06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan'ın İBDA/C'nin ilk yöneticilerinden biri olduğunu ileri süren Topuz daha sonra bunu düzeltti 'Karşıdevrimcüer iktidarda'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Grup Başkanvekili AB Topuz, Başbakan Tayyip Er- doğan'ın İBDA-C'nin ilk yö- neticisi olduğunu belirterek "Erdoğan'ın değişmediği dö- nemde yapnklan tüylerimi diken dJkenedJyor" dedı. Mıllı Görüş'ün "karşı devrim örgütü" oldu- ğunu vurgulayan To- puz, 2002 seçimle- rinden sonra iktida- ra karşıdevrimci- lerin geldiğini ve Türkive'nin dü- • Ali Topuz, Erdoğan ile ilgili söylediklerine daha sonra yaptığı açıklamayla netlik kazandırdı. Topuz, "Önceki açıklamada belirtilen ifadeler Erdoğan'ın yasadışı bir örgütün yöneticisi olduğunu değil, ancak bu örgütün tabamnı oluşturan 1980 öncesinin AJoncılar Cemiyeti yöneticiliğine işaret etmek üzere kullanılmıştır" dedi. Zirveye hazırlık garüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12-13 Aralık günlerinde yapılacak Avrupa Birlığı zirvesi öncesinde AB ülkelerinın büyükelçileriyle bugün öğle yemeğinde bir araya gelecek. Toplantıda, AB sürecinde Türkıye'nin yaptığı reform ve uygulamalara ilişkin bilgi vermesi beklenen Erdoğan, hükümetinin reformların sürdürülmesi yönündeki kararlıhğına vurgu yapacak. Milli Eğrtim'de atamalar • ANKARA (Cumhuriyet) - Resmı Gazete'nin dünkü sayısuıda yayımlanan kararnamelere göre, Milli Egıtım Bakanhğı'ndaki atama kararlanna yenıleri eklendı. Buna göre, Ticaret ve Turizm Öğretimı Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Halis Koyuncuoğlu Ortaöğretim Burs ve Yurtlar Daıresi Başkanlığı'na atanırken Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri Nükhet Öner görevınden alındı. HSYK binasında yangın • ANKARA (Cumhuriyet) - Adalet Bakanlığı'nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun(HSYK) çalışmalannı yürüttüğü ek binasında dün sabah saatlerinde yangın çıktı. Ankara Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri yangına hemen müdahale ederken binada çalışanlar datahliyeedildi. Akbuluta halya devlet nişanı • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Eski Kültiir Bakanlığı Nîüsteşar Yardımcısı Hasan Hüseyin Akbulufa İtalya hûkümeti devlet nişanı verildi. İtalyan Kültür Nterkezi'nde dün dûzenlenen törende konuşan Ankara 'nın tülya Biiyükelçisi Vıttorio Claudio Surdo, Akbuluf un, görev yıptığı dönem içerisinde lülyan operasının en iyi şekilde Türkıye'de tansil edilmesi ortamını ouşturduğunu kaydetti. Düzeltme 2? Kasım 2003 tarihli tazetemizde 'Adres llamcı Getto' başlığıyla jiyımlanan haberde 'üreçocaklan Kuran lursu'nun adı 'Miüışlıkla 'Kavaklı <ami Kuran Kursu' Aizılmıştır. Düzeltiriz. îıyanet İşleri îaşkanlığı'ndan yapılan a;ıklamada da "Kartal ?Iüftülüğü'ne bağlı lavaklı Cami Kuran lursu adında bir kurs Tylunmamaktadır" <enildı. zenini tümden değiştirmeye dönük hazırlıklar içinde olduklannı söy- ledi. Topuz, daha sonra yaptığı açıklamada ise sözlerinin Erdo- ğan'ın yasadışı bir örgüt üyesi ol- duğu anlamında kullanılmadığını belirtti. CHP Grup Başkanvekili Alı To- puz. dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında "Islami terör tanımı kanıma dokunuyor" diyen Erdoğan'a sert eleştiriler yönelt- ti. Topuz, son terör olaylannın ar- dından ortaya atılan "Neredençık- tıbunlar?" sorusunun yanıtlannın araranası için geçmişe bakılması gerektiğini söyledi. 1950 seçira- lerinden sonra ülkenin adun adım dinin etküerinin egemen olduğu bir modele sürüklendiğini vurgula- yan Topuz, Milli Görüş'ün laik cumhuriyete yönelik "karşı dev- rim örgütü" olarak ortaya çıktıgı- nı söyledi. Topuz, 2002 seçimle- rinden sonra karşıde\Tİm hareke- tinin iktidara gelerek rejimi tüm- den değiştirmeye dönük hazırlık- lar içine girdiklerini söyledi. Uluslararası boyutta büyük bir terör ıçin Türkiye'nin alan seçil- 'Rabıta'da yazdı' Mumcu'nun kaleminden Siret Kongresi CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz'un birçok uygulamasının yaşama geçirildiğini belirttiği Si- ret Kongresi'nde alınan kararla- n, 1980'liyıllardagazetemizya- zan UğurMumcu, "Rabıta" ad- lı çalışmasıyla ilk kez kamuoyu- na duyurdu. Siret Kongresi'nde alınan ba- zı kararlar şöyle: - Kongreye katılan taraflar, Is- lami öğretiyi ilkokuldan üniver- site seviyesine kadar ders olarak okutmalıdırlar. - Arapça öğrenimi, bilhassa Arapçanın ana lisan olmadığı ül- kelerde mecburi olmalıdır. - Kuranıkerim'in tamamının öğretılmesi, ortaöğrenimde zo- runlu ohnalıdır. - Bütün tslam ülkelerinde aza- mi sayıda Islam ögretileri ensti- tüleri kurulmah ve enstıtüler, îs- lami çalışmalar yapmalıdırlar. - îslamın önemli emirve öğüt- leri, takrir şeklinde kaydedilerek her türlü vasıta ile yayımlanma- sı tavsiye edilir. - Islam ülkelerindeki anayasal müesseseler, Islami esaslara uy- durulmalıdır. - Dünyadakı kadmlar, Islami yasaklara uymalıdır. ÇİZMEDEN YUKAR1 MUSAKART rBızaapece j ORTüNMB / / KULUAMl- VOgUZ!., J [email protected] mesinin ülkede oluşturulan plat- formdan kaynaklandığını kayde- den Topuz, Erdoğan'ın "İslami terör tanımı kanıma dokunuyor" sözlerinin ardında geçmış dönem- deki ilişkilerini unutmamasmm yattığını vurguladı. Topuz şu gö- rüşleri dile getirdi: "Erdoğan, İBDA-C'nin başlan- gıçtaki yöneticilerinden biridir. Is- lami Büyük Doğu Cephesi. Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birüği de 1980 öncesinin MSP GençlikKoUan'mn kurduğu der- nektir. Bu iki dernek birieşmiş- tir, İBDA-C'yi oluşturmuşlar- dır. yani İslami Büyük Doğu Akıncüar Cephesi. Dk yönetici- lerinden birisi de Sayuı Erdo- ğan'dır. Erdoğan, ÎBDA-C sa- nıklannı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanbğı dönemin- de bdedhede istihdam eOniştir. Müslüman Kardeşler örgütü- nün bazıtoplanolannın masraf- lannı belediyeye bağh şirket- lerden finanse eden odur. El Kaide örgütünün çok önemli bir Bderinin dizinin dibine çö- küp ondan nasihat alan odur." Topuz'dan düzeltme Topuz, ilerleyen saatlerde yaptığı açıklamada ise tt 1970'B >illarda yasal örgütlenme olan Akıncüar Cemiyeti üyelerinin bazılannm daha sonra İBDA- C örgüüenmesi içinde yer akh- ğı bümmektedir. Belirtilen ifa- delerin. Erdoğan 1 m yasadışı bir örgütün yöneticisi değil, ancak bu örgütün tabanım oluşturan 1980 öncesinin Akıncılar Ce- miyeti yöneticiliğine işaret et- mek üzere kullanılmısnr" de- di^ AKFli Çelik: BUgi özüriû AKP Grup Başkanvekili Fa- ruk Çelik de verdiği yanıtta, "Basın toplanüsını yapan ar- kadaşunız bilgi özürlü. siyasi cehalet ve her türlü nezaketten yoksun bir zihnrvetiortaya koy- du. Sayın Erdoğan'ı bütün dün- ya bilmekte ve takdir etmek- tedir. Mazisi temizdir" dedi. Lise düzeyinde eğitim verebilen üniversitedeki öğrenciler aşın dincilerce istismar ediliyor Beyinler El-Ezher'de yıkanıyor• AKP'nin, mezunlanna diploma denkliği verilmesini istediği Mısır'daki El-Ezher Üniversitesi şeriat eğitiminin merkezi durumunda. Dışişleri Bakanlığı'nın raporu ve YÖK'ün incelemelerine göre, lise diploması bile olmayanlann kabul edildiği okulda okuyanlar şeriatçı ve bölücü çevreler tarafından kolaylıkla istismar ediliyor. CANGAZALCI ANKARA - YÖK'ün gızli belgele- ri, son terörist saldmları gerçekleşti- renlerin bağlantılan nedeniyle yeniden gündeme oturan Mısır'daki El-Ezher Universitesi'ndeki "şeriatçı eğhime" ışık tutuyor. Belgelere göre. Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin Kahire Bü- yükelçiliği; YÖK'e. El-Ezher'e gön- derilen öğrencilerin "aşın dincive bö- lücü çevrelerin'' istismanna açık oldu- ğu uyansmda bulundu. YÖK'ün diploma denkliğini tanı- madığı El-Ezher Üniversitesi, Türki- ye'de yıllardu- tartışmamn odağı duru- munda. YÖK raporlannda, AKP'li- lerin "mezunlanna diploma denkliği getirilsin" önerisinde bulunduğu üni- versiteyle ilgili çarpıcı tespitlere yer veriliyor. Bu raporlardan derlediği- miz bilgiler şöyle: -YÖK'ün El-Ezher Üniversitesi'ni mercek alnna alması, bu üniversiteden 68 kişinin Van Yüzüncü Yıl Üniver- sitesi'ne yatay geçiş yapmasıyla baş- ladı. Bu öğrenciler arasında lisans diplo- ması geçersiz olan, birinci smıfa ge- çemeyenler; 2 veya 3 yıl üst üste ka- lanlar, fakültelerden atıknış olan öğ- renciler bulunuyor. încelemelerde, ya- tay geçiş yapanlann içerisinde lise me- zunu olmayanlann da bulunduğu be- lirlendi. - Dışişleri Bakanlığı ve Kahire Bü- yükelçiliği'nin El-Ezher Üniversite- si'yle ilgili YÖK'e gönderdiği yazı- larda, Türkiye'deki üniversite smavın- da başanh olamayan, lise diploması bi- le bulunmayan öğrencilerin bu üni- versiteye kayıt edildiği uyansında bu- lunuldu. Aynı yazılarda, bu öğrenci- lerin maddi imkânsızlıklar nedeniyle aşın dinci ve bölücü çevTelerin istis- marlanna açık olduklan belirtildi. - El-Ezher'de öğrenim gören bazı kişilerin bazı illegal kişi ve kuruluş- larla bağlantılan olduğu duyumlan alındı. - Bu tespitler üzerine YÖK'ten bir heyet El-Ezher'i ziyaret etti. Yapılan incelemede El-Ezher'de yapılan eği- timin, Türkiye'de "laik" eğitim yapıl- masım gerektiren anayasamn temel ilkelerine uygun olmadığı belirlendi. - El-Ezher'den almdığı iddia edilen diplomalann bir bölümünün sahte ol- duğu ortaya çıkanldı. - El-Ezher'deki ilahiyat eğitiminin E>Ezher Üniversitesi dünya kamuoyunun gündemine genellikle Baü ve Israil karşm öğrenci e>lemleriyle gelivor. Türkiye'dekiyle eşdeğer olmadığı tes- pit edildi. Daha sonra Türkiye'de öğ- retmen olarak atanan bazı El-Ezher mezunlarunn formasyon almadıklan belirlendi. - Ingiltere'nin yükseköğretim denk- lik bürosunun tepspitlerine göre, El- Ezher Üniversitesi'nın eğitimi "Hse" sevivesindedir. GEREKÇE: İNSANLARI KÖKTENDtNCİ AKIMLARA YÖNLENDtRTYORLAR Danimarka'dan Türkimamlam ( ret' EMİNEKAPLAN ANKARA - Danimarka hükümeti, Türkiye'den bu ülkeye gönderilen imamla- ra "şeriatçıakmılar" kaygı- sıyla ambargo koydu. Da- nimarka. imamlann göç- menleri radikal ve kökten- dinci akımlara yönlendir- dikleri gerekçesiyle Türk imamlannın bu ülkede gö- rev yapmasıyla ilgili olarak 1986 yıhndan beri yürür- lükte olan anlaşmayı 1 Ağustos 2003 tarihınden iti- baren geçerli olmak üzere tek taraflı olarak feshetti. Imamlara tanuıan otoma- nk ikamet vizesi hakkı kal- dınlırken, Danimarka'da üç aydan fazla ikamet eden imam ve ailelerine ülkenin sivil kayıt sistemine kay- dolma koşulu getirildi. TBMM Yurtdışındaki Yurttaşlann Sorunlannı Araştırma Komisyonu, tas- lak raporunuhazırladı. Ra- porun "tespitier \t değer- kndinneler" başlıklı bölü- münde, şu saptamalara ve önerilere yer verildi: • Danimarka hüküme- ti, yabancılara hizmet ve- ren imamlann, göçmenlerin Danimarka toplumuna en- tegrasyonunu engelledikle- ri ve cemaat mensuplannı radikal ya da köktendinci akımlara yönlendirebile- cekleri yönündeki söylem ve kaygılara yanıt vermek üzere yeni yabancüar pa- keti çerçevesinde birtakım önlemler getirme gereğini duymuştur. Bu çerçevede, Danimaıkamakamlan, Tür- kiye'den gönderilen din gö- revlilerinin Danimarka'da görev yapmasına ilişkin ku- rallan belirleyen 1986 ta- rihli toplantı tutanağımn (Danimarka tarafina göre anlaşma) tek taraflı olarak 1 Ağustos 2003 tarihi iti- banyla feshedileceğini ha- ziran ayı içinde büyükelçi- liğimize bildirmiştir. • Yabancı ülkelerde yıl- lardan beri yeterli sayıda din görevlisi bulunmamak- tadu". Bu eksiklik ehil ol- mayan kişilerin bu boşlugu doldurmalanna ve dolayı- sıyla önemli sorunlara ne- den olmaktadır. ^ Islam dinini resmi din olarak kabul eden Avustur- ya'da temsilci kuruluş olan İslam Cemaati Birliği'nin başkanının Türk olmaması, yönetimde yurttaşlanmızuı ağırhklı olarak bulunma- ması ve mevcut yöneticüe- rin radikal ve ehil olmayan kişilerden oluşması nede- niyle din eğitimi konusun- da ve din dersi öğretmenle- rinin atanmasında önemli sorunlar yaşanmaktadır. *' Türk çocuklan, ders takip edecekkadaryeterli ddl bilmemelerinden dolayı üni- versiteye gitme şanslarını ilkokudan itibaren kaybet- mektedirler. • Türkiye'den gönderi- len bazı öğretmenlerin bu- lunduklan ülkenin eğitim, kültür ve sosyo- ekonomik yapısı hakkında yeterli do- nanıma sahip olmamalan Türk çocuklarına verimli bir eğitim verilmesini engel- lemektedir. POLİTtKA GUINLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Loizidu Kararı... Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'ndeki pek çok davada avukat kimliğiyle yer alan Güney Dinç, Cumhuriyet'in Izmir Temsilcisi Serdar Kı- zık'la yaptığı söyleşide, çok önemli bir konunun altını çiziyor: "Kıbrıslı Rum Loizidu 'ya ödenen 1 milyon 120 bin Euro'luk tazminat Türkiye'yizordunımda bı- rakmaktadır..." Oysa, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bunun tam tersini söylüyor, Loizidu karannın diğer da- valara emsal oluşturmayacağını öne süriiyor... Acaba öyte mi? Dün sabah avukat Güney Dinç'le konuştum... Dinç, Türkiye'nin Rum Loizidu'ya tazminat de- ğil, 'kira bedeli' ödediğini belirttikten sonra şöy- le dedi: "Zaten Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nin karannda Türkiye'nin Kıbnslı Rum Loizidu'nun Kuzey Kıbns Türk Cumhuhyeti'ndeki mallan- nın iadesi yolunda karar almadı, almaya da yet- kisiyok. Türkiye Loizidu'ya birbakıma kira öde- di. Paranın ödenmesiyle Türkiye sıkıntılı bir sü- reç başlattı. Bu durum Türkiye'nin diplomatikza- feri fılan değildir." • • • Dinç'e soruyorum: "Neden değildir?" Dinç: "Türkiye bu davada gereken savunmayı yapa- madı. Loizidu davası üç aşamadan geçti. Birin- ci aşamada (1995 yılı) mahkeme, Türkiye'nin çekinceierinin geçersizliğine karar verdi. Ikinci aşa- mada mahkeme (1996 yılı) Türkiye'nin Loizi- du'nun mallanna engel olduğu düşüncesine var- dı. Üçüncü aşamada ise (1998 yılı) mahkeme taz- minat tutannı belirledi. Şımdi sorunuza geleyim. Neden diplomatik zafer kazanmadık. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Avru- pa Insan Hakları Mahkemesi'n/n çalışma dü- zeniyle karar alacağı, böylece Loizidu davasının diğerleriyle emsal oluşturmayacağı siyasi erk ta- rafından öne sürülüyor. Böyle şey olmaz. Türki- ye'de Bakanlar Kurulu bir karar alıp, yargıya müdahale edebilir mifAldığı karanyargıya uy- gulatabilirmi?Bu durum tüm demokratik hukuk devletleri için geçehidir. Çünkü yargı bağımsız- dır..." Medyamızın bazı köşe yazarlan ve AKP'liler zil takıp oynuyorlar. "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararala- cak, Loizidu davası öteki davalara emsal oluş- turmayacak!" Cehaletin böylesi görülmemiştirl. Siyasi erk, bağımsız bir mahkemeye müdaha- le edebilir mi? Avukat Güney Dinç, AİHM'nin Loizidu gibi ben- zerdavalardaTürkiye'yi mahkûm ettiğini; Güney Kıbnslı Rumlardan Demades, Euqenia Michaeli- dou Dlopments Ltd., Michael Tymvios'un KKTC'de gayrimenkullerine ulaşamadıklan gerek- çesiyle açtıkları davalarda mahkemenin 31 Tem- muz 2003'te verdiği kararın unutulduğunu söy- lüyor... Neydi bu karar? Güney Dinç anlatıyor: "Davacılann Kuzey Kıbns'ta taşınmazlanna ulaşmalannın Türk Silahlı Kuvvetleri ile KKTC tarafından engellendiğine AİHM karar verdi. Bu karar Loizidu için 1996'da verdiği karann aynı- sıdır. Yani ikinci aşamadır. Sıra tazminat sapta- masına gelmiştir." • • • Bir başka önemli konuya değiniyor Güney Dinç... Diyor ki: "Şimdi mahkeme Loizidu davas/nda 1998 y>- lına dek geçen süre için tazminat ödenmesi ka- ran aldı. Peki bu tarihten sonra yeni bir tazmi- natistenirse Türkiye neyapacak. Çünkü AİHM'nin karannın özünde, Türkiye'nin Kıbns'ta işgalci ol- duğu yatıyor. Zaten tazminat da bu anlayıştan doğdu. Türkiye bu tazminatı ödeyerek işgalci konumunu kabul etmiş oldu." Aynca Manitaras adiı Kıbns kökenli Ingilizyurt- taşı Rum 2000 yılında aynı nedenlerle AİHM'ye dava açmıştı... AİHM, başvuruyu gündeme aldı ve Türkiye'nin savunmasını istedi... Böyle davalar AİHM'de üç aşamada oluyor... Tazminat tutan üçüncü aşamada saptanıyor... Türkiye'nin işi zor!.. Türkiye Loizidu'ya tazminat ödeyerek Kıbns'ta işgalci olduğunu kabul etmiştir... hikmet.cetinkaya(5 cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Alan, Erdoğan'ı ziyaret etti • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Danıştay Başkam Nuri Alan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etti. Basına kapah gerçekleşen toplantıda, Alan'ın TBMM Adalet Komisyonu'nda bulunan ve Danıştay Yasası'nda değişiklik öngören tasannm yasalaşmasını istediği öğrenildi. Kaplan'ın iadesi davası • BERLtS" (AA) - Almanya'da yasaklanan şeriatçı Islami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği'nin (tCCB) yöneticisi Metin Kaplan'ın sınu" dışı edilmesiyle ilgili dava yeniden ele alınacak. Federal Içişleri Bakanı Otto Schily yaptığı açıklamada. mahkemenin karanndan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Kaplan'ın sınır dışı edilerek Türkiye'ye gönderileceğinden emin olduğunu belirtti. Türkiye'den 'dostane çözüm' • STRASBOURG (ANKA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi (AİHM), dün yapılan duruşmalarda, Türkiye aleyhine açılan 8 davayı karara bağladı. AİHM bir davada, Türkiye'nin 'dostane çözüme' gittiğini açıklarken 7 davada ise Türkiye aleyhine insan haklan ihlali karan verdi. Bu arada, Aczimendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz, AİHM'de Türkiye aleyhine açtığı davada yaklaşık 8 mih/ar 800 milyon TL tazminat kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle