Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2002 PERŞEMBE
DÎZİ
Güçlenetı solakarşı
çözüm arayışlanA vrupa Birliği düşüncesini ilk kez Fransız
/§ Dışişleri Bakanı Robert Schuman 9 Mayıs
^LJL 1950'de önermiştir. Ama unutulmamalıdır
ki, o korkunç savaşın üzerinden daha topu topu
beş yıl geçmiştir ve savaşın yarattığı karşılıkh
kinler, acılar unutulmamıştır.
u nedenle, söz konusu tarihte bu önerinin salî bir
Avrupahnın iradesinin ürünü olduğuna inanmak,
bizce olanaksızdır. Dolayısıyla "Avrupa
Birliği "nin, komünistpartilerin iktidara gelebilme
olasılığına karşı düşünülmüş, Soğuk Savaş 'ın bir diğer
silahı olduğundan da kuşku duyulmasa gerektir sanırız.
A
sken darbelerle sürekli
gozetım altında tutulan
bu az gelışmış ülkelerde,
Soğuk Savaş'a engel olmaya niyet-
lenebilecek bir solcu örgütlenme-
nin yaşayabilmesi kesinlikle söz
konusu değildir. Çünkü, o ülkele-
rin yönetimlenne yapılan küçük bır
işmar veya olmadı küçük bir yar-
dım vaadi ile bu tür girişimJer da-
ha doğarken kolayca boğdurtulabil-
mektedir. Örneğin, 1946 yıhnda
Türkıye'de çok partili düzene ge-
çüirken bu firsattan yararlanılarak
kurulmuş Türkıye Sosyalist Parti-
si ve Türİdye Sosyalist Emekçi ve
Köylü Partisı. üstelik öyle bir yar-
dım vaadine filan da gerek kalma-
dan, kuruluşundan topu topu altı
ay sonra 16 Aralık 1946'da tnönfi
hükümetine kapattınlmış ve bütün
üyeleri hapsettınlmişhr. 1950 yı-
hnda da Kore Savaşı'na karşı çık-
tıklan için Türkiye Banşseverler
Derneği üyeleri bu kez Adnan Men-
deres hükümetme küçük bir işmar-
la derhal toplaülmışlar ve dernek ku-
rulduğu yıl kapahlmıştır.
Avrupa'da komünist
partilerin gûçlenmesi
Oysa, Avrupa ülkelerinde böy-
lesi bir uygulamaya kalkışabilme-
nin olanağı var mıdır hiç?
Öneğin, Fransa'da 1920 yıhnda
kurulmuş olan Komünist Partısi
daha 1924 yıhnda 26 milletvekil-
liği kazanmış, 1934'te Halk Cep-
hesi Hükümeti'ne katılmış, 1936
seçimlerinde milletvekili sayısını
72'ye çıkarmış, de Gaulle'ün sa-
finda direniş hareketine katılarak
kurtuluştan sonra hükümette eko-
nomiyle ilgili bakanlıklan üstlen-
miş, 1945'te oyoranını yüzde 26'ya.
1946'da da yüzde 28.6'ya çıkanp
169 milletvekilliği kazanmış ve ül-
kenın en büyük siyasi partisi ol-
muştur.
Gene, 1921 yüında kurulmuş olan
Italyan Komünist Partisi, faşist yö-
netim döneminde yeraltına ınmek
zorunda kahnışsa da 1946 Hazi-
ran'ın da yapılan Kurucu Meclis
seçimlennde oylann yüzde 19.7'si-
ni almış, oy oranını 1953'te yüzde
22.7'ye, 1963 yıhnda yüzde 25.3 'e,
1968 yıhnda yüzde 26.9'a, 1972
yılındavüzde27.2'ye. 1975'te yüz-
de 33.5
;
e, 1976'dada yüzde 34.4'e
kadar çıkarmış ve başta Roma ol-
mak üzere Napoli, Bologna, Floran-
sa gjbi birçokkentte belediye seçim-
lerini yıllarca üst üste kazanmışhr.
Gerçi, Marshall yardıını sırasın-
da Fransa'da komünist bakanlann
hükümetten çıkarttınlması, Ital-
ya'da da aynı günlerde Komünist
Partisi'nin önde gelen yöneticile-
nnden TogHatti'ye bir suikast dü-
zenlettirUmesi sağlanmamış da de-
ğildir. Ama, herhangi bir Amerika-
lı yöneticinin bu partilerin kapatı-
lıp üyelenrun tutuklanması konu-
sunda herhangi bir Fransız veya
Italyan yöneticiye şöyle anıştırma-
lı bır ışarette bulunmaya kalkışma-
sı bıle, kesinlilde söz konusu ol-
masa gerektir galiba.
Görüldüğü gibi, Sovyetler Birli-
ği'ne karşı Soğuk Savaş'ın bütün
şiddetiyle sürdürüldüğü o yıllarda
bu komünist partilerin seçimle ik-
tidara gelmeleri pek de sürpnz de-
ğıldir.
Güçlenen sola karşı zorunlu
birtik arayışlan
Avrupa Komisyonu TürkiyeTem-
sücffiğinin "9 Mayıs Avrupa Gü-
nü" dolayısıyla yayımladığı birbül-
tende belirtildiğine göre de "Fran-
sa. Abnanya ve diğer Avrupa ülke-
lerinin" ayn bir birlik kurmalannı,
yani "Avrupa Birtiği" düşüncesini
ilk kez Fransız Dışişleri Bakanı
RobertSchuman 9 Mayıs 1950'de,
Paris'te yaptığı birkonuşmada öner-
mıştir. Ama unutuhnamalıdır ki, o
korkunç savaşın üzerinden daha
topu topu beş yıl geçmiştir. Yani,
birbirleriyle kanlı bıçaklı olmuş bu
insanlann yaralannın artık kabuk
bağladığını, acılannın dındığini,
kinlerinin unutulduğunu söyleye-
bilmek bile henüz kuşkuludur.
Bu nedenle, söz konusu tarihte
Avrupa Birliği önerisinin salt bir
Avrupahnın iradesinin ürünü ol-
duğu savına inanmak, doğrusu biz-
ce olanaksızdır. Dolayısıyla, "Av-
rupa BnUğPnin de bu güçlü komü-
nist partilerin iktidara gelebılme
olasılığına karşı düşünülmüş ve ilk
kez bir Fransız aracıhğıyla dünya
kamuoyuna açıldanmış Soğuk Sa-
vaş'm bir diğer silahı olduğundan
da kuşku duyulmasa gerektir sanı-
nz.
Ne ilginç rastlantıdır ki, 25 Mart
1957'de Avrupa Biriiğianılaşması-
menice, Rumca, Arapça öğren-
miş"rır. 1832 yılında gelen ve AJ-
manca, Fransızca, Rusça, îtalyan-
ca, Latince, Yunanca bilen VVTlİiam
G. Schaufier da hemen "Türkçe,
Arapça, Farsça, Süryanke ve Kd-
danice öğrenmiştir." Anadolu'da,
69 yıllık misyonerlık yaşammın
tam 50 yılını Anadolu'da geçırmış,
"nusyonerlerin piri" sayılan EKas
Riggs de "Yunanca, tbranice, Kel-
danice,Süryanice,Arapça, Rumca,
Ennenice, Bulgarca ve Türkçe" bıl-
mektedir.
"Vferli düleri konuşan bu misyoner-
mai'in bağımsızlık savaşına karşı ye-
ri göğü birbirine kattıklan halde,
1945 'lerden ıtıbaren, anadılleri ye-
rine Ingilizceyi "resmi dfl" kabul et-
melen koşuluyla sömürgelerine bi-
le altın tepsıler ıçinde bol keseden
bağımsızlık dağıtmışlardır. Örneğin,
ta 1902 yıhnda Amerikan sömür-
gesi olanFih"pin,Ingilızceyı "resmi
dfl" kabul edınce güya bağımsız-
lığına kavuşmuştur 1945 yılında.
Ingilizler, XVIII. yüzyıldan ben
sömürgeleri olan HindBtan'a, Pakis-
tan'a, Seylan'a (Sn Lanka'ya) dil-
lerini "resmi dil" olarak bırakıp
SOĞUK
SAVAS
nin Roma'da ımzalanmasının ar-
dından yapılan 1958 seçimlerinde
Fransız Komünist Partisi'nin oyu
birden yüzde 19'a düşmüştür ger-
çekten de. Anımsanacağı gibi, îtal-
yan Komünist Parrisi'nin başkanı
EnricoBerfinguer'in 1973'teorta-
ya attığı "Hnistiyan Demokrasi-
lerle Tarihi l ztaşma" adlı sav, "Av-
rupa Komünizmi" adı altında hız-
la yaygınlaştırıhp yozlaştınlarak
bu partilerin gerçekten de hızla güç
yitirmesi ustaca sağlanmıştır.
Anadflsiz devletler
Bilindiği gibi, sanayi devrimin-
den sonra, "ticari misyonlar" da
yüklenmiş Hınstıyan mısyonerler,
sömürgelerde artık ticaret elçileri
olarak da kullanılmaktachrlaT. Bu ye-
ni işlevlennı hakkıyla yenne getı-
rebihnek için de misyonerler çare-
siz, gittikleri yerlerde konuşulan
dilleri öğrenmektedirler ilk iş ola-
rak.
Örneğin, "Amerikan Board of
Commissioners for Foreign Missi-
ons" adlı Amerikan misyoner örgü-
tünün belgelennde verilen bilgile-
regöre.
u
l 823yıhndagörevü olarak
Osmanlı ülkesine gönderilen VVılli-
am Goodeil, öncdikk Türkçe, Er-
ler aracılığıyla halkJann önyargıla-
n kınlıp, ticari ilişkiler arttınldık-
ça da salt misyonerlerın dıl öğren-
meleri doğal olarak yetersiz kal-
mış, bu kez kendi dillerinı o halk-
lara öğretme olanaklannı araşrır-
maya başlamışlar ve sömürgelerde,
artık asıl amacı dıl öğretmek olan
çok sayıda misyoner okullan aç-
mışlardır. Görüldüğü gibi, modern
sömürgeciKk diye adlandınlan bu
dönemde. misyonerlerin temel gö-
revlerinden biri de "dfl ihracını"
gerçekleştırmek olmuştur.
Ancalc, salt ticari ilişkilerin geliş-
tirihnesini amaçlayan bu flıraç sü-
resüıce de gördüğümüz kadanyla o
sömürgelenn anadillerine pek de
sataşılmamıştır doğrusu.
Sömürgelere İngüizce
karşılıgı özgürlük rüşveti
Ama, ola kı ÖcLnci Dünya Savaşı sı-
rasında anadüerin özgürlük ve bağım-
sızlık açısından önemini fark edince,
gene şeytanın aklına bile zor gelecek
bir kumazlıkla, dil konusunu da açık-
ca bir silah olarak kullanmışlardır
halklann köleleşririlmesinde.
O güne dek işitmeye bile daya-
namadıklan, örneğin Mustafa Ke-
bağımsızlık bağışlamışlardır güya.
Gerçekten de bu yıllardan iribaren,
artık eski sömürgelerini bile kabile
kabile parçalayarak, Ingilızceyı
"resmidfl" kabul etmeleri koşuluy-
la, kâh Birleşmiş Milletler, kâh
Commonwealth karan veya ar-
mağan olarak kâh bir özel antlaş-
mayla. örneğin Birmanya, Gana,
Malezya, Nijerya, Tanganika, Sier-
ra Leona, Baü Samao adalan,
Jamaika, Tobago, Zanzibar, Sin-
gapur, Barbados.Lesodıo, Svazland,
Nanru, Tonga, EUice, Vannatu,An-
tigua Belize, Saint Chriptopher,
Nevis vb. gibi, çoğunun nerede ol-
duğunu bile kolay kolay
çıkaramayacağımız, adını dahi doğ-
ru dürüst söyleyemediğımız elhyi
aşkın güya bağımsız devlet kur-
muşlardır, Sovyetler Birhği'nin sona
ermesine kadar geçen kırk küsur
yıl ıçinde.
Ne ilginç... Bugün de ülkemizde
"resmi dfl", "anadfl" tartışması bir-
takım görünmez odaklarca ustalık-
la başlatıhnış ve "Devletin anadiü
mi olurmuş be yahu" denılerek
"anadil* kavramının anayasadan
çıkanlmasına çalışılıyor, tıpkı
"SelanıünaİCTküm kör kadı" küs-
tahhğıyla...
Zorunlu paktlar
SSCB'yi
kuşatma
hareketi
S
oğuk Savaş'ın görünür silahlan
bunJarla da sınırlı değildir
kuşkusuz. Örneğin, bir yandan
ardı ardına yapılan nükleer denemelerle
dünyaya sürekli gözdağı veriürken öte
yandan da, her an bir komünist saldın
olabileceği korkutmacasıyla özellikle
de Sovyetler'i kuşatan azgelişmiş
ülkeiere zorla savunma antlaşmalan
imzalaölmıstır. Bilindiği gibi, Türİdye
de, Ingiltere'nin yönlendırmesiyle
1955 yılında Irak ve Iran'la "Bağdat
Pakn'' adıyla bir savunma antlaşması
, ımzalamışnr. Amerika'nın da gözlemci
| üye olduğu bu pakt, 1958 yılında
I Irak'ta krallık devrilince, gene
l Londra'da imzalanan yeni bir
antlaşmayla CENTO adını almış ve bu
kez Pakistan'ın da katıldığı pakun
merkezi 19 Ağustos 1959'da Ankara'ya
taşınmıştır. Uzakdoğu'da da SEATO
(Güneydoğu Asya Antlaşması) adıyla
bir pakt daha kurulmuştur aynı
günlerde. Unutulmamahdır ki, 1945
yüından 1991 yılına kadar da tam 1914
(bin dokuzyüz on dört) nükleer deneme
yapmıştır Batıhlar.
ABD'nin aydm düşmantıgı
Gene anımsanacağı gibi, aydınlar
arasında "sokoıluğun" aydın olmanın
temel ölçütü sayılmaya başlanılması
yuzünden ola ki, 1949-50'lerde Senatör
MacCarmy'nın başlatüğı ve 1954
yıhnda ancak Senato karanyla
durdurulabilen, aydınlan komünisdflde
suçlayıp "vatan haini" ılan ederek
bütün Amerika'da üıüversitelerin, basın j
çevrelerinin, özellikle de
Hollywood'un altını üstüne getiren
"ayduı dûşmanhğı'' acele öteki ülkeiere
ihraç edilmış \e 1965'lerden itibaren
ülkemizde de "komiinistfcre öhım" ,
çığhklanyla "faiM meçbui" cınayetler \
işlenerek korkunç bir aydın kıyımı '
başlaölmıştır. Ilginçtir, bu girişimlerde ;
bulunulmadan önce de, Amerika |
Dışişleri Bakanlığı 27 Ağustos 1962'de !
gızli bir yazıyla, Türkiye'nin de 1961 j
yılında Amerika'da kurulmuş "Peace |
Corp USA" (Banş Gönüllüleri) adlı
örgüte üye olduğunu bildirerek bir gizli
antlaşma imzalatmış ve bu gizli
antlaşmanın 14 Ocak 1965'te Meclis'te i
onaylanmasının ardından da, gene
Anadolu'da göre\ yapmış Banş
Gönüllüleri Joseph Holzer, Sharon
Buckky ve Walt Ruehimg'in 26 Kasım
1969'da tstanbul'da düzenledikJeri bir
basın toplanhsında açıkladıklan gibi,
Los Angeles Occidental College,
Pörtiand State Coflege adlı okullarda ve
Princeton, New York, Tesas
üniversitelerinde özel olarak
yetiştınlmış tam 12 bin Banş Gönüllüsü
gönderilmiştir ülkeye. Ortaokul ve
lıselerde yülarca güya Ingilizce
öğretmenliği yapan bu görevlilerin
gönderdikleri raporlarla, düzenledikleri
anketlerle de CIA, toplumumuzun
"sosyoJojik, ekonomik, biyoiojik,
psikolojik" bütün nabzını sözcüğün tam
anlamıyla bihmsel olarak kavramayı
başarmıştır, gerçekten de... Nitekim,
bizce hiç kuşku yok ki bu sayede, bir
yandan aydın kıyımı hemen
başlatılırken öte yandan da şeriatçı ve
ırkçı girişimler kışkırtıhp okullarda
çıkanlan olaylarla eğitimin hızla
yozlaştırüması ve dinsel eğitimin
yaygınlaşnnlması. öğretmenJerin
saygınhklannın yitirtilmesi, şöyle biraz
güçlenecek gibi olunca sol siyasal ve
sendikal hareketlerin derhal bir askeri
darbeyle bastınknasıyla toplumda
fîlizlenmekte olan örgütlenme
bilincinin acımasızca köretilmesi, dil
ve tarih çalışmalannın kösteklenmesi,
edebiyatın toplum dışına iöhnesi,
"knniiktaraşması''nffl üstelik sonuçta
bir rejim tarnşması haline dönecek
şekilde başlatılması, basının sermayece
hızla medyalaşhnlması, ihraç edilen
kültürlerle kısa sürede kimsenin
kimseyi anlamadığı bir kavram
kargaşasının yaratılması gerçekten de
çeyrek yüzyıl gibi kısa bir sürede
ustaca başanlmıştır.
YARIN: Soğuk Savas
ve Türkiye
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Sokaklar Ne Çıkartır?
Cem Uzan bir medya ve holdıng patronu.
Acımasız. Rakiplerini altetmek, sındirmek ve
ufalayıp yok etmek için her türlü aracı kullan-
maktan çekinmeyen Uzan Ailesi'nin önde ge-
leni. Var olan siyasetçilerin ve siyasi partilerin
tükenmişliğini kullanarak meydanlara çıktı. Ne
yapar?
Parasal ve ailesel imparatorfuğunu büyütme-
nin yolu olarak, ilk önce güçlü kamu iletişim
araçlannı seçti. Sanınm 3 TV, 7 radyo ve başlı-
ca Star gazetesi. Gönüllerinde Cumhuriyet de
yattı bir zaman. Imar Bankası arka planda bü-
yük finansman kaynağı. Telsim'de yabancı or-
taklarını şirket/tıukuk oyunlanyla açığa düşür-
dü. Uluslararası davalı. Dışardan dışlanınca,
milliyetçi-ırkçı siyasal söylemleri ön plana çı-
kardılar.
Uzan Imparatorluğu'nu büyütmek için, kitle
iletişiminden şimdi siyasete sıçrama yaptı. ör-
nekleri Berlusconi mı? Niye olmasın... Üstelik
Türkiye'de de zemin uygun.. Mesut Yılmaz
ve diğerlerinin hem kendilerini hem siyaseti sı-
fırfattıklan, butün klasik partilerin denenip de-
nenip seçmen tarafından bir kenara fıriatıldık-
ları bir dönem. Bütün bu partiler ülkemizi ve
halkımızı yoksulluktan, işsizlikten inletmiş du-
rumda. Şimdilik daha dibi yok, ineceğimiz ye-
rin.
Sosyalist parti veya partiler yerine, Uzanlar
kollan sıvadı.
• • •
Cem'lerini öne sürdüler. Gençlik imajını si-
yasi marka yaptılar.
Cem Uzan'ın kendisi de genç. Partisinin adı
da Genç Parti. Onu ve fikirferini kendi grubu-
nun yayın organlanndan ve televizyonlanndaki
propagandalanndan tanıyoruz.
Fikirlerini mi tanıyoruz dedim? Hayır, ortada
fikir var mı bilmiyoruz. Çünkü sadece seçim
vaatleriyle dolu her şey..
Sadece Cem Uzan var ortada.
Otobüs veya seçim sahnesinin üzerinde ve
hep beyaz gömleğiyle.
Yakası açık.
Seçmen gözünde sevimli.
Onlardan biri gibi.
Zengin de üstelik.
Çulsuz biri, "Hepinize ev vereceğim" demi-
yor seçmene.
Kürsünün iki yanına kurulan ekrandan tane
tane okuyor.
Onlann anlayacağı dil ve vurgular.
"Yüreksizler" diye bağınyor.
Seçmen "Helal olsun" diyor!
Cem Uzan'ın yanında kim var?
Kimse. Tanıdığımız, tanıdığınız kimse.
Bir tek o!
Milletvekili adaylarının hepsinin silme
Uzan'ın adamları olduğuna şüphe mi var?
Star ekrana yaşlı bir nine getiriyor. Niye
Cem, sorusuna, "Öbürteri ne varsa aldılar, bu
ev vereceğiz diyor. Belki bu verir, o nedenle
oyumu Cem'e vereceğim" diyor.
Peki vermezse, o da diğerleri gibi yalan
söylüyorsa?
Ninenin yanıtı: "Ne kaybederim ki!"
Kurgu iyi. Nine haklı. Halkımızın çoğunun
düşüncesi.
Ne kaybederim? Kaybedecek neyim kaldı?
(Bir "zincirlerimden başka" demedığı kalıyor.
Karl Marks'ın kulaklan çınlıyordur, buradakile-
rin çınlamadığına emınim!)
Bu seçim, kaybedecek bir şeyleri kalmayan-
lann, olmayanların seçimi.
Bunu bilelim.
Cem Uzan, zincirierinden başka kaybedecek
bir şeyleri olmayanların en büyük umutların-
dan.
Seçim gününe kadar, ona oy vereceklerin
oranının artarak süreceğı kesin.
Niye vermesinler?
Veya başka türlü soralım: Kime versinler?
Tabii, kitlesel olarak, AK Parti'ye, bir de.
Cem Uzan yüzde 10'u aşabilir mi?
Bunu gözünü sevdiğim seçmen bilir. Ama
önünde iki ay daha olsaydı aşma olasılığı iki
misli artardı.
Seçmen, kurulu partileri karınlarından han-
çeriiyor.
Ihanetin intikamı!
4 Kasım'da ortalığı kan-revan içinde görece-
Ve eğlence o zaman başlayacak...
obursali@cumhurjyet.com.tr.
Alalürk'ûn CHP'sinden
Dervif'in CHP'sioe
KEMALİZME
İHANET
GÖKÇE FIRAT CHR Dervış'ı değıl Kemalızmı seçse
en oz %40 oy alırdı
ÖZGÜR BİLLUR Kemalızme Ihanet
NİYAZİ BERKES Devletçılık nasıl deıenere edıldı
İSMAİL BOSTANCIOĞLU Kemalızm, Altıok ve CHP
SUNAY AKIN Oza! Red Kıt'ı sevemez, buna hakkı yok
CAN LAFÇI Temız kapıtalızm olur mu2
GÜNEŞ AYAS AB'cıler Briıksel bıletınızı şımdıden ayırtın
1
FİLIZ DOGAN Ruhı Su Turkuler güaıl guaıl akmaya
devam edıyor
KUZEY FIRAT Ahmet Alfan'ın yenı kıtabı Yaşadıklannı
yazmaktan, yazdıklarını da roman diye satmaktan
utanmayacaksın
FATMA ALTOK Sezen Aksu konserlen devam ediyor;
Al sano icımlık Mozoık
1
ÖZGE ADAŞ Bu "Vaton" kımın?
www.furksolu.orglstanbul:(0212)292 73 00
Ankan: (0312)232 46 22
izmir:(0232) 465 10 37
Oenizlı (0256)242 26 59 Edirne. I02841 214 70 16
13. sayı bayilerde 750.000 TL