23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNE-I TERAKKİ TURHAN SELÇUK İSTANBUL EFENDİSİ ABLÜ1CAIÎBAZ1 IN HARİKULADE MACERALARI KISIM HEKMİLİ BÎRDEN Deniztemiz'in kuruluşuna öncülük edenlerden Asaf Güneri eğitime öncelik verdiklerini söyledi: ÇevrebilincibeşiktenbaşlarLEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye'de çevre kirliliği, çok da ağırlıklı olarak denizlerin kirliliğiyle savaşan bir kuruluş var. Adı TURME- PA(TürkiyeDeniztemiz). 1994'te ku- ruluşuna ışadamı Rahmi Koç öncülük etmiş. Yunanistan'da benzer bir amaç için faaliyet gösteren HELMEPA (Yu- nanistan Deniztemiz) kuruluşundan destek, bilgi ve yardım alınmış. TURMEPA'nın kuruluşuna emeği geçenlerden birisi de Zihni Denizci- lik'in patronu Asaf Güneri. Geçenler- de Güneri'yle Kanlıca'daki yahsında oturup burnumuzun dibindeki deniz- lerimizden nasıl olup da yararlanama- mamızı, denizlere atık, lağım boşaltıl- masıyla bu doğal zenginliğimize na- sıl kıydığımızı, TURMEPA'nın deniz- leri temizleme ve yeniden bizlere ka- zandırma amaçlı çalışmalannı konu- şuyoruz. Öncelikle de TURMEPA'nın kuruluşunda Yunan HELMEPA'nın nasıl bir ilgisi olduğunu ona soruyo- rum. Güneri anlatıyor: " 1994te, haürlarsuuz Türk- Yunan ilişküeri buzdolabındaydı. Birgün Yu- nanistanın büyük armatörlerinden George Livanos haümize acıdı. HEL- MEPA'yıkurduldannı,önemh'işkr ba- şardıklannu dolayısıyla TURMER\ olarak bir benzerini f ûrkiye'de kura- rak önemli bir işbirüği sağlayabüeceği- mizi söyledL O günden beri Karade- niz'in,Akdeniz'in çevresinde etkiniz. Bu iş denizlerin temizlenmesi amaçlı sem- bolik çahşmalaıia başladı ve geüşti. Bu- nun ardından ağuiığunız eğitime dön- dü.BirtaraftanGöcek'i,Bodnıın'u,An- talya'yı temizlrvonız. Bir taraftan da Tiirkiye çapında insanlan beşkten eğit- meye çahşrvvruz." İsler 10 yı» öncekl albl degll' TURMEPA'nın bugünkü başkanı armatör Eşref Cerrahoğlu. 13 kişilik bir yönetim kurullan, aynca eğitimci- leri ve halkla ilişkiler uzmanlan var. "Türkrve'de nereye gitseniz altm ma- deni. Son iki-üç ayı Datça KörfezL, Hi- sarönü. Seümiye, Orhaniye, Antalya kmlannda geçirdim. Gördüm ki işje- rimiz 10 vilönce,kurukluğumuzdönem- deki kadar zor değiL Son yıHarda ça- balanımzm her yerde bilinç yaratüğı- nı görüyoruz.'' Güneri, TURMEPA üyesi olarak de- ğil, ama Türkiye'de uluslararası deniz- ciliğin güçlenmesine önayak olan ar- matörlerden birisi olarak şu ciddi nok- taya parmak basıyor: "Tehlikeü" aük- Güneri, Boğazlar'dan petrol geçişinin engellenemeyeceğini ama güvenik önlemkrmin artünlması gerektiğini söyledi lartaşryan gemilerin kryılanmıza geflp aylarca, vülarca kaJmalan, sonra da batmalannın son örneği UUa gemisL Ama bunu sadeceÇevTeBakanı'nm,hü- kümetin ya da hukukçulann sırtına yıkmak, üç tane gümrükçü bundan rüşvet istedi diye bas bas bağuıp tele- vizyonlara çıkmak bence marifet değfl. O gemi orada olduğu sürece, benim de Deniz Tîcaret Odası'nın da. TUR- MEPA'nın da bununla uğraşması ge- rekirdi. Bunun dünyada yöntemleri bulunuyor. Örneğin Protection and In- demnity Association (P and I) adlı bir kuruluş var. Dünyada hiçbir gemi bu kurum, tekne sigortasızdolaşamazken Türkive hâlâ kovbov bir devlet olarak devam ederse, biz deişadamian olarak bu sorunlann çözümükân gereğmi yap- mazsak bir yere varamayız.' 1 'Konuyu sahlplenmellylz' Asaf Güneri bununla çok ciddi bir özeleştiri yapıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Siz de büiyorsunuz, ha- vabozar^gemilerTopkapiSarayi'nın önierinebindirir.Dış ülkelerdeböylebir şey ohınca nekr vapılması gerektiğini büiyoruzda konuyu bilen kişiler olarak burada sahiplenip yapsak, yapürsak bu gemiler ya dört- beş günde kaldın- nr ya da daha da öte bu tür gemilerin Türkrve'ye girişidaha 10-20 nıilöteden yasaklanır. Montrö'nünarkasınasığt- nıp her şeyi Montrö'den bekleyerek Boğaziar'dan sigortasız P and I'sız ge- milerin geçmesineyıOarca izin venfik." Dünya kamuoyunun İstanbul ve Bo- ğaz'ın bir dünya kültür mirası oluşu- nun bilinci içınde, burayı ve 12 milyon Istanbulluyu gözden çıkaramayacağı- na işaret eden Güneri diyor ki: "Bizim alacağunız her türlü zecri tedbir uygulanabitir. Bundan sonra ola- cak bu tür rezilliklere bizim. deniz ti- caretodaauzmanlanyla,armatörlerbir- liği uzmanlanyla çok daha çabuk mü- dahale etmemiz lazım. Dünyada ge- miler için ne uygulanıyorsa, anında bunlariçinaynıuygulamalan yapmak çocuklara belli bir süre sonra çevre detektifliği unvanı veriliyor 250 bin öğrenciyi eğitenproje: Alipot TURMEPA, Norveç'te çocuklann eğitimi için yapılan bir projenin benzerini Türkiye'de başlatmış. Bunun adı Alipot. Çocuklara belli bir eğitimden sonra çevre detektifliği unvanı veren bir proje. Bugüne kadar da 250 bin öğrenciye ulaşmışlar. Alipot'tan başka bir de lise ve üniversite öğrencilerini hedef alan eğitim projeleri var. TURMEPA'nın eğiticileri bunun için Anadolu'nun çeşitli bölgelerine gidiyorlar ve eğitimcileri çevre bilincini yaygınlaştırmak için eğitiyorlar. Bu konuda Milli Eğitim BakanhğVndan önemli destek almışlar. Güneri diyor ki: "Bu sayede biz bütün ülkedeki okullara kendi müfredaûmızla eğitim vermeye devam ediyoruz. TURMEPA büyük bir saygmhk kazannuş durumda. Kitaplannuzla, broşürierimizle bu faahy ederimiz halka mal edJhneye çahşüıyor. Baknğınız zaman Türkive dev bir ülke. Biz Yunanistan kadar denizfcrimizi temiziemeyi başarmış değfliz. Ama ytae de iyi işler yapüğunız kanısındayınL" yeterti Aynca basnumızdahataİLOIay olacağım diyor, hiç ses çıkmıyor. CHun- ca da ortalık ayağa kaldınlıyor. Baştan sesinizi çıkarsanıza." Peki, Boğaziar'dan de\' petrol tanker- lerinin geçişine göz yummak cinaye- te çanak tutmak değil mi? Aynca Transt- rakya boru hattından petrolü Saros Körfezi'ne getirmek de işlenecek baş- ka bir cinayet değil mi? -Petrolünakışınıönlemekimkânsız. Şu anda petrol 50 dolann üstünde. Da- ha da artacak. Petrol bugün dünyada neredeyse bütün ülkderin ayakta kal- ma mücadelesine yoi açıyor. Dolayısıy- la bu çıkaıiar varken bu petrolü bura- dan geçiremezsiniz demek imkânsız." 'Cüvenllk önlemleri artmalı' iyi de, ne yapılmalı? "Bogaz'daki güvenük önkmlerimi- zi artünnz. Zaten bu konuda çok iyi adımlar aoldı. Bu iş için 10 yû önce BM'den izin alınmışn. Alü yü kadar sa\ sakladık. Ne> se ki yapddı da güven- tiktegerçektenarnşvar. GddimTranst- rakya'ya... Ben o konuda farklı düşü- nüyorum. Demin söylediğun gerekçe- lerle bu petrol çıkanlacak ve girecek. Bu petrolün Karadeniz'den Trakya'ya ge- tirilerek Saros Körfezi'ne çıkması, mut- laka çok m bir alryapıyla ve projeyie yapılacaknrr TURMEPA bunu takıp edecek mı? "TURMEPAbunun sorumlusu veta- kipçisi Biz bu konuda ilişkiler içinde- yiz. Boğaz'daki yükü hafifletebinrsek ve 60 miiyon tonluk petrol taşımacıh- ğmı buraya kaydınp Boğaz'daki yükü 120-130 milyon tonla sınırlarsak, bu konuyu çözmüş oluruz. Bir de yülar geçip bu yük de>-am edi- yorsa o zaman Samsun-Ceyhan hatö gündeme gelir. Ama o da çevrevle iBn- tiü O da Türkiye'yi ortadan ikiye bö- lüyor. Ama o çok daha Ueriki bir aşa- ma.Bugünyapılması gerekenbuTranst- raky^ hatümn yapüması ve Boğaz yü- künün hafıfleüJmesidir." Günen'nın hükümete bir de önerisi var. "Akılvermekgibiounasuıamaör- neğinRusya'ya derdim ki:'Ben 60 mil- yon tonluk boru hattını yaphnyorum. Boğaziar'dan geçecek gemi tonajının da şu andaki miktar olan 130 milyon tonla sınırlanmasını istiyorum. Taah- hüt vermenizi istiyorum.' Böyle bir uygulamanın daha önceyapdmış oldu- ğunu bilmiyorum. Bunu kayıt alona al- dınız mı işiçözersiniz, Korunmayıen iyi şekilde yapabiliriz. Dolayısryla da evle- rimizde huzur içinde uyuruz." Tıırist arüyor ama sonmlar aynı Doğu ve Güneydoğu bölgelerine gelen turist sayısında önemli ancak bu bölgelerdeki turistlere sunulan imkânlarda değişiklik GÖKÇEU\'GUN Akdamar KilisesL Van. Türkiye'de Doğu ve Günoydoğu bölge- lerine gelen turist sayısında önemli artış- lar yaşandığı ancak bu bölgelerdeki turist- lere sunulan imkânlarda değişiklik olma- dığı belirtildi. Turist Rehberieri Birliğı'nin (TUREB), Doğu ve Güneydoğu bölgelerine tur ya- pan 38 profosyonel turist rehberi ile yap- tığı çalışma sonuçlandı. Çalışmaya katı- lan rehberlere göre, Doğu ve Güneydo- ğu'ya gelen turistlerin genellikle Türki- ye'nin batı ve güney kesimlerini de gör- müş olduklan için bazı olumlu-olumsuz önyargılan bulunuyor. Kulaktan dolma bilgiler nedeniyle turİ2m açısından bek- lentileri alt düzeyde olan yabancı turist- ler, yöre halkıyla da iletişim kurmaktan hoşlamyorlar. TUREB 'in raporuna göre bölgenin turizm sonınlannın başlıcalan, müze ve ören yerlerinin bakımsızlığı, ko- naklama tesislerinin zayıflığı, restoranla- nn menüleri turistlerin damak alışkanlık- larına uygun olmaması, tarutımın yeter- sizliği, güvenlik çekincesi devam etme- si, alışveriş olanaklarının azlığı, tursitle- re farklı aktivitelerin sunulmaması, yol- lann bakımının uzun sürmesi ve turizm deneyimli personel sayısının azlığı. Rapora göre bölgedeki bazı illerin ek- siklikleri şöyle: Gaziantep: Belkıs Zeugma antik ken- tin dalga hareketlerinin yarattığı hyı tah- ribatına çözüm bulunmalı. Batman/Hasankeyf: Hasankeyf'ın su- lar altında kalma ihtimali sürmesi nede- niyle turistik yatınm yapılmıyor. Kazı ça- hşmalannın hızlanması gerek. Mardin: Konaklama sorunu var. Mar- din Müzesi yeterince tanınmıyor. UNES- CO'mm Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahıl edilmesi için çalışmalar henüz ta- mamlanmadı. Adıyaman: Nemrut Milli Parkı'nda çev- re düzenlemesine ıhtiyaç var. Şanhurfa: Müze haftasonlan personel azlığı nedeniyle açık değil. Diyarbalar: Müze çok kötü durumda. Van: Van Kalesi'nde temizlik yapılmı- yor. Kars: Ani Harabeleri'nin alan temizli- ği ihmal ediliyor. Raporu değerlendiren TUREB Başka- artışlar yaşandığı olmadığı belirtildi. nı ŞerifYenen, Türkiye'de 2002 yüında yak- laşık her 17 kişiden 1 'üıin Doğu ve Gü- neydoğu'da konakladığını anımsatarak, bölgede 2002 'de yaklaşık 47 bin yaban- cı ruristin kaldığını söyledi. Yenen, "Do- ğuveGünoydoğu Anadolu'nun Sümerve Asuriulara uzanan tarihL Urartu, Pers, Kommagene, Roma. Bizans, Selçuklu ve Osmanh gibi çok sayıda uygartığa yurt oluşu, her iki bölgeyi de dünya ölçeğinde öne çıkarabüir. Bu bölgeler banndınhk- lan farklı inançlar sayesinde dini nırlan içinçekim merkezLAlry^apıeksflderinin ta- mamlanması,turistyaünmlann hızlanma- sı, tanıuma önem verihnesi, turizm faali- yetlerinin önünü açıp ülke ekonomisine katkı sağlarken, böige halkına da daha fazla iş oianağı yaratacak" diye konuştu. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Üzülmek Yetep mi? Irak'ta dün de bir Türk şoför öldürüldü! Kuzey Irak'ta Beyci kenti yakınlannda olmuş saldın. Irak- lı direnişçiler, kamyonu roketle yok etmişler. Kim- liği bilinmeyen yurttaşımız, ekmek parası amacıy- la göze aldığı bu ölümcül yolculukta yaşamını yi- tirmiş. Türk kamyon şoförlerinden lrak Savaşı sırasın- da can verenlerin kaçıncısı, bayramın son günü yi- tirdiğimiz ve kimliğini bile öğrenemediğimiz yurt- taşımız? Tam sayısını ne yazık ki bilenimiz yok. 40 dolay- lannda. Çünkü yerel polisin kayıtlanndaki sayının dışında bir de durumlanndan haber alınamayan- lar var. Başta Sayın Başbakan, AKP'nin önde gidenle- ri, bayram kaybımızdan söz edenler var. Sayının 6O'ı bulduğunu söyleyenler de. Tam olarak bilin- miyor; namazlannı eda ettikten sonra, cami önle- rinde Irak'ta yaşanan facia dizisi için üzüntülerini dile getirmişler. ıslam dünyasının en kutsal günle- rinden olan Ramazan Bayramı'nda, özellikle Fel- luce'öe sadece işgal güçlerinin değil; yerel lrak Hü- kümeti'nin de elini kana bulamaktan çekinmediği katliam, yüzyılımızın yüz karası olacak boyutlara ulaşırken, Erdoğan olup bitenlerden üzüntü duy- duğunu söylüyor. Başbakan'ın üzüntü duyduğu ola- yın iki boyutu var. Birinci boyut, işgalci ABD ile işbirlikçisi yerel lrak Hükümeti'nin ülkelerinin bağımsızlığı için sa- vaşan direnişçilere karşı işlediği insanlık dışı suç- lardır. Felluce'de silahsız bir Iraklı sivilin başına vura- cak kadar kendisinden geçen "uygar" ABD'linin sergilediği cinayet, keşke günün birinde de olsa bir Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde Başkan Bush ve ekibi aleyhine kanıt olarak kulla- nılabilse. Ikinci boyut doğrudan bizi ilgilendiriyor. Savaş altındaki topraklarda, başta işgal güçleri olmak üzere sivil halka daTürkiye'den çeşitli ihtiyaç mad- delerini götürmek için ölümü göze alan yurttaşla- nmıza yönelik saldınlar. Saldınlan, direnişçilerin yaptığı saklı değil. Soracak bir adres bulursanız, size ABD askerlerine yakıt ya da yiyecek madde- si getirmenin düşmanla işbirliği olduğu söylene- cektir. Ne kadar kızarsak, isyan edersek edelim. Hat- ta elimize geçirsek aynı yöntemlerle yanıt vermek isteyelim. Biçimsel açıdan o kişiler bir gerilla sa- vaşının yöntemlerini uygulamaktadıriar. Ya geride bıraktıkları? Ama o uygulamayı sürdürsünler mi? Elbette ha- yır. Hükümet ve ulaştırma sektörünün işverenleri için savaş bölgesine giden her kara taşrtı, döviz de- mektir. Birinciler döviz getirisi açısından, ikinciler ise sadece kazançlannı düşünerek tatlı canlanna da bir zarar gelmediği sürece durumu timsah göz- yaşlan ile idare etmeye çalışıyortar. Ama ya o kurbanlann geride bıraktıklan... Yani ana-babaları. Eş ve çocuklan, kardeşleri? Ateş onlann bağnna düşüyor. Hükümet ya Merkez Bankası kasasına dönecek kanlı dövizden vazgeçmeyi göze almalı; Irak'a ya- pılan kamyon taşımacılığını yasaklamalıdır.. ya da kamyonlanmızın kendilerine ulaştırdığı akaryakıtı tanklarına dolduran, getirdiği yiyecekleri, temizlik ürünlerini askerlerinin ihtiyaçlan için kullanan ABD Ordusu'na "Bunlan sınırda teslim al. Gerisinisen hallet" demelidir. Geçen ay Başbakanlık'ta, galiba Genelkurmay Başkanlığı'nın istemi ile yapılan birtoplantıda ben- zer bir gündem üstünde konuşulmuş, kimi önlem- lerin alındığından söz edilmişti. Sonuç, ölümün bayram günü bile gözetmeden Türk şoför emek- çilerinin peşlerini bırakmadığıdır. Haber ajanslan bir yeni toplantının bugün Dışiş- leri Bakanlığı'nda gerçekleşeceğini bildiriyordu. Bugünkü toplantı Irak'taki şoförlerimizin ölüm- lerinin de dışında, insanlık için utanç verici bir ha- le gelen "Beyaz Saray+Pentagon+ABD Dışişleri Bakanlığı üçgen/"nde hazırtanan bu senaryoyu vizyondan kaldınp kaldıramamak ikileminde Tür- kiye'ye düşen görevi belirginleştirecek. Ama sonuç belli. İki yıl önce o senaryonun ak- törleri arasında bulunmaktan Erdoğan'a rağmen kıl payı kurtulan Türkiye, sadık ve stratejik mütte- fikine karşı gerçekleri anlatmak cesaretinden yok- sun bir iktidar tarafından yönetiliyori Iktidarın başı, bu gerçeklerin asıl sorumlusu ola- rak, bayram namazından çıkarken tüm Islam dün- yasına ve insanlığa Irak'ta olanlar için üzüldüğü- nü mü söylüyormuş? Ismet Paşa.. Ismet Paşa... Kalk da Erdoğan'a o özlediğimiz boğuk sesinle yanıt ver: "Hadi canım sen de" Faks: 0 216 3028208 obirgit@e-kolay.net ACIBİRKAYIP Sevgili CARLA'mızı kaybettik, çok üzgünüz. Değerli eşi Prof. Sadun Ersin'in, sevgili kızı Leyla'nın, damadı Yıldınm Ekmekçiler'in, biricik torunu Erensu'nun ve tüm dostlannın acısını paylaşır, sabırlar dileriz. AYLAveOKTAYAKBAL AVUKAT AHMET CANPOLAT 2 yıl oldu... Sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. EŞtN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle