Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLUL 2003 SALI
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEIS
Garda Gölii Kıyısında
AB'ye Laiklik Dersi!
Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Como buluş-
ması ve hemen ardından Garda Gölü kıyısında ya-
pıları "AB gayri resmr Dışişleri Bakanlan Toplan-
f/s/"sırasında, AB'nin Hıristiyan kimliğinin tartışıl-
ması, Avrupa'nın 21. yüzyılda kendi niteliğini hâ-
lâ açıkhğa kavuşturamadığını gösteriyor.
Bilindiği gibi AB anayasa taslağı, uzun çalışma-
larve tartışmalar sonunda, Valery Giscard d'Es-
taing başkanlığındaki bir heyet tarafından hazır-
landı, kamuoyuna sunuldu, daha sonra da resmi
organlarda görüşülmeye başlandı.
Yine anılardadır, taslakta, d'Estaing'in aksi yön-
deki eğilimine karşın, Aydınlanma çağına atıfta
bulunulurken, herhangi bir Hıristiyan referansa
yer verilmedi.
Bu tutum, Papalık'ın yayın organlannda, Avru-
pa'nın dinsel yönü ağır basan tutucu çevrelerin-
de ağır eleştirilere neden oldu.
öyle görtinüyor ki, AB bakanlarzirvelerinde ye-
ni tartışmalarayol açacak, önümüzdeki üç ay için-
de bu konuda önemli çekişmelere tanık olacağız.
Bu çekişmelerin bizde iki türlü algılandığını gö-
rüyoruz.
Bunlardan birinci grupta olanlan diyoriar ki,
- Burası bir Hıristiyan kulübüdür, sizezaten söy-
lemiştik, bizi de almazlar.
Ikinciler ise, "Aydın/anma "nın anakarasının hâ-
lâ Hıristiyan kimliği aşamamış olmasından duy-
duklan şaşkınlığı şöyle dile getiriyorlar:
- Aydınlama'nın özümsenmesinden bunca yıl
sonra hâlâ mı Hıristiyanhk tartışması?
• • •
Bu iki tavır da, Batı'yı ve Avrupa'yı tam olarak
kavrayamamaktan doğuyor. genel kavram ola-
rak Batı da, onun Türkiye gözündeki somutu Av-
rupa da iki çehrelidir. Biri aydınlanmacı, özgürlük-
çü yüz; öbürü de Hınstiyan, benmerkezci, yayıl-
macı, sömürgeci yüz.
Bunlann her ikisi de, bir diğeri kadar gerçek ve
önemlidir.
Hesaplanmızı bu olgu üzerine dayandırmalıyız.
Tabii ki, tarihin de gösterdiği gibi, din de Avru-
pa'da tutuculann politika aracı olmuş, çok zaman
da kese doldurma yöntemi olarak kullanılmıştır.
Bu yüzdendir ki, Hıristiyanlığın Avrupa'yı bir-
leştirici bir öğe olduğu savını ciddiye alamayız.
Bırakın bir yana, Avrupa'da yuzyıllar süren din
savaşlannın yıkıcı etkisini ve din öğesinin Avrupa
için hiçbir zaman birieştirici olmamasını, 19. yüz-
yılda Belçika'nın bile din aynlığı yüzünden doğ-
muşbirdevletolduğunu..AmaHenriLevfebre'in
de belirttiği gibi, Avrupa Hıristiyan Kültürü'nün
aslında bir Judeo Hıristiyan, yani Yahudi - Hıristi-
yan Kültürü olduğunu nasıl görmezden gelebili-
riz?
Avrupa'da Katolikler ile Protestanlar vb. coğra-
fi konumlanna, Anglikan Kilisesi'nin doğuş öykü-
süne bakmak bile dinin sınıfsal ve politik niteliği-
ni ortaya koymaya yeter.
• • •
Aslında bugünkü tartışma, yaşlı nüfusu ve git-
tikçe azalan gelişme hızıyla güç durumda olan Av-
rupa'nın genişlemesinin coğrafi, ekonomik ve ide-
olojik boyutlanyla ilgili.
Tutuculardarvizyonlanyla, bunu küçük Orta ve
Doğu Avrupa devletleriyle sınırlı tutmak eğilimin-
deler.
Daha geniş bir açılımı savunanlann önünde ise
önemli bir Türkiye engeli var.
Türkiye nüfusu ekonomik, sosyal ve politik so-
runlarıyla hazmı güç bir lokma.
Ankara'nın üyeliğinin çok büyük sorunlar doğu-
racağı bir gerçek. Uyum paketlerinin bu sorunla-
n aşmaya yetmeyeceği de aşikâr.
Avrupa kamuoyunun önemli bir bölümünün de,
bu konuda olumsuz görüşe sahip olmasını anla-
yışla karşılamak gerek.
Hele hele, içinde bulunduğu koşullar yüzünden
yaşlı insanlar kıtasının dünya üzerindeki eski iş-
levine dönmeye niyetli olmadığı, bir de Türkiye'nin
üyeliğinin Avrupa'yı belalı sınırtara ulaştıracağı dü-
şünülürse...
Bunlara birde, bütün söylemlerine karşın Erdo-
ğan Iktidan'nın Türkiye'ye gelmeye aday turistle-
ri bile ürküten, turizmcileri "laik Türkiye imajını
güçlendirici kampanyalar"a teşvik eden dinci gö-
rüntüsünü ekleyince itirazlann nedeni iyice anla-
şılır.
Ama konunun özünü tartışacak yerde, hâlâ geç-
mişte kalmış olması gereken Hıristiyan kimlik tar-
tışmalanna sarılırsa insanlar, eğitimi imam hatip-
ler ile tarikat okullannın, üniversitesini şeriatçı bir
iktidarın, devleti dinci kadrolann sultasına soka-
rak, ülkesini bir Islam Cumhuriyeti'ne çevirmenin
çabası içinde olan Tayyip Bey'den Garda Gölü kı-
yısında, laiklik dersi almak durumuna düşerler.
Eee ne demişler, etme bulma dünyası.
Paket hazırlığı başladı
Kapusuz: Anayasa
değişikliğiyapüacak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AKP
Grup Başkanvekıli Sa-
Kh Kapusuz, anayasa
değişikliği paketi ha-
zırlamak için Anayasa
Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu'nun gö-
revlendirildiğini, an-
cak bu paketin yalnız-
ca Cumhurbaşkanı'nın
yetkileriyle sınırlı ol-
mayacağını söyledi.
AKP Grup Başkan-
vekıli Kapusuz, gaze-
tecilerin gündemdeki
konulara ilişkin sorula-
rjıı yanıtladı. .'Vnayasa
değişikliğini içeren bir
taslak metın hazırla-
mak için Anayasa Ko-
misyonu Başkanı Bur-
han Kuzu'nun görev-
lendirildiğini anlatan
Kapusuz, bunun belli
konularla sınırlı gibi
gösterilmesinin yanlış
olduğunu söyledi.
Amaçlarının anaya-
sa değişikliğini geniş
bir katıhmla yapmak
olduğunu bildiren Ka-
pusuz, "Çoğunluğu-
muz var, biz yeteriz gi-
bi bir kompleksimiz
vok" dedf.
Yargıtay'ın 11 Eylül'de vereceği DEHAP karan öncesi YSK Başkanı 'Seçimler iptal edilirse kaos çıkar' dedi
Algan'danret sinyaliANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Siyasette gözler Yargıtay'ın 11 Ey-
lül'de vereceği DEHAP karanna çev-
rilirken, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)
Başkanı Tufan Algan seçimlerin iptal
edilmeyeceği mesajını verdi. Algan,
YSK'nin seçimleri iptal etmesi duru-
munda herkesin millefvekilliği ve Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı-
nın düşeceğine işaret ederek "Bunun
nasıl bir kaos varatacağını düşünün"
dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı
Nevzat Ercan, Algan'a tepki
göstererek yargının henüz kararverme-
diğıni söyledi.
Yargıtay'ın DEHAP davasına iliş-
kin karan onaması durumunda
YSK'nin nasıl bir tavır izleyeceği me-
• Yargıtay'ın DEHAP davasına ilişkin karan onaması durumunda YSK'nin nasıl bir
tavır izleyeceği merakla beklenirken, YSK Başkanı Tufan Algan, seçimlerin iptal
edilmeyeceği mesajını verdi. Algan, DEHAP'm seçime girmesinin sorumluluğunu da
dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'na yükJedi.
rakla beklenirken, YSK Başkanı Tufan
AJgan'dan ilginç bir açıklama geldi.
Algan, "Dünden Bugüne Tercüman"
gazetesine verdiği demeçte, DEHAP"ın
seçime sokulmasında sorumluluğun
dönemin Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcısı Sabih Kanadoğjunda olduğu-
nu sa\oındu. Algan, Kanadoğlu'nun
Siyasi Partiler Yasası'nın (SPY) 33.
maddesinin gereğini yerine getirmedi-
ğini iddia ederek "SPY'nin 33. mad-
desine göre, Yargıtay Başsavcısı sade-
ceparnlerden aldığı bilgüeridoğnı ka-
bul ermez. Bu malumatı, ilçelerden.
mülki amirlerden gelen tespiüerie kar-
şılaşnnr" dedi.
Kanadoğlu'nun DEHAP'ın seçim-
lere kahlamayacağına yönelik yaptıgı
ıkinci başvuruyu anımsatan Algan, "Iş
iştengeçmişti, matbaalarçahşmaya baş-
lamış, 20 civannda vilayete oy pusula-
lanulaşmışü" diye konuştu. YSK Baş-
kanı Algan, açıklamasında seçimlerin
iptaline sıcak bakmadığının da işare-
tini verdi. Algan, YSK'nin seçimleri
iptal etmesi durumunda milletvekil-
liklerinin düşeceğine işaret ederek
" Yapüklan işlemlergeçeriidir,çahşük-
lan için aidıkian maaşlar da geri talep
edilmez. Ancak millervekillikleri3 Ka-
sım'dan itibaren düşer. Milletvekili ol-
mayan bir Idşi başbakan da olamaya-
cağına göre hükümet de düşer. Bunun
nasıl bir kaos yarataeağını düşünün"
dedi. Algan, bugünkü duruma destek
olabilecek hiçbir YSK karan bulunma-
dığına da işaret ettı. AKP Grup Baş-
kanvekili Salih Kapusuz da "Bundan
sonra geri dönüş olmaz. Seçim süreci
noktalandı, bittL, suçlularla ilgili başka
bir süreç işleyecek" diye konuştu.
DYT'den Algan'a tepki
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nev-
zat Ercan, YSK Başkanı Algan'a tep-
ki gösterdi. Ercan, sürecın işlediğini,
yargının henüz karar vermediğıni be-
lırterek, "KonuYSK'yeyargı karan ke-
sinlik kazandıktan sonra gidecek. O
aşamada kurul 7 kişiden oluşuyor. Ya-
ni böyle öncesinden ihsas-ı ney de bulun-
mak, o hukukçuya hiç yakışmaz. YSK
Başkanı'nın böyle bir açıklama yapa-
cagına ihtimal vermryonım" dedi.
Erdoğan Özkaya'nın sözlerine alındı
Çirkin ve
olumsuz
yaklaşım
• Erdoğan, Yargıtay Başkanı Özkaya'nın
"sınırsız din ve vicdan özgürlüğü isteyenlerle
lslami devlet kurma heveslilerinin aynı amaçta
birleştiği" yönündeki sözlerini "Çirkin ve
olumsuz bir yaklaşım" olarak değerlendirdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
Yargıtay Başkanı Eraslan
Özkaya'nın "teokratik
deviet" özlemcilerinın \ar-
lığı konusundaki uyansı-
na, "gecikmeden" yanıt
verdi.
Adli yılın açış töreni-
nin ardından, Yargıtay
Başkanı Özkaya'nın ma-
kamına geçen Başbakan
Erdoğan, Yargıtay'dan ay-
nlırken gazetecilerin soru-
larını yanıtladı. Özka-
ya'nın "sınırsızdin ve vic-
dan özgürlüğü isteyenler-
le, İslamidevletkurma he-
veslilerinin aynı amaçta
birleştiği'' yönündeki söz-
lennın anımsatılması üze-
rine Erdoğan, "Çirkin ve
olumsuzbir vaJdaşun" de-
di. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, sözlerini şöy-
le sürdürdü: "Inancınız
gereğinevse,bu inancasav-
gı duymak yönetimlerin
gorevidir. Din ve vicdan
özgüriüğünü savıınmak,
hiçbir zaman din devleti
kurmak değildir. Bunu
böyk degeriendirmek çok
yanlıştır. Kaidı ki şu anda
yaşanan süreçte gerek Tür-
İdvemizde, gerek Baû'da
gereksedümadatamamrv-
la dinlere saygüı olan bir
anlavışın egemen kılınma-
sı, aynı şekilde düşünceye,
örgütlenmeve saygüı yapı-
lann. özgüıiüklerin oluş-
masuıaftrsat\erilmesude-
vumb olarak bunlann im-
kânını hazırlayan böylebir
gayretin içindeyiz. Türio-
ye'de böyle bir derdin sı-
kmasının içinde olan yok.
Onun için de bunu sürek-
li pişirip pişirip ülkenin
gündemine taşımanın ge-
reği yok."
Yargıtay Başkanı Özka-
ya'nın, anayasanın değiş-
tirilmesi konusundaki söz-
lerinin anımsatılması üze-
rine Erdoğan. "Neresinin
değişmesi lazım,neresinin
değişmemesi lazım, onun-
la ilgili çabşmalar zaten
yapılnor. Ama bunun top-
lumsal bir konsensüs içe-
risinde gerçekleştirilmesi
lazım" şeklinde konuştu.
Bumin: Erdoğan
acele davrandı
Adli yılın açılış resep-
siyonuna katılan .Anayasa
Mahkemesi Başkanı Mus-
tafa Bumin ile üye Yalçuı
Acargil'in Erdoğan-Öz-
kaya polemiğine ilişkin
değerlendırmelen dikkat
çekti. Mustafa Bumin'in,
"Bir süre değeriendirip
sonra açıklama yapmaya
kararverdik" sözleri üze-
rine Acargil, Yargıtay Baş-
kanı Özkaya'nın sözleri-
ne dikkat çekerek "Bura-
da sınırsız kelimesi çok
önemli Bu kelimeyi kal-
dırdığınızda Tav^ip Bey
tepkisinde haklı. Öysa ta-
mamına baktığında tepki
gösterilecek anlam çıknu-
yor" dedi. Bumin, "Baş-
bakan Erdoğan, konuş-
mayı bir süre değerlendir-
dikten sonraaçddama vap-
saydı daha iyi olduridu"
dedi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
CHP LİDERİ DENİZ BAYKAL, BAŞBAKAN'IN TEPKtStNl ELEŞTtRDt:
• ••
Iktidar Ozkaya'yı duysunANKARA/tZMİR (Cumhurivet)- CHP
Genel Başkanı Deniz Bay kal, Başbakan
Recep Tayvip Erdoğan'ın, Yargıtaş
Başkanı Eraslan Ozkaya'mn adli yılın
açılış törenınde yaptığı konuşmaya
tepki göstermesinin çok yanlış
olduğunu belirtti. Baykal. "Yargıtay
Başkanı'nıa, başbakanın gönlüne hoş
gelecek sözleri sövleveceğini düşünmek
gibi yanuş bir düşünce olamaz" diye
konuştu. Çeşitli temaslarda bulunmak
üzere dün tzmir'e gelen CHP lideri
Baykal, gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Yargıtay Başkanı
Özkaya'nın yaptığı açıkhmalann
dikkatle izlenmesi gerektiğini belirten
Baykal. Özkaya'nm düşüncelerinin
toplumun geniş kesimlerince
paylaşıldığını söyledi. Baykal,
"Bütiin bu konuşmalann dikkate
alınması gerekir. Bu konuşmalar
bakışın ne olduğunu gösterir, önemli
bir platform, çoğulcu düşünceler vardır.
Demokrasinin ortaya koyulduğu bir
düşüncedir. Yargıtay Başkanı'nm,
başbakanın gönlüne hoş gelecek sözleri
söyleyeeeğini düşünmek gibi yantaş bir
düşünce olamaz" şeklinde konuştu.
Yargıtay üyelerinin susturulması
anlayışuıın hükümete yansıdığmı
sa\
r
unan Baykal. "Bu tür tepkflere
şaşırmıyorum. tktidann kulak vermesi ve
bu sözleri iyi değeriendirmesi gerekir.
Eğer bunu yapmazlarsa. yanhş
yapariarsa, demokrasiye zarar verirter"
diye konuştu. CHP Grup Başkanvekıli
Haluk Koç ise Yargıtaş Başkam Eraslaan
Özkaya'nın bazı sözlerinin adresinin çok
açık olduğunu \-urgulayarak "1982
Anayasası'nın değişmesi gereğine ilişkin
ifadelerin CHP seçim bildirgeshle
örtüştüğünü, ancak takıyyeci AKP ile
ciddi bir anayasa değişikliği
yapüamayacağım*' söyledi.
USljFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
A^n^f
[email protected]
Başbakan Tayyip Erdoğan,
Alman kadın milletvekillerinin
evlilik ve eş sayısı üzerine so-
rusuna kendi inançlan doğrul-
tusunda bir cevap veriyor. Alman
kadın milletvekilleri, "Başörtü-
sü keyifmi, yoksa Kuran'ın bir
emri mi? Islam ülkelerinde 4
kadmla evleniliyor. Bu da Kuran
da var mı, mecburi mi" soru-
sunu yöneltiyorlar.
Başbakan Erdoğan bu soru-
yu şöyle cevaplıyor: Başörtüsü
Kuran'a göre gerekliliktir. 4 eş-
le evlilik Kuran'ın emri değildir.
Ama bazı durumlarda 4 kadm-
la evtenmeye izin var. Erkeğin eşi
hastaysa, yaşlıysa ve sakatsa
birden fazla kadın alabilır. Tabii
diğer eşlerın rızası olması la-
zım. Herkesin hakkı eşit verilme-
li. Bu durumda buna izin var.
Ama artık ben de salondakiler
gibi tekeşliyim. Artık böyle şey-
ler geride kaldı.
Gazete haberine göre, Alman
kadın milletvekilleri haklı olarak
bu açıklamaya tepki gösteriyor-
lar. Tayyip Erdoğan'ın bu ceva-
înançla Uygarlık Arasına Sıkışmak
bı, bir yönüyle bakıldığında ki-
taba uygundur. Islam dininin te-
mel kaynakları, böyle okunup
anlaşılabilir. Nitekim, birçok Is-
lam düşünürü, bu konuda ben-
zeraçıklamalar ve yorumlarya-
pıyorlar. Hatta, bu tezleri haklı
çıkarabiimek amacıyla ciltler
dolusu kitaplar yazılıyor.
• • •
Tayyip Erdoğan, sıradan bir
yurttaş olsaydı bu açıklaması
çokfazlatartışılmayabilirdi. An-
cak, Tayyip Erdoğan laik bir dev-
letin başbakanı. Onun görevi,
Türkiye Cumhuriyeti'nin insan
haklarına dayalı, demokratik ve
uygar bir ülke olmasını savun-
mak ve yasaların gereğini dile
getirmek. Türkiye Cumhuriyeti
yasalan ne söylüyor: Tekeşli ev-
lilik dışındaki evlilikler gayri meş-
rudur ve bu tür ilişkilere giren er-
kek suç işlemiş sayılır. Işin te-
meli bu. Buradatartışılacak bir
konu yok.
BuradaTayyip Erdoğan'ın ce-
vabı şu olsa anlaşılırdı: "Benim
kişisel tercihlerim değil, Türki-
ye Cumhuriyeti'nin yasalan ve
temel felsefesi esastır. Çokeş-
li evlilik yasalanmıza göre suç-
turveyasaktır. Türkiye Cumhu-
riyeti, Kuran 'ın hükümleriyle de-
ğil, Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nin çıkardığı kanunlarla yö-
netilir. Böyle birsoru inanç ala-
nına girer, benim alanım değil."
Daha da önemlisi, bir başba-
kanın, "Kadınlann hasta olma-
sı halinde birden fazla eşe izin
var" diyebilmesı. Birden bu te-
zini, "Ancak eşlerin izniyle bu
olabilir" gibi bir ifadeyle yumu-
şatmayaçalışması. Oradaki Al-
man kadın milletvekili Erdoğan'a
şunu sorsaydı, acaba nasıl bir
cevap alırdı: "Bugerekçelerye-
nibirisiyle evlenmek isteyen er-
kekler için geçerliyse, aynı şey
kadınlar için de geçerli olabilir
mi? Ömeğin kadının kocası sa-
kat veya hastaysa kadın başka
bir erkeği alabilir mi? Bir erkek
böyle bir ihtiyacı duyabilir de,
kadın duymaz mı?"
Işın aslı, artık 1400 yıl önce-
sinin emir ve kurallarıyla bugün
yaşamanın mümkün olmadığı-
dır. Siz, bir yandan Avrupa Bir-
liği gibi ileri ve uygar bir sistem
içinde yer almak isteyeceksiniz,
bir yandan da hâlâ 1400 yıl ön-
cesinin kurallanyta durumu açık-
lamaya çalışacaksınız. Nitekim
Tayyip Erdoğan bu anlayışı doğ-
rultusunda Istanbul Belediye
Başkanı iken, belediyeye ait tu-
ristik işletmelerde içki yasağı uy-
gulamaya başlamıştı. Bu uygu-
lama hâlâ sürüyor. Yani inanç-
larını kamu alanınataşımıştı. Al-
man kadın milletvekillerine ver-
diği cevabın altında da böyle bir
anlayış yatıyor. Bu sözleri, top-
lumun bir kesiminde haklı ola-
rak endişelere neden oluyor ve
"Ya bunlar tamamen ülkeye hâ-
kim olursa neyapahar" sorusu-
nu gündeme getiriyor.
Erzurum'un Tekman ilçesine
egemen olan Belediye Başka-
nı Ihsan Gök, TEKEL bayii aç-
mak için başvuran yurttaşa şu
cevabı veriyor "Burada kimse
içki satamaz." Her ne kadar
Tekman Belediye Başkanı böy-
le davranmadığını söylese de
sonunda çıkarılan engeller so-
nucu bu kentte TEKEL bayii açı-
lamıyor. Belediye başkanı, ken-
di inancına göre belediyeyi yö-
netmeye kalkıyor. Kamu alanı-
na kendi anlayışını dayatıyor.
Tayyip Erdoğan'dan ne farkı
var?
AKP liderleri, son dönemler-
de laikliğe ve demokrasiye çok-
ça vurgu yapıyorlar. Toplumun
bir kesimi de onlara şüpheyle
bakıyor. Tayyip Erdoğan'ın ev-
lilik üzerine yaptığı açıklamalar,
AKP'ye karşı güvensizlik du-
yanlan haklı çıkarmıyor mu?
Yargıdaki
aksaklık
sürüyor
İstanbul Haber Servisi -
Geçen adli yılın değerlen-
dirildiği Çağdaş Hukukçu-
lar Derneği (ÇHD) rapo-
runda, hukuk sistemuıdeki
olumsuzluklann devam et-
tiği, uyum yasaianyla ya-
pılmak istenen değişiklik-
lerin belirsiz olduğu belir-
tildi. ÇHD tstanbul Şube-
si 'nce hazırlanan "Yeni Ad-
B Yıhn Başuıda Geçtiğiıniz
Bir Yılhk Dönemin Değer-
lendirilmesi" başlıklı ra-
porda, gende bıraktığımız
adli yıl içerisinde yasama
ve uygulamada yaşanan ge-
lışmeler değerlendirildı.
Raporda, Topluma Ka-
zandırma Yasası'mn, "piş-
nıanlık yasası" olduğu be-
lirtilirken derneğin yaptı-
ğı araştırmalar sonucunda
devletin açıkladığı rakam-
lann çok altında baş\Tiru
yapıldığmın tespit edildi-
ği ifade edildi. Raporda ay-
nca, ölüm cezası yerine
uygulanmaya başlayan
ağırlaştınlmış müebbet ha-
pisin "idamdan daha agır
ve insanlıkdışı bir infaz bi-
çimi" olduğu ifade edildi.
Geçen dönemde yasası
çıkan ve stajyer avukatla-
nn eğitim göreceği adalet
akademilennin "tektipleş-
tirici" olacağına dikkat çe-
kilen raporda. stajyer avu-
katlann sınav ve akademi-
ye karşı eylemleri anımsa-
tılarak "dikkatçekilenteh-
Kkeler hukukikşti
71
denildi.
KOİCUOğlU:
Yurttaşlar
çaresiz
bıraküdı
İstanbul Haber Servisi -
2003-2004 yeni yargı yı-
luıın başlaması nedenıyle
Istanbul Üniversitesi'nde
düzenlenen törene katılan
Adalet Bakanı Cemil Çi-
çek, Türkiye'de yargıya ok-
sijen kadar ihtiyaç duyul-
duğunu söyledi. Yargıya
aynlan ödeneğin partilere
seçim kazandırmadığını
anlatan Çiçek, "Bizxleyar-
guıın işlemesi için bir şey-
ler yapan partileri kimse
tebrik etmiyor'' diye ko-
nuştu.
Istanbul Barosu Başka-
nı Avukat Kazım Kolcu-
oğlu da yurttaşlann yol-
suzluk, yoksulluk. üretım-
sizlik ve adaletsiziik için-
de çaresiz bırakıldığını vur-
gulayarak "Yargının için-
debulunduğu enönemBso-
run yargı bağımsızhğının
tam olarak sağlanamamış
olmasıdır" dedi.
tÜ Hukuk Fakültesi De-
kanı Prof. Dr. TankutCen-
tel ise Türkıye Cumhuriye-
ti'nin temel ılkelerine sal-
dınnın arttığını belirterek
"Atatürk'üngerçeldeştirdi-
ği laik devlet düzeninin yd-
maz savunuculan olarak,
ona yapılan saldınlan nef-
retle kmrvonız" dedi.