29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 OesutaıMR, Etektronik posta: derazsom«cumhuriyet com.tr www.denizsoin.com Teh 0.212*512 05 ( 3 Faks: 0.212.512 44 97 - IMF ile sıkı pazariık yapılıyormuş... "Sıkılan yine kemerter ak!" Kesin fstanbul Teknik Ünrver- sitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvan Müzikoloji Bölümü'ne başvuran adaylardan sınavı kazanıp ke- sin kayıt yaptır- maya hak kaza- nan 15 kişinin adı Rektör Vekili Prof. Dr. Naciye Ta- nınlı imzasıyla açıklanı- yor. Liste okulun kapı- sına asılıyor... Birkaç gün sonra "kesin" liste indiriliyor ve yeni bir lis- te asılıyor... Yeni listede, kesin kayıt hakkı ka- zanmış beş öğrencinin adının yerine başkala- nnın adı yazıyor. B ir kitap okuru. Denis Robert ve Weronika Zarachowicz in yazdığı. Işıl Bircan'ın Türkçe'ye çevirdiği Noam Chomsky ile Iki 1 Saat" kitabını okuyor... Kitabın 66. sayfası- na geldiğinde Noam Chomsky'in anlattıklan dikka- tinı çekiyor "Şirketler, halk arasında ışlenen sıradan suçlardan daha fazla mağdur yaratmaktadırfar. 1988'de çok sı- ra dışı bir dava gerçekleşti. Iki büyük Amerikan ilaç firması 80 kişinin ölümüne neden olmakla suçlandı- lar. Bunun nedeni ilaç prospektüslerinin aldatıcı ol- masıydı. Bu 80 kişinin ölümü dolayısıyla 80 bin do- larödemeye mahkûm edildiler. Ama birisi sokakta 80 kişi öldürse hemen darağacına gönderilirdi." Okur, "'isyankâr düşünür" olarak tanrtılan Chom- sky'nin Amerikan şirketlerinin adını neden açıklama- dığını, böylesine önemli bir konuyu neden "iki büyük ilaç firması" diyerek geçiştirdiğini düşünmeye başlı- yor... ÇeviripkenKafasına takılan sorunun yanrtını yabancı dil bilen birarkadaşının kütüphanesinde duran kitabın orijina- linde buluyor: "Noam Chomsky, deux heures de luciditç, entre- tiens avec Denis Robert et VVeronika Zarachovvicz. Editions Les Arenes, 2001" Bu kitapta, Noam Chomsky'nin, aldatıcı prospek- tüslerle 80 kişinin ölümüne neden olan iki büyük Amerikan ilaç şirketinin adını verdiğini öğreniyor: Lilly ve Smithkline. Kitabı yayım/ayan yayınevine telefon edip, iki Ame- rikan ilaç şirketinin adının neden Türkçe çeviride yer almadığını sormak istiyor ama yetkili bir kişiye ula- şamıyor. Okur, bu durumu arkadaşları arasında konuşur- ken, medyada çalışan birarkadaşı, kitabı Türkiye'de yayrmlayan yayınevinin bir ilaç firması için dergi ha- zıriadığını vedergiyi Beyoğlu'nun bazı kafeteryalann- da gördüğünü anlatıyor ve ilaç firmasının adını veri- yor Glaxo SmithKline... Nereden nereye! "Noam Chomsky ile Iki Saat" kitabı için yayınevi şu tanıtımı yapıyor: "Uluslararası politik oyunlar, haksız kazançlar, medya, üçüncü dünya ülkeleri ve küreselleşme üze- rine düşüncelerini içeren, şaşırtan, kızdıran, düşün- düren iki saatlik birröportaj... Noam Chomsky'yi oku- mak, onun üzerine konuşmak gerekir... Doğmakta olan bin yılın son yazarlanndan ve yaşayan gerçek isyankâr düşünürlerinden biri olduğunu kendimize ve diğerierine söylemek gerekir." Chomsky'e de bundan sonraki röportajlannda an- latması için Türkiye'de başına gelenleri söylemek ge- rekir! Eylem Ayşe Meral: "Çarpık se- çim sisteminin TB- MM'ye yansıttığı arrt- metik çoğunluğu halk desteği sa- nan hükümet, ül- kede yükselen memur, işçi ve çifti ey- lemlerinin, KKTC'deki gibi AB paralan ve fon- lanyla düzenlenmediği- nin farkında mıdır?" Torpil Gülhan Elmas: "Bir ^ dil, bir insan... Bir vücırt dili, bir genel müdür!" SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatti erdincutku ayahoo.com Kadının konumunu güçlendırmek için Medeni Kanun vetmez... Medeni cesaret de lazım! Minîk köpek ve leoparın saldırısı öykü, internetten geldi: Adamın biri Afrika'da safariye çıkar- ken yanına minik köpeğini de aJmış. Minik köpek, ormanda dolaşırken kay- bolmuş ve bakmış ki karşıdan bir le- opargeliyor... "Şimdi başım dertte'di- ye düşünmüş... Yerde kemik parçalan gönmüş. He- men arkasını leopara dönerek kemik- leri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyor- muş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş: "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?" Bunu duyan leopar bir anda don- muş kalmış ve en yakındaki ağaca tır- manmış, "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacak- tım" demiş. Bütün bunlan, bir maymun başka ağacın üstünden izliyormuş. Bil- diklerini anlatarak leopara yaranabile- ceğıni düşünmüş. Leopann yanına gi- derek neler olduğunu anlatmış. Leopar çok sinirienmiş ve maymuna "Atla sır- tıma, gidip şunu yakalayalım" demiş. Minik köpek, leopann sırtında may- munla biriikte hızla kendisine yaklaştı- ğını fark etmiş ama kaçmaya yelten- memiş... Yine sırtını leopann geldiği yöne dönerek, kemikleri kemirmeye başlamış. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş: "Bu aptal mayrnun nerede kaldı? Ya- nm saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim hâlâ haber yokJ" ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Antandros'lar Çoğalsın... Beledıyelerımiz "arkeotojiye" karşı genelde "temkiııirdirler... Özellıkle tarihi dokusu bulunan kentlerde antık çağın da belge- lenmesı demek, zaten lasıtlı olan yapılaşma hakkından tümüyle vazgeçmek anJamına bile geli- yor... Hele, kent pohtikalannı tü- müyle "imar ranûna" bağlayan kımi yerel yöneticıler bunu asla göze alamazlar... Onlar için ar- keoloji kadar "korkulu riiya" belkıdeyoktur... Bir yandan kentının "binlerce yıBüc" olmasıyla övünen, öbür yandan aynı bınlerce yılın tanık- lan üzerine gözünü kırpmadan yapı ıznı veren belediyemız ne yazıkkiazdeğıl... 'AanhktakT duyarfalar Ancak son yılJarda artık bu *genel tutumu" terk eden bele- diyelenmız de var... Tanhle ılgı- lenmeyı sadece Kültür Bakanb- ğı'na bırakmayan yerel yönetici- lenmız çogalıyor... 1985 yasasıyla "denetimsE" verilen ''verelinıarvetkiJerrnde nndıran Agora'daki arkeolojık araştırmalar için tüm desteğini sürdürüyor... Altinohık'un gunıru tşte ulusça "yiiz akmnz" olan bu örnekler arasındaki Altmohık Belediyesi'nın 2001 yıhnda baş- lattığı "ABtandros" kazılan da günümüz kent kültürüne geç- mışteki uygarlıklan armağan et- meye başladı bile... Eğer aynı kazılar, daha önce yapılabilseydı. Edremit Körfezi kıyüanndaki ve efsanevı 1da Da- ğı eteklenndekı külfür düşmanj turizm ve 2. konut yapüaşması- nın yennı, eminim kı "tarihle buhışma projeleri" alacaktı... Çünkü, her biri "sanatyapıü" nıtelığındekı görkemlı lâhitler- den oluşmuş "nekropol" alanı- nın tam üzennde. yakın geçmış- te "ruhsat"(!) venlmiş tanl sıte- len var.. Aynı sıtenin her nasıl- sa "arka bahçekrinde" kalabıl- mış dar bir alanda ortaya cıkar- tüan "arkaik mezariar" bile böl- genın "yeni kimliksizüğini'' gı- dermeye yetıyor... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak " turk.net ÇİZGİLlK KÂMtL MASARAC1 kamilmasaraci n mynet.com YamaçevJerin önünde 'mozaik' sokak.. Ya bugün!.. ölçiyü kaçınnca, doğasını ve ta- rüını >itmp "kiınlik buoalmu- na" gıren kuni belediyeler, bu yoı oluşu durdurabılmek ıçın yeuden "geçmişlerine" sanlı- yoiar... /jkeolojı alanında da ilk ha- refcte geçenJerden biri Torba- h'jiı... 1990'larda beledıyenin öncerlığınde başlatılan "Metro- pob" kazılan sonucunda Eg;'nın en önemlı antik kentle- rinxn birine daha ka\'uştuk... lenzer şekılde, Aydın'ın yıl- laror unutulan "Tralles" antık yereşmesı de yine beledıyenin ve erel güçlerin son yıllardaki girîimlenyle gün ışığina kavu- şuyr... jvnı yerel duyarlıhğın Ana- dolı'dala "öncü"lennden Vahaç ıse evgili "Antiocheia"sı üe ne kacr 0x^36 azdır... Daha 19£" 'Ierden itibaren yine beledı- yenn müzecilere sağladığı des- tek e olanaklarla süren kazılar 5OBicunda "Pisidia''nın efsane- n bntı günümüz uygarlığıyla ia tıluşmuş oldu... tmir Büyükşehir Belediyesi Je kntın elde kalan tarıhı doku- ;uyı yetınmıyor; son buluntula- a gre "8000yımk" geçmişi ba- Benzer şekılde yamaçlara yer- leşmiş mozaik bezelı "antikvil- laîar" da toprak altından daha önce kurtarılabılseydı. çağlar öncesının bu "doğa>a ve topog- rafyaj'a u\TBnhı" mımansı gü- nümüz imarcılanna da ders ve- rebilır; hiç değılse tanhten uta- nılıp aynı kıyı kuşağını "du>ar- laşüran" yapılaşma rezaletınden de vazgeçilebilirdi... Altmoluk'u yöneterden, Aa- tandros emektarlannı, sponsor- luğu üstlenen Akbank'ı ve diğer tüm "arkeolojiden ürkmeyen" beledıyelerımizle onlan destek- leyenlen kutlamalıyız... Bakahm tstanbul'un yönetı- cilen de 2600 yıllık kent merke- zinde durmadan "yerieri kapla- mak" yerine. aynı kaplamalann örttüğü Ş e r altmdaki Istan- bul"u yeni temel ınşaatlannın tahnbatından ne zaman kurtara- cak?.. Istanbul Büyükşehır Beledi- yesi'nin asıl "büyüklüğü" de triJyonJuk bütçeden pay ayınp kent ıçindeki "arkeolojikkazda- ra" öncülük ettiğı zaman anJa- şılacak... Oekinci ' cumhuriyetcom.tr HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA .. . _ PARASL SERVTS PARASI DERKEN SENtN BUTUN ESîTIM MASftAJfLARIN, BtZİM BUTÇEMİZÎ COK A5TYO. AMA YİNE DE SENIN ÎÇIN BU PARAYI BULDUK OGLUM... YANLIZ SENIN DE, t Y I DERECELERLE MEZUN OLUP. ÎŞ BULMAYA, YAŞLILlSlMIZDA bA BÎ2E BAKMAYA DAİR SU SOZLEŞME/I IA^ZALAMAN GEREKİYOR •.. TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIIÜUS 17Eylül wmw.munUas-arikan.cotn KÖL£L/KTEN fMPAKATORLUĞA! 2B4'TM BU6ÜN, VALEKtUS OİOCLETİANUS, HlCOME- DİA 'M (İZMİT) ROMA MiP/VtATOfiU İİAN £Xr ' Dİ. YILLAR ÖHCE. OALMAÇYAU 8IR ATÖC£Y- KBN ASKER OLMUŞ, GÖST&ÇPr& HVZARLt /MPA8ATO&U HUMERlANUS'üN MUHAFI2 KOMUTANt OLMUŞTV. İMP/İRATOK 8'R SU- İKAST SONUCtl OLOÜRÜLÛNCe, ASK£Rl£K PİOCLETİANUS'U TA'HTA ÇIKARPf f VALEBİUS PİOCLETİANUS, ÛÇ YAKIN AR- AsADrtÇIA/t DA mHthiA ALARAK POH7UJ SlR YONETİM C&NİYecEK, UY6ULADİĞI YÖNT£MLSRLE ZAYIFLAYAK1 fMPA- YENİPEN • AKIM TAM/ROFF.. İ9t2'DE 8UGUkJ,RUS ASfLLI AMERHCAU S/HEMA OVUNCUSU AtCfM 7AMIROFF ÖLDÛ. 1899'M BAKU'&E OOĞAN TAMlROFF, MOSKOV* KON- SERVATUARI'NI Sir/RMffTf. 1923 YIUNDA,B/R TıYATRO 6/ZU8UY- LA AME/R//£A'DA TU/ZN£DEYKEM BU ÜUCEPE KALMAYA KARAR F/LMLSePE C4NL4Ü- VE ÇJKARCI T/PL£RLE 8AŞA- | Rl KAZANMtÇTt. 8UMLAR A8A- MDA, TİI&CirS'PE ÇEKİ- I L£tJ "TOPfCAPf" FİIA4İ OE PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Ayvalık Hafta sonu Ayvalık'taydım. Ayvalık Kültür Sa- nat Demeği'nin düzenlediği geniş katılımlı birtop- lantıda sevgili Hrfzı Topuz'la birersöyleşi yaptık. Ayvalık, doğası ve insanlarıyla Türkiye'nin en renkli, en cıvıl cıvıl yörelerinden biri. Ne yazık ki burası da kudurgan yapılaşmadan payını almış, kentin dört biryanından her biri ayrı zevksizlik ör- neği olan apartmanlar yükselmiş. Fakat taş ev- leri, kiliseleri, manastırlarıyla eski mimari doku yi- ne de direnişini sürdürüyor. Ama nereye, ne za- mana kadar? Ayvalık'ın bir özelliği de kendisine yerel yöne- tim tarafından yakıştınlmış olan "sınırkenti" kim- liği... Kenti dolaşırken üç adımda bir bu kimliğin yansımalarıyla karşılaşıyorsunuz. Türkiye'nin başka hiçbir kentinde rastlayamayacağınız kadar çok "Ne Mutlu Türküm Diyene" panosu çıkıyor karşınıza, bir de "ilk kurşun" levhalan. Yerel yö- netim kırmızı-beyazı "resmi renk" olarak benim- semiş. Panolar, sokak tabelalan, her şey kjrmızı- beyaz Ayvalık'ta. Kıyıya motorlu bir Mevlâna hey- keli dikilmiş. Motorun düğmesine basınca koca heykef fır fır dönmeye başlıyor. Yunan işgalinde düşmana ilk "askeri" kurşunu atan 172. AJayın Komutanı Yarbay AJi'nin (Çetinkaya) onuruna adı Alibey Adası olarak değiştırilen Cunda'da da bir caddeye "Mevlâna" adı verilmiş. "Yunus Emre", "Mevlâna", "Mehmet Akif Er- soy", "Barbaros Hayrettin Paşa", "Atatürk", "ilk Kurşun", "15 Eylül", "Ne Mutlu Türküm Diyene " gibi ad, kavram ve belgiler sokak tabelası, pos- ter, pano, heykel, büst olarak birbırine kanşmış Ayvalık'ta. Üstüne bir de belediye hoparlörlerin- den yükselen kahramanlık marşlan, serhat türkü- leri gelince, insan ister istemez her an "seferber- likteymiş" duygusuna kapılıyor. Her biri tek başı- na bir anlam içeren, ancak yerii yerine oturtuldu- ğunda birbirini bütünleyecek olan kavramlann bu keşmekeş içinde içleri boşalıyor. • • • Ayvalık, bir taş atımı uzaklıktaki Midilli Adası'na komşu. özellikle perşembe günleri çok sayıda Midillili Yunan, Ayvalık pazanna alışverişe geliyor. Esnaf, Yunan müşterilerinden hoşnut. Ayvalık nü- fusunun bir bölümü zaten Midilli kökenli. Dede- leri, nineleri 1920'li yıllann başında adadan gelip yerieşmişler. Yunanlaria aralarında köklerinden gelen bir "komşulukhukuku" var. Midillili Yunan- lar, karaya ayak basar basmaz karşılanna çıkan ve kendi dillerine çevrildiğinde, ister istemez, "Si- zi işte böyle denize döktük!", "Dedelerinize ilk kurşunu burada sıktık!", "Kalleşler!", "Kahpe- leri" anlamına gelen tabela yazılannı zaman için- de kanıksamışlar. Yürüyüp geçiyorlar. Yıllarönce ilk geldiklennde yüreklerinin bir yerinde taşıdık- ları, "Bu Türkler ister misin, şimdi bizi karga tu- lumba denize atsınlar..." korkusundan kurtul- muşlar. 0 korkuyu azdaolsataşıyan birYunan'ın, Ayvalık'ın o "sürekli seferberiik" görünümü ser- gileyen sokaklannda gönül rahatlığıyla iki adım bi- le atması olası değil zaten. Fakat beni Midillili Yunanlardan çok Ayvalıklı Türkler ilgilendiriyor. ömeğin, kente "sürekli se- ferbertikteymiş" görüntüsünü veren o panolarla, levhalaria, belgilerle söylenmek istenenler mo- dern Türkiye'nin 80. kuruluş yılına yaraşır güzel- likte, usta bir yontucunun elinden çıkacak ve do- ğal olarak "ilkkurşun"u da içerecek tek bir "Kur- tuluş ve Cumhuriyet" anıtında simgeleştirilemez mi? Eğer Midilli'den gelen Yunan komşulanmıza ille de bir "mesaj" verilmek isteniyorsa, Atatürk ile Venizeios tarafından temelleri atılan "Türk- Yunan dostluğu "nu simgeleyen görkemli biranıt o motorlu Mevlâna heykelinden daha an)amh ol- mazmı? Avrupa Birliği üyeliği eğer söylendiği gibi top- lumumuzun yüzde 75'i tarafindan benimsenen bir projeyse, öbür sınır kentlerimiz gibi Ayvalık'ın da bir an önce "uç beyliğipsikozu "ndan kurtanlma- sı gerekmiyor mu? (e-posta: dkavukcuoglu@ superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: II Ekmek, peynir ve et suyuyla yapı- lan bir ye- mek... Pey- gamberlen Hud'u dinle- 5 medikleri için 6 Tann tarafın- -, dan yok edi- Ien kavım. 2/ 8 Biriyle eğlen- 9 me ve onu kü- çümseme... Bir tak- vim türü. 3/Rize*nin birilçesi.Demiryo- 2 lu. 4/Evlerinüzerin- deki kan atmakta 4 kullanılan büyük tahtakürek. 5/Lifle- ri dokumacılıkta kullanılan değerli bir 8 bitki... Satrançta bir 9 taş. 6/Yüz metre kare tutannda yüz ölçü birimi... îkiyüzübeyazkapsızyorgan. 7/Sınırnişanı... Es- ki Türk devletlerinde hükümdann gizlı ve önem- li emirlerinı ulaştırmaklagörevli habercı. 8/Göz- leri görmeyen... Birkaç renkli iplikten yapıhnış dokuma. 9/Perhiz... Şarap mahzeni. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Ortaoyununda zurnaya verilen ad... Isim. 2/ Çok sayıda insan, kalabalık... Gaziantep yöresin- de yetişen beyaz bir üzüm cinsi. 3/Bir malın sü- rüm alanı... " — Charles". ABD'li caz sanatçısı. 4/ Harman yerinde kalan toz ve samanla kanşık taneler. 5/ Istanbul'un bir semtı... AJi Ozgen- türk'ün bır fılmı. 6/ " — ü namus şişesini taşa çal- dım kime ne" (Nesimi)... Içine yün, pamuk gibi şeyler doldurulan beyaz yastık ya da yorgan kılı- fı. 7/Silifke ilçesinde antik bir kent... Gözü kapa- lı inanılan düşünce; dogma. 8/" Fakat, lakin" an- lamında kullanılan bağlaç... Çorum'un bir ilçesi. 9/ Islam hukukunda, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu akçe... Yılanın deri değiştinrken attığı deri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle