29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmthaz Sahibi: CL MHTRÎYET VAKFI achna İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmenı: İbrahim Yddız # Yazuşlen Müdürü. SaBm Alpaslan#Sorumlu Müciür Mehmet Sucu # Haber Merkezı Müdürii: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz \ ıldırıcn 0 Ekonomr Öz- lera 'i üzak 0 Kültür Esemen Berköz # Spor \bdülkadir \ ücelman • Makaleler Sami Ka- raören 0 Düzeltme \bdullah Vazıcı 0 Bıl- gı-Belge EdibeBuğra 0 Yurt Haberlerı Meh- met Faraç 0 Avrupa Temtılcısı Göraj Öz Yayın Kunüu: Ühan Selçuk(Baş- kan), Emre Kongar (Danışman). Orhan Erinç, Hikmet Çetin- ka\a. Şükran Soner, İbrahim Yıİdız. Orhan Bursah. Musta- fa Balba>, Hakan Kara. AnkaıaTemsıIcısı Musttfa Balbay AaturkBuKanNo 125,Kat.4. Bakanlıklar Tel 4195020ı7hat). Faks.4195O2 7 0tzmırTemsılcısı SerdarKıak.H ZıyaBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4418^45 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. Inönu Cd 119 S N'o 1 1. Tel 363 12 ! l.Faks 363 12 15 AntalyaTemsılcısı \hmetOnıçoğhı CumhurnetCad 80 5 Tel 0242 2480057 Fav 2430509 Muessese Müdürü Erol Erkul 0 Bılgı Işlem \hmet Korulsan 0 Sa- tış Fazilet Kuza • Genel Mûdür Cao Çağdrç • Ge- ncl Mudur \ rd ı Satı, Tübn M«h Dölnı • Mûdûr \ ti ı Pazriama Hakan Acar # Müdür ^ nt (Fınans *e Operas\onı Erhao Özd«nir # Pazariama Dırektoru Tola> Tosun Tel Ci: " 4 " W, FaU I 212 1>4 -2 3" \ »vunla>«n: 'r enı Gun Haber \jaM Basm le \ aymcıik K Ş Tûrio^a^ı Cad V> 41 Cagaloglu "v»'34 tambd Pk 246 • Sdea 34435 [a Tel 02İ2ı512'i5ıı«(2f baı Faia ır l212/51' 85 $* Baskı: Merkez Gazeie Deıgı Baüms avuıcılıl San \eTvc \Ş Barbaros Bul\ an No 125 Besdda^-b Geoel Dıgmm BBD Meıkez PEYLUL2OO3 tmsak 5 10 Güneş 6 39 Ögte 13 06 tkındr 16 34 A.kşaml9 20 Yatsı20 42 Yavrnı panda evine dönüyor • Çeviri Senisi - Çin'ın kuzeybatısmdaki Gansu bölgesinin başkenti Lanju'da dünyaya gelen Lan Bao, dün bir >ilı aşkın süredir bakıma alındığı Çengdu Panda Yetiştirme ve Araştırma Merkezi'nden evine göndenldi. 23 Ağustos 2002'de doğan ve bır haftalıkken ülkenin güneybatısındaki Siçuan bölgesinde bulunan merkeze alınan yavru panda, kendisini anne-babasının yanına götürecek araca görevlilerin kucağında taşındı. Görevliler, Lan Bao'dan aynlmamn çok zor olduğunu söyledı. (AP) ÇUi adam davayı kazandı • PEKtN (AA) - Pekin'de şırket yöneticisi adam, bir kadın aleyhinde açtığı cinsel taciz davasını kazandı. Yerel bır gazetenin haberine göre evli şirket müdürü Du'yu üç yıldır taciz eden Bayan Liu, mahkemede 2 bin yuan (yaklaşık 17 bin dolar) tazminat cezasına çarptınldı. Gazeteye göre evli Bayan Liu, üç yıl önce şirket müdürünün peşine düştü. Müdüre aşk mektuplan gönderen Liu, tacizlerini sürdürdü. Liu, bir yıl önce müdüre, kendisini artık taciz etmeme sözü verdi, ancak sözünü tutmadı. Sonunda müdür, kadını mahkemeye verdi ve davayı kazandı. Türk şaire 11 Eylül ödülü • NEW YORK (AA) - Genç Türk Şair Aziz Doğdu, Amerikan Şairler Akademisi'nin bu yılki "11 Eylül Şiirleri" yanşmasında "United We Stand" adjı şiiriyle "Büyük Jüri Ödülü"nü kazandı. Amerikan Edebiyat Komitesi'nin düzenledığı "Amerikan Edebiyatında Yükselen lOOYeniYetenek" anketinde ilk sırada olan Doğdu hakkında Amerikan Edebiyat Komitesi Başkanı Jack Frank, "E^ensel boyutu yakalayabilen ender şaırlerden bin" diye söz etti. Eşcinsellerin yakınlan... • LONDRA (AA) - Ingıltere'de evlilik dışı ılişkı yaşayan ya da eşcinsel ılişkı içinde olan ordu mensuplannın dul ve yetimlerine de emeklilik haklannın venleceğı açıklandı. Ordu mensuplanmn, öîümlerinden önce birlikte yaşadıklan kişıyi "bakmakJa yükümlü olduğu kişi" olarak kaydettırmelen yeterli. Savunma Bakanhğı, önceden kayıt yapnnlmaması halinde de aynntılı bir araştırmanm ardından, bir kişinin ölen ordu mensubunun hayat arkadaşı olduğunun kanıtlanması halinde, haktan yararlandrnlacağını açıkladı. Hilton'dan özel mönüler • İstanbul Haber Servisi - Hilton Istanbul'da hizmet veren salon ve restoranlar eylül ayı mönüsündeki yenilikleri açıkladı. Şef Anders Groenholm The Roof Bar Restaurant'da vişneli günler düşündü. Groenholm, rulis turşusu, köy peyniri, bal ve tava badem, tarçınlı dondurma ve vanih/a çekirdeği sosu ile dört seçenekle hazırladığı vişneli tatlan Lobby Lounge'da sunuyor. 30 Eylül'e kadar sürecek olan vişneli seçeneklerin fıyatı 8 miryon ile 9 miryon 500 bin lira arasında değişiyor. Canlı izlemeyle parkinson ve alzheimer gibi hastahklara daha ortaya çıkmadan tanı konulacak Beyinkendinieleverdi İngilizlere buz1 gibi haber L ONDRA (AA) - Ingiltere'de bar ve restoranlarda ıçkılere konulan buzlann yüzde 44"ünün, kolı basılı dahıl çeşitli baktenler içerdığı açıklandı. Sağlık Bakanhğı tarafından yaptınlan araştırma sonucunda ortaya çıkan gerçek, pek çok kişinin dışanda yiyip ıçtikten sonra yakalandığı hastalıklann açıklaması olarak göstenlıyor. Yapılan araştırmada çeşitli bar ve restoranlardan 235 örnek alan Sağlık Bakanhğı uzmanlan, bunlardan 106'sının mikroplu çıktığını, denetlenen 111 bardan 51'inin hiçbır sağlık kuralına uymadığını bildırdi. ABD'de 1991 yıhnda ıçeceklere buz koyan bır görevlinin elinı yıkamaması yüzünden, onlarca kişi salmonella kapmıştı. New York\ Disney modası Türk tasanmcılar Aül Kutoğlu ve Bahar Korçan'ın da katddığj New York Moda Haftası çerçevesindeki Betsy Johnson defilesine Walt Disney kahramanlan damgasını vurdu. 100'ü aşkın modacının kreasyonunun sergilendiği New York'ta, Johnson'un imzasını taşryan mankenler Bugs Bunny, Tweety ve benzeri kahramanlann görüntüsü yer alan üstierle podyuma çıktu Mankenkr. defile sonunda ise şortiannm arkasına sırayla "Bye Bye"ın harfleri iliştirilerek podyuma çıkarak vedaetti. (REUTERS) Sigarayla birlikte yandılar C AKARTA(AA)- Endonezya'da, ele geçinlen 400 bin paketten fazla kaçak sigarayı yakarak imha etmeye hazırlanan 3 yargıç ale\ lerden payını aldı. Kompas gazetesinin haberine göre Sıngapur yakrnlanndaki Batam adasındakı limanda, sigaralan yakmak içın düzenlenen törende. paketlen ateşe vermek üzere elınde meşaleyle sigara yığınına yaklaşan hâkimlerden bin paketlenn üstüne benzin döküldüğünden haberdar değildi. Sigara yıgmı birden alev alınca, hâkımın yüzü, boynu ve kollan hafîf şekilde yandı, iki meslektaşı da ale\ lerden nasibini aldı. Üçü de Singapur'da hastaneye kaldınldı. Vücut agırlığı sarhoş olmakla doğru orantılı Içki, kadınlara daha çok dokunuyor ÇeviriServisi-ABD'de yapılan bir araştırmanın sonuçlan, kadınlann er- keklere oranla daha ça- buk sarhoş olduğunu, bün- yelerinin alkolden daha fazîa ve daha olumsuz yönde etkilendiğini orta- ya koydu. Başka bir deyiş- le "akşamdan kalmış*' ol- manın yorgunluk, kusma, baş ağnsı gibi belirtileri ( kadınlarda daha çok ve — daha etkin şekılde görülüyor. Erkekler dayanıklı BBC'nin internetteki sitesinde yayım- lanan habere göre Missouri-Coİumbia Üniversitesi'nden bir grup bilim adamı- nrn yaptığı araştırmaya 1230 ünıversite öğrencisi katıldı. Psikolog Wendy Slutske ve ekibinin yaptığı araştırma sonuçlan, en çok rast- lanan akşamdan kalma behrtısınin susuz- luk hissi olduğunu ortaya koydu. Mide Yorgunluk, kusma ve baş ağnsıyla kendini gösteren 'akşamdan kalma' hali na kadınlarda daha sık rastlanıyor. Kaduıın vücudunda erkeğe oranla daha az su bulunması durumu tetikliyor. bulantısı, kusma, baş ağ- nsı, konsantrasyon bo- zukluğu ve yorgunluk da su kaybından kaynakla- nan ve gün boyunca likit alma isteğinden sonra ge- len belirtiler. Sonuçlann en çarpıcı yanı, erkek öğ- rencilerin karşı cinsle kı- yaslandığmda içki içme konusunda daha dayantk- lı olmalan. Slutske, kadın vücudu- nun alkol konusundaki hassasiyerini şöy- le açıklıyor: "Vücut ağırhğıdikkate ahn- dığındageneffikk kadmlarerkeklereoran- la daha zayıf. Buna bağlanûh olarak ka- dınlarm vücudunda daha az su \ar. Al- kol ise diyürerik olduğu için su kaybma yolaçryor. Bu nedenle kadmlar daha çabuk sar- hoş olıryor ve içki içtikleri uzun bir gece- den sonradahaohımsuzetkaenhorlar. Mi- deyle baglanab olanlann dışmdaki baş ağ- nsı, dikkatsizlik gibi akşamdan kalma beurtilerinin temel nedeni de susuzhık." WaltDisne> kahramanlannm olduğu renkü görüntüler, izle\icinin hoşuna gidecek nitdikte ve çocuksuluktaydı. Ancak Johnson, bu atlet ve bhızlann çoğunu iç çamaşırmdan pek de farla olmayan şordarla tamamlamışu. Bu çetişki "Bu çocuksu atletkrin aitma bunlar nasıl gryiBrr ' dedirtti. • Bilim adamlannın yıllardır üstünde çalıştığı beyin, yavaş yavaş kendini ele veriyor. Beyin üzerine yirmi beş yıldır araştırma yapan Ibsen Vakfi üyesi Prof. Richard Frackowiak, beynin belirli bölgelerine küçük iğneler yerleştirerek parkinson ya da kas hastalıklannın tedavi edilebildiğini söyledi. Kültür Ser\isi - Beyin hâlâ insanoğlunun en gizemlı organı olmayı sürdürüyor. Bilim adamlan beynin sırnnı çözmek için yıllardır durmadan çalışıyor. Le Figaro Magazine sayfalannda beyin üzenne \irmi beş yıldır araştırma yapan Ibsen Vakfi araştırmacılanndan bin olan Prof. Richard Frackovviakın açıklamalanna yer verdi. DNA'nın beyin hücrelerinin bilgilerini nasıl kodladığını ve değişik moleküllerin nöronlara mesajlan nasıl ılettığıni ınceledıklenni belirten Frackovvıak, bu bilgınin hastalıklann daha i\i teşhis edilmesını ve teda\i edılmesıni sağladığını vurguluyor: "Moleküllerin dışmda bir diğer devrim daha \ar. o da canlı beynin içini incekme. Böylece düşündüğümüzde. okuduğumuzda, hareket ettiğimizde be>nin hangi bölümierinüı harekete geçtigini görebUhoruz. Bu sistenı önceukle beyinde anatomik olarak görülen doku bozukluklan ve olası hastahklarla ilgili bilgi veriyor. Vırnıi beş > ıL bütün bunlan düş olmaktan çıkanu." P Canlı beynı ınceleme yöntemıne dayanan bır başka yöntemın de be>Tiın belirli bölgelenne küçük iğneler yerleştirerek ışlevsel bir uyarmayla parkinson ya da kas hastalıklannın tedavı edilmesı olduğunun altmı çızen Frackovviak, gelecekte bu sıstem sayesınde parkınson, Alzheimer, epılepsi gibi hastalıklann, semptomlan ortaya çıkmadan teşhis edileceğini ve önleyici tedavnler sayesinde gelecekte geçınlebilecek hastalıklann o rof. Richard Frackowiak (üstte), canlı beynin içini izleyerek, düşündüğümüzde, okuduğumuzda, kokladığımızda ve hareket ettiğimizde hangi bölümlerin harekete geçtigini araşünu. Böylece tıp, hastahklan yenmede yeni bîr yöntem kazandL anda tedavi edılebıleceğını sözlerine ekliyor Araştırmalardan edinilen bir başka bulgu ıse haylı şaşırtıcı. Bugüne kadar beynin, diğer organlann aksıne onanlamadığı düşünülüyordu. Canlı beyin görünrüleme yöntemıyle bu düşünce de tanh oldu. • Yöntemle hasar gören beyin ve organ ilışkısı yenıden kurulmaya çalışılıyor. Hasardan altı hafta sonra ilişki sağlıklı olduğu günlere yakın bir duruma gelebiliyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN O 'Eski' Filmin Tekrarı... Vay be, otuz yıl mı geçmiş? O kitabı Izmir'de, 'ecnebi' yayınlar satan bir kitapçıdan almış- tım: hanidır aradığım bir eser! Andre Malraux, bır mülâkatında, önemine işaret etmıştı; o gün bu- gün, peşindeyim; nihayet, Fransızcasını buluyorum: 1970'li yıllar, 12 Mart Muhtırası venldı verilecek; Kültürpark ın hoparlörlerinde, 'aranjman 1 şarkı- lan; ya da Banş Manço: 'Işte hendek, işte de- ve!..' Otuz yıl sonra, ülkemizi ve bizi şiddetle ılgilen- dıren, bu eser; hâlâ, bütünüyle dilimıze çevrilmiş degil! Evet, yazan 'tarafsız değildir', bunu önsözün- de açıkça söyler: "Tarafsız olduğumu iddia ede- mem; zira, kendi çöplüğümde, kendi davam için mücadele ediyordum"; iyi de bu, yakın tarihimi- zin en vahim, en çetrefil bir olayının perde arkası- nı anlatan bir kitabı, okumamıza engel olmalı mı? Eğer T. E. Lavvrence'in ('Casus' Lavvrence) ha- tıraları (Seven Pillars of Wisdom/ Bilgeliğin Ye- di Temel Direği) Türkçede olsaydı; herhalde şu ya- şanılan' Irak Çıkmazı'na çok daha başka gözle ba- kacak; üzerine, çok daha mantıkh eğilebilecektik. 'Casus' Lavvrence, Osmanlı Camiası'ndaki, iki- sı de Müslüman, Türk'le Arap'ı birbırine düşüren; o meşhurMekke Şerifi Hüseyin 'operasyonu'nda; hem fngiliz altınlannın sanşınlığını, hem Hüseyin'ın 'mahdûmu' Faysal'a 'aşkını' kullanmıştı; amaç, o zaman da elbet Süveyş'i güvence altına almak ve petroldü; ve o zaman da, perdenin arkasındaki 'ib- iis' Intelligence Service'di; ve niyeti o kadar kö- tüydü ki, daha Mütareke sırasında 'sevgili' Fay- sal pes etmiş, onu da 'kurtarması' için, Anadolu Ihtilali'nin önderi Mustafa Kemal Paşa'ya baş- vurmuştu!. Neden mi? Bunu konuşmamış mıydık? (Cum- huriyet 10 Ocak 2003) Hadi hattriayalım! İkl tanılc', ikl tesplt... Tespit/1. "... Edvvard Mear Earl, sonradan 'Irak' adı verilecek bölgeye Ingilizlerin (Emper- yalizm'in) nasıl ve ne maksatla girdiğini, şöyle an- latmıştır..." "... 24 Nisan 1917'de General Stanley Ma- ude, tamamlanmamış Bağdat Hattı'nın, Mezo- potamya'da ulaşmış olduğu son noktayı, Sa- mara'yı ele geçirince, şüpheler daha da arttı. Almaniar, Ingilizlerin Mezopotamya'daki ilerle- mesinin anlamını, kavrayabilmiş olsalardı; şüp- helerinin yerini, tam bir panik alabilirdi. Çünkü General Maude'un ordusunun arkasından, za- feri pekiştirmek (buraya dikkat!) ve sürekli bir iş- galin ternelini atabilmek için, yüzlerce Ingiliz me- muru Bağdat'a akın etti..." "... İlk önce su baskınlan, kuraklık, bataklık- lan kurutmak ve sulama tesisleri yapmak için, bir Su Işleri Dairesi kuruldu; Ziraat Dairesi, su- lanan topraklann ekilmesi ve özellikle Ingiliz Em- peryalizmi için çok şey ifade eden pamuğu ye- tiştirmek amacıyla, araştırmalara başladı. Bağ- dat ile Basra arasında, hemen bir demiryolu dö- şendi. Bu hattın 1919'da tamamlanması ile, İs- tanbul, Basra'ya bağlanmış oldu..." "... Bütün belirtiler Ingilizler'in Mezopotam- ya'da kalrnaya azmetmiş olduklannı gösteriyor- du..." (Bkz. 'Bağdat Demıryolu Savaşı', Mıllıyet Yayınlan. 1972) (Ne dersiniz? VVashington, George Bush Jr. adındaki, son derece kötü bir rejisöryönetiminde; -başrolünü bu defa Amenkalılann oynadığı- aynı fılmi aynı amaçla çekmeyı denemiyor mu?) "... Birleşmemize engel kalmaz!..." Tesprt/2."... Otarihte Irak, Osmanlı toprağı; In- gilizler sözde, Irak'lılan bağımsızlığa kavuştura- cak; kısa sürede, kazın ayağının hıç de öyle olma- dığını anlayınca, Araplar çareyı Ankara'ya baş- vurmakta buluyorlar. Bakar mısınız Gâzi durumu nasıl anlatıyor: "... Irak'ta Ingilizlerin muamelesi, Müslüman halkın gönlünü fena halde kırmıştı; biz kendi- leriyle temas aramadan evvel, onlar bizimle te- masaradı; genel olarak (buraya dikkat!) Osman- lı Devleti'nin bir parçası olmayı kabul ettiler; fa- kat biz onlara, Suriyelilere söylediğimiz görü- şü söylemekten başka bir şey yapmadık. (On- lara dedik ki)" "... Kendi dahilinizde, kendi güçlerinizte ve ken- di vartığınızla, bağımsızlığınızı sağlamaya ça- lışınız. Biz de, her şeyden önce, bağımsızlığı- mızın sağlanmasına çalışıyoruz. (buraya dik- kat!) Ondan sonra birteşmemiz için hiçbir en- gel kalmaz..." (Sadi Borak, 'Gızli Oturumlarda Atatürk'ün Konuşmalan'. s. 13/14, Çağdaş Yayın- lar 1977) (Gâzi'nın, eskı Osmanlı topraklan üzerindeki 'ön- celik Hakkını' benimsedıği, çok açık! Önemli fark şurda ki, o asla 'fütühat' peşınde değil; Irak ve Su- riye'nin de, Emperyalizm'le boğuşarak 'tam ba- ğımsız' ülkeler haline gelmesini; ikı tarafın, ondan sonra 'birleşmesini' düşünüyor; böyle bir birleş- me, ona göre, kendi başına buyruk ülkelerin fe- derasyonu ya da konfederasyonu olarak ger- çekleşebilir..." Hadi bir deneyelim... Peki, Emperyalizm'e karşı 'bizzat' Kurtuluş Sa- vaşı veren Mustafa Kemal Paşa; aynı savaşı ver- mek ve kazanmak isteyen 'Mazlumlar'a destek olmaktan, uzak mı duruyor? Asla! Bunun böyle ol- madığını anlamak için, uzağa gitmeye hacet yok; Gâzi'nın 'Hatay Davası'ndaki davranışınadikkat- ii bakmak, çözüm için uygulamayı tasarladığı pro- jeksiyonu hatırlamak, yeterlidir. Hadi onu bir deneyelim. e-mailrtilahan ' isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle