24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK2003CUMA 14 Uxi. kuttur@cumhuriyet.com.tr Dostiar Tiyatrosu sezonu bugünyeni oyunlarıyla MuammerKaraca Tiyatrosu 'nda açıyor Içimizdeki TayHattı'NE.NA ÇALİDİS Deprem sonrasının tedır- ginliğı çoktan çökmüş insan- lann yürelderine. 20 yıllık evli bir çift Olası deprem ıçin alınan bir yığın önlem. Eski giysiler aynlıyor depremze- deler içın. Dılde hep aynı söz: 'Deprem geliyor...' Akılda aynı tedirginlik: 'Deprem «hırsa ne yapacağız?..' Yaşa- nan en ufak bir artçı sarsın- tıyla yeniden sorgulanan ya- şamlar ve fısıltı gazetesinın «nlenemeyen deprem haber- len. Tüm bunlar tstanbui'da her an deprem gelıyor, geldı korkusu içınde yaşayan bir evden görüntüler... Dostiar Tiyatrosu 2003- 2004 sezonunu bugün saat 20.30'da yeni oyunlan 'Fay Hatü'yla Muammer Karaca Tiyatrosu'nda açacak. Çizgi ustası Behiç Ak'ın depremden ve deprem sonra- sı yaşananlardan yola çıkarak yazdığı oyunun yönetmeni Genco Erkal. Oyunun sahne tasarımı Banş Dinçel'e, giy- siler Zerrin Tekindor'a ait. Üç kişilik bir oyun olan 'Fay HattTnda usta oyuncu Genco Erkal 'a Istanbul Dev- let Tiyatrosu oyuncusu Sum- ru VavTUcuk ve Erdem Akak- çe eşlik ediyor. 'Cüvenllk' sorgulanıyor Bir gece yaşamımıza bir hırsız misali ansızın giren ve izlerini üstümüzden hâlâ ata- madığımız depremi ironik bir dille anlatan oyunda aslında 'güvenfik' kavramı sorgulanı- yor; güvenlik önlemi alıyoruz diye deprem korkusuna nasıl esir düştüğümüz yalın ama çarpıcı bir dille anlatıhyor. Ahmet, SibeL, M urat.. "Her şeyiçok iyi bildikkri- ni sanan ve her konuda söy- leyecekbirşeyleriolan, sra bir şeyvapmayagekfiğindeyse k> bnı kıpırdarmayan ülkemiz aydınını canlandınyorum" diyor Genco Erkal (Ahmet). enco Erkal'ın yönettiği üç kişilik oyun 'Fay Hattı', bir gece yaşamımıza bir hırsız misali ansızın giren ve izlerini üstümüzden hâlâ atamadığımız depremi ironik bir dille anlatıyor. Oyun bir yandan depremin soguk nefesini hissettirirken öte yandan insanın korkusuna nasıl yenildiğini, istem dışı belki de çaresizlikle yaptığı bilinçsiz hareketleri gözler önüne seriyor. 'Fay Hattı', korkulanmızla yarattığımız hapishanelerimizle yüzleşme olanağı sağlıyor. Erkal'ın eşini canlandıran Sumnı Yavrucuk (Sibel) ise kadınlann duygusal yönleri- ni, ıç dünyalannı, sezgileri- ni ve heyecanlı yapılannı ser- giliyor. Artçı bir depremin ardından korkusundan evli çiftin da- ıresıne sığınan; yalnız, bekâr ve her gittiği yere deprem çantasıyla giden genç kom- şu Murat (Erdem Akakçe) ise; deprem sonrası hepimi- zin nasıl birer deprem uzma- nına dönüştüğümüzü göste- riyor. Sadece telefonda sesıni duyduğumuz, ınsan yaşamı- nı hiçe sayan müteahhit ise binlerce insanın 'sıcak yuva- lannı' vicdanlan sızlamadan nasıl 'mezara' dönüş.türdük- lerinin altını pastelle çiziyor. Oyun, yaşamımıza aniden giren depremin, özellikle ın- sanlann unuttuğu bazı kav- ramlara yeniden sanlışlanna da ince bir gönderme yapıyor. Erkal oyundaki gönderme- ler için şöyle diyor: "Din gi- bi konulann üstünde olduğu- nu iddia eden insanlar birden bire'ınşallah'. "maşallah" de- meyebaşjadüar. Çünkü denet- lenemeyecek büvük bir güç karştsmda insanlargaliba böy- le şeylere sığınma ihtiyacı du- yuyor. Bence herkesin ken- dinden bir parça bulabilece- ği bir oyun." Ve eklıyor: "tş- te biz bu oyunda bunu eleşti- rip biraz da sorguluyoruz," Güvenlik için yaptınlan de- mir kapı depremde sıkışıp dı- şan çıkılmasını engeller, eve gelen hırsız bir anda kurtan- cıya dönüşebilir mi? Dönü- şür, hatta hırsız sadece bir kurtancı değil, neredeyse bir Tann durumuna gelır. Oyu- nun, insanın böyle durum- larda düştüğü bilinçsiz, ça- resiz durumlara yaptığı gön- dermeler için de şunlan söy- lüyor Genco Erkal: "Deprem korkusu insanlara kendileri- ni güvence alöna almak için tuhaf şeyler yaptınyor. Ko- mik duruma düşürüyorlar kendilerinl Biz de bu oyun- da absürd tryatronun sınırla- nnda dolaşarak bu davranış- lan ekştirijonız.'' İnsanlara tutulan ayna 1 saat 45 dakika aralıksız devam eden oyunda insan, bir yandan depremin soğuk nefesini ensesinde hisseder- ken öte yandan korkusuna nasıl yenıldiğiyle, ıstem dışı belkı de çaresizlikle yaptığı bilinçsiz hareketleriyle de yüzleşiyor. Kısaca, tiyatro sahnesi izleyici için bir ayna görevi de yapıyor. Erkal kımseyi kötülemek ya da yermek gibi bir amaç- İan olmadığını da söylüyor: "Biz sadece insanlara kendi- lerini gösteriyoruz, ayna tutu- yonız ama depremden ko- runmak için neler yapüması gerektiğini anlatmıyoruz," Genco Erkal 'Fay Hatü'nda kendisiyle bütünleşen oyun- culuk kimliğınin çok dışında bir kimlikle çıkıyor tiyatro- severlerin karşısuıa. tzleyici kendisine daha yakın bir Er- kal, depremi yaşamış bir ın- san görüyor karşısında. Erkal da, büyuk Marmara depreminde turne dolayısıy- la Didım'de, ikincı deprem- deyse Istanbui'da bulundu- ğunu ve yaşadığı şoku o sı- rada üzerinde çalıştığı Can Yücel oyununa yoğunlaşarak atlatmaya çalıştığını anlatı- yor. 'Fay Hatö',korkulanrmzla yarattığımız hapishaneleri- mizle yüzleşme olanağı sağ- lıyor bize. Oyun, cuma günü 20.30, cumartesı 18.00 ve pazar 15.00'te Muammer Karaca Tiyatrosu'nda izlenebilir. (0 212 252 59 35) ARİS 'TE NÂZIM HİKMET GECESÎ Bir ağaç gibi tekvehür...Kültür Servisi-Dünyaca ün- lü şairimiz Nâzun Hikmet 40. ölüm yıldönümünde Paris'te Theârre des Bouffes Parisi- ens'de düzenlenecek özel bır geceyle anılacak. 8 Aralık gü- nü saat 19.00'da gerçekleştiri- lecek ve şainn ünlü "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hürAe bir orman gibi kardeşçesine" dı- zelennin adını verdiği gece Editions Turquoise ile Fransız La Masion de Ecrinains (Ya- zarlar Demeği) ta- raftndan dü- zenleniyor. Gecede Fransa'nın önde gelen şair ve yazar- lanndan Jac- ques Lacarri- ere, Charles Dobzynski, Venus Kho- un-Ghata,Tı- mour Muhid- dine,MarcDe- louzeNâzım'ın sanatı ve kişili- ği üzerine konuşmalar yapa- caklar. Aynca gecenin onur konuğu Güzin Dino şaire iliş- kin amlannı anlatacak. Patrick Perez-Sechert, Joy Beaugonin,Marie Kosman ad- h tiyatro sanatçılan Nâzım'ın şiirlerını okurken MahmutDe- mir de geceye sesi ve sazıyla renk katacak. Yine Fransa'nın önde gelen şair ve yazarlan da geceye izleyici olarak katıla- cak. Geceyi düzenleyen Editions Turquoise'ınyöneticisi Erhan Turgut şunlan söyledi: "Geçen yıl sonunda, 100. doğum vıldö- nümü nedeniyle 'Nâzım Hik- met, Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ve bir orman gibi kar- deşçesine' adlı, uluslararası düzeyde Türkçe, Fransızca ve tngilizce olmak üzere kapsam- h bir kitap > ayımladım. Fran- sa'da oldukça ilgi gördü. Kitapta Nâzım'ın aynntıu yaşamöyküsü, çok sayıda şiiri ve gece>e de konuşmacı olarak katılan Jacques Lacarriere, Charles Dobzjnski, Güzin Di- no gibi çeşitli uluslardan 15 ki- şinin ilk defa ya- yımlanan yazila- nbulunuyor. Ge- ce boyunca sab- şasunulacakbü- yük boy, lüks baskılı kitapta 300 adet fotog- rafveşairin ya- kın dostu Abı- din Dino'nun desenlerideyer ah\or. Daha geçen yıl kitap hanr- İanırken bir- likte çalıştığım yazarlara ve Fransız Yazarlar Derneği'ne Nâzım için bir gece düzenle- me>i önerdim. Yazarlar ve der- nek önerryi sevinçle karşıladı- lar. Fakat şairin ölüm günü olan 3 Haziran'da Paris'te sa- lon bulmak oldukça zor oldu- ğu için 8 Aralık Pazartesi gü- nünde karar kıldık. Bunun gibi Fransızyazar, şa- ir ve genç kuşaklarm bir ara- ya geleceği gecelerle ve yeni ya- ymlarla Nâzun'ı daha geniş kit- İelere tanıtmayı amaçlıyoruz." (Geceye katılmak ısteyenler 01 42 96 34 98 numaralı tele- fona rezen'asyon yaptırabile- cekler.J 'Yılın Basın Fotoğrafçısı'Hintli Ami Vitale tstanbul 'a geliyor Yaşamakiçin direnen Keşmir Ami Vitale'nin 'Keşmir: Sorunlu Cennet' adlı sergisi yann Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi'nde açılıyor. Sergi 16 Ocak'a dek açık kalacak. Kültür Servisi - 'En İyi Basm Fotoğrafçısı 2003: Yıhn Basuı Fotoğrafçısı' ödülünü alan Hintli fotoğrafçı Ami Vitale atölye çalışması ve sergi için Istanbul'a geliyor. Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi'nde yann açılacak olan ve 16 Ocak'a dek görülebılecek 'Kesmin Sorunlu Cennet' (Kashmir: A Troubled Paradisi) başlıklı sergısınin yanı sıra Vitale, dört gün sürecek olan Ami VltaB ile Belgesel Fotoğraf Atöljesi'ne de katılacak. Amatör ve profesyonel fotoğrafçılara açık olan atölye çalışmasında Vitale, fotoğraflan eşliğinde çalışma yöntemiru anlatacak. Atölyenın ikinci günü katılımcılar konularını belirledikten sonra çekimlere başlanacak. 3. günde devam eden çekimler sonunda ortaya çıkan fotoğraflar Ami Vitale ve Ozcan Yurdalan tarafından değerlendirilecek. Sergi açılışından önce yann saat 18.00'de Özcan Yurdalan "Bir Foto-röportaj Konusu Beürlemek" başlıklı bir sunum yapacak. Katılımcılann fotoğraflan daha sonra seçilerek Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi'nin web sitesüıde yayımlanacak. Vitale sergisine adını veren ve onu çok etkileyen Keşmir'i şu sözlerle tanımlıyor: "llk zharet ettiğim yerlerden birisi Keşmir'dir. Görür görmez buraya \nruldum. Keşmir'de deliliğın aranda kalan çok fazla güzeDik var. Çatışmadan fazlasını gösterebilmek ve insanlann buradaki kültürü görmelerini sağlamak benim umudumdu. Ben oradaki kargaşaya tanık oldum. bu kadar güzelliğin \ar oluşuna ve insanoğlunun zarar verme çabalanna karşın bu güzelliğin ayakta kalı\or ounasuıa hâlâ şaşıyorum." Son yılllarda serbest fotoğrafçı olarak çalışan Ami Vitale'nin Orta Asya. Hındıstan, A\Tupa, Ortadoğu ve Afrikada gerçekleştirdiği fotoğraf çalışmalan ve makalelen Time, Newsweek, US News, World Report, Busıness Week, The Guardıan, The Telegraph Sunday Magazine, The New York Times, The Los Angeles Tımes, L'SA Today, Fınancial Times ve MSNBC gibi gazete ve dergilerde yayımlaruyor. (0 212 251 9014) ÎÂZIODASI SELİM tLERt 'Kamelyasrz Kadınlar' Kamelyasız Kadınlar^ yeniden yayımlanıyor. Uzun Bir Kışın Siyah Gün/en'yle biriikte. Bir deneme ki- tabı içın beşinci basım elbette sevindiriyor beni. Namık Kemal'in, Samipaşazade Sezai'nin ve Halid Ziya'nın eserlerindeki kadın kişileri odak al- mıştım. Kapalı toplumda kadının acısını anlatmak istiyordum. Erkeğin de. Kapalı toplumlann insanı yıkıp geçi- şini... Böylesi bir çalışmaya alıp götüren, yıllaröncesi- nin bazı okumalanydı. Belki yirmi beş yıl, belki da- ha fazla. Namık Kemal'in bir mektubunu okumuş- tum: Intibah yazan, Abdülhak Hamid'e yazdığı mek- tupta Kametyalı Kadın'\ övüyordu. Baba Dumas'nın Üç Silahşörier'ini, Monte Cristo'sunu hem akıcı hem pariak bir üslupla yazıldıklanndan dolayı önem- siyor; ama Oğul Dumas'nın Kamelyalı Kadın'ını büsbütün değerii buluyordu. Namık Kemal'e göre Oğul Dumas, bu eserinde, daha çok Paris hayatından konuşuyormuş. Ka- melyalı Kadın'm tadına varabilmek için bu özel dünyanın az çok bilinmesi gerekirmiş. Kamelyalı Kadın'\n çeşitli sebeplerle o günün Osmanlı toplumunda derin izler bıraktığını biliyo- ruz. Bir yandan gelişen tiyatro, bir yandan yaban- cı truplann sahneledikleri opera, Verdi ve La Tra- viata, Oğul Dumas'nın eserini bizde de ünlendir- miş. İlk romancılarımız, Kamelyalı Kadın'daki 'zaval- lı fahişe' kimliğinden enikonu etkilenmişler. Eser, en çok Namık Kemal'in lntibah'\nda karşı- mıza çıkar, esinleniş ve uyarlama açısından. Ne var ki, o kadar soylu bir ruh taşıyan, Verdi'ye han- diyse devrimci bir ahlakın sözcüsü sayılabilecek La Traviata'yı bestelettiren Kamelyalı Kadın, Intibah'ta törel çatışmalar uğruna kurban edilir. Namık Kemal, görkemli, ıstırap çeken, özverili, vücudunu para karşılığında satmasına rağmen ru- hunu arındırabilmiş fahişeden, o ürkünç Mahpey- ker'i çıkartır. Onun romanındaki fahişe, mazbut ai- le yuvalanna düşen bir yıldınmdır adeta. Kamelyasız Kadınlar ismini de o zaman düşün- müştüm. Intibah'ta, Namık Kemal, zavallı fahişe- sine kamelya sunmayı unutmuştur... Bu unutuşun sebepleri üzerinde durursak; Os- manlı-Türk toplumundaki cemaat ahlakının, törel değerlerin ilk romancılarımızı yazı planında ne ka- dar çok etkilediğini gözlemleriz. Yola çıkış, konformizme aykın bir ahlakı savun- maktan kaynaklanmışken; eseryazılırken, başlan- gıç noktasına, cemaat ahlakına geri dönülür. Na- mık Kemal bununla da yetinmez, Mahpeyker'i bir de iyice cezalandınr. Hemen yanı başında; muhafazakâr Ahmet Mit- hat Efendi, fahişelik kurumunun acılanna bir çö- züm aramayı, hiç değilse merhamet adına gerek- siniyor. Daha romanın adından hissederiz bu merhame- ti: Henüz On Yedi Yaşındal Henüz on yedi yaşın- dayken fahişeliğe itilmiş genç kızı toplum tekrar na- sıl kazanabilir? Babacan Ahmet Mithat Efendi, Hıristiyan fahişe- yi, kendisini ve mazisini hoş görüp bağışlayabile- cek bir erkekle evlendirtir. Roman bir masal hava- sı içinde sona erer. Abdülhak Hamid'e Kamelyalı Kadın'\ salık veren Namık Kemal, Intibah'ia, salık verdiği eserin geri- sine düşüyordu. Bu sorun beni bugün de ilgilen- diriyor. Kapalı toplumlar, saptadığımız, duyumsa- dığımız trajedileri bize başka türtü yazdırtabiliyor... Öneriler: Sergi / Kaos ve Oluşum 2, Tülay Türa Börtece- ne, Atatürk Kültür Merkezi. "Zencefil", Fatma Tülin- Ahmet Elhan, Fran- sız Kültür Merkezi Galerisi. 2003 Billboard Ödülleri • LONDRA (BBQ - ABD 2003 Billboard Ödülleri'nde rap'çi 50 Cent alrı dalda aday gösterildi. 'Yılın Sanatçısı' adayı olan 50 Cent, 'Get Rich or Die Tryin' ile 'Yılın Albümü' ve 'In Da Club' ile 'Yılın SingleY dallannda da en güçlü adaylardan kabul ediliyor. R&B müziğin yıldızlan R Kelly ve Beyonce Knowles beş dalda yanşırken, reggae şarkıcısı Sean Paul ve Chicks dört dalda; Justin Timberlake ve caz sanatçısı Norah Jones ise üç dalda aday gösterildiler. Ödüller, Las Vegas'ta 10 Aralık'ta yapılacak törende sahiplerini bulacak. K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle