18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
!>1 O l Y Cumhuriyet İMTİYAZ SAHİBİ: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN SELÇUK • GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Ibrahım Yıldız • SORUMLU YAZIİŞLERİ MÜDÜRÜ: Mehmet Sucu • EK YÖNETMENİ: Arif Kızılyalın • EDİTÖR: Ozgür Özku V avımlavan. > enı Gün Haber Ajansı Basıo \e \ a\ ıncılık A $. Tûrkocağı Cad '<M i Cagaloglu M-34 Utanbu] PK 246 - SıAecı 3 W ; ist Tel (0 :i2jM2 05 05(20haııFaks lO212ıMT«<95 Baskı: Mertez Gazete Dergı Basım Y aıincılık San \eTıc \$ Barbaro^ BuhanNo 12* Beşıkta- - t»t Dağıtınr MeAez Dagıtım Pazarlama San \eTıc AŞ • Genei Mudur \ura> Özbek • RAIamGe- ncl Mudur ^ rd Alseı Sanoğlu. \h TablacL Mine Akdağ # Rezenas\on \e Teknık Metek Bamtçugil Tel U212 <54 U 98 e-masl reklanı«tak\ ım com ır Clirnpiyatlarda Türkiye'yi temsil edecek Oğuzhan Tü2ün Ata şgg^unda en yetenekli isimlerden|oorun Hedefbutüfeâin ucunda Atatürk ve atıcılık Atatürc, askeıi okul öçrencisiyken atıcılığa merak sarnış, arkadaşlan arasında keskin nişanclığı ıle tanınmştı. Bu merakı, yaşamı boyunca da devam etmıştı UlusaJ mücaöele yıllannda olduğu gibi, Cumhuriyet'in ilk yıllannda da Büyük Kurtarıcının sık sık atış talimlerine gıttiği, hatta bazen tirfekle atış tecrübelerine de katıldığı görülmüştür. Son yıllannda, büyük bir silah fabnkası tarafından özel olarak yapılıp kendisine armağan edilen, baston bıçimindeki tüfek de, Atatürk'ün büyük ilgisini çekmişti. Atatürk bu baston tüfekle, gerek Ankara'da Çankaya Köşkü'nün bahçesınde, gerekse Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde atış denemeleri yap>ardı. E S R A P E K E R y i tina Olımpıyat Oyunla- L \ n'ndaTürkiye'ninengüç- M 1 lü srlahlanndan biri olacak Oğuzhan Tüzün. Ata sporu atıcılıkta en büyükyeteneklerimizden olan Oğuz- han, genç yaşında Avrupa'nın sayılı isimleri arasında girmeyi başardı. Tü- zün, 7 yıllık spor yaşantısında pek çok kez şampiyon oldu. Avaıpa Şampiyo- nası'nda trap dalında dördüncü olarak ikincı kez Olımpiyat vizesi alan 22 ya- şındaki Tüzün, "Tekhedefim Atina'da altın alabilmek. Bu kez kendimde bu gücü hissedıyorum" diyor. - Ikinci kez olimpiyatlara katı- lacaksınız. Ama bu kez iddianız da- ha fazla değil mi? OĞUZHAN TÜZÜN - 1996ta Atlanta Olımpıyatları bitince ciddi olarak çalışmalara başladım. Ve Sydney Olimpıyatları'na katıldım. Branşımda en genç sporcuydum. Fakat 21. oldum. Istediğim olmadı. Şimdi daha iddialıyım. Çünkü çalışma ortamım çok farklı. Bu yıl ilk kez büyük- lerde yarıştım ve rakiplerimi zoriamaya başladım. Artık beni tanıyorlar. Mese- la italyan sporcuyla yanşırken atışları- mın çok iyi olmasına sinirlenen rakibi- min antrenörü, cep telefonunu yere fır- lattı. Daha iyı atacağımı ve onları daha da sinirlendireceğimi biliyorum. -17 yaşında dünya şampiyonu oldunuz ve Türkiye'de bir ilki gerçek- leştirdiniz... - Bu spora başladığımın üçüncü yılında dünyaşampiyonluğu eldeettim. Benim için önemli. Çünkü 17 yaşında, yabancı bir ülkede birincilik kürsüsüne çıkıp tüm dünya insanlanna Ulusal Mar- şımızı dinletmek yaşamış olduğum en mükemmelduyguydu. Bu, hersporcu- nun yaşayacağı bir şey değil. Türk atı- cılığı için de çok önemli bir derece. Çün- küAta sporumuz olmasına karşın 76yıl- dan beri ilk defa ülkemiz bu branşta dünya şampiyonu çıkardı. Bu yüzden bu başarı ülkem için de çok önemliydi. - Babanızın yönlendirmesiyle Babası antrenörü Diş hekimi olan baba Özer Tüzün, bir yandan da oğlunun antrenörlüğünü yapıyor. Baba Tüzün, Türkiye'de tek olmanın gururunu ve onurunu yaşadıklannı da vurguluyor. başladınız değil mi? - Evet. 14 yaşında atıcılığa başla- dım. Babamın aşıladığı silah sevgisi et- ken oldu. 0 olmasaydı belki de başka bir sporu yapıyor olacaktım. Babam aynı zamanda antrenörlüğümü yapı- yor. Spor Akademisi'nden bu yıl mezun oldum. Ama askerlik ve öğretmenlik başvurumu, Olimpiyatlar'a hazırlana- bilmek için erteledim. Tek hedefim Ati- na'da şampiyon olabilmek. Ve bu kez başaracağıma inanıyorum. - Silah sevgisi dediniz. Silah ve sevgi birbirine çok zrt kavramlar as- lında. Bunu doğrulayan şey nedir? - Bu başka bir sevgi. Kımseye za- rar vermeyen. Türkiye'de silah sevgisi yok. Çocuklara oyuncak silah bile alma- yın gibi şeyler söyleniyor. Bunlar doğru değil. Insanlaryanlışyönlendiriliyor. Bu konuda bilinçli bir şekilde eğitim gere- kiyor. Biz sadece spor yapıyoruz. - Antrenmanlarınızın da çok masraflı olduğunu biliyoruz. Bir id- manda ne kadar fişek atıyorsunuz? - Atıcılıkta finans çok önemli. Çün- kü çok masraflı bir spor. Yılda 8-10 mil- yar harcamam oluyor. Örneğin 1 ant- renmanda 65 fişek atıyorum. Bu da 250 mılyon lira ediyor. Bu sporda fişek ve abş sayısı başanyı önemli ölçüde etkilryor. - Bu ihtiyacınızı karşılarken zor- lanıyor musunuz? - Türkiye'nın ilk ve tek sponsorlu atıcısıyım.1999 yılından beri Ülker'le çalışıyorum. Sponsorum olmadan ön- ce babamın olanaklanylaçalışıyordum. Tabii zorlandığım oluyordu. - Atıcılıkta başan için en önem- li şey attığınız fişek sayısı mıdır? - Hayır. Bunun yanında psıkolojik destek ve fiziksel özellikler de önemli. 4 yıldır Yrd. Doç. Dr Cengiz Karagö- zoğlu ile psikolojik antrenmanlar yapı- yoruz. Heyecansız tabii kı olmuyor. Ama artık heyecanımı kontrol edebiliyorum. Ayrıca Ülker'de görev yapan diyetis- yen Gülgün Uzun'un yardımıyla sağ- lıklı şekilde kilo veriyorum. - Sydney Olimpiyatları'nda ba- şarısız olmanızm bir nedeni de psiko- lojik olarak hazır olmamanız mıydı? - Sydney'de ilk seriyi birinci sıra- da bitirdiğimde kendi kendime, bu işin brttiğini söyledim. Kendımefazla güven- dim. Atarız, ederiz demek bana bir şey kazandırmadı. Tam tersine kaybettirdi. Konsantrasyonunuzu kaybettiniz mi bu iş biter. TÜZÜN'ÜN BAŞARILARI - 7999 Dünya Gençler şampiyonluğu - 2000 Avrupa Gençler üçüncülüğü - 2001 Avrupa Gençler şampiyonluğu - 2002 Uluslararası Gençlerşam- piyonluğu, Dünya Gençlerikinciliği - 2003 Dünya Üniversitelerşam- piyonluğu, Avrupa Büyükler dördün- cülüğü (olımpiyat kotası) - Trap ve double trap 'ta 3 Balkan şampiyonluğu - 2 Balkan ikinciliği - 7 Türkiye rekoru -1 dünya rekoru. Top Toplayıcılar O S M A N K E R M E N Türk tenisinde artık top toplayıcı çocuk- lar yok. Enflasyonla beraber onlar da kaybol- du. Yalnız top toplayan çocuklar değil onlarla beraber bizi Davis Kupa- sı'nın üst kategorilennde temsil edecek sıradışı te- nısçiler de kuruyan bir de- re gıbı yıtıp gittiler. Son ku- şak ulusal tenısçılerimızle an- cak Afrika grubunun bilmem ka- çıncı kategorisınde oynayabiliyo- ruz. Kısacası son 10 yıl içınde kü- me düşmüşüz kiime! Biliyor musunuz ki Türkiye'de61 tenis ku- lübü var. Ne yapar bu kulüpler? Bu 61 kulübün ikisi yıllık baraj p>uanlannın yüzde 99'unu top- larken bir - iki puanı da Izmir ve Ankara alıyor. Ama genye kalan 58 kulüp de federasyon baş- kanını seçer. Böyle demokrat temsil olur mu? Türkiye bayanlarfikstürü için 16 adet ba- yan yoktur Ama yazın her ay bir bayanlar bi- rinciliğı oynanır. Bu 16 bayanın yansı da 16 yaş attı küçük çocuklardır. Federasyon ne yapsın? Malzeme yok. Şampiyon tenısçi artık gelmiyor. Turk tenisinin en faal ve etli butlu tenisçileri 35 yaş üstü delikanlılardır. Çoğu da doktor, büyük işadamı, banka müdürleri vebuna benzerkim- selerdir. Use ve ünıversitelı gençler laf olsun di- yefikstürlere girerier. Çoğu da burs kovalar. Kı- sacası gerçek sporcu değildırier. Hele vete- ranlariçınde gerçek olanlan iki elin parmağı ka- dar. İyi ki bu insanlar var da Türkiye'de tenis konuşuluyor. Ne varki bunlara veteran denme- seiyi olurdu. Yaş gruplan daha yakışıklı sanki. Bütün bunlar federasyonu suçlayacak şeyler degi belki de ama yurdtımuzda gerçek tenis sporcusu, örneğin bir Rıza Maksut da yok. Eglence tenisçilennden oluşmuş biragg- regat... İyi H bunlar var. Ya onlar da olmasay- drederasyon ne olurdu? Oimayan sporun hocası olmaz Banagöre b»ızim halkımız sporcu ile oyun- cuyu futbo. baslcetbol ve diğerlerı gıbı tenise taşıyamamş. Yuirdumuzda onlarca Satelite veÇalenc »•upaları yabancılarla oynanmakta. Ana bunlau 1 seyretmeye giden ne veteran, ne çccuk ne ce ebeveyn var trıbünlerde. Eh bu kadar SUSLZ kalan tarlada ne biter ki? Hepsi kırudu gitt tenisi mizle beraber. Ben bile üni- versitedeki bilim dalı başkanlığını bırakmak gereğinı du/uyorum. Oimayan bir sporun ho- cası mı olur? Elvada Türk tenısı. Federasyon dckorkuluf gibi dursun bu tarlanın bir kena- rrda... Lazm olur bir gun. Tıpkı benım hoca- lıka kalrnan gıbı. HEM BAŞARILI HEM CENTİLMEN Kortlardaki şeker adam: Rafter Patrick Rafter, Avustralya'da korta çıkacak. Son bir kez Patrick Rafter, Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nda çiftlerde VVayne Arthurs'la birlikte mücadele edecek. Çiftler deneyimi bir hayli fazlaolan Arthurs'la birlikte Rafter'ın yapacağı mücadele, yayıncılann da isteğiyle büyük bir ihtimalle Rod Laver Arena veya 1 numaralı kortta oynanacak ve biz de izleme şansına sahip olacağız! ŞEVKET FURKAN ERBAY T " a m olarak Michael Jor- # dan'ın yaptığı gibi, hayran- f larına bir kıyak yapıp "ıkinci bahar' yaşama kararı aldı denılemez, ancak onu yeniden mücadele ederken görmek heyecanlanmak için yeterli. Raf- ter, bir seferliğine yeniden kortta Tarihi boyunca dunmadan tenisçi üretmiş bir ülkeden geldiği için Patrick Raf- ter hakkında -sadece vatant Avustral- ya'nın sınırlannı baz alsak bile- "gelmiş geçmış en iyilerden biri" tanımlamasını kullanmak, 'abarblıvebirazdaduyguyük- lü" yorumlanna neden olabilir. Kabul. Ama en çok sevilen tenisçilerden biri dersek kesinlikle gerçeğin ta kendisinı söylemiş oluruz? Dokuz çocuklu bir ailenin en genç üçüncü üyesi olarak 1972'de ûueens- land'de doğan Patrick Rafter, sonlanna doğru parlak bir görünüm arz eden kari- yerinin son maçını 2001 'in Kasım ayında Davis Kupası fınalinde oynadı (Meraklı- sına; Avustralya finali Fransa'ya kaybet- mişti). Tam bir yıl maç oynamayan Raf- ter, uzun bir bekieyişdönemini "beklenen" açıklamayla sonaerdirdi ve Ocak 2003'te emekliye aynldığını açıkladı. Geçen günlerdeyenıden basına de- meç veren Pat Rafter, tenise geri dönme- yi düşünmediğini, ancak bu yılki Avust- raly a Açık'ta çiftler mücadelesine katılmak istediğini belirtti. Böylece Hewitt'in per- formansı, Roddick - Federer çekişme- si, beşinci kupasını hedefteyen Agassi gi- bi çok sayıda merak konusuna sahip te- nisseverlerin, bu "tatlı süfp/7z/e"tumuva- ya olan ilgisi had safhaya çıkmış oldu. Kanyerindeki 11 tumuvaşampiyon- luğunun sadece ikisi grand slam olan Pat Rafter, 9 kez oynadığı Melbourne Park Kortlan'nda diğer Avustralyalı raketlerin de üzerindeolan laneti yaşadı. 1976'dan bu yana ülkelerındeki bu turnuvada tek erkeklerşampiyonu çıkaramayan Kangu- rular için Rafter, 1990'lar boyunca en bü- yük umutlardan biri olmuştu. Ancak son katıldığı 2001 turnuvasındaki yarı finali dışındaki sezonlarda 4.turun dahi üzeri- ne çıkamayan Rafter, en büyük idealle- rinden birine ulaşamadan kariyerini nok- talamıştı. İnsanlık abidesi Bugünlere gelmesinde yadsına- maz bir payı olduğunu herkesin bildiği "öğrencisi" Lleyton Hevvitt'in bile he- nüz 22 yaşında 19 şampiyonluğu oldu- ğu düşünüldüğünde, 11 şampiyonluk pek de önemli durmuyor belki. Buna karşın Pat, tenisseverferin gönlünde hep "kazanan" oldu. 2000 Wimbledon fina- linde Sampras'a, 2001 VVimbledon fi- nalinde ise Ivanisevic'e karşı oynadığı unutulmaz iki finalden sonrakı davranış- lan akıllardar silinecek gibi değil. Onlarca fair - play, "2002 Yılın Avustralyalısı", "En sevilen sporcu" vb. gibi halk ödülü, bunun yanında -grand slam başarısı oimayan pek çok önemli tenisçiyi göz önüne alırsak- elde ettiği iki grand slam şampiyonluğu ve Davis Kupası ile başarılı olduğundan şüphe duyulmaz bir kariyer, hayır işlerine ba- ğışlanmış yüz bınlerce dolar; Pat Rafter'ı anlatan bir yazıda olması gereken en önemli unsurlar. Bitirmeden hatırlatmaktayararvar, Rafter aynı zamanda Stefan Edberg'in adına verilen "Edberg Sportmenlik ödü- lü"nü Isveçli'den sonra en çok kazanan ikinci sporcu. Sezonun en centilmen te- nisçisine verilen bu ödülü Edberg beş, Rafter dört kez kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle