Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Erdoğan'ın İBDA/C'nin ilk yöneticilerinden biri olduğunu ileri süren Topuz daha sonra bunu düzeltti
'Karşıdevrimcüer iktidarda'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Grup Başkanvekili AB
Topuz, Başbakan Tayyip Er-
doğan'ın İBDA-C'nin ilk yö-
neticisi olduğunu belirterek
"Erdoğan'ın değişmediği dö-
nemde yapnklan tüylerimi diken
dJkenedJyor" dedı. Mıllı Görüş'ün
"karşı devrim örgütü" oldu-
ğunu vurgulayan To-
puz, 2002 seçimle-
rinden sonra iktida-
ra karşıdevrimci-
lerin geldiğini ve
Türkive'nin dü-
• Ali Topuz, Erdoğan ile ilgili söylediklerine daha sonra yaptığı açıklamayla netlik
kazandırdı. Topuz, "Önceki açıklamada belirtilen ifadeler Erdoğan'ın yasadışı bir
örgütün yöneticisi olduğunu değil, ancak bu örgütün tabamnı oluşturan 1980
öncesinin AJoncılar Cemiyeti yöneticiliğine işaret etmek üzere kullanılmıştır" dedi.
Zirveye hazırlık
garüşmesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, 12-13 Aralık
günlerinde yapılacak
Avrupa Birlığı zirvesi
öncesinde AB
ülkelerinın
büyükelçileriyle bugün
öğle yemeğinde bir
araya gelecek.
Toplantıda, AB
sürecinde Türkıye'nin
yaptığı reform ve
uygulamalara ilişkin
bilgi vermesi beklenen
Erdoğan, hükümetinin
reformların
sürdürülmesi yönündeki
kararlıhğına vurgu
yapacak.
Milli Eğrtim'de
atamalar
• ANKARA
(Cumhuriyet) - Resmı
Gazete'nin dünkü
sayısuıda yayımlanan
kararnamelere göre, Milli
Egıtım Bakanhğı'ndaki
atama kararlanna yenıleri
eklendı. Buna göre,
Ticaret ve Turizm
Öğretimı Genel
Müdürlüğü Daire
Başkanı Halis
Koyuncuoğlu
Ortaöğretim Burs ve
Yurtlar Daıresi
Başkanlığı'na atanırken
Milli Eğitim Bakanlığı
Müşaviri Nükhet Öner
görevınden alındı.
HSYK binasında
yangın
• ANKARA
(Cumhuriyet) - Adalet
Bakanlığı'nın Hâkimler
ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun(HSYK)
çalışmalannı yürüttüğü
ek binasında dün sabah
saatlerinde yangın çıktı.
Ankara Büyükşehir
Belediyesi itfaiye ekipleri
yangına hemen müdahale
ederken binada çalışanlar
datahliyeedildi.
Akbuluta halya
devlet nişanı
• ANKARA
(Cumhurhet Bürosu) -
Eski Kültiir Bakanlığı
Nîüsteşar Yardımcısı
Hasan Hüseyin
Akbulufa İtalya
hûkümeti devlet nişanı
verildi. İtalyan Kültür
Nterkezi'nde dün
dûzenlenen törende
konuşan Ankara 'nın
tülya Biiyükelçisi
Vıttorio Claudio Surdo,
Akbuluf un, görev
yıptığı dönem içerisinde
lülyan operasının en iyi
şekilde Türkıye'de
tansil edilmesi ortamını
ouşturduğunu kaydetti.
Düzeltme
2? Kasım 2003 tarihli
tazetemizde 'Adres
llamcı Getto' başlığıyla
jiyımlanan haberde
'üreçocaklan Kuran
lursu'nun adı
'Miüışlıkla 'Kavaklı
<ami Kuran Kursu'
Aizılmıştır. Düzeltiriz.
îıyanet İşleri
îaşkanlığı'ndan yapılan
a;ıklamada da "Kartal
?Iüftülüğü'ne bağlı
lavaklı Cami Kuran
lursu adında bir kurs
Tylunmamaktadır"
<enildı.
zenini tümden değiştirmeye dönük
hazırlıklar içinde olduklannı söy-
ledi. Topuz, daha sonra yaptığı
açıklamada ise sözlerinin Erdo-
ğan'ın yasadışı bir örgüt üyesi ol-
duğu anlamında kullanılmadığını
belirtti.
CHP Grup Başkanvekili Alı To-
puz. dün TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında "Islami terör
tanımı kanıma dokunuyor" diyen
Erdoğan'a sert eleştiriler yönelt-
ti. Topuz, son terör olaylannın ar-
dından ortaya atılan "Neredençık-
tıbunlar?" sorusunun yanıtlannın
araranası için geçmişe bakılması
gerektiğini söyledi. 1950 seçira-
lerinden sonra ülkenin adun adım
dinin etküerinin egemen olduğu bir
modele sürüklendiğini vurgula-
yan Topuz, Milli Görüş'ün laik
cumhuriyete yönelik "karşı dev-
rim örgütü" olarak ortaya çıktıgı-
nı söyledi. Topuz, 2002 seçimle-
rinden sonra karşıde\Tİm hareke-
tinin iktidara gelerek rejimi tüm-
den değiştirmeye dönük hazırlık-
lar içine girdiklerini söyledi.
Uluslararası boyutta büyük bir
terör ıçin Türkiye'nin alan seçil-
'Rabıta'da yazdı'
Mumcu'nun
kaleminden
Siret Kongresi
CHP Grup Başkanvekili Ali
Topuz'un birçok uygulamasının
yaşama geçirildiğini belirttiği Si-
ret Kongresi'nde alınan kararla-
n, 1980'liyıllardagazetemizya-
zan UğurMumcu, "Rabıta" ad-
lı çalışmasıyla ilk kez kamuoyu-
na duyurdu.
Siret Kongresi'nde alınan ba-
zı kararlar şöyle:
- Kongreye katılan taraflar, Is-
lami öğretiyi ilkokuldan üniver-
site seviyesine kadar ders olarak
okutmalıdırlar.
- Arapça öğrenimi, bilhassa
Arapçanın ana lisan olmadığı ül-
kelerde mecburi olmalıdır.
- Kuranıkerim'in tamamının
öğretılmesi, ortaöğrenimde zo-
runlu ohnalıdır.
- Bütün tslam ülkelerinde aza-
mi sayıda Islam ögretileri ensti-
tüleri kurulmah ve enstıtüler, îs-
lami çalışmalar yapmalıdırlar.
- îslamın önemli emirve öğüt-
leri, takrir şeklinde kaydedilerek
her türlü vasıta ile yayımlanma-
sı tavsiye edilir.
- Islam ülkelerindeki anayasal
müesseseler, Islami esaslara uy-
durulmalıdır.
- Dünyadakı kadmlar, Islami
yasaklara uymalıdır.
ÇİZMEDEN YUKAR1 MUSAKART
rBızaapece j
ORTüNMB /
/
KULUAMl-
VOgUZ!., J
[email protected]
mesinin ülkede oluşturulan plat-
formdan kaynaklandığını kayde-
den Topuz, Erdoğan'ın "İslami
terör tanımı kanıma dokunuyor"
sözlerinin ardında geçmış dönem-
deki ilişkilerini unutmamasmm
yattığını vurguladı. Topuz şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Erdoğan, İBDA-C'nin başlan-
gıçtaki yöneticilerinden biridir. Is-
lami Büyük Doğu Cephesi. Necip
Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini
yansıtan bir dernektir. Akıncılar
Birüği de 1980 öncesinin MSP
GençlikKoUan'mn kurduğu der-
nektir. Bu iki dernek birieşmiş-
tir, İBDA-C'yi oluşturmuşlar-
dır. yani İslami Büyük Doğu
Akıncüar Cephesi. Dk yönetici-
lerinden birisi de Sayuı Erdo-
ğan'dır. Erdoğan, ÎBDA-C sa-
nıklannı İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Başkanbğı dönemin-
de bdedhede istihdam eOniştir.
Müslüman Kardeşler örgütü-
nün bazıtoplanolannın masraf-
lannı belediyeye bağh şirket-
lerden finanse eden odur. El
Kaide örgütünün çok önemli
bir Bderinin dizinin dibine çö-
küp ondan nasihat alan odur."
Topuz'dan düzeltme
Topuz, ilerleyen saatlerde
yaptığı açıklamada ise tt
1970'B
>illarda yasal örgütlenme olan
Akıncüar Cemiyeti üyelerinin
bazılannm daha sonra İBDA-
C örgüüenmesi içinde yer akh-
ğı bümmektedir. Belirtilen ifa-
delerin. Erdoğan
1
m yasadışı bir
örgütün yöneticisi değil, ancak
bu örgütün tabanım oluşturan
1980 öncesinin Akıncılar Ce-
miyeti yöneticiliğine işaret et-
mek üzere kullanılmısnr" de-
di^
AKFli Çelik: BUgi özüriû
AKP Grup Başkanvekili Fa-
ruk Çelik de verdiği yanıtta,
"Basın toplanüsını yapan ar-
kadaşunız bilgi özürlü. siyasi
cehalet ve her türlü nezaketten
yoksun bir zihnrvetiortaya koy-
du. Sayın Erdoğan'ı bütün dün-
ya bilmekte ve takdir etmek-
tedir. Mazisi temizdir" dedi.
Lise düzeyinde eğitim verebilen üniversitedeki öğrenciler aşın dincilerce istismar ediliyor
Beyinler El-Ezher'de yıkanıyor• AKP'nin, mezunlanna
diploma denkliği verilmesini
istediği Mısır'daki El-Ezher
Üniversitesi şeriat eğitiminin
merkezi durumunda. Dışişleri
Bakanlığı'nın raporu ve
YÖK'ün incelemelerine
göre, lise diploması bile
olmayanlann kabul edildiği
okulda okuyanlar şeriatçı ve
bölücü çevreler tarafından
kolaylıkla istismar ediliyor.
CANGAZALCI
ANKARA - YÖK'ün gızli belgele-
ri, son terörist saldmları gerçekleşti-
renlerin bağlantılan nedeniyle yeniden
gündeme oturan Mısır'daki El-Ezher
Universitesi'ndeki "şeriatçı eğhime"
ışık tutuyor. Belgelere göre. Dışişleri
Bakanlığı ve Türkiye'nin Kahire Bü-
yükelçiliği; YÖK'e. El-Ezher'e gön-
derilen öğrencilerin "aşın dincive bö-
lücü çevrelerin'' istismanna açık oldu-
ğu uyansmda bulundu.
YÖK'ün diploma denkliğini tanı-
madığı El-Ezher Üniversitesi, Türki-
ye'de yıllardu- tartışmamn odağı duru-
munda. YÖK raporlannda, AKP'li-
lerin "mezunlanna diploma denkliği
getirilsin" önerisinde bulunduğu üni-
versiteyle ilgili çarpıcı tespitlere yer
veriliyor. Bu raporlardan derlediği-
miz bilgiler şöyle:
-YÖK'ün El-Ezher Üniversitesi'ni
mercek alnna alması, bu üniversiteden
68 kişinin Van Yüzüncü Yıl Üniver-
sitesi'ne yatay geçiş yapmasıyla baş-
ladı.
Bu öğrenciler arasında lisans diplo-
ması geçersiz olan, birinci smıfa ge-
çemeyenler; 2 veya 3 yıl üst üste ka-
lanlar, fakültelerden atıknış olan öğ-
renciler bulunuyor. încelemelerde, ya-
tay geçiş yapanlann içerisinde lise me-
zunu olmayanlann da bulunduğu be-
lirlendi.
- Dışişleri Bakanlığı ve Kahire Bü-
yükelçiliği'nin El-Ezher Üniversite-
si'yle ilgili YÖK'e gönderdiği yazı-
larda, Türkiye'deki üniversite smavın-
da başanh olamayan, lise diploması bi-
le bulunmayan öğrencilerin bu üni-
versiteye kayıt edildiği uyansında bu-
lunuldu. Aynı yazılarda, bu öğrenci-
lerin maddi imkânsızlıklar nedeniyle
aşın dinci ve bölücü çevTelerin istis-
marlanna açık olduklan belirtildi.
- El-Ezher'de öğrenim gören bazı
kişilerin bazı illegal kişi ve kuruluş-
larla bağlantılan olduğu duyumlan
alındı.
- Bu tespitler üzerine YÖK'ten bir
heyet El-Ezher'i ziyaret etti. Yapılan
incelemede El-Ezher'de yapılan eği-
timin, Türkiye'de "laik" eğitim yapıl-
masım gerektiren anayasamn temel
ilkelerine uygun olmadığı belirlendi.
- El-Ezher'den almdığı iddia edilen
diplomalann bir bölümünün sahte ol-
duğu ortaya çıkanldı.
- El-Ezher'deki ilahiyat eğitiminin
E>Ezher
Üniversitesi
dünya
kamuoyunun
gündemine
genellikle Baü
ve Israil karşm
öğrenci
e>lemleriyle
gelivor.
Türkiye'dekiyle eşdeğer olmadığı tes-
pit edildi. Daha sonra Türkiye'de öğ-
retmen olarak atanan bazı El-Ezher
mezunlarunn formasyon almadıklan
belirlendi.
- Ingiltere'nin yükseköğretim denk-
lik bürosunun tepspitlerine göre, El-
Ezher Üniversitesi'nın eğitimi "Hse"
sevivesindedir.
GEREKÇE: İNSANLARI KÖKTENDtNCİ AKIMLARA YÖNLENDtRTYORLAR
Danimarka'dan Türkimamlam (
ret'
EMİNEKAPLAN
ANKARA - Danimarka
hükümeti, Türkiye'den bu
ülkeye gönderilen imamla-
ra "şeriatçıakmılar" kaygı-
sıyla ambargo koydu. Da-
nimarka. imamlann göç-
menleri radikal ve kökten-
dinci akımlara yönlendir-
dikleri gerekçesiyle Türk
imamlannın bu ülkede gö-
rev yapmasıyla ilgili olarak
1986 yıhndan beri yürür-
lükte olan anlaşmayı 1
Ağustos 2003 tarihınden iti-
baren geçerli olmak üzere
tek taraflı olarak feshetti.
Imamlara tanuıan otoma-
nk ikamet vizesi hakkı kal-
dınlırken, Danimarka'da üç
aydan fazla ikamet eden
imam ve ailelerine ülkenin
sivil kayıt sistemine kay-
dolma koşulu getirildi.
TBMM Yurtdışındaki
Yurttaşlann Sorunlannı
Araştırma Komisyonu, tas-
lak raporunuhazırladı. Ra-
porun "tespitier \t değer-
kndinneler" başlıklı bölü-
münde, şu saptamalara ve
önerilere yer verildi:
• Danimarka hüküme-
ti, yabancılara hizmet ve-
ren imamlann, göçmenlerin
Danimarka toplumuna en-
tegrasyonunu engelledikle-
ri ve cemaat mensuplannı
radikal ya da köktendinci
akımlara yönlendirebile-
cekleri yönündeki söylem
ve kaygılara yanıt vermek
üzere yeni yabancüar pa-
keti çerçevesinde birtakım
önlemler getirme gereğini
duymuştur. Bu çerçevede,
Danimaıkamakamlan, Tür-
kiye'den gönderilen din gö-
revlilerinin Danimarka'da
görev yapmasına ilişkin ku-
rallan belirleyen 1986 ta-
rihli toplantı tutanağımn
(Danimarka tarafina göre
anlaşma) tek taraflı olarak
1 Ağustos 2003 tarihi iti-
banyla feshedileceğini ha-
ziran ayı içinde büyükelçi-
liğimize bildirmiştir.
• Yabancı ülkelerde yıl-
lardan beri yeterli sayıda
din görevlisi bulunmamak-
tadu". Bu eksiklik ehil ol-
mayan kişilerin bu boşlugu
doldurmalanna ve dolayı-
sıyla önemli sorunlara ne-
den olmaktadır.
^ Islam dinini resmi din
olarak kabul eden Avustur-
ya'da temsilci kuruluş olan
İslam Cemaati Birliği'nin
başkanının Türk olmaması,
yönetimde yurttaşlanmızuı
ağırhklı olarak bulunma-
ması ve mevcut yöneticüe-
rin radikal ve ehil olmayan
kişilerden oluşması nede-
niyle din eğitimi konusun-
da ve din dersi öğretmenle-
rinin atanmasında önemli
sorunlar yaşanmaktadır.
*' Türk çocuklan, ders
takip edecekkadaryeterli ddl
bilmemelerinden dolayı üni-
versiteye gitme şanslarını
ilkokudan itibaren kaybet-
mektedirler.
• Türkiye'den gönderi-
len bazı öğretmenlerin bu-
lunduklan ülkenin eğitim,
kültür ve sosyo- ekonomik
yapısı hakkında yeterli do-
nanıma sahip olmamalan
Türk çocuklarına verimli
bir eğitim verilmesini engel-
lemektedir.
POLİTtKA GUINLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Loizidu Kararı...
Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'ndeki pek
çok davada avukat kimliğiyle yer alan Güney
Dinç, Cumhuriyet'in Izmir Temsilcisi Serdar Kı-
zık'la yaptığı söyleşide, çok önemli bir konunun
altını çiziyor:
"Kıbrıslı Rum Loizidu 'ya ödenen 1 milyon 120
bin Euro'luk tazminat Türkiye'yizordunımda bı-
rakmaktadır..."
Oysa, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bunun
tam tersini söylüyor, Loizidu karannın diğer da-
valara emsal oluşturmayacağını öne süriiyor...
Acaba öyte mi?
Dün sabah avukat Güney Dinç'le konuştum...
Dinç, Türkiye'nin Rum Loizidu'ya tazminat de-
ğil, 'kira bedeli' ödediğini belirttikten sonra şöy-
le dedi:
"Zaten Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nin
karannda Türkiye'nin Kıbnslı Rum Loizidu'nun
Kuzey Kıbns Türk Cumhuhyeti'ndeki mallan-
nın iadesi yolunda karar almadı, almaya da yet-
kisiyok. Türkiye Loizidu'ya birbakıma kira öde-
di. Paranın ödenmesiyle Türkiye sıkıntılı bir sü-
reç başlattı. Bu durum Türkiye'nin diplomatikza-
feri fılan değildir."
• • •
Dinç'e soruyorum:
"Neden değildir?"
Dinç:
"Türkiye bu davada gereken savunmayı yapa-
madı. Loizidu davası üç aşamadan geçti. Birin-
ci aşamada (1995 yılı) mahkeme, Türkiye'nin
çekinceierinin geçersizliğine karar verdi. Ikinci aşa-
mada mahkeme (1996 yılı) Türkiye'nin Loizi-
du'nun mallanna engel olduğu düşüncesine var-
dı. Üçüncü aşamada ise (1998 yılı) mahkeme taz-
minat tutannı belirledi. Şımdi sorunuza geleyim.
Neden diplomatik zafer kazanmadık.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Avru-
pa Insan Hakları Mahkemesi'n/n çalışma dü-
zeniyle karar alacağı, böylece Loizidu davasının
diğerleriyle emsal oluşturmayacağı siyasi erk ta-
rafından öne sürülüyor. Böyle şey olmaz. Türki-
ye'de Bakanlar Kurulu bir karar alıp, yargıya
müdahale edebilir mifAldığı karanyargıya uy-
gulatabilirmi?Bu durum tüm demokratik hukuk
devletleri için geçehidir. Çünkü yargı bağımsız-
dır..."
Medyamızın bazı köşe yazarlan ve AKP'liler zil
takıp oynuyorlar.
"Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararala-
cak, Loizidu davası öteki davalara emsal oluş-
turmayacak!"
Cehaletin böylesi görülmemiştirl.
Siyasi erk, bağımsız bir mahkemeye müdaha-
le edebilir mi?
Avukat Güney Dinç, AİHM'nin Loizidu gibi ben-
zerdavalardaTürkiye'yi mahkûm ettiğini; Güney
Kıbnslı Rumlardan Demades, Euqenia Michaeli-
dou Dlopments Ltd., Michael Tymvios'un
KKTC'de gayrimenkullerine ulaşamadıklan gerek-
çesiyle açtıkları davalarda mahkemenin 31 Tem-
muz 2003'te verdiği kararın unutulduğunu söy-
lüyor...
Neydi bu karar?
Güney Dinç anlatıyor:
"Davacılann Kuzey Kıbns'ta taşınmazlanna
ulaşmalannın Türk Silahlı Kuvvetleri ile KKTC
tarafından engellendiğine AİHM karar verdi. Bu
karar Loizidu için 1996'da verdiği karann aynı-
sıdır. Yani ikinci aşamadır. Sıra tazminat sapta-
masına gelmiştir."
• • •
Bir başka önemli konuya değiniyor Güney
Dinç...
Diyor ki:
"Şimdi mahkeme Loizidu davas/nda 1998 y>-
lına dek geçen süre için tazminat ödenmesi ka-
ran aldı. Peki bu tarihten sonra yeni bir tazmi-
natistenirse Türkiye neyapacak. Çünkü AİHM'nin
karannın özünde, Türkiye'nin Kıbns'ta işgalci ol-
duğu yatıyor. Zaten tazminat da bu anlayıştan
doğdu. Türkiye bu tazminatı ödeyerek işgalci
konumunu kabul etmiş oldu."
Aynca Manitaras adiı Kıbns kökenli Ingilizyurt-
taşı Rum 2000 yılında aynı nedenlerle AİHM'ye
dava açmıştı...
AİHM, başvuruyu gündeme aldı ve Türkiye'nin
savunmasını istedi...
Böyle davalar AİHM'de üç aşamada oluyor...
Tazminat tutan üçüncü aşamada saptanıyor...
Türkiye'nin işi zor!..
Türkiye Loizidu'ya tazminat ödeyerek Kıbns'ta
işgalci olduğunu kabul etmiştir...
hikmet.cetinkaya(5 cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Alan, Erdoğan'ı ziyaret etti
• ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Danıştay
Başkam Nuri Alan, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ı ziyaret etti. Basına kapah
gerçekleşen toplantıda, Alan'ın TBMM
Adalet Komisyonu'nda bulunan ve Danıştay
Yasası'nda değişiklik öngören tasannm
yasalaşmasını istediği öğrenildi.
Kaplan'ın iadesi davası
• BERLtS" (AA) - Almanya'da yasaklanan
şeriatçı Islami Cemiyet ve Cemaatleri
Birliği'nin (tCCB) yöneticisi Metin Kaplan'ın
sınu" dışı edilmesiyle ilgili dava yeniden ele
alınacak. Federal Içişleri Bakanı Otto Schily
yaptığı açıklamada. mahkemenin karanndan
duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve
Kaplan'ın sınır dışı edilerek Türkiye'ye
gönderileceğinden emin olduğunu belirtti.
Türkiye'den 'dostane çözüm'
• STRASBOURG (ANKA) - Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi (AİHM), dün yapılan
duruşmalarda, Türkiye aleyhine açılan 8
davayı karara bağladı. AİHM bir davada,
Türkiye'nin 'dostane çözüme' gittiğini
açıklarken 7 davada ise Türkiye aleyhine insan
haklan ihlali karan verdi. Bu arada, Aczimendi
tarikatı lideri Müslüm Gündüz, AİHM'de
Türkiye aleyhine açtığı davada yaklaşık 8
mih/ar 800 milyon TL tazminat kazandı.