03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2003 CUMARTESİ HABERLER Erdoğan hükümetinde Gül 2. adam olurken Yalçınbayır ve Yakış dışanda kaldı Kabinede sınırlı değişiklik• 59. hükümeti 'hayırlı' saydığı cuma günü kuran Erdoğan, Türkiye'nin 28. başbakanı oldu. Kabineyi 23'e indiren Erdoğan, yeni Bakanlar Kurulu'nda 58. hükümetin omurgasını korudu. 'Emaneti' devreden Gül, Dışişleri Bakanı ve 'güçlendirilmiş' başbakan yardımcısı olarak kabinede 'ikinci adam' konumuna getirildi. Mumcu Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alındı. ANKARA (Cumhumet Bü- rosu)-Hukuksal tarüşmalarla ge- çen 4 yıllık siyasi yasağının ar- dından milletvekili seçilen Re- cep Tayyü) Erdoğan, 59. hükü- meti kurarak Türkiye'nin 28. başbakanı oldu. Yeni Bakanlar Kurulu'nda geçmiş AKP iktida- nnın omurgasını koruyan Tay- yip Erdoğan, üç bakanı kabine dışı bırakıp üçünün de yerini değiştirmekle yetindi. Başba- kanJık "emanetini" devreden Abdullah Gül, "güçlendirilmiş'' başbakan yardımcılığı ıle kabi- nede ikinci adam konumuna ge- tirilmesinin yaru sıra Dışişleri Bakanlığı'nı da üstlendi. Ba- kanlar Kurulu'nu "22+1" olarak küçülten Erdoğan, kabineye 58. hükümet dışında hiçbiryeni isım almadı. Kabinedeki küçülme, devlet bakanlığı sayısının 7 'den 5'e indirilmesiyle sağlandı. Gül 'ün iki görevi birden üstlen- mesi nedeniyle hükümetin Mil- li Güvenlik Kurulu'nda 8 olan üye sayısı 7'ye düştü. tktidar, MGK'de sivil üyesi sayısının askerlerden fazla olması ve ka- rarlann "oybirüğiilealınmage- leneği" nedeniyle bir üyenin azaltılmasından kaçınmadı. Dış politik gelişmeler nede- niyle hükümet kurma sürecini agırdan alan Erdoğan, Bakanlar Kurulu listesini dün Cumhur- başkanı'na sunarak onayaldı. Er- doğan, Çankaya Köşkü'ne çık- madan önce kabine listesini ge- nel merkezden Cumhurbaşka- nı'na faks mesajıyla gönderdi. Dün öğleden önce "Çankaya'ya bugün çıkmayacağmı'' diyen Er- doğan, ksteyı ınceleyen Cumhur- başkam AhmetNecdetSezer'in öğleden sonra yapüğı çagn üze- rine programında surpriz deği- şiklik yaptı. Sezer, Erdoğan'ın 58. hükümetin içinde dar kap- samlı değişiklikle sunduğu ye- ni kabineyi aynen onayladı. Böy- lece Erdoğan, önceden planJa- dığı gibi Islam dininde kutsal ka- bul edilen "cumagünü" hükü- metini kurmuş oldu. 'Sûrprizyapttm.J Erdoğan, asıl sürprizi ise ka- bine listesinde sınırlı değişik- lik yaparak gösterdı. Parti için- de bakanlık beklentisindeki bir- çok isim, listenin açıklanmasıy- la düş lanklığına uğradı. Tezke- OYLAMA HAFTAYA PAZAR GÜNÜ Güvenoyundan sonratezkere • Başbakan Erdoğan, hükümet oluşunıunda BM Güvenlik Konseyi'nin 17 Mart'taki toplantısına ayarlı bir takvim uyguladı. Erdoğan, 17 Mart sonrasında uluslararası gelişmeleri görmek amacıyla güven oylamasma kadar bir haftalık süre kazandı. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yeni hü- kümetin güven oylama- sının haftaya pazar gü- nü yapılması bekleni- yor. Olağanüstü bir ge- İişme olmaması duru- munda, Irak savaşıyla ilgili tezkerenin 24 Mart Pazartesi gününden ön- ce TBMM gündemine gelmeyeceği hesaplan yapıhyor. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, hükümet oluşumunda BM Gü- venlik Konseyi'nin 17 Mart'taki toplantısına ayarlı bir takvim uygu- ladı. Erdoğan, 17 Mart sonrasında uluslararası gelişmeleri görmek amacıyla güven oyla- masına kadar bir hafta- lık süre kazandı.58. hü- kümet programı üzerin- de değişiklik yapılarak hazırlanan yeni hükü- met programının salı ya da çarşamba günü Mec- lis'te okunması bekle- niyor. Anayasaya göre, hükümet programının en geç 7 gün içinde par- lamentoya sunulması gerekiyor. Anayasal sü- reç gereği, program okunduktan iki tam gün sonra genel kurulda program üzerinde gö- rüşmeler gerçekleştiri- lecek ve bir tam gün geç- tikten sonra güven oyla- ması yapılacak. Progra- mın salı günü genel ku- rulda okunması duru- munda güven oylaması 23 Mart Pazar günü ger- çekleştirilecek. Başba- kan Erdoğan, dün ak- şam bu takvime ilişkin bilgi verirken gazetecı- lerin tezkereyle ilgili so- rulannı da yanıtladı. Er- doğan, olası Irak sava- şuıda ABD'nin, Türki- ye'nin hava sahasının kullanımı isteminin TBMM izin vermedik- çe olamayacağını söy- ledi. Tezkere oylama- sından önce Erdoğan'ın milletvekilleriyle yeni bir ikna toplantısı yap- ması bekleniyor. Bu top- lantıda "bağlayıcı gnıp karan" alınıp alınma- yacağı konusundaki be- lirsizlik ise sürüyor. Er- doğan, tezkerenin kabul edilmeyeceği yönünde ciddi bir risk görmesi halinde grup karan akür- mayı düşünüyor, ancak bu seçenekte parti için- de kopmalar olabilece- ğine dikkat çekiliyor. Recep Tayyip Erdo- ğan'ın ikinci tezkere Meclis'e gelmeden ön- ce de grup toplantısı ya- pıp "miDerveküIerinin süreceönceden kaülma- am" yeğleyebileceği be- lirtiliyor. Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan aynlan Yaşar Yakış. tezkere sürecine ilişkin sorulara, "Tezke- reyle hükümetin kurul- ması arasında bağ kur- mak doğnı değiL Girve- noyu akhktan sonra mfl- letvekülerinin eğilimle- rini öğrenmeye çahşa- caktır Başbakan. On- dan sonra da ikinci bir tezkerenin uygun oJup olmadığına karar vere- cektir" yamtını verdi. YAKIŞ: GÜL EN lYl SEÇtM Dışişleri'nin önemi yeniden artacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan RecepTayyipErdo- ğan'ın kurduğu 59. hü- kümette Dışişleri Ba- kanlığı görevini üstle- nen Abdullah Gül'ün döneminde bakanlığın öneminin yeniden art- ması bekleniyor. 3.5 ay- lık görev süresi boyun- ca "düş kmkhklanndan başka bir eseri* bulun- mayan emekli diplomat YaşarYakış, görev süre- si boyunca yaptığı gaf- lar ve yaptığı açıklama- lan bakanlığı tarafindan düzeltilen bakan olarak anılacak. Yakış, kendisi- nin yerine Gül'ün geti- rilecek olmasını ise "en iyi seçun" olarak değer- lendirdi. Erdoğan'ın başbakan- lığında kurulan kabine- de beklenen değişiklik- lerden biri de Dışişleri Bakanlığı'nda idi. 39yıl görev yaptığı Dışişle- ri'ne "bakan" olarak ge- ri dönen Yakış'ın düşük performansı ve yaptığı gaflar nedeniyle gözden düşmesi, koltuğunu kay- betmesine neden oldu. 58. hükümeti kuran Abdullah Gül'ün dışişle- ri bakanlığına getirilme- si ise bu bakanlığa, dış politika üretilmesi ve uy- gulanmasındaki ağırlı- ğım yeniden kazandıra- cak. Dışişleri Bakanlı- ğı'na gelmeden Anka- ra'nın gözde konutlann- dan "Dışişteri Konutu"na yerleşen Gül, Irak sava- şı, Kıbns sorunu ve AB ile ilişkiler gibi çok önemli konularla başa çıkmaya çalışacak. E.rdoğan kabinedeki küçülmeyi devlet bakanlığı sayısını 7'den S'edüşürerek sağladuGül'ün iki görevi birden üstlenmesi nedeniyle hükümetin Milli Güvenlik Kurulu 'nda 8 olan üye sayısı 7'ye düştü. Dışişleri Bakanı ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı» BaşbakanYarduncıa AbdulahGül AbdüHatifŞener ı r DevletBakanı ve Başbakan Yardnn- aa.VLABŞahm. Devlet Bakanı Beşir Atalay Devlet Bakanı AM Babacan Devlet Bakanı Mehmet Aydm Adalet Bakanı Cemfl Çiçek Miffi Savunma lçişleri Bakanı MaHye Bakanı Bakanı Vecdi Abdülkadir Kemal Gönül Aksu Unatotan p Bayuuhrbkve Bakanı Hüsevin tskan Bakanı ZeJd ÇeKk Ergezen Sağhk Ulaşürma Bakanı Recep Bakanı Binali Akdağ Y M n m Tanm ve Köyişleri Çahşma ve Sosyal Bakanı Sami Güvenlik Bakanı Güçlü Murat Başesgioğhı Sanayi ; Bakanı AH j Çoşkmı « Enerji ve Tabü Kavnaldar Bakanı HianiGüler Turizm Bakanı Güldal Akşh Orman Bakanı Osman Jtepe Çevre Bakanı Knrşat Tüzmen Kühür Bakanı Erkan Mumcu re sorunu nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan Erdoğan'ın ka- bine içinde düzenlemeyle yeti- nip hiçbir yeni isim almaması "küskün yaratmama" tercihi olarak yorumlandı. Daha önce "Performansa göre degerlendi- rip yeni hükümeti oluşturaca- ğün" diyen Erdoğan, parti yö- netimi ve grup içınden gelen "Hükümet bizün hükümetimiz, bakanlann başansız oiduğu a- lenimini vermemeüjiz" değer- lendirmelerini dikkate aldı. BÖy- lece Abdullah Gül 'e yalan isim- ler kabinedeki yerini korudu. _^ Yeni hükümet listesi, "Ka- ~" binepazarhğındaGüliste- diğini aldı" yorumunu da getirdi. Yalçmbayır'a tiıpan Erdoğan'ın, kabinesini Cumhurbaşkanf nca daha önce onay alan isimler üze- rine bına etmesi, kulisler- de "Çankaya Köşkü'nden olası bir vetoya önlem" de- ğerlendirmelerine de ne- den oldu. AKP lideri, sa- vaş tezkeresine direnen ve tezkerenin reddedilmesi için Meclis'te kulis yapan Ertuğru) Yalçmbayır ı Baş- bakan Yardımcılığı'ndan, dış politikadaki açıklama- lanyla tartışmalara neden olan Yaşar Yakış'ı Dışiş- leri Bakanlığı'ndan aldı. Çevre Bakanlığı'ndan alı- nan tmdatSütlüoğhı da ka- bine dışı kaldı. 'Geçici' Çevre Bakanı | Milli Eğitim Bakanh- ğı'ndaki uygulama ve pro- jeleriyle parti içınden ve dışından tepki alan Erkan Mumcu'nun görev yeri de- 1 ğiştirildi. Mumcu, Kültür Bakanlığı 'na kaydınlırken Milh' Eğitim Bakanlığı gö- revine Hüsevin Çebk geti- rildi. Bu kaydırmada Mum- cu'nun isteminin dikkate alındığı belirtildi. KürşatTüzmen, Bakan- larKurulu'ndaki "küçübne operasyonu" nedeniyle ge- çıci olarak yer değiştirdi. Çevre Bakanlığı'na atanan Tüzmen, Orman ile Çevre bakanlıklannın birleştiril- mesinin ardından yeniden Devlet Bakanlığı'na dönecek. Tüzmen, TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda Devlet Bakanı olarak katıldığı görüş- melerden Çevre Bakanı olarak çıkn. Turizm ve Kül- tür bakanlıklan da birleş- tirilecek. Bu durumda, Er- kan Mumcu birleşik bakan- lığı üstlenirken Turizm Bakanı Güldal Akşit Dev- let Bakanı olacak. Küskünlere yeni makam Kabinede bakanlık sayısını azaltan AKP ik- tidan, diğer yandan yeni makam açmaya hazır- lanıyor. 365 kişilikgrubun yönetiminde 3 grup baş- kanvekilinin yeterli ol- madıgı gerekçesiyle baş- kanvekillerinin sayısuım 5'e çıkanlması tasarîanıyor. Erdoğan grup yönetimini yenilerken bakanlık bek- lentisi gerçekleşmeyen bazı "küskünlerin" gönlünü yeni makamlarla aknayı amaçlıyor. ORTRE / RECEP TAYYÎP ERDOĞAN Rejiııı karşıthğından başbakanhğa Recep Tayyip Erdoğan, babalan 14 yaşında Istanbul'a göç eden 5 çocuklu Rizeli bir ailenin üyesi. 26 Şubat 1954 tarihinde Kasımpaşa'da doğdu. Dedesinin adı Tayyip ol- duğu ve Recep ayında doğduğu için adı Recep Tayyip oldu. Din dersi hocasının yönlendirme- siyle Istanbul îmam Hatip Lise- si'ne gitti. Siyasi altyapısı, Milli Türk Talebe Birliği'nde görev al- masıylabaşladı. 1976yılındaMSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlı- ğı'na ve aym yıl MSP Istanbul II Başkanlığı'na seçildi. 12Eylül'den sonra özel sektöre girdi. Bir sucuk firmasında müdürlük yaptı. Daha sonra Ülker fırmasının dağıtım şir- ketlerinden birine ortak oldu. 1983 yılında kurulan RP ile si- yasi yaşamını sürdürdü. 1989 yı- lında Beyoğlu ilçesinde belediye başkan adayı oldu, başkan seçile- medi. 1991 'de yeniden milletveki- li adayı oldu. Seçimi kazandı, an- cak tercihli sistemle ilgili anlaş- mazlık nedeniyle seçim kurulunca mazbatası iptal edildi. 1994 ve 1995 yılındaki radikal söylemiyle geleceğin "Bder adsm" olduğunu gösterdi. Cumhuriyet re- jimini hedef alan söylemine karşm "takıyye" amacıyla farklı bir yol iz- lenmesi gerektiğini belirterek ilk "değişim'' söylemini de bu yıllar- da kullanmaya başladı. Bu dönem RP teşkilatlan ve bazı miringlerde yaptığı konuşmalardan alıntılar şöyle:"Türkiye, 24'ten bugüne 'Kahrolsun' dedikleri şeriat sebe- bi\1e mi fahişepazannadöndü? Bu düzen dejyus üretir; puüan devir- me\« genjıonız." "Mecburuzbu in- sanlann dilinden konuşmaya, bun- lar davamızı topluma takdim et- menin inceükleri." 27 Mart 1994 seçimlerinde Istan- bul Büyükşehir Belediye Başkan- lığı'nı kazandı. Belediye meclisi- ni fatiha duasıyla açması nedeniy- le tartışma yarattı. 1997 yılının aralık ayında Siirt'te yaptığı ünlü konuşma nedeniyle TÇY'nin "Halkı din ve ırk farla gözeterek kin ve düşmanhğa açık- ça tahriketmek" hükmünden mah- kûm edildi. 4.5 yıllık belediye baş- kanhğı görevinin ardından 16 Mart 1999'da Pınarhisar Cezaevi'ne gir- di. Cezaevi günleri 24 Temmuz 1999'dasonaerdi. Cezaevi yaşamının ardından ye- ni bir siyasi hareket için girişimde bulunması nedeniyle hocası Nec- mettin Erbakan ile yollan aynldı. Yeni oluşum için çahşma yapar^ ken belediye başkanlığı dönemine ilişkin yolsuzluk olaylarında suç- landı ve hakkında çok sayıda dava açıldı. Erdoğan bu davalann bazı- lanndan yakın zamanda beraat et- ti. Fazilet Partisi'nin kapatılması- nın ardından bu partıdeki Milli Gö- rüş kökenli milletvekillerinin yan- sıyla 14 Ağustos 2001 tarihinde AKP'yi kurdu. CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU AvrupaMkHayaHnSomı... ABD Büyükelçisı (adı önemli değil) Sıirt'teki seçi- min sonuçlarını AKP Genel Merkezi'nde bu partinin genel başkanıyla birlikte Amerika'nın okyanus öte- si bir eyaletinin genel valisi gibi izledikten birkaç gün sonra Irak'la birsavaş olup olmamasına bağlı olmak- sızın ABD'nin Türkiye'de ve bölgede en az yirmi beş yıl kalacağını açıkladı... Bu açıklama Türkiye'nin ya- bancı bir ülkenin ışgali altında olduğunun en açık bi- çimde dile getirilmesidir... • • • "Amerika 'nın okyanus ötesibireyaletinin genel va- lisi gibi" dedim ve hemen ardından şunu düşün- düm: Genel vali olan kim? Büyükelçi mi, yoksa onun- la birlikte partisinin genel merkezinde seçim sonuç- lannı izleyen parti genel başkanı ve başbakan mı? Dünya tarihinde partisinin genel merkezinde bir ya- bancı ülkenin büyükelçisiyle seçim sonuçlannı izle- yen başka bir başbakan adayı örneği var mıdır? Yok- sa eğer ve biz ülkemizde yaşanan bu olayı yadırga- mıyorsak, utanıp kızarmıyorsak, kahrolmuyorsak, protesto etmek için sokaklara dökülmüyorsak.. bi- ze zaten yazık olmuş demektir... • • • "Le Monde" gazetesinin yine birkaç gün önceki başyazısının başlığı bir soru işaretiyle noktalanıyor- du. Cümle şöyleydi: Türkiye'yi kim yönetiyor? Yazı- da Genel Kurmay Başkanı'nın "tezkere" konusun- daki açıklaması özetleniyor ve bir kez daha sorulu- yordu: Avrupa Birliği adayı olan bu büyük ülkeyi ger- çekten de kim yönetiyor? Başbakan adayı (ve son- ra başbakan) olan bir politikacı, partisinin genel mer- kezinde seçim sonuçlarını yabancı bir ülkenin büyü- kelçisiyle izledikten sonra Le Monde'nun sorusu da bence anlamstzlaşmıştır. Türkiye'yi kimin, kimlerin yö- nettiğini sormaya artık gerek yok. • • • Hayatım boyunca hiçbir zaman, ülkem adına, ya- şadığımız şu son süreçlerde oiduğu kadar üzüntü ve umutsuzluk duymadım. Amerika Birieşik Devletleri, sadece Birleşmiş Milletleri, sadece "yaşlı" diye ni- telediği bir Avrupa'yı değil; insanlık kültürünü, insan- lığın tüm insanca birikimlerıni, değerlerini hiçesaya- rak, bir halka, bir ülkeye saldırmaya değil, o halkı ve o ülkeyi yok etmeye hazırlanıyor. Bunun bir "Sad- dam" sorunu olmadığını görmek için birazcık akıl ve vicdan sahibi olmak yeterliydi. ABD Büyükelçisi so- nunda baklayı ağzından çıkardı; ABD Saddam'ın kendi isteğiyle gitmesı ya da gitmemesinden ba- ğımsız olarak Irak'a girecek. Bu ülkede, bu bölgede ve bu arada Türkiye'de en az yirmi beş yıl kalacak. Inanılması güç bir açıksözlülük ya da pervasızlıkla di- le getirilmiş olan bu oyunda Türkiye'ye biçiten rol, baş- bakan adayı ve sonra başbakan olan kişinin seçim sonuçlannı partisinin genel merkezinde işgalci ülke- nin büyükelçisıyte bıriikte izlemiş olmasıdır. Bunun adını söylemekten korkmayalım. En az ABD Büyü- kelçisi kadar açık sözlü olmayı başaralım: Bunun adı, Türkiye'nin, ABD'nin okyanus ötesi bireyaleti ol- madıysa eğer olmaya doğru hızla yol almakta olu- şudur... • • • Yaşanmakta olan süreçler, düşünüp algılama ye- teneğini tümüyle yitirmemişsek eğer, Türkiye'nin Av- rupalı olma hayalinin sona enşıdir. Dünyanın tüm halklannın, bu arada kendi halkımızın karşı çıktığı, en büyük uluslararası örgütün de vize vermeyeceği an- laşılan bir savaşta saldırganın yanında yer alan, ona kucak açan bir yönetimın ne yazık ki temsil etmek- te oiduğu bir ülke Avrupalılık kimliğine değil, kucak açtığı saldırgan ülkenin okyanus ötesi eyaleti olma- ya aday demektir. Türkiye'nin ABD sömürgesi olma- ya doğru hızla yol aldığını görmüyorsak, görüp de sesimizi çıkarmıyorsak; ABD Büyükelçisı'nin AKP Genel Merkezi'nde Siirt'tekı seçimin sonuçlannı bu partinin genel başkanıyla birlikte ızlemesinden ve aynı günlerde ABD'li senatörlerin "tezkere"ye "ha- yır" oyu veren milletvekilleriyle "görûşmek" için TBMM'de cirit atmalanndan utanç duymuyor ve bu insanlann gerisin geri ülkelerine gönderilmek üzere sınır dışı edilmeleri gerektiğini düşünmüyor ve söy- lemiyorsak; AK Parti denilen bu siyasal partiden ön- ce bu denlisi yasanmamış olan, ulusal bağımsızlığı ve onuru böylesme yok sayan olaylar karşısında ya bir şey hissetmiyor, ya vurdumduymazlığı yeğliyor ya da bunlan doğal sayıyor ve belki de (kimilerinin açık- ça yazıp çizdiği gibi) olumlu buluyorsak, bu ülkeye zaten yazık olmuş demektir... Çocuklarımıza, torun- lanmıza, onların çocuklarına ve torunlanna karşı en büyük suçu ve günahı işliyoruz demektir... • • • Türkiye'nin Avrupalılık hayali, böylece, sadece ya- kın bir gelecek için değil, en azından birkaç kuşak için sona ermiş oluyor... Büyük bir olasılıkla da ok- yanus ötesinde ve içerdeki işbirlikçilerie önceden düşünülmüş, tasarlanmış, öngörülmüş olarak... ataol [email protected]. Faks:(0212)513 85 95 Başbakan Tayyip Erdoğan: AIHM'defd dovodan vazgeçebüirim ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan, hükümetin farklı bir partinın hü- kümeti olmadığını ve daha önce açıklanan acil eylem planııun ay- nen devam ettirileceği- ni söyledi. Erdoğan, "usta kaptan dalgab denizde befli ohu-' SÖZ- lerine vurgu yapıiarak tezkerenin sorulması üzerine, "Oküçökdal- galardan bir tanesi" dedi. Başbakan m ıi- letvekili adayı olama- ması nedeniyle \\xu- pa Insan Haklan Mah- kemesi'nde açtıp da- vadan vazgeçehlece- ğini söyledi. Erdoğan, dün parti genel merkezinde ga- zetecileri kabul ederek bir süre görüştü. Baş- bakan, eylem planla- nnı daha önceden açık- ladıklannı, bunu sürdü- receklerini belirtti. Dış politikada alınacak ka- rarlar ve atılacak adım- lann bulunduğunu ifa- de eden Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Bakanlar Kuru- lu'nun pazartesi günü toplanacağını bildirdi. Erdoğan, bir soru üze- rine, "Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'ndeki davadan vaz- geçebifirim'' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle