25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2004 SAL 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanfcul Edirrte Kocaeiı Çanakkale Izmir Manisa Aydm Denizlı Y PE Y PB PB PB Y Y 21 24 24 23 27 28 30 28 Sinop Y 20 Adana B 31 Samsun Y 20 Mersin B 28 Trabzon Giresun Y 19 Dıyarbakır B 29 Ankara Y 19 Şanlıurfa B 31 PB 20 Mardin B 25 Eskişehır PB 20 Siirt Konya B 28 PB 21 Hakkâri PB 23 Sıvas PB 19 Van PB 18 Zonguldak Y 20 Antalya Y 29 Kars Y 15 Yuraun kuzey ve batı *e- sım/en parçaiı yer yer çok bulutlu, Marmara'nın do- ğusu, Edıme. BalKesır çevreferı. Batı Karadenz kıyılan. Orta >e Doğu Ka- radetıız ıle Muğla, Dervz'i Goller Yoresi ve Antalya çevrelerı saganak *ıe gokgurultûHı sağanak ya- ğışlı, diğer yerier az bulırt- lu ve açık geçecek Hava sıcaklığında onemlı b r değışiklık dmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Y 11 Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y < Y Y Y Y Y R 14 14 18 18 17 18 21 Berlin Budapeşte Madnd Viyana Bekjrad Sofya Roma Atına PB B A PB B B PB Y 22 21 30 22 22 19 24 25 Moskova PB 9 Zürih B 24 Şam Ajkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire A Y A Y B Y B 28 15 29 15 28 5 31 B 30 f Açık Bulutıu k Çok bulutlu J YağmuDu S u l u * * , Gok günjltülu GLNCEL CITNEYT ARCAYUREK H Baştarafı 1. Sayfada Bu gerçeğin izleri Alman Başbakanı ile yaptığı basın top/antısnda da görülüyor. Schröder, yasaları uygulamanın önemine de- ğiniyor. RTE uygulamanın "zihniyet değişikliği" gerektirdiğini, zihniyet değişikliğinin ise zamana gereksindiğini söylüyor. Belki de zihniyet değişikliği deyişiyle temel inançlanndan dünden bugüne nasıl döndüğünü anlatmak istiyor. • • • Zihniyet değişikliği denken RTE; Kuran'ı birana- yasa gibi yıllarca beyninde taşıdıktan, kaderini ıslama bağladıktan sonra, Islam cumhuriyetin- den laik curnhuriyete dönüşünü anlatıyor, olma- lı. Dönmeyi yaşam felsefesi yapan bir insan için yeni kural: Hıristıyan Batı'nın dayatmalarına bo- yun eğmek! Bir süre önce AB Komisyonu'nun "müzakere tarihini koşullar öne sürerek başkanlar ve başba- kanlar zirvesine salık vereceği" Batı basınında yer aldığında, RTE adeta kükredi: -Kendi ifade- siyle söyleyelim- "Koşulmoşulolamaz"dedi. De- mek istedi ki, koşullu moşullu tarih kabul etme- yeceğiz! Yumurta kapıya dayandı; tarih verilmesi llerie- meRaporu'ndayeralmasınaalacakammmma... Günter Verheugen'in de dediği gibi, Türkiye'nin önüne hükümetin kabul etmekte zorlanacağı ko- şullar konulacak! öyle yenilir yutulur koşullar da değil bu koşul- lar. Âncak sindirimi güçlü olanların kabullenece- ği koşullar. Sürecin herhangi bir aşamasında o ana kadar gerçekleştirilen reformlara ilişkin birgerileme sap- tanırsa veya AB'ye yönelik taahhütleri yerine ge- tiremezse Türkiye, katılım müzakereleri "askıya alınacak". En erken 2015'lere kadar Türkiye'nin üyeliği hayal-i ham! Tam üyelik 2007-2013 dönemi büt- çe çalışmalarında Türkiye'nin adı sadece "aday ülke" ifadesiyle engelleniyor. Bu ifade 2015'ten sonra müzakerelerin sürece- ği anlamına gelebilir. Bir olasılığa göre 2020'ler- de... 1996'larda Çankaya Köşkü'nde gördüğüm bir liste; Türkiye'nin AB'ye ancak 2030 yılında üye olacağına işaret ediyordu. Bugünkü hesaba göre 2020 ile 2030 arasında- ki 10 yılı AB, müzakereleri zaman zaman askıya alarak kolaylıkla doldurabilir. • • • RTE; AB Komisyonu raporunun içeriğini öğren- dikten, herhalde görüştüğü Schröder'in de "tav- siye" adı altında sıralanan koşulları doğrulama- sından sonra kuzu kesildi. Ne koşul ne de moşul! Hepsini unuttu gitti: Al- man siviltoplum kuruluşlannın ödül plaketiyle bir- likte edindiği Avrupalı sıfatı ile dününü bir kez da- ha unuttu; tarih alınıyor, Batı övgüler yağdınyor, arkasını sıvazlıyor ya, yeni koşullar falan filan.. ötesini boş ver gitsin der gibi. Hiçbir aday ülkeye uygulanmayan koşullarla bize tarih verilecekmiş, ne umuruna. O sanki ile- lebet, en azından 2030'a kadartek başına iktidar- da kalacak, AB'den gelen her emre buyur diye- bilecek konumda olabilecekmiş gibi... CumhurbaşkanıChirac'aveABüyelerinedev- let adamının nasıl davranması gerektiğini içeren "ciddiyet" mesajları gönderiyor. Zinayı cezalandırmayı kabul etmeyen AB'nin eleştirilerini "Içişlerimize kanşmayın" diye tersle- yen RTE: ülkeyi rahatlatmak için AB üyeliğini re- feranduma götürme girişimlerini destekleyen Fransız Cumhurbaşkanı'nı ciddiyete davet ediyor. Dünden bugüne nasıl geldiğini bilen Chirac'lar, RTE'nin çıkışını önemser mi? AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGEMÜRK Evety isyan! I BaştarafıArka Sayfada Para nedır? Para bir ınsanı eğlenceli dav- randırabılen şeydir/pa- ra tüm kötülüklerin te- melidir/para aynı arka- daşlann döniip dolaşıp senın yanında/oldukla- rını söyletebilen bir ya- landır. Yaşam nedir?/Ya- şamdan bıktım/Bıktım dostlanma gülüp arka- dan bıçaklamaktanTuı kadar çok günah işle- mekten bıktım/içkı şı- şesi her kazandığında pes etmekten bık- tım'hiçbır şeyi sonuç- landıramamaktan bık- tım'süreklı ot çeken sıska arkadaşlardan bıktım /bir iş bulama- maktan da! /bir halt et- meden herkesle uğraş- maktan bıktım/kendi hüznümde boğulmak- tan da. Arabamın benzini için bir dolar borç al- maktan bıktım ,'ortalı- ğa pislik saçan orospu çocuklanndan bık- tım'saati beş dolarhk işlerden bıktım/ neden sınttığımı merak eden patrondan da!'her ök- sürdü|ümde ya da osurduğumda işten ko- vulmaktan bıktım... Eminem'in sözleri uzayıp gidıyor. Her an, her dakika isyaıı ve bü- yük bir gençlik korusu onun sözlerini tekrarlı- yor, en yürekten, en iç- ten. Çaresizlik tek or- tak duygu oluyor. Kö- rü zamanlardayız. Bu arada size Emi- nem'le ılgilı tam Tür- kiyeli bir hıkâye anlat- mak istiyorum. Pazar- da satıcının biri, üstün- de Eminem yazısı ya- zan tışörtlerden satı- yormuş. Bunu görünce adamın birinin tepesı atmış, "Vay sen, karı- mın adı yazılı tişört- ieri nasıl satarsın?" dıye, bıçağını çektiği gibi satıcıyı hemen oracıkta öldürmüş. Fıkra deği], gerçekten olmuş. Türkiyeli birhi- kâye dedim ya. isi lozgenturk@supe- ronline.com Nürus cüzdanımı kaybettim. Hükünısüzdür. MURATGÖÇÜM Ozkök, klasik yöntemlerin yenirisklerlemücadelede yeterli olmadığını vurguladı Orduda değişîm rüzgârı B Baştarafı 1. Sayfada Atatürk devrimleri ve Cum- huriyet değerlerinin korun- ması" olduğunu söyledi. Orgeneral Özkök, Harp Aka- demileri Komutanlığı'nın 2004-2005 eğitim ve ögretim yılı açılışı nedeniyle Atatürk Harp Oyunu ve Külrür Merke- zi'nde düzenlenen törende yap- tıgı konuşmada Harbiyelilere mesajlar verdi. Askeri eğitim- de. "özgiin düşünebilen,stan- dart dışı hareket edebilen" su- baylar yetiştirilmesini isteyen Orgeneral Ozkök, "küreseÜeş- me olgusunun uluslararası güvenlikle ilgilj bilinen bütün yaklaşımlan temelinden sar- sacak nitelikte bir değişimi beraberinde getirdiğioi" be- lirterek "Bülerin ıızun ydlar akademilerde öğrendiğimiz simetrik risk ve tehditlerle mücadele yöntemleri, planla- ma ve karar verme süreci ile kriz yönetimi teknikJeri, yeni dünya düzeni içerisinde karşı- laştığımız ve çağın hızına pa- ralel olarak bir virüs hızıyla yay ılan uluslararası terör gibi risk ve tehditlere karşı yeterli olmamaya başlamıştır" dedi. Bllgtye ulaşma Degişen dünyanın kavTanma- sında "bilgiye nasıl ulaşılaca- ğı, bunun kavranması için çok yönlü düşünme alışkanlığı ve önyargısız bakış açısının en önemli araçlar" olduğuna dik- kat çeken Orgeneral Özkök, "yeni risk ve tehditlerin uzun yıllar alışılan lineer çözüm tekniklerinin ötesinde çok bi- linmeyenli ve kaotik bir yapı içerisinde" gerçekleştiğıni be- lirfti. Orgeneral Özkök, "Biam ye- tiştirmeye çalışnğımız subay- lar, artık sanayi toplumu eği- tim ve öğretim anlayışından farklı olarak karışık problem- leri standart çözümlere bağla- maktan kaçınan,özgün düşü- nebilen, standart dışı hareket edebilen ve problemlere çok yönlü yaklaşabüen bir yapıda yetiştirilmelidir. Yaşamakta olduğumnz değişimle birlikte gelişmiş ülkelerde, asker-dev- let adamı, asker-bilim adamı ve asker-diplomat profilleri ön plana çıkmaktadır. Bu hu- suslar, personelimize kazan- dınlması gereken entelektüel bir fikri temelle yakından il- gilidir" diye konuştu.Öğrenci KuleliAskeriLisesibün>esinde>aptırılanOr- g e n e r a J D o ğ u A k t u l g a K ü l t ü r S j t e s İ 5 K a r a Kuvvetleri Komutanı OrgeneralYaşar Büyükamt'ın katıldığı törenle açıldı. Kültür sitesinin açılışını Bü- yükanıt ileAktulga 'nın eşi TülayAktulga birlikte kurdele keserek gerçekleştirdiler. (FATİH ERDOĞDU) subaylara akademik çalışmalar yaptınlmasını isteyen Orgene- ral Özkök, Fransızlann "Bü- yük zekâlar birlikte düşü- nür" sözünü anımsatarak "ka- tılımcı bir çalışma ortamının yaratılarak sinerji oluşrurul- ması"nı istedi. işbirliği gellşmell Orgeneral Hilmi Özkök, "Çalışnıalarda, yenilikçi ça- lışma ve araştırmalann, fikir- lerin ve düşüncelerin sıralı ko- muta kademelerine aktarıl- masında, klasik hiyerarşik ya- pının engel oluşturmasına müsaade edilmemelidir. Di- key hiverarşinin sınırlayıcı yetkileri azaltılmalı. yatay ko- ordinasyonun gerektirdiği da- nışma ve işbirüği geliştirilme- lidir" dedi. Törende Bilgi Üni- versitesi Uluslararası llişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Dentz Ülke Arıboğan da "21. Yüzyüda Cüvenlik Sorunlan ve Terorizmin Yeni Yiizii" ko- nulu ilk dersi \erdi. 'Asllhedef temel değerlerin korunması' Hava Harp Okulu'nun eğıtım yıh açılış töreninde konuşan Hava Ku\-v etleri Komutanı Or- general Halil tbrahim Fırtına. "asli hedeflerinin Atatürk il- ke ve devrimleriyle Türkiye Cumhuriveti'nin temel değer- lerinin korunması" olduğunu belirterek "Bu değerler varoluşumuzun özü ve garan- tisidir. Bu hedeften dönüle- mez ve sapılamaz" dedi. Orgeneral Fırtına, konuşma- sının sonunda yurtdışuıda öğre- ninı gören Asım Şengör adın- da 16 yaşındaki bir çocuğun kendisine gönderdiği "Bir pilo- tun günlüğünden" başlıklı mektubu okudu. Mekrubunda kendisini havacı orgeneral ola- rak düşleyen Asım Şengör, Yük- sek Askeri Şûra'da bir havacı- nın Genelkurmay Başkanı ola- rak atanmasından duyacağı se- vınci aktardı. Komisyon, Türkiye ile müzakerelere başlanmasınj tarih vermeden önermeye hazırlanıyor Görüşme tarihi 2005'e kalıyorAYTIA.'V Şİ.\!ŞEK ANKARA - AB Komisyonu, Türkiye'yle müzakerelere baş- lanmasını "tarih vermeden" tavsiye etmeye hazırlanıyor. AB Komısyonu'nda Türkiye'ye so- ğuk bakan üyelerin girişimleriy- le, "Müzakerelere vakit geçi- rilmeden başlanmalıdır" ifade- sinin tavsiyeden çıkanldığı öğre- nildi. AB Komisyonu'nun 6Ekım'de açıklanacak Türkiye ile müzake- relere başlama konusunda tavsi- yesi. Türkiye'nin beklentilerinin aksine şekilleniyor. EKin AB Ko- misyonu yetkililerinin Türkiye konusunda yaptıklan toplantıda netleşen 3 nokta şöyle: Tarlh yûk: AB Komisyo- nu'nun tavsiye belgesinde Türki- ye'nin yeterli ileriemeyı gosterdi- ği belırtilirken müzakerelerin va- kit geçirilmeden başlatılmasının önerilmesi bekleniyordu. .Ancak AB Komisyonu içerisinde yapı- Ian değerlendirmede. Türkiye'ye soğuk bakan üyelerin ağırhğını koymasıyla vakit geçirilmeden ifadesinin metinden çıkanldığı belirtiliyor. Askıya alınabilecek: AB Komisyonu, Türkiye'nin siyasi kriterlere uynm konusunda geri- leme göstermesi durumunda, müzakerelerin askıya alınabilme- si maddesini tavsiyeye koydu. Ankara, bunun tavsiyede yer al- masmı istemezken AB"nin de- ğerlerine ters düşen aday ya da üye ülkelere karşı bunun zaten uygulanabildiğini düşünüyor. Böyle bir ifademn tavsiyede yer almasının ise. AB lıderlerinın aralık ayında alacaklan karan da- ha da katılaştırmasından endişe ediliyor. 2013e kadar adaylık: Türkıye'nin 2007-2013 yıllan arasındaki dönemde mali pers- pektif ve bütçe çalışmalarında sa- dece aday ülke olarak bulundu- ğuna işaret ediliyor. AB kaynaklan, komisyonda şekillenmeye başlayan Türkıye tavsiyesinin ancak çaışamba gü- nü kesinleşeceğini kaydediyorlar. Komisyon"un bazı üyelerinin, başkentlerinın de etkisiyle "vakit geçirilmeden" ifadesini tavsiye- den çıkarmalarının ardından, AB içinde öne çıkan görüşün "Tür- kiye ile müzakerelere geçme karan 2004"te abnsa da, müza- kerelere başlama tarihinin 2005 yılı sonunda belirlenme- si" olduğu belirtiliyor Türkiye konusunda kesin karann ertelen- mesınde, AB Anayasası'nı 2005 yılında referanduma götürecek olan üye ülkelerin etkili olduğu belirtiliyor. Fransa, 2005'in ikin- ci yansında anayasa konusunda referanduma gidecek. Anayasayı referanduma götüreceğini açık- layan öteki ülkeler. Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Irlan- da, Lüksemburg, Hollanda, Por- tekiz, îspanya ve İngiltere. KOMİSYONUN YENİ GENİŞLEME KOMİSERİ ALMAN CAZETELERİNE DEMEÇ VERDİ RehmSıkıbir gözetim öngörülecek Erdoğan:Şartiı müzakereolmaz ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL - Avrupa Ko- misyonu Genişleme Komi- seri olarak 1 Kasım tarihin- de göreve başlayacak olan OUi Rehn. Türkiye'nin tüm siyasi kriterleri yerine getir- mesi durumunda müzakere- lerin ucunun açık bu^lalma- ması gerektiğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'nda Dış llişkiler Komitesi'nin sorulannı yanıtlayan Rehn, Türkiye'nin Avrupa stan- dartlanna ulaşması duru- munda müzakerelerin başla- ması gerektiğine işaret etti. Komisyonun Türkiye ile müzakerelere başlama öne- risini getireceğini düşündü- ğünü söyleyen Rehn, müza- kere sürecinde komisyonun sıkı bir gözetim sürecini ön- göreceğini ifade etti. Türki- ye'nin dini azınlıklar, insan hakları ve işkenceyle mücade- le konulannda atması gereken adımlar olduğuna dikkat çe- ken Rehn, Ankara'nın siyasi kriterlerde kritik eşiği aşması- nm önemine değindi. Dış Haberler Servisi - Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan,"sonucu açık müzake- re" ya da referandum yapıl- ması gibi önerileri beğenme- diğini söyledi. Erdoğan, Berliner Morgen- post ve Die Welt gazetelerin- de "Biz ev ödevlerimizi yap- tık" başlığıyla yayımlanan de- mecinde, Türkiye ile başlan- ması beklenen üyelik nıüzake- relerini, sonucu açık olması durumunda da kabul edip et- meyecekleri konusundaki bir soruya karşılık şunlan söyle- di: "Turkiye'nin AB üyeliği konusunda sonucu açık mü- zakere ya da referandum ya- pıiması gibi önerileri hiç hoş bulmuyorum. Bugüne kadar hiçbir üye ülke konusunda referandum yapılmadı. Şim- di sadece Türkiye konusun- da bir referandumdan söz edilirse, bu çifte standart an- lamına gelir. Biz ev ödevleri- mizi yaptık. Bundan sonrası AB için bir çeşit sınav ola- cak. Şimdi AB'nin de ev ödevlerini yapıp yapmadığı- m görmek istiyonız" dedi. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'ye soğuk bakanlara şunlar söylenecek: - Arkadaşlar haklısınız, aslında bizim de Türkiye'yi o kadar çok içimizde görrne niyetimiz yok. Ancak, AB'nin güvenlik çizgisi Türkiye'den geçiyor. Gü- venlik derken bunu salt askeri algılamayın, ekono- mik güvenliğimiz açısından da Türkiye'nin bizimle hareket etmesinde yarar var. - Türkiye'nin tam üyeliğine giden yol kolay değil. Rahat olun. Yolda öyle şeyler isteyecegiz ki, felek- leri saşacak. Türkiye içinde ikilemler oluşacak. - öteki ülkelere uygulamadığımız yeni yöntemler geliştiriyoruz. Örneğin, müzakereleri askıya alma ya da kesme hakkımız olacak. Bu yolun uzun ve çok engelli olduğunu Türkiye şimdiden kabul etti. - Türkiye'den istediklerimizi tam üyelik heyeca- nını diri tutarak alabiliriz. Bunun için de bilinen şey- leri, yeni tümcelerle söylemek durumundayız. AB içinde Türkiye'ye sıcak bakanlara yönelik ola- rak şu mesajların yer alacağı söylenebilir; - Arkadaşlar, istediğiniz gibi Türkiye'yle yeni bir evreye giriyoruz. Bundan böyle ilişkilerimiz müza- kere süreci çerçevesinde devam edecek. - Sizler bu zaman dilimi içinde Türkiye'ye soğuk bakanları azaltabilirsiniz. Bunun önünü açıyoruz. - Işte gördünüz, Türkiye'ye verdiğimiz sözü tut- tuk. Türkiye'yi ne yapacağız? Türkiye'nin, daha doğrusu direksiyonu elinde bu- lunduran AKP iktidannın rapordan tatmin olduğu anlaşılıyor. Raporun taslağını gördüğünü aç/klayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, olumlu yanları öne çıkarmayı hedefliyor. AB'nin rapoıia AKP'ye verdiği mesajlar da şun- lar; - Arkadaşlar, iktıdara geldiğiniz günden beri eli- nizi içeride-dışarıda rahat tutan unsurlardan biri Türkiye'nin yönünün AB'ye dönük olmasıydı. Biz bu durumun altını çiziyoruz ve elinizı kolaylaştırıyoruz. - Müzakereler başlasa da tam üyeliğin uzakta ol- duğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. 17 Aralık kara- rını kendi ülkenizde nasıl satarsanız satın ama, ger- çek durumu bilin. - 2005'te de, geçmiş 2 yılda olduğu gibi tam iş- birliğini sürdürelim. Bizim açtığımız müzakere ka- pısından siz de geçin biz de geçelım. Kimi istem- ierimız karşısında Türkiye'nin içinde oluşacak di- rençleri beraber değerlendirir, beraber kırarız. AB'nin ABD'ye vermek istediği mesaj da şöyle görünüyor: - Biz seninle dünyada rekabet edecek bir durum- da değiliz. Ekonomimızi seninle rekabet edebilir hale getirmek için kendi içimizde de düzenlemeler yapıyoruz. Sosyal devfeti azaltıyoruz. Askeri adım- larında zaten içimizdesin. Irak operasyonunda da yarımız, AB'nin temel politikalarıyla ters düşmesi- ne karşın seninle hareket etti. Bizim de bir Ortado- ğu politikamız var ve Türkiye'yi bu anlamda dışımız- da tutmak istemiyoruz. - Senin Türkiye ile askeri ilişkilerin sağlam ama, ekonomik ilişkilerin o kadar ileri değil. O alanda biz vanz. Şimdi Türkiye'yi biraz daha yanımıza çeke- rek her alanda ortak adımın arayışına giriyoruz. - Bizim 1993'te başlayan ve 25 ülkeye ulaşan ge- nişleme sürecimiz, Doğu Avrupa ülkelerini sana bı- rakmama stratejisine dayanıyordu. 2007'de Ro- manya ve Bulgaristan'ı da aldıktan sonra bu ama- cımıza ulaşmış olacağız. Türkiye zaten bu ufkun dışındaydı. Genel hava böyle görünüyor... Yarın rapor açıklandıktan sonra 17 Aralık tarihi- ne dek çok tartışmalı bir dönem başlayacak. Şu i- ki soru arasında küçük bir sözcük farkı, dağlar ka- dar anlam farkı var: - Türkiye'yi ne yapacağız? - Türkiye'yle ne yapacağız? Farkı önümüzdeki yazıda irdeleyelim... ankcum ' cumhuriyet.com.tr Üslup konusu tedirginlik yarattı Hükümette müzakeresıkıntısı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hükü- met, yarın açıklanacak Üerleme raporunun üs- lubu konusunda tedir- ginlik yaşıyor. Başba- kan Tayjip Erdoğan dün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül veMüs- teşarYarduncısı Volkan Bozkır ile durum de- ğerlendirmesi yaptı. Hükümet, AB Üerleme Raporu'nu bekliyor. Raporun Türkiye lehın- de olacağım savunan Başbakanhk kaynakla- n, "Raporun üslubuy- la ilgili bazı şeyler ola- bilir" görüşünü dile ge- tirdi. AB'nin Türki- ye'ye Özel birkoşul ge- tiremeyeceğini iddia e- den Başbakanhk kay- naklan, "AB'nin mü- zakere sürecinde gö- rüşmeleri askıya ala- bileceğine ilişkin bir ifadenin Avrupa ka- muoyunu rahatlatma amacına dayanacağı- nı" öne sürdü. Toplan- tıda, raporda Türki- ye'nin beklentisi dışın- da yer alabilecek bazı ıfadelere karşı hazırlık yapıldı. Bu nedenle ilerleme raporunun açıklandığı gün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuşma yapacak olan Erdoğan için seçenekli konuşma metüıleri hazırlandı. Gül, Avrupa Güven- lik ve Işbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi Başkanı Alcee Has- tings'i kabulünde gaze- tecilerin sorulanm ya- mtladı. "Türkiye ile il- gili özel bir şart ola- maz" diyen Gül, "Mevcut bazı kural- lar var, daha önceki anlaşmalar var, tüm üyeleri bağlayacak ba- zı şeyler var. Her şey bu çerçeve içindedir" görüşünü kaydetti. Gül, AB Komisyonu'nun müzakere sürecinde, görüşmeleri askıya ala- bileceğine ilişkin ha- berlerin anımsatılması üzerine, henüz konunun netlik kazanmadığım belirterek "Türkiye ile ilgili özel bir şekilde berhangi bir şeyi askı- ya almak da olamaz" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle