28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLUL 2003 SALI HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEIS Garda Gölii Kıyısında AB'ye Laiklik Dersi! Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Como buluş- ması ve hemen ardından Garda Gölü kıyısında ya- pıları "AB gayri resmr Dışişleri Bakanlan Toplan- f/s/"sırasında, AB'nin Hıristiyan kimliğinin tartışıl- ması, Avrupa'nın 21. yüzyılda kendi niteliğini hâ- lâ açıkhğa kavuşturamadığını gösteriyor. Bilindiği gibi AB anayasa taslağı, uzun çalışma- larve tartışmalar sonunda, Valery Giscard d'Es- taing başkanlığındaki bir heyet tarafından hazır- landı, kamuoyuna sunuldu, daha sonra da resmi organlarda görüşülmeye başlandı. Yine anılardadır, taslakta, d'Estaing'in aksi yön- deki eğilimine karşın, Aydınlanma çağına atıfta bulunulurken, herhangi bir Hıristiyan referansa yer verilmedi. Bu tutum, Papalık'ın yayın organlannda, Avru- pa'nın dinsel yönü ağır basan tutucu çevrelerin- de ağır eleştirilere neden oldu. öyle görtinüyor ki, AB bakanlarzirvelerinde ye- ni tartışmalarayol açacak, önümüzdeki üç ay için- de bu konuda önemli çekişmelere tanık olacağız. Bu çekişmelerin bizde iki türlü algılandığını gö- rüyoruz. Bunlardan birinci grupta olanlan diyoriar ki, - Burası bir Hıristiyan kulübüdür, sizezaten söy- lemiştik, bizi de almazlar. Ikinciler ise, "Aydın/anma "nın anakarasının hâ- lâ Hıristiyan kimliği aşamamış olmasından duy- duklan şaşkınlığı şöyle dile getiriyorlar: - Aydınlama'nın özümsenmesinden bunca yıl sonra hâlâ mı Hıristiyanhk tartışması? • • • Bu iki tavır da, Batı'yı ve Avrupa'yı tam olarak kavrayamamaktan doğuyor. genel kavram ola- rak Batı da, onun Türkiye gözündeki somutu Av- rupa da iki çehrelidir. Biri aydınlanmacı, özgürlük- çü yüz; öbürü de Hınstiyan, benmerkezci, yayıl- macı, sömürgeci yüz. Bunlann her ikisi de, bir diğeri kadar gerçek ve önemlidir. Hesaplanmızı bu olgu üzerine dayandırmalıyız. Tabii ki, tarihin de gösterdiği gibi, din de Avru- pa'da tutuculann politika aracı olmuş, çok zaman da kese doldurma yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu yüzdendir ki, Hıristiyanlığın Avrupa'yı bir- leştirici bir öğe olduğu savını ciddiye alamayız. Bırakın bir yana, Avrupa'da yuzyıllar süren din savaşlannın yıkıcı etkisini ve din öğesinin Avrupa için hiçbir zaman birieştirici olmamasını, 19. yüz- yılda Belçika'nın bile din aynlığı yüzünden doğ- muşbirdevletolduğunu..AmaHenriLevfebre'in de belirttiği gibi, Avrupa Hıristiyan Kültürü'nün aslında bir Judeo Hıristiyan, yani Yahudi - Hıristi- yan Kültürü olduğunu nasıl görmezden gelebili- riz? Avrupa'da Katolikler ile Protestanlar vb. coğra- fi konumlanna, Anglikan Kilisesi'nin doğuş öykü- süne bakmak bile dinin sınıfsal ve politik niteliği- ni ortaya koymaya yeter. • • • Aslında bugünkü tartışma, yaşlı nüfusu ve git- tikçe azalan gelişme hızıyla güç durumda olan Av- rupa'nın genişlemesinin coğrafi, ekonomik ve ide- olojik boyutlanyla ilgili. Tutuculardarvizyonlanyla, bunu küçük Orta ve Doğu Avrupa devletleriyle sınırlı tutmak eğilimin- deler. Daha geniş bir açılımı savunanlann önünde ise önemli bir Türkiye engeli var. Türkiye nüfusu ekonomik, sosyal ve politik so- runlarıyla hazmı güç bir lokma. Ankara'nın üyeliğinin çok büyük sorunlar doğu- racağı bir gerçek. Uyum paketlerinin bu sorunla- n aşmaya yetmeyeceği de aşikâr. Avrupa kamuoyunun önemli bir bölümünün de, bu konuda olumsuz görüşe sahip olmasını anla- yışla karşılamak gerek. Hele hele, içinde bulunduğu koşullar yüzünden yaşlı insanlar kıtasının dünya üzerindeki eski iş- levine dönmeye niyetli olmadığı, bir de Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'yı belalı sınırtara ulaştıracağı dü- şünülürse... Bunlara birde, bütün söylemlerine karşın Erdo- ğan Iktidan'nın Türkiye'ye gelmeye aday turistle- ri bile ürküten, turizmcileri "laik Türkiye imajını güçlendirici kampanyalar"a teşvik eden dinci gö- rüntüsünü ekleyince itirazlann nedeni iyice anla- şılır. Ama konunun özünü tartışacak yerde, hâlâ geç- mişte kalmış olması gereken Hıristiyan kimlik tar- tışmalanna sarılırsa insanlar, eğitimi imam hatip- ler ile tarikat okullannın, üniversitesini şeriatçı bir iktidarın, devleti dinci kadrolann sultasına soka- rak, ülkesini bir Islam Cumhuriyeti'ne çevirmenin çabası içinde olan Tayyip Bey'den Garda Gölü kı- yısında, laiklik dersi almak durumuna düşerler. Eee ne demişler, etme bulma dünyası. Paket hazırlığı başladı Kapusuz: Anayasa değişikliğiyapüacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP Grup Başkanvekıli Sa- Kh Kapusuz, anayasa değişikliği paketi ha- zırlamak için Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun gö- revlendirildiğini, an- cak bu paketin yalnız- ca Cumhurbaşkanı'nın yetkileriyle sınırlı ol- mayacağını söyledi. AKP Grup Başkan- vekıli Kapusuz, gaze- tecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorula- rjıı yanıtladı. .'Vnayasa değişikliğini içeren bir taslak metın hazırla- mak için Anayasa Ko- misyonu Başkanı Bur- han Kuzu'nun görev- lendirildiğini anlatan Kapusuz, bunun belli konularla sınırlı gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Amaçlarının anaya- sa değişikliğini geniş bir katıhmla yapmak olduğunu bildiren Ka- pusuz, "Çoğunluğu- muz var, biz yeteriz gi- bi bir kompleksimiz vok" dedf. Yargıtay'ın 11 Eylül'de vereceği DEHAP karan öncesi YSK Başkanı 'Seçimler iptal edilirse kaos çıkar' dedi Algan'danret sinyaliANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Siyasette gözler Yargıtay'ın 11 Ey- lül'de vereceği DEHAP karanna çev- rilirken, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Tufan Algan seçimlerin iptal edilmeyeceği mesajını verdi. Algan, YSK'nin seçimleri iptal etmesi duru- munda herkesin millefvekilliği ve Re- cep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı- nın düşeceğine işaret ederek "Bunun nasıl bir kaos varatacağını düşünün" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, Algan'a tepki göstererek yargının henüz kararverme- diğıni söyledi. Yargıtay'ın DEHAP davasına iliş- kin karan onaması durumunda YSK'nin nasıl bir tavır izleyeceği me- • Yargıtay'ın DEHAP davasına ilişkin karan onaması durumunda YSK'nin nasıl bir tavır izleyeceği merakla beklenirken, YSK Başkanı Tufan Algan, seçimlerin iptal edilmeyeceği mesajını verdi. Algan, DEHAP'm seçime girmesinin sorumluluğunu da dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu'na yükJedi. rakla beklenirken, YSK Başkanı Tufan AJgan'dan ilginç bir açıklama geldi. Algan, "Dünden Bugüne Tercüman" gazetesine verdiği demeçte, DEHAP"ın seçime sokulmasında sorumluluğun dönemin Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Sabih Kanadoğjunda olduğu- nu sa\oındu. Algan, Kanadoğlu'nun Siyasi Partiler Yasası'nın (SPY) 33. maddesinin gereğini yerine getirmedi- ğini iddia ederek "SPY'nin 33. mad- desine göre, Yargıtay Başsavcısı sade- ceparnlerden aldığı bilgüeridoğnı ka- bul ermez. Bu malumatı, ilçelerden. mülki amirlerden gelen tespiüerie kar- şılaşnnr" dedi. Kanadoğlu'nun DEHAP'ın seçim- lere kahlamayacağına yönelik yaptıgı ıkinci başvuruyu anımsatan Algan, "Iş iştengeçmişti, matbaalarçahşmaya baş- lamış, 20 civannda vilayete oy pusula- lanulaşmışü" diye konuştu. YSK Baş- kanı Algan, açıklamasında seçimlerin iptaline sıcak bakmadığının da işare- tini verdi. Algan, YSK'nin seçimleri iptal etmesi durumunda milletvekil- liklerinin düşeceğine işaret ederek " Yapüklan işlemlergeçeriidir,çahşük- lan için aidıkian maaşlar da geri talep edilmez. Ancak millervekillikleri3 Ka- sım'dan itibaren düşer. Milletvekili ol- mayan bir Idşi başbakan da olamaya- cağına göre hükümet de düşer. Bunun nasıl bir kaos yarataeağını düşünün" dedi. Algan, bugünkü duruma destek olabilecek hiçbir YSK karan bulunma- dığına da işaret ettı. AKP Grup Baş- kanvekili Salih Kapusuz da "Bundan sonra geri dönüş olmaz. Seçim süreci noktalandı, bittL, suçlularla ilgili başka bir süreç işleyecek" diye konuştu. DYT'den Algan'a tepki DYP Genel Başkan Yardımcısı Nev- zat Ercan, YSK Başkanı Algan'a tep- ki gösterdi. Ercan, sürecın işlediğini, yargının henüz karar vermediğıni be- lırterek, "KonuYSK'yeyargı karan ke- sinlik kazandıktan sonra gidecek. O aşamada kurul 7 kişiden oluşuyor. Ya- ni böyle öncesinden ihsas-ı ney de bulun- mak, o hukukçuya hiç yakışmaz. YSK Başkanı'nın böyle bir açıklama yapa- cagına ihtimal vermryonım" dedi. Erdoğan Özkaya'nın sözlerine alındı Çirkin ve olumsuz yaklaşım • Erdoğan, Yargıtay Başkanı Özkaya'nın "sınırsız din ve vicdan özgürlüğü isteyenlerle lslami devlet kurma heveslilerinin aynı amaçta birleştiği" yönündeki sözlerini "Çirkin ve olumsuz bir yaklaşım" olarak değerlendirdi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın "teokratik deviet" özlemcilerinın \ar- lığı konusundaki uyansı- na, "gecikmeden" yanıt verdi. Adli yılın açış töreni- nin ardından, Yargıtay Başkanı Özkaya'nın ma- kamına geçen Başbakan Erdoğan, Yargıtay'dan ay- nlırken gazetecilerin soru- larını yanıtladı. Özka- ya'nın "sınırsızdin ve vic- dan özgürlüğü isteyenler- le, İslamidevletkurma he- veslilerinin aynı amaçta birleştiği'' yönündeki söz- lennın anımsatılması üze- rine Erdoğan, "Çirkin ve olumsuzbir vaJdaşun" de- di. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Inancınız gereğinevse,bu inancasav- gı duymak yönetimlerin gorevidir. Din ve vicdan özgüriüğünü savıınmak, hiçbir zaman din devleti kurmak değildir. Bunu böyk degeriendirmek çok yanlıştır. Kaidı ki şu anda yaşanan süreçte gerek Tür- İdvemizde, gerek Baû'da gereksedümadatamamrv- la dinlere saygüı olan bir anlavışın egemen kılınma- sı, aynı şekilde düşünceye, örgütlenmeve saygüı yapı- lann. özgüıiüklerin oluş- masuıaftrsat\erilmesude- vumb olarak bunlann im- kânını hazırlayan böylebir gayretin içindeyiz. Türio- ye'de böyle bir derdin sı- kmasının içinde olan yok. Onun için de bunu sürek- li pişirip pişirip ülkenin gündemine taşımanın ge- reği yok." Yargıtay Başkanı Özka- ya'nın, anayasanın değiş- tirilmesi konusundaki söz- lerinin anımsatılması üze- rine Erdoğan. "Neresinin değişmesi lazım,neresinin değişmemesi lazım, onun- la ilgili çabşmalar zaten yapılnor. Ama bunun top- lumsal bir konsensüs içe- risinde gerçekleştirilmesi lazım" şeklinde konuştu. Bumin: Erdoğan acele davrandı Adli yılın açılış resep- siyonuna katılan .Anayasa Mahkemesi Başkanı Mus- tafa Bumin ile üye Yalçuı Acargil'in Erdoğan-Öz- kaya polemiğine ilişkin değerlendırmelen dikkat çekti. Mustafa Bumin'in, "Bir süre değeriendirip sonra açıklama yapmaya kararverdik" sözleri üze- rine Acargil, Yargıtay Baş- kanı Özkaya'nın sözleri- ne dikkat çekerek "Bura- da sınırsız kelimesi çok önemli Bu kelimeyi kal- dırdığınızda Tav^ip Bey tepkisinde haklı. Öysa ta- mamına baktığında tepki gösterilecek anlam çıknu- yor" dedi. Bumin, "Baş- bakan Erdoğan, konuş- mayı bir süre değerlendir- dikten sonraaçddama vap- saydı daha iyi olduridu" dedi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN CHP LİDERİ DENİZ BAYKAL, BAŞBAKAN'IN TEPKtStNl ELEŞTtRDt: • •• Iktidar Ozkaya'yı duysunANKARA/tZMİR (Cumhurivet)- CHP Genel Başkanı Deniz Bay kal, Başbakan Recep Tayvip Erdoğan'ın, Yargıtaş Başkanı Eraslan Ozkaya'mn adli yılın açılış törenınde yaptığı konuşmaya tepki göstermesinin çok yanlış olduğunu belirtti. Baykal. "Yargıtay Başkanı'nıa, başbakanın gönlüne hoş gelecek sözleri sövleveceğini düşünmek gibi yanuş bir düşünce olamaz" diye konuştu. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere dün tzmir'e gelen CHP lideri Baykal, gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Yargıtay Başkanı Özkaya'nın yaptığı açıkhmalann dikkatle izlenmesi gerektiğini belirten Baykal. Özkaya'nm düşüncelerinin toplumun geniş kesimlerince paylaşıldığını söyledi. Baykal, "Bütiin bu konuşmalann dikkate alınması gerekir. Bu konuşmalar bakışın ne olduğunu gösterir, önemli bir platform, çoğulcu düşünceler vardır. Demokrasinin ortaya koyulduğu bir düşüncedir. Yargıtay Başkanı'nm, başbakanın gönlüne hoş gelecek sözleri söyleyeeeğini düşünmek gibi yantaş bir düşünce olamaz" şeklinde konuştu. Yargıtay üyelerinin susturulması anlayışuıın hükümete yansıdığmı sa\ r unan Baykal. "Bu tür tepkflere şaşırmıyorum. tktidann kulak vermesi ve bu sözleri iyi değeriendirmesi gerekir. Eğer bunu yapmazlarsa. yanhş yapariarsa, demokrasiye zarar verirter" diye konuştu. CHP Grup Başkanvekıli Haluk Koç ise Yargıtaş Başkam Eraslaan Özkaya'nın bazı sözlerinin adresinin çok açık olduğunu \-urgulayarak "1982 Anayasası'nın değişmesi gereğine ilişkin ifadelerin CHP seçim bildirgeshle örtüştüğünü, ancak takıyyeci AKP ile ciddi bir anayasa değişikliği yapüamayacağım*' söyledi. USljFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR A^n^f [email protected] Başbakan Tayyip Erdoğan, Alman kadın milletvekillerinin evlilik ve eş sayısı üzerine so- rusuna kendi inançlan doğrul- tusunda bir cevap veriyor. Alman kadın milletvekilleri, "Başörtü- sü keyifmi, yoksa Kuran'ın bir emri mi? Islam ülkelerinde 4 kadmla evleniliyor. Bu da Kuran da var mı, mecburi mi" soru- sunu yöneltiyorlar. Başbakan Erdoğan bu soru- yu şöyle cevaplıyor: Başörtüsü Kuran'a göre gerekliliktir. 4 eş- le evlilik Kuran'ın emri değildir. Ama bazı durumlarda 4 kadm- la evtenmeye izin var. Erkeğin eşi hastaysa, yaşlıysa ve sakatsa birden fazla kadın alabilır. Tabii diğer eşlerın rızası olması la- zım. Herkesin hakkı eşit verilme- li. Bu durumda buna izin var. Ama artık ben de salondakiler gibi tekeşliyim. Artık böyle şey- ler geride kaldı. Gazete haberine göre, Alman kadın milletvekilleri haklı olarak bu açıklamaya tepki gösteriyor- lar. Tayyip Erdoğan'ın bu ceva- înançla Uygarlık Arasına Sıkışmak bı, bir yönüyle bakıldığında ki- taba uygundur. Islam dininin te- mel kaynakları, böyle okunup anlaşılabilir. Nitekim, birçok Is- lam düşünürü, bu konuda ben- zeraçıklamalar ve yorumlarya- pıyorlar. Hatta, bu tezleri haklı çıkarabiimek amacıyla ciltler dolusu kitaplar yazılıyor. • • • Tayyip Erdoğan, sıradan bir yurttaş olsaydı bu açıklaması çokfazlatartışılmayabilirdi. An- cak, Tayyip Erdoğan laik bir dev- letin başbakanı. Onun görevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına dayalı, demokratik ve uygar bir ülke olmasını savun- mak ve yasaların gereğini dile getirmek. Türkiye Cumhuriyeti yasalan ne söylüyor: Tekeşli ev- lilik dışındaki evlilikler gayri meş- rudur ve bu tür ilişkilere giren er- kek suç işlemiş sayılır. Işin te- meli bu. Buradatartışılacak bir konu yok. BuradaTayyip Erdoğan'ın ce- vabı şu olsa anlaşılırdı: "Benim kişisel tercihlerim değil, Türki- ye Cumhuriyeti'nin yasalan ve temel felsefesi esastır. Çokeş- li evlilik yasalanmıza göre suç- turveyasaktır. Türkiye Cumhu- riyeti, Kuran 'ın hükümleriyle de- ğil, Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nin çıkardığı kanunlarla yö- netilir. Böyle birsoru inanç ala- nına girer, benim alanım değil." Daha da önemlisi, bir başba- kanın, "Kadınlann hasta olma- sı halinde birden fazla eşe izin var" diyebilmesı. Birden bu te- zini, "Ancak eşlerin izniyle bu olabilir" gibi bir ifadeyle yumu- şatmayaçalışması. Oradaki Al- man kadın milletvekili Erdoğan'a şunu sorsaydı, acaba nasıl bir cevap alırdı: "Bugerekçelerye- nibirisiyle evlenmek isteyen er- kekler için geçerliyse, aynı şey kadınlar için de geçerli olabilir mi? Ömeğin kadının kocası sa- kat veya hastaysa kadın başka bir erkeği alabilir mi? Bir erkek böyle bir ihtiyacı duyabilir de, kadın duymaz mı?" Işın aslı, artık 1400 yıl önce- sinin emir ve kurallarıyla bugün yaşamanın mümkün olmadığı- dır. Siz, bir yandan Avrupa Bir- liği gibi ileri ve uygar bir sistem içinde yer almak isteyeceksiniz, bir yandan da hâlâ 1400 yıl ön- cesinin kurallanyta durumu açık- lamaya çalışacaksınız. Nitekim Tayyip Erdoğan bu anlayışı doğ- rultusunda Istanbul Belediye Başkanı iken, belediyeye ait tu- ristik işletmelerde içki yasağı uy- gulamaya başlamıştı. Bu uygu- lama hâlâ sürüyor. Yani inanç- larını kamu alanınataşımıştı. Al- man kadın milletvekillerine ver- diği cevabın altında da böyle bir anlayış yatıyor. Bu sözleri, top- lumun bir kesiminde haklı ola- rak endişelere neden oluyor ve "Ya bunlar tamamen ülkeye hâ- kim olursa neyapahar" sorusu- nu gündeme getiriyor. Erzurum'un Tekman ilçesine egemen olan Belediye Başka- nı Ihsan Gök, TEKEL bayii aç- mak için başvuran yurttaşa şu cevabı veriyor "Burada kimse içki satamaz." Her ne kadar Tekman Belediye Başkanı böy- le davranmadığını söylese de sonunda çıkarılan engeller so- nucu bu kentte TEKEL bayii açı- lamıyor. Belediye başkanı, ken- di inancına göre belediyeyi yö- netmeye kalkıyor. Kamu alanı- na kendi anlayışını dayatıyor. Tayyip Erdoğan'dan ne farkı var? AKP liderleri, son dönemler- de laikliğe ve demokrasiye çok- ça vurgu yapıyorlar. Toplumun bir kesimi de onlara şüpheyle bakıyor. Tayyip Erdoğan'ın ev- lilik üzerine yaptığı açıklamalar, AKP'ye karşı güvensizlik du- yanlan haklı çıkarmıyor mu? Yargıdaki aksaklık sürüyor İstanbul Haber Servisi - Geçen adli yılın değerlen- dirildiği Çağdaş Hukukçu- lar Derneği (ÇHD) rapo- runda, hukuk sistemuıdeki olumsuzluklann devam et- tiği, uyum yasaianyla ya- pılmak istenen değişiklik- lerin belirsiz olduğu belir- tildi. ÇHD tstanbul Şube- si 'nce hazırlanan "Yeni Ad- B Yıhn Başuıda Geçtiğiıniz Bir Yılhk Dönemin Değer- lendirilmesi" başlıklı ra- porda, gende bıraktığımız adli yıl içerisinde yasama ve uygulamada yaşanan ge- lışmeler değerlendirildı. Raporda, Topluma Ka- zandırma Yasası'mn, "piş- nıanlık yasası" olduğu be- lirtilirken derneğin yaptı- ğı araştırmalar sonucunda devletin açıkladığı rakam- lann çok altında baş\Tiru yapıldığmın tespit edildi- ği ifade edildi. Raporda ay- nca, ölüm cezası yerine uygulanmaya başlayan ağırlaştınlmış müebbet ha- pisin "idamdan daha agır ve insanlıkdışı bir infaz bi- çimi" olduğu ifade edildi. Geçen dönemde yasası çıkan ve stajyer avukatla- nn eğitim göreceği adalet akademilennin "tektipleş- tirici" olacağına dikkat çe- kilen raporda. stajyer avu- katlann sınav ve akademi- ye karşı eylemleri anımsa- tılarak "dikkatçekilenteh- Kkeler hukukikşti 71 denildi. KOİCUOğlU: Yurttaşlar çaresiz bıraküdı İstanbul Haber Servisi - 2003-2004 yeni yargı yı- luıın başlaması nedenıyle Istanbul Üniversitesi'nde düzenlenen törene katılan Adalet Bakanı Cemil Çi- çek, Türkiye'de yargıya ok- sijen kadar ihtiyaç duyul- duğunu söyledi. Yargıya aynlan ödeneğin partilere seçim kazandırmadığını anlatan Çiçek, "Bizxleyar- guıın işlemesi için bir şey- ler yapan partileri kimse tebrik etmiyor'' diye ko- nuştu. Istanbul Barosu Başka- nı Avukat Kazım Kolcu- oğlu da yurttaşlann yol- suzluk, yoksulluk. üretım- sizlik ve adaletsiziik için- de çaresiz bırakıldığını vur- gulayarak "Yargının için- debulunduğu enönemBso- run yargı bağımsızhğının tam olarak sağlanamamış olmasıdır" dedi. tÜ Hukuk Fakültesi De- kanı Prof. Dr. TankutCen- tel ise Türkıye Cumhuriye- ti'nin temel ılkelerine sal- dınnın arttığını belirterek "Atatürk'üngerçeldeştirdi- ği laik devlet düzeninin yd- maz savunuculan olarak, ona yapılan saldınlan nef- retle kmrvonız" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle