Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASIN
Irak konusundaki etkisizliği ve gelecekteki üyeleriyle yaşanan fikir aynlığı, AB'de reformun şart olduğunu gösteriyor
Avnpa'daki doğu-batı farkı• Çoğunluğımu eski Doğu
Blok ülkelerinin
oluşturduğu yeni üyelerin
katılımı yeni bir AB
yaratacak. Birlik, daha
dinamik, kararlı, açık,
geleceği planlayan ve güçlü
bir rakip haline gelmeli.
Ancak bu, birliğin birinci
ve ikinci sınıf üyeler olarak
iki sınıfa aynlmasıyla değil,
işbirliğiyle sağlanır.
MARTLAAR*
Geride kalan birkaç hafta Avrupa'yı
degiştirdi. Öncelikle "sekizler mektu-
bu" sonuç olarak da 10 ülkenin onay-
ladığı, Irak konusunda ABD'yi des-
tekleyen mektuba imza atan NATO'nun
ve AB'nin gelecekteki üyeleri. Doğu
Avrupalı ülkelerin sadece Batı Kulü-
bü'ne dahil olmak istemedikJerini, ay-
nı zamanda bu kulübü etkilemeyi de
amaçladıklannı gösterdi. (Mektupta
imzası olan Bulgaristan, Estonya, Le-
tonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve
Slovenya'nın bir grubu 2004, diğerinin
ise 2007'de Birliğe dahil olması plan-
lanıyor. Aynı mektupta imzası olan Ar-
na\
r
utluk, Hırvatıstan ve Makedonya
ise aday ülke değıller.)
Yeni Avnıpa büyük amaç ve hedef-
leriyle, yeni umut ve görüşleriyle or-
taya çıktı. Aynı zamanda Avrupa'daki
derin fıkir aynhklan ve bölünmeler ar-
tık herkes tarafından açıkça bıliniyor.
Fransa Devlet Başkanı Jacques Chi-
rac, iki hafta önce pazartesi günü, çok
güçlü bir Atlantik ötesi ilişkiyi savunan
ve bu iki mektuba imzasını atan "yeni
Avrupahlara'1
çatarak bu ülkelere olan
kızgınlığını gösterdi. "Bu iyi ve geüş-
miş bir rutum değil" dıyen Chırac, "Ses-
siz kalmak gibi iyi bir firsaü kaçırdılar "
diyerek devam etti.
Moskova'nın Sovyet döneminden
kalma uydulanna ne yapmalan gerek-
tiğini buyurduğu dönemdeki gibi, Or-
ta ve Doğu Avrupa ülkeleri çenelerini
kapatmalan konusunda uyanldı. Ancak
biz Estonyalılar ve dığerlen susmak is-
temiyoruz. Bizim Avrupa anlayışımı-
za göre küçük ülkelerin de tüm ülke-
ler kadar söz hakkı vardır. Biz bazı ül-
kelerin diğerlerinden daha çok hak sa-
hibi olduğu bir Avrupa"yı aklımızdan
bile geçiremeyiz. Doğu Avrupalılar da
savaşa bayılmıyorlar. ABD'nin Irak'a
düzenleyeceğı tek taraflı bir saldın,
Doğu Avrupa'da da fazla yandaş bul-
maz. Işbırlığı ve katılım daha çok ter-
cih edilen yollardır.
Davet listeslnden çıkarıldılar
Chirac'ın verdiği dersten bile önce
Franko- German ortaklığının. AB'nin
yeni üyesini Brüksel'de düzenlenecek
akşam yemeği listesine dahil etmeme-
si Estonya'ya bomba gibi düştü. Her-
halde Paris ve Berlin ittifakı Doğu Av-
rupalılan Amerikan yanlısı olduklan için
davetliler listesinden çıkarmıştı. Ama
geleceğin Avrupası'nın tablosu böyle
mi olacak?
Benzer nedenlerden dolayı NATO'da
yaşanan kriz kaygı yarattı. Eğer bir üye
-Türkiye örneğinde olduğu gibi- ken-
dini tehdit altında hisseder ve NA-
TO'nun gerekh önlemleri almasını is-
terse. sonuçta destek karan çıksa bile
işin başında bu nasıl reddedilebilir?
Bu. bizim hepimizin dahil olma rüya-
Arafafı suçlamak
çözümyolu değil
DANNYRUBEVSTEIN
Israil'dekı genel kanı, Yaser Arafat
ve adamlannın 2000 Eylül'ünde "in-
tifada"yı başlatarak stratejik bir ka-
rar aldıklan yönündedir. Genelkur-
may Başkanı'na göre bunun karan o
tarihten de önce alınmıştır. Ve yine ay-
nı genel kanıya göre. Arafat ve adam-
lan bu yoldan dönmek istemiyorlar -
veya dönemezler- bu nedenle de onun
yerine başkasının gelmesi gerekir.
Israil'deki bu genel kanı. Filistın
yönetimine yönelik reform sürecinde
son aylarda yaşananlann arkasında-
ki düşünce yapısına da şekil veriyor.
Reform süreci başka deyişle Ara-
fat'tan kurtulma isteği anlamına ge-
liyor. Bu gerçekleştirilemezse de yö-
netimi daha ıyi insanlann eline bıra-
karak onu sadece
sembolik bir lider ha-
line getirmek anla-
mını taşıyor.
Dünyanın birçok
bölgesindeki yetki-
Hler-özelliklede ts-
rail, ABD, Arap dün-
yası ve Avrupa'dakı-
ler- bu düşünceye
odaklanarak plan ya-
pıyorlar. Fılistin'deki,
Arafat'tan bıkan üst
düzey yetkılıler ve
aktivistler bile aynı
şeyi tartışıyor. Ger-
çekçi düşünülürse bi-
rinin Arafat'ın elin-
den iktidar koltuğu-
nu alması çok uzun
sürer. O, asla pes et-
mez. Onun hayatında Filistin siyase-
ti dışmda bir şey yok. 2. Dünya Sava-
şı sonrasına denk gelen Kahire'deki
delikanlılık çağından beri Filistin onun
tüm dünyası oldu.
Arafat, Rusya, ABD. Birleşmiş Mil-
letler ve A\Tupa Birlıği'nin oluştur-
duğu uluslararası dörtlü tarafından
"bir başbakan atamak" konusunda
baskı altında tutuluyor olabilir. .Ancak
o, bu iş için Filistin Meclisi ve Filis-
tin Kurtuluş Örgütü Yürütme Konse-
yi'nde görüşülmesi şartını koştu.
Başbakan atamak Filistin anayasa-
sında değişiklik gerektiriyor. Ve bu za-
man alır. Geçenlerde Jerusalem Times
gazetesinde dörtlünün Arafat'a da-
yatmak istediği Filistin'in bir başba-
kanı olması koşulu konusunda şöyle
bir yorum yer aldı:
"Kendi ülkelerinin hukuk ve anaya-
sasının üstünlüğü gibi konulara çok
önem veren ülkelerin kendi çıkaıian
söz konusu olduğunda başka ülkele-
• Tek suçlu Arafat
olsaydı işler çok kolay
hale gelirdi. Ancak,
faturanın sadece ona
kesilip Arafat'ın etkisiz
hale getirilmesi Filistin
sorununu çözmez.
Arafat'ın yerine
geçenler, sorunlar
karşısında çaresiz
kalabilir ve
yaratacaklan kriz
durumu daha da
kötüleştirebilir.
rin hukuki yapılanma ve anayasalan-
nı tamamen görmezden gelmeleri ne
kadar ruhaf."
Ancak asıl sorun Arafat'ın Filis-
tin'in en yetkili adamı olmaktan vaz-
geçmesinin ne kadar zaman alacağı ve
dörtlünün isteğinin yerine getirilme-
si için hangi yollardan geçilmesi ge-
rektiği değil. Arafat'ın. intifada ve
son 2.5 yıldır dökülen kan konusun-
daki sorumluluğu sadece aslında onun
sorumluluğu olmaktan çıkıyor.
Barış sürecinin başarısızlıkla so-
nuçlanması, bu bölgedeki birçok ül-
kede olduğu gibi Batı Şeria ve Gaz-
ze'de yaşayan 3 milyon Filistinlinin da-
ha katı Müslüman olmasına neden
oldu. Aynca Arap milliyetçiliğinin ve
sol ideolojinin toplumsal boyutunun
önem kaybetmesine neden oldu.
Bunda Israil'in
uyguladığı cezala-
rın payı büyük.
Buna ek olarak da
1967 yılından be-
ri tüm lsrail hükü-
metlerınin uygu-
ladığı yerleşim
alanlannı"kade-
meli olarak Yahu-
dileştirmerı
politi-
kası kanlı olaylan
besleyen etkenler-
den oldu.
Şimdi, Filis-
tin'in başbakanı-
nın ışı bu sorunla-
n çözmek olacak.
Ancak, dürüst ve
etkin bir yeni yö-
netim bile başa
gelse, bu sorunlan bu şartlar altında
çözme şansı yok. Zaten halkın dışa-
ndan emir alan bir lideri kabullen-
meye hazır olmadığı da ortada.
Gazze ve Batı Şeria'da insanlar bu
plandan kızgın bir ifadeyle bahsedi-
yorlar. "Sorunun FiKstin yönetimin-
de reform yapılnıası değil, topraklar-
daki işgalin sona erdirilmesi gerekti-
ğj" v e "gerçek yantaş ve yolsuzluğun
işgal okhığu" son haftalarda Filistin ga-
zetelerinde yayımlanan makalelerin
nakarat kısmını oluşturuyor.
Sadece, Arafat'ın intifadayı başla-
tarak kan dökülmesinin sürmesinin
sorumlusu olduğu doğru olsaydı iş-
ler çok daha kolay olurdu. Ancak du-
rum böyle değil. Kim bilir? Belki
Arafat "ın yerine gelecek olanlar, so-
runlar karşısında çaresiz kalacak ve
yaratacaklan kriz bizim için durumu
daha da kötüleştirecek.
(Ha'aretz - 24 Şubat)
Irak knzini görüşmek için 22 Ocakta Berlin'debuhışan Schröderve Chirac Brandenburg
KapısTnı arkalanna alarak birlik olduklannı kanülamak istercesine el ele poz verdi.
sını kurduğu savunma ittifakı mı?
Yeni Avrupalılara göre ABD-Avru-
pa arasında yaşanan gerilimde bir ku-
sur yok. Hatanın temeli yaşlı, eski Av-
rupa'dan kaynağını alıyor.
Belki Chirac' ın da aralannda bulun-
duğu bazı Avrupalılar, Doğu Avru-
pa'nın ABD'ye destek vermesinin al-
tında komplo teorileri arayabilirler. Di-
ğerleri ise Doğu Avrupalılann Was-
hington'a destek vermesinin nedeni
olarak sadece ABD'nin onlann güven-
liğini garanti altına alacağına inandık-
lan tezini gösterebilir. Başka bir grup
ise AB'nin daha büyük bir bölümünü
kontrolleri altında tutmaya çalışan Al-
manya ve Fransa"ya tepki olarak görü-
yor Doğu Avrupalılann Amerikan yan-
lısı tutumunu.
Ancak konu bunlardan daha komp-
like boyutta. Benim ülkem Estonya'nın
da aralannda olduğu bu ülkeler, NA-
TO ve AB'ye farklı bir tarihi perspek-
tif getirdi. Bu ülkeler sadece -kısa da
olsa- Nazi işgali değil uzunca bir süre
komünist dönemde yaşadı.
Doğulular dllctatörlerl tanır
"Özgûrlük" ve "demokrasi" gibi
sözcüklerin dünyanın benim yaşadı-
ğun bölgelerinde gerçekten anlamlan
vardır. Diktatörlükleri devirmek ve on-
lann yönetimlerinde hayatta kalmak
için insanlar kendi derinlilderinin içi-
ne saklanmak anlamına bile gelse ba-
zı değerleri savunmak zorunda kaldı-
lar. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin
dış politikaya yaklaşımı, Batı Avru-
pa'nınkinden daha çok "değerler" üze-
rine kurulmuş durumda.
Irak ve diğer konularda etik boyutu
olan argümanlan kabul etmeye daha
yatkınlar. Avrupa'mn gerçekçi politı-
kasını fazla anlamıyorlar.
"Yeni Avrupahlar", eski ABD baş-
kanlanndan Ronald Reagan Sovyetler
Birliği'nin şeytanı bir imparatorluk ol-
duğunu söylediğinde de "Baüh Avru-
pa" tarafından ağır eleştiri aldığını
anımsıyorlar. ABD Avrupalılann bu
basit gerçeği neden kavrayamadığını
anlamamıştı. Bizim ülkelerde Reagan
ve Margaret Thatcher hâlâ çok sevilir.
Onlann kararlılığı bu uluslann zorluk-
lan aşmalanna yardımcı oldu ve Sov-
yetler Birliği'ni çökertti. Doğu Avru-
pa uluslan yatıştıncı, düşmana ödün
veren çözüm yollannın işe yaramaya-
cağını ve diktatörlüklerin "icabınaba-
kılması" gerektiğini iyi bilirler.
Ancak yeni Avrupa eski ve yaşlı Av-
rupa'ya hiçbir zaman sırtını dönmeye-
cek. Tam tersine, yeni Avrupa genişle-
meyle tüm Avrupa'nın yeniden can-
lanmasını istiyor. Bu sadece yeni üye-
lerin çıkanna hizmet etmez. Ancak Ba-
tı'nın bütünlük içinde bir Avrupa'ya
gereksinimi var. Böyle bir A\Tupa'dan
ABD de çıkar sağlayabilir.
Genişleyen AB önemli reformlar yap-
mak zorunda kalacak. Doğu ve Orta Av-
rupa ülkelerinin ekonomik büyüme hızı
Avrupa'dakilerin en yükseği. Vergiler
bu ülkelerde daha düşük, ekonomileri
daha şeffaf vs. BunJann hepsi yeni ül-
kelerin AB'deki rekabet ortamını art-
tıracağını gösteriyor.
Avrupa yenllenmell
h"ak konusundaki etkisizliği de Av-
rupa'nın değişmesi gerektiğini anım-
satıyor. AB, daha dinamik, kararlı, açık,
geleceği planlayan ve güçlü bir rakip
haline gelmeli. Avrupa uluslan birbir-
lerine karşı açık olarak kendi benlik-
lerini koruyabilirler. Gerçek Avrupa
kimliği budur.
Ancak bunları sağlamak, Birliğin
birinci ve ikinci sınıf üyeler olarak iki
sınıfa aynlmasıyla değil, üye ülkelerin
işbirliğiyle mümkün olabilir. Bunun
için bazılanna susmalan gerektiği söy-
lenen bir ortam değil, her ülkenin öz-
gürce fikrini söylediği bir Avrupa
gerekir. Hepimiz Avrupa'yla gurur duy-
malıyız. ancak öncelikle tüm Avrupa'yı
yenilemeliyiz.
(St Petersburg Times - 21 Şubat)
*Estonya 'nm eski başbakanlanndan
THEGUARDIAN
Kenyalı kadına
yarayan anayasa
Inceleme komisyonunun son rötüşlanm
yaptığı yeni anayasa, kadınlann erkeklerle eşit
haklara sahip olmasını sağlayacak.
Onaylanmazsa açlık ve sefillik içinde ölmeye
devam edecekler. Kenya'nın önünde açık ve
net bir seçenek var. Yeni anayasayı
onaylayarak kadınlann eşitlik haklannı
sağlayan bununla beraber AIDS'le
mücadelelerini güçlendiren yasalan da
yürürlüğe koymuş olacak. Eğer anayasa
onaylanırsa 54 yaşında dul kalan Emily O. ve
benzeri kadınlar sefillikten kurtulacak. Kocası
ölür ölmez Emily'nin yakınlan elinden tarla,
ev, araç gereç ve hatta elbiselerini bile aldılar.
Onun evinde oturabılmesi için de başka
erkeklerle hem de kondom kullanmadan para
alarak cinsel ilişkiye girmesini şart koştular.
Şimdi yürürlükte olan anayasa erkeklere
kadınlann malvarlığına el koyma hakkını
veriyor. Kadınlann çoğu kendisine miras
kalacak varlıklara sahip olamıyor. Eşleri
hayatta da olsa hiçbir maddi varlık üzerinde
yetki sahibi olmamalan, mal sahibi
olamamalan onlan şiddete. açlığa, çok zor
yaşam koşullanna maruz bırakıyor.
Kadınlara aynmcılık yapılmasını önleyecek
olan yeni anayasa kadınlann toplumda eşit
haklar edinmeleri açısından çok önemli.
(Daify Nation -1 Mart)
Pentagon, ABD medyasına Irak operasyonunu izlerken ciddi anlamda kısıtlamalar getirecek
CNN'in sansüryöntemiROBERTFISK
ABD medyası şımdıden Körfez savaşının haberleri-
nin hangi sınırlar çerçevesinde yapılacağına daır ku-
rallan kabul etmişe benziyor. CNN, CBS, ABC ve New
York Times "ın muhabırlen şımdiden Amerikan deniz
ve kara kuvvetlennin yanına yerleştirilmiş durumda.
Sansürün boyutu henüz kesinleşmiş değil. Ancak Pen-
tagon'un haber metinlerinin ne kadannı kesıp sansür-
leyeceği pek de kimsenın umurunda değil. CNN'de
uygulamaya konulan yeni "haber onaylatma sistemi"
-ki bu sistem yazılan tüm metinlerin Atlanta'da 'ismi
açıklanmayan' yetkililer tarafından yayına uygun olup
olmadıklan konusunda onaylanmasını, içlerindeki onay-
lanmayan bölümlerin ahlmasını öngörüyor- Savunma
ve Dışişleri Bakanlığı'nın kaygılanmalanna gerek ol-
madığını gösteriyor. Tabii tsraillilerin de.
CNN'de yayımlanan "onaylama sistemini anımsat-
mabildirisi>
'nı okursanız nefesiniz kesilebilir: "Muha-
birler haberlerini ona>latnıak için Atlanta'ya yollaya-
cak. Metinler onay alınmadan kesinlikle redakte edilip
yayına hazırlanınayacak. Bir metin, yetki sahibi bir mü-
dür taranndan onaylanmadan yayına konulmayacak."
Kullanılan ıfadelere dıkkat edin. "Onayiamak" \e 'Şrt-
ki sahibi". CNN'in Ku\eyt, Kudüs veya Bağdat'taki bir
muhabiri hazırladığı haberin ardında yatan gerçekleri
ya da öyküyü çok iyi bilir. Elbette Atlanta'daki müdür-
İerden daha iyi bilir. Ancak haberin akıbetini ne yazık
ki Atlanta'dakiler belirleyecek.
CNN bu paranoyak habercilik anlayışını güden tek
kurum değil. Diğer medya kuruluşlannda da buna ben-
zer "anti- haberci" yöntemler uygulanıyor. Ve bu ha-
bercilerin suçu değil. CNN'in ekibinin klişe ifadeler
kullandığını ya da askeri kıyafetlere büründüklerini
görebilirsiniz. Bazı gerçekleri gizlemeye çalışacaklar.
Bu korkunç anlayışın temelinin nelere dayandığını ge-
çen yıl Ramallah'ta görevlı olan CNN muhabiri Eason
Jordan'ın Atlanta'daki patronlanndan biriyle arasında
geçen diyaloğu anımsayarak anlayabiliriz.
Jordan, meslektaşı >Dchael Holmes'un Israilli em-
niyet güçleri tarafından vurulan Kızılhaç ambulans şo-
förlerine ilişkin haberinden şikâyetçi olmuştu: "Biz
hayaümızı riske atarak ambulans şoförleriyle gün bo-
• CNN'de savaş haberleri için bir
sansür yöntemi uygulamaya konuldu.
Muhabirler haberlerini onaylatmak
için Atlanta'ya yollayacak.
yunca gezdik. İsrailli askerlerin ateş açüğına tanık ol-
duk. Önce onaylandL İki kez yayımlandı ancak üst dü-
zeyde biri olan Rick Davis tarafından öldürüldü. Ne-
deni İsrail ordusundan görüş almamışolmamızdı. Hem
de haberde İsraillilerin Filistinlilerin askerlerin silahla-
nnı çahp bu tür eylemler yapüğına inandığından bah-
setmemize rağmen. İsrailliler CNN'e röportaj vermeyi
reddetmişsadeceyazılı açıklamagöndermişti.AncakDa-
vis için bu açıklama yeterli olmadı. İsrail ordusu CNN'e
röportaj verdikten üç gün sonra Holmes konuya iliş-
kin bir haber yapb hem de ambulansiann çapraz ateş
alnnda kaldıklannı belirtip konuyu çarpıtarak."
Jordan'ın şikâyetı çok açık ve netti: "Nezamandan
beri haberleri hükümeder ve ordulann kaprisiyle ya-
vından kalduıyoruz? Rkk bize ateş açan bir İsrailliyi
kameranuzla yakalamadığımız takdirde haberin ya-
yımlanamayacağnu söyledi. Bu da hükümetlerin ve or-
dulann bize sansür uyguladığı ve bizim işimizin onla-
nn avucunda olduğu anlamına geüyor."
Yakın gelecekteki savaşta bunlann yine geçerli ola-
cağı açık seçik ortada. Irak'tan gelen tüm haberlerde
Iraklılann söylediklerini yalanlayan bir ABD askeri
yetkilisi göreceğiz. Ramallah temsilcisinin başka bir de-
neyimini anımsayarak savaşta neler olacağını hesap
edelim: "Geçen nisan İsrail'insalduısmdan sonra >ap-
nğınuz bir haberde, İsrail'in bunlan terörodaklannı ku-
rutmak için >^püğını belirtnıiştik. Ancak, Atlanta'da-
Idler bunu haberde üç kez tekrarlamanuzı istedL Sa-
dece İsrail'in müdahalesini haklı göstermek için™"
Ancak bu metin onaylatma sistemi, ışi daha da kö-
tüleştirdi. Ocak ayındaki bir bildiriyle CNN çalışanla-
nna, yeni bir bilgisayar sisteminin haber onaylama yet-
kililerinin, haberleri damgalayacağı duyuruldu. Haher-
ler hazılanırken editörler "onayiandı" yazısının üzeri-
ne tıklayacak. Yazmın üzerindeki renk kırmızıdan ye-
şile dönerse onaylanmıştır. Kırmızı kalırsa haber ya-
yına konulmayacak. Yapılacak herhangi bir değişiklik
halinde de rerîk sanya dönüşecek. Bu onaylama ya da
onaylamama işlemini birileri yapıyor. Kim bu birle-
ri? CNN çahşanlanna açıklanmıyor. CNN'in 1991 "ie-
ki Körfez Savaşı sonrasında Pentagon "stajyerierinjn*'
kurumun Atlanta'daki haber merkezine girmeleme
izın verdiğini açıklamıştı. Bu konuda şüphelerim \ar.
(Thelndependent-25Şuha)