13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6EYLUL. 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Art arda gelen deprem, ekonomikkriz, seçim gibi dertlerle boğuşan ülkemizde nüfiısun yarısı risk altında TMdye'ninkalbitekliyoristanbulHaberServisi-Tür- kiye nüfusunun yüzde 50'si- nin kalp hastalığı riski taşıdı- ğını belirten uzmanlar, kalp hastalıklanndan konınmak için düzenli olarak doktor kontrolü yaptınlmasını ve sporun ihmal edilmemesini öneriyorlar. Türk Kalp Vak- fi Başkanı Çetin Yıkhnrnakm, günümüzde dûnyada kalp ve damarhas- tahklannın savaşlardan dahatehlıkeli bir dunım arz ettiğine dikkat çekti. Türkiye'nin kalp ve damar hastalık- lan yönünden dûnyanın en önde gelen ülkelerinden bıri olduğunu belirten Yü- dınmakın, nüfusun yüzde 50'den fazla- sının kalp hastalığı riski taşıdığını söy- ledi. Yddınmakın, kalp ve damar has- Olüm nedenleri arasında birinci tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de 2 milyon kalp hastası var ve her yıl 190 bin kişi kalp hastalığı nedeniyle ölüyor. Uzmanlar gerekli önlemlerin almmaması durumunda kalp hastalığı nedeniyle ölenlerin sayısının 2010 yıhnda 350 binlere varacağını kaydediyorlar. Türkiye'de, 29 Eylül'de 3'üncüsü düzenlenecek olan, "DünyaKalp Günü* etkinliklerini tanıtmak amacıyla Ulusal Kalp Sağhğı Platformıfnca Taksim The Marmara Oteli'nde önceki gün yapılan toplantıda konuşan Türk Kardiyoloji Demeği Başkanı Prof. Dr. AB Oto, Türkiye'de kalp hastahklannın ölüm nedenleri arasında 1. sırada olduğunu belirttı. Oto, "Türkiye, kalp hastahklanndan ölüm açısından Avrupa şampiyonu. Önlem ahnmazsa önümüzdetd 25 yıl içinde, 2 tnilyon olan kalp hastası sayıs iki kaüna, her yü kalp hastahklanndan ölen sayıa 190 binden 350 bine çıkacaknr*' diye konuştu. Çünkü stres faktörü arüyor. Gecen dönem, insanm daha az srresle mücadete ettiğL da- ha azkavgavesavasmolduğu, daha çokken- dine vakit ayırdığı ve daha doğal yaşadığı dönemdLBuoedenk kalp hastahklan daha tahklannınkalkmmayı da önledığını vurgu- layarak. "Kalp hastası olanlar üretime kaû- lamıyor. Bu ekonomikkayıbm yam sıra büt- ceninbüjük bir bolümükalp hastahklannm tedavisine harcanıyor. Hakn kalp hastahk- lannın tedavisi için yurtcbşına büyük ölçü- deparagidryor'' dedı. Kalp hastahklannda en önemli faktörün stres olduğunu anımsatan Yıldırımakın, "Depremterveekonomik süanalarsonrasm- dakktphastahkbn artn. Seçim öncesindeo)- duğumuz bu dönemde de Türk Kalp Vak- n'ıva başvurular çogakh. Çünküinsanlarso- nucun ne olacağinı kestiremiyor. Gekcekle ügili planlannda karşüanna çıkan karam- sarhk strese yol açıyor. Bu da kalp hastahk- lan riskini arttmyor" dıye konuştu. Dünyada her gün kalp hastahklannın te- davisı içinyeni çahşmalar yapüdığını anla- tan Yıldırımakın şöyle devam etti: "Buna karşm, Dünya Kaİp Federasyonu'nun yap- üğı bir araşarmaya göre, 2030'hı yıBara ka- dar kalp hastahklannda azabna olmayacak Kalp hastahklan artmaya devam edecek. 'Spor yapın' Yıldırımakın, kalp hastalıklarından ko- runmada en önemli faktörün spor olduğu- nu kaydederek şunlan söyledi: "Biztoptum olarak hastalanmadan doktora ghmiyonız. Düzenli kontrofler yapünka. erken teşhisle kalp hastahklannın önlemi ahnabihr. Siga- radan da uzak durmak gerekh or. Yiyecek- tere dikkat edümeH aşın yağh, tuzlu, şeker- Byiyecekkrden kaçınmahyız. Akraba evüM- ği de kesinfikk yapümamaa." Bahçeli, Küınç'la görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MGKGenel Sekreten Orgeneral Tuncer Kıhnç, dün MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devtet BahçeB ıle görüştü. Görüşmenin Kılmç'ın istemı üzerine gerçekleştiğıni belirten MHP kurmaylan, MGK Genel Sekreteri'nin MGK'nın azınlık vakıflanyla ilgili yönetmelik konusunda çekincelerini dile getirdiğıni, Bahçeli'nin de bu çekincelere katıldıgını belirttiler. Vakıflarla ilgili yönetmelik çahşmalannın ay sonu toplanacak olan MGK toplantısında gündem dışı olarak ele ahnacağı ögrenildi. MHP beklemede MHP, yönetmeliğin Bakanlar Kunılu yerine Deviet Bakanı AK Doğan'm imzasıyla çıkanhnası girişimine tepki gösteriyor. MHP'nin yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmadan önce Başbakanlık'ta bir süre bekletümesi ve ilgili kurumlann yenıden görüşünün alınmasını isteyeceği belirtilirken bu formülün olmaması durumunda ise MHP'li bakanlann. vakıflann mülk edinmeyle ilgili Bakanlar Kunılu'na gelecek kararnamelere imza atmama yolunu deneyecekleri kaydedildi. Bal'dan tepkl Deviet Bakanı Faruk Bal, azınlık vakıflanyla ilgili düzenlemenin AB'ye uyumla ilgisi ohnadığını belirterek "Uyum yasasında yönetmetiğin Bakanlar Kunılu taranndan çıkanlacağı öngörühnüştür. Bakanlar Kurulu'ndan çıkanlmahdır, biz tavnrron ortaya koyacağK" Vakıflarla ilgili düzenlemeyi savunanlann "Türkkr, Avrupa'da vakrf kurabutyor, getein onlar da Türkiye'de valof kursıuT gibi yanıltıcı örnekler verdiğini kaydeden Bal, "Türkrye'de herkes vakıf kurabihr, ancak ırk ve cemaat esasuıa göre vatof kurulamaz. Bundan dolayKhr ld, aanhklara Türk vatandaşlanna tarunmayan bir hak veriliyor. Bunun AB Ue de uzaktan yakmdan ügisiyoktur r> diye konuştu. CemaatYakıflan Yönetmeliği Bakanlar Kurulu'nun onayına sunulmayacak MHP devre cha bırakıldı EBRUTOKTAR ANKARA-MHP'nin *ülke güvenHği'' ve "Lozan Anöaş- masVnaaykınhğr gerekçele- riyle karşı çıktığı cemaat vakıf- lannın mal edinmelerine iliş- kin yönetmeliğe son şekli ve- rildi. MHP'nin de\Te dışı bıra- kıldığı yönetmeük, Bakanlar Kurulu'nun onayına sunulmak- sızın ANAP'lı De%let Bakanı AB Doğan tarafından yürürlü- ğe konulacak. Ancak vakıfla- nn mal edinmelerine ilişkin tüm başvurular. Bakanlar Ku- rulu'nun onayından geçinle- cek. Yahudi, Musevi ve Rum azınhklannınyanı sıra tt KeUa- ni,ArapOrtodoks,Gürcü,Bul- gar>*SüryanP cemaatlerini de içine alacak şekilde kapsamı genişletilen yönetmelik, 160 vakfm' 4 maledinmesine'' ola- nak tanıyacak. MHP ve ANAP arasında uzun süren tartışmalara neden olan Cemaat Vakıflannın Ta- şınmaz Mal Edinmeleri ve Bunlar Üzerinde Tasarrufta Bulunmalan Hakkında Yönet- melik'e ilişkin hazrrhklar so- nuçlandı. Bakan Ali Doğan' ın imzasıyla yürürlüğe girecek olan yönetmelilc, MilliGüven- lik Kunılu (MGK), Genelkur- may Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden olu- şan komisyonun çahşmalan- nın ardından son şeklini aldı. Kopenhag Zirvesi öncesinde çıkanhnak istendiği için hü- kümetin DSP-ANAP kanadı- nı sıkıntıya düşüren yönetme- liğin, Bakanlar Kurulu'nun onayına sunulmaksızın yürür- lüğe girilebileceği konusunda görüş birliğine \r anldı. Böyle- ce AB'ye karşı "yönetmelik çıkö'' diyebilecek olan hükü- met, MHP engelini bu yolla aşma yolunu seçti. Yönetmeliğin son şeklinin verildiği Başbakanhk'takı top- lantıda, Genelkurmay Başkan- lığı, MIT ve MGK gibi ku- rumlann hassasiyetleri de dik- • Yönetmelikte, MGK'nin hassasiyetleri dikkate alındı. Sadece 1936'dan önce beyanname almış vakıflan kapsayacağı garanti altına alınan yönetmelikte; detayh tapu bilgilerinin aranması, alınan gayrimenkullerin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi gibi Ölçütler getirildi. kate alındı. Askerler, yönet- kilisi buna itiraz ederek "Tam lar getirilebileceğıni belirtti. meliğin kapsamının genişle- tilmemesi konusunda ısrarlı olurken Vakıflar Genel Mü- dürlüğü ve Dışişlen Bakanlı- ğı yetkilileri ise zaten sadece 1936 yılından önce vakıf se- nedi ahnış kurumlann yönet- melikten yararlanabıleceğini vurguladılar. MGK yetkilisi, Yunanistan'daki Türk azınlı- ğa gayrimenkul alunında sı- nırlamalar getirildiğini belir- tince, Dışişleri Bakanlığı yet- tersine, Turktye'deldnden da- ha geniş haklar veriliyor" de- di. Bunun üzerine MGK yet- kilisi "azınlıklara verilecek haklar içinilgilidevtetlerle mü- tekabfliyet flkesuün" gözetıl- mesini istedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilisi, yasada böyle bir maddenin obnadığı- nı, ancak istenirse gizli bir ge- nelge ile Türk azınlıklanna sı- nırlama getiren ülkelerin soy- daşlanna benzere kısıtlama- Vakıflar Genel Müdürlüğü yet- kilileri, zaten cemaat vakıfla- nrun mal edinmeleri için her seferinde Bakanlar Kurulu'nun onayını almak zorunda olaca- ğına işaret ederek "MDB men- faaüara ters düşen karariar ahnamaz" dedı. Komisyonun askeri kanadrnın hassasiyetle- ri üzerine yönetmelikteki de- netım koşullan ağrrlaştınldı. Cemaatvakıflannın gayrimen- kul edinmelerinde "tapudan detayhbflgüerin istenmesi,gü- v«nHcbirimlerind«n görüş ahn- ması, verilen gayrimenkuDe- rin amacına uygun kuUanıhp kullanümadıgının deneöenme- si" gibi koşullar arandı. Yönetmellk koşuUan Yönetmeliğe göre cemaat vakıflan; "sıhhi, egitseL sos- yaU dini ve kültürel amaçlar- la" mal edinmek için başvu- racaklar. Başvurular, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne yapıla- cak. Vakıflar Genel Müdür- lüğü'ndeki değerlendirmenin ardından, Bakanlar Kunılu nihaı karan verecek. Harran'da çocuk olıııak Dünyaran Uk üniversitesinin kahntüaruun bulunduğu Harran, ilçe olduktan sonra yoğun bir yapüaşmayla karşı karşrya kaldı. Antik kentin çevresinde bir taraftan kamu binalarryla yerkşim merkezlerinin inşaatlan sürerken. diğer taraftan da altyapısızbğın getirdiği sağhksız bir ortam hüküm sürüyor. Hayvan aûklannın çevresindeki kerpiç evlerinde yoksul bir yaşam süren çocuklar. kara sinekkrin istilası alünda. Sulamanın başlamasrvla birükte artan sinekler, hastahklan da beraberinde getiriyor. Yöre insanı, bir turizm merkezi olan ilçenin altyapı sonuüaruun da çözümlenmesini bekhyor. (Fotoğraf. AA) CHP'li Derviş, Türkiye'ye Kopenhag Zirvesi'nde müzakere tarihi verilmesi gerektiğini söyledi AB, Helsinki'nin gerisine düşmemeli ALPERBALU WASHINGTON -Eskı Dev- let Bakanı ve CHP milletveki- li adayı Kemal Derviş, Türki- ye'nin Avrupa Birliği hedefi- ne ulaşması bakımından se- çimleri erteleme çabalannın yararlı oknadığını söyledi. Washington'da An Vakfı'nın dü- zenlediği toplantı- dakonuşan Derviş, AB'nin Türkiye'ye arahkayındaki Ko- penhag zirvesinde, üyelik müzakerelerinin başla- ması için tarihvermesinin çok yararlı olacağinı belirttı. Der- • Derviş, AB'nin, Helsinki'nin degerisine düşecek biryaklaşım sergüemesinin "korkutucu birbedeü" olacağını söyledL viş, "Ancak en temel mesete, Türkrye'nin diğer 12 ülkeden ayn tutulmaması" dıye ko- nuştu. Derviş, Türkiye'yi resmen AB'ye aday ülke olarak tam- yan 1999 Helsinki zirvesinde- ki AB karannın daha gerisine düşen bir yaklaşımın, Türki- ye'de, AB ile ilişküer bakımın- dan son derece olumsuz bir psikolojik hava yaratacagını, piyasalarda güveni sarsacağı- nı ve bölge geneündebüyuk et- kisi olacağinı söyledi. AB'nin, Helsinki'nin de gerisine düşecek biryaklaşımser- gilemesinin "korkutucu bir bedeB" olacağı- m söyleyen Der- viş. "Tabü bu Avrupa için bü- yük bir karar olacak. Çünkü Avrupa'nın doğasmı değiştire- cek" diye konuştu. Derviş, Kıbns sorununun AB'ye üyelik sürecindeki ro- lüne ilişkin bir soruyakarşılık, "Kıbns,Kopenhag kriterierin- denbiridepâirn dedi. VERHEUGEN, DÜŞÜNCE SUÇLULARINA tŞARET ETTİ Türkiye'ye işkence uyana PARİS (AA) - AB Komisyo- nu'nungenişlemeden sorumlu üye- si Günter Verheugen, Türkiye'nin AB'ye katılabihnesi için "msan haklan durumunu iyileştirmesi ve işkenceyiortadankakhrabflmesi'' gerekti- ğini söyledi. Verheugen, "tnsan haklan durumunda değişildik yapümah. Uygula- madaki gerçeğin, kâğıtüzerindeki gerçeğe uygun olnıası gerekryor" dedi. Verheugen. Paris'te basın mensuplanna yaptığı açıklamada, "Türkiye'nnı 15yüdır şaşırtıcı flerlemeJer gösterdiğinL, ancak hâ- lâçözülmesi gereken sonuüan bulunduğu- nu" ifade etti. Verheugen, AB Komısyo- nu'nun, üyelik müzakerelerinin başlatıla- cağı kesin tarihin tüm siyasi koşullann oluşmasından sonra verilebilece- ği görüşünde olduğunu söyledi. Verheugen şöyle konuştu: "Türk dostianmızın, işkencevi ortadan kakhrabüecek ve aralannda gaze- tecilerwpaıiarrıenterterindc bulunduğu dü- şünce suçhüarnun serbest bıraküması içm eezacviennm kapüannı açabüecek durum- da obnalan gereldyor." 4 Kıbns'ta iyimserim' Kıbns sorununa da değinen Verheugen, adada taraflar arasmda anlaşmaya vanl- ması konusunda iyimser olduğunu söyle- di. Verheugen, "adada siyasi birkşmenin arzu edildigini, ancakbunun AB'ye üyelik için önkoşul obnadjğnu" belirtti. 70inci yıl dönümü kutlanıyorANKARA/tSTANBlJL (Cumhuriyet) - Dil Bayramı, 70. yüdönümünde bugün çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Dil Derneği'nin 8. ömer Asım Aksoy Ödülü Pend Bayaz Chanun'a verilecek. Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi (CDP) Genel Başkanı Yekta Güngör özden, dil deivrirrünin demokratikleşme, ulusallaşma, annma, zenginleşme amaçlanna ve kazammlanna sahip çıkmaya kararlı olduklanm bildirdi. Dil Derneği'nden yapılan açıklamaya göre, Dil Bayramı etkinlikleri bugün saat 10.00'da Anıtkabir'e çelenk konulması ile başlayacak. Dil Derneği, bayramı Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda saat 10.45'te gerçekleştireceği etkinlikle kutlayacak. Salonda sergi açıhşmdan sonra saydam gösterisi, dinleti ve "Dünden Bugüne Dil Devrimi" konulu açıkoturum yapılacak. Prof. tclalErgenç'inyöneteceği açıkoturuma konuşmacı olarak Prof. Şerafettin Turan, Doğan Aksan, Orhan Öztürk, Ozer Ergenç, Avukat Atflâ Sav ve Birten Çefik katılacak. Etkinlik kapsammda, Dil Derneği ve usta Ömer Asım Aksoy'un ailesince 8 yıldır düzenlenen Ömer Asım Aksoy Ödülü de Peral Bayaz Chanun'a verilecek. Dil Demeği'nden yapılan açıklamaya göre, bu yıl çeviri dalında düzenlenen ödülün, Charum'un, Carlos Fuentes'ten çevirdiği "Laura Diaz'h YûTar" adlı romanına verilmesi kararlaştınldı. CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Özden, yaptığı açıklamada dil devriminin 1950'den bu yana Cumhuriyet öncesine özenenlerce baltalanmaya başlandıgını, anayasa, yasa ve yönetim dilinin yeniden Arapça ve Farsça boyunduruğuna • Dil Bayramı etkinlikleri bugün saat 10.00'da Anıtkabir'e çelenk konulması ile başlayacak. CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Özden, dil devriminin 1950'den bu yana baltalanmaya çalışıldığını belirtti. sokulmaya kalkışıldığını vurguladı. Son olarak 12 Eylül yönetiminin Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek Türk Dil Kunımu'nu özel demek konumundan çıkardığıru ve özgür çalışma ortamından yoksun bir resmi siyasal kuruluşa dönüştürdüğünü anlatan Özden şu 1 ' görüşleri dile getirdi: "LTusal dflin böylesine baltalanması, ayru zamanda ulusal büiik bilincinin de gölgelenmesi ve etnik böhıcülüğün kışkırtıhnasına ehenşB ortamın yaratüması sonucunu verdi. Bütün bu olumsuzluklann nedenl gehşkin bh* ulusal yazm dilinin ulusal bağunsızhğnı temel gereği oVduğu bOntcinden de, Türk diHne saygı duygusundan da yoksun, demokrasiden yarananıp demokrasiy i yıkmak isteyen siyasetçflerin, yeniden ulusal yaşamımızda etldn ohnalandn-." ADD'nln açıklaması Büyükçekmece'deki Atatürkçü düşünce örgütieri, 26 Eylül Dil Bayramı'nı kutlayarak Curahuriyetin ilk yıllannda, ulusal birliğin ulusal bir dille sağlanabileceğinin görüldüğünü, Türk Dil Rururnu'nun da (TDK) bu yönde çabalayan bir kuruluş olduğunu açıkladılar. 26 Eylül 1932'de kurulan TDK'nin yaptığı çalışmalarla, Türk dilinin öz benliğine kavuşması yönünde büyuk ilerlemeler sağlandığmı vurgulayan Atatürkçü örgütler, küreselleşme ile birlikte tek değerin para olduğu düşüncesinin yaygınlaştığmı belirttiler. Atatürkçü düşünce örgütieri yaptıklan ortak açıklamada şöyle dediler. "Bu olgu aracıhğı ile ulusal degerlerimiz birer birer att sıralara düşürühnüş, dilde görülmemiş bir savrukhık yeıieş^Mhnişür. Seçim ortamına ginüğhniz şu siralarda, Türk dilinin politjkacılanmmn gündeminde yer almaması düşündürücü ve üzücü, Dil Bayramı yapmak ise amamsızdn-!"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle