Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
OesutaıMR,
Etektronik posta: derazsom«cumhuriyet com.tr www.denizsoin.com Teh 0.212*512 05 ( 3 Faks: 0.212.512 44 97
- IMF ile sıkı pazariık
yapılıyormuş...
"Sıkılan yine kemerter
ak!"
Kesin
fstanbul Teknik Ünrver-
sitesi Türk Musikisi
Devlet Konservatuvan
Müzikoloji Bölümü'ne
başvuran adaylardan
sınavı kazanıp ke-
sin kayıt yaptır-
maya hak kaza-
nan 15 kişinin
adı Rektör Vekili
Prof. Dr. Naciye Ta-
nınlı imzasıyla açıklanı-
yor. Liste okulun kapı-
sına asılıyor... Birkaç
gün sonra "kesin" liste
indiriliyor ve yeni bir lis-
te asılıyor... Yeni listede,
kesin kayıt hakkı ka-
zanmış beş öğrencinin
adının yerine başkala-
nnın adı yazıyor.
B
ir kitap okuru. Denis Robert ve Weronika
Zarachowicz in yazdığı. Işıl Bircan'ın
Türkçe'ye çevirdiği Noam Chomsky ile Iki
1 Saat" kitabını okuyor... Kitabın 66. sayfası-
na geldiğinde Noam Chomsky'in anlattıklan dikka-
tinı çekiyor
"Şirketler, halk arasında ışlenen sıradan suçlardan
daha fazla mağdur yaratmaktadırfar. 1988'de çok sı-
ra dışı bir dava gerçekleşti. Iki büyük Amerikan ilaç
firması 80 kişinin ölümüne neden olmakla suçlandı-
lar. Bunun nedeni ilaç prospektüslerinin aldatıcı ol-
masıydı. Bu 80 kişinin ölümü dolayısıyla 80 bin do-
larödemeye mahkûm edildiler. Ama birisi sokakta 80
kişi öldürse hemen darağacına gönderilirdi."
Okur, "'isyankâr düşünür" olarak tanrtılan Chom-
sky'nin Amerikan şirketlerinin adını neden açıklama-
dığını, böylesine önemli bir konuyu neden "iki büyük
ilaç firması" diyerek geçiştirdiğini düşünmeye başlı-
yor...
ÇeviripkenKafasına takılan sorunun yanrtını yabancı dil bilen
birarkadaşının kütüphanesinde duran kitabın orijina-
linde buluyor:
"Noam Chomsky, deux heures de luciditç, entre-
tiens avec Denis Robert et VVeronika Zarachovvicz.
Editions Les Arenes, 2001"
Bu kitapta, Noam Chomsky'nin, aldatıcı prospek-
tüslerle 80 kişinin ölümüne neden olan iki büyük
Amerikan ilaç şirketinin adını verdiğini öğreniyor:
Lilly ve Smithkline.
Kitabı yayım/ayan yayınevine telefon edip, iki Ame-
rikan ilaç şirketinin adının neden Türkçe çeviride yer
almadığını sormak istiyor ama yetkili bir kişiye ula-
şamıyor.
Okur, bu durumu arkadaşları arasında konuşur-
ken, medyada çalışan birarkadaşı, kitabı Türkiye'de
yayrmlayan yayınevinin bir ilaç firması için dergi ha-
zıriadığını vedergiyi Beyoğlu'nun bazı kafeteryalann-
da gördüğünü anlatıyor ve ilaç firmasının adını veri-
yor Glaxo SmithKline...
Nereden nereye!
"Noam Chomsky ile Iki Saat" kitabı için yayınevi şu
tanıtımı yapıyor:
"Uluslararası politik oyunlar, haksız kazançlar,
medya, üçüncü dünya ülkeleri ve küreselleşme üze-
rine düşüncelerini içeren, şaşırtan, kızdıran, düşün-
düren iki saatlik birröportaj... Noam Chomsky'yi oku-
mak, onun üzerine konuşmak gerekir... Doğmakta
olan bin yılın son yazarlanndan ve yaşayan gerçek
isyankâr düşünürlerinden biri olduğunu kendimize
ve diğerierine söylemek gerekir."
Chomsky'e de bundan sonraki röportajlannda an-
latması için Türkiye'de başına gelenleri söylemek ge-
rekir!
Eylem
Ayşe Meral: "Çarpık se-
çim sisteminin TB-
MM'ye yansıttığı arrt-
metik çoğunluğu
halk desteği sa-
nan hükümet, ül-
kede yükselen
memur, işçi ve çifti ey-
lemlerinin, KKTC'deki
gibi AB paralan ve fon-
lanyla düzenlenmediği-
nin farkında mıdır?"
Torpil
Gülhan Elmas: "Bir ^
dil, bir insan... Bir vücırt
dili, bir genel müdür!"
SESSİZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hatti
erdincutku ayahoo.com
Kadının konumunu güçlendırmek için Medeni Kanun
vetmez... Medeni cesaret de lazım!
Minîk köpek ve leoparın saldırısı
öykü, internetten geldi:
Adamın biri Afrika'da safariye çıkar-
ken yanına minik köpeğini de aJmış.
Minik köpek, ormanda dolaşırken kay-
bolmuş ve bakmış ki karşıdan bir le-
opargeliyor... "Şimdi başım dertte'di-
ye düşünmüş...
Yerde kemik parçalan gönmüş. He-
men arkasını leopara dönerek kemik-
leri kemirmeye başlamış, bu arada da
arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyor-
muş. Leopar tam saldıracakken minik
köpek kendi kendine konuşmuş:
"Ne kadar lezzetli bir leoparmış.
Acaba etrafta bundan bir tane daha
var mı?"
Bunu duyan leopar bir anda don-
muş kalmış ve en yakındaki ağaca tır-
manmış, "Tam zamanında kurtardım
yoksa bu köpeğe yem olacak-
tım" demiş.
Bütün bunlan, bir maymun
başka ağacın üstünden izliyormuş. Bil-
diklerini anlatarak leopara yaranabile-
ceğıni düşünmüş. Leopann yanına gi-
derek neler olduğunu anlatmış. Leopar
çok sinirienmiş ve maymuna "Atla sır-
tıma, gidip şunu yakalayalım" demiş.
Minik köpek, leopann sırtında may-
munla biriikte hızla kendisine yaklaştı-
ğını fark etmiş ama kaçmaya yelten-
memiş... Yine sırtını leopann geldiği
yöne dönerek, kemikleri kemirmeye
başlamış. Tam leopar saldıracakken
yine kendi kendine konuşmuş:
"Bu aptal mayrnun nerede kaldı? Ya-
nm saat önce bir leopar daha getirsin
diye gönderdim hâlâ haber yokJ"
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
'Antandros'lar Çoğalsın...
Beledıyelerımiz "arkeotojiye"
karşı genelde "temkiııirdirler...
Özellıkle tarihi dokusu bulunan
kentlerde antık çağın da belge-
lenmesı demek, zaten lasıtlı olan
yapılaşma hakkından tümüyle
vazgeçmek anJamına bile geli-
yor...
Hele, kent pohtikalannı tü-
müyle "imar ranûna" bağlayan
kımi yerel yöneticıler bunu asla
göze alamazlar... Onlar için ar-
keoloji kadar "korkulu riiya"
belkıdeyoktur...
Bir yandan kentının "binlerce
yıBüc" olmasıyla övünen, öbür
yandan aynı bınlerce yılın tanık-
lan üzerine gözünü kırpmadan
yapı ıznı veren belediyemız ne
yazıkkiazdeğıl...
'AanhktakT duyarfalar
Ancak son yılJarda artık bu
*genel tutumu" terk eden bele-
diyelenmız de var... Tanhle ılgı-
lenmeyı sadece Kültür Bakanb-
ğı'na bırakmayan yerel yönetici-
lenmız çogalıyor...
1985 yasasıyla "denetimsE"
verilen ''verelinıarvetkiJerrnde
nndıran Agora'daki arkeolojık
araştırmalar için tüm desteğini
sürdürüyor...
Altinohık'un gunıru
tşte ulusça "yiiz akmnz" olan
bu örnekler arasındaki Altmohık
Belediyesi'nın 2001 yıhnda baş-
lattığı "ABtandros" kazılan da
günümüz kent kültürüne geç-
mışteki uygarlıklan armağan et-
meye başladı bile...
Eğer aynı kazılar, daha önce
yapılabilseydı. Edremit Körfezi
kıyüanndaki ve efsanevı 1da Da-
ğı eteklenndekı külfür düşmanj
turizm ve 2. konut yapüaşması-
nın yennı, eminim kı "tarihle
buhışma projeleri" alacaktı...
Çünkü, her biri "sanatyapıü"
nıtelığındekı görkemlı lâhitler-
den oluşmuş "nekropol" alanı-
nın tam üzennde. yakın geçmış-
te "ruhsat"(!) venlmiş tanl sıte-
len var.. Aynı sıtenin her nasıl-
sa "arka bahçekrinde" kalabıl-
mış dar bir alanda ortaya cıkar-
tüan "arkaik mezariar" bile böl-
genın "yeni kimliksizüğini'' gı-
dermeye yetıyor...
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak " turk.net
ÇİZGİLlK KÂMtL MASARAC1 kamilmasaraci n mynet.com
YamaçevJerin önünde 'mozaik' sokak.. Ya bugün!..
ölçiyü kaçınnca, doğasını ve ta-
rüını >itmp "kiınlik buoalmu-
na" gıren kuni belediyeler, bu
yoı oluşu durdurabılmek ıçın
yeuden "geçmişlerine" sanlı-
yoiar...
/jkeolojı alanında da ilk ha-
refcte geçenJerden biri Torba-
h'jiı... 1990'larda beledıyenin
öncerlığınde başlatılan "Metro-
pob" kazılan sonucunda
Eg;'nın en önemlı antik kentle-
rinxn birine daha ka\'uştuk...
lenzer şekılde, Aydın'ın yıl-
laror unutulan "Tralles" antık
yereşmesı de yine beledıyenin
ve erel güçlerin son yıllardaki
girîimlenyle gün ışığina kavu-
şuyr...
jvnı yerel duyarlıhğın Ana-
dolı'dala "öncü"lennden Vahaç
ıse evgili "Antiocheia"sı üe ne
kacr 0x^36 azdır... Daha
19£" 'Ierden itibaren yine beledı-
yenn müzecilere sağladığı des-
tek e olanaklarla süren kazılar
5OBicunda "Pisidia''nın efsane-
n bntı günümüz uygarlığıyla
ia tıluşmuş oldu...
tmir Büyükşehir Belediyesi
Je kntın elde kalan tarıhı doku-
;uyı yetınmıyor; son buluntula-
a gre "8000yımk" geçmişi ba-
Benzer şekılde yamaçlara yer-
leşmiş mozaik bezelı "antikvil-
laîar" da toprak altından daha
önce kurtarılabılseydı. çağlar
öncesının bu "doğa>a ve topog-
rafyaj'a u\TBnhı" mımansı gü-
nümüz imarcılanna da ders ve-
rebilır; hiç değılse tanhten uta-
nılıp aynı kıyı kuşağını "du>ar-
laşüran" yapılaşma rezaletınden
de vazgeçilebilirdi...
Altmoluk'u yöneterden, Aa-
tandros emektarlannı, sponsor-
luğu üstlenen Akbank'ı ve diğer
tüm "arkeolojiden ürkmeyen"
beledıyelerımizle onlan destek-
leyenlen kutlamalıyız...
Bakahm tstanbul'un yönetı-
cilen de 2600 yıllık kent merke-
zinde durmadan "yerieri kapla-
mak" yerine. aynı kaplamalann
örttüğü Ş e r altmdaki Istan-
bul"u yeni temel ınşaatlannın
tahnbatından ne zaman kurtara-
cak?..
Istanbul Büyükşehır Beledi-
yesi'nin asıl "büyüklüğü" de
triJyonJuk bütçeden pay ayınp
kent ıçindeki "arkeolojikkazda-
ra" öncülük ettiğı zaman anJa-
şılacak...
Oekinci ' cumhuriyetcom.tr
HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA
.. . _ PARASL SERVTS PARASI DERKEN
SENtN BUTUN ESîTIM MASftAJfLARIN, BtZİM
BUTÇEMİZÎ COK A5TYO. AMA YİNE DE SENIN
ÎÇIN BU PARAYI BULDUK OGLUM...
YANLIZ SENIN DE, t Y I DERECELERLE MEZUN
OLUP. ÎŞ BULMAYA, YAŞLILlSlMIZDA bA
BÎ2E BAKMAYA DAİR SU SOZLEŞME/I
IA^ZALAMAN GEREKİYOR •..
TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIIÜUS 17Eylül wmw.munUas-arikan.cotn
KÖL£L/KTEN fMPAKATORLUĞA!
2B4'TM BU6ÜN, VALEKtUS OİOCLETİANUS, HlCOME-
DİA 'M (İZMİT) ROMA MiP/VtATOfiU İİAN £Xr '
Dİ. YILLAR ÖHCE. OALMAÇYAU 8IR ATÖC£Y-
KBN ASKER OLMUŞ, GÖST&ÇPr& HVZARLt
/MPA8ATO&U HUMERlANUS'üN MUHAFI2
KOMUTANt OLMUŞTV. İMP/İRATOK 8'R SU-
İKAST SONUCtl OLOÜRÜLÛNCe, ASK£Rl£K
PİOCLETİANUS'U TA'HTA ÇIKARPf f
VALEBİUS PİOCLETİANUS, ÛÇ YAKIN AR-
AsADrtÇIA/t DA mHthiA ALARAK POH7UJ
SlR YONETİM C&NİYecEK, UY6ULADİĞI
YÖNT£MLSRLE ZAYIFLAYAK1 fMPA-
YENİPEN •
AKIM TAM/ROFF..
İ9t2'DE 8UGUkJ,RUS ASfLLI
AMERHCAU S/HEMA OVUNCUSU AtCfM
7AMIROFF ÖLDÛ. 1899'M BAKU'&E
OOĞAN TAMlROFF, MOSKOV* KON-
SERVATUARI'NI Sir/RMffTf. 1923
YIUNDA,B/R TıYATRO 6/ZU8UY-
LA AME/R//£A'DA TU/ZN£DEYKEM
BU ÜUCEPE KALMAYA KARAR
F/LMLSePE C4NL4Ü-
VE ÇJKARCI T/PL£RLE 8AŞA-
| Rl KAZANMtÇTt. 8UMLAR A8A-
MDA, TİI&CirS'PE ÇEKİ-
I L£tJ "TOPfCAPf" FİIA4İ OE
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Ayvalık
Hafta sonu Ayvalık'taydım. Ayvalık Kültür Sa-
nat Demeği'nin düzenlediği geniş katılımlı birtop-
lantıda sevgili Hrfzı Topuz'la birersöyleşi yaptık.
Ayvalık, doğası ve insanlarıyla Türkiye'nin en
renkli, en cıvıl cıvıl yörelerinden biri. Ne yazık ki
burası da kudurgan yapılaşmadan payını almış,
kentin dört biryanından her biri ayrı zevksizlik ör-
neği olan apartmanlar yükselmiş. Fakat taş ev-
leri, kiliseleri, manastırlarıyla eski mimari doku yi-
ne de direnişini sürdürüyor. Ama nereye, ne za-
mana kadar?
Ayvalık'ın bir özelliği de kendisine yerel yöne-
tim tarafından yakıştınlmış olan "sınırkenti" kim-
liği... Kenti dolaşırken üç adımda bir bu kimliğin
yansımalarıyla karşılaşıyorsunuz. Türkiye'nin
başka hiçbir kentinde rastlayamayacağınız kadar
çok "Ne Mutlu Türküm Diyene" panosu çıkıyor
karşınıza, bir de "ilk kurşun" levhalan. Yerel yö-
netim kırmızı-beyazı "resmi renk" olarak benim-
semiş. Panolar, sokak tabelalan, her şey kjrmızı-
beyaz Ayvalık'ta. Kıyıya motorlu bir Mevlâna hey-
keli dikilmiş. Motorun düğmesine basınca koca
heykef fır fır dönmeye başlıyor. Yunan işgalinde
düşmana ilk "askeri" kurşunu atan 172. AJayın
Komutanı Yarbay AJi'nin (Çetinkaya) onuruna
adı Alibey Adası olarak değiştırilen Cunda'da da
bir caddeye "Mevlâna" adı verilmiş.
"Yunus Emre", "Mevlâna", "Mehmet Akif Er-
soy", "Barbaros Hayrettin Paşa", "Atatürk", "ilk
Kurşun", "15 Eylül", "Ne Mutlu Türküm Diyene "
gibi ad, kavram ve belgiler sokak tabelası, pos-
ter, pano, heykel, büst olarak birbırine kanşmış
Ayvalık'ta. Üstüne bir de belediye hoparlörlerin-
den yükselen kahramanlık marşlan, serhat türkü-
leri gelince, insan ister istemez her an "seferber-
likteymiş" duygusuna kapılıyor. Her biri tek başı-
na bir anlam içeren, ancak yerii yerine oturtuldu-
ğunda birbirini bütünleyecek olan kavramlann bu
keşmekeş içinde içleri boşalıyor.
• • •
Ayvalık, bir taş atımı uzaklıktaki Midilli Adası'na
komşu. özellikle perşembe günleri çok sayıda
Midillili Yunan, Ayvalık pazanna alışverişe geliyor.
Esnaf, Yunan müşterilerinden hoşnut. Ayvalık nü-
fusunun bir bölümü zaten Midilli kökenli. Dede-
leri, nineleri 1920'li yıllann başında adadan gelip
yerieşmişler. Yunanlaria aralarında köklerinden
gelen bir "komşulukhukuku" var. Midillili Yunan-
lar, karaya ayak basar basmaz karşılanna çıkan
ve kendi dillerine çevrildiğinde, ister istemez, "Si-
zi işte böyle denize döktük!", "Dedelerinize ilk
kurşunu burada sıktık!", "Kalleşler!", "Kahpe-
leri" anlamına gelen tabela yazılannı zaman için-
de kanıksamışlar. Yürüyüp geçiyorlar. Yıllarönce
ilk geldiklennde yüreklerinin bir yerinde taşıdık-
ları, "Bu Türkler ister misin, şimdi bizi karga tu-
lumba denize atsınlar..." korkusundan kurtul-
muşlar. 0 korkuyu azdaolsataşıyan birYunan'ın,
Ayvalık'ın o "sürekli seferberiik" görünümü ser-
gileyen sokaklannda gönül rahatlığıyla iki adım bi-
le atması olası değil zaten.
Fakat beni Midillili Yunanlardan çok Ayvalıklı
Türkler ilgilendiriyor. ömeğin, kente "sürekli se-
ferbertikteymiş" görüntüsünü veren o panolarla,
levhalaria, belgilerle söylenmek istenenler mo-
dern Türkiye'nin 80. kuruluş yılına yaraşır güzel-
likte, usta bir yontucunun elinden çıkacak ve do-
ğal olarak "ilkkurşun"u da içerecek tek bir "Kur-
tuluş ve Cumhuriyet" anıtında simgeleştirilemez
mi? Eğer Midilli'den gelen Yunan komşulanmıza
ille de bir "mesaj" verilmek isteniyorsa, Atatürk
ile Venizeios tarafından temelleri atılan "Türk-
Yunan dostluğu "nu simgeleyen görkemli biranıt
o motorlu Mevlâna heykelinden daha an)amh ol-
mazmı?
Avrupa Birliği üyeliği eğer söylendiği gibi top-
lumumuzun yüzde 75'i tarafindan benimsenen bir
projeyse, öbür sınır kentlerimiz gibi Ayvalık'ın da
bir an önce "uç beyliğipsikozu "ndan kurtanlma-
sı gerekmiyor mu?
(e-posta: dkavukcuoglu@ superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
II Ekmek,
peynir ve et
suyuyla yapı-
lan bir ye-
mek... Pey-
gamberlen
Hud'u dinle- 5
medikleri için 6
Tann tarafın- -,
dan yok edi-
Ien kavım. 2/ 8
Biriyle eğlen- 9
me ve onu kü-
çümseme... Bir tak-
vim türü. 3/Rize*nin
birilçesi.Demiryo- 2
lu. 4/Evlerinüzerin-
deki kan atmakta
4
kullanılan büyük
tahtakürek. 5/Lifle-
ri dokumacılıkta
kullanılan değerli bir 8
bitki... Satrançta bir 9
taş. 6/Yüz metre kare tutannda yüz ölçü birimi...
îkiyüzübeyazkapsızyorgan. 7/Sınırnişanı... Es-
ki Türk devletlerinde hükümdann gizlı ve önem-
li emirlerinı ulaştırmaklagörevli habercı. 8/Göz-
leri görmeyen... Birkaç renkli iplikten yapıhnış
dokuma. 9/Perhiz... Şarap mahzeni.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Ortaoyununda zurnaya verilen ad... Isim. 2/
Çok sayıda insan, kalabalık... Gaziantep yöresin-
de yetişen beyaz bir üzüm cinsi. 3/Bir malın sü-
rüm alanı... " — Charles". ABD'li caz sanatçısı.
4/ Harman yerinde kalan toz ve samanla kanşık
taneler. 5/ Istanbul'un bir semtı... AJi Ozgen-
türk'ün bır fılmı. 6/ " — ü namus şişesini taşa çal-
dım kime ne" (Nesimi)... Içine yün, pamuk gibi
şeyler doldurulan beyaz yastık ya da yorgan kılı-
fı. 7/Silifke ilçesinde antik bir kent... Gözü kapa-
lı inanılan düşünce; dogma. 8/" Fakat, lakin" an-
lamında kullanılan bağlaç... Çorum'un bir ilçesi.
9/ Islam hukukunda, öldürme ve yaralamalarda
suçlunun ödemek zorunda olduğu akçe... Yılanın
deri değiştinrken attığı deri.