Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYfA
J l i J v U i l 1_I1VJ_1 ekonomi(5 cumhurtyet.com.tr
ŞİRKETLER
• YATAŞ, Almanya'da,
Berlin'de Wedding
bölgesindeki bir
alışveriş merkezinde 2
bin 500 metrekarelik
teşhir alanına sahip,
1500 metrekarelik
deposu olan bir mağaza
açtı. Bütün Yataş
ürünlerinin satıldığı
mağazaya talebin
yüksek olduğu bildirildi.
• JUMBO. Bonus
Card'la yaptığı
anlaşmayla birlikte tek
ödemede yüzde 7.5,
taksitli ödemede yüzde
2 bonus kazandınrken,
5 aydan 10 aya kadar
uzanan taksit imkânı da
sunuyor.
• MtVOLTA'nın yeni
renkli ofis baskı
sistemleri olan Dialta
CF3102veCF2002
modelleri, uluslararası
dijital test laboratuvan
Bertl tarafından "5
yıldız" ile
ödüllendirildi.
• BAKARA
COLLECTION
tarafından hazırlanan
yeni tasanm aydınlatma
ürünlen, Istanbul
Bağdat Caddesi, Levent,
Şışhane ve Ankara
Shovvroom'larda
satılmaya başlandı.
• NTVTA Beaute, allık
ve makyaj kaleminden
oluşan yeni Aroma
Touch serisıni
tüketicinin begenisine
sunuyor. Seride pembe
ve kızıl tonlardan oluşan
uyumlu üç renk
bulunuyor.
• HOTEL DEDEMAN
Istanbul, Anadolu'nun
çeşitli yöresel
yemeklerinden seçme
lezzetleri, 3-28 Mart
tarihlerinde açık büfe
yöntemiyle ve kişi
başına 14 milyon lira
fiyatla müşterilerin
begenisine sunacak.
• HİLTON
KAYSERÎ'nın mart
sonuna kadar sürecek
kampanyasında, 2 gece
için tam pansiyon çift
kişılik oda fiyatı 290.
aynı odada üç kişilik
konaklama bedeli ise
340 milyon lira.
Advantage Card ile
ödemelerde 4 taksit
imkânı sağlaruyor.
• EMIRATES
Havayollan. 30 Nisan'a
kadar en az üç gün
kalmak şartıyla
müşterilerine Dubai'de
gecesi 32 dolardan
başlayan fiyatlarla
konaklama imkânı
sağlıyor.
• ECZACIBAŞI
AVON, Türkiye Meme
Vakfı, Siemens ve Fuji
Film firmalannın ortak
çalışmasıyla 8 Mart
Kadınlar Günü'nde
"Pembe Kurdele"
projesi başlatıyor.
Kampanya kapsamında
Türkiye genelinde 2 bin
kadına ücretsiz
mamografi çekimi
yapılması hedefleniyor.
Taze kaynak hesaplarına göre pozisyon alan piyasalan zor bir hafta bekliyor
Piyasa senaryoarayışındaGÜLŞAHKARADAĞ
Henüz yetki tezkeresi Meclis'te görü-
şülmeden iş dünyası ve ekonomi yöne-
timinin ABD'den gelecek kredinin hesa-
bını yapmasıyla "tezkereyi onaylamaya"
yönlendirilen piyasalan zorlu bir hafta
bekliyor.
Analistler, piyasalann ilk tepkisinin
sert olacağını ifade ediyorlar. Tahminler,
dolann 1 milyon 650-700 bin, bono fa-
izlerinin yüzde 55-59 arahğına çıkaca-
ğı, borsanın 10 bin sevıyesini test ede-
ceği yönünde. Piyasalann daha sonra
ikinci bir tezkere beklentisine gireceği-
ni ifade eden analistler, hükümetin bu
konuda net bir açıklama yapmadığını
hatırlatarak "Belirsizlik volatiliteyi artû-
racakür" yorumunda bulunuyor.
• Piyasalar, haftaya sert bir tepkiyle başlayacak. Analistler, bu
gelişmenin ardmdan yeni senaryolar üzerinde durulacağını ve
piyasalann ikinci bir tezkerenin Meclis'e getirilmesi olasılığıyla
bekleyişe geçeceği ihtimali üzerinde duruyor.
Geçen hafta iş dünyası ve ekonomi
yönetiminin tezkereyi geçmiş kabul edip
ABD'den gelecek kredinin hesabını yap-
maya başlaması, piyasalann da bu bek-
lentiyi satın almasuıa neden oldu. Faiz-
ler 54'ler seviyesine gerüedi, dolar 1 mil-
yon 600 bin liranın altına çekildi. Bor-
sada ise 11 bin 500 seviyesi aşıldı. Ya-
ratılan beklentinin boşa çıkmasının ar-
dından piyasalann yeni bir senaryoyla
hareket etmesi bekleniyor.
Ekinciler Menkul Kıymetler Genel
Müdürü Alp Tekince, verilecek ilk tep-
kinin ardından piyasalarda ikinci bir tez-
kereye yönelik beklentinin hâkim olabi-
leceğini belirtti. Yatınmcılann özellikle
bono ve dövizde ciddi bir pozisyon al-
dığına dikkat çeken Tekince, "Borsada
işlenı hacimlerine bakıldığında bu dü-
zeyde bir pozisyon alınmadığı görülü-
yor" dedi. HC Istanbul'dan Baturalp
Candemir. "tkinci tezkere MecHs'egit-
se bile yannmcı geçen haftaki kadar yük-
lü bir riske gÜTneyecektir" dedi. Öte yan-
dan Garantı Bankası Genel Müdürü Er-
gımOzen AA'ya yapüğı açıklamada, kur
ve faizlerde yükselme beklemenin nor-
mal olduğunu belirterek "Eğer tezkere
hiçbir koşulda geçmeyecekse hükümet
programa sıkı sıkı sardmalT uyansında
bulundu.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer
Çağlayan da piyasalarda tansiyonun
yükselmesi olasılığına karşı önlem alın-
masını istedi.
Borçlanmada zor hafta
Hazine, bu hafta yapacağı 3.9 katril-
yon lirahk iç borç ödemesinin fınans-
manı için yann biri 364 gün vadeli, ikin-
cisi de 217 gün vadeli olmak üzere iki
ayn bono ihalesi yapacak. Ihalelere, tez-
kerenin reddedilmesiyle yükselecek fa-
izlerin damgasını vunnası bekleniyor.
TURİST SAYISI AZALDI
Kapalıçarşı da
yaprak kıpırda
BARIŞDOSTER
Türkiye'nin en önem-
li turizm merkezlerin-
den olan ve aynı zaman-
da büyük ekonomik
hacmi bulunan Kapalı-
çarşı'ya gelen turist sa-
yısının, olası Irak savaşı
nedeniyle azaldığı belir-
lendi.
Parametre Araştırma
Bilişim Planlama Şirke-
ti'nin 19-22 Şubat tarih-
lerinde, Kapalıçarşı 'da-
ki 303 dükkân sahibi ve
yöneticisiyle yüz yüze
yaptığı çalışmaya göre,
esnaf çarşıya gelen tu-
rist sayısının azalması-
nı, yüzde 76 oranında
savaş ihtimaline bağla-
dı. Kimi çevrelerin "tek
parti iktidanyia istikra-
nn sağland^" yönün-
deki vurgulanna karşın
Türkiye'deki ekonomik
istikrarsızlık ve belirsiz-
liğin, turist sayısındaki
azalmada yüzde 35 ora-
nında etkili olduğunu
düşünen Kapalıçarşı es-
nafı, yerli müşterinin
yaptığı alışverişin azal-
masını, yüzde 75 ora-
nında satınalma gücün-
deki azalmaya, yüzde 14
oranında ise enflasyona
bağladı. "Gözlemlerini-
ze göre, en çok hangi ül-
keden gelen turist sayı-
suıda azalma oldu" so-
rusuna esnafin yüzde
41'i ABD, yüzde 22'si
Avrupa ülkelerinin tü-
mü ve yüzde 20 'si de Al-
manya yanıtını verdi.
Esnafin yüzde 45 'i eko-
nomik durgunluğun 6 ay
ile 1 yıl, yüzde 30'u ise
bir yıldan fazla sürece-
ğini düşünüyor.
Yapılan bir araşürnıaya göre, Kapalıçarşı'daki ber 100 esnaftan 76'sı tu-
rist sayısının azalmasını savaş ihtimaline bağbyor.
KARDEMtR
Savaş
ihracatı
engelledî
KARABÜK(AA)-Ka-
rabük Demir ve Çelik
Fabrikalan Yönetim Ku-
rulu Başkanvekili Kâmil
Güleç, "Irak'a yapacağı-
mız 15 milyon dolar ch-a-
nndaki 45 bin tonhık ray
ihracannı, olası savaş ne-
deniyle beklemeye almak
zorunda kaldık" dedi.
Güleç, gerçekleştirdik-
leri bağlantı gereği Irak'a
bu ay 500 tonluk numu-
ne ray göndermeleri ge-
rektiğini, ancak söz ko-
nusu ülkeye olası saldın
dolayısıyla bunu ertele-
meye mecbur kaldıklan-
nı söyledi. Güleç, şöyle
dedi:
"Irak'la yapılan devam
niteliği olabilecek bir an-
laşmaydı. İstenilen ürünü
teslim etmemizin ardın-
dan, 100 bin ton ray ihra-
caü daha söz konusuvdu."
Almanya
Türkler
söz
sahibi
ÖZGÜRERRAŞ
Almanya'da yaşayan Türkler ekonomide
ve yönetimde söz sahibi olmaya başladılar.
Almanya'da Türkleryetişmiş ve hayatauyum
sağlamış hazır işgücünü oluşturuyor. Yurttaş-
lar işveren olarak da Alman ekonomisinde
; önemli bir yer tutuyorlar.
1
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı
Yurtdışı tşçi Hizmetleri Genel Müdürlü-
, ğü'nce yayunlanan 2000-2001 raponmdaki
i verilere göre Avrupa'nın en kalabalık göç-
j men nüfusa sahip ülkesi olan Almanya'da
yaşayan yurttaşlar Alman ekonomisine hem
işçi hem de işveren olarak katkıda bulunuyor-
lar. Almanya'da çocuk yardımından yurttaş-
lann 2001 yılında aldiklan payın yaklaşık
2.5 milyar DM olduğu belirnliyor.
Almanya'daki yurttaşlann yaİdaşık 700 bi-
ni işçi statüsünde. Yurttaşlarca işletilen işlet-
me sayısı ise yaklaşık 60 bin. Işçilerin yoğun-
luklu olarak çalışnklan alan imalat sanayiy-
ken işletmecilerin çoğunun iş alanını pera-
kende ticaret oluşturuyor. Yine rapordaki ve-
rilere göre Türk işletmelerinin 2000 yılında
yaptıklan toplam yannm 13.6 milyar DM.
Toplam yıllık cirolannın ise 55.7 milyar DM
olarak gerçekleşüğı kaydediliyor. Bu işlet-
melerde toplam 327 bin kişi çalıştığı ve bun-
lardan yaklaşık 250 bininin Türk olduğu da
rapordâki bilgiler arasında. Almanya'daki
yurttaşlararasındakı ışsizlık oranının ise yüz-
de 22.5 olduğu tahmın ediliyor.
Türklerin yönetime katılma oranlan ise
şöyle:
1 'i Avrupa Parlamentosu'nda olmak üze-
re 4 kişi genel yönetimlerde görev alıyor. 22
kişi yerel yönetimlerde çahşıyor ve 1402 ki-
şi de yabancılar meclisinde çalışıyor.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu • blueyonder.co.uk
Türkiye'nin geleceği açısından çok
kritik bir hafta sonu yaşanıyordu ben
bu yazıyı yazarken. Şu kara mizah ör-
neğini anımsamadan edemedim: Bir
şirketin yeni genel müdürünün, bir sü-
re sonra çalışanlarlatanışmak için yap-
tığı toplantıda, müdürün gözüne girmek
isteyen biri şöyle bir konuşma yapar
"Sayın Müdürümüz, şirketimiz tam
bir uçurumun kenanna gelmişti. Sa-
yenizde ileriye doğru büyük bir ham-
le yaptık"... Bush yönetimi, Türkiye'yi
ite kaka bir uçurumun kenanna getirdi.
AKP hükümeti bu uçuruma baktı, çok
korktu, başı döndü ve ileriye doğru bü-
yük bir hamle yaptı. Son anda Meclis'te
kolundan tuttular. Şimdi, Meclis'in ken-
disinetanıdığı bu şansı, korkuyu aşmak
için kullanmasını dileyelim.
Telaşın glzledlğl
Geçen hafta, korku ve telaş içinde
olan yalnızca AKP hükümeti değildi.
Bush yönetiminde de benzer bir ruh
hali görülüyor. Onlar, "ya bu savaş da-
ha fazla gecikir, hatta engellenirse"
diye korkuyoriar. örneğin Saddam, El
Samt/dfüzelerini imhaetmeyi kabul et-
tiğini açıkladı. Hans Blix bunu "çok
önemli bir gerçek siiahsızlanma adı-
mı" olarak niteledi. Ama, Bush yöne-
timi sözcüsü Ari Fleischer'e göre,
"başkan ancak Saddam'ın gitmesiy-
le tatmin olacak". Böylece, yönetim,
New York Times'ın bir yorumcusuna
göre "çrtayı aşılması çok zor bir dü-
zeye yükseltti" (01/03). Halbuki 21
Ekim'de yaptığı bir konuşmada Bush,
"Eğer Saddam silahlardan annırsa
rejim de değişmiş sayılır" diyordu.
Bush yönetimine göre Saddam'ın bu
türaçıklamalan, yalnızca bir geçiktirme
taktiği. Gecikme deyince, ilk anda ak-
la bölgedeki iklim koşullan geliyor. Ama
ilginçtir, NYT'nin aktardığına göre Pen-
tagon'un böyle bir derdi yok. Onlar
"Gerekirse her mevsimde savaşabi-
liriz" diyortarmış.
Telaşın arkasında başka nedenler var.
Birincisi ABD genel seçimleri. Bush yö-
İleriye Doğru Bir Hamle
netimi hızlı ve yoğun bir savaşla "zafer
kazanıp" seçimlere öyle gitmek istiyor.
Savaş yılın ikinci yarısına doğru kay-
maya başlarsa, seçim hazıriıklanyla ça-
kışabilir. Bu koşullarda Demokratlar'ın
sesi yükselmeye, halk politize olmaya,
savaşın ekonomik faturası açıkça tartı-
şılmaya başlayabilir. Ikincisi, süre uza-
dıkça birbirini besleyen iki eğilim güç-
leniyor. Hem savaş karşıtı muhalefet
yükseliyor, hem de Bush'u destekleyen
Aznar (Ispanya), Beriusconi (Italya) ve
Blair (Ingiltere) hükümetleri toplumsal
tabanları eriyor. 15 Şu-
bat'ta Ingiltere'de 2 mil-
yon insan sokaklan dol-
durdu. Ispanya'da 55
kentte büyük gösteriler
yapıldı. Kamuoyu yokla-
maları, yıllardan beri ilk
kez Sosyalist Parti'nin
öne geçtiğini gösteriyor.
Halkın büyük çoğunluğu-
nun savaşa karşı olduğu
Italya'da Beriusconi hü-
kümeti, bir de yasak so-
runlarla boğuşmak zo-
runda. Ingiltere'de Blair
hükümeti, Irak'la ilgili kri-
tik bir oylamayı, partisinin
temsilcilerinin dörtte biri kendisini terk-
edince, Muhafazakâr Parti'den aldığı
destekle kazandı. Çok uzak olmayan
bir gelecekte seçim sandığına gitmek
zorunda olduklarını bilen bu liderler,
şimdi Bush hükümetine, BM Güvenlik
Konseyi'nden onay almadan savaşa
gitmemesi için baskı yapıyorlar (Strat-
for, 27/02). Üçüncü olarak, savaş ge-
ciktikçe Fransız-Alman ekseni güçleni-
yor, Rusya ve Çin bu eksene yaklaşıyor-
lar, bir veto olasılığı artıyor. Bu gelişme,
daha dar, ama homojen ve Rusya'yla
yakınlaşmış bir Avrupa Biriiği blokunun
oluşmasına zemin hazırlıyor.
Üstelik savaş geciktikçe, Bush yö-
netiminin ahlaki haklılık ve diplomatik
zemini aşındıkça, ülke içinde de propa-
ganda kazalan artıyor. örneğin, Bush
yönetiminin Irak'ı Baas bürokrasisine
dayanarak, askeri birrejimleyönetece-
ği belli olunca, hem bölgede süresiz ka-
lacağı doğrulanmış hem de Irak muha-
lefetiyle arası açılmıştı.
Geçen hafta Genelkurmay Başkanı
Eric Shinseki "Irak'ı denetim attında
tutmak için yüzbinlerce asker gere-
kir" deyince Intemational Herald Tri-
bune'den William Pfaff'a göre,
"Kongre üyelerinin boğazı düğümle-
niverdi". Gerçekte Bush yönetiminin
telaşı, "maço" duruşu bir
seri çok önemli zaafı, ik-
tidarsızlığı gizlemeyi
amaçhyor.
Ayranı yok
Içmeye...
Üstelik tartışmalar ge-
liştikçe, daha çok insan,
Bush hükümetinin, sava-
şın, Irak işgalinin ve böl-
gedeki yeniden inşa sü-
recinin altından mali ola-
rak kalkmasının olanak-
sızlığını kavramaya başlı-
yor. Nitekim Brzezinski
de Avrupa ile ilişkileri bozarak tek ba-
şına gitmenin, ABD'ye çok pahalıya
patlayacağını düşünüyor (Washington
Post 17/02).
I. Körfez Savaşı'nda, savaşın yükünü
Arap ülkeleri çekmiş, ABD silah şirket-
leri de bayram etmişti. Bu kez ABD yal-
nız. Savaş harcamalanndan dolayı büt-
çe açıklan, dış borç gereksinimi ve ca-
ri açığı gittikçe artan ABD'nin bir de
kendine müttefik bulmak için çok sayı-
da ülkeye büyük paralar vaat etmesi de
(Bunların bir listesi için Hartung & Ci-
arocca, www.thenation) işin ahlaki yö-
nü bir yana, mali yükü açısından da
kaygı yaratıyor. Tabii bu kaygılar, günü
geldiğinde vaat edilen paraların öde-
nemeyeceğini de düşündürüyor.
Bu bağlamda, geçen hafta Asia Ti-
mes'ta, New York Tlmes'tan Alan Fri-
edman'ın 17 Şubat tarihli yorumunu
hedef alan, Henry C. K. Lui, imzasıyla
yayımlanan polemik çok öğreticiydi.
Friedman, yazısında, Çin'i hedef ala-
rak, özetle, bugün "düzen getirici
güçlerle, düzen bozucu güçler" ara-
sında bir III. Dünya Savaşı var diye-
rek başlıyor ve Çin'i "düzen getirici"
ABD kampına destek vermediği için
eleştiriyor. Sonra da, "ya ABD, düzeni
sağlamaktan vazgeçer, küreselleşme-
yikorumayı terkedip kabuğuna çekilir-
se, siz kime mal satarsınız, ekonomini-
zin hali ne olur?" diyerek tehdit ediyor.
Bir yatınm bankeri olan Lui'nin verdiği
cevaplar ise çok ilginç. öncelikle dü-
zensizliğin büyük ölçüde, Soğuk Savaş
döneminde ABD kampında olan böl-
gelerden, ABD politikalanndan kaynak-
landığını vurguladıktan sonra Lui,
ABD'nin gırtlağına kadar borçlu bir ül-
ke olduğunu hatıriatıyor; ekonomisinin
Ortadoğu petrolü kadar, Çin'den ucuz
mal ithal etmeye de gereksinimi oldu-
ğunu, bizzat ABD Ticaret temsilcisi Zo-
ellick'in sözlerine atıfla vurguluyor. Kü-
reselleşmeye gelince de Lui, hem
Çin'in ABD'yi geçerek Japonya'ya ih-
racat yapan ülkeler içinde birinci sıra-
ya oturduğunu, hem de "son dönem-
de, Çin yöneticileri arasında, dolar
için ihracat çabasının yerini, içe dö-
nük, ulusal ekonomiye dayalı bir ge-
lişme modelinin hızla kabul görme-
ye başladığını" hatıriatıyor ve ekliyor,
"Sen kimi kandırmaya çalışıyor-
sun?"
Umalım ki, hükümet ABD korkusunu
aşsın, dünyada sanılandan daha çok
seçenekolduğunu görebilsin, bu 'Tez-
kere"y\ zoria geçirmeye kalkmasın. Ak-
si takdirde yann Türkiye'ye vaat edilen
paraları alamayacağı gibi karşısında
Bush yönetimini bile bulamayabilir.
Umanm, o zaman asker, Kuzey Irak ba-
taklığına saplanmadan, elini kana bu-
lamadan kışlasına geri dönmenin bir
formülünü yaratır ve Yemen türküleri-
nin yerini de Musul, Kerkük türküleri
almaz.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
SAVAŞ ve BARIŞ'
Yanlış hesap Bağdat'tan döner derier. Bu tez
öyle olmadı; yanlış hesap Ankara'dan döndü. Mec-
lis, ülkenin bir savaşa sürüklenmesine izin verre-
di;çokonuriubirtutumla, ülkeningeleceğinisavaş-
ta değil barışta gördüğünü, en azından şimdiik,
dosta, düşmana gösterdi.
Oysa son dakikaya kadar, Türkiye'nin egerren
çevreleri, büyük sermayenin sözcüleri, onlarabağ-
lı gazete ve TV yorumculan ve hükümetin büyük bö-
lümü, açıktan açığa, ülkenin kurtuluşunu Irak Sa-
vaşına katılmakta buluyor ve çok yanılıyorlardı.
• • •
Savaşa giden sürecin işleyişi hiç de sağlıklı de-
ğildi. Ünlü Tezkere, Meclis'e 25 Şubat Salı ginü
gönderilmişti. Ancak, görüşmelerin yapıldığı 1 Mart
günü saat 14.00'e kadar, Tezkere'nin dayanağı oian
askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmalar sonuçlardı-
nlmamıştı. Örneğin, ABD'den alınacak parasal des-
teğin durumu açıklık kazanmamıştı. Türkiye hüKü-
meti, ABD ile para pazarlığına 92 milyar dolarla
başlamış; sonuçta, ikisi askeri olmak üzere altı mil-
yar dolar bağış ya da bunun dört milyannın 6 ya da
8 katı yani 24-32 milyar dolar uygun koşullu kredi
alabilecekti. Ancak, bu bağış ya da borcun kullanı-
mının IMF koşullanna bağlı olup olmayacağıda,
oylamadan önce belli değildi. Bunun gibi, Irak'ın sa-
vaş sonrası siyasal yapısının nasıl biçimleneceği
de belirsizliğini koruyordu. Bu durum, öncelikle,
ABD ile hükümetimiz arasında çok derin bir güven
uçurumu bulunduğunu kanrtlar. Bu derece birbiri-
ne güvenmeyen Türkiye ve ABD, savaşa nasıl bir-
likte gideceklerdi?
Milletvekillerinden, ne olduğunu bilmedikleri
anlaşmalara evet oyu vermeleri isteniyordu. Eğer
karar çıksaydı, hükümet, dünya kamuoyunu ve
kendi halkının isteklerini bir yana bırakıp, ABDBaş-
kanı'nın, Türkiye'yi aşağılayaraksergilediği istekle-
rine boyun eğmiş; ABD'ye teslim olmuş olacaktı.
Aynca uluslararası hukukta dayanağı olmayan
savaş kararı da, açıkça, Anayasa'nın 92. maddesi-
ne aykın olacaktı. Meclis, Anayasa'nın çiğnenme-
sini önlemiş oldu.
• • •
Ülkemizde, savaş savunuculan, kendilerinin de
savaşa karşı olduğunu öne sürmekte, sonra da 12
Eylül Anayasası'nın maddeleri gibi "ama" ile baş-
layan yapay gerekçeler üretmekteydi. Savaş savu-
nucularının gerekçeleri, savaş sonrasında, payla-
şım masasına güçlü oturmaktan dış borçlann ağır-
lığına, ABD'den sağlanacak paradan uluslararası
ilişkilerde en güçlünün yanında yer alma isteğine
dek çok geniş bir alana yayılıyor. Ancak unutulan
bir gerçek var. Masaya oturulduğunda küçük orta-
ğın ne kadar pay alacağını da büyük güç saptar.
Kaldı ki ABD Başkanı'nın hiç de inandıncı olma-
yan Irak'a demokrasi ışığı götürüyoruz gerekçe-
siyle yapılacak bir savaş, bu ülkeyi kolaylıkla ka-
osun karanlığına sürükleyebilecektir. Tezkere onay-
lansaydı, Türkiye, askeriyle ve olmayan ekonomik
kaynaklanyla, bir örümcek ağına takılacak; derinli-
ğini ve çapını ABD'nin saptayacağı bir bataklığa
saplanacaktı.
Eğer Meclis Tezkere'yi onaylasaydı, Türkiye, ak-
lıyla ve eylemiyle bu savaşa takılıp kalacak, ülke-
nin, işsizlik, yatınmsızlık, üretimsizlik, yoksul-
luk ve açlık sorunlan, yıllardır yapıldığı gibi, yine
savsaklanacak, bunların çözümü bir yana bırakı-
lacaktı. Büyük olasılıkla, rüşvet ve yolsuzluklar ar-
tacak; kayıt dışılık yaygınlaşacak, ekonomik ve
toplumsal yapı daha da bozulacaktı. Savaş orta-
mında, ezilenlerden yana hiçbir önlem alınmaya-
cak; çalışanların hakları, büyük olasılıkla, daha da
kısılacaktı. Hükümet, savaşı, çok kolaylıkla, başa-
rısızlığının gerekçesi yapabilecekti. Savaşa giril-
memesiyle, hükümetin olağan koşullarda çalışma-
sı sağlanmış oluyor.
Meclis, 1 Mart karanylaçoktarihsel, kutlanacak
bir iş yaptı; yalnız, ülkenin ve kendinin onurunu de-
ğil, eğer değeri bilinirse, hükümeti de kurtarmış
oldu.
ya [email protected]
Sosyal Güvenlik
Yasası'na dava
ÇORUM (AA) - Çorum Iş Mahkemesi, Sosyal
Güvenlik Yasası'nın emeklilik yaşıyla ilgili
düzenlemeleri içeren 3. rnaddesinin (b) bendinin
iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvnrdu.
Alınan bilgiye göre, Çorum Barosu
avukatlanndan Teoman Şahin. Çorum İş
Mahkemesi'ne başvurarak emekliliği hak
etmesine rağmen 4759 sayılı yasa gereği "yaş
koşuluna takıkiığınr belîrterek Sosyal Güvenlik
Yasası'nın anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle
iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması
istemiyle dava açtı. Şahin, dava dilekçesinde,
daha önce 4447 sayılı yasadaki geçiş
hükümlerinin Anayasa Mahkemesi'nce "adalet
ve eşitlik ilkelerine aykın"" bulunarak iptal
edildiğini ve 4759 sayılı yasa ile bu geçiş
hükümlerinin yeniden düzenlendiğini hatırlattı.
1883: Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane,
Osman Hamdi Bey'in girişimiyle kuruldu.
1965: Markalar Kanunu yürüriüğe girdi.
1972: Televizyonda 12 saat süren ilk canlı
yaytn yapıldı. Aynca TV reklamlanna da baş-
landı.
1979: Piyasada ilaç kıtlfğı başladı.
1990: Büyük Istanbul gazetelerinin fiyatı 600
liradan 700 liraya çıkanldı.
2001: BDDK Başkanı Zekeriya Temizel istifa
etti. Temizel'in istifası üç nedene bağlandı: 1 -
Batık banka operasyonlannda hükümetten
gelen olumsuz baskılar. 2 - Ekonominin ta-
mamen IMF'ye bırakılması. 3- BDDK'nin
Derviş'e bağlanması.
2001: Enflasyon yıllık bazda TEFE'de
yüzde 26.5, TÜFE'de ise yüzde 33.4 ge-
riledi.