Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/VFA CUMHURİYET 19 OCAK 2004 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇl
MUMTAZ SOYSAL
Toplu Bozuluş
EEKİR COŞKUN, geçen gün, herzamanki mu-
zdpjslubuyla. yolsuzluk ve rüşvetin politikaya, bü-
rckasiye. güvenliğe, medyaya, şirketlere, holding-
lere natta yargıya bulaştığını yazdıktan sonra, bir
cde ç&ğunluğu tüm bunlarfa suç ortağı olan bir top-
lurr" diye bitıriyordu.
"Yırılış mı?
Coğaı. Ama, niçin doğru?
Çjnkü, halkımızın büyük çoğunluğu, "Canım,
berirn işimi iyi ve çabuk görsün, isterse biraz da o
se/tep/ens/n" der. Sonra, bu düşünceyi bütün yö-
metcilere ve görevlilere, tüccara ve sanayicilere ya-
yank "Işleryürüsün, memlekette yatınm ve canlı-
Ink olsun da, birazcıkyolsuzluk ve rûşvet bunun tu-
z:u ıfberi ve belki de çarkı iyi döndüren yağı olur"
cdiy? düşünmeye başlar.
Tabii, bunun üç boyutlu bir çürümeye varacağı-
rıı düşünmeden.
Eırincisi, böyle bir yaklaşım, kamu yönetiminde
ve jenel yaşamda ışlerin ancak böyle döndüğü ya-
nılçsını genelleştirerek, devlete ve toplumun yapı-
sına olan zaten zayıf güveni büsbütün sarsacaktır.
lıirıcisi, hoşgörülmemesiveağırcezalandınlma-
sı çereken davranışlann yavaş yavaş hoşgörülme-
sina ve cezasız kalmasına yol açacaktır.
İçüncüsü, siz istediğiniz kadar din ve ahlak der-
sı verin, bu işlerin dışında kalan insanlannızın da ah-
lak zayıflayacak, davranış değerieri törpülenecek-
tir.
f ı are?
^ ^ f Madem bütün kötülükler kamu hizmetleri ve
iş*aşamı alanlanndaki yavaşlık veya bozukluktan
kaynaklanıyor, o halde "kamu yönetiminin düzel-
tilrresı, iş yaşamında da gözetimın ve cezalann
artınlması gerekir" diye düşünebilirsinız. Ama, bu
düjüncenız yıne insanlar tarafından uygulanacağı
içir, sorun dönüp dolaşıp elınızdeki insan malze-
mesınin düzeltilmesine gelecektir.
Personel reformu mu?
~ürkiye'de bir türiü yapılamayan, anlaşılmayan,
başlangıç noktası bulunamayan, bazen de en ters
ucjndan başlanan bir konudur bu. "Ben ekibimle
çajşınm" diyerek bürokrasinin en tepesine kendi
"adam "lannı getiren ve bunun ta aşağılara kadar uza-
na;ak bir zincirtemeyle bütün kamu yönetiminde
"etip" değişikliğine yol açacağını düşünmeyen po-
litikacılann yaptıklan gibi.
Vahut, ta Osmanlı'dan beri tek çareyi "tensikat"ta
görerek, görülmeyen ve eksik kalan hizmetlere per-
sonel kaydırmak yerine, insanlan işten çıkarmak
gibi.
Maaş sistemıni düzeltip eşit işe eşit ücret ilkesiy-
le şe başlasanız, o zaman da "büyük reformcu"
Özal'ın "Benim memurum işini bilir" sözünü anım-
sayarak "Bozuk sistemi ancak bozuk ahlak düzel-
tir' diyenler çıkacaktır.
Oysa, bu çeşıt şaklabanlıklara izın vermeyecek
kadar ciddi bir sorun söz konusudur ve Prodi'nin
şirndikiler için, vaktiyle özal içın söylenenlere ben-
zer övgülenne bakmadan, bu ciddi konunun üze-
rire ciddiyetle egilmek gerekir.
CUMHURİYET KİTAP KULUBU
UCAK AYIETKİIMÜKLERİ: 5
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
Öykü Ustalarımız: 3
• Naim Tirali'den bir öyküsü
• Tansu Bele'den Naim Tirali
• Kitap imzası
19 Ocak Pazartesi Saat:18.00
Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü, Istiklal Cad.,
Zambak Sok., No:4, D: 1-2, Beyoğlu - Istanbul
Tel: 021272523881 -82
Kafeteryamızpazar dah,! her gbi saat:10.0C - 21.00 arası açıktır.
KUTLAMA
SEVGİLİ ÇAKMUR
Tüm soldakilere örnek olması
gereken bu davranışını
coşkuyla, içtenlikle kutlar,
sevgi ile gözlerinden öperim.
ÖMER İHSAN PAKÖZ
16. Dönem Denizli Milletvekili
Sivil STK
Toplum Rehberi
Kuruluşları Yenileniyor
Yerinizi
aornek@tarihvakfi.org.tr 0212 227 37 33/106
w w w . s t k r e h b e r i . o r g
Büyükşehria Sınırlan'Pergel'le ÇizilemezL
Ülkemizde, tıpkı il, ilçe ve belediye
oluşturulmasında olduğu gibi. büyükşehir
belediyelerinin de bilimsel veriler, nesnel ölçütler
dikkate alınmadan, daha çok siyasal yeğlemelere göre
"keyfi" biçimde kurulduğu bir gerçektir.
Prof. Dr. Cevat GERAY
Bağımsız Cumhuriyet Partısi MKYK iiyesı
A
nakentlerimizin sı- sa konu Anayasa Mahkeme-
nırlannı, pergelle
belli yançapa gö-
re çizilen bir alanı
ıçerecek, böylece
kimi ilçe beledıyelerinı, kasa-
balar ile köy muhtarhklannı
kapsayacak biçimde genışle-
ten yasa değişıkliğı Sayın Cum-
hurbaşkanı'nca bir kez daha
görüşülmek üzere Meclis'e ge-
ri gönderildi. Basına yansıyan
haberlere göre, Sayın Cumhur-
başkanı, seçim yasalannda ya-
pılacak değişikliklerin bir yıl
ıçinde yapılacak seçimlerde uy-
gulanmayacağını öngören ana-
yasanın 67. maddesine aykın-
lık nedeniyle geri çevirmıştir.
Gerçekten, yapılmak istenen
değişıkliğin önümüzdeki mart
yapılacak yerel seçimlerde de
uygulanmasını öngörmektedır.
Anayasanın öngördüğü bu
sınırlamaya karşın, Ozal ile baş-
lamış olan seçimlerden önce, se-
çım kurullanyla. seçım bölge-
leri, çe\Telen, barajla ilgili de-
ğişiklikler yapma alışkanlığını,
bugünkü iktidar da dirilrmeye
çalışıyor. Vetolu bu yasadan
başka iki seçım sonuçlannı et-
kıleyecek iki yasa daha onay
için Sayın Curnhurbaşkanı'nın
incelemesine sunulmuştur. Bun-
ların da aynı ya da benzer bir
gerekçe ile geri gönderileceği
anlaşıhyor.
Doğal kı, AKP ıktıdan, ço-
ğunluğu elverdiğınden, daha
öncekilerde yaptığı gibi. "ay-
nen kabul" yöntemıni uygular-
si'nce çözülecektir.
Konuya yerel yönetim ku-
ramlan ve anakentsel ölçekte
(metropoliten) planlama açıla-
nndan da bakmak gerekiyor.
Yerel yönetımlerin sınırlan, ye-
rel toplumun nüfusça büyüklü-
ğü yanında, toplumbılimsel,
kentbilimsel verilere, kentin
coğrafya konumuna, ekono-
mik. ekınsel (kültürel) özellik-
lerine göre belirlenir. Yerleş-
menın. gelecekteki gelişme
alanlan, çe\Tesine kamu hiz-
metlerini sunma olanaklan. top-
lumsal, ekinsel ve ekonomık
işlevleri açısından etki alanı-
nın genişliği dikkate alınır.
Ülkemizde, tıpkı il, ilçe ve
belediye oluşturulmasında ol-
duğu gibi, Büyükşehir beledı-
yelennin de bilimsel veriler.
nesnel ölçütler dikkate alınma-
dan, daha çok siyasal yeğleme-
lere göre "keyfi" biçimde ku-
rulduğu bir gerçektir. tstanbul,
Ankara ve tzmir'de büyükşehir
belediyelerinin kurulmasında,
yalnızca belediye sınırlan için-
de birden çok ilçe bulunması ye-
terli görülmüştü.
Daha sonra, Bursa. Adana,
Gaziantep, Konya ve Kayse-
ri'de birden çok ilçe bulunma-
dığından yeni ilçeler kurularak
bu beledıyeler Büyükşehir ko-
numuna getirilmişti. 1993'te
504 sayılı yasa gücünde karar-
nameyle 7 ılde kurulan büyük-
şehirlerde ilçe değil, "alt ka-
deme" belediyeleri oluşturuldu.
1999 depreminde ağır hasar
gören Adapazan Belediyesı,
2000'de yine alt kademe bele-
diyelen kurularak büyükşehir
belediyesine dönuştürüldü. Gö-
rüldüğü gibi, kuruluşlarmda
yapay sınırlarla oluşmuş olan
ilçe ve alt kademe belediyele-
ri temel ölçüt alınmıştır.
Büyükşehir kuruluşunda, bu
belediyelerin nüfusça büyük-
lükle ilgili herhangi bir ölçüte
(kritere) uyulmamıştır. Nüfusu
bir miryondan çok olan yerle-
rin anakent olması gerektiğine
ilişkin genel bir ölçütten ba-
karsak yahıızca Istanbul, An-
kara ve Izmir bu ölçüte uygun
düşmektedır.
Daha sonra kurulan beş bü-
yükşehnn nüfusu da 1 milyo-
nun altında (bunlardan biri dı-
şında beşi de 500 binin üstün-
de) ıdi. Sonra kurulan 7 büyük
belediyenüı nüfuslan da 190
bin ile 422 bin arasında değı-
şıyordu. Bunlardan hiçbiri ku-
ramsal ölçütlere uygun düşmü-
yordu.
Büyükşehir kurulmasına üiş-
kin nüfusça büyüklük ve nü-
fus artış hızı dışında başka nes-
nel ölçütler de öngörülebilırdi.
Endüstrileşme, üretim yapısı
ve gelişmesı, yaratılan katma
değer ve ulusal gelire katkı,
ulusal gelirdekı payı gibi ken-
tin ekonomisine ilişkin ölçütler
dikkate abıunabvdı. Yerleşme-
nin alanca büyüklüğü, kentin
çevresindeki yerleşmelere olan
etkı alanının genişliği (arta-
lan'ı hinterland'ı), imarplan-
lamasında anakentsel bürün-
lük, bölgeler arası dengesizlik-
ler. alandaki yerelyönetimkr ve
bunlar arasında eşgüdûmveiş-
birliği olanaklan gibi ölçütler
göz önünde tutuhnalıydı.
Bu yasayla yapılmak istenen,
bugünkü dizgeyi bilimsel ve
nesnel ölçütlerle yeniden ya-
pılandırmak değıl, pergelle sı-
nır değiştirerek oy hesapları
yapmaktır. Böylece, pek çok
sayıda ilçe ve kasaba belediye-
si, büyükşehirle birleştirilirken
kimi köy muhtarlıklannın tüzel
kişilikleri kaldınlmakta, ilçe
ve ilk kadame belediyelerine
mahalle olarak bağlanmakta-
dır. Bu demokratik gelenekle-
re aykın düşen bu tür değişik-
likler anayasaya olduğu gibi,
iç-tüze belgesi olan Avrupa Ye-
rel Yönetimler Özerlik Şartı'na
da aykındır. Adı geçen AK bel-
gesi (Madde-5.1) yerel tophıluk-
lann halkoylaması yoluyla gö-
rüşü alınmadan yerel yönetim
birünlerinin sınırlannda deği-
şiklikyapdamavacağını öngör-
mektedir.
Anakentsel gelişmeyi yön-
lendirecek bütüncül bir planla-
ma yetkisınin bü>oikşehir bele-
diyesine verilmesi gerekirken
irili ufaklı çevre belediyeleri
bağımsız biçimde planlama ve
yapı denetimi yetkilerini sürdür-
meleri planlı gelişme açısuı-
dan çok sakıncalıdır. Yasanın en
büyük eksikliği, Şehir Plancı-
lan Odası'nın da açıkladığı gi-
bi, anakentsel ölçekle bütün-
cül planlama zorunluluğuna
ilişkin herhangi bir düzenleme
gerirmeyişidir.
Bu yasa önensi. anakent dü-
zeyindeki bütüncül kent plan-
laması yaklaşımına ters düş-
mekte. imar tüzemizde yer alan
komşu (mücavir) alan kavram
ve uygulamalannı da askıya
almaktadır. AKP iktidarının
hem anayasaya. Avrupa Yerel
Yönetimler Ozerklık Şartına,
hem de bilimsel kuramsal açı-
lardan yerel demokrasi gele-
neğine aykın bir yasal düzen-
lemede direnmemesinı ve se-
çım endişelerinden uzak bir
yeniden yapılanmaya gitmesi-
ni salık venriz.
Delikanlı Müsteşar...
EminADNAN
B
aşbakanlık Müste-
şarı Sayın Ömer
Dinçer gerçekten
delikanlı bir adammış. Bu
da nereden çıktı demeyin.
İşte izahatı:
Sayın Müsteşar, henüz
yeni bir profesör iken,
1994'te Sıvas'ta bir ko-
nuşma yapıyor. Aynı ko-
nuşma Bilgi ve Hikmet
dergisinin 1995 yılı güz
dönemi 12. sayısında ya-
yımlanıyor.
Sayın Müsteşar, bu ko-
nuşma ve makalesinde ko-
nulara din penceresinden
bakıyor. Örneğin "İslam
bir büründürve hayattar-
zKhr" diyordu. tslamınha-
yatın bütün yönlerinde ve
"siyasette" de "kararver-
me hakkmıtalep etmesmi"
ıstiyordu. "Islanun top-
lumsal bir değişimi sağla-
yabilnıesi için nasıl bir dev-
let ve toplum istediklerini
tanımlamalannı" ıstiyor-
du. "Laiklikilkesininyeri-
ni Islamla bütünleşme mo-
deüne bırakmasınT isti-
yordu. Türkiye Cumhuri-
yeti'nin kendisini "~ da-
ha ademi merkeziyetçi, da-
ha Müslüman bir yapı>
ı
a
devTermesini'" istiyordu.
Bununla da kalmıyor, " „
globalleşme ne kadar çok
artarsa İslamlaşma da o
kadar çok artacakor" di-
yordu. Bununla da yetin-
miyor Sayın Müsteşar, da-
ha da ileriye giderek;
"İslamiktidaragelsede,
tüm dünya Müslüman ol-
sa da, düşmanlara karşı
üstüntüksağlansada,Müs-
tümanın ka\ gası, münke-
re. harama ve kötüye kar-
şı devam eder" diyordu.
Dergide yayımlanmış
olan bu konuşmanın siya-
sal ve sosyal bilimler açı-
sından aynntılı çözümle-
mesi, gazetemiz yazan Sa-
yın AlevCoşkun tarafindan
beş gün süren bir yazı di-
zisiyle yapıldı. (7-11 Ocak
2004) Böylece, her şey
açığa çıku.
Sayın Prof. Dr. Emre
Kongar da bu yazının "to-
taliter tslarrT anlayışmı
sergilediğini belirtti.
(Cumhuriyet 12.01.2004)
Kuşkusuz, asıl sorun
böylesine bir anlayışı tem-
sil eden bir kişinin demok-
ratikbir ülkede bürokrasi-
nin en tepesinde oturma-
sından kaynaklanıyor.
Sayın Omer Dinçer'in
bürokrasisinin en üst nok-
tası olan Başbakanlık Müs-
teşarhğı makamında otur-
ması son derece sakınca-
lıydı, kaygı ve sorun yara-
tıyordu. CHP bu konuda
bildiri yayımlıyor, bütün
gazetelerde Sayın Müste-
şar hakkında yazılar çıkı-
yordu. Hürriyet. Sabah ve
Vatan gazetelerinde hak-
kında hiç de olumlu olma-
yan başyazılar yayımlan-
dı. İşte bu noktada Sayın
Müsteşarbirbasın toplan-
hsı yaparak, bu konuşma-
sının üzerinden sekiz yıl
geçmiş olsa da bu konuş-
mada ortaya atılan fıkirle-
rin tamamen arkasmda
durduğunu belirtti.
Sayın Müsteşar kimile-
n gibi "takryye" yapmı-
yordu. Oysa, ben bu ko-
nuşmayı sekiz yıl önce
yaptım, o günkü düşünce-
lerimdir, şimdi "de^ştim"
diyebilirdi... Sayın Başba-
kan gibi, hiç değişmediği
halde "ben değiştinr de-
miyor, eskiden neysem
şimdi de o'yum diyor.
Sayın Başbakan, biryan-
dan "ben değiştim" diyor,
ama bakıyorsunuz değiş-
memiş... îstanbul'da
AKP'nin ideolojisini anla-
öyor, değiştik, biz "Muha-
fazakâr demokranz" di-
yor, bir gün sonra Alman-
yada "türban ve kravat"
bir simgedır diyebiliyor.
Sayın Başbakan' ın, bu ne-
denlerle değiştiğine kim-
se inanamıyor. Takıyye
yaptığı kuşkusu, bir soru
ışareti olarak kafalarda sü-
rekli asılı kalıyor. Ama,
Sayın Müsteşar öyle mi?
Açıkça ben "değjşmednn"
diyor, ben ılımlı Islam fi-
lan değilim, açıkça "Tota-
liter İsJamım" diyor.
Şimdi hangisi delikanlı
siz karar verin? Sayın Baş-
bakan mı Yoksa Sayın
Müsteşar mı?
Not"GülveDevtetAda-
ıru Ounak" adlı yazımı
(28.12.2003) çok iyi
özümseyerek bu yazıyı ta-
mamlayan ve geliştiren bir
yazı yazan (Cumhuriyet
13.01.2004) ünlü Süme-
rolog Sayın Muazzez II-
miye Çığ'a teşekkür ede-
rim.
irticaEylemde...
Av. Celal ULGEN
S
on günlerde görsel ve ya-
zılı basuıın, sabah-akşam
gelin seçtirip damat bul-
durduğu, boy boy çıplaklıklar
sergileyip kişilerin özel yaşam-
lannı kamuya açtığı, resmi rönt-
gencilik(!) yaptırdığı. niteliksiz
izlencelerin birbiri ardından ya-
yrnlandığı, vur patlasın, çal oy-
nasm döneminde küçük ve cı-
lız da olsa önemli haberlere de
rastlamaktayız.
Bir gazete "gericiBkpusuda''
diyor küçücük haberinde. Nedir
gericilik ve gerçekten pusuda
mıdır? Türk Dil Kurumu'nun
sözlüğünde irtica; geri dönücü-
lük, gericilik olarak tanımlan-
maktadrr. Peki pusuda olan bu
gericilik nereye döndürmek is-
temektedir ulusumuzu? Cum-
hunyet dönemi öncesine, aklın
küçük medreselerde tutsak oldu-
ğu, ezber eğitimin taçlandınl-
dığı, din kurallannrn toplumun
tüm kesımlerine dayahldıgı, çağ-
daş, çağcıl bir ülkeden çok Or-
tadoğu'nun klasik totaliter yö-
netim biçmine benzeyen bir ül-
keye...
Siyasi iktidar ne yapmakta-
dır° Bir yandan her fırsatta ve
her olanakta koç başı gibi kul-
landığı "türban" ile laiklik ka-
lesinı zorlamakta, artık gizlen-
meye bile gerek duymadan apa-
çık düşün arkadaşlannı çeşitli
mevzilere yerleştirmektedir.
îletişim sektöründe \aır patla-
sın çal oynasın gösteriler ise
olanca hızıyla sürmekte; para
musluklannm ayannı arttrncı
yalakalık ve yağcılık sınırlan
zorlanarak.
TÜBlTAK yasası ile bilime
pranga vuruluyor. ses yok.
TRT Genel Müdürlüğü'ne es-
ki bir gerici militan getirilmek
isteniyor, ses yok.
Üniversiteler Yasası ile laik-
lik çiğnenmek isteniyor, ses yok.
Camı cemaatleriyle örgütlen-
me ve ibadet alanlannın siyase-
te alet edilmesi en üst düzeye çık-
mış, ses yok.
A\Tupa tnsan Haklan Mahke-
mesi'nde Dışişleri Bakanı'nın
eşi, Türkiye aleyhine dava aç-
mış para istiyor. Dışişleri Baka-
m da Türkiye'nin savunmasun
mahkemeden geri çektirerek Tür-
kiye'yi savunmasız bırakıyor,
ses yok. Bu siyasi iktidar yasal
sınırların dışma çoktan taşmış-
tır. Ekonomik güçlükler, yok-
sulluk ve yolsuzluk sarmalmda
boğulan insanlar, halktan üm-
mete, yurttaştan kula doğru bir
dönüşümün oyunculan olmak-
tan kendilerini alamıyor. İrtica
pusuda filan değıl artik. İrtica ey-
lemde, etkin eylemin doruğun-
da. yönetimin her kademesin-
de...
Îletişim sektöründe sorumlu
ses yine yok.
CHP ise olumlu muhalefet
yapma sevdası ile bu siyasi ik-
tidara hâlâ meşruluk kazan-
drnyor. Neyazık...
DEĞERÜ SANATÇI VE YAZAR ARKADAŞ
28 Mart 2004 tarihinde gerçekleşecek yerel se-
çimler ülkemizin yazgısında belirleyici olacak.
Bu seçimlerde sadece yerel yönetim adayları
değil ülkenin geleceği oylanacak.
Bizler, Türkiye insanının çok büyük çoğunluğuy-
la Aydınlanma değerlerinden yana olduğuna iç-
tenlikle inanıyoruz.
Bugün yaşanmakta olan sorunun kaynağı, bu de-
ğerleri öncelikle sahiplenip savunması gereken
kişi ve kurumlar arasındaki anlamsız bölünme ve
çekişmelerdir.
İlgili tüm kişi ve kuruluşlara sorumluluklannı bir
kez daha anımsatmak amacıyla düzenlenecek
basın toplantısına katılmanızı önemle diliyoruz.
(Not: Yukandakigörüşlerdoğıvltusunda hazırlan-
makta olan metin, basın toplantısı öncesinde im-
zanıza açılacaktır.)
Tarih : 19 Ocak Pazartesi (Bugün) 2004, saat:11.00
Yer : Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı
Sıraselviler Cad. No: 48, Kat: 1
Tel: 0 212 - 252 6314/15-0212- 292 09 68/69
Tank Akan, Oktay Akbal, Edip Akbayram,
Üstün Akmen, AJaaddin Aksoy, Zeynep Avcı,
Rutkay Aziz, Ataol Behramoğlu, Tuncer
Cücenoğlu, Halil Ergün, MehmetGüleryüz,
Birol Kutatgu, Zuhal Olcay, Yavuz Özkan,
VedatSakman, MenderesSamancılar, Serna,
AtrfYılmaz.
Sessizlik ve
Sırdır Ötesi
Işıl Özgentürk
Anlatı
102Sayfa
13 5x19.5 cm
6.000 000 TL
ALKIM KİTAMVİ
.. ^ BEŞIKTAŞ DOU|1AB*HÇ(CADI«O65TÎL(212)259 3126
Cumhuriyet
, k 1 t a p 1 a r 1
ÖĞRETEMEDİĞİMİZ TÜRKÇE
Kemal Ateş
159Sayfa
7.000.000.TL
Cağ Pazarlama A S Turkocağı Cad No 39 41
3 4
, 3 4
Cagaloglu-lstanbul
U l S H O l 96 Faks(O212) 514 01 95
Emre
Kongar
BABAM, OĞLUM,
TORUNUM
REMZI KITABEVI
GOKOVA
YÜCELEN OTEL'DE
tatil
aboneliği
TANIT1M TURU
BAYRAM TURU
GtOIŞ
DÖNÜŞ ~7
3i OCAK
ŞUBATYücelenOtel'deY.P.
5 Gece - 6 Gün
GünlükTurlar
1. Tur: Fethiye, Kaya Mezarları,Kayaköy,Ölüdeniz
2. Tur: Marmaris Yat Limanı, Kale, Müze
3. Tur: Bodrum Kalesi ve Müızesi
4. Tur: Şirince Köyü Gezisi
Yarım pansiyon konaklama, turlar, müze girişi,
ulaşım, rehberlik hizmetleri dahil
Kişi Başı: 350.000.000 TL
YAPI-CBir Curnhunyet Vakfı *
Adres: Turkocağı Cad. Basın Sarayı No.1 Kat. 4
(Gazetecıler Cemıyeti üstü) Cağaloğlu Istanbul
Tet (0212) 520 21 91-92, (0212) 522 49 26
Faks (0212)520 50 23
Gazete tel: (0212) 512 05 05 / 550-561
E-Posta: yapic@yapic.com tr
www. yapic.com.tr
•Tur Acentası, Belge No 3391