03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 15 MART 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MLMTAZ SOYSAL Magazin, Ülke ve İlke GELENEKTİR, haftasonu yazjlan hafrf olmalı. Yani, magazin türü. Iç çamaşın türünden olmasa da, aşklara, futbola, doğaya ilişkin olmalı, örneğin. Ama, bu ülke şu günlerde, öylesine olaylar için- de ki, sanki böyle bir hafifliğe kimsenin hakkı yok- muş gibi geliyor insana. Savaş söz konusuysa, çi- çek yazabilir misiniz? En azından, şehit mezarla- nna konacak çiçekJeri düşünmeden? Ne var ki, aynı ortamda, canınızı sıkan, ülkeyi endişeye boğup ekonomiyi yıkan olaylann te- mel nedenlerini düşünmeden de durabilir misiniz? SavaştnfcıyiBina niçin geldik? Batı, Kıbns'ı Türkler- den kopgjjnanın en kolay yolu olarak niçin Türki- ye'nin Avrjjpa Biriiği tutkusunu seçti? Borç bata- ğına niçin düştük? Bunlan kendi kendinize sorduğunuz zaman, is- ter istemez, canınızı sıksa da sıkmasa da "ilke" de- nen kavrama gelirsiniz. Yani, belirii bir düşünce sisteminin ve davranış- lar bütününün temelinde yatan, doğruluğuna de- neyimle ve tümevanmla değil, akıl yoluyla vanlan temel düşünce. Zaten, Batı dillerindeki karşılığı "prensip" sözcüğünün "prens" sözcüğüyle, yani köken olarak "her şeye egemen olan kişi"y\e ak- rabalığı da buradan gelir. İlke, düşüncelerinize ve davranışlannıza egemen olmalıdır. Olmazsa yalpalayıp oradan oraya savrulursu- nuz. Omeğin, Atatürk döneminde olduğu gibi, "kom- şularla iyiilişki" ilkesini benimsemişseniz, kom- şular da aynı ilkeyi benimsediği ölçüde, oralarda- ki rejimlerin ne olduğu ikinci planda kalmalıdır. Irak'la, eskiden öyleydi. Şimdi de Saddam reji- mi Türkiye'yi tehdit etmedikçe ve iyi komşuluğun gereklerini yerine getirip içteki unsurlan size karşı kullanmaya kalkişmadıkça, başkalannın hesapla- n ya da emelleri uğruna komşuyta kavgalı olunur mu? Hele ona karşı savaşa kalkışılır mı? Demek ki, bu ilkenin ışığında, zihinleri meşgul eden tezkere konusunu aydınlatmak kolaylaşmıştır Pra- tik olarak, iki ayn tezkere gereklidir. Birincisi şuna ilişkin. Kuzey Irak, aşiretlerin ve dış güçlerin çabalan sonucu Bağdat yönetiminin de- netimi dışında. Aynca, o yönetim ve Türkiye açı- sından, etniktemeledayalı, amageçici pariamen- tosunda bile ortak dil konuşulamayan bir bağım- sız devletin ilan edilmesi söz konusudur ve açık- ça bellidir ki, Bağdat'ın bunu önlemesi dış güçler- ce engellenecektir. Bu durumda, Türk askerinin o topraklarda konuşlandınlması, her iki komşu dev- letin de çıkannadır. Üstelik, göç dalgasının yine o topraklarda durdurulup bakım altına alınması da in- sancıllık ilkesinin gereğidir. Amerika'nın petrol savaşına geçit verme konu- su ise, göreve başlarken ilke yeminleri andı içen milletvekillerine kalmıştır. Onlar da "milletin huzur verefahı"ile "yurttasulh, cihandasulh" ilkelerine gore vicdanlannı dinlerler kimsenin birdiyeceği kal- maz. Yoksa, ilkesizlik, politikacılan ve politikayı kemir- meye devam eder. HASAN HÜSEYİN 76 YAŞINDA GÜ YAD GELENEKSEL ANMA ETKİNÜĞİNDE BULUŞUYORUZ PROGRAM: AÇIUŞ KONUŞMALARI: PROf. DR. NURETTİN SÖZEN (Sivas MİHetvekili) FATİH KORKMAZ (GÛYAD Yön. Kur. Bşk.) DİA, BARKOVİZYON GOSTERİMİ (Yaşam Öyküsfi) TtYATRO MANGA TARAFINDAN HA2RLANAN OYUN ŞİİRİ VE YAŞAMI ÜZERİNE SÖYLEŞI AZİME KORKMAZGİL (EmeUi Öğr. Yazar - Ozamn EşO AYDIN HATtPOĞLU (Yazariar Sendikası 2. Başkanı) GÜLSÜM CENGİZ (Yazartar Sendikası Gen. Sek.) ŞİİR DİNLETİSI ZEYNEP AÜYE KONSER KIZJURMAK PROGRAM SUNUM: MELTEM KAYA CÜRÛN YARDIMLASMA DERNEĞİ YER: MECİÖYEKÖY KÜLTÜR MERKEZİ TARIH-SAAT-16 MARTPAZAR GÜNÜ 14.00 -18.00 İRTİBATTEL 0 212 - 274 39 35 - 0532 551 06 63 CİRİ$ ÜCRETSİZ Iş Yasası'nda Köklü Değişim... Yeni koşullara ve yeni gereksinimlere göre yeni yasalar toplumsal yaşamın düzeyini yüceltecek girişimlerdir. Yeni yasalar yürürlüğe konurken var olan haklann zayıflatılması ya da yok edilmesine olanak tanınrnamalıdır. Yasama organının bu konuda çok duyarlı olması gerekmektedir. Dr. Engin ÜNSAL Maitepe Y asalar toplumlann banş ve güven için- de yaşamasını sağ- layan araçlardır. Ça- hşma yaşamı ülke- nin tümünü ve toplumun çok önemli bir kesimini yakından il- gilendiren bir konudur. Bu konu- da ilk düzenleme 1936 yılında 3008 sayüı yasa ile yapümış, 1971 yılında esaslı bir değişim ile 1475 sayılı yasa yürürlüğe konulmuş ve bu yasayı ekonominin, teknoloji- nin geüşmelere uyum sağlamak amacı ile çok sık değiştirmek yön- temiyle günümüze kadar gelin- miştir. 1475 sayüı yasayı bir las- tiğe benzetirsek, lastik o kadar çok patlamıştır ki artık yama tutmaz du- nıma gelmiştir. Her yönü ile çah- şanlann ve çalıştıranlann gereksi- nimlerine yanıt vermeyen 1475 sayüı yasanın köklü bir değişim ya- şaması kaçınılmaz olmuştur. Bu amaçla ülkenin dokuz seç- kinbilim adamı, uzmanlüc alanla- n olan iş hukuku ve sosyal siya- set alanındaki birikimlerini orta- ya koyarak 122 maddelüc yeni bir iş yasası taslağı hazırlamış ve Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- hğı'na suıımuşlardır. 57. Hükü- met bu yasanın tümünü yaşama ge- çirmek yerine sadece iş güvenli- ği ile ilgili bölümünü yaşama ge- çirmeyi ve buna sendiİca temsüci- leri ve toptan işçi çücarma konu- lannda ekleme yapmayı uygun Üni. HukukFak. Öğr Görevlisi bulmuştur. 57. Hükümet'inbuyak- laşımı işveren kesiminin büyük tepkisini çekmiş ve taslağının tü- münün yasalaşması için çok yo- ğun bir çalışma yapmışlar ve so- nunda isteklerini 58. Hükümet'e kabul ettirmişlerdir. Hükümet im- zaya açtığı yeni iş yasası önerisi- ni TBMM'ye sunmuştur ve işve- renlerin isteğini yerine getirmeye çalışmaktadır. Işçi sendikalannın genellüde iş- verenJerin isteklerini ve beklenti- lerinin düzenlendiği suçlamalan- nın hedefı olan bilim adamlannın 122 maddelüc tasansı aslında bı- reysel iş hukukumuza çok yeni kavranüar getirmekte ve çalışan- lan, sendikalan epey zora sokacak yeni düzenlemeleri içermektedir. Çalışanların ve temsilcileri işçi sendikalannın karşı çüctığı fakat sonunda uzlaşmak zorunda kal- düdan yeni İş Yasası tasansı eko- nominin ve yaşanan üçüncü sa- nayi devriminin acımasız gerçek- leri ile yüzleşmek cesaretini gös- teren yürekli birtasandır. Bunahm (lcriz) nedeniyle kapanan, zorun- lu olarak üretime ara verilen işyer- lerinin ışçile/i ücretsiz izinlere çı- kanlarak ücretlerini alamayarak çok sömürülmüşlerdir. Yeni tasa- n hem çalışanların bundan böyle sömürülmesini önleyecek hem de işverenlerin ekonomik ve tekno- lojik sıkıntüanna yanıt verecek bir orta yol tasansıdır. Bilim adamlannın hazırladığı tasannın 7. maddesi de iş sözleş- mesinin devrine olanak tanımak- ta, m. 8'de işçinin başka bir işve- rene ödünç verilmesini kabul et- mekte,m. 12'dezincirleme hizmet sözleşmesi (art arda belirii süreli sözleşme) yapmayı sürekli söz- leşme olarak kabul etmekte, m. 24'te kıdem tazminatı fonu kur- makta, m. 15'te esnek çalışma (çağn üzerine çalışma) düzenleme- si getirmekte, m.l9-22'de işçinin hizmet akdinin feshine karşı ko- runması ve geçersiz feshin sonuç- lannı düzenlemekte, m. 36'da ac- ze düşen işverenlerin üç aylüc üc- ret borçlannın ücret garanti fo- nundan ödenmesini sağlamakta, m. 66 telafi çalışması yapılması- nı düzenlemektedir. Bu tasan bütünü De yasalaşırsa 4773 sayın tş Güvencesi Yasası yü- rürlûkten kalkacak, çünkü aynı hükümler, basm mesleğin<te çab- şanlar ileflgflibötüm eksik olarak, yeni tasanda buhınmaktadır. Ba- sm çahşanlan ve sendika temsilci- leri ile ilgili 4773 sayıh yasada bu- hman hükümler, bir biçimde mut- laka sakh rurulmabdır. Yeni tasan yasalaşır ve işveren- ler tarafindan iyi niyetle uygula- nırsa çalışma yaşamına belli bir ra- hatlüc getirebüir, fakat kötü niyet- li uygulamalar işçiyi ve işçinin sendikalaşma çabalanna ciddi en- geller yaratabüir. Iş sözleşmesi- nin devri ve ödünç iş ilişkisı her ne kadar işçinin nzasını ön koşul olarak aramışsa da bu koşulun ol- madığı ve işverenin buna rağmen işçiyi işyerinden ayrümaya zorla- dığı durumlarda yaptınm ne ola- caktır? Tasanda bu konuda boşluk var ve bu işçüerin sendücalaşma eğüimlerinin önüne ciddi bir en- gel çücarabüir. Kıdem tazminatı fonu 1475 sayüı yasanın 14. mad- desinde var, fakat bir türlü kuru- lamadı. Bu fonun kurulması iki taraf için de yararh olacaknr. Ye- ni düzenleme 10 yıllık işçinin is- temesi halinde kıdem tazminannı alabümesini öngörmektedir. Adı- na vefa ödencesi diyeceğim bu ye- nilüc "Neden sadece, 10 >ılhk işçi için var" sorusunu akla getiriyor. Kıdem tazminatına hak kazanan her işçinin bunu alabilmesi daha hakça bir çözüm olur diye düşü- nüyorum. Sonuç Yeni koşullara ve yeni gereksi- nimlere göre yeni yasalar toplum- sal yaşamın düzeyini yüceltecek girişimlerdir. Yeni yasalar yürür- lüğe konurken var olan haklann za- yıflatüması ya da yok edilmesine olanak tanınmamalıdır. Yasama organının bu konuda çok duyarlı olması gerekmektedir. tyi niyetle uygulanması koşulu üe yasanın bütünlüğünün çalışma yaşamımıza olumlu kaüalan ola- cağına inanıyorum. Değindiğimiz konular irdelenirse çalışanlann kuşkulan kolayca giderilebilir. Tasan yasalaşırsa yargı organ- lanna ve özellüde iş mahkemele- rine çok iş çıkma olasıhğı yük- sektir. Özellüde hizmet akdinin feshinin yargıca denetlenmesi ko- nusunda Adalet Bakanlığı mutla- ka sadece iş güvenliği konusu ile ilgilenecek özel iş mahkemeleri kurmalı ve var olan iş mahkeme- lerini kadro ve yeni yargıç atama- lan ile desteklemelidir. Bu yapılmaz, yeni yasa kötü ni- yetle uygulanır ve yargı yeni so- runlara çözüm bulamayıp ya da çok geç çözümler üreterek çökerse, çalışma ortamınm yangın yerine dönmesi kaçınıhnaz olur. İllere Göre Elektrik Tarifesi... MllSa Ç E Ç E N TMMOB Elektrik Müh. Odası, tzmir Şube Yön. Kurulu Bşk. E nerjkie kaosun yeni maya sokulacağı belırtilen gulama için referans aknk- merkezi:EPDK "rekabetdÖDemT (') başla- 3 Mart 2003 günü dı. EPDK, yeterince tarnşıl- mayanbötgesdtarifeuygu-Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafindan Abant'ta düzenlenen "Ener- jiSektörününVenidenYapı- landmbnası" konulu toplan- tıda uygulamanın sıkıntılı olacagı yönünde işareüer ve- rüdi. EPDK Başkanı Yusuf Günay'ın, yeni dönemde gerçek maliyetleri yansıtan bir fıyatlandırmanın yaşa- ma geçirilmesi gerektiğine vurguyaparken, "Kamınun şu an ürettigi elektriğin ger- çekmalhctini bihnediğini ve rekabetçi piyasaya geçme- nin koşuDannm benûz sağ- viiTyıılamasi dıkkat çekti. Günay'ınbede- li 2.2 katrilyon TL olarak hesaplanan enerji kayıplan, DSİ Hidrolik Santralİan'nın devrinin yapüamamış olma- sı ve ülkemizde soygun fî- yatlan üe elektrik üreterek kamuya satan ve bedelini kamu eliyle toplayan Yİ ve YİD sözleşmelerinden dem vurduğu öğrenildi. Enerji piyasasında 3 Mart tarihinden iöbaren uygula- lamasına geçiş için hükü- mettenonayalamayınca ye- ni birtaroşmayaratacak olan "übaznKUeJektriktarifesT karannı açüdadı. Bu tarife uygulamasına 2003 Tem- muzu'ndageçüecek. Yüksek Planlama Kurulu engeline takılan bölgesel etektrik ta- rifesiyerine, EPDK daha va- hım olan il bazmda elektrik tarifesi karan üe elektnk enerjisi fıyatian 43 üde aza- lnken, 38 Üde yükselecek. En düşük fıyat Izmir'de (mes- ken) 101.100.- TL/kW ve en yüksek fıyat ise Hakkâ- ri'de292.920.-TL/kWola- cak. EPDKtaranndan açüc- lanan bu tarifeye dayanak olarak ülerdeki kayıp-kaçak oranının gösterildiği büin- mektedır. Garip olan durum iseEPDKBaşkanı Günay'ın "Nedenlerini araşonyoruz. Mutlaka enerji enstitüsü ku- racağız. Kayıp-kaçak oran- larmdan büe şfiphe edho- rum.Rakamlarbirbiriniûıt- muyor" demesidir. "Yeniuy- lankmip-kacakoranlannm girvçnilirde^rierohnadıgh nı açıklamasına karşıhk. bu oranlara bağta olarak illere göre elektrik fiyaü açıkla- maa ise EPDK Başkanı Gü- na> 'ı ayn bir garabete sü- rüklemektedir!-'' Yeni açüdanan tarifelerin tartışılacağı kesın olmakla birlücte, hükümet onayı ol- masa bile uygulamaya geçi- lecektir. Ve EMO bu tarüş- mada ana eksen olmak zo- rundadır. Konu birçok boyu- tu ile tarüşümah, teknüc bo- yutu ile sınırh kalan bir de- ğerlendirmeden kaçınüma- hdır. • Amaç Boyutu: Elektrik alanında verimlüik, rekabe- te açüma, nıtelıklı (kaliteli) ucuz enerii söylemiyle kâr- lı bölgeler özelleştirmeye yöneük olarak parçalanmak- tadır. • Kayıp-Kaçak BoyTrtu: Bu iki kavram birlücte kul- lanılarak kafa kanşünlmak- ta, kavramlar yanhş kullanı- larak kârh üler özelleştirme için ayrümaktadır. Kayıplar enerji alanında yanhş polı- tücalar sonucu oluşan yan- nmsızlıkla, kaçaklar ise bu politücalar ve ülkede uygu- lanan genel politikalann so- nucunda ortaya çıkan yok- sullukla (da) beslenmektedir. Bu sonuçlann düzeltümesi sağlanmadan kayıplar ve ka- çaklar önlenemeyecektir. • Gerçekük Bovutu: Iz- mir üine göre yaklaşık yüz- de 290 daha pahalı fıyata elektrik kullanacak olan Hakkâri üinde bu fıyat ka- çak kuüanıma nasıl etkı ya- pacaknr? Elektrik zaten ka- çak kullanılıyorsa fıyatını armrmak işe yaramayacak, olan, dürüst bölge yurttaşı- na olacaknr. • Sosyal Boyut: Güney- doğu illennde uzun yıllar yaşanan acı gelişmelerin de- ğerlendirüdiği süreçte ortak görüş olarak bölge ve bölge insanının ihmal edüdiği, sos- yo- ekonomik kalkınmasının mutlaka sağlanması gerek- tiği, bunun için ise bölgede yaşayan insanlann iş-aş sa- hibi yapümasının önemi vur- gulanmıştır. Bu uygulama üe gerçekler göz ardı edil- mektedir. "Günejdoğu ille- rininmakûstatibiEPDKka- rarianna hafttaımmay?.." ( m Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı URK MEDYASI DAHA İYİ GAZETECİLERE IHTIYACI VAR. Program: Haftada 3 g- • -5: Nm 3-5 sene arası ae p ıe>ım sahibi Te\."cuf ça'ıjan qczetec; ler ici^dir Yer: Boğaziçi Üniversitesi Kampüsü Tarih: o i ıVı-jr - "• o <- • ^ersler, zo'unlu' ve uz ;-E-: r *ıe' i "-arj L iki gruba O'J" rrıjtıı. Ders ve Semmerlerden bazılan: ıterin yapısı/kurgusu r'j- ' ' •.•"'i/Styasi/Ekonomi habe'len \'-> • ve Sosyal Sorümluluk' retecilik Hukuku Türkiye'yi daha açık bir toplum haline getirecek ve Türkiye'de ifade özgüriüğünü arhracak etken medyadır. Türk medyasının kalitesini artırmak, etik ve profesyonel bakış açısını geliştirmek için şimdi medyanın daha iyi gazetecilere ihtiyacı var. Kariyerinde daha hızlı ilerlemek ve gazetecilik alanında kendini geliştirmek isteyen füm genç gazetecileri Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı'na çağınyoruz. Türk ve dünya basın tarihinin en önemli gazetecileri ve akademisyenlerinin eğitmen olarak katılacağı Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı', ülkemizdeki medyanın geleceğine hizmet edecek geniş kapsamlı bir gazetecilik eğitim programıdır. Son başvuru tarihi : 24 Mart 2003 Başvurularınız icin [email protected] (0212)224 95 13-15 : , \ M \ ı \ . •••! - :M . ; \ U • Uluslararası Basın EnstitiHü Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı için katılımcıbr hiçbir ucre< • Yannm veBölgeAynm- ahğı Bayutu: Bu uygulama ise bölgede birçok ilin yan- nm yapılmayacak yöre olu- şunu kesinleştirerek, ülke- nin baüsı gizli ve haksız ya- tınm teşviki almakta, yannm yapacaldara batı illeri tavsi- ye edümektedir. Böylece bir yandan yatınmlar yönlen- dirilerek EPDK'nin özelleş- tirme için baü ülerini alnn tepside sunmahazırhğı yap- üğı gözlenmektedir. Bu ka- bul edüemez. • Hukuk Bmntu: Elekt- rik enerjisi temel ve kamu- sal ürün niteligindedir. Ülke- de yaşayan yurttaşlann tama- mı bu üründen yararlanma- da eşit haklara sahiptir. Ül- kenin bir bölümünde yaşa- yan yurttaşlar bu uygulama üe kayınlmaktadır. Izmir ve Hakkâri'de yaşayan, tüketti- ği elektriği çalmayan ve be- deUni zamanında ödeyen iki yurttaş arasında aynm ya- püması anayasamızın eşıtlık ükesine aykındır. • Uluslararası Bo>Tiru: AB 'nin enerji koridoru özel- liğindeki Türkiye, ABD'nin yakındoğuya yerleşmesi üe enerji alanında bir zorlamay- la karşı karşıya kalabilir. Dünyanın gözü bu bölgenin enerji kaynaklannın üzerin- deyken Türkiye'nin hâlâ de- neme-yanüma uygulamala- nyla zaman ve kaynak yitir- mesi kabul edüemez. Ivedi- likle ulusal enerji politücası oluşturulmak üzere bir sureç başlatümah. EPDK tarafindan düzen- lenen toplannda anayasal bir kurum olarak EMO'nun da- vet edilmemesine karşılüc Dünya Bankası temsücisi- nin bulunması kabul edüe- mez. A. Chhibber, Türki- ye'nin îtalya ve Portekiz'den sonra Avrupa'da en yüksek elektrik fıyaûna sahip ülke olduğunu, son 5 üa 7 yüda Hazine garantili yapılan enerji yatınmlannın Türki- ye'ye maliyetinin 10 müyar dolar olduğunu söylemekle EMO'nun 1990yüındayap- tığı açüdamalan bugün tek- rarlamaktan öteye gideme- miştir. EPDK ülkemiz için yan- hş bir kurumdur. Derhal ka- panlarak, uygulamalan or- tadan kaldırdmah, enerji sek- töründe kamu eksenli, siya- sal etküerden anndınhnış, merkezsel bir yapı oluştu- rulmalıdır. Aksi takdirde, Ajay Chhibber gibüeri 10 yü son- ra yine gelecek ve çok daha büyük boyutta ülke kayıpla- nnı açıklayacaktır!.. PENCERE HIPS veÇılgınlık Manüğı Yedi BltJrdi... LJse son sınıfa eriştiğimizde önümüze bir kitap koymuşlardı. Kapağında "Mantık" yazıyordu... Doğru düşünme sanatı, gerçeklere erişmenin kurallan, sağduyulu akıl yürütmenin koşullan ve bilimselliğin yöntemleriyle öğrencileri tanıştırmak için yazılmış aydınlanma aracrydı mantık... • Bilgiçlik taslamaya gerek yok!.. En sade mantı- ğı günümüze uyarfayalım... Amerikan Başkanı Bush diyor ki: - Saddam dünya için ağır bir tehlike, büyük bir tehdittir, yokedilmeli... - Nasıl yok edeceksin?.. - Irak'a savaş açacağımL - Savaş uzayabilir, hem insanlara yazık değil mi?.. - Yok canım, üç beş günde, bilemedin bir hafta- da Irak'ın işini bitiririz. - Peki, bir haftada işini bitireceğin kişi dünya için nasıl tehdit olabilir?.. • Koskoca Avrupa ve Amerika işi gücü bıraktı; dünya şimdi bu konuyla uğraşıyor... 1991 'deki Körfez Savaşı'nda tezelden pes eden bu Saddam'ın Irak'ı değil miydi?.. Birieşmiş Milletler uzmanlan, nezamandır, Irak'ta arama tarama yapıyoriar, girmedikleri çıkmadıkla- n yer kalmadı, dünya için tehlikeli silahlan bir tür- lü bulamıyorlar, bu ne biçim iştir?.. Küreselleşme'nin patronu Bush'un savlan ger- çekte tımarhanelik bir öz taşıyor... Ama Fransa, Italya, Ispanya, Rusya, Almanya, Türkiye, Ingiltere vb. bu mantığın -ya da mantık- sızlığın- içinde çırpınıyoriar. Dünya sanki koca bir tımarhane!.. Televizyonu açıyorsun, uçakgemileri, jetler, zırh- lılar, dretnotlar, tanklar, askerier, askerler, askerler, konvoylar, konvoylar, konvoylar; harp çoktan baş- ladı bile... Türkiye topun ağzında... • Peki, topun ağzındaki Türkiye ne âlemde?.. Recep Tayyip, hükümetini kurmak için AKP için- de çabalıyor... Bizim medyanın da zaten var olmayan mantığı çoktan çarpılmış; ortada ciddi bir sorun varmış gi- bi Başbakan adayının hükümeti kurma çalışmala- nnı izliyoruz... Gül gitti.. Sanki yeni bir parti geldi de Recep Tayyip bam- başka bir hükümet kuracakmış havası pompala- nıyor!.. Üç aydan beri Türkiye'nin yönetimini yüzü- ne gözüne bulaştıran kadronun başında Tayyip yok muydu?.. Yoksa hepimiz rüya mı gördük?.. ABD Başkanı Bush'la baş başa konuşup ada- ma olmadık sözleri veren kimdi?.. Şimdi verdiği sözlerin kefaretini Türfciye'ye ödet- mek isteyen kim?.. Tezkereyi Meclis'ten çıkarmak için elinden ge- leni ardına koymayıp, sonra da bozum olunca ye- ni numaralar arayan kişi Recap Tayyip değil midir?.. • Hep birlikte sıradan, sade ve basit mantığın da dışına savrulduk; el ele uçuyoruz... Bush gibi bir çılgının bölgemizdeki akıl almaz saldırganlığı, Türkiye'yi önüne katıp savaşa sürük- lerken, ülkemizde doğru dürüst, deneyimli, aklı ba- şında bir yönetime gerek vardı; başımızda ne yap- tığının farkında olmayan hırslı acemilerin bulun- ması birtalihsizlik... TÜRKİYE'NİN PLASTİK SANATLAR DERGİSİ (4.SAYI BAYİLERDE... san BU SAYIDA: -İSMAİLTUNÂU -KAYAÖZSEZON • KAYIHAN KESKİNOK -KfYMJBTGfeAY - A8DUlKADm GÖNYA2 -CEIAIBİNZET -GütSEÜİNAl • AHMET KAMİL GÖREN -CANANKYKAL - AHAAET ÖZEl - GÛISEN 8AL - NİLGÜN YÜİCSEL - NİLÜFER C«vlDİN - SOtMAZ BUNUIDAY -MELİSHANDEVRİM - TEKİN ÖSTÛNDAĞ DOSYA: SAVAŞ VE PLASTİK SANATLAR PANEL - FORUM ABD-SAVAŞ-HUKUK YÖNETİCİ : Av. Yücel SAYMAN KATTLANLAR : Prof. Dr. Baskın ORAN Yayıncı-Yazar Dr. Ömer M.4DR.4 Prof. Dr. Semih GE1VL\L.M.\Z Yrd. Doç Çağn ERHAN Gazeteci - Yazar Ali BULAÇ 15.03.2003 - Comartesi - Suı, 13.00 -18.00 Pmideıt OTEL - Mınnını ÎALONT - rıyatn» C»d. B«yıadST. İıtanbol A\ikatlan Bınş Platformu Adııa Av. Bihri BıvTam BELEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle