28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2004 PAZARTESİ DtZİ Rıfat Ilgaz'ın elli yıl önce yazılan romanı Türkiye'nin geçmişine de ışık tutuyor... 'Sınrf'ın mimli ozarundan ünlü Rıfat Ilgaz'ın çocuklara duyduğu sevgiyi, daha doğrusu "insan"a duyduğu inancı dile getirmesinde iki "sınıf'ın katkı- sı yadsınamaz. ilki, 1944 te yayımlanan "Sınıf" adlı şiir kitabıdın ikincisi de, ünü yazarını aşacak olan "Hababam Smrfrdır... 'Kitaplar suç ortağınız!' kıncıDunyaSavaşı'nınTurkıyeuzenn- 1 de yarattığı havanın yavaş yavaş değış- mesı uzenne. babam polıse teslım oldu Mustafa Ural'ın "Karartma Gecele- ri"nde taşıdığına benzer bır kâğıt vardı cebınde O kâğıda, her sabah aynı me- tın o gunun tanhı atılarak yenıden yazı- lıyordu Son kâğıtta şu yazıyordu "Bu- gün 24 Mayıs 1944... Evden, müdüriyete teslim olmak için çıktım. Yolda yakala- yanlar bilsinler ki, sırf bu iş için çıktım." GöRÜŞ GÜNLERİ... Babam, altı aylık bır ceza aldı "Sınıf "tan dolayı Once Sansaryan Han'da. sonra Top- hane Cezae\ı'nde yattı Babamı zıyarete gı- dıyorduk annemle Kadınlann gonış gunun- de annemle bırlıkte gınyorduk, erkeklenn goruş gununde ıse ben yalnız gınyordum Henuz dort yaşındaydım "Dört yaşında cezaevinin kapısını öğre- necekti. Erkeklenn göruş günü kuyruğa girip babasına temiz çamaşır getirecek, aynı çantayla kirlilerini aüp eve götürecek- ti. Simiti, altı yaşında görüp tanımıştı; ama tüm çocuk hastalıklannı, kızılı, kıza- mığı, uyuzu, boğmacasıyla birlikte, daha okula gitmeden öğrenmişti" dıye anlatır "Yokuş Yukan" adlı anı kıtabında Tophane Cezaevı'nde, Turkıye'nm anı ha- \a baskınlara karşı akşamlan ışıklann son- durulduğu "karartma geceleri" nden bı- nnde. bır alarm venlır Babamı ve onlarca mahkûmu zıncıre vurarak av luya çıkanrlar Zıncır boyunca sağlı sollu kelepçeler var "Bİr liseli talebeyle vurulu bileklerin / Kırk mahkûmun sürüklediği zincire / Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak / Kitaplar suç ortağınız!" Rıfat Ilgaz'ın 'Bu da Bir Özgürlük Şiiri'nden... Babamın yanına ıse Istanbul Erkek Lısesı son sınıfindan Sami adlı on yedı yaşında bır genç duşer Samı'nın suçu, Alpullu'da tatıl sırasında çalışırken Nâzım Hikmet'ın bır şıınnı tape etmektır Babam, uçuncu kıtabı" Yaşadıkça"da yer alan "Bu da Bir Özgürlük Şiiri"nde anla- tır o genç "(...) / Bir liseli talebeyle vurulu bilek- lerin / Kırk mahkûmun sürüklediği zin- cire / Tek suçunuz hür insanlar gibi konuş- mak / Kitaplar suç ortağınız!" Aynı cezae\ ınde, babamın "Aynı kuralla- ra bağlı bir cezaevindey dik; ama aynı dav- ranışları görmüyorduk" dıyerek kastettı- ğı kışılerden bın de, yan koğuşta Turancılık- tan yatan Alparslan Türkeş'tır 1 Babamın yaşamı boyunca yakasım bırak- mayacak olan tuberkuloz, o yıllarda kendı- nı gosterdı Boylece, yoksullukla ve donemın baskıcı yonetıcılenyle olan mucadelesıne bır de hastalığını ekledı "Parmaklığın Öte- sinde" şunne "İnsanları alabildiğine sev- meyi / Bırakmazlar > anına. / Böy le çeker- sin cezasını / Üç duvar bir kapı arasında; / Onlardan ayrı / Böyle onlardan uzak." dıyerek başladığını duşunursek, babam ıçın 'Püç duvar bir kapı", ya hapıshane oldu ya dasanatoryum Rıfat llgaz. "Hababam Sı- nıfı"nın unlu yazarıdır. evet, ama "Sınıf'ın da mımlı ozanıdır bu yuzden Tıpkı babam gıbı oğretmen olan annemın de, artık mım- lı bır ozanın eşı olmasından dolayı meslek yaşamının zora gırmemesı ıçın, aynlmak zo- runda kalmalan, geçmışe donup baktığım- da benı dennden etkılemış olaylardandır İLCAZIN AİLESİ VE SANATI... Aslında, "Karartma Geceleri"nde Mus- tafa Ural ıçın yazdığı şu satırlar, Şaır Rıfat Ilgaz'ın aılesı ve sanatı arasında nasıl bır yol aynmına geldığını anlatmıyor mu 9 "Kan- sını anımsıyordu... Ona iyi günler göster- mediğini düşünüyordu... Onun istediği bir koca olsaydı, >ani onun istediklerini yap- mış olsaydı, kendisine mutluluk getirebi- lirdi elbet. Kendisi de nıutlu olabilir miy- di? Bir kıyısından da olsa tutunduğu da- vadan, bu suçlu gördükleri sanattan uzak yaşayabilir miydi? Sanatına inanıyordu. Sağlam bir yolda olduğuna inanıyordu. Bütün bu inandığı şeylerin içinde karısının, oğlunun mutlu- luğu da vardı. Eğer iyi günler geçirecek- se, mutlu olmaya hakkı varsa, hep birlik- te olacaklardı, herkesle birlikte... O, bir ta- pu kâtibinin dar dünyası içinde, borçsuz harçsız küçük rahatbklara hiçbir zaman özenmemişti." SiH/F/'naŞ a İ r Rıfat llgaz, "Okutma Üzerine" adlı şiirine, "SINIF"ın ozanıyım mimli, / HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü. / Kim ne derse dersin, / Çocuklar için yazdım hep" diyerek başlar. Bu dizeler yaşamının iyi bir özetidir aslında. Şiirle başladığı edebiyat yolculuğu içinde, birçok yapıta imza atarken 'sınıf sözcüğünün o yolculuğun sürmesinde nasıl büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulamak gerek... Y enı bır filmle, bır kez daha gundeme geldığı şu gunler- de, "Hababam SınıfTnın el- lı yülık geçmışını, kıtaplan, n- yatro oyunlan \ e fılmlen ıle nasıl büyuk bır efsaneye do- nuştuğunu anlatmak, ozellık- le şımdıkı gençler açısından çok yararlı ola- caktır Bu efsaneyı uzun yıllardır yaşayan- lar ıçınse, unutulmaması gereken bazı onem- lı aynntılann ve acı-tatlı anılann yenıden anımsanması açısından anlamlı olacağı du- şuncesındeyım "Hababam Sınıfı"nın doğ- duğu ılk gunden bu yana, gerek yazan, ba- bam Rıfat Ilgaz'ın gerekse Rıfat llgaz da or- nekleyebıleceğımız bazı aydınlann başla- nndan geçenlenn Turkıye'nın son ellı yılı- na ışık tutacağı da bır gerçek ZiLİN İLK ÇALDIĞI GÜN... Kısacası. "Hababam Sınıfı"nın butun oğrencılen, zılın ılk kez çaldığı gunun he- yecanını hâlâ yaşarlarken onlara "merha- ba" demek gerekıyordu Birçok değenn an- lamını yıhrdığı son yıllarda, onlann bızun ıçın ne denlı onemlı olduklannı unutmadı- ğımızı kanıtlamak amacıyla, ben de onlar- dan bın olarak, uzenme duşen bu gorev ı ye- nne getırmek ıstedım "Okutma Üzerine" adlı şıınne, "SI- MF"ın ozanıyım mim- ^.^^^^^m ^^ li,/HABAB\MSIM- Fl'nın yazarıyım ün- lü. / Kim ne derse der- sin, / Çocuklar için yaz- dım hep." dıyerek baş- lamıştı babam \slında, bu dizeler onun yaşamı- nın ıyı bır ozetıdır Şurle başladığı edebi- yat yolculuğu içinde. ro- manları, oykulen \e oyunlanyla birçok ya- pıta unza atarken 'sınıP sozcuğunun o yolculu- ğun sürmesinde nasıl bu- yuk bır oneme sahıp ol- duğunu \Tirgulamam ge- rekır Öğretmen olması nedemyle. çocuklara duyduğu sevgıyı, daha doğrusu "insan"a duy- duğu inancı dıle getu-- mesınde ıkı "sınıf'ın katkısı yadsınamaz İlki, 1944 yılında yayımla- nan "Sınıf" adlı şıırkı- tabıdır, ıkıncısı de, unu yazarını aşacak olan "Hababam Sınıfı"dır 16 yaşınday ken yazdı- ğı \e Kastamonu'dakı Nazikter gazetesınde çıkan "Sevgilimin Mezarında" adlı şıınyle başlayan seruven, birçok dergıde \e gazetede yayımlanan dı- ğer şıırlenyle surmuş, ılk İatabı "Yaren- lik"le hız kazanmıştı Ancak, ıkıncı kıtabı "Sınıf" ıle bu sermene bsa surelı bır ara v ermek zorunda kaldı babam BİR DÖNEMİN BAŞLANCICI Bugunku gençleruı "Süper Baba" dızı- sınden tanıyıp se%dığı. dızının ak sakallı dedesı İhsan Devrim. vıne boyle bır ocak ayında, 1944 yılında yayımlamışh "Sınıf "ı De\nm Kıtabev ı tarafından basılan kıtap hakkında, aduıın "Sınıf", kapağuıın lor- mızı olması nedenıy le toplatılma karan çık- mıştı Sadece yırmı beş gun satışta kalabıl- mış olan kıtap, babam ıçın yenı bır done- mın başlangıcıydı AVTII yılın 9 Mart gunu. Aksaray'da uç oğ- rencısıyle karşılaştığında, o oğrencılerden bın kıtabı ımzalatmak uzere babama uza- tır Oğrencı, kıtaptakı şıırlerden buınde ken- dısınden soz edıldığını soyler Babam, oğ- rencıyı tanır, 3- Adan Remzi'dır Hanı. onun adını verdığı şıınnın bır yennde, "Benim, bilgili, becerikli çocuğum, / kalktığın za- man tahtava / vüzünün kızarması neden? STEPNE • Temmuz1956 tarihli Dolmuş'un otuzuncu sayısında Stepne'nin yazdığı, Turhan Selçuk'un resimlediği ''Hababam Sınıfı"nın ilk öyküsü yayımlanır... / Ayağında sağlamca bir pabuç / sırtın- da bir ceket yok diye mi? / Ne var bun- da sıkılacak, / utanmak bize düşer çocu- ğum!" dıyerek seslendığı "çocuğu" 'ÇoCUKLARIM' Kıtabuı ıkıncı şıındır "Remzi", ılk şıır ıse oğretmen bu şaınn sınıfta gorduklenn- den nasıl bır duyarlılıkla etkılenebıleceğı- nın guzel bır kanıtı olan "Çocuklanm"dır O şıırde babam, Balıkpazannda lımon sa- tan, Tahtakalede çaycılık eden, paltosu ve ayakkabısı olmadığı ıçın okula gelemeyen oğrencılennı anlatır O gunun Turkıyesı'nde yaşananlar bun- lardır çunku Değıl bugun, o gun bıle bu gerçeklen gormezden gelenler vardı Onlar- dan "görmemeleri", "yazmamalan" ıs- tenıyordu O yuzden, 1940Kuşağı'mntop- lumcu-gerçekçı yazar v e şaırlen, yazmanın bedelını ağır odedıler Bunu en ıyı, o kuşa- ğa babamın da çok sevdığı "Fedailer Man- gası" adını koyan Attilâ flhan anlahnıştır V'arbk dergısınde çıkan bır yazısında "...sanki kuşatılmış bir fedailer man- gasıydı bu, umutsuz olduğunu önceden bildiği çetin bir savaş veriyor; teker te- ker eksiliyor. tuz parça oluyor, yine de öz- gürlüğün erkekçe şarkısını söylemekten vazgeçmiyordu. Diktanın baskı aygıtı ^^^^^_^m _ mükemmeldi. Siyasî polis, işi gücü bırak- mış, şairlerin peşine düşmüştü." Siyasî polısın peşine duştuğu o şau-lerden bı- n de babamdı Toplatıldığı ve yasak- landığı ıçın, Remzı'nın adını yazmadan ımza- lanuştı kıtabını Oradan Aksaray "dakı evımıze donerken, sokağm ba- şına geldığınde ust kat- takı komşumuz Peri- han Ablanın elıyle ona "Git!" ışaretı yapma- sı uzenne kuşkulanmış, kapımızın onunde bek- leyen ıkı polısı fark ede- rek uzaklaşmıştı "KARARTMA GECELERI' Işte "Karartma Gece- leri" romanı da buradan başlıyordu Romanınbaş- kışısı Mustafa Ural, ba- bam gıbı, kıtabı toplatılan bır oğretmen-şaırdır Onun polısten ıkı buçuk aylık kaçma seruvenı, ro- manm çatısını oluşturur, ancak ozellıkle vurgulamak ıstedığım, o çatının altmda ya- şananlar salt babamın değıl, o kuşağın ya- şadıklandır Fedailer Mangası'nın çektığı sı- kıntılardır. romanda anlatüan, kı bu, toplu- mun sıkıntılanndan ayn tutulamaz "Sınıf'ta suçlu gorünen ne olmuştu pe- kı 0 10 \ğustos 1944'teaynnhlıgerekçesıy- le bırlıkte açıklanan mahkeme karannda sozu edılen bıhrkışı raporuna gore. "Sınıf adb kitabın yazarının hasta ruhlu oldu- ğu ve kitabın da edebî açıdan hiçbir de- ğeri olmadığı" gorulmuştur Şaır, bu kıtabına verdığı adda. okulda- kı sınıfı değıl, toplumsal bır sınıfı kastet- mıştır' Kıtaptakı her şıınn bır eleştırmen tıtızlığıyle tek tek ele alındığı kararda, el- bette Remzi'nın de "icabı görüşülüp dü- şünülmüştür" "Bir fakir talebenin perişan halini tasvir edi>or "ne \ar bun- da sıkılacak. utanmak bıze duşer" demek suretiy le cemiy etimize dil uzattığı, ço- cuk dersini bilmiyor, fakat her şeyin pi- yasasını ve karaborsayı bildiğini ve bu- nun kendisine yeter olduğunu söylüyor. "Bılmedığın şahıs zamırlen olsun" de- mekle cemiy etimizin içyüzüne tarizde bulunduğu" anlaşılmıştı Y A R I N : M A R K O P A Ş A , D O L M U Ş V E H A B A B A M S I N I F I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle