03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kutturCfi cumhuriyet.com.tr Erdinç Utku son kitabında, yaşamımıza davetsiz giren Amerikanca yaşam biçimini yeriyor Mizah,sarahnyaramazçocuğuFİKRETAYDEMtR Türkiye'de "Her şeyi devletten bek- leme kendi kitabını kendin yak" slo- ganıyla yayımlanan ilk kitabı "Zap- teDİLemez kj"den sonra, 1998'de Belçika'da Avrupalı Türklerin dün- yasına mizahi bir pencere açmayı denediği, "Akıntıya YürekÇekmek" adlı ikinci kitabını çıkaran Erdinç Ut- ku, "Amerikanca HAYATIMIZA Türkçe ALTYAZILAR" adlı üçün- cü kitabını da yayımladı. Utku'y'a, Belçika Türk Kültür ve Sanat Vakfi ile Başkent Brüksel Ata- türkçü Düşünce Derneğı 'nin 16 Ma- yıs 'ta BriikseJ 'de düzenlediği "Kitap Tanıüm ve İmza Günu"nde son ki- tabı ve mizah üzerine konuştuk. Türkiye mlzahın en zor oiduflu ülke - tnsanlar tanışırken birbirierinin adlarnu sorariar, doğal olarak. Bir mi- zahçıyla karşılaştığımız için biz de sizin mizah anlayışmın merakediyo- nız. Sizce mizah nedir? ERDtNÇ UTKU - Mizah, kültür ve sanahn YARAMAZ çocuğu.. ama halkın işine en çok YARAYAN ço- cuğu... LAFLA mizah yapıyorum ama LAF OLSUN DÎYE mizah yapmı- yorum. Ezilenlerin yanındadır be- nim duruşum; yazdıklanm genellik- le siyasi, bazen absürd, bazen çok ede- bi, bazen çok karşıt ve kışkırtıcı, ba- zen sinir, bazen felsefi.. çoğu zaman gülümsetici... Mizahçı hayatın orta yerinde durmalı... Hayatın yanında yer almalı... Çarpıklığa, bozukluğa ve saçmahklara DON KİŞOT inan- cıyla saldırmalı... Çoğu zaman "Akm- üyayürekçektiğini''bi]sebile... Ezi- lenlerin, halkın yanında olmalı ama YERİ GELtNCE uğradığı haksız- lıklara duyarsız kalan, tepkı göster- meyen HALKA DA batırmalı iğne- yi.. mizahçı kendisiyle de alay etme- li... -Geçmişteokluğu gibi bugünde bö- yük mizah ustalannuz var. "Televo- • "Mizahçı hayatın orta yerinde durmalı... Hayatın yanında yer almalı... Çarpıklığa, bozukluğa ve saçmalıklara Don Kişot inancıyla saldırmalı... Çoğu zaman "Akıntıya yürek çektiğini" bilse bile... Ezilenlerin, halkın yanında olmalı ama yeri gelince uğradığı haksızlıklara duyarsız kalan, tepki göstermeyen halka da batırmalı iğneyi..." le kültürüyle" bırlikte hayatlanrmz da bir anlamda karikatürleştı. Tür- kiye bir mizah cenneti mi? UTKU-Güzelim üikeyi cehenne- me çevirme başansını göstermemız mizah cenneti olduğumuz anlamma gelmez. Mizahın en zor oldugu ül- kedir benim memleketim. Hayatın kendisi kara mizah olunca mizahçı bocalıyor. Olan bıteni aynen yansıt- sa HAYATIN MUHABIRLİGtnden öteye geçemeyecek. Daha ilerisi ise sanıldığı kadar kolay değil... - Cumhurrvet gazetesinde Deniz Som'un Vazjyet'inde "Yüksek Yeri- lim Hattuıda" günliik olarak aforiz- malannız yayımlaım or. Sürekli yaz- mak zor olmuyor mu? UTKU - "Yazmak dans etmek gj- bidir. Bırakırsanız unutursunuz, sür- dürürsenizgeHştirirsiniz'' diyen adı- nı anımsamadığım yazara katılıyo- rum. Sürekli yazmak insanı biraz yoruyor ama sonunda gelişmesıne de katkıda bulunuyor. Eskiden Türki- ye "de çıkan bir yayın organına yaz- mak şişenın ıçine esprilerinı koyup denize ahnak gıbı bir şeydı. tnternet sayesinde bu durum değişti. Yayım- lanan espnni hemen görüyor. oku- yucunun tepkısinı de hemen öğrene- bılıyorsun. Ama yine de ınsan ınter- net yerine gazetede görmeyi yeğli- yor. - Belçika'dan yazmak hiç de kolay olmasa gerekî Türkiye'nin fotoğrafi uzaktan, yani Belçika'dan bakarken daha bulanık gözükmüyor mu? Yok- sa, uzaktan se\nıek gibi uzaktan yaz- mak daha mı kolay? UTKU - Türk gittiğı yere mizahı- nı da yanında götürür. Iki hafta ön- ce Frankfurt'taydım. Birgazeteci ar- kadaşımız, Birol Topaloğlu konse- nnde yaşanan bir olayı anlattı. Mi- zah ötesi bir durum anlatılan. Sanat- çı, hemen hepsi Karadenizlı olan dınleyıcilerin cep telefonlanyla meş- gul olduklannı görünce, konsere yo- ğunlaşması sekteye uğramış ve din- leyicileri cep telefonlannı kapatma- lan içın uyarmış. Avrupalı Karade- nızli yurttaşlardan bın yanıtlamış: •*Telefon etmiyoruz, Memlekete de dinletiyoruz daa..." Dünyava Amerikanca dayaüfiyor - Ddnci kitabınızdan beş yıl sonra "Amerikanca Hayatımıza Türkçe Altyazüar" yazdınız. Türkçe hayat- lan nıı özlüyorsunuz? UTKU - turgut Çe\iker 2001 yı- lında "Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahi" adlı antolojı ıçın arayınca çok sevinmıştim. Demek ki yazdıklanm Türkiye'de izlenıyor ve binlerinin dikkatini çekıyor diye... Bu benı ce- saretlendırdi... Üçüncü kitap fikri o zaman doğdu. Bayağı sancılı ve uzun süren bir hamilelik sonrasında da doğum gerçekleşti. Küreselleşme maskesi altında karumıza U.S. A gru- bu negatif kan kanştınyorlar. Sıkı- yorsa sosyal adaletı. paylaşmayı, ın- sanca yaşamayı, güzellıkJeri ve GÜL- MEYI KÜRESELLEŞTtRlN! "Amerikanca HAYATEVIIZA Türk- çe ALTYAZn.AR"da yaşamımıza davetsiz giren ve onu tutsak alan Amerikanca yaşam biçimini yerme- ye çalıştım. Sadece ABD yayılmıyor, sayesinde artık Türkçemiz de ağız- lar YAYILARAK Amerikan aksanıy- la konuşuluyor. Sadece bıze değil, dünyava empoze edıyorlar Amenkan- ca düşünüp Amerikanca yaşamayı... Sınemadan medyaya, ekonomıden savaşa kadar... Ama kitap sadece Amerikanca yaşam biçimini değil, çok geniş biralanı ve değişik konulan kapsıyor. Birçok kesim nasibinı alıyor. Şehristanbul Derneği tarafından düzenlenen 15. Galata Şenliği yarın başlıyor Sokaklar müzikle renklenecekKültür Senisi - Kent mirasımızın önemli bölgelerinden biri olan Galata; Osmanlı, Ceneviz, Rum, Levanten. Ermeni. Musevi ve diğer kültürlenn bir arada yaşadığı ve kültürel kaynaşmanın yüzyıllar boyunca sürdüğü bir semt olma özelliğini hâlâ sürdürüyor. Zengin bir mirasa sahip olan Galata'nın sokaklan yann başlayacak olan '15. Galata ŞenBği'yle bir başka renklenecek. Şehristanbul Derneği'nce düzenlenen şenlığin amacı; semtin zengin kültürel ve tarihi mirasının korunup yaşatılması. Etkinliğe aynca tstanbul Valiliği, Beyoğlu Kaymakamlığı, Beyoğlu Belediyesi, yerel yönetimler, mahalle muhtarlıklan, Galata'da bulunan eğitim kurumlan, sivil toplum kuruluşlan ve birçok gönüllü vatandaş da destek veriyor. Şenlik kapsamında Galata Kütüphanesi'nin kurulma çalışmalarının başlatılması, mahallelinin eğitim düzeyini yükseltecek etkinliklerin düzenlenmesi, tarihi binalann cephelerine yapının tarihçesini anlatan Türkçe ve Ingilizce plaketlerin konulması, mahallelinin yaptığı elişlerinin kermes sayesinde satılması, ücretsiz çevre turlannın düzenlenmesi, semtin tarihi ve kültürel mirası hakkında yapılan çalışmalann bir araya getirilerek bir belge merkezinin kurulması da bu süreç içinde yaşama geçirilecek tasanlar arasında yerini alıyor. Yann başlayacak olan Galata Şenliği 'nde 16.00-17.00 arasında Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştırme Derneğı ve SHÇEK Beyoğlu Çocuk Evi'nın ortaklaşa düzenledikleri Ritim Atölyesi'nin çalışmalan izlenebilır. 18.00- 19.00 arasında ise tstıklal Caddesi'nden başlayıp Galata'da son bulacak bir yürüyüş yapılacak. Semaver Kumpanya 18.30'da 'Kuşlar MeclisT adlı oyununu Galata Meydanı'nda sahneleyecek. Mark Petrovic'in stand-up gösterisi 20.00-21.00 arasında Venta Del Toro'da yapılacak. Kula Oyunculan Kumpanyası Okçu Musa Ilkokulu'nda 21.30'da Ladıno dılinde (Seferad) 'Kula 930' adlı müzikal oyunu sahneleyecek. Nardis Jazz Club'da isteyen 21.30 -00.30 saatleri arasında Neşet Nükhet Ruacan'ı izleyebılır. (Etkinlik ücretlıdır) Şenlik kapsamında farklı sanatçılann düzenledikleri 'Galata Giyiniyor', 'Avtuyu Geçerken', 'Meydana Dönüş'.'Gece Gezintisf, 'Galata'dan Portreler I', 'Galata'da panoramik fotoğraf uvgulamasr başlıklı yerleştirmeler de göriilebilecek. 'Açık Kapı Günleri' kapsamında 29 Hazıran Pazar günü 10.00- 16.00 arasında Yüksekkaldınm Aşkenaz Sinagogu ve 26-29 Haziran tarihleri arasında da Osmanlı Bankası Müzesi (09.00-16.00 her gün) ve 500. Yıl Vakfi Musevi Müzesi (10.00-14.00 cumartesi hariç) ziyaret edilebilir. Sanatseverler şenlik boyunca aynca pek çok sergi, konser, atölye, tiyatro ve sema gösterilerinı izleme olanağı bulacak. Tatil yapmanın en TlUZlirlU"yolu!.. 1 -8 Temmuz 2003 Pine Bay Hofiday Resorl 8-15 Temmuz 2003 Pine Bay Holiday Resort 15-22 Temmuz 2003 Pine Bay Club Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 07 00-08 30 '0 00-12 00 •5 00-17 00 07 00-08 30 '7 00-18 30 07 00-08 30 '0 00-12 00 07 00-08 30 "7 00-18 30 07 00-08 30 "0 00-12 00 •"5.0O-17O0 Yoga + Mednasyon NLP (lletişım llışkıleri) Reıkı Yoga + Medrtasyon Grup Oyunlan Yoga + Medıtasyon NLP (lletişım flişkilerı) Yoga + Medıtasyon Grup Oyunları Yoga + Medıtasyon NLP (lletişım llışkıleri) Reıkı Kişisel Gelişim Programı ile birlikte iki kişilik odada. kişi başı her şey dahil günlük 145 milyon TL 125milyonTL Tek kişi farkı %60 3.kişi indirimi %25 Çocuk indirimi: 1 .çocuk 0-6 free • 7-12 %50 2.çocuk 0-2 free* 3-12 %50 • bu fiyat 7 gece kalınması koşulu ile geçerlidir. • Çocuk ındırımlen, 2 buyükle aynı odada kalınması kaydıyla geçertıdir. Tel (256ı 518 04 06 - 6181919 • Faks (256) 618 0819 E-posta pınebay@pınebaycorn • www pinebay.com Loryma ResortB y a 5 a m t a m lurunç. Uüney hge nin tıyortlarla bezenmış nefes kesıcı coğrafyasının en güzel koylarından bıri... Loryma Resort Hotel yamaçlann vejetasyon dokusuna gızlenmış. koyun büyüleyıcı, mıstik panoramasına tümüyle hükmeder ko- numda. sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan ınen serınletici esintıler. düşük nem oranı ve bol oksıjenli. sağlıklı hava- sıyla ideal ıklım koşullarına sahip. Eko-çiftlığinden kendı sütünü. peyninni. kremasını. yumurtasını temın eden. ken- di ürettiği -yörenin en kalıteli- zeytınyağını kullanan. da- mak zevki kadar sağlıklı beslenme ılkelerine de duyarlı bir mutfak. Konforlu apart daıreler. açık büfe restaurant, pool- bar. outdoor-bar. açıklcapalı yüzme havuzları, jakuzı. fıt- ness-center, sauna. süper dısko. bilardo, dart, tenıs. masa- tenisı. çocuk kulübü, doktor servısi... Lısanslı rehberierle mountainbikıng. sea kayaking. trekkıng. canyonıng, scuba diving, rafting.. Ruh-zihın-beden sağlığı programlan. Ayurveda konsültasyonu. T'aı-Chı, Yoga seanslan. aroma- terapi masajları. doğal zayıflama kürlerı, yüz-vücut bakı- mı... "Özel animasyonlar". "sürprız showlar"dan anndınl- mış. arabesk müzığı uzaktan bile duyamayacağınız, kent yaşamının yıprartığı ınsanın pozitif yaşam enerjısıyle dolu günlük yaşamına dönmesını hedefleyen. kültür ve çe\re dostu bir ışletme anlayışı Detayiı bılgr www.loryma.com Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25 info (a loryma.com Cumhuriyet Dostlanna %20 ındirim 1+ 2 taksit HALUK OTEL HERKESE BİR RENK DÜŞTÜ, MAVİGÖKOVAYA OOA+KAHVALTI HAZlRAN/EYLClL TEMMUZ/AĞUSTOS TAMPANSİYON YARIM PANS/YON 25.000.000.-TL 30.000.000.-TL 20.000.000.-TL 25.000.000.-TL 15.000.000.-TL 20.000.000.-TL 0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR ÜCRETSİZ 7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 İNDİRİMU YALI/ÖREN MİLAS MUĞLA Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96 e-mail: aliatila(« hotmail.com KÜITUK • SAMAT HALIC İN OTE YANINDA TİYATRO yiınsmsi DEFIVE GOLGESİ TURGAY FtŞEKÇt 'Yalamak' Yağcılık diyorduk, argo bir söyleyişle, dalka- vukluk anlamında. Yağ çekmek, yağ yapmak, yağ yakmak deyişlerini de yine aynı biçimde birini bir çıkar gözeterek abartılı bir biçimde övmek anla- mında kullanıyorduk, yine de kullanıyoruz. (Ta- nımları Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Sözlük'ün- den aldım.) Ne ki bu alandaki gereksinimler öylesine büyü- dü ki, yağcılık sözcüğü yetmez, derdimizi anlata- maz oldu, yeni arayışlara girdik. Yağdanlık dedik, makinelere sürekli yağ sağla- yan aygıta benzeterek, birilerine durmadan yağ çekenler için. Yetmedi, sırnaşık, ikiyüzlü, arsız, onursuz, sür- tük anlamlannı içeren yalak sözcüğünden yalaka sözünü türettik. Son yirmi yıldır içinde yaşadığımız süreç öyle- sine gerçek değerlerin geriye çekilip sahteliklerin öneçıktığı dönem oldu ki, dilimizdeki böylesi kav- ramlar, hayattaki aşağılıklan karşılayamaz oldu. Son zamanlarda yeni bir deyime rastlıyorum sık sık: "Yalamak" diyorlar, ölçüsüz, dayanaksız övgü sözleri için. Sözgelimi, geçenlerde bir üniversitedeydik, kent dışında iki apartmandan oluşan bir "gecekondu üniversite". ödüllerveriliyor, bir radyonun temsil- cisi çıkıp ödülünü alırken, "Beni bu ödüle değer gören, Türkiye'nin en iyi üniversitesinin öğrenci- lerine teşekkürederim" üedi. Yanımda duran öğ- rencilerden biri, bu gerçekdışı övgü karşısında arkadaşına dönüp, "yaladı" dedi. Gazeteciliğin sözlük anlamının dışında artık çok farklı çıkarlann savunulduğu bir alana dönüştüğü günümüzde, basın alanı da iki uç arasında gidip geliyor. Ya birilerini yerin dibine batınyor, ya da bi- nlerinin yağcısı, yalakası, yalayıcısı oluyor. Geçenlerde Başbakan'ın Uzakdoğu gezisi sı- rasında kalp krizi geçiren bir koruma görevlisi ora- da bulunan herkesin gözleri önünde öldü. Olayı manşetinden aktaran bir gazetemizin er- tesi günkü başlığı şöyleydi: "Tayyip Hızır gibi." Olayda "Hızırgibi" benzetmesini kullanmak için nasıl bir neden olduğunu anlayabilmek olanaksız. "Hızırgibiyetişmek" deyimi, Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Deyimler Sözlüğü'nden (Arkadaş Yayı- nevi) aktarıyorum, "birinin çaresiz kaldığı çok sı- kışık bir zamanda, onu darlıktan, güç durumdan kurtarmak" anlamına geliyor. Ortada Hızır olmayı gerektirecek bir durum yok. Çünkü adam ölmüş. Ama yüzbinler satan bir günlük gazete, siyasal iktidara hoş görünebilmek için böylesi bir man- şet atmayı kendince haklı görebiliyor. Böylesi ömeklere her gün rastlıyoruz, belki de artık yadırgamamak gerek. Ama toplumca kendimize şunu da sormalıyız: Böyle mi yaşamak zorundayız? Gazeteler halka haber veren, çeşitli yazariann da köşelerinde düşüncelerini aktardığı, tartıştığı yayın organlandır. Ama bizim gazeteterimiz artık düşünce tartışmıyor, çıkar savaşları yapıyor. Düşünce aktaran insanlann önde gelen özelli- ğinin doğal olarak karşıt görüşlere karşı da say- gılı olabilmeleri gerekir. Hatta aynı yayın organın- da karşıt düşünceler tartışılabilmelidir. Ama bu- nun için önce ana amacın düşünce savunusu ol- ması gerekir. Çıkar savunusu değil. Bugün ülkemizde gazeteler maliyet hesaplan ya- pıldığında çok ucuza satılıyor. Gazeteye ödenen bedel, o gazetenin kâğıt parası bile değil. Böyle olunca bu kadar ucuza satılan gazeteler, arada- ki farkı nasıl, yani ne satarak kapatıyorlar? Bunu bilmeye o gazeteleri okuyanlann da hak- kı yok mu? Toplumlann kirli dönemleri olabilir. Insanlargün- delik çıkarlar peşinde küçülmüş, kişiliklerini yitir- miş olabilir. Ama o toplumları temizleyecek olan, aydınlık kafalar, düşünen insanlardır. Gazeteciler de böylesi insanlardır. Daha doğ- rusu böyle olması gereken insanlardır. Patronun- dan satıcısına dek. Düşünce insanlarının kirlenmesi, özgürdüşün- cenin değil de çıkarlann sözcüleri olmalan o top- lumları kolay geri dönülmeyecek yozluklara sü- rükler. Ülkemiz ne yazık, böylesi bir karanlığın içinde. tfisekci a hotmail.com K Ü L T Ü R + Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle