18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 Dünden Bugüne Cumhurivet Dernek yönetimindeki 'öteki' takım 2. Amatör Küme'de şampiyonluğa oynuyor Bu İstanbulspor başka İstanbulsporR . C Î H A N Ö Z C A N S on bir aydır spor kamu- oyunu meşgul eden en önemli konulardan birini İstanbulspor A.Ş'nin içinde bulundu- ğu ekonomik sıkıntılar oluşturmakta. Kulübün tarihine göz attığımızda, 1926 yılında, Kemal Halim Gürgen tarafından kuaılduğunu ve kadrosu- nun Istanbul Erkek Liseli öğrenciler tarafından meydana getirildiğini görü- yoruz. Cumhuriyet Dönemi'nin bireği- tim yuvasından doğan ilk spor kulü- büdür. 1930 -1931 sezonunda şam- piyonluk ipini göğüsleyerek Türkiye Şampiyonası'na katılan ekip.kupayı da Istanbul'a getiren ilk ekip oldu. Böylesine başanlarla futbol are- nasına adım atan İstanbulspor, 1959 öncesinde Istanbul amatör liglerinde, bu yıldan sonra da profesyonelleşen Türkiye liglerinde, 1990'a kadar İstan- bulspor Kulübü olarak, sonrasında ise A.Ş'ye devredilmesiyle İstanbulspor A.Ş olarak temsil edildi. Ekonomik sı- kıntılar içinde bulunan takım 175 kod numarasıyla Türkiye Futbol Federas- yonu'na kayıtlı olan İstanbulspor A.Ş'dir. Federasyona 15361 kod nu- marasıyla kayıtlı bir diğer kulüp ise İs- tanbulspor Kulübü adıyla karşımıza çıkan ve 2. amatör küme 8. grupta mücadele vermekte olan İstanbuls- por Kulübü amatör futbol takımı. 1990 yılındaki A.Ş'ye geçiş ko- nusunda da bazı yanlış anlaşılmalar bu- lunduğunu dile getiren İstanbulspor Kulübü Demeği ve İstanbulspor Kulübü Başkanı Hüsnü Terek "1990 yılında kulübü satmadık, Cankurtaran Hol- ding'e devrettik. Böylelikle profesyo- nel futbol şubesi A.Ş'ye devredilmiş oldu. Belki de profesyonel anlamda bu işigötûremeyeceğimizıanladık"de- di. A.Ş'nin kendilerine altyapı tesisle- rinin kullanımı ve ücretsiz oyuncu ve- rilmesi dışında herhangi bir ekonomik katkısının bulunmadığını kaydeden Terek, aynı renkleri, aynı armayı pro- fesyonel ligde taşıyan bir takımın bu- lunmasından mutluluk duyduklartnı 2 tSTANBVLSFOR A.Ş. ALTYAHA Istanbulspor'un 2. Amatör Küme'de şampiyonluğu kovalayan takımı ilgi bekliyor. (VEYSEL BALKAYA) dile getirdi. A.Ş'nin içinde bulunduğu du- rumla ilgili olarak da "Sistemi doğru kurarsanız para kazanma olanağınız vardırama bakıyoruzkiyıllariçinde fut- bol takımında inanılmaz büyük para- lar harcadılar. Bir Sergen 6 milyon do/arcivannda birparaya geldi, ne ka- zandırdı o da tartışılır. Oğuzlar, Ay- kutlar en iyi dönemlerinde büyük pa- ralar karşılığında geldiler. Uzan ken- di paralannı saçtı. Ama bunları saç- mayıp da bilinçli olarak kullansaydı, son ikiyılda olduğugibialtyapıdan ge- len futbolcular/a bu işi götürebilsey- di çok daha uzun süreli olabilirdi. An- cak dediğim gibi, biz profesyonelliği beceremeyeceğimizi anladığımıziçin bıraktık. Şu anda amatör takımla ilgi- liyiz. Profesyonel şube Cankurtaran Holding'e devredildikten sonra ilk 2 - 3 yıl tamamen Istanbul Liselilerden oluşanbiryönetim vardı. Bizim yöne- time fiili olarak da bir müdahalemiz söz konusuydu. Ancak, Uzan Grubu- 'na geçtikten sonra, ilk yıl bizim biraz fikrimiz alındı, ondan sonra bizim hiç bir katkımız olmadı. Bize hiçbir şey sorulmadı, yönetim kuruluna dahi ça- ğınlmadık. Tabiikibu biziüzmüştür, an- cak tek tesellimiz aynı renklerle, aynı amblemle Istanbulspor'u 1. Lig- de temsileden bir takımın bulunma- sı olmuştur" dedi. Aynı konuyia il- gili olarak Istanbul Usesi Müdür Yardımcısı Atakan Alan ise ''Can- kurtaran döneminde yönetimde- ki 10 kişiden 8'i Istanbul LJseliy- di. Uzanlaha biriikte camiaya sırt çevrildi. İstanbulspor Kulübü temsil edilemedi. Uzanlarcamia ile bütünleşemedi" dedi Alan, hisseler satılmadığı taktirde ya- pacak hiç bir şeylerinin olmadı- ğını da belirtti. Oncelikli sorun tesis Kulübün Haliç'teki tesisler dışında başka bir yerde çalışma olanağı bulamaması ve burada da birtakım olumsuzlukların söz konusu olması ilk etapta çözümlenmesi gereken en önemli sorun olarak görünmekte. İstanbulspor Kulübü Derneği ve İstanbulspor Kulübü Başkanı Hüsnü Terek, bu konuda önlerinde fazla bir seçenek bulunmadığını belirterek "Haliç 'teki tesisler İstanbulspor AŞ tarafından II Gençlık Spor Müdüriüğü'nden kiralanmıştı. Ancak, ekonomik açıdan güçlüğe düşünce kirayı ödeyemez duruma geldiler. Kasım ayında İstanbulspor Kulübü Derneği olarak kirasını biz ödedik. önümüzdeki 49 yıl için buranın kıracısı olmak istiyoruz. ll Gençlik Spor Müdürtûğü ile aramızdaki birtakım sorunlan gidermek üzereyiz" dedi. İstanbulspor Kulübü Derneği çatısı altında futbol yaşamını sürdüren İstanbulspor Kulübü 2. amatör küme 8. grupta Alucra, Ç. Başı Özkan, Çayırbaşı, R Içi Üstün, Şehzadebaşı, Yeşilce ve I.T.Ü takımlanyla mücadele vermekte. Ikisi hariç bütün oyunculan öğrenci olan tdkımı, Istanbulspor'un eski futbolculanndan, aynı zamanda İstanbulspor A.Ş'nin altyapısında da bir süre hizmet vermiş olan Muhittin Güven çalıştınyor. Güven "Yaşanan bütün olumsuzluklara karşın camiamıza şampiyonluk armağan ederek 1. amatör kümeye çıkmayı hedefliyoruz'1 derken; kaptan Sedat da San - Siyahlı renkler altında oynamanın gurur verici olduğunu şampiyonluk yaşamak istediklerini dile getirdi. Nebraska'dan Omaha'ya koşan yorulmaz Türk f: 50 yılgeciken diploma ABDÜLKADİR YÜCELMAN O na 'TürkLokomotifi'dedediler, 'Kara Tren' de. Ama ABD'liler onun adını değıl sanını tanıyor- lar: "Yorulmaz Türk." Nebraska Unıversıte- sı'nde okurken Omaha'ya kadar 50 kilomet- relık yolu antrenman niyetine koşan Eşref Aydın'ın ilginç öyküsünü anlatalım. Eşref Aydın döneminın en büyük atle- ti. 1500'den 5000'e, ondan da 10.000'ne dek 1941-1947 arasında orta ve uzun mesafele- ri kimseye kaptırmayan Aydın, Istanbul Erkek LJsesi'nde okurken atletizme başladı. Oysa da- ha önce Kumkapı Kulübü'nde güreş, Alem- dar Kulübü'nde de boks yapıyordu. İlk yan- şını şöyle anlatıyor: "Yanşmaya niyetimyok- tu, arkadaşlanmın ısran ile yanşa kazak ve pan- tolonla katıldım. Çokgüldüler, amayanşıda 40 metre önde bitirmiştim. 800 metredekı bu ilkyanşmadan sonra beni TaksimStadı'nda- ki bir başka yanşa soktular, sonradan ögren- dim ki denemişler." Eşref Aydın'ın 41 -47 arasındakı geçil- mezliğıni Avrupalılardan sonraABD'lilerde duy- muşlardı ve onu 1947'de Amerika'da yapılan Atletızm Şampiyonası'na davet etmışlerdı.. Ancak uzun mesafe koşuculan gazetelere verdikleri demeçlerle ona meydan okumaya başlamışlardı: "Biz varken Eşref neden gidi- yor?" Oysa Eşref Aydın davetlıydı, ama Fe- derasyon bu eleştıri bombardımanına karşı yi- nedetedirgındi. Federasyon Başkanı Naili Mo- ran, Eşrefıçağırdı. "Kendinegüvenıyormu- sun" diye sordu... Eşref "Türkıye'de ne ka- darkendıne güvenen varsa gksın karşıma "de- di. Blöf yapmıyordu ve Nailı Moran, kendıne güvenen ne kadar attet varsa hepsını Fener- bahçe Stadı'nın pıstine çağırdı. Türkiye sam- piyonu Osman Coşgül, Balkan şampıyonu Rıza Maksut, Mustafa Kaplan Mustafa Özcan.. hepsi iddiaiıydı. Bu attebzm yanşma- sı değil, sanki 5 bin metre festıvalıydi. Atle- tizm meraklılan stadı tıklım tıklım doldurmuş- lardı. Yanş başiadı ve 5'incı turda Eşref Ay- dın'ın arkasında kımse yoktu. Bir kısmı yan- şı terketmışti, biraz dırenen ise Osman Coş- gül'dü. Ve EşrefAydın 3 gün sonra uçağa bı- nerek Amenkaya gıtmiştı. 4 Mayıs 1947 tarihinı hiç unutmuyor EşrefAydın. Nebraska eyaletinin ü'ncoln ken- tinde yapılan Amerika Atletizm Şampiyona- sı'nda 5 bın metrede 3'üncü ojmuştu. Eşref Aydın birinci olamadığına üzülürken Nebras- ka Ünıverşitesi'nin rektörü yanına çağırdı, Tür- kiyede ne iş yaptığını sordu, ünıversitede oku- duğunu öğrenince de "Seni buraya alalırp" dedi.Artık Nebraska Ünıversitesi ögrencisiy- di. 6 yıl ABD'de hem okudu hem atletizme de- vam etti. Idmanlarda yanınaen az 10 atlet ve- nyorlardı, birlikte çalışsın diye. Bir gün Neb- raska'dan başlayan ıdmanda Omaha'ya kadar koştu, 50 kilometre- lik arb maraton bir koşu. Yanındaki atietler üni- versitenin otobüsü ile geri döndüler, ama o 50 kilometreiik parkuru bitirecekti. Nebraska Üniversitesi'nde birolay olmuştu EşrefAydın. Onu ismen kimse tanımıyordu ama, "Yorul- maz Türk" olarak tanındı. öğrenimini sürdürürken Bayan Mars- ha ile eylendi, bir kızı oldu, 6 yıl sonra vatanı görevini yapmak için Türkıye'ye donmek zo- runda kaldı. Beden Eğitimi ve aynı zamanda Idan Bılimler eğıtımı yaptı. Üniversiteyı brtırdı mi bitırmedi mi onu bile düşünmeden evlili- ğini bitirip Türkıye'ye döndü, 6 aylık askerlık 1.5 yıla çıkınca ABD defterinı kapattı, yenı bir eş ile yenı bir yaşam kurdu kendıne. ABD deftennı kapatöktan sonraattetizm- den kopamayan EşrefAydın, atletizm ajanlı- ğı, Federasyon Genel Sekretertiğı yapmış, Fenerbahçe kulübünde asbaşkanlık görevı- nı üstlenmıştı. 1999'da kendısını emekliye ayınnca Bayan Marsha'dan olan kızını ve on- * > dan olma torununu gör- mek için Nebraska'ya gitti. ABD'defterini ka- pattıktan sonra da atle- tizmden kopamayan Eş- ref Aydın atletizm ajanlı- ğı, Federasyon Genel Sektererlığı ve Fener- bahçe Kulübü Asbaş- kanlığ;ı görevterini sür- dürmüştü. Eskıeşin- den olan kızını ve kı- zından olan torunu Nathen'i görmek için 50 yıl sonra ye- niden Nebraska'ya grtti. Torunuda Neb- raska Üniversite- si'nde okuyordu veo da dede^' si gibi üniversite kız atietızm takımında 800-1500 metre koşuyordu. Tören öncesı dede-torun üniversiteye gittiler. Sekretaryada bazı işlemleri tamamla- nırken Eşref Aydın biraz da kısık bir sesle "Ben de bu Üniversitede okudum" dedi. Sek- reter "Ya öyle mi" dedi, "Adınız?" Eşref Ay- dın adını söyledi, sekreter hanım dosyaian kanştırdı, gülerek Siz 50yıl önce mezun ol- muşsunuz"deö\. Eşref Aydın şaşırmıştı, kı- zardı bozardı, biraz sonra sekreter "Sizi rek- töristıyor" deyince heyecanı daha da arttı. Rektör gülümseyerek karşıladı kendi- sıni.. "Nerdekaldınız, 50yılgeçti''.. dedıkten sonra da "Diplomanızı tören yapmadan ver- mem" dedi. Neyse uzatmayalım, törende Nebraska medyası dede Eşref Aydın ile to- run Nathen'in peşındeydı. Demeçler, imzalar, fotoğraflar ve kameralar. Ertesi gun TV ve ga- zeteler "50y/////crüyagerçefco/du"başlığı atı- yorlardı. Eşref Aydın bugün kupalan ve dıp- lomalan ile Moda'dakı evinde pistlerdekı heyecanını yaşıyor ve 50 yıl sonra aldığı dip- lomasını ızlıyor. Beden eğitimi dersleri dört saat oluyor mu?Prof. Dr. HASAN KASAP (Spor BiHmleri Derneği Başkanı) O kullarda beden eğitimi derslerinin haf- tada dört saate çıkarılması çalışmaları- nın hız kazandığını öğrendik. öncelikle bu önerinin, çocuklann düzenli ve bilinçli hareket eği- timi için gerekli ve çağdaş bir yaklaşım olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu düşünceyi destekleyen ve emeği geçen herkesi kutluyoruz. Böylece çocuk- lar, haftada en az iki kez doyurucu bir hareket eği- v ı timi alabilecekler. Gerek Avrupa ülkelerinde ge- - i rekse.diğer çağdaş ülkelerde ' haftalık bedensel etkinlik saat- leri çocuklann okul yaşamında çok önemli bir yer tutmaktadır. Avrupa ülkelerinde üç ile beş sa- at arasında uygulanmakta olan spor eğitimi etkinlikleri resmi ders saatinin dışında da sürdürülmek- tedir. Yıllardır bedensel etkinlik sa- atlerinin arttırılması için gösterilen çabalar ve Avrupa Birliği zorunlu- lukları bu düşüncenin gelişmesi- ni sağlamış ve gelişmiş ülkelerin beden eğitimine verdiği değerin, sayısal düzeyde artmasını günde- me getirmiş görünmektedir. Bu değişımin nedenlerini incelemek gerekir. Eğersağ- lam temelleredayalı birdeğişim söz konusu ise ka- lıcı bir değişimden söz edilebilir. Kalıcı değişime et- ken olabilecek olumlu nedenler şöyle sıralanabilir: • lletişim teknolojisinin getirdiği hızlı bilgi akı- şı sonucunda Ülkemizde beden eğitimi ve spor kül- türün gelişimi • Bedensel etkinliklerin çocuğun tüm gelişi- mi üzerindeki tartışılmaz etkilerinin yaygın olarak anlaşılması • Beden eğitimi derslerinin, çocuklarımızın hoşlandığı, kendi yeteneklerini keşfettiği bir ders haline gelmesi ile oluşan öğrenci istek ve beklenti- Jeri • Beden eğitimi derslerinin bir "talim saati" ya da "top saati" anlayışından kurtanlarak "kalite- li beden eğitimi"nde sağlayabildiğimiz gelişim • Beden eğitimi dersi uygulamalarındaki çağ- daş yaklaşımlar: Beden eğitimi derslerinin diğer derslerle bü- tünleştirilerek (interdisipliner yaklaşım) "yaşayarak öğrenme" aracı olarak kullanılması modelinin ge- tirdiği yenilikler • Seçkin ve yaygın sporun temellerinin beden eğitimi derslerine sağladığı katkılann farkına varıl- ması. Biz bu gelişimin, beden eğitimi öğretmeni meslektaşlarımızın, beden eğitimi dersini çok etkin kullanarak öğrenciler, veliler, diğer öğretmenler, eği- timciler ve spor camiası üzerinde bıraktıklarrolum- lu etkinin başarısı olarak değeriendirmek isteriz. Acaba beden eğitimi öğretmenlerimiz, toplumun beden eğitimi düşüncesinde bu gelişimi sağlaya- bilmişler midir? Bunu gerçekten sağlayabildiğimizi düşünmek iste- riz. öneri uygulamaya geçtiği ve bir iki yıl sonra da tekrar geri alın- madığında ancak bu değişimin ger- çekleştiğine inanabıliriz. Çünkü her etkinlik hak edebıldiği ilgiyi görür. Ikji gördüğü sürecedeyaşar. Bu de- ğişimin tek sorumlu mesleğinin, beden eğitimi öğretmenliği olduğu- nu düşünüyoruz. Eğer bu mesle- ğin çalışanları olan beden eğitimi öğretmenlerimizin müşterileri olan öğrenciler, zorunlu olmadan da bu dersi tercih edebilirlerse, değişime inanmak olasıdır. Bu değişim, an- cak beden eğitimi öğretmeni mes- lektaşlarımız gerçekleştirdiğinde kalıcı olabilir. Bu- nu başka bir meslek çalışanından beklememiz ola- sı değildir. Bu değişimi sağlayacak yöneticilerin zih- nindeki değişimi de beden eğitimi öğretmenlerimiz sağlayacaktır. Işlerinin gereğini başarabilirlerse de- ğişim de kaçınılmaz olacaktır. Acaba bu anlamda değişim gerçekleşmiş midir? Asıl olan bu soruya olumlu yanrt verebilmektir. Ders sayısı artışına bağ- lı olarak okul programlannda da değişim sağlana- bilir. Kağıt üzerinde her şeyi mükemmel yapabilme becerimiz oldukça yüksektir. Üzerinde durmak is- tediğimiz konu ders saatinin kağıt üzerinde değişi- mi ile birlikte eğitimcilerimizin zihnindeki beden eği- timi saatinin değişmesidir. Saatin sayısını değiştir- meye yönelen düşüncenin, uygulama içeriğini de değiştireceğine inanmak istiyoruz. has-kaisuperonline.com ?8 OCMC 700J -SAYI11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle