25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 BeMromkposta:dentesome<nimhuriyet<»m.tr Tel; 0,212.512 06 05 Faks: 0.212.512 44 97 • Tüp bebekler piknik yapmış... "Büyüvünce de manaal partisi vaoariar!" VefaFahrettin Attay, Kurtu- luş Savaşı'nda, Af- yon'un Çay ilçesini düş- man işgalinden kurta- ran komutandı... Adı Çay'da bir caddeye ve- rilmişti... ANAP'lı bele- diye döneminde cadde- , den adı kaldırılmış yerine ANAP'lı bir milletvekilinin adı konmuştu... Der- ken devletin yaptır- dığı bir ilköğretim oku- luna ANAP döneminin Afyort valilerinden biri- nin adı verildi... Vatan- daşlar da vali Tekir- dağ'a gidince geçenler- de imza kampanyası başlattı... Okula Fahret- tin Attay adının verilme- sini istiyorlar... Japonya'da Arkeolog ve turist rert- beri Caner Gürelliler'in bisikletiyle Japonya'yı kuzeyden güne- ye geçtiğini, iki ay süren gezisi boyunca karşı- laştığı Japonlara bin mavi boncuk ve bin Türk bayrağı armağan ettiğini.özellikleokulla- n ziyaret ederek öğren- cilere Türkiye'yi anlattı- ğını ve bu tanıtım gezi- sinin Japonya'da büyük ilgi gördüğünü biliyor muydunuz? ormanları yağmalasak da mı satsak yoksa satmadan mı yağmalasak... Ormanyüksek mühendisi Turhan Günay, "Ormancılığımı- zın Tarihçesine Kısa Bir Bakış"ta acı gerçe- ği açıklıyor. 1839 Tanzimat Fermanı öncesinde Os- manh'nın ormanlar ve orman ürünleri konusunda bel- li bir politikası ve yasal düzenlemesi yok... Orman denince akla tersanede gemi yapmak için, kereste ve sobada yakmak için odun geliyor... Osmanlı'daTicaretNezareti'nebağlı ilk Orman Mü- dürlüğü, 1840'ta kuruluyor... Fransa'dan iki uzman getiriliyor ve hem ormanların korunması hem de keş- fedilmesi çalışmalanna başlanıyor... Ormanlara verilen gerçek değer cumhuriyetle ken- dini gösteriyor... Hattadaha Kurtuluş Savaşı yıllann- da Orman ve Maadin Umum Müdüriüğü kuruluyor... Günümüzde ise ormanlar gibi bitki alanları da yağ- malanıyor.. Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın eşgüdü- münde hazırlanan ve Garanti Bankası'nın katkılarıy- Doğa hakları la basılan "Türkiye'nin önemli Bitki Alanlan" çalışma- sı "kırmızı alarm" veriyor... Türkiye yaklaşık 10 bin doğal çiçekli bitki ve eğrel- ti türü ile ılıman iklim kuşağının en zengin florasına sahip bir ülke... Bunlann yaklaşık üçte biri endemik tür... Yani Anadolu'ya ait... Fakat özellikle son 40 yıl- da hızlaazalıyorlar... Çalışmada, Türkiye yedi coğrafı bölgeye göre grup- landınlmış ve toplam 110 bin kilometre kareyi bulan 122 önemli bitki alanı üzerinde araştırma yapılmış... Araştırmadan çıkan sonuç pek iç açıcı değil... Çok acil kaydı ile korunması istenen alanlardan birkaçı: Kuzey Saros kıyılan, Ergene havzası, Ağaçlı ku- mullan, Kilyos kumulları, batı Istanbul meralan, Sa- hilköy Şile kıyılan, ömerli havzası, Yeniçağa gölü, yu- karı Gerede vadisi, Çoruh vadisi, Bodrum Gölköy, Dalaman ovası, Muğla Sandras dağı, Afyon Acıgöl, Antalya falezleri, Lara Perakende kumullan, Beyşe- hirgölü, Seyhan deltası, Ceyhan deltası, Mogan gö- lü, Akşehir ve Eber gölleri, Ereğli ovası, Munzur dağ- lan, Iğdır ovası... Tehditlere gelince: Çöp dökme... Endüstriyel kirlen- me... Baraj inşaatlan... Madencilik... Yoğun ziraat... Turizm yapılaşması... Ağaç kesimi... Sulak alanlann kurutulması... Karayollan... Orman yüksek mühendisi Turhan Günay, bugün batıdan gelen "siyasi" ve "insan haklan" konusunda- ki isteklerin yann "çevre" ve "doğa haklarT'nda yo- ğunlaşacağına dikkati çekiyor; bu gidişle uygar top- lumlar arasındaki yerimizi almakta epey güçlük çe- keceğimizi anlatıyor... Çevreyi yağmalasak da mı sat- sak yoksa satmadan mı yağmalasak... Bir mirasye- di mantığı ile ormanlarından çiçeklerine kadar ken- dimizi tüketiyoruz! SESStZSEDASIZ(l) \ Yüksek Yerilim Hatb [ erdincutku a yahoo.com Ozelleştirme sonunda nakit yerine hep peşCASH (peşkeş) geçiyor elimize! Şile'de denize girebilme özgürlüğü Geçen cumartesi, Gazanfer Gök- soy, eşiyle biriikte Şile'de Sahılköy ya- kınlannda denize girmeye gidiyor... Sonrasını Gazanfer Göksoy anlatıyor: "Sakin sayılabilecek yani 'küçük ayak parmağını çek ağzımın içinden' cinsinden değil, bir kumsal bulduk ve otomobilimizi park edip yaklaşık bir kilometre sahra gibi bir kumda yürüyüp deniz kenarına ulaştık... Kıyıya havlulanmızı serip oturacağı- mız sırada 25-30 metre sol tarafımız- da oturanlann yanından kısa şortlu ve askılı bluzlu genç bir bayan gelip bize 'Affedersiniz, ablam kapalıdır o yüz- den siz daha ileri gidip oturur musu- nuz' dedi. Tabii biz şaşırdık, çünkü ben üç ku- şak Istanbulluyum ve köken olarak da dedelerim Makedonya'dan, eşim Is- tanbullu; Feneryolu'nda oturuyoruz... Bu istek bizim için çok komik bir olay- dı ve ilk kez böyle bir davranışla karşı- laşıyorduk... Biz de 'Sizin ablanızın kapalı olma- sı bizi ilgilendirmiyor, burası özgür bir ülke, biz burada oturacağız, öy- leyse siz gelmeseydiniz' dedik ve ~yerimizden aynlmadık... Onlar, yanlanna gelen bir erkekle bir- likte toparlanıp 500 metre ileriye gitti- ler... Mustafa Kemal'in kurduğu laik Tür- kiye Cumhuriyeti'nde bakalım daha nelerle karşılaşacağız irkilerek; merak ediyorum?" Aman dikkat... Kumsaldaki tesettür- lü kadın, Başbakan'ın eşi de olabilirdi! ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCt Giresun'dan umutluyuz... Yaklaşık 4 yıl önceydi... Yürek burkan gözlemlerime: "Oy Giresun'un Mahzun Ev- leri" diye başlık atmış ve üs- tüne şunu yazmıştım: "Kara- deniz'in tarihi kentinde kryı- dan yamaçlara dek gerilim yaşamyor™" (1 Nisan 1999) Antik çağdaki adı "Kera- sos" olan bu güzelim uygar- lık kuşağı, petrole bağımlı ulaşım politikasmın Anado- lu'ya son büyük darbesi "kj- yı yohı" dolgulanyla yok ol- mayabaşlamıştı... 1984'te onaylanan Imar Planı'ndaki kültür ve doğa sevgisinden yoksun apart- manlaşma kararlan yetmi- yormuş gibi. 14 yılda tam "2500" plan degişikliği yapı- larak rant hırsından gözü dönmüş bir betonlaşma Gire- sun'a egemen olmuştu... Kentin yaslandığı yeşil ya- maçlara art arda sıralanan dev bloklar ve siteler doğal peyzajı paramparça ederek yukanlara tırmanırken tarihi Kale'nin eteklerine yayılan "Zeytinlik" semtınin gele- neksel evleri de bakımsızlık- tan ve ilgısızlikten yaşama veda etmek üzereydiler: Işte böylesi bir Giresun karşısında biraz şaşkın, a- ma biraz da "lazguı" ba- kışlarla Gazi Caddesi'nde dolaşırken. vitrininde " eski kent fotoğraf- bn" bu- lunan bir tuhafiye mağaza- sına dal- ~ mış, sahi- bi Taci Akka- : ya'nın an- lamlı itiraflaruu gezi notlan- na eklemiştim. "- Giresun'u bitirdik; hiç değilse unutmamak için bu resünkri asıyoruz..." Aynı duyguların kent hal- kında da "yaygm" olduğunu ise Atatürkçü Düşünce Der- neği Başkanı Muhsin Top şöyle anlatmıştı: "-Evlerdenişyerlerine, hat- ta tamirhanelere kadar eski Giresun fotoğraflan asdryor... Akşamlan da eski günlere ka- dehler kakhnlıyor...*' Uygartığa dönûş... Geçen "Dünya Çevre Gü- nü"nde, 4 yıl önceki bu "ge- rinmler" yerine, yepyeni bir umut döneminin başladığını öğrendik... Yıllann hastalığı imar rantı yerine "kent kinı- liğini anımsayan" kararlar alındığını da duyunca, 6 Ha- ziran'da Giresun'la yenıden buluşuverdik... ilk güzel haber, Belediye Meclisi'nin Mayıs (2003) toplantısında aldığı "Tarihi Kentler BirüğTne üyetik baş- vurusu" karanydı... Başkan Hasan Y. Karaibrahim le bu üyelik için gerekli "hazırhk- lan" görüşürken, çalışmalan Vlimarlar Odası ile ışbırlığı içinde sürdürdüklerini öğren- mek umudumuzu daha da arttırdı. Valı Mustafa Kara ise Gi- resun'un bundan böyle kültü- rel ve doğal dokusunu göze- ten bir kent olmasını "tüm gücüyle destekleyeceğini" söylerken önceki yanhşlann nedenini bakın nasıl özetle- di: "YüTanür, vatandaşa ku- ralsızhğın ve ilkesizüğin sözü- nü vererek oy toplamak, bü- tün bu düzensiz yapuaşmala- n j'aratü™" Yine valilik, geçmişe ait değerlere daha bilinçli sahip çıkılması için, "Giresun'un Tarihi Yapüan" konulu bir fotoğraf ya- nşmasıyla kollan sıva- mış... Mimarlar Odası Şube Başkanı Gürbay Yüksel ve Yönetim Kurulu, bir yandan Zey- tinlik Ma- hallesi SÎT ~ Alanı'ndakı eski kent do- kusunu tah- rip eden Ko- ruma Pla- nı'nı etkisiz kılmayaçah- şırlarken öbür yandan Karadeniz Tek- nikÜniversitesi'nin bu semt- teki tarihi çe\Teyi belgeleme projelerine yardımcı oluyor- lar. Bütün bu çabalann içinde etkin olarak yer alan ÇEKÜL Giresun Temsilcisi Uğur Ka- raibrahimoğiu da şunları söylüyor: "-Ben de vaktiyle Ba^ındır- hk Müdürtüğü'ndeyken her gördüğümüz boş alanave hat- tatarihi ev bahçelerine bile ye- ni yapı dikilmcsine karşı çık- mamıştını... Şimdi ise kalan tüm güzeDikleri korumaktan asla taviz vermeyece- ğiz_."Evet... Giresun'da yan- hşlar geride kahyor; kentin daralmış yüreği ise tarihle ye- niden buluşmak için sabırsız- lanıyor... Oekinci(n cumhuriyet.com.tr. KİM KİME DUM DL>IA BEHIÇ AK behicaka turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBl SEMİH POROY semihporoyÇı yahoo.com vUEKÇEM &İR İLKi YoK MUPÜE-, P/2o EPİK TtYATROSU MVSTAFA BİLGÎN HAY ALLAH !.. YİUEZAtoAU DOLDU. DAVA KAPAU AÖŞTIRL VERĞI?. VERSİ'. BUyURDUNUZ •> ANLAMADIM EFENDİM t DUYAMADIM EFENDİM ı. TARİHTE BUGUN MIMTAZARIKA* 25 Haziran incw.nuuntaz-arikan.com K4PTAN-I DERYA KILIC ALİ PASA'NIN ÖLÜMÜ.. rj^ıbalcdip Ula^Ali 158T&E SUGÛN, ÜMUJ OSMANU t<AP7AN-> OEISyASI KIUÇ ALİ PAfA ÖLMÜŞ- tir ^h\ \ Ttî. GÖS7-ŞKJ2İĞİ ÇEÇİTLİ yAfSAISLIKLA/ZCtfN SON/BA C&2AYİK. 8EY- P*>,rS LeesBY/ OLMUŞ, KAPTAN-I DE/SYA MÜEZZIUZADE AU PAÇA 'NIM " ------ TJLOISt IHESAHTt SAI/AÇf SOUUHDA YENİLEN OS- DONANMASIN/N ÖNEMLİ fi/-e K/SM/AJf KU£TARAı - PADİŞAHK.SELıM'ıKJ DİKKATİMİ ÇeKMİŞTİ. CAfiA SoN RA,<APrAK/-l DEByALtĞt OAJA (. Nl DA ULUÇALI 'DEN KlLIÇALl ", ' KtLIÇ ALİ PAŞA 2AMANINDA,AKC>EUİ2-'ihl 1. LİĞİ HEP OSMAMLI POA/ANMAS/'MA BAĞLI KAÜU/ŞTl. ' KIUÇ ALl PAŞA 'A/f/V ÖLÜMuNÜj 7H/SİHÇÎ S'£V\NİkLİ MUSP4/CA eFENPt ŞÖyLE ANCATIYOfS: YAŞ( P0KÇ4A/ OL~ E**^: PU6U UAWE CARiyELEfilE K\Gf/ PE0M2 7Z)VS/yESVM OifJLEMEy/P 31fS _ ... . '. RUMÜ &eP€HM>ErJ AH/eETE UÇTU. * PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Yıl Sonuna Kadar!.. Geçen haftaTÜYAP'ta, "MüzikFuarı - MÛYAP- FEST'\n açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Erkan Mumcu'nun açılış sonrasında, fuan düzenleyen Müzik Yapımcılan Derneği'nin yetkili- leriyle yaptığı kısa toplantının bir bölümünü izle- dim. Konu "korsan kasetçilik""t\. Sayın Bakan'ın, sanatçı Orhan Gencebay'ın korsan kaset piya- sasına ilişkin anlattıklarını dikkatle dinlediğini gö- rünce, söz alıp kendisine "korsan yayıncılık" ko- nusundaki gözlemlerimi özetledim. Gördüm ki, o da kendisinden önce Kültür Bakanlığı yapan mes- lektaşlan gibi konuyu biliyor, fakat "mevzuattaki karmaşıklık" nedeniyle "birşey" yapamıyor. Çünkü yasa çıkanlırken korsan yayıncılık, "şikâ- yete bağlı birsuç" olarak belirienmiş. Bu durum- da kitap ya da müzik yayıncısı olsun, emek hırsız- lığının mağduru olan özel ya da tüzelkişiler yalnız- ca kendi ürünleri için yargıya başvurabiliyorlar. Do- layısıyla da Kültür Bakanlığı tarafından müzik ürün- leri gibi kitaplara da getirilen "bandrol/hologram" zorunluluğu, uygulamada pek bir anlam taşımıyor. Türkiye'nin dört bir yanında, binlerce tezgâhta bu hırsızlık mallan açık açık satılabiliyor. Yalnızca Orhan Gencebay'ın bugüne kadar ya- sadışı yollardan piyasaya sürülen kaset/CD sayı- sı, kendi tahminine göre 100 ile 150 milyon adet arasında. Ahmet Attan, Orhan Pamuk, Ayşe Kulin, Htfzı Topuz vb. çok satan yazariann kor- sanlar tarafından basılan kitaplarının sayısının bandrollü/hologramlı kitaplarının iki katından faz- la olduğu biliniyor. Korsan yayıncılık, "mafyalaş- mış" büyük bir endüstri. Aynı zamanda trilyonlar- ca "vergi kaçağı" anlamına gelen bu "mafya te- keri"ne ne Maliye Bakanlığı, ne Kültür Bakanlığı ne de Içişleri Bakanlığı "çomak" sokabiliyor. • • • Şikâyet durumunda polis, savcılık hiçbir şey yapmıyor mu? Yapıyor. Polis, korsan kitap depo- lannı basıyor, yüzlerce korsan kitabın arasından yalnızca şikâyet konusu olan kitaplan alıp götürü- yor. Iş yargıya gidiyor, davalar açılıyor. Ama bugü- ne kadar mahkemeye verilip de ceza almış tek bir korsan yayıncı yok ortada! Davalar ya bir türiü so- nuçlanmıyor ya da sonuçlanan davalarda, karar- lar "korsandan yana" çıkıyor. Dört gün önce Sayın Erkan Mumcu'nun bir açık- lamasını okudum gazetelerde. Korsanlar için ön- görülen, 2 ile 4 yıl arasında değişen hapis cezala- nnın "yargıçlann vicdanını zortadığını" söylüyor. Bunda bir haklılık payı var. Çünkü yasa, emek hır- sızlığından trilyonlar vuran mafya babalan ile so- kak köşelerinde "ekmekparası" için tezgâh açan satıcılar arasında fark gözetmiyor. Yakalananlar da zaten genellikle bu garibanlar oluyor. O halde ne yapmalı? Yürürlükteki yasa gözden geçirilip korsanlık, "şikâyete bağlı bir suç" olmak- tan çıkanlmalı. Polis, gördüğü her bandrolsüz/ho- logramsız kitaba, kasete, CD'ye anında el koya- bilmeli. Bu hırsızlık mallan derhal ve aleni olarak imha edilmeli. Yargının vereceği cezalarda "üreft- ci" ile "satıcı" arasında adil bir denge kurulmalı. Sayın Erkan Mumcu, "Bu işi yıl sonuna kadar çözeriz!" diyor, Inanmak istiyoruz. Bu yolda atıla- cak adımlar ilgili meslek kuruluşlan tarafından iç- tenlikle desteklenmeli, fakat konu, yürürlükteki ya- sa hazırlanırken tanık olduğumuz türden tartışma- larla, kamuoyu açısından "anlaşılmaz" birduruma da getirilmemeli, sulandınlmamalı, diye düşünü- yoruz. • • • Sayın Bakan, konuşmasında, korsan yayıncılı- ğı bir "kültür hizmeti" olarak görenlerden de söz ediyor. Kimi belediye başkanlarının korsan yayın- cılığı "özel" olarakdestekledikleri biliniyor. Bu des- teği niçin verdikleri de bir "muamma" değil. Bun- lar, emek hırsızlığına "kültür hizmeti" demeyip de ne desinler? Doğruyu söyleyip de kendilerini ele mi versinler, karakolluk mu olsunlar? e-posta: dkavukcuoglu o superonline.com Faks:0212-234 68 73 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Bir tür tav- la oyunu. 2/ Yapay reçine 2 verniği ve tutkah üreti- minde kulla- nılan beyaz ve billursu toz... Bektaşi ve Alevi şair- lerinin tarikat konulannıdi- le getirdikleri şiir türü. 3/ Bir par- çanın ağır çaluıaca- ğını anlatan müzik 2 terimi... Gözleri 3 görmeyen. 4/ Yaşar Kemal'in bir roma- 5 nı. 5/ Yaratıcısının 6 adı bilinmeyen ya- pıt... Bir nota. 6/ 8 Helyum elementı- 9 nin simgesi... Niğde ve Nevşehir yörelerinde ye- tişen, kaliteli bir şarap veren beyaz üzüm cinsi. 7/ Ufuklar... Gaetano Ik)nizetti'nin bir operası. 8/ Türk müziğinde bir usul... Sık gözlü ağ. 9/Suudi Arabistan'ınplakaişareti... 1950'liyıllardaülke- mizde büyük seyirci toplayan Hint fihni. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ebru sanatında, kırmızı boya elde etmekte kul- lanılan iyi cins bir toprak. 2/Vücutta biriken ve id- rarla dışan atılan azotlubileşik... Soluk. 3/Kapı ve pencerelerin üst eşıği... "Fakat, lakin" anlamında bir bağlaç. 4/ înce sacsssss. 5/ En az beş kişinin ik- tisadi bir amaçla kurduğu ortaklık türü... Lantan elementinin simgesi. 6/ "Evet" anlamında kullanı- lan bir sözcük... Buyruk. II Insanın dışındaki tûm varhk âlemi... " — Hayvvorth": ABD'li aktris. 8/ Aruz ölçülerinden bıri... Burularak esneklik sının yükseltilmiş özel beton çeliği. 9/Nazi partisinin hü- cum kıtasını simgeleyen harfler... tşsiz, aylak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle