Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
AKP, kısa süre bakanlık yapan Akcan'ın yolsuzluktan soramlu tutulamayacağı gerekçesiyle önergeyi çekti
AydınveTopçu'ya soruşturma
Yaşar Topçu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eski Bayındırlık ve Iskân
Bakanı KorayAydm ile eski Ulaş-
tırma Bakanı Yaşar Topçu hak-
kındaki soruşturma önergeleri
TBMM Genel Kurulu'nda dün
kabul edildi. Böylece geçmiş dö-
nemdeki icraatı nedeniyle hak-
lannda soruşturma açılan bakan
sayısı 8'e çıktı. AKP. bakanlığı-
nın kısa bir dönemi kapsaması ne-
deniyle sorumlu tutulamayaca-
ğını gerekçe göstererek eski Ba-
yındırlık ve Iskân Bakanı Ab-
dülkadirAkcan hakkındakj öner-
geyi ıse geri çekti.
TBMM'de dûn CHP'nin, Ay-
dm ve Topçu hakkında verdiği so-
ruşturma önergeleri görüşüldü.
Aydın hakkında "bakanhğı sıra-
sındayapdan ihalelerde usulsüz-
• Meclis Genel Kurulu'nda, eski bakanlar Koray Aydın
ve Yaşar Topçu hakkındaki soruşturma önergeleri
görüşüldü. TBMM'de savunma yapmayan Aydrn,
hakkındaki soruşturmanın AKP ve CHP tarafindan yerel
seçimlerde malzeme olarak kullanılacağını belirtti.
lüklerde bulunduğu ve bu ihale- rağmenfiyatiarıayariayarak ve
lerie UgiH yolsuztuk iddialannın
tahkikini zamanında yapürma-
yarak görevini kötüye kuJJandı-
ğı,malvarlığında haksc aroşa se-
bebiyetverdiği'' gerekçesiyle so-
ruşturma açılması, genel kurula
katılan 368 milletvekilinden
358'inin oyuyla kabul edildi. Ay-
dın hakkındaki önergede 4 ret, 5
çekimser, 1 boş oy kullanıldı.
Topçu hakkında ise "Karade-
niz Sahil Yolu işlerinin ihalesin-
de müteahhit firmalann önce-
den anlaşüklannın bilinmesine
rekabete meydan vermeyerek
devleti büyük ölçüde zarara uğ-
ratüğı" gerekçesiyle soruşturma
açıldı. Topçu hakkındaki önerge-
nin oylamasına katılan 373 mil-
letvekilinden 342'si kabul, 20'si
ret, 7 si çekimser, 4'ü boş oy kul-
landı. Topçu genel kurulda yap-
üğı konuşmada mal beyanında da
bulundu. Topçu. malvarlığını
"bir ev, bir küçük araba ve Çu-
bukta 250 metrekare arsa" ola-
rak sıraladı.
Aydın ise yazılı açıklama yap-
mayı yeğledı. Hakkındaki öner-
geyi "siyasilinçT
' olarak nitelen-
diren Aydın, "Bu soruşturma
önergeteri, gizti AKP-CHP ko-
aüsyon hükünıetinin 28 Martye-
rel seçimleri için siyasi şov mal-
zemesi haline gehniştir" dedı.
Başbakan'ın şirketi
Görüşmede Başbakan'ın şırket
kurması konusunda tartışma ya-
şandı. CHP'li Muharrem Ince
yoksulluk sınırında yaşayan öğ-
retmenlerin ek iş yapması ya-
sakken Başbakan'ın ek ış yaptı-
ğına işaret etti. Ince, "Benimpar-
timin gendbaşkamböykbirdük-
kân açsaydı, siz bana bunu söy-
lese\ diniz ben kafanu yere eğer-
dim, sonra da genel başkammın
istifasını istentim" dedı. Korav Avdın
Komisyon fezlekeleri ele alacak
Dokunulmazlığa
wra1d göriişme
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa-
Adalet Karma Komisyonu, 1 yıllık bir gecikmenin
ardından Meclis'te bulunan 66 milletvekili hakkındaki
114 dokunulmazlık dosyasını görüşme karan aldı.
Fezlekeler, bugün oluşturulacak hazırlık
komisyonlarına sevk edilecek. Hazırlık
komisyonlarından "dönem sonuna kadar ertekme"
yönünde kararlar çıkması bekleniyor. TBMM
Anayasa-Adalet Karma Komisyonu,
Dokunulmazlıklan Araştırma Komisyonu'nun
raporunu tamamlamasının ardından bugün toplanıyor.
Toplantıda, TBMM'de bulunan 66 milletvekili
hakkındaki 114 dokunulmazlık dosyasıyla ilgili olarak
hazırlık komisyonlan oluşturulacak. Hazırlık
komisyonlarına ad çekilerek 5'er üye seçilecek.
Hazırlık komisyonu, kendine gizli oyla bir başkan ve
sözcülük görevini de yapacak bir kârip üye seçecek.
Dosyalan inceleyecek olan
hazırlık komisyonlan
gerekirse milletvekillerini
dinleyecek. Hazırlık
komisyonlan, raporlannı
göreve başlamasmdan
itibaren en geç bir ayda
tamamlayarak Karma
Komisyon'a sunacak.
Karma Komisyon da bir ay
içinde raporlarla ilgili
karannı sonuçlandıracak.
Karma Komisyon, hazırlık
komisyonunun raporlan
üzennden
dokunuhnazlığın
kaldınbnası ya da
kovuşturmanın
miUetvekiü'iğmin sona
ermesine kadar
ertelenmesi yönünde karar
verecek. Karma Komisyon
raporu, kovuşturmanın
ertelenmesi biçiminde ise
genel kurulda okunacak.
Rapor. 10 gün içinde yazılı itiraz olmazsa
kesinleşecek. Rapor. dokunulmazlığın kaldınlması
yönünde ise ya da itiraz edilmişse genel kurulda
görüşülecek. TBMM Başkanı Bülent Annç, CHP
fzmir Milletvekili Hakkı Ulkü'nün dokunulmazlığının
kaldınlmasına ilişkin istemini, Anayasa-Adalet Karma
Komisyonu'na sundu. Ulkü, geçen günlerde TBMM
Başkanlığı'na başvurarak yasama dokunuhnazlığının
kaldınlmasını istemişti. TBMM'de 43'ü AKP. 21 'si
CHP, 1 "i DYP ve 1 'i de bağımsız olmak üzere 66
milletvekili hakkında 114 dokunulmazlık dosyası
bulunuyor. Bu dosyalar arasında Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abduüah Gül, tçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, Orman Bakanı Osman Pepe, Milli Savunma
Bakanı Vecdi GönüL AKP Genel Başkan yardımcılan
Dengir Fırat ve Akif GûDe'nin dokunuhnazlığının
kaldınlmasını içeren fezlekeler de yer ahyor.
I • Meclis
Anayasa-Adalet
i Karma
Komisyonu, 1 yıl
sonra 66
milletvekili
hakkındaki
dokunulmazhk
dosyalannı
görüşme karan
aldı. AKP
yönetiminin
dosyalarla ilgili
olarak "dönem
sonuna erteleme'"
| yönünde karar
ahnması
eğiliminde
' olduğu belirtildi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Adalet Bakam'nın 'yargıya güvensizlik' konusundaki sözü şaşırttı
Çiçek: Işine gelen güvenir
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ankara Barosu Başkanı Semih Gü-
ner, Atatürk un emaneti olan laık hu-
kuk kurallanna dayalı cumhuriyete
her zaman sahip çıkacaklannı vur-
guladı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek
de, "Bir iki kişinin yargıya güvennû-
yoruz demesi bizi abnganhğa sevket-
memeti. tşine gelen güvenir, işine gel-
meyen güvenmez. Hukuk devletin-
de yargıdan başka güvenilecek güç
yoktur* diye konuştu.
Ankara Barosu'nca düzenlenen
-lluslararası Hukuk Kuruhavı" dün
başladı. Semih Güner, açış konuşma-
sında, "Baromuz yüce Atatürk'ün
emanetiolan laikhukukkurallaruıa
dayalı özgüriükçü ve katüımcı de-
mokrasianlayışıylabütünleşencum-
huriyetimize 80 yilhk onurlu geçnû-
şi içinde herzaman sahip çıkmayı en
öntegetengörevsaymıştir* dedi. Gü-
ner, yürütme erkını kullananlann ve
parlamenterlerin yargıya güven duy-
madıklannı dile getirdikleri bir or-
tamda yargının sorunlannı hukuk
devletı içindekı önemıni tartışmak-
ta yarar gördüklerini söyledi.
Cemil Çiçek ise hukuk devleti,
insan haklan ve savunma hakkı ko-
nulannın çağdaş ülke ve devletlerin
mali göstergeleri kadar önemli ol-
duğunu kaydetti. Avrupa Birliği'nin
hukuki bir süreç olduğunu kaydeden
Çiçek, "Birincieksikhk anayasadan
kaynaklanıyor. Parça parça değişti-
rilmesi yerine değiştirilemez mad-
deier dışında anayasanın topluca de-
ğtşmesidir. Denilebüirki.'sayısal ç o
ğunluğunuz var, yapsanıza". Benim
partimin 367 değtt, 467 milletvekiu
de olsa, bu mesele bir temel uztaşma
meseledir1
' dedı. Yargıya güvensiz-
lik tartışmalanna da değinen Çiçek,
"Bir iki kişinin yargıva güvenmrvo-
ruz demesi, 70 milyon içerisinde bi-
zi ahnganhğa sevk etmemeü. Güve-
nen olsa da ohnasa da hiç önemli de-
ğiLÇünkü,bir hukukdevletindeyar-
gıdan başka güvenilecek hiçbir güç
yoktur" diye konuştu.
Kurultaydan aynlırken gazeteci-
lerin sorulannı da yanıtlayan Çiçek,
"L zanlar'ın yatiannın iade edilme-
si yönünde karar verildi. Bankalar
Yasası'nın uygulanmasında bir sı-
kınö mı var" şeklındekı soruya şu
yanıtı verdi: "Yasanın uygulanma-
sında bir sıkmtı çıkmaz. Çıkarsa da
değiştiririz. Türkiye ordan burdan
ödünç para alarak, IMF potitikala-
nyla bir yere varamavacağını 18-19
kezgördü. Eğerbuyetmezse,bir ya-
sa daha çıkannz. Ö da yetmezse bir
yasa daha çıkannz. Yolsuzhığu bir
tekyasa ile halledecekbabayiğit var-
sa, buvursun geisin. Hiçbir kesim,
kendi hırsızmı korumasın."
Kurultayın ilk açık oturumunda
"Hukuk devleti'' tartışıldı. Anaya-
sa Mahkemesi Başkanı MustafaBu-
min'in yönettiği oturumda, Yargıtay
4. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Bflal
Kartal, 1982 Anayasası'nın toplu-
mun sorunlanna çözüm üretmekten
uzak ve hukuk devleti açısından *ga-
ripüklerle, çehşküerle" dolu oldu-
ğunu söyledi.
HAK-PAR
Kürtçe
kongreye
inceleme
• Ankara
Cumhuriyet
Başsavcılığı,
emniyetten kongre
görüntülerini istedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet
Başsavcılığı, Hak ve
Özgürlükler Parrisi'nin
(HAK-PAR) l.Olağan
Büyük Kongresı'nde
Kürtçe konuşulması ve
lstiklal Marşı
söylenmemesı nedeniyle
inceleme başlattı.
tncelemesim Sıyasi
PartilerYasasrna
muhalefet kapsamında
sürdüren başsavcılık,
emniyetten kongre
görüntülerini istedi.
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, HAK-PAR
1. Olağan Büyük
Kongresi'nde Türkçe
konuşulmadığı, lstiklal
Marşı söylenmediği,
Kürtçe pankartlar
açıldığı yönünde basına
yansıyan haberler
üzerine konuya ilişkin
inceleme başlattı.
.\nkara Emniyet
Müdürlüğü'nden kongre
görüntülerini isteyen
başsavcılık, incelemeyi,
Siyası Partiler Yasası'nın
"azuılıklann
yaranlmasının
önlenmesi. partilerin
açık VÎJÎ kapah salon
toplannlannda
Türkçeden başka dilde
konuşulamav'acağı,
pankart asdama>'acağı''
hükümlen uyannca
yürütüyor. HAK-PAR'ın
l. Olağan Kongresi'nin
yapıldığı salona Türk
bayrağı asılmadı. HAK-
PAR Genel Başkan
Yardımcısı Reşit DeK de
kongrenin açılış
konuşmasını Kürtçe
yapması üzerine emniyet
güçleri tarafindan
uyanlmıştı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Emin Çölaşan, ardından Mehmet
Tezkan köşelerinde "gazetecilik ve
ulusal çıkar" konusunda fikirlerini
yazdılar. Emin Çölaşan, "Köşe ya-
zartan ulusun çıkarian doğnıltusun-
da yazmalı" dedi. Mehmet Tezkan
da "Tamam... Ulusun çıkarlan doğ-
rultusunda yazılar yazalım da, bunu
kim beliheyecek?" sorusunu sordu.
Makedonya'nın başkenti Üsküp'te
geçenierde "Savaşlar ve Gazeteci-
ler" başlıklı bir sempozyuma katıl-
mıştım. Savaş ve çatışmalarda gaze-
tecilerin yaşadıklarını çeşitli boyut-
lardatartıştık. Tartışılan konulardan bi-
risi de gazetecilerin "yurtsevehik ve
profesyonellik" arasındaki ikilemiydi.
Bu ikilemi en çarpıcı şekilde, eski Yu-
gosiavya'da gazetecilik yapan mes-
lektaşlanmız yaşamışlardı.
Iç savaş başlayınca o güne kadar
hiç düşünmedikleri etnik kimlikleri
büyük bir sorun haline dönüşmüştü.
Iç savaşın yaşandığı bölgelerden ga-
zeteciler haber geçerken mensup ol-
dukları milliyetten insanlar, askerı
güçler, siyaş^akımlar, onlardan haber-
'Ulusal Çıkarlar' ve Gazetecilik
leri kendilerini savunacak şekilde yaz-
malarını istiyorlardı. Eğer gazeteci
Arnavut'sa, Arnavutlann yanında saf
tutmalı, Hırvat'sa Hırvatlann yanın-
da, Sırp'sa Sırplann yanında olmalıy-
dı. "Yurtsevertik" bunu gerektiriyor-
du.
Bu deneyi yaşamış çok sayıda ga-
zeteciyi dinledim. Haberieri tarafsız
olarak geçmeye çalışmalan başlan-
nadertleraçmıştı.Tehditleralmışlar-
dı. Kendi milliyetleri tarafindan teh-
dit edilmişler, birçoğu da bu milliyet-
çi taleplere boyun eğmişler, haberie-
ri ve yorumları meslek ilkeleri teme-
linde değil, kendi milliyetlerinin istek-
leri doğrultusunda yazmak zorunda
kalmışlardı.
Çoğunluk, bu konuda çok ciddi
hatalar yaptıklarını, hâlâ da bu eğili-
min psikolojik baskılar nedeniyle de-
vam ettiğini söyledi. Bu "mesleği ve
profesyonelliği" zedeleyen alışkan-
lıkların dejjjişmesı gerektiği konusun-
da da herkes hemfikirdi. Bu arada
Makedonya televizyonundan yöne-
tici bir kadın gazeteci, "yurtseveriik-
le profesyonelliğin çelişmediğini"
savundu. Salonun önemli bir kısmı ya-
şadıkları deneylerin ışığında bu ko-
nuşmayı onaylamadı. En önemli eleş-
tiri ise Makedonyalı bir Türk gazete-
ciden geldi.
Makedonya'da Makedon çoğun-
luğun, yalnızca kendi çıkarlannı sa-
vunan doğrultuda haber istediğini,
bu nedenle Makedon gazetecilerin
Makedonlan, Arnavut gazetecilerin
de Arnavutlan kollayarak haber ve
yorum yaptıklarını anlattı. Makedon-
yalı Türk meslektaşımız sözlerini şöy-
le tamamladı: "Milliyetçilik temelin-
de gazetecilik yapılamaz. O zaman
doğru habercilik mümkün olmuyor.
Biz bunu yaşadığımız onlarca örnek
nedeniyle biliyoruz."
• • •
Uluslararası gazetecilik kuralları
içinde "Gazeteci ulusal çıkarlan ko-
oır" diye bir hükme şimdiye kadar
rastlamadım. Ancak tersi yönde çok
hüküm ve uyan yer aldığını biliyo-
rum. Irak'ın işgali sırasında ABDtank-
larına binen ve oradan haber geç-
meye çalışan gazetecilerin ne kadar
çok eleştiriye uğradıklannı biliyoruz.
"Ulusal çıkarlar" saptaması, genel-
likle iktidarlann gazetecileri yönlen-
dirmek amacıyla ortaya attıklan son
derecetartışmalı birtez olarak kabul
edilir.
örneğin bir gazeteci veya yurttaş
olarak biz Dışişleri Bakanlığı tarafin-
dan belirienen dış politikayı kabul et-
mek zorunda mıyız? Onu "ulusal çı-
karlar"zırhı nedeniyle eleştirmeyecek
miyiz? Bunu birçok alanayayabiliriz.
Daha da önemlisi, diyelim ki güven-
lik güçleri bir yerde halka kötü dav-
randı, işkence yaptı, insan haklannı
ihlal etti. Burada devlet yetkilileri bi-
ze diyebiltrler ki, "Bunlan yazmayın,
ulusal çıkahanmızı zedelersiniz, bizi
yurtdışında zor durumda bırakırsı-
nız..." O durumda gazeteci ne yap-
malıdır, bu gerçeği gizlemeli ve "ulu-
sal çıkariar" adı attında bu gerçekle-
ri hasır altı mı etmelidir?
•••
Haberciliğin veyazarlığın en temel
ilkesi, gerçege bağlı kalmaktır. Soyut
bazı "çıkar" ihtiyaçlanna boyun eğ-
meye başlarsa, nerede duracağını
da bilemez. "Ulusal çıkar" kadar her
yana çekilebilecek ve istismar edile-
cek bir soyut ilkeyi gerçeğin önüne
koyarsanız, bu güç odaklarının sap-
tamalanna da boyun eğeceğiniz an-
lamına gelir.
Her ülkede güç odaklanna yakın,
onlann politikalannı savunan "yurtse-
vergazeteciler" oldu. Ancak onlar, iyi
bir örnek olarak kabul görmediler.
Bu mesleğin başlıca ilkeleri; taraf-
sız, objektif, barışçı, insan haklanna
saygılı, güç odaklanndan bağımsız,
şiddete ve ırkçılığa karşı olmaktır. Ha-
berlerimize ve yorumlarımıza da an-
cak bu ilkeler yön gösterebilir.
GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Şimdilik Bahar Havası
Halen dünya ekonomisinde bahar havası ege-
men; ekim ayındaki ABD başkanlık seçimlerine
kadar da sürebilir. Ancak, ondan sonrası fırtına
olasılığı giderek artıyor.
ABD cari açığı bu yıl 550 milyar dolara ulaştı; top-
lam dış borçlarıysa, yaklaşık 3 trilyon dolar.
GSMH'nin %199'una ulaşan 21.6 trilyon dolariık
iç borcu da ekledik mi, görürüz ki ülke bir borç kö-
püğü üzerinde yüzüyor. Yenıden büyümeye baş-
layan bütçe açığını da ekleyelim. Yabancı yatınm-
cılann da neden ABD piyasalanna güvenini kay-
bettiğini, doların da 2000 yılından bu yana Euro ve
Yen karşısında sırasıyla %30 ve %19 değer kay-
bettikten sonra 2004'te de bu trendi korumaya
devam ettiğini kolayiıkla görebiliriz.
Anlaşılması daha zor olan, hafta sonunda, ABD
Merkez Bankası (FED) guvernörlerinden Ben S.
Bernanke'nin, bir dolar krizi olasılığı "0" değil,
ama çok düşük diyerek (Bloomberg 5/01) süre-
ce kayrtsız kalacaklannı belirtmesi. Cari açığın ve
bütçe açığının (dolayısıyla askeri harcamalarının)
finansmanı için dolann yabancı yatırımcılar açısın-
dan cazip bir düzeyde kalması gerekmiyor muy-
du? öyleyse dolann gerilemeye devam etmesinin
ve FED'in ilgisizlik politikasının arkasında başka
önemli nedenler olsa gerek...
'Bastınlanın geri gelmesi'
Bunlariçin, küreselleşmenin köpüklerinin patla-
maya başladığı 1997 yılına kadar gitmek gereki-
yor. Ekonomist Peter Eavis'ın işaret ettiği gibi, o
yıl FED önderiığinde dünya merkez bankalan tari-
hin en fütursuz parasal genişleme politikasını uy-
gulamaya koydular (TheStreet.com, 30/12). Bush
yönetiminin askeri harcamalar ve vergi ındırimı yo-
luyta yaptığı GSMH'nin % 2.5'ine ulaşan nakiten-
jeksiyonu da 2001 'de başlayan resesyonu yanda
kesti. 2003 sonunda, faızler Japonya'da 'sıfır',
ABD'de % 1, Avrupa'da %2 civannda kaldı, büt-
çe açıklannın GSMH'ye oranı, Japonya'da %7,
Amerika'da %4, Avrupa'da %3'etırmandı. Robert
Samuelson'un vurguladığı gibi döviz piyasalann-
da dolar arzı talebi geçti (Newsweek, 29/12).
Ama bu parasal genişleme sayesinde, dünya eko-
nomisindeki, kapasite fazlasından kaynaklanan
kriz eğilimi baskı altına alındı, ertelendi.
Bu genişleme sırasında ABD borçlandı, ithal et-
ti, tüketti, diğerieri, özellikle Asya ülkeleri, elde et-
tikleri dış ticaret fazlasını yeniden ABD piyasalan-
na yatırdılar. Böylece bu kapasite fazlasının tasfı-
yesi için gereken kimi fabrikalann kapanması, baş-
ka yere gitmesi, işsizliğin tırmanması gibi tatsız
olaylar, ülkelerin bu tatsız sorunlan birbirinin sırtı-
na yıkma çabasından kaynaklanacak uluslararası
ticaret savaşlan engellendi. Ama, bu beş yıl bo-
yunca da dünya ekonomisindeki büyüme hızının
%96'sı ABD'den kaynaklandı, ABD'nin toplam dış
ticaret hacmi toplam dünya dış ticaret hacmınin
%30'una ulaştı, son derecede dengesiz bir durum
oluştu.
Diğer ülkeler kabul edecek mi?
ABD yönetiminin dolann zayıflamaya devam et-
mesi karşısında kayıtsız kalmasının arkasında, ca-
ri açık ve bütçe açıklannın yanı sıra, kapasite faz-
lasının getirdiği basıncın artık dayanılmaz bir nok-
taya ulaşması yatıyor olabilir. Dolann değer kay-
betmesi, ithalatı caydınrken, ABD mallannın ulus-
lararası piyasalarda paylannı genişletme (deflas-
yonu ihraç etme) şansını da arttıracak. Peki diğer
ülkeler, hem ABD ekonomisini fınanse etmeyi hem
de bu yükü üstlenmeyi kabul edecekler mi?
ABD yönetiminin, bir dolar krizi olasılığını ciddi-
ye almamasının arkasında sanınm iki neden var.
Birincisi, dünya döviz rezervlerinin %70'ine sahip
Asya ülkeleri bunlann %90'ını ABD bono piyasa-
sına yatırmış durumdalar. Dolann değer kaybetme-
si hem bu yüzden hem de ihracat kapasıtelenni
olumsuzetkılediği için işlerinegelmiyor; kendi dö-
vizlerinin dahafazladegerlenmesini engellemek için
dolan desteklemeye çalışıyor, böylece de ani bir
çöküşü engelliyorlar. Ikincisi, ABD, dünya enerji kay-
naklanna el koymaya başladığı bir sırada, bu ül-
kelerin, ABD kâğıtlannı piyasaya dökerek bir kriz
tetiklemeye cesaret edemeyeceklerine ınanıyor.
Böylece FED bu stratejiyi, Bush'un seçilme şan-
sını zayıflatmamak için seçimlere kadar izledikten
sonra, faizleri tedricen yükselterek ekonominin yö-
nünü, bir sarsıntıya yol açmadan değıştirebilece-
ğine inanıyor. Ancak, faizler artmaya başlayınca,
bugünkü aşın borçlanmışlık düzeyinde, bireylerin
ve şirketlerin kitlesel olarak iflasa sürüklenmesi, iş-
sizliğin hızla artarken tüketimin düşerek, bir reses-
yona neden olması olasılığı da var ve gün geçtik-
çe de güçleniyor.
Kürtçe yayın sıkıntısı büyüyor
RTÜKyönetmelikte
geri adım atmıyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Radyo
Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK), Kürtçe yayın
yönetmeliğindeki
"Türkij'e Cumhuriye-
ti'nin simgesi dışında
görüntfi kuDandmama-
a" ifadesi yerine "suç
otuşturmayacakgörün-
rü kullanılabihr" derul-
mesinı isteyen Başba-
kanlık'a direniyor.
RTÜK'ün Başbakan-
lık'a gönderdiği yönet-
mehğe Başbakanlık ba-
zı itirazlarda bulunmuş-
tu. Başbakanlık özel-
likle yönetmelikteki
u
Yayın kuruluşlan.
stüdŞo düzeni ve ses
efektindeTürkiyeCum-
hurrveti'nin simgesi ol-
muş görüntü\v sesin dı-
şında simge. işaret ve
ses kullanmamakla yü-
kümlüdürler" ifadesi-
ne karşı çıkmıştı. Bu
ifadenin yerine, "Yaym
kuruluşlan bu dil veya
lehçede yaptıkları ya-
jm süresince stüdvo dû-
zeni, mevcut logo, ses
efekti ve tanıdcı ses işa-
retlerinde suç unsuru
taşıyan simgelere yer
vermemekle \iikümlii-
dürkr" hükmünün ge-
tirihnesini istenmişti.
Hazırlanan yeni yö-
netmelik taslağı dünkü
RTÜK toplantısında de-
ğerlendirildi. Düzenle-
menin adının da "Türk
vatandaşlarmmgünlük
yaşamlannda gelenek-
sel olarak kuüandıkla-
n farkh dil ve lehçeler-
de yapılacak radjo ve
televizvon ya>ınlan hak-
kındayönetmelik" ola-
rak değiştirihnesinin is-
tendiği öğrenildi.
Toplantıda bazı üye-
lerin degişikliklere sert
biçimde karşı çıkması
üzerine herhangi bir ka-
rara\-anlamadi. Üst Ku-
rul'un bugün yeniden
bır araya gelecek.