Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 2003 SAU CUMHURİYET SAYFA
JV LJ L J 1. U İY kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Şair Tuna Kiremitçi, okurlannm karşısma hüznü, aşkı ve yaşamı anlatan ilk romanıyla çıktı
Gitmeye ve kahnaya dairVEINA ÇALÎPİS
Tuna Kiremitçi, Git Kendini
Çok Sevdinneden ile (Doğan Ki-
tap) romana, içerigi kadar adıyla da
iddialı bir gınş yaptı. Roman, çocu-
ğumın ölümünün verdiğı acıyla git-
tiği, ılk gençlik yıllaruıın geçtiği Es-
kişehir'deki evinde kenduıi bulmaya
çalışan Arda'nın yaşamını ele alıyor.
Her gecenin sonunda aydmlık var
misali, Arda yaşadığı o zor günler-
den kendini kurtarmaya çalışırken
karştsına birden ilk aşkı çıkıyor. Ve
konu daha da çıkmaz bir hal alıyor.
Bu kez de yenı bir sorgu başlıyor:
Gitmek mi gerek. malmak mı?
-Romana yöneüşinizi neye bağ-
lıyorsunuz?
TUNA KİREVIİTÇt - Her za-
man roman yazmak gibi bir hayalim
vardı. Beni romana götüren iki şey
var; uzvtn yıllardan ben uğraştığım
şiir ve üniversitede aldığım sinema
eğitimi. Özellikk modem şiir bir dil
disiplini kazandırdı. Yazdığım her
kelimenin hesabuıı kendime verme-
yi öğretti. Sinema eğitimiyse hem
görsel dili kullanmada, hem de insan
gerçeğini dramatıkyapı içinde anlat-
ma konusunda bir takım ipuçlan
edinmemi sağladı. Şiir ve sinema i-
ki elimden tutupbeni romanm eşıği-
ne kadar getirdiler,
'Kendi kuşağımın romanr
-Şiirlerinizde Oktay Rifat ve
tkinci Yeni'nin izlerine rastlıyo-
ruz. Yaa için kimleri örnek alıyor-
sunuz?
KÎREMİTÇİ-Sevdiğim yazarlar
Orban Kemah Ahmet Hamdi Tan-
pınar, Reşat ISuri Güntekin, Fla-
ubert, Hemingway ve Kafka. tyi
tanıdığım insanlan anlarmaya, onla-
n temel insanlık durumlan içinde
göstermeye ve çok da emin olmadı-
ğım konularda büyük laf etmemeye
çahşıyorum. Bu konularda Orhan
Kemal okumuş olmamın katkılan
olduğunu düşünüyonım.
- Tanıdığım insanlan yazmayı
tercih ediyorum dediniz. Bu roma-
nınızdaki kahramanlarıı» ne ka-
dan gerçek, ne kadan kurgu?
INI
OK SEVDİRMEDEN
'N KİREMİTÇİ
B
KİREMtTÇt-Otobıyografik bir
roman değil, ama yarattığım karak-
terlerin çoğunda benden bir şeyler
var. Çoğu hayatta tanığım insanların
bileşiminden kaynaklanıyor.
- Modern kurguyla klasik bir te-
ma...
KİREMtTÇİ- Klasik romanlan
ve anlatılan çok severim. Bu tür ki-
taplar insanı ve insanın iç dünyasını
çok iyi anlatıyor. Bunun yanı sıra
modern romanınbize getirmiş oldu-
ğu birtakım farklı anlatım tekrükle-
ri var. Klasik romanminsancılhğı ve
modern romanın oyunculuğu bir ara-
ya geldiği zaman ılginç şeylerin or-
taya çıktığını düşünüyonım.
-Bir erkeğin bir kadını kendi gö-
zünden anlatması zor bir şey. Fa-
kat son günlerde erkek yazarlar
bunu çok sık yapmaya başladdar...
KtREMtTÇİ- O İcadar da zor ol-
duğunu düşünmüyorum. Yeterince
derine bakarsak erkek ya da kadını
birbirine bağlayan ortak birtakım
noktalar var. Mesela, hayat karşısın-
daki güçlüklerimiz, zayıflıklanmız,
yaptığımız aptallıklar, korkulanmız.
Bir erkeğin bir kadını anlatması çok
zevkli.
ir erkeğin bir
kadını anlatmasının
zor olduğunu
düşünmüyorum.
Yeterince derine
bakarsak erkekya da
kadını birbirine
bağlayan ortak
birtakım noktalar var.
Mesela, hayat
karşısındaki
güçlüklerimiz,
zayıflıklanmız,
yaptığımız aptallıklar,
korkularımız.
Bir erkeğin bir kadını
anlatması çok zevkli.
Empati yeteneğimin olduğunu dü-
şünüyonım. Başlarda bir kadını an-
latmak biraz korkutucuydu belki, a-
ma belli bir yerden sonra çok zor da
değildi; sadece bir kadını değil, bir
insanı anlattım.
-Bu roman, bir tür, elden kuş gi-
bi uçup giden gençliğin romanı
olarak da nitelenebilir mi?
KİREMİTÇİ- Evet. Benim ken-
di kuşağım üzerine bu roman...
Gençliğin yavaş yavaş ellerinden
uçup gittiğini gösteriyor. Hissediyor.
Bu her kuşak için dramatik bir şey.
-Neden sevmesini ve gitmesini
bilenler için?
KtREMİTÇÎ- Her ikisini yap-
mak da büyük cesaret gerektiriyor.
Bu romanı ikisine de cesaret edebi-
lecek bir arkadaşımla konuşur gibi
yazmak istedim. Çünkü bu cesarete
sahip msanlarla konuşmak güzel bir
şey.
-Arda büyük acılar sonunda
gençliğinin geçtiği eve dönüp ken-
disiyle besaplaşıyor. Her travma
yaşamın sorgulayışını mı getiri-
yor?
KİREMÎTÇt-Çok emin değilim.
însan başını bir taşa çarptıktan son-
ra veya büyük travmanın ardmdan
hayatını gözden geçirmek ister. Bu
zannedıyorum ınsani bir refleks, tam
tersi de olabilir. Bu kendi kişiliğimi-
ze, hayata bakışımıza göre değişen
bir şey bence.
Yaşadıklarımızdan
kaçamayız
-"Senden başkası zarar veremez
sana" diyorsunuz. Bu söz biraz da
insanın en büyük düşmanının
kendisi olabileceğini mi gösteri-
yor?
KÎREMtTÇİ-Sonuçta insan ken-
dini bildiği sürece belli bir yere ka-
dar kendini yaralayabilir. tçimizde
yaşadığımız bazı şeyler var; zaafla-
runız, çelişkiler, kararsızhklar gibi.
tnsan olduğumuz için de bunlardan
kaçmak gibi bir seçeneğimiz yok.
-Bir söyleşinizde "Okumaktan
hoşlandığım bir roman yazmak is-
tedim" demiştiniz. Edebiyat bu
kadar birevsel mi?
KİREMİTÇt-Hep derler ya
okurlan düşünerek yazmak lazım.
Okurlan düşünerek, kendimin de o
okurlardanbiri olduğumu hesaba ka-
tarak yazdım. Kitabevine girip satm
aldığımda okuyabileceğim bir şey
yazmak istedim. Şunu düşündüm,
bu kitabı okuyacak insanlardan da-
ha zeki değilim. Dolayısıyla onlara
ukalalık yapamam, büyük sözler
söyleyemem, bir şey dayatamam.
Sadece bir insanlık durumunu eli yü-
zü düzgün bir şekilde anlatmaya ça-
hşabilirim. Ben de bunu yaptım.
11 Eylııl 1973te tanklar ve savaş uçaklarıyla yıkılan başkanlık sarayından sonra. sıra ozan Pablo Neruda'ya gelmişti
Şilili ozanlar Pinochet'i unutmuyor
ENGİN AŞK1N
Birçok Güney Amerika ken-
tinin en büyük caddeleri gibi,
Şili'de Santiago kentinin "Pro-
videncia" adlı zenginler sem-
tindeki "Avenida 11 de Septi-
embre -11 Eylül Caddesi" de
simgesel bir anlam taşır. Made-
ni paralann üstünde de görülen
"11 EylüT yazısı, Henry Kis-
singer'in sahnelediği Pinochet
darbesini "onurlandırmak"
amacıyla tasarlanmıştır. Şilili
darbecilerin deyişiyle, "Ülke-
nin lazdlardan anndığı, kur-
tuluş gününün adıdır 11 Ey-
lül^
Askerler ve Neruda...
Amerika'nın 11 Eylül'ünü
çağnştıran bu yazı, şimdi için-
de sosyalist iktidann başırun
oturduğu "La Moneda" adlı
başkanlık sarayının yerle bir
edilişini de anımsatır. 11 Eylül
1973'te sabaha karşı tanklann
vc savaş uçaklannın, intihar e-
den Dr. Salvador Allende ile
birlikte yok ettiği başkanlık sa-
rayından sonra,. sıra ozan Pablo Ne-
ruda'ya gelmişti.
IslaNegraadasmdayaşayan Neru-
da'nın, Büyük Okyanus'un dalgala-
rının kucakladığı bir kayanın üstün-
deki evini basan askerler, ozanı tar-
taklayarak sokağa attıktan sonra, bin-
lerce kitabınbulunduğu evini de dar-
madağın ettiler. Nenıda'nın yıllardır
biriktirdiği değerli eşyayı yagmala-
yan Şilili subaylar çeiirip gittiklerin-
de evin durumu, başkanlık sarayın-
dan farksızdı. Evinin yağmalanma-
sından çok kısa bir süre sonra, ozan
ıldızlarla kaplı
gökyüzünde
dolasıp duran
helikopterden,
Neruda 'nın
resimleri de
dökülüyor alana.
Çocuklar
koşuşuyor,
topladıkları
resimleri
annelerine
götürüyorlar.
Belleklerden
çıkmayan Pinochet
ise, adaletin
karşısında hesap
vermeden
yasamayı
sürdürüyor
sonsuzluğa göçmüştü.
Neruda bugün ona saygıyla bağlı
olan halkrndan yine ilgi görüyor. Evi-
ni bir müzeye çeviren şimdiki hükü-
met, yağmadan geriye kalan eşyala-
nn sergüendiği müzeyle, büyük oza-
nı onurlandınrken, Isla Negra Kato-
lik Şili'nin kutsal bir tapınağına dö-
nüştü. Tatil günleri yüzlerce ziyaret-
çisi olan Isla Negra, 1973 darbesirün
ardından yabancı ülkelere kaçmak
zorunda kalan Şilililerin de uğradığı
bir yer şimdi. Çoğu Avrupa ve Kana-
da'da yaşamakta olan sürgün Şililile-
rin, ellerinde beyaz zambaklarla, Ne-
ruda'nun evine gelişi sık raslananbir
görüntüdür.
Ozanın tutkun olduğu Santiago,
darbeden 30 yıl sonra yepyeni bir
coşkuyu, yurt ve şiir sevdasını sim-
geleyen bir kent oldu. Her cuma ak-
şamı başkanlık sarayı "La Mone-
da
M
mn bulunduğu "Plaza de la
Constitucion - Anayasa Alanı"nrn
çevresinde, büyük bir şiir şenliği ya-
pılıyor ve Şilili ozanlar, başka Güney
Amerikah ozanlarla buluşuyor.
Anayasa alanında...
Başkanlık Sarayı'nın ve çevredeki
öteki yapılann pencerelerine çıkan
ozanlar, ışıklann sarmaladığı bir gö-
rünümde on binlercekişiye şiir okur-
ken, ışıldaklarım alana yönelten bü-
yük bir helikopterden bınlerce minik
kâğıt yağıyor.
Kitap kurtlanrun, okunan bölümü
belirlemek için kullandığı küçük
kartlardır bunlar. Sırası gelip pence-
relere gelen ozanlar, şiir okumaya
başlar başladığında, "Anayasa Ala-
nı"nın dört bir yanına asılan yüksel-
teçlerden de müziğin görkemi duyu-
luyor. Latin Amerikan kökenli, kla-
sik, çağcıl bir müzikle şiirin birlikte-
liği birçok insanın sessizce ağlama-
sına neden oluyor "Anayasa Ala-
nı"nda. 27 yıl önce darbenin başla-
dığı yerde, şiiri bir başkaldın simge-
sine dönüştüren ozanlan bağnna ba-
sıyor Şili halkı.
Her ozan okuduğu şiir sonrası,
"Pinochet, seniunutmadık" sözle-
rini söylerken, binlerce ağızdanpro-
testo çığlıklan duyuluyor.
Yıldızlarla kaplı gökyüzünde dola-
şıp duran helikopterden, Nenıda'nın
resimleri de dökülüyor alana. Çocuk-
lar koşuşuyor, topladıklan resimleri
annelerine götürüyorlar. Bellekler-
den çıkmayan Pinochet ise, adaletin
karşısında hesap vermeden yaşama-
yı sürdürüyor.
Varsıllann, işadamlannın, subay-
lann oluşturduğu oligarşi bir yanda,
ortadirek ve yoksullar öbür yanda,
Şilibölünmüş bir toplum olmayı sür-
dürüyor eskisi gibi.
Yaşam da sürüp gidiyor ama ada-
let bekleyen yarah yüreklerin sızısı
hiç dinmiyor. Santiago'daki şiir iz-
lencelerinin yapıldığı alanda, yine
düzinelerce yeşil giysili polis oluyor.
Ama o acımasız polisler değilbunlar.
Pinochet'nin saldırgan polislerinin
çoktan emekli olduğunu anımsıyor
bellekler.Nenıda, Gabriela Mistral
ve şiirin diğer büyük adlan özgürce
yankılanıyor "Anayasa Alanı".
Üç ev satın alındı, on ikisi için görüşmeler sürüyor
Niğde tarihi yenileniyor
MEHMET GOKKAYA
NtĞDE - Niğde Valiliği Hizmetlenni Geliştırme
Derneği ve îl Özel îdaresi'nin işbirliği ile hazırlanan
Niğde'deki tarihi değeriere sahip koruma altındaki
evleri kurtarmaprojesi Vali Refik Aslan Öztürk'ün
öncülüğünde yaşama geçiriliyor. Restorasyon için 3
ev satın alındı, 12'süıin sahipleriyle görüşmeler sü-
rüyor.
Niğde'deki tarihi değere sahip eski evleri eski do-
kusunauygun restorasyonyaptırarakturizme kazan-
dırmak için Niğde Valiliği ve îl Özel tdaresi'nin ça-
lışmalan hız kazandı. Özellikle Sungurbey Mahal-
lesi Cullaz Sokak'ta yoğunlaşan eski evlerin 15 ta-
nesine koruma kurulunun onayvyla uygun proje ha-
zırlanmasıyla ev sahipleriyle yapılan görüşmelerde
üç evin satın alındığı, on iki evin sahipleriyle de gö-
rüşmelerin sürdüğünübelirten Vali Refik Aslan Oz-
türk. "Eski evlerin dokusunu koruyarak, koruma
kurulunun onayıyla Sungurbey Mahallesi, Cullaz
Sokak'takileri turizme yönelik çarşı durumuna
getireceğiz. Sivil mimarinin son örnekleri olan
eserleri koruma>i amaçlayan projemiz var. Kapa-
dok\a bölgesinde olan Niğde'nin turizm pastasın-
dan gerekli payı alnıasını sağlamayı hedefledik.
Projemize uygun 15 evden 3' ünü satın aldık.
12'sinin sahipleriyle pazarlığımız sürüyor. Sat-
mazlarsa kamulaştırmayı düşünüyoruz" dedi.
SondönemTÜPktilmlen
• Kültür Servisi - Banş Manço Kültür Merkezi
evsahipliği yaptığı pek çok etkinliğe bir yenisini
daha ekledi. Merkezde her perşembe günü son
dönem Türk fılmleri gösterileri yapılacak. Bu
hafta 19.15'te Nuri Bilge Ceylan'ın 'Mayıs
Sıkıntısı' ve 27 Şubat saat 19.15'te Ömer
Vargı'nın yönettiği 'Her Şey Çok Güzel Olacak'
filmleri gösterilecek. (0 216 418 16 46)
Çocuklardan karîkatür şöleni
• ANKARA (AA) - Karikatür Vakfi ile TRT,
7-17 yaşlan arasuıdaki çocuk ve gençlerin
katılacağı uluslararası bir karikatür yanşması
düzenledi. Etkinliğin 25. yıh dolayısıyla
düzenlenen '7-17 Uluslararası Kankatür
Yanşması', 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı'nı uluslararası düzeyde
kutlamayı, bayram sevincini dünya çocuklanyla
paylaşmayı, kardeşlik, sevgi, dostluk bağlanm
geliştirmeyi ve onlan banşçıl bir geleceğe
hazırlamayı hedefliyor. Konusu serbest olan
yanşmada, bilgısayar ortamında tasarlanmış
karikatürler CD ROM'a kaydedilerek postayla
ya da JPEG formatında 30Ö dpi çözünülürlükte
internet üzennden gönderilebilecek.
En çok 3 yapıtla katılınabilecek yanşma için
karikatürlerin arkasına ad, soyad, doğum tarihi,
okul ve adreslerini yazılması gerekiyor.
Karikatürler 15 Mart 2003 tarihinde kadar
'7-17 Karikatür Yanşması- PK: 364 06443
Yenişehir- Ankara' adresine ya da internet
üzerinden '"infoî7- 17.org' elektronik posta
adresine gönderebilecek. Yanşmada, büyük ödül
1000 dolar olarak belirlenirken, dört yanşmacıya
da 5OO'er dolarhk başan ödülleri venlecek.
Jolie geleceğin dünyasında
• Kültür Servisi - Oyuncu kadrosuyla dikkat
çeken 'Geleceğin Dünyası The Vvbrld of
Tomorrow' adlı
bılim-kurgu
filmine oyuncu
Angelina Jolie de|
katıldı. Kerry
Conron'ınilk
yönetmenlik
denemesi olan
filmde Jolie'nin
yanı sıra Jude
Law ve G\V7neth
Paltrovv rol
alıyor. Film,
büyük savaş
öncesine
uzanarak,
olaylann
bilinmeyen
yönlerini ortaya
çıkarmayı
amaçhyor.
BiralahPikasmdankültüre
• İSTANBUL (AA) - Şışh Beledıyesi, tarihi
Bomontı Bira Fabrikası'nı Kültür Merkezi haline
getirmeyi planlıyor. Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sangül, Kültür Merkezi projesini,
fabnka önünde gerçekleştinlen basın toplantısıyla
açıkladı. Sangül, 100 yıllık tarihi Bomonti Bira
Fabrikası'mn tsviçreli Bomontı kardeşler
tarafindan kurulduğunu ve 1938'de Tekel'e
de\Tedildiğini hatırlatarak, 12 yıldır da kaderine
terk edildiğini kaydetti. Halen mülkiyeti
Özelleştirme Idaresı Başkanlığıında (ÖtB) olan
fabrika binasmı kültür merkezi haline getirmek
için gerekli başvurulan yaptıklannı ifade eden
Sangül, projenin de tamamlanmak üzere
olduğunu dile getirdi. Binayı 49 yılhğına
kiralamak istediklerini ıfade eden Sangül. burayı,
içerisinde tiyatro ve sinema salonlan olan,
kostüm ve dekor imalathaneleri ile resim ve
seramik atölyelerinın yer aldığı bir merkez, öte
yandan 1000-1500 öğrencimn eğitim
görebileceği bir konservatuvar haline getirmek
istediklerini anlattı. Konservatuvar fikrinin
sanatçı Yıldız Kenter'den geldığını kaydeden
Sangül, böylece Kenter'in rüyasımn da gerçek
olacağım anlattı. Toplantıya katılan Yıldız Kenter
ise, 1986'dan bu yana konser\'atuvar için bina
aradıklarrnı, gençlerin halen Kadıköy'deki eski
hal binasında eğitim gördüğünü söyledi.
Sanat Işliği Tıyatrosu'ndan löref
• Kültür Servisi - Sanat Işliği Tiyatrosu, Turgut
Özakman'ınyazdığı 'Töre' adlı
oyunun galasını 24 Şubat Pazartesi günü
saat 20.30'da Atatürk Fen Lisesi Tiyatro
Salonu'nda yapacak. Cenan Çamyurdu'nun
sahneye koyduğu oyun, iki düşman aile
arasındaki kan davasım konu alıyor.
Oyunda, Cenan Çamyurdu'nun yanı sıra
Berna Bozkurt. Nalan Çelikel, Sıbel Seyhan,
Özlem Eryoldaş, Emre Saka, Halil Ergin,
Lale Etili, Güneş Kozal, Derya Aslan, trem Tok,
Çağlar Tüfekçi rol alıyor. (0 216 414 03 32)
BUGUN
• AKMde 15 30da 'Hansel ve Gretel'
operası. (0 212 251 10 23)
• CEMAL REŞtT REY'de 19.30 da
Elisabeta Kazakova (keman) ve Marina
Kapitanova'nın (piyano) konseri.
(0 212 232 98 30)
• AKSANAT'ta 20.00'de Sanat Güncesi
kapsamında 'Git Azıcık tstanbul tste' adlı
Sunay Akın ve Ergüder Yoldaş'ın (piyano)
ortak etkinlıği. (0 212 252 35 03)
• YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ SERMET ÇtFTER
SALONU'nda 18.30'da Ahmet Oktay'm
yöneteceği 'Ayinler' adlı söyleşi. (0 212 252
47 00)
• ATATÜRK KİTAPLIĞIında 18 OO'de
Dücane Cündioğlu ile mantık atölyesi.
(0 212 249 09 45)
• MUAMMER KARACA
TtYATROSU'nda 18.00'de 'llber Ortayh ile
Tarih Yolculuğu'. (0 212 317 77 49)
• NARDİS'te 'Friends Latin Band' konseri
(0 212 244 63 27)