12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2002 PERŞEfr 8 HABERLERIN DEVAMI G U J V C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Bugünder geleceğe uzanan AB ölçeklerine hayran, fazlasıyla demokrat, fazlasıyla özgürlük- çü o/an bu Kesimden kimileri, dolandırıcılıktan aranan Akgündüz'ün adaylığına da milletveki/li- ğine de karşı çıkmıyorlar. Tartışma, anayasanın 76. maddesiyle ilgili. "Yargmın siyasallaştığt" sloganı; tartışmanın odağına oturtuldu. Dolaylı olarak hâkimler, sav- cflar suç/anıyor. Henüz "derin devlete" gelmedi- fer; neki, yargı kurullarının "biryerterden"emiral- dığına yazıyla sözle dokunduruyorlar. Ne zamandan beri? YSK'nin (ne yazık ki artık o kesimin sözlüğünde ikinci plana itilen üstad/ Erbakan Hoca ile beraber) RTE'nin 312 nedeniy- le aday olamayacağına karar vermesinden son- ra... Aksini düşünmek elbette olanaksız. AKR kuş- kusuz 76. maddeyi kendilerine benzetmenin pe- şinde o/acak. Bizim Bülent Sarıoğlu'nun habe- rine göre; AKP, programında yarg/ üzerine RTE'nin geçtiği yolları ortadan kaldıran yasal dü- zenlemeler vaat ediyor. Eski Belediye Başkanı'nın partideki yardımcısı BüfentAnnç, "RTE'nin yasağını kaldırmak ama- cıyfa 4 Kasım sonrası 76. ve diğermaddeleri de- ğiştirecekJerini" açıkladı. "Ûtekilere" gelınce; AB ölçekleri uğruna canlar feda. örnegin CHP'nin son 15yılın sadece54 gü- nünden sorumlu olduğunu söyleyen son ve de- ğişmez genel başkanı Baykal da RTE'nin 76'dan ilelebet yasaklanmasına karşı. Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun, katillere de Meclis kapısının ilelebet kapatılmasını içeren öne- risini Genel Başkan, "müstakbel başbakan" da destekliyor. Belli bir deneme ve aşamalardan son- ra, diyor, (hangi aşamalardan, söylemiyor), "...te- röre bulaşmamış, kan akıtmamış... vs." kimsele- re siyaset hakkı verilmesinden yana. Dokunulmazlığın sınırfandırılması ya da kaldı- rılmasına gelince; rivayet muhtelif! CHR geçen yıllar kamu vicdanında oluşan eği- lime göre dokunulmazlığın kaldınlmasını istiyor. • * • Ama "müstakbel ortak" AKP'nin "müstakbel başvekıli" Abdullah Gül'de ağız bir başka: Yar- gının siyasallaşması savını öne sürerek dokunul- mazlıkların kaldırılmasında tabii AKP'li "milletve- killerinin veya adaylanntn haklı kaygılan" olduğu- nu söylüyor. Bu açıklamanın üzerinde şöyle bir düşünelim. Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk ve usulsüzlüklere RTE ile adlan karışan, halen mahkemeleri süren 13 yöneticiye AKP listelerin- de seçilebilir yerlerden neden yer verildi acaba? Gül'ün dokunulmazlığın kaldınlmasına direni- şiyle, dokunulmazlığa gereksinen RTE'ye sadık 13 adamın bugünü ve yarını arasında gözle gö- rünür ilginç bir bağ yok mu? Var elbet! Bir başka örnek, AKP'nin dokunul- mazlık zırhına bunca önem vermesindeki nedeni aydınlatıyor. Başlıklarda "Tayyip Erdoğan7mum/aaratır"di- ye takdim edilen; RTE'nin listedeki yerine koydu- ğu isim Kemal Unakıtan; meğer 13'ler kadar do- kunulmazlığı gereksiniyor! Çünkü, Unakıtan TCK'den beş, BankalarYasa- sı'ndan dört olmak üzere tam 9 ayn suçtan so- ruşturuluyor. Suçlamalar da baba suçlamalar. "Çete düzenlemek, haksızmenfaatsağlamak" gi- bi... ••• Yeni kampanya yöntemleri bu seçimde hayli değişik. Iktidara, üstelik tek başına iktidara aday veya ıstekli olan partilerin "yapamadıklan yapa- caklannın teminatı" olduğu bir dönemden geçi- yoruz. örneğin, bir liderin faizlerin indirildiği gün geti- nsinin 20 milyar olduğunu söylemesi, türban so- rununu çözeceğini ifade eylemesi vs. vs. gibi ko- nulardan çok, önemle halkımıza duyurulan özel- liği; TV'lerdeki görüntüsünün aksine gülmesi... güler yüzlü olması... Bundan böyle ey halk/m; aş iş sağlayacağını söyleyene oy yok! Yüzü gülene var! Neye gülüyor, neye güleceğiz acaba? Halkın haline mi, neye? Türkiye'den Avrupa Konseyi'ne tepki ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türki- ye,Avrupa Konseyi Par- lamenterier Meclisi'nin (AKPM) insan haklan eleşririlerine tepki gös- tenrken seçimlere göz- lemcı gönderme talebûu degeri çevirdi. Dışişleri Bakanhğı Sözcü Vekili Hfiseyin Diriöz. Türkiye'nin Av- rupaînsan Haklan Mah- kemesi'nin(AÎHM)ka- rarlanna tam olarak uy- duğunu savunurken AKPM raporunda yer verilen eleştirileri yanıt- ladı.EskiDEPMilletve- killeri Selim Sadak ve Leyla Zana'nın yeni- den yargılanmasının, ABreformianylagetiri- len AÎHM kararlan ışı- ğında yeniden yargıla- ma yolunun geçmişe yö- nelıi işletilememesi ne- denıyle mümkün olma- dığını belirten Diriöz, AIHM'nin Tûrkiye aleyhine verdiği karar- larda tazminatJaruı da Avrupa însan Haklan Sözleşmesi'nin öngör- düğü süreler içinde ödendigini bildirdi. Di- riöz. şöyle devam etti: "Bunun tek isrisna- 5i, bilinen nedenlerle yerine gefirilemeyen oizidou karandır. Bu tonıda da mahkeme- lin saygınlığının ko- unması amacıyla bir uzlaşı sağlanmasına yönelik çabalarımız da karşıJık görmemiş- rir. Bunu üzünfüyle di- le getirmek durumun- dayım." Türkiye, Loizidou da- vasında mahkemenin si- yasi birkararaldığuu sa- vunurken konunun mu- hatabının Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti oldu- ğunu ısrarla vurguluyor. Dışişleri Sözcü Veki- li, Avrupa Konseyi'nin 3 Kasım seçimlerine gozlemci gönderme is- teğiyle ilgili olarak da Türkiye'nin konuya so- ğuk baktığına işaret et- ti. Diriöz, "Türldye'de seçimier, yarım yüzyı- Iı aşkın zamandır ya- pılmaktadır. llk defa seçim yapıyor değildir, bu konuda tecrübeli- dir, şimdiye kadar yaptığı seçimler orta- dadır. Türkiye'nin saklayacağı, gocuna- cağı hiçbir şey yoktur " diye konuştu. Diriöz, Avrupa Gü- venlik ve Işbirliği Teş- kilatı'nın (AGÎT) 1999 yıhnda îstanbul'da yap- tığı zirvesinde kabul edilen "Istanbul Belge- si" ile seçim yapacak AGÎT üyesinin, çeşitli AGÎT organlannı ülke- sinekabul etme yüküm- lülüğü altına girdiğini anımsattı. Denktaş'ın yeni belgesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nın (KKTC) Kıb- ns konusuna temel yaklaşımını düzenleyen 29Nisan belgesinin geliştirilmiş hali olan 11 Eylül belgesinde, "nihai ve kalıcı" bir çözüm için "üç düzlemli egemenlik" temelinde kapsam- lı öneriler genriliyor. Edinilen bilgilere göre KK- TC Cumhurbaşkanı Rauf Denkfaşın Rum Yönetimi li- deri Glafkos Klerides'e 11 Ey- lül'de yapılan 53. görüşmede ilettiği belge, Isviçre, Belçika veABD başkanlık sistemleri in- celenerek hazırlandı. Dış ilişkilerde Belçika, içte ise îsviçre modellenni esas alan öneri paketinde, egemenlik ko- nusu/'kurucu devletlerin ba- zı yetkilerini ortak idareye ak- tarmalan" olarak tanımlana- bilecek "üç düzlemli egemen- lik" temelinde çözümleniyor. Belgeye göre, yetkilennin bir kısmını ortak idareye aktaracak olan Türk ve Rum kurucu dev- letleri, geriye kalan "artık yet- kileri" kendi egemenlik aİan- lannda düzenleyebilecek. AB üyeliğiyle birlikte ortak devlet kendisme devTedilen yetkilerin yaklaşık yüzde 50 ila 60'ını AB ile paylaşmak durumunda kala- cak. 29 Nisan belgesinde Türk ta- rafı ortak devlette 4 bakanlık kurulmasıru önerirken 11 Eylül belgesinde bakanlık sayısı 10'a çıkanlıyor. Bu bakanlıklar ilk belgede ABD sistemindeki gıbi "sekreterlik" olarak adlandın- lu^ken Rum tarafının itirazlan üzerine, 11 Eylül belgesinde "bakanlık" olarak tanımlanı- yor. Türk tarafının bu belgesiyle. ortak devletin iki kurucu devle- tin üzerinde bir yapıda olması öngörülürken iki kurucu devle- tin ortak birdevlet kurabılmele- ri için birbirlenni tanımalan ge- rekiyor. Diplomatik kaynaklar, iki kurucu devletin, ortak dev- letin kurulmasından "en az 24 saatdnce" bırbirlerini karşılık- lı olarak tanımalan gerektigini belirtiyor. Türk tarafinm önerisine göre ortak yetkiler, iki taraftan eşit katılımlı bir şekilde kurulacak 12 üyeli ortaklık konseyi tara- findan kullanılacak. Konseyde iki taraf cumhurbaşkanının ya- nı sıra onlann tayin ettiği 5'er temsilci bulunacak. Ortaklık konseyine 2 yıllık sürelerle cumhurbaşkanlan başkanlık edecek. Eşit statüde olacak di- ğer üyeler arasında, yine bir sü- re sonra devredilmek üzere dış ilişkiler, ekonomi,AB ile ilişki- ler ve koordinasyondan sorum- lu olacak şekilde görev dağılımı yapılacak. Konsey, bir çeşit ko- alisyon hükümeti gibi çalışacak. Rum tarafı soğuk Edinilen bilgilere göre Rum tarafı, "Tek demokrasi, tek se- çim" ve "Sayısal çoğunluk, sayısal azınhğa eşitlenemez" yaklaşımı nedeniyle yeni belge- yi de soğukkarşıladı. Ancak ba- zı Batılı ülkeler, belgede "ya- rarlı noktalar" bulunduğunu Türk tarafına ilettiler. Öte yandan, Denktaş ile Klerides arasında yapılan doğ- rudan göriişmelere gozlemci o- larak karılan BM Genel Sek- reteri Kıbns Özel Temsilcisi Al- varo De Soto, bölge turu çer- çevesinde 27 Nisan Cuma günü Ankara'da temaslarda bulu- nacak. Dışişleri Bakanlığı Müs- teşan Büyükelçi Uğur Ziyal ile biraraya gelmesi öngörülen De Soto'nun, Ankara'dan aynldık- tan sonra New York'a gitmesi ve burada, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns Özel Koor- dinatörii ThomasWeston ve în- giltere'nin Kıbns Özel Temsil- cisi Lord David Hannay ile görüşmesi bekleniyor. Ufkıın ötesini gören lider• Baştamfi 1. Sayfada garlık düzeyini amaçlayan eylemler ol- duğunu söylerken sempozyuma îsra- il'den katılan Prof. Dr. Jacob M. Lan- dau, Atatürk'ün toplumunun ve ülkesi- nin yönünü değiştiren bir devlet adamı olduğunu vurguladı. Landau, "Savaj meydanlannm muzaffer kumandanı olan Mustafa Kemal, banşı kuran ve yücelten lider olarak tarihe geçri. Öz- gür, bağımsız ve çağdaş bir ulus dev- let olan Türkiye,Atatürk"ün eseridir" dedi. Rus Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Ilia V. Zaitsev, Tatar-Başkurd kökenli düşünürlerin, ZeldVelidiTogan, Yusuf Akçura gibi isimlerin, Türki- ye'nin kuruluş döneminde toplum, kül- tûr ve siyaset yaşamına büyük katkılan olduğunu vurguladı. Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Norman Stone da Türklerve Ruslar ara- sındaki benzerliğe dikkat çekerek yıllar- ca birbiriyle savaşan bu iki büyük kom- şunun, karşıt kutuplargibi görünseler de gerçekte birbirlerine çok benzedikleri- ni, kuruluş süreçlerinde kader birliği yaptıklannı anımsattı. îstanbul'da doğan ve ülkemizde çok iyi tanınan İngiliz tarihçi-yazar Dr. Andrew Mango ise Atatürk'ün hem gerçekçi hem pragmatik hem de ufkun ötesini gören bir önder olduğunun altı- nı çizdi. Mango,Atatürk'ün evrensel uy- garlık ve çağdaş toplum yapısına dönük atılımlannın, Türkiye'nin şansı olduğu- nu anlattı. Yaşamınpratiğinin Atatürk'ü haklı çı- kardığını ve Atarürkçü modelin yakın gelecekte başka ülkelerde de uygulana- cağını ifade eden Mango, 3 Kasım se- çimleriyle ilgili olarak da "Bu seçim, başka seçim. Artık deniz bitri. İki anahtar gibi olnıayacak şeyler vaat et- me devri kapandı. Türkiye artık bilgi- li insan kaynağı olan bir ülke. Seçmen artık bilinçlendi ve bu kaynağı yöne- tebilecek bir bükümet istiyor" dedi. Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Zafer Toprak da Tür- kiye'nin ve Sovyetler'in aynı kaderi pay- laşan iki ülke olarak birbirlerini anlayıp Batı'ya karşı ortak tavır aldıklannı anlat- tı. Toprak, Osmanlı împaratorluğu dağı- hrken Kazan-lstanbul aksındaki geliş- melere dikkat çekerek "Cumhuriyetin fikri yapısında Kazan göçmenlerinin katkjsı var" dedi. Gerçek haydut devletABD• Baştarafı 1. Sayfada tarafindan kullaınldığını ve ulus- lararası anlaşmalarauymayan ve şiddete başvurmaktan çekinme- yen ülkeleri hedef aldığını söy- ledi ve ekledi: 'LFluslararası ca- miadan kasıt, ABD ve onu des- tekleyenülkelerdir. "Haydut ül- ke" tanımı ise gerçekte tek bir ülkeye çok güzel uyuyor: AB- D 'ye.Amerika'nın Küba'ya kar- şı 1959'dan beri yürüttüğü ide- olojik ve fiili savaş bile tek ba- şına,ABD'nin bu unvanı hak et- mesi için yeterli.' Chomsky,Attonbladetgazete- sinde 11 Eylül'ün yıldönümün- deyayımlanan yazısında yukan- daki örneğe Nikaragua'yı da ek- lemişti: "Başkan Ronald Re- agan'ın Nikaragtıa'ya karşı bir terörist savaşı başlatmasından bu yana 20 yıl geçri, Bu savaş- ta barbarca gaddarlıklar ya- şandı; sınırsız hasar verildi ve on binlerce insan yasamını yi- rirdi. Ülke, belki de bir daha asla onanlamayacak şekilde barap edildi.ABD. uluslarara- sı mahkeme tarafindan tero- rizmle suçlandı ve Güvenlik Konseyi'nce kınandı. Bu kara- rı ABD veto etti. Ama kimse Küba veya Vikaraguanın Washington veya NetvYork'ta bomba patlatma ve Amerikan Ozkök'ten Çakır'aziyaret Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hilrni Özkök *e Kuvvet Komutanlan. fstanbul \âlisi Erol Çakır'ı makammda ziyaret etti. V'ali Çakır, komutanlan \1iayetin bahçesinde törenle kar- şıladı. Orgeneral Özkök, gazetecilerin ziyarefin nedenine >öne/ik sorusunu "İstanbula geldiği- miz zaman, eskiden tanıdığımı/ valimizi de ziyaret ermeyi arzu ettik. Bu bir nezaket ziyareri- dir" diye yanıtladı. Daha sonra V'ali Çakır, ziyaret anısına Orgeneral Özkök'e, gravür sanatçısı Cemal AkTildızın çizdiği 1924 tarihinde Dumlupınar abidesinin açılış töreninde asker selamı veren kalpaklıAtatürk resmini hediveetti.Özkök de Çakır'a,bir çini tabak verdi.(Fotoğraf: AA) YEIMER TUIMAY (EMİN KARAYEL) politikacıları öldürme hakkı olduğu görüşünde değil." Chomsky, bu tür eleştirileri 40 yıl önceVietnam Savaşı sırasın- da da yaptığını, ancak aradaki farkın, o sıralar onu düılemeye 3-4 kişinin geldiğini, şimdi ise böyle büyük salonlann dolup ta- şıyor olduğunu belirterek ekli- yor: - Vietnam Savaşı'ndan bu yana dünya değişti. O zamanlar protesto ve eleştiriler çok geç gelmeye başlıyordu. Vietnam Savaşı 1962'de başladı, ilk cid- di protesto gösterileri 1966- 67'de görüldü. Şimdi ise insan- larsavaş daha başlamadan sava- şı kımyorlar. ABD'nin 1 numaralı rejim muhalifi 11 Eylül'den sonra Busb yö- netiminin gölgede bırakmak is- tediği gerçekleri (Saddam ana- sıl yıllarca destek olunduğu, Bin Ladin'e para ve silah yardımı yapıldığı vb. gibi) günışığına çı- kardığı içinülkesinde medya ta- rafindan aforoz edilmiş durum- da. Medyaya, Chomsky'nin "sözde aydınlar" dediği geniş bir kesim de katıhyor. -Ben Amerikan medyasında hâlâ en büyük haydut kabul ediliyorum. Ama şunu da açık söyleyeyim: Ben bugün şu anda CNN'de ola- bilirdim. Benim gibi nüftızlu güçlere yağ çekmeyen ve doğru bildiği yolda giden birinin her günü konuşmalar ve diğer faali- yetlerle doluyor. Chomsky, Edward Hor- man'la birlikte yazdığı "Mani- faeruring Consent"(Görüş Bir- liği Yaratmak) adlı kitapta yer alan, medyayla ilgili şu tanımı anamsatıyor. "Medya organla- n, okurlarnu veya izleyicileri- ni reklamcılarına satan büyük şirketlerdir. Medyanın ürünü, sarıcıların, alıcıların ve devle- tin çıkarlanna göre şekillenir." Chomsky. bağımsız medya vehaber kaynakla- nnın gücünün internet aracılığıyla arttığına dik- kat çekiyor. Bolivya'da su kaynaklan, büyük tekelle- rin zoruyla özelleştirihrıiş- 1960... îlerici Liseliler Derneği (ÎLD) îzmir Şube Başkanı Türkiye Komünist Partisi (TKP) Üyesi arkadaşımız aramızdan aynhşının 22. yılında sosyalist Türkiye mücadelemizde yaşıyor. TKP tZMtR İL KOMlTESİ Sot: Bugün saat I6.00'da Balçova Eski Mezarlık'ta mezarı baştndayoldaşları ve dostlan tarafindan anılacaktır. ti. Halkın protestosu, eğer internet olmasaydı asla ül- ke dışına yansımazdı. Ye- rel eylemciler, çeşitli yön- temlerle protestolannı in- ternet aracılığıyla dünyaya yaydılar. Protestolaröyle- sine büyüdü ki sonunda yöneticiler karar değiştir- mek zorunda kaldılar. GUNDEM MUSTAFA BALB • Baştarafı 1. Sayfada cek teknolojiye sahıp. 3- Başta Afrika ülkeleri olmak üzere pek ç yerden uranyum al/yor. 4- Saddam ın elinde bulundurduğu silahl; çevre ülkeler için büyük tehdit oluşturuyor. Bu suç unsurlarına soruyla karşılık verelim: - Dünyadaki kaç ülke yukandaki suçlan işlem yor? Durum, girişte vurguladığımız noktaya gidiyo ABD ve Ingiltere, "bunlar suçtur" dediyse iş bıi miştir. Blaır ve Bush'un açıklamalarına göre bir baş ka suç da şu: - Irak BM kararlannı dinlemiyor. Buna karşılık da soralım: - isra/l yılbaşından bu yana BM kararlarının ka- çını dinledi? Yeri geldikçe vurguladığımız gibi BM'nin de gi- derek ABD'nin taşeronu görünümüne girdiğini gö- rüyoruz. Saddam yönetiminin demokrasiyle bağdaşma- yan tutumları, uluslararası hukuku hiçe sayması konunun bir yönü. Ancak buna karşı getirilen "I- rak'a harekât" planlanmn ve izlenen yolun da ulus- lararası hukukla bağdaşır yanı yok. ABD'nin ulusal çıkarlarını ilgilendiren durumlar- da VVashington'dan Los Angeles'a kadar "koro" hafinde konuşulur. Ancak Irak'a saldın koroyu bozdu. Yapılan hesaplara göre olası saldırının fa- turası 200 milyardoları buluyor. Sonunda Bush'un rakibı Al Gore da patladı. Şu sözler Al Gore'un: "71 Eylül'den sonra ülkemize bütün dünyadan büyük bir sempati, iyi nıyet ve destek geldi. Ama biz bunu bir yıl içinde korku, endışe ve belirsizli- ğe dönüştürdük. Üstelik bu korku, endişe ve be- lirsizlik, teröristlenn ne yapacağı konusunda de- ğil, bizim ne yapacağımıza ılişkin." Bunları Al Gore yerine başkası söylese, başka yere "alıp kohar"\ Nasıl bir Saddam? ABD yönetimi yaz ortasında Türkiye'ye şunu söylemiştı: "Arkadaş, Irak treni kalkıyor. Bindiniz bindiniz. Binmezsenizbundan sonrakiadımlan sizinlepay- laşmayız." Tren değerlendirmesi bizim uydurmamız değil. Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowttz'in... Yukanda aktardığımız tablo Irak olayının bölgesel bir sorun değıl, evrensel dengelerin ucu olduğu- nu gösteriyor. Türkiye, trenin kalkmaması gerektigini, bunun kendi çıkarlanna uygun olmadığını belirterek tre- ne bilet aldı. Ölçüldü, bıçildı başka yol yoktu. Şimdi trenin içinden seslenmek durumundayız: "Bu tren kalkmamalı... Kalkarsa mutlaka kalkış iznialmış olmalı. Izin almışsa, şuşuyolculannhas- sasiyetlerini ihmal etmemeli... Trenin içindekiler kendilerini trenin sahibi hissetmeye kalkmamalı... Onlara Kerkük gibi havuçlar uzatıp iştahlarını ka- bartmamalı..." Türkiye, trenin dışında kalsaydı, daha iyi olmaz- dı. Ancak Irak içindeki rejim muhaliflerinin kur- dukları hayaller karşısında Türkiye'nin de arayış içinde olduğu dikkati çekiyor. Arayışlann başında Irak'ta yaşayan, sayıları iki milyon dolayında olan Türkmenlerin devrede olması geliyor. Son dö- nemdeki girişimlerle bunun bir ölçüde başanldı- ğını görüyoruz. Bir başka arayış da şu: Olası saldırıdan sonra Irak'ta yeni yönetim olu- şur mu, oluşursa ülke bütün kalır mı, kalırsa K. I- rak nasıl bir yapıya dönüşür? Bize öyle geliyor ki, Irak saldınsından en büyük zaran bugün rejim muhalifi diye anılanlar görecek, Saddam'ın yerine de ABD yanlısı bir Saddam ge- lecek! [email protected] E M R E K O N C A R Demokrasi ve Vampirler Hem insanlığm hem de Türkiye'nin 21. yüzyılda nereye gittiğini, politikacılarm nasıl ve niçin vampirleştiğini Prof. Emre Kongar'ın kaleminden okuyacaksınız. REMZI KITABEVI DENİZLER JDAMA GİDERKEN ORAL ÇALIŞLAR HerDırı ayn öır anjyı anlatan, oajıin ^azıiardan derlenen kitap, ırıtırılen ınsanları ofuz <\\\ sonra tekrar anmak ıçın hazırfand1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle