, 10 Kasım'a dek gezilebilecek. Birçok yapıtı Kültür Bakanhğı'nca yayımlanan Akyıldız,Cumhurbaşkanlığı'nca görevlendirilip çizdiği Atatürk'ün Milli Mücadele'de faaliyet gösterdiği tarihi yapılar ve Atatürk portrelerini birçok ilde açtığı sergilerle izleyici ile buluşturacak. K Ü L T Ü R • Ç t Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle