Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 5 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU
Bartoli'nin sihirli değneğiCeciüa Bartoli, 1966'da operacı
bir ana babanın çocuğu olarak Ro-
ma'da dünyayagelmiş. Ailesi küçü-
coik yaşında ses yeteneğini keşfet-
miş; annesı bilinçli ve doğru yönde
OIJU opera sahnesine hazırlamış.
Herkesin elde edemeyeceği bır şans
bıı! Nice sesler vardır erken keşfe-
dilir ama yanlış yönde çalıştınldığı
içın solar gider. Bartoli, bu konuda
hiç zaman yitirmeden koyu ses ren-
gine göre (tnezzo) çahştınlmış. Üs-
tün teknıği ıle sesi kullanmanın bü-
tün cambazlığııu (coloratura) öğren-
mış. Genç yaşında müzik çe\Teleri-
nin kendi çocuğu olarak sahnelerde
ağırlanmaya başlanrruş. Ve daha kır-
kına varmadan adı yirmincı yüzyı-
hn bır mucızesi olarak şan tarihine
geçmiş bile! Şen, kendisiyle ve çev-
resiyle barışık bir insan. Nice ünlü
operacı gibı fotoğrafçılara, televiz-
yonculara, gazetecilere karşı kapris-
ler yapmıyor. Hemen poz veriyor,
hemen anlatmaya başlıyor, provada
sesini marke filan ermeden tam gü-
cüyle şarkısını söylüyor. Prova ön-
cesinde söyleşi yapmaya başladığı-
nuzda o denli doğal ki, kırk yıldır ta-
nışageldiğimiz sıradan bir arkadaş-
la sankı yenıden buluşuyorduk.
Rengârenk süslemeler
Bartoli, konser süresinde her bir
ezginin teker teker ortamına girerek
onu yaşıyor, yaşatıyor ve müziği
dinleyicisi ile paylaşıyordu. Doğru-
su bu denli uzun müzik cümlelerini
bu denli tertemiz söyleyen bir baş-
ka şancı daha dinlememiştim. Ba-
rok dönemin rengârenk süslemele-
rini gırtlak-diyafram ilişkisindeki
olağanüstü teknıği ıle son derece çe-
vik ve hızlı, aynı zamanda pınl pı-
nl ve hıç tondan düşmeden seslen-
diriyordu. Bu becerisinin tılsımını
sorduğumda şu yanıtı aldım: "Hiç-
bir sihirli formül yok! Öncelikle
uzun yılların birikimi olan teknik
bilgi gerekiyor. Ama en önemlisi,
önünde gördüğün nota yazısının
arkasına geçebilmek. İmge giicü-
nü ne kadar çok çalıştırabilirsen
yapıtın özünü de o kadar iyi an-
larsın."
Bartoli'nin bir başka ilginç yönü
de araştırmacılığı. Konserlerindeki
ortak çağ, on sekizincı yüzyıl. Se-
siyle, rengiyle, şiiriyle, müziğiyle
barok ve klasik çağlan içeren dö-
nem. "Dinletilerimin ortak pay-
dası her zaman şiirle müziğin bir-
• "Dinletilerimin ortak paydası her zaman şiirle
müziğin birleştiği, dolayısıyla dramatik anlatımm
öncelik kazandığı on sekizinci yüzyıl yapıtları oluyor.
Bu çağın felsefesinde besteci de şair de müziğin
hizmetindedir. Böylece şiirin gücü ile müziğin gücü
birleşince son derece dramatik bir etki doğuyor."
leştiği, dolayısıyla dramatik anla-
tımın öncelik kazandığı on seki-
zinci yüzyıl yapıtları oluyor. Bu
çağın felsefesinde besteci de, şair
de müziğin hizmetindedir. Böyle-
ce şiirin gücü ile müziğin gücü
birleşince son derece dramatik bir
etki doğuyor."
Popüler bestectnln
tanınmamış yapıtları
Günümüzde konser organizatör-
leri ve plak şirketleri alışılagelmış
dağarcığın dışında, daha yenı, alım-
lı bir şeyler anyorlar. Onun bu tür
buluşlannı sorduğumda, hem evet,
hem hayır diye yanıtladı: "Ben po-
püler olmuş bestecilerin unutul-
muş çalışmalarını gün yüzüne çı-
kararak bir yenilik getiriyorum.
Örneğin Vivaldi'yi çalgısal müzi-
ği, Dört Mevsim gibi çalışmala-
rıyla biliriz. Oysa onun çok önem-
li bir opera bestecisi olduğunu
unuturuz. Onun operalarındaki
aryaları birleştirdiğim bir Vival-
di albümü yaptım. Sonra Gluck,
Salıerı gibi bestecilerin kastrato
(castrato) sesi için yazdıklarını
derlediğim albümler hazırladım.
Şimdi plak şirketleri gördü ki
böylesi müziğin de alıcısı olan me-
raklı bir kitle varmış. Hemen ilk
ağızda yanm milyon CD satıldı!
Dolayısıyla hem tanınmış bir bes-
teci, hem onun tanınmamış müzi-
ği ortaya çıkıyor."
Ve kastrato geleneğinden söz edi-
yoruz. On sekizinci yüzyıldahadım
edilip yaşam boyu o saf, çocuksu
sesini koruyan kastratolardan. Son
bilinen kastrato Alessandro Mo-
reschi, 1922'deRomadaöldügü za-
man sesinın kaydını da bırakmış.
"tşte onu dinlediğimiz zaman bu
sesin büyüle>ici olduğunu görü-
yoruz. Bu ses bugün yerine kulla-
nılan kontr-tenor sesi değil. Bu
yanlış hep yapılıyor. Kontr-tenor-
lara on sekizinci yüzyılda yalnız
dini müzik söyletilirmiş. Kastra-
tolar ise opera sahnesinde rol alır-
mış. Bugün kastratonun karşılığı
mezzo-sopranolar olmalı. Ben bu
nedenle çok derin araştırma yapı-
yorum. Böylece kastratolar için
yazılmış dağarcığı öğreniyorum."
Çağdaş müzlkte sancının
Işl zor
Sonra çağdaş müziğe değiniyo-
ruz. Öyle ya bu çağda yaşayan bir
yorumcu kendini yalnız on sekizin-
ci yüzyıla hapsedemez ki! Bartoli,
çağdaş yapıtlan genellemek istemi-
yor. Ama melodik çızgıden uzak ol-
duğundan ve bestecilerin şancılan
tanımadığından yakınıyor: "Önce-
ki yüzyıllarda her besteci, belli
bir sancının sesine göre yazardı
yapıtlarını. Ne yazık ki artık bu
gelenek yitip gitti. Şimdi besteci
kendi hayal dünyasındaki şarkıcı
için, elbet bir gün söyleyen çıkar
diye yazıyor. Yine de tek tük ör-
nekler var, Lucıano Berio ve Cathy
Berbenan gibi."
Bartoli şu sıralarda Monteverdi
ve Peri gibi erken barok döneminin
bestecılenni araştınyor. Böylece
zamanın özgün çalgılan eşliğinde
söyleyecek ve dönemin rengini ya-
ratmak için değişik bir diyafram
tekniğı çalışacak.
Henüz öğrenci yetiştirmıyormuş.
Ve sahneden aynlmak için İcesin bir
yaş sının koymamış kendisine.
"Yaşlanmak önemli bir etken a-
ma kaç yaşına kadar olursa olsun
eğer hâlâ dinleyicinle bir şeyler
paylaşabiliyorsan sahnede kalır-
sın. Sonra da çekilmesini bilnıek
gerek."
Cecilia Bartoli, adeta 31. festiva-
lin çok özel bir armağanı oldu. Kon-
serde peş peşe belki yirmiye yakın
şarkı söyledı. Inanılır gibı değıldı
enerjisi! Her bın ustalık isteyen ya-
pıtlardı. Onu büyük bır zevkle ızle-
dik. Mozart düetlerinde yer alan
bariton Widmer ve eşlikçisi piya-
nist Errico için böylesi bir yıldızla
sahne paylaşmak da büyük bir şans-
tı.
evini(« boun.edu.tr
ŞEFlKA KUTLUER BtLKENT ODEON'DAYDI
Bach altı cazERSİN ANTEP
Ankara Bilkent
Odeon'da cumartesi
akşamı flüt sanatçımız
Şefıka Kutluer ve
Peter Breiner Jazz
Trio'nun katıldığı
"Coming Bach"
başhklı bir konser vardı.
Piyanoda Breiner, bas
gitarda Juraj Griglak
ve davulda Cyril
Zelenak gibi Slovak
müzisyenlerden oluşan trionun
üyeleri; konserde çalınan
yapıtlan Kutluer ile birlikte
kaydetmiş ve albüm "Coming
Bach" adıyla çıkmıştı. Kutluer
yazarlarca çok iyi eleştiriler
yapılmış bir sanatçı. Bu kayıt
da onun caz temalı ilk
çalışması... Sanatçılann
sahneye çıkışındald ıshklar;
Ankara'nın caz seyircisinin
merhabasıydı. Seyirci ilk
enerjiyi verdi vermesine ama;
sahnenin önünde yalnız yanm
sola döndüğünde piyanisti
görebilen, davul ve bası
göremeyen öndeki solistin
ciddiyeti konserin beklendiği
gibi bir caz konseri
olmayacağının sinyalini verdi.
Kutluer'in CD'de ve konserdeki
aynı anlatımı trioyla
bütünleşemedi. Notadan başını
kaldırmayan solistin
doğaçlamalan dahi büyük bir
nota bağlıhğıyla seslendirmesi
dikkatlerden kaçmadı. Breiner
her ne kadar sahnede enerjiyi
canlı tutmaya çahşsa da ne
Kutluer bir iki yerde "kurbağa
dili" ile durumu kurtarabildi,
ne de seyirci yerinden kalktı.
Caz konserlerinde pek de alışık
olmadığımız bir hava vardı ve
seyirci neredeyse uyuyacaktı.
KÜni bölümlerdeki gürlüklerde
sahnenin akustiği öyle bir
yansıma oluşturuyordu ki;
gürültüden kimin ne çaldığı
dahi anlaşılmıyordu.
Kutluer arkasında senfonik bir
orkestra varmış gibi barok stile
de kaçmamak, cazın kenanndan
köşesinden tutunmak için
"hafif dejenere bir barok
üslubu" ile çalıyordu. Her
yapıtta aynı şey oluyor, Breiner
tarafından yapılan
düzenlemelere göre Kutluer
yapıtları özgün notalanna
uyarak çalıyor, diğer çalgılar
ona eşlik ediyordu. Arada
kaynayan notalar, kaçınlan
bölümler dikkat çekiyordu.
Yalnızca iki bölümün son
parçalan olan "Well-tempered
Piano'dan re minör Prelüd
Vol.2" ve "La minör
'Invenrion' No. 13. BWV.
784"te orkestra üyeleriyle
sırayla doğaçlama yaptı ve
Kutluer nazik bir anlatımla
izledi. Açıkçası seslendirenlerin
diyalogsuz, bütünlükten uzak
olduğu bir müzik, caz olmaya
çahşıyordu. Kutluer'in stilinde,
tavırlannda, hatta sahnedeki
duruşunda cazdan eser yoktu.
Ancak son yapıt olarak
"Invention"m seçimi; program
boyunca oturan seyircinin
aklında bir melodi bırakmış
olsa gerek ki; ayağa kaldırmayı
başardı ve istek aldı.
Kutluer'in ve diğer
sanatçılanmızın konserlerinde
daha özenle hazırlanmış
programlara tanık olmak
dileğiyle...
Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Karadeniz Filarmoni îzmir'de konser verdi
Barışiçin 'Üç Denizin SesV
ÖNDER KÜTAHYALI
14 Haziran akşamı tzmir'in Gün-
doğdu Meydanf nda verilen ve "Ulus-
lararası İzmir Festivali"nın sanatse-
verlere armağanı olan "Barış Konse-
ri"nde, Saim Akçıl yönetimindeki
"Tekfen Karadeniz Filarmoni Or-
kestrası" vardı. Yaklaşık on yıl önce
"Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ör-
gütü"ne üye ülkelerin müzikçileriyle
bir oda orkestrası olarak kurulan top-
luluk, daha sonra Hazar Denizi ile Ak-
deniz'i de içerecek yolda genişletildi.
Son yıllarda benimsediği slogan, "Üç
Denizin Sesi"dir. Aralanndaki anlaş-
mazlıklan bir türlü çözemeyen Erme-
nistan'la Azerbaycan'm, İsrail ile Fi-
listin'in ve Türkiye ile Yunanistan'm
müzikçileri, bu orkestrada insanlığa
mutluluk getirecek olan sürekli banş
için çalıyor.
Kültür mozaiği bir dinleti
Üyeleri arasında değerli sanatçılann
ve akademisyenlerin bulunduğu or-
kestra güzel tınlıyor ve yapıtlan tam
biryetkinlikle seslendiriyor. Saim Ak-
çıl, öbür kentlerimize ve Yunanistan'a
da taşınan izlenceyi biraz kısaltarak
sundu.
Nevit KodaUı'nın "Telli Turna"sı
ıle YV. A. Mozart'uı K. V 550 No. 40
sol minör senfonisinden birinci bölüm
güzel yorumlandı. Hafif içerikli üç
şarkı söyleyen Özbekistanlı tenor Nor-
mumin Sultanov'un sesi renkliydi;
fakat ince bölgedeki tonlarda çabuk
yoruldu.
Neyzen Ercan Irmak'ın çaldığı tl-
yas Mirzayev'in ney konçertosunda,
Dede Efendiden, Tamburi Cemil
Bey'den ve Azeri halk müziğinden ez-
giler kullanılmış. Buziki sanatçısı
Yannis Saoulis'in "Boğaziçi" adlı ya-
pıtı ise buziki sololanyla doluydu ve
hiç değişmeyen nihavent makamı tek-
düzelik yarattı. Her iki yapıt da ses ge-
tirecek nitelikte değildi.
Bestecilerin biricik başansı, 19. yüz-
•"Uluslararası İzmir Festivali' kapsamında 14 Haziran akşamı şef
Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Karadeniz Filarmoni Orkestrası,
'Banş Konseri' verdi. Son yıllarda 'Üç Denizin Sesi' sloganını
benimseyen orkestra, dinletide Nevit Kodallı, Mozart,
İlyas Mirzayev, Yannis Saoulis ve Nikos Skalkottas'ın
yapıtlanm seslendirdi.
yılın sonunda Osmanlı Sarayı'nın mü-
zik yöneticisi Guatelli Paşa'nın ya-
nılgısını bize göstermeleri olarak özet-
lenebilir. Değindiğim yanılgı. yerel ez-
gilerimizin A\Tupa müziğine uygun
gelen klasik armoni kurallanyla çok-
seslendirilmesidir. Buna karşılık Yu-
nanistan'ın ünlü bestecisi Nikos Skal-
kottasın (1904-45) "Beş Yunan
Dansı"ndan örneklerde, halkbilimin
değerlenyle çağdaş müzik dili arasın-
dakı bireşim hayranlık vericiydi.
Nabucco operası başarılıydı
îzlence bittiğinde, orkestramn yaylı
çalgılar kesimı coşkulu alkışlara bır-
kaç kısa parçayla teşekkür etti. Daha
sonra Gündoğdu Meydanf nı dolduran
binlerce sanatsever, dostluğu \ e banşı
simgeleyen dinletinin kulaklarda kalan
mutlu tınılanyla evlerine döndüler.
Kitlelere, özellikle de turistlere kı-
vanç veren başka bir sanat olayı da ÎZ-
DOB'nin 17 Haziran akşamı Efes Bü-
yük Tiyatro'da festival çerçevesinde
sahnelediğı G. Verdi'nin "Nabucco"
operası oldu.
Yapıtı sahneye koyan Alesandre Ti-
pel. Orkestra Şefi Aleıandru Samo-
illa Koro şefi ise Hans Joachim Gal-
lus. Dekor Tayfun Çebi'nin, kostüm-
ler Ayşegül Alev'in, koreografi de
Neslihan Öztürk'ündür. Başlıca rol-
lerde şu sanatçılar var: Gökhan Koç
(Nabucco), Fırat Yalçınkaya (Isma-
ele), Tevfik Rodos (Zaccana), Ayşe
Tek (Abigaille), Burcu Kılı (Fenena)
ve Farih Oztürk (Başrahip).
Verdi, çıraklık dönemini yaşamakta
olmasına karşın "Nabucco" operasın-
da on yıl sonraki usta bestecinin belir-
tilerini gösteriyor. Yapıt senfonik özel-
likler taşıyor ve kimi partiler son de-
rece güç. Sanatçılanmız görevlerini
başanyla yerine getirdiler ve ızleyici-
lerden coşkulu alkışlar aldılar. Nabuc-
co, 10. Uluslararası Aspendos Opera
ve Bale Festivali'ne de götürülecek.
• Kültür Servisi - îstanbul Bilgi Üniversitesi
Sahne ve Gösteri Sanatlan Bölümü öğretim
görevlisi Emre Akay ve Hasan Yalaz'ın
senaryosunu yazdıklan ve yönettikleri 'Bir
Tuğra Kaftancıoğlu Filmi' başlıklı uzun metraj
çalışma, yann saat 19.30'da Kuştepe
Kampusu'nda yapılacak galayla seyirciyle
buluşacak. Gerçek bir hikâye olan filmde
kendini bir yönetmen olarak tanıtan Mehmet
Demirtaş, amatör sinemacı Emre Akay'a bir
film projesi sunar. Demirtaş, oyuncu
aramaktadır ve kafa avcılığını Akay'a önerir.
Aynca Akay tarafından seçilecek oyuncunun
gizli çekilmiş görüntülerini de ister. Akay işi
kabul eder, fakat kendisinin de gizlice
görüntülendiğini bilmemektedir. Aslında Tuğra
Kaftancıoğlu'nun tasarladığı sıra dışı film
başlamıştır bile.
Vasil Bykov ökJü
• MINSK (AFP) - Belarusya'nın önde gelen
yazarlanndan Vasil Bykov uzun bir hastalık
döneminden sonra 79 yaşında öldü. Savaş
yazınının ustalanndan biri olan ve otoriter
başkan Alexander Lukashenko'ya karşı yerel
sesi oluşturan Bykov 'Ölüler Incinmez',
'Sotnikov', 'Alp Baladı' ile filmi de yapılan
'Göğe Yükseliş' adlı yapıtlanyla dünya çapında
üne kavuşmuş ve 50'den fazla dile çevrilmişti.
Fransız BüyükelçiHgrnde konser
• ANKARA (ANKA) - Tüm dünyada
kutlanan 21 Haziran 'Müzik Günü' dolayısıyla
Fransız Büyükelçiliği'nde 'Müzik Şenliği'
düzenlendi. Fransız Büyükelçisi Bernard
Garcia'nın evsahipliğinde Büyükelçıhk
bahçesinde düzenlenen 'Müzik Şenliği'nde
Ankapella Korosu ve 'Türk Dünyası Müziği'
topluluğu konser verdi. Hacettepe Üniversitesi
himayesinde çalışmalannı sürdüren Ahter
Destan'ın yönetimindeki Ankapella Korosu,
yabancı ve Türk bestecilerinin çeşitli yapıtlanm
seslendirirken Irfan Gürdal'ın sanat
yönetmenliği yaptığı, Kültür ve Turizm
Bakanlığı'na bağlı 'Türk Dünyası Müziği
Topluluğu' da Türkçe konuşulan çeşitli
ülkelerin geleneksel müziklerinden örnekler
sundu.
Orvvell 100 yaşmda oiacaktı
• LONDRA (AFP)
- Yapıtlannda George
Onvell adını kullanan
Eric Arthur Blair,
yaşasaydı bugün 100.
yaşına girecekti. 25
Haziran 19O3'te
Bengal'de doğan
Onvell, hem
mılliyetçiliğin
zararlannı düşünen
bir yurtsever, hem
yoksuHardan yana bir
ögrenci, hem de
tngiltere Krallığı'na
karşı bir polis gibi birçok zıt karaktere
bürünmüştür. Orvvell, 'Hayvan Çiftliği', '1984',
'Paris ve Londra', 'Katalonya'ya Saygı' gibi 62
dile çevrilen ve 10 milyondan fazla satan 9 kitap
ve 700 makalesiyle ölümünden 50 yıl sonra bile
hâlâ yaşamakta.Geçenlerde yapılan bir
açıklamada ünlü yazann arkadaşlannı komünist
olarak ihbar ettiği belirtümişti.
Van Gogh'u bulana büyük ödül
• AMSTERDAM (AFP) - Amsterdam
Sanat Galerisi, Hollandalı usta ressam
Vincent Van Gogh'un aralık ayında Van
Gogh Müzesi'nden çalınmış iki resminin
bulunmasma yardımcı olacak kişilere
100 bin Euro ödül vereceğini açıkladı.
Ressamın 200 tablosunun ve 500 çiziminin
bulunduğu müzeden, 1882'de yaptığı ilk
tablosu 'Scheveningen'den Deniz Görünümü'
ve 1884'te yaptığı 'Nuenen Kilisesi'nden
Çıkan Cemaat' çahnmıştı. Ödülün,
tablolann sağlam ele geçmesi durumunda
verileceği bildirildı.
Harl(a çocuklar Antalya'daydı
• ANTALYA(AA) - 'Rusya Vladımır
Spivakof Uluslararası Harika Çocuklar
Vakfı'nda müzik eğitimi alan Robert
Brem (keman), Liya Yakupova (keman),
EUina Haçaturyan (\iyola), Roman Yefimov
(viyolonsel), Aliya Vodovozova (flüt) ve
Farid Mahmudov (piyano), Moskova
Kremlin Sarayı'nın aslına sadık kalmarak
Antalya'mn Kundu köyüne inşa edilen
'Kremlin Palace Otel'in tanıtım gecesinde
konser verdiler. 12 ile 15 yaşlan arasmdaki
6 küçük müzisyen, Mozart, Çaykovski ve
Fazıl Say'ın besteleriyle klasik ve caz
ağırlıklı yapıtlan yorumladılar.
BUGUN
• AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZt'nde saat 18.30'da Muhsin
Drvan'm Stilografya ve Horoloji adlı saydam
göstensı. (0 212 334 87 40)
• NARDİS JAZZ CLUB'da saat 21.30'da
Kent Mete ve Önder Focan Duo. konseri.
(0 212 244 63 27)
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ KUŞTEPE
KAMPUSU'ndasaat 19.30'da Azınük
Raporu (Minority Raport) filmi
gösterilecek. (0 212 293 50 10)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde
Ulusal Türk Sineması Konferansı.
(0 212 334 87 40)
M 10. ASPENDOS FESTtVALİ'nde saat
21.30'da Sofya Ulusal Operası'ndan
'Turandot' adlı opera. (0 242 243 88 27)
ISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ'NDE BUGÛN
• tSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZESİ'nde
saat 21 .OO'de Cihat Aşkın ve Emre Aracı'
dan 'Boğaziçi Mehtaplannda Sultanlarla
Vals' konseri. (0 212 334 07 00)