23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2004 ÇARŞAMBA HABERLER AKP, kısa süre bakanlık yapan Akcan'ın yolsuzluktan soramlu tutulamayacağı gerekçesiyle önergeyi çekti AydınveTopçu'ya soruşturma Yaşar Topçu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Eski Bayındırlık ve Iskân Bakanı KorayAydm ile eski Ulaş- tırma Bakanı Yaşar Topçu hak- kındaki soruşturma önergeleri TBMM Genel Kurulu'nda dün kabul edildi. Böylece geçmiş dö- nemdeki icraatı nedeniyle hak- lannda soruşturma açılan bakan sayısı 8'e çıktı. AKP. bakanlığı- nın kısa bir dönemi kapsaması ne- deniyle sorumlu tutulamayaca- ğını gerekçe göstererek eski Ba- yındırlık ve Iskân Bakanı Ab- dülkadirAkcan hakkındakj öner- geyi ıse geri çekti. TBMM'de dûn CHP'nin, Ay- dm ve Topçu hakkında verdiği so- ruşturma önergeleri görüşüldü. Aydın hakkında "bakanhğı sıra- sındayapdan ihalelerde usulsüz- • Meclis Genel Kurulu'nda, eski bakanlar Koray Aydın ve Yaşar Topçu hakkındaki soruşturma önergeleri görüşüldü. TBMM'de savunma yapmayan Aydrn, hakkındaki soruşturmanın AKP ve CHP tarafindan yerel seçimlerde malzeme olarak kullanılacağını belirtti. lüklerde bulunduğu ve bu ihale- rağmenfiyatiarıayariayarak ve lerie UgiH yolsuztuk iddialannın tahkikini zamanında yapürma- yarak görevini kötüye kuJJandı- ğı,malvarlığında haksc aroşa se- bebiyetverdiği'' gerekçesiyle so- ruşturma açılması, genel kurula katılan 368 milletvekilinden 358'inin oyuyla kabul edildi. Ay- dın hakkındaki önergede 4 ret, 5 çekimser, 1 boş oy kullanıldı. Topçu hakkında ise "Karade- niz Sahil Yolu işlerinin ihalesin- de müteahhit firmalann önce- den anlaşüklannın bilinmesine rekabete meydan vermeyerek devleti büyük ölçüde zarara uğ- ratüğı" gerekçesiyle soruşturma açıldı. Topçu hakkındaki önerge- nin oylamasına katılan 373 mil- letvekilinden 342'si kabul, 20'si ret, 7 si çekimser, 4'ü boş oy kul- landı. Topçu genel kurulda yap- üğı konuşmada mal beyanında da bulundu. Topçu. malvarlığını "bir ev, bir küçük araba ve Çu- bukta 250 metrekare arsa" ola- rak sıraladı. Aydın ise yazılı açıklama yap- mayı yeğledı. Hakkındaki öner- geyi "siyasilinçT ' olarak nitelen- diren Aydın, "Bu soruşturma önergeteri, gizti AKP-CHP ko- aüsyon hükünıetinin 28 Martye- rel seçimleri için siyasi şov mal- zemesi haline gehniştir" dedı. Başbakan'ın şirketi Görüşmede Başbakan'ın şırket kurması konusunda tartışma ya- şandı. CHP'li Muharrem Ince yoksulluk sınırında yaşayan öğ- retmenlerin ek iş yapması ya- sakken Başbakan'ın ek ış yaptı- ğına işaret etti. Ince, "Benimpar- timin gendbaşkamböykbirdük- kân açsaydı, siz bana bunu söy- lese\ diniz ben kafanu yere eğer- dim, sonra da genel başkammın istifasını istentim" dedı. Korav Avdın Komisyon fezlekeleri ele alacak Dokunulmazlığa wra1d göriişme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa- Adalet Karma Komisyonu, 1 yıllık bir gecikmenin ardından Meclis'te bulunan 66 milletvekili hakkındaki 114 dokunulmazlık dosyasını görüşme karan aldı. Fezlekeler, bugün oluşturulacak hazırlık komisyonlarına sevk edilecek. Hazırlık komisyonlarından "dönem sonuna kadar ertekme" yönünde kararlar çıkması bekleniyor. TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu, Dokunulmazlıklan Araştırma Komisyonu'nun raporunu tamamlamasının ardından bugün toplanıyor. Toplantıda, TBMM'de bulunan 66 milletvekili hakkındaki 114 dokunulmazlık dosyasıyla ilgili olarak hazırlık komisyonlan oluşturulacak. Hazırlık komisyonlarına ad çekilerek 5'er üye seçilecek. Hazırlık komisyonu, kendine gizli oyla bir başkan ve sözcülük görevini de yapacak bir kârip üye seçecek. Dosyalan inceleyecek olan hazırlık komisyonlan gerekirse milletvekillerini dinleyecek. Hazırlık komisyonlan, raporlannı göreve başlamasmdan itibaren en geç bir ayda tamamlayarak Karma Komisyon'a sunacak. Karma Komisyon da bir ay içinde raporlarla ilgili karannı sonuçlandıracak. Karma Komisyon, hazırlık komisyonunun raporlan üzennden dokunuhnazlığın kaldınbnası ya da kovuşturmanın miUetvekiü'iğmin sona ermesine kadar ertelenmesi yönünde karar verecek. Karma Komisyon raporu, kovuşturmanın ertelenmesi biçiminde ise genel kurulda okunacak. Rapor. 10 gün içinde yazılı itiraz olmazsa kesinleşecek. Rapor. dokunulmazlığın kaldınlması yönünde ise ya da itiraz edilmişse genel kurulda görüşülecek. TBMM Başkanı Bülent Annç, CHP fzmir Milletvekili Hakkı Ulkü'nün dokunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin istemini, Anayasa-Adalet Karma Komisyonu'na sundu. Ulkü, geçen günlerde TBMM Başkanlığı'na başvurarak yasama dokunuhnazlığının kaldınlmasını istemişti. TBMM'de 43'ü AKP. 21 'si CHP, 1 "i DYP ve 1 'i de bağımsız olmak üzere 66 milletvekili hakkında 114 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Bu dosyalar arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abduüah Gül, tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Orman Bakanı Osman Pepe, Milli Savunma Bakanı Vecdi GönüL AKP Genel Başkan yardımcılan Dengir Fırat ve Akif GûDe'nin dokunuhnazlığının kaldınlmasını içeren fezlekeler de yer ahyor. I • Meclis Anayasa-Adalet i Karma Komisyonu, 1 yıl sonra 66 milletvekili hakkındaki dokunulmazhk dosyalannı görüşme karan aldı. AKP yönetiminin dosyalarla ilgili olarak "dönem sonuna erteleme'" | yönünde karar ahnması eğiliminde ' olduğu belirtildi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Adalet Bakam'nın 'yargıya güvensizlik' konusundaki sözü şaşırttı Çiçek: Işine gelen güvenir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Barosu Başkanı Semih Gü- ner, Atatürk un emaneti olan laık hu- kuk kurallanna dayalı cumhuriyete her zaman sahip çıkacaklannı vur- guladı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek de, "Bir iki kişinin yargıya güvennû- yoruz demesi bizi abnganhğa sevket- memeti. tşine gelen güvenir, işine gel- meyen güvenmez. Hukuk devletin- de yargıdan başka güvenilecek güç yoktur* diye konuştu. Ankara Barosu'nca düzenlenen -lluslararası Hukuk Kuruhavı" dün başladı. Semih Güner, açış konuşma- sında, "Baromuz yüce Atatürk'ün emanetiolan laikhukukkurallaruıa dayalı özgüriükçü ve katüımcı de- mokrasianlayışıylabütünleşencum- huriyetimize 80 yilhk onurlu geçnû- şi içinde herzaman sahip çıkmayı en öntegetengörevsaymıştir* dedi. Gü- ner, yürütme erkını kullananlann ve parlamenterlerin yargıya güven duy- madıklannı dile getirdikleri bir or- tamda yargının sorunlannı hukuk devletı içindekı önemıni tartışmak- ta yarar gördüklerini söyledi. Cemil Çiçek ise hukuk devleti, insan haklan ve savunma hakkı ko- nulannın çağdaş ülke ve devletlerin mali göstergeleri kadar önemli ol- duğunu kaydetti. Avrupa Birliği'nin hukuki bir süreç olduğunu kaydeden Çiçek, "Birincieksikhk anayasadan kaynaklanıyor. Parça parça değişti- rilmesi yerine değiştirilemez mad- deier dışında anayasanın topluca de- ğtşmesidir. Denilebüirki.'sayısal ç o ğunluğunuz var, yapsanıza". Benim partimin 367 değtt, 467 milletvekiu de olsa, bu mesele bir temel uztaşma meseledir1 ' dedı. Yargıya güvensiz- lik tartışmalanna da değinen Çiçek, "Bir iki kişinin yargıva güvenmrvo- ruz demesi, 70 milyon içerisinde bi- zi ahnganhğa sevk etmemeü. Güve- nen olsa da ohnasa da hiç önemli de- ğiLÇünkü,bir hukukdevletindeyar- gıdan başka güvenilecek hiçbir güç yoktur" diye konuştu. Kurultaydan aynlırken gazeteci- lerin sorulannı da yanıtlayan Çiçek, "L zanlar'ın yatiannın iade edilme- si yönünde karar verildi. Bankalar Yasası'nın uygulanmasında bir sı- kınö mı var" şeklındekı soruya şu yanıtı verdi: "Yasanın uygulanma- sında bir sıkmtı çıkmaz. Çıkarsa da değiştiririz. Türkiye ordan burdan ödünç para alarak, IMF potitikala- nyla bir yere varamavacağını 18-19 kezgördü. Eğerbuyetmezse,bir ya- sa daha çıkannz. Ö da yetmezse bir yasa daha çıkannz. Yolsuzhığu bir tekyasa ile halledecekbabayiğit var- sa, buvursun geisin. Hiçbir kesim, kendi hırsızmı korumasın." Kurultayın ilk açık oturumunda "Hukuk devleti'' tartışıldı. Anaya- sa Mahkemesi Başkanı MustafaBu- min'in yönettiği oturumda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanı Dr. Bflal Kartal, 1982 Anayasası'nın toplu- mun sorunlanna çözüm üretmekten uzak ve hukuk devleti açısından *ga- ripüklerle, çehşküerle" dolu oldu- ğunu söyledi. HAK-PAR Kürtçe kongreye inceleme • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, emniyetten kongre görüntülerini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hak ve Özgürlükler Parrisi'nin (HAK-PAR) l.Olağan Büyük Kongresı'nde Kürtçe konuşulması ve lstiklal Marşı söylenmemesı nedeniyle inceleme başlattı. tncelemesim Sıyasi PartilerYasasrna muhalefet kapsamında sürdüren başsavcılık, emniyetten kongre görüntülerini istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HAK-PAR 1. Olağan Büyük Kongresi'nde Türkçe konuşulmadığı, lstiklal Marşı söylenmediği, Kürtçe pankartlar açıldığı yönünde basına yansıyan haberler üzerine konuya ilişkin inceleme başlattı. .\nkara Emniyet Müdürlüğü'nden kongre görüntülerini isteyen başsavcılık, incelemeyi, Siyası Partiler Yasası'nın "azuılıklann yaranlmasının önlenmesi. partilerin açık VÎJÎ kapah salon toplannlannda Türkçeden başka dilde konuşulamav'acağı, pankart asdama>'acağı'' hükümlen uyannca yürütüyor. HAK-PAR'ın l. Olağan Kongresi'nin yapıldığı salona Türk bayrağı asılmadı. HAK- PAR Genel Başkan Yardımcısı Reşit DeK de kongrenin açılış konuşmasını Kürtçe yapması üzerine emniyet güçleri tarafindan uyanlmıştı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Emin Çölaşan, ardından Mehmet Tezkan köşelerinde "gazetecilik ve ulusal çıkar" konusunda fikirlerini yazdılar. Emin Çölaşan, "Köşe ya- zartan ulusun çıkarian doğnıltusun- da yazmalı" dedi. Mehmet Tezkan da "Tamam... Ulusun çıkarlan doğ- rultusunda yazılar yazalım da, bunu kim beliheyecek?" sorusunu sordu. Makedonya'nın başkenti Üsküp'te geçenierde "Savaşlar ve Gazeteci- ler" başlıklı bir sempozyuma katıl- mıştım. Savaş ve çatışmalarda gaze- tecilerin yaşadıklarını çeşitli boyut- lardatartıştık. Tartışılan konulardan bi- risi de gazetecilerin "yurtsevehik ve profesyonellik" arasındaki ikilemiydi. Bu ikilemi en çarpıcı şekilde, eski Yu- gosiavya'da gazetecilik yapan mes- lektaşlanmız yaşamışlardı. Iç savaş başlayınca o güne kadar hiç düşünmedikleri etnik kimlikleri büyük bir sorun haline dönüşmüştü. Iç savaşın yaşandığı bölgelerden ga- zeteciler haber geçerken mensup ol- dukları milliyetten insanlar, askerı güçler, siyaş^akımlar, onlardan haber- 'Ulusal Çıkarlar' ve Gazetecilik leri kendilerini savunacak şekilde yaz- malarını istiyorlardı. Eğer gazeteci Arnavut'sa, Arnavutlann yanında saf tutmalı, Hırvat'sa Hırvatlann yanın- da, Sırp'sa Sırplann yanında olmalıy- dı. "Yurtsevertik" bunu gerektiriyor- du. Bu deneyi yaşamış çok sayıda ga- zeteciyi dinledim. Haberieri tarafsız olarak geçmeye çalışmalan başlan- nadertleraçmıştı.Tehditleralmışlar- dı. Kendi milliyetleri tarafindan teh- dit edilmişler, birçoğu da bu milliyet- çi taleplere boyun eğmişler, haberie- ri ve yorumları meslek ilkeleri teme- linde değil, kendi milliyetlerinin istek- leri doğrultusunda yazmak zorunda kalmışlardı. Çoğunluk, bu konuda çok ciddi hatalar yaptıklarını, hâlâ da bu eğili- min psikolojik baskılar nedeniyle de- vam ettiğini söyledi. Bu "mesleği ve profesyonelliği" zedeleyen alışkan- lıkların dejjjişmesı gerektiği konusun- da da herkes hemfikirdi. Bu arada Makedonya televizyonundan yöne- tici bir kadın gazeteci, "yurtseveriik- le profesyonelliğin çelişmediğini" savundu. Salonun önemli bir kısmı ya- şadıkları deneylerin ışığında bu ko- nuşmayı onaylamadı. En önemli eleş- tiri ise Makedonyalı bir Türk gazete- ciden geldi. Makedonya'da Makedon çoğun- luğun, yalnızca kendi çıkarlannı sa- vunan doğrultuda haber istediğini, bu nedenle Makedon gazetecilerin Makedonlan, Arnavut gazetecilerin de Arnavutlan kollayarak haber ve yorum yaptıklarını anlattı. Makedon- yalı Türk meslektaşımız sözlerini şöy- le tamamladı: "Milliyetçilik temelin- de gazetecilik yapılamaz. O zaman doğru habercilik mümkün olmuyor. Biz bunu yaşadığımız onlarca örnek nedeniyle biliyoruz." • • • Uluslararası gazetecilik kuralları içinde "Gazeteci ulusal çıkarlan ko- oır" diye bir hükme şimdiye kadar rastlamadım. Ancak tersi yönde çok hüküm ve uyan yer aldığını biliyo- rum. Irak'ın işgali sırasında ABDtank- larına binen ve oradan haber geç- meye çalışan gazetecilerin ne kadar çok eleştiriye uğradıklannı biliyoruz. "Ulusal çıkarlar" saptaması, genel- likle iktidarlann gazetecileri yönlen- dirmek amacıyla ortaya attıklan son derecetartışmalı birtez olarak kabul edilir. örneğin bir gazeteci veya yurttaş olarak biz Dışişleri Bakanlığı tarafin- dan belirienen dış politikayı kabul et- mek zorunda mıyız? Onu "ulusal çı- karlar"zırhı nedeniyle eleştirmeyecek miyiz? Bunu birçok alanayayabiliriz. Daha da önemlisi, diyelim ki güven- lik güçleri bir yerde halka kötü dav- randı, işkence yaptı, insan haklannı ihlal etti. Burada devlet yetkilileri bi- ze diyebiltrler ki, "Bunlan yazmayın, ulusal çıkahanmızı zedelersiniz, bizi yurtdışında zor durumda bırakırsı- nız..." O durumda gazeteci ne yap- malıdır, bu gerçeği gizlemeli ve "ulu- sal çıkariar" adı attında bu gerçekle- ri hasır altı mı etmelidir? ••• Haberciliğin veyazarlığın en temel ilkesi, gerçege bağlı kalmaktır. Soyut bazı "çıkar" ihtiyaçlanna boyun eğ- meye başlarsa, nerede duracağını da bilemez. "Ulusal çıkar" kadar her yana çekilebilecek ve istismar edile- cek bir soyut ilkeyi gerçeğin önüne koyarsanız, bu güç odaklarının sap- tamalanna da boyun eğeceğiniz an- lamına gelir. Her ülkede güç odaklanna yakın, onlann politikalannı savunan "yurtse- vergazeteciler" oldu. Ancak onlar, iyi bir örnek olarak kabul görmediler. Bu mesleğin başlıca ilkeleri; taraf- sız, objektif, barışçı, insan haklanna saygılı, güç odaklanndan bağımsız, şiddete ve ırkçılığa karşı olmaktır. Ha- berlerimize ve yorumlarımıza da an- cak bu ilkeler yön gösterebilir. GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Şimdilik Bahar Havası Halen dünya ekonomisinde bahar havası ege- men; ekim ayındaki ABD başkanlık seçimlerine kadar da sürebilir. Ancak, ondan sonrası fırtına olasılığı giderek artıyor. ABD cari açığı bu yıl 550 milyar dolara ulaştı; top- lam dış borçlarıysa, yaklaşık 3 trilyon dolar. GSMH'nin %199'una ulaşan 21.6 trilyon dolariık iç borcu da ekledik mi, görürüz ki ülke bir borç kö- püğü üzerinde yüzüyor. Yenıden büyümeye baş- layan bütçe açığını da ekleyelim. Yabancı yatınm- cılann da neden ABD piyasalanna güvenini kay- bettiğini, doların da 2000 yılından bu yana Euro ve Yen karşısında sırasıyla %30 ve %19 değer kay- bettikten sonra 2004'te de bu trendi korumaya devam ettiğini kolayiıkla görebiliriz. Anlaşılması daha zor olan, hafta sonunda, ABD Merkez Bankası (FED) guvernörlerinden Ben S. Bernanke'nin, bir dolar krizi olasılığı "0" değil, ama çok düşük diyerek (Bloomberg 5/01) süre- ce kayrtsız kalacaklannı belirtmesi. Cari açığın ve bütçe açığının (dolayısıyla askeri harcamalarının) finansmanı için dolann yabancı yatırımcılar açısın- dan cazip bir düzeyde kalması gerekmiyor muy- du? öyleyse dolann gerilemeye devam etmesinin ve FED'in ilgisizlik politikasının arkasında başka önemli nedenler olsa gerek... 'Bastınlanın geri gelmesi' Bunlariçin, küreselleşmenin köpüklerinin patla- maya başladığı 1997 yılına kadar gitmek gereki- yor. Ekonomist Peter Eavis'ın işaret ettiği gibi, o yıl FED önderiığinde dünya merkez bankalan tari- hin en fütursuz parasal genişleme politikasını uy- gulamaya koydular (TheStreet.com, 30/12). Bush yönetiminin askeri harcamalar ve vergi ındırimı yo- luyta yaptığı GSMH'nin % 2.5'ine ulaşan nakiten- jeksiyonu da 2001 'de başlayan resesyonu yanda kesti. 2003 sonunda, faızler Japonya'da 'sıfır', ABD'de % 1, Avrupa'da %2 civannda kaldı, büt- çe açıklannın GSMH'ye oranı, Japonya'da %7, Amerika'da %4, Avrupa'da %3'etırmandı. Robert Samuelson'un vurguladığı gibi döviz piyasalann- da dolar arzı talebi geçti (Newsweek, 29/12). Ama bu parasal genişleme sayesinde, dünya eko- nomisindeki, kapasite fazlasından kaynaklanan kriz eğilimi baskı altına alındı, ertelendi. Bu genişleme sırasında ABD borçlandı, ithal et- ti, tüketti, diğerieri, özellikle Asya ülkeleri, elde et- tikleri dış ticaret fazlasını yeniden ABD piyasalan- na yatırdılar. Böylece bu kapasite fazlasının tasfı- yesi için gereken kimi fabrikalann kapanması, baş- ka yere gitmesi, işsizliğin tırmanması gibi tatsız olaylar, ülkelerin bu tatsız sorunlan birbirinin sırtı- na yıkma çabasından kaynaklanacak uluslararası ticaret savaşlan engellendi. Ama, bu beş yıl bo- yunca da dünya ekonomisindeki büyüme hızının %96'sı ABD'den kaynaklandı, ABD'nin toplam dış ticaret hacmi toplam dünya dış ticaret hacmınin %30'una ulaştı, son derecede dengesiz bir durum oluştu. Diğer ülkeler kabul edecek mi? ABD yönetiminin dolann zayıflamaya devam et- mesi karşısında kayıtsız kalmasının arkasında, ca- ri açık ve bütçe açıklannın yanı sıra, kapasite faz- lasının getirdiği basıncın artık dayanılmaz bir nok- taya ulaşması yatıyor olabilir. Dolann değer kay- betmesi, ithalatı caydınrken, ABD mallannın ulus- lararası piyasalarda paylannı genişletme (deflas- yonu ihraç etme) şansını da arttıracak. Peki diğer ülkeler, hem ABD ekonomisini fınanse etmeyi hem de bu yükü üstlenmeyi kabul edecekler mi? ABD yönetiminin, bir dolar krizi olasılığını ciddi- ye almamasının arkasında sanınm iki neden var. Birincisi, dünya döviz rezervlerinin %70'ine sahip Asya ülkeleri bunlann %90'ını ABD bono piyasa- sına yatırmış durumdalar. Dolann değer kaybetme- si hem bu yüzden hem de ihracat kapasıtelenni olumsuzetkılediği için işlerinegelmiyor; kendi dö- vizlerinin dahafazladegerlenmesini engellemek için dolan desteklemeye çalışıyor, böylece de ani bir çöküşü engelliyorlar. Ikincisi, ABD, dünya enerji kay- naklanna el koymaya başladığı bir sırada, bu ül- kelerin, ABD kâğıtlannı piyasaya dökerek bir kriz tetiklemeye cesaret edemeyeceklerine ınanıyor. Böylece FED bu stratejiyi, Bush'un seçilme şan- sını zayıflatmamak için seçimlere kadar izledikten sonra, faizleri tedricen yükselterek ekonominin yö- nünü, bir sarsıntıya yol açmadan değıştirebilece- ğine inanıyor. Ancak, faizler artmaya başlayınca, bugünkü aşın borçlanmışlık düzeyinde, bireylerin ve şirketlerin kitlesel olarak iflasa sürüklenmesi, iş- sizliğin hızla artarken tüketimin düşerek, bir reses- yona neden olması olasılığı da var ve gün geçtik- çe de güçleniyor. Kürtçe yayın sıkıntısı büyüyor RTÜKyönetmelikte geri adım atmıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Kürtçe yayın yönetmeliğindeki "Türkij'e Cumhuriye- ti'nin simgesi dışında görüntfi kuDandmama- a" ifadesi yerine "suç otuşturmayacakgörün- rü kullanılabihr" derul- mesinı isteyen Başba- kanlık'a direniyor. RTÜK'ün Başbakan- lık'a gönderdiği yönet- mehğe Başbakanlık ba- zı itirazlarda bulunmuş- tu. Başbakanlık özel- likle yönetmelikteki u Yayın kuruluşlan. stüdŞo düzeni ve ses efektindeTürkiyeCum- hurrveti'nin simgesi ol- muş görüntü\v sesin dı- şında simge. işaret ve ses kullanmamakla yü- kümlüdürler" ifadesi- ne karşı çıkmıştı. Bu ifadenin yerine, "Yaym kuruluşlan bu dil veya lehçede yaptıkları ya- jm süresince stüdvo dû- zeni, mevcut logo, ses efekti ve tanıdcı ses işa- retlerinde suç unsuru taşıyan simgelere yer vermemekle \iikümlii- dürkr" hükmünün ge- tirihnesini istenmişti. Hazırlanan yeni yö- netmelik taslağı dünkü RTÜK toplantısında de- ğerlendirildi. Düzenle- menin adının da "Türk vatandaşlarmmgünlük yaşamlannda gelenek- sel olarak kuüandıkla- n farkh dil ve lehçeler- de yapılacak radjo ve televizvon ya>ınlan hak- kındayönetmelik" ola- rak değiştirihnesinin is- tendiği öğrenildi. Toplantıda bazı üye- lerin degişikliklere sert biçimde karşı çıkması üzerine herhangi bir ka- rara\-anlamadi. Üst Ku- rul'un bugün yeniden bır araya gelecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle