Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Sıkı fıkı
Eski TBMM Başkanvekili Uluç
Gürkan'ın kanısı şu:
"Cumhuriyetçi Bush değil de,
Demokrat M Gore ABD Başkanı
seçilseydi, bugün olaylar farklı ge-
lişirdi."
Nasıl yani?
Gürkan'a göre, Demokrat Clin-
ton döneminde, karanlıklar pren-
si Richard Perie gibi, Islam coğ-
rafyasını kanştırma görevini üstlen-
miş Graham Fuller gibi ünlülerin
adı pek duyulmaz olmuştu. Ne za-
man Bush gelmişti, aynı isirnler
yine şahin kesilmişlerdi:
"Clinton, TBMM'deyaptığıko-
nuşmada, Islam dünyası için en
iyi modelin laik Türkiye olduğunu
vurgulamıştı. Bush ile onu destek-
leyen 'yeşil kuşakçı' takım ise Is-
lam yanlısı partilerin Türkiye gibi
ülkelerde iktidara gelmesini de-
mokrasinin fazileti olarak görüyor
ve bu tür partileri diğer ülkelere
model olarak gösteriyor."
Bush ile A-K-P'nin sıkıfıkılığının
bir nedeni de bu.
Insan
Eğitimci, yazar Osman Bolu-
lu'nun geçenlerde telefonu çaldı.
Ahizenin karşısındaki ses, "Ben,
Ahmet Necdet Sezer" diyordu.
Arayan Türkiye Cumhuriyeti Cum-
hurbaşkanı'ydı ve Bolulu'ya ken-
disine gönderdiği "Insanlığın Sol-
maz Gülleri" adlı kitabı için teşek-
kürediyor, iyi dileklerini iletiyordu.
Bolulu, görüşme bitip telefonu
kapattığında şaşkınlıkla kendisi-
ne bakan eşine döndü: "Bunca
karanlık gelişmeye karşı ben ümit-
liyim. Çünkü, devletin başında
tam anlamıyla bir insan var."
ISIK KANSl
On binlenin önerisi
1. Dünya Savaşı sonrası Anadolu
topraklarını işgal edenlerin asker
sayısı ne kadardı? Bir küçük
araştırma yaptık. Sonuç
çarpıcıydı: Sakarya Meydan
Savaşı sırasında sayıları
250 bine ulaşan Yunan
askerleri dışında, itilaf devletleri
olan Italya-Fransa-lngiltere'nin
toplam askerteri 75-80 bini
bulmuştu.
Arkadaşımız Sertaç Eş ile 62 bin
ABD askerinin, uçaklannın
Türkiye'de konuşlanacaklan
yerierin haritasını oluşturur,
"Burası GAP, burası Atatürk
Barajı, burası boru hattı, burası
Iskenderun Limanı, burası
Türkiye'nin petrol alanı, burası
Istanbul Boğazı'nın iki yakası,
burası başkent Ankara'nın iki
parmak ötesi" derken içimiz cız
ediyordu.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav,
tezkere görüşmeleri sırasında
TBMM kürsüsiindeki
konuşmasını, insanın tüylerini
diken diken eden hangi sözlerle
tamamlamıştı, bir kez daha
anımsayalım:
"Nasıl Mustafa Kemal Atatürk,
Dolmabahçe'den Boğaz'a
bakarken işgal gemileri için
'Geldikleri gibi gideceklerdir'
demişse, biz de Iskenderun 'daki
ABD gemilerine geldikleri gibi
gitsinler diyelim..."
Aynı saatlerde Ankara Sıhhiye
Meydanı'nda toplanan on binler
"Yankee go home" diye
bağırıyor, hep birlikte aynı sloganı
haykınyordu:
"Çıkarsa tezkere, Tayyip gitsin
askere..."
Evet, evet! Hazır Siirt'te çelik
yelek giymişken yakın silah
arkadaşları olan Amerikalı
askerierle gidiversin savaşa...
Sıvas can yangınında
yitirdiğimiz Behçet
Aysan adına konulan şiir
ödülünü Ahmet Günbaş
ile paylaşan Tevfik Taş'tn
konuşması, Ödül dağıtım
törenini izJeyenlerin
yüreğine bir şair cemresi
olarak düştü:
"Ben buraya makul bir
kentten gelmedim,
Silopi'den geldim.
Edebiyat çalışmalannın
yanı sıra gazetecilik
yapıyorum. Habur sınır
kapısındaydım. Aslında
bizim bûyûk
kentlerimizde bilinmeyen
Şair cemresi
şey, yeterince
görûlmeyen şey, benim
geldiğim yerde inanılmaz
derecede, acımasızca
açıktır. Savaş, belki henûz
bombalanyla başlamadı,
ama sınırda yaşayan
köyierde başladı.
Silopi'de, Silopi'nin
köylerinde, Şırnak'ta,
Cudi Dağı'nın eteklerinde
geceler neredeyse
farelerden ödünç alınmış
kadar kısa. Sağından
solundan kemlrilmiş ve
artık hiçbtr şeyi
olgunlaştıramayacak
kadar kısaJmıştır orada
geceler. Çûnkü, hiç kimse
geieceğini doğru düzgün
yaşayamıyor ve herkes
tedirgin.
Biz uzun zamandır,
Türkiye'nin doğusunda ve
güneydoğusunda gelişen
şeylerden ötürü acı
çekiyorduk. Olağanüstü
hal kaldınlmıştı ve bu bizi
sevindiriyordu. Çünkü,
orada insanlann yüzü
yeniden gülmeye
başiamıştı. Fakat pratik
olarak olağanüstü hal
Güneydoğunun bütûn
ilterinde geri geldi.
insanlar yine tekrar kimlik
kontrolünden geçiriliyor.
Bölgeye girip çtkaniar
tekrar listetere yazılrnaya
başlandı."
Ya kanlı tırpant ile
kapımızı çaian savaş?
Tevfik Taş, üzerimize
abanan karabasanı
Sadf'nin diliyfe anlattı:
"Kötûler, kendilerine
tahammül eden buldukça
azgınlaşırlar."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Sosyal Güvenlik Kurunüarı:
(2) Bağ-Kur Prime Esas
Gelirler ve Primleri (En Çok)
1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Yasası ile kurulan Bağ-Kur, en genç sosyal güven-
lik kurumudur. 1972 yılında sosyal güvenJik sistemimize katılmış-
ür. Bağ-Kur sigortalılannın primleri 24 basamak ve göstergeden olu-
şan bir tabloya göre alınır ve malullük, yaşlılık, dul ve yetim aylık-
lan da 24 basamak ve göstergeden oluşan bu tabloya göre hesapla-
mr ve bağlanır. Bağ-Kur kapsamına alınan bir sigortarf itk girişte, "Ay-
hL- gpKr hasamjM^nnın İIL- nniki hacamağınrian rtilpriigini « y r w pn
geç üç ay içinde", Bağ-Kur'a yazılı olarak bildirir.
"Üç a\ içinde basamak seçilmemesi halinde birinci basamak seçil-
miş sayıür."
Bağ-Kur sigortalısının "İlk oniki basamakta bekleme süresi bir yü,
onüçüncü basamaktan itibarcn her bir basamakta bekleme süresi iki
yıldır. tlk onbir basamakta sıra itibanyla basamak yükseltilmesi prim
ödemeye ve talebe bakümaksızın kurumca yapıhr. Onikinci basamak-
tan itibarcn basamak yükseltilebilmesi için sigortabmn yazıb talepte
bulunması ve talep tarihinden önceki ayın sonu itibanyla prim ve di-
ğer borçlaruu ödemiş olması şartür"
Bir Bağ-Kur sigortalısı ilk girişte 7. basamağı seçip, yasanın ön-
gördüğü koşullarda basamak yükseltmesi yaptığında ve primlerini
de ödediğinde, en yüksek basamak olan 24. basamaktan emekli ol-
maya ve 24. basamağa göre yaşlılık aylığı almaya hak kazanır.
4447 sayılı yasa ile, 1 Ocak 2000'de Bağ-Kur prim ve aylıklanna
da "Bir ay önceki TÜFE uygulanmaya başladı.
31 Aralık 1999'da ilk basamak olan 1. basamağın göstergesi 4.675
ve son basamak olan 24. basamağın da göstergesi 21.560 idi.
1 Ocak 2000'den geçerli olarak. Bağ-Kur Yasası'nın 50. maddesi
uyannca. "Sigortahlânn ödeyecekkri primler ve bağlanacak aybkla-
nn hesabuıda yirmidört basamakb geBr tabiosu uygulanır. TaModa
yer alan gelir basamakları, her yıl nisan aymda ilk olarak bir önceki
yılın aralık ayı ik ondan önceki aralık ayına göre Devlet İstatistik Ens-
titüsü taranndan açıklanan en son temel yılta kentsel yerler riiketici fi-
yat indeksindeki değişinı oranı kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gay-
risafı yurtiçi hasıla sabit fryatiaria getişme hızlan kadar arttmlarak
betirlenir."
Bu belirlemeye göre. 1 Temmuz 2002 ile 31 Mart 2003 dönemin-
de, 1. basamak için pnme esas "gelir tutan" 176 milyon 244 bin 594
lira, son basamak olan 24. basamak için de sigorta primine esas "ge-
lir tutan" 812 milyon 798 bin 595 lira olarak saptanmıştır.
Prim ödemeye yedinci basamaktan başlayıp, 30 yıl sonra 24. ba-
samaktan emekli olan bir Bağ-Kur sigortalısının. Ocak 2003 verile-
rine göre, 30 yıllık toplam gelir tutarlan ve ödeyeceği 30 yıllık prim-
ler:
Ocak 2003'e Göre 30 Ydlık En Çok Bağ-Kur Gelir Tbtan
ve Primi (Bin TL.)
Basamak
T
)
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Bekleme
Süresi
;
:
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
! Yıl
î Yıl
! Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
30 Yıl Toplamı
Pnme Esas Gelir Tutan
1 Avlık
247.119
259.937
272.755
285.573
298.391
311.208
356.636
398.105
439.575
481.044
522.513
563.983
605.452
646.921
688.391
729.860
771.329
812.799
Gelirler
Süre Toplamı
2.965.433
19.247
3.273.060
3.426. 873
3.580. 687
3.734. 500
8.559. 267
9.554. 530
10.549. 794
11.545.058
12.540.321
n w >8^
14.530. 848
15.526. 112
16.521.376
17.516.639
18.511.903
19.507.166
188.498.399
°o40 To
1 Aylık
98.848
103.975
109.102
114.229
119.356
124.483
142.654
159.242
175.830
192.418
209.005
77S <i9i
242.181
258J69
275.356
291.944
308.532
325.119
Pnmler
plamPnm
Süre Toplamı
1.186.173
1.247.699
1.309.224
1.370.749
1.432.275
1.493.800
3.423.707
3.821.812
4.219.918
4.618.023
5.016.128
5.414.234
5.812.339
6.210.445
6.608.550
7.006.656
7.404.761
7.802.867
75.399.360
Ocak 2003'e Göre Bağ-Kur 30 Ydhk En Çok Gelir Tutan
ve Primleri (Bin TL.)
Bağ-Kur
Sigorta Kollan
Hastalık
Malullük, Yaşlılık ve Olüm
Toplam
Pnm
Oranı
%20
%20
%40
30 Yıllık Toplam
Gelirler
188.498.399
188.498.399
188.498.399
Primler
37.699.680
37.699.680
75. 399.360
30 yılın sonunda en yüksek basamak olan 24. basamaktan emek-
li olan Bağ-Kur sigortalısının, 188 milyar 498 milyon 399 bin lira
prime esas gelirin, %20'si olan, 37 milyar 399 milyon 360 bin lira,
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası için aynlan prim payıdır.
Eksantrik
6. Cumhurbaşkanı Fahri Ko-
rutürk'ün Türk siyasal yaşamı-
na kattığı ve 1980 öncesi epey
tartışma yaratan bir sözcük
vardır:
"Eksantrik."
Fransızca kökenli olan ek-
santrik, "garip, tuhaf, aynksı"
anlamında kulianılıyor.
Milli Eğitim Bakanı Erkan
Mumcu'nun yaptıklan, öner-
dikleri de nedense genellikle bu
sözcüğe karşılık geliyor.
örnek:
Mumcu, üniversite yasası
taslağı hazırlıyor. Diyor ki "Ver-
gi rekortmenleri de, üniversi-
te yönetimlerinde temsil edil-
sin!"
Mumcu'nun bu önerisi yaşa-
ma geçerse, geçen yıl 2 trilyon
17 milyar liralık vergiyle Anka-
ra'nın vergi rekortmeni olan
Rahmi Koç Ankara Üniversi-
tesi yönetimine girecek.
Oysa, maaşlanndan kişi ba-
şına ayda ortalama 60 milyon
lira gelir vergisi kesilen Anka-
ra Üniversitesi'ne bağlı 3 bin
960 öğretim elemanının yıllık
toplam vergi ödentisi kaba bir
hesapla 2 trilyon 850 milyar li-
rayı buluyor. Yani, rekortmen
Rahmi Koç'un ödediği vergi-
nin yaklaşık 830 milyar lira faz-
lası...
Açıkçası, eksantrik bir du-
rum...
Elinizi vicdanıza koyun ve
söyleyin: Mumcu'nun mantı-
ğından hareket edersek bu ra-
kamlar karşısında, Ankara Üni-
versitesi yönetiminde Rahmi
Koç mu, yoksa öğretim ele-
manlan mı olmalı sizce?
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakuj turk.net
HARBÎ SEMİH POROY semihporoyoyahoo.com
BULUT BEBEK NLRAYÇIFTÇİ [email protected]
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Mart
OAVUTMSA AZLEDfLİYOR..
1+97'D£ BU6ÜH, OSMANLI PADİŞAHIE. SAYEZİr,
SAOHAZAM DAVUr PAŞA'Yf 6Ö&EVİNPEU UZAK-
LAŞrt&Ol. ARNAVUTASILLI Sl'e DEVŞİRME OLAM
DAI/UTPAŞA, ENPeHüNOAM YETÎÇMÎÇ, FATİH SOL-
TXK1 MEHUET 2AMAMINOA ÖNeKALİ GÖREVLER-
PE BULUNMUÇTU. E. SAYezîr DEVIBİNPB 15 YIL
6İSİ UZUN giJS SÜRE SAORA2AMUK YAPAN PA-
ÇA, İSrANBUL 'DA TUTVlAN AICKOYUMUJ SÖDE
AUMGT 8EY'/H KAÇtÇIUPAH SORUMUJ GÖRÜ'-
LEIZEIC A2LEPİLMİÇTİ. ÎSTAN&UL'UN BHtSEU-
7İAJE APIMl VEREM &A\MTPA$A, ORADA CA-
Mİ, MEDGESE (SOLOA') , İMARET VE ÇEŞME
VAPTt/ZMlŞTr. DAHA SO/JSA AYNt SEhlTTE
y/Aie ONUN ADINI 7HÇIMAJ 8iR. HASlR VE AS-
KERÎ KlÇLA //VÇA EOiLECEKTİR..
YEŞİLYUKITrOKAr ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002/33
Davacılar Tokat ili Yeşiryurt ilçesi Kuscu kasabasından ömer ve Hüseyin Aydın tarafından, davahlar aynı yerden Hüseyin Türkmen
ve diğerleri hakkrnda mahkememize açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında davacı taraf 12.09.2002 ta-
rihli duruşmaya gelmeyerek HMUK'nin 409/1 maddesi uyannca dava yenileninceye kadar dosyanın ışlemden kaldınlmasına karar ve-
rilmiş, davacılar vekili 19.09.2002 havale tarihli yenileme dilekçesiyle dava yenilenmiştir. « r
Tüm aramalara rağmen bulunamayan, dava dilekçesi ve duruşma gününü ilan yoluyla tebliğ edilen Tokat ili Yeşiryurt ilçesi Kuşçu
köyünden Dursun oğlu, 1964 doğumlu Hüseyin Türkmen'in dunışmanın bırakıldığı 27/03/2003 günü saat 10.00'da mahkememiz du-
ruşma salonunda bulunması veya kendini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde dunışmanın yokluğunda yapılarak karar verileceği,
aynca davalı Hüseyin Türkmen'e yenileme dilekcesinin ve duruma günü ve saatinin ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblig yapıl-
mış sayılacağı hususlan Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyannca ilanen tebliğ olunur.
Basın: 64069
SAGNAK
NtLGÜTN CERRAHOĞLU
Bustfun'APIanı'Buysa...
"Olup bitenler çoluğumun çocuğumun; ülkem ve
gezegenin geieceğini ilgilendirmese" diyor Thomas
Friedman: "Patlamış mısırianmı alıp bir iskemleye
çökeceğim ve bu dramın safhalannı heyecanla izle-
yeceğim..."
"New York Times" yazarı sonra şunları ekliyon
"Bundan sonra olacaklar çûnkü, Japonya'ya atom
bombası atan başkan Truman'dan buyana ABD baş-
kanlığının attığı en büyük zardır..."
Biz de aynı şeyi söyleyebiliriz: Kendi ülkemiz, ken-
di geleceğimiz, kendi çocuklanmız, anamız, babamız
söz konusu olmasa TV karşısında koltuklara yayılıp he-
yecanla "patlamış mısır" yiyebiliriz. Oysa şimdilik "tır-
nakkemiriyoruz". Herkesin kafasındaaynısoru: "Şim-
di ne olacak?"
Cumhuriyet tarihinin kaydettiği bu en büyük "de-
mokrasizaferine'rağmen TV karşısında ancak "tımak-
lanmızı kemirebiliyoruz".
Niye? Çünkü karşımızda "zaratan" bir "hipergüç"\/e
gezegenin gelecegi üzerinde "kumar oynayan" bir
ABD başkanı var. BM Güvenlik Konseyi'ni, NATO'yu,
AB'yi hallaç pamuğu gibi atan; güç dengelerini altüst
eden ve düne kadar "model Islam demokrasisi" diye
bizzat kendisinin parmakla gösterdiği Türkiye'yi "so-
nuçlan kestirilemeyen depremlere, artçı şoklara ma-
ruz bırakan" bir ABD başkanı bu.
Kılavuzu karga olanın...
öyle bir "kumarbaz" ki kafasına "yepyenibirdizayn
ve Ortadoğu 'ya silah zoruyla demokrasi(!) getirmeyi"
koymuş. Bunu yapmak için de ilk elde "Türk demok-
rasisini" piyon olarak kullanmaya kalkışmış. Ülkede-
ki en büyük "de facto güç" olan ordusuyla kavgalı;
"devlet t&crübesinden" yoksun, eski bir "belediye
başkanım", test edilmemiş bir lideri "partner" seçmiş.
"Partner"inin halkı tarafından henüz seçilmemiş, sı-
nanmamış olmasına, pariamentoya adım atmamış ol-
masına aldırmadan..kırmızı halılar çekmiş altına. "As-
lansın, kaplansın" deyip, sırt sıvazlamışlar birtikte. ABD
başkanı da bu "algülüm vergülüm" havalanna bel bağ-
layıp dünya kamuoyunu şaşkınhklar içinde bırakan cin-
fikir "Ortadoğu mûhendisliği"ne soyunmuş. "Yeni
Amerikan Yüzyılı Projesi'ne böyle start vermiş. Baş-
kanın "A planı" bu. "A planı" buysa "B planım" düşü-
nün. "Kılavuzu karga olanın..." derler ya.. öyle.
Sonuçta bu "macera " ağır çekim bir tempoyla gel-
di, geldi ve hiç beklenmeyen bir şekilde önce bizde,
TBMM duvanna çarptı. "S p/an;n/"düşünmeye artık
kalbim dayanmıyor... "B planı" hepten blöf belki de...
Truman'dan bu yana "gezegenin kaderi üzerinde"
en büyük "kuman" oynayan bir ABD başkanıyla kar-
şı karşıya olduğumuza göre...
Baba Bush bile karşı...
"New York Times"m bir başka yazarı Maureen
Dowd Baba Bush'un bile bu savaşa karşı olduğunu
yazıyordu dün. George W.'nun babası bile Bağdat'a
girip Saddam'ı deviımek fikrini kuşkuyla karşılıyor,
"Buna teşebbüs etmememizin nedeni Irak ve kom-
şulan için istikrarsızlık yaratmamaktı" diyormuş. Bi-
rinci Körfez Savaşı'nın komutanlığını yapan emekli
general Schvvartzkopf da keza bunu söylüyor. Eski
başkan Clinton da...
AB'nin direği sayılan ülkelerin kafası bu işe yatmı-
yor. NATO bulaşmak istemiyor, BM Güvenlik Konse-
yi'nden çıkmış bir "yetki" karan yok, uluslararası kon-
sensüsyok, "evef" diyen ülkelerdeki kamuoylan ayak-
ta, karşınızda "yaptım- oldu" diyen "kumarbaz" bir baş-
kan var ve siz kendi milletvekilleriniz tarafından dahi
"anlaşılmayan" ne olduğu meçhul bir "memerandum
ofunderstanding" (mutabakat metni) temelinde bu ope-
rasyona en kritik limanlannızı açıyorsunuz.
Iskenderun gibi, Arap dünyasının Cumhuriyet tari-
hi boyunca gözünü diktiği bir kent ve bir limandan, o
dünyayı hallaç pamuğu gibi atacak bir operasyona ye-
şil ışıkyakmayı planlıyorsunuz. Hadi geleceğe dönük
stratejiniz, perspektifiniz yok. Tarih bilinciniz de mi
yok? Ortadoğu'yu işgale soyunan ABD askerierini
böyle bir limandan geçirmeyi nasıl düşünebiliyorsu-
nuz? Bu planı Meclis'e nasıl getirebiliyorsunuz? Ulus-
lararası "meşruiyet temeli" oluşmadan -kendinden
menkul bir "modemizasyon" tanımı altında- o kadar
gemi ve o kadar askerin limanlannıza yığılmasına na-
sıl göz yumabiliyorsunuz?
AKP iktidan üç ay içinde Türkiye'yi -ucu bucağı gö-
rülmeyen- büyük bir maceranın eşiğine getirmiştir.
"Artık ışığı görmesi beklenen" ve bir nebze sorumlu-
luk taşryan bir hükümetin TBMM'den çıkan bu tarihi
karar karşısında tası tarağı toplayıp gitmesi gerekir. AKP
iktidannın inandıncılığı içerde ve dışarda çok ağır dar-
be aldı çünkü. Bu hükümetin liderliğine ve verdiği söz-
lere artık kim inanır?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
8 9SOLDANSAĞA:
1/DoğuKara-
deniz'de, ka-
dınlann belle- 2
rine doladıkla-
n ve yaklaşık
topuklanna
kadar inen 5
renkli ve kare-
li giysi. 2/ Bir
ay adı... Kas-
tamonu'nun
bir ilçesi. 3/Ya-
zılı kâğıt... Bir
renk. 4/ Bir organı-
mız... Çanakkale Bo-
ğazı'nda, pek çok de- 2
niz kazasınm meyda- 3
na geldiği burun. 5/
Ensiz olarak dokun-
muş parçalann yan ya-
na eklenmesiyle olu-
şan nakışlı ince kilim...
Türkiye'nin plakaişa-
reti. 6/Uluslararası Ba-
sm Enstitüsü'nün simgesi... Çemberin çevresimn
çapına oranını gösteren sayı... Ateş. 7/ "Akdeniz
anemisi'' de denilen kansızbk hastalığı. 8/Çıplak vû-
cut resmi... Kuran'da bir sure. 9/ Gök gürültüsü ve
yıldınmdan aşın derecede korkma.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/îribirarmutcinsi... Sodyumun simgesi. 2/Boyuyüz
metreyi aşabilen bir ağaç. 3/ Kaynağı mitolojüc çağ-
lara dayanan kirişli bir çalgı... ABD Merkezi Haber
AlmaOrgütü'nün simgesi. 4/Zonguldakyöresine öz-
gübir halk oyunu... Bir çoğul eki. 5/Uganda'nınba$-
kenti. 6/Bir nota... Bir isteği yerine getirme. 7/Tanm
işçisi... Yankı. 8/ "Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkın2 /
Yağsın — üstümüze buram buram" (A.M. Dıranas)..
Şekerkamışından elde edilen bir içki. 9/ "Hiç yeri
miydi açmak kalbi / Bu — ışık altında" (Behçet Ne-
catigil)... Televizyonda kısa süreli bölümler halince
yayınlanan film.