Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2002 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusCgcumhuriyet.com.tr
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAX
Adayları Görelim!
Bugün milletvekili adaylannın çoğunu öğrenece-
ğiz... üsteler açıklanacak:!. Ama bu bir başlangıç.
Bakarsınız liderler adayların yerini, sırasını değış-
tırırler. Işin ıçine dostluk, yandaşlık girer!
TBMM Başkanı, Konya'da on ıkinci sıraya düş-
müş, MHP'nin önde gele-nleri seçilemeyecek yer-
lerde!. Öte yanda Ülküculük savaşımında ün ka-
zanmış kışıler ön yerierı almışlar. Cinayet sanıkla-
n, türlü suçlamalaria kamı_ıoyunda ün kazananlar!..
Partinın genel sekreteri b ile listenin alt sınınnda!..
Bugün gazeteler yayırnlayacak partilerin aday-
lannı... llgınç, oldukça keyıfii bir inceleme olacak!
Göreceğiz kim nerde, k i m nerde değil, hatta hiç-
bır yerde değil! Günlerdir sürdürülen yanş sona
erecek mı? Yoksa kuskünler her zamanki gibi, bir
araya gelip seçim tanhıni değiştirmeye kalkışacak
mı?
Tarhan Erdem'in tahmi nleri çoğunlukla doğru çı-
kar. O da herkes gibı AKP'yi oylann nerdeyse çey-
reğinı alacak güçte gösteriyor. CHP'yi de yüzde on
dörtle ikınci. Ya ötekıler? Hepsı çizgi altında yüz-
de üçle beşle!.. Pekı AKP'nın lideri aday olabıle-
cek mı, olamayacak mı? Hukuk bunu bir türlü be-
lirleyemedı! Ya Erbakan? 0 ne olacak? Bence,
onu bunu engellemenin bir yaran yoktur. Herkes
seçilsin, ne olduğunu ne olmadığını görmemızde
yarar var...
HADEP-SHP-ÖDP bir araya gelebılecek mi? Bu
yazıyı yazdığım ana kadar belli olmadı. HADEP'in
her seçımde engellenmesinın yanlışlığını artık öğ-
renmedik mı? Yüzde beşi aşan oy gücüne sahıp
bir partıyı nasıl saf dışı edebılırsınız? TBMM'de her
görüşe, herdüşünceyeyer olmalı... AB'nin buözel-
liğinı de uygulayamazsak. ne dıye AB üyesi olma-
ya kalkıyoruz?
Tek parti Meclislennin düzeyı şimdikilerden çok
yüksekti, dıyoruz. Ülkenin en seçkin, en degeriı, en
guvenılır kışılen CHP yönetimince lıstelere yerleş-
tirılirdi. Binncı seçmen, ikincı seçmen vardı, ama
söz partınin değışmez lıderindeydı. Demokrasi fa-
lan değildı, ama ülkenin sağlam ellerde olması an-
cak böyle sağlanırdı. 195O öncesi Meclislerine bir
bakın, en ünlü yazarlarr gazeteciler, bilim, kültür
adamları, işçıler, kadınlar, her türlü halktemsılcisi..
hepsı Meclis'teydı... Seçilerek, ama halktan değil,
derin devlet dediğımız g ü ç tarafından...
O zaman tek şef, tek partı vardı. Şimdi ne var?
Çok şef, çok partı!.. Yıne milletvekilleri atanarak Mec-
lis'e geliyor. Kaçta kaçını partinin üyelen seçiyor?
Yani durum fazla değışmiş değil!.. Bir türlü halkın
istedıklerinı seçip Meclis'e göndermesini istemiyor-
lar!
Bugün gazelerde çıkacak aday listelerini alın. Bir
de kalem! Beğenı ölçülerınize göre bakalım kaç ki-
şi seçebileceksıniz? Ben bu işi yapacağım, sonra
sizlere de açıklayacağım.
Türkiye'nin Önlenemeyen Düşüşü
Türkiye bu önlenemeyen düşüşünü durdurup düzlüğe çı-
kabilir mi? Bunun için önce güçlü, güven verici bir siya-
sal gücün ülke yönetimine geçmesi zorunludur. Bu siya-
sal güç hem ülkenin girişimcilerine, hem emekçilerine,
çiflçilerine, emeklilerine, işsizlere ve hem de üyesi ol-
mak istediği AB ülkelerine güven verici nitelikleri taşı-
mak zorundadır.
Dr. Engİn UNSÂLMaltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
F
orbes Global dergisi,
2 Eylül 2002 tarihli
sayısında Çin' in ûlke-
sine akın akın gelen
yabancı şirketlerin ge-
reksinimi olan nitelikli işgücünü
yetiştinne çabasını anlatıirken ge-
lişmekte olan ülkelere de bazı
bilgiler iletiyor. Çin 1.3 milyar-
lık nüfusu ile çokuluslu şirketler
için bir çekim merkezidir. Yatı-
nmlar en düşük giderle yapıl-
makta ve işgücü çok ucuza sağ-
lanabılmektedir. Niteliksiz ve or-
ta nitelikli işçilerin aylık ücreti 50
dolar, nitelikli kişılerin ayhğı ise
en fazla 200 dolar civanndadır.
Bugüne değin en büyük sıkıntı ni-
telikli işgücü yokluğu idi. Bu so-
run da bugün üniversitelerin elekt-
rik, elektronilc, biyokimya ve ben-
zeri dallarda lisansüstü eğitim
vermesi ile çözülme aşamasuıa
gelmektedir. Yazıda Motorola şir-
ketinin Çin'in değişik kentlerin-
de 10 bın işçi çalıştırdığı ve 2001
yılında cırosunun 4.8 milyar do-
lar olduğu bildirilmektedir. Öy-
leyse kalkmma zorunda olan ül-
kelerin çokuluslu şirketiere yaü-
nm kolayhklan tanımak, ucuzve
nitetikli işçi sunmakveryi bir pa-
zar otma nitebğini taşıması ge-
rekmektedir ki o şirketier getiş-
mekte olan o ülkeye geiip yaûnm
yapsınlar.
Konu Türkiye için de önemli-
dir. Türkiye bir ekonomik düşüş
ve sosyal yozlaşma sürecini ya-
şamaktadır. Temmuz ayında ül-
kenin iç ve dış borç toplamı 204
milyar dolardı. Bu sürekli olarak
artmakta, çünkü ülkenin gelirle-
ri asla giderlerini karşılayacak
düzeye gelememekte ve bütçesi
sürekli açık vermektedır. Ulke
önlenemeyen bir düşüş içinde-
dir. Istanbul'da bir zamanlar ener-
ji sıkıntısı yaşanır ve çok sık elekt-
rik kesintileri yapıhrken zamanın
İETT Genel Müdürü çaresizlik
içinde, "Ne yapalım, karanlığı
gezdüiyonız!" demişti. Türkiye
de borçluluk durumunu gezdir-
mek ve borcu borçla ödemek gi-
bi bir açmazın içıne girmiştir.
Hiçbir siyasal partinın bu bor-
cun nasıl ödeneceği konusunda
bir çalışması yoktur.
Kimileri, umudunu ABVe bağ-
lamıştır. Bıze üyelik tartışmala-
n için bir tarih bile verseler, ya-
bancı sermaye koşa koşa Türki-
ye'ye gelir, üretim artar, işsizlik
azalır, devletin gelirleri çoğalır ve
devlet borcunu ödeme konusun-
da bir umudu yakalayabilir sanı-
suıdadır. Bu boş bir düştür. Tür-
kiye kabul ettiği Gömrük Bfrb-
ği anlaşması ile zaten Avrupa'nın
çokuluslu şirketleri için pazar ol-
mayı kabullenmiştir. Bürokratik
engeller, rüşvet, yolsuzluk ya-
bancı sermayeyi caydırmaya ye-
tecek kadar büyüktür. İşçi ücret-
leri Çin ile byaslanamayacak ka-
dar yüksektir. Sadece asgari üc-
ret 170 dolar civanndadır. Böy-
le olunca çokuluslu şirketlerin
ilk tercihinin Türkiye yerine Çin
gibi Uzakdoğu ülkeleri olacağı
açıktır. Hele 3 Kasım seçimle-
rinde bir AKP çoğunluğu gibi bir
durum çokuluslu şırketlen daba
da ürkütecek ve siyasal "istik-
rarsızbk" kuşkusu ne AB üyele-
rine ve ne de onun çokuluslu şir-
ketlerine güven verecektır. Tür-
kiye için çanlar işte o zaman çal-
maya başlayacaktır.
Türkiye bu önlenemeyen düşü-
şünü durdurup düzlüğe çıkabilir
mi? Bunun için önce güçlü, gü-
ven verici bir siyasal gücün ülke
yönetimine geçmesi zorunludur.
Bu siyasal güç hem ülkenın gı-
rişımcılerine, hem emekçilerine,
çiftçilerine, emeklilerine, ışsızle-
re ve hem de üyesi olmak istedi-
ği AB ülkelerine güven venci ni-
telikleri taşunak zorundadır.
Bu nitelikleri taşıyacak siyasal
gücün AKP olamayacağı açıktır.
AKP hiç devlet deneyimi olma-
yan, bürokrasiyı tanımayan, yö-
neticı kadrolannın yolsuzluk da-
valan ile adliye kapılannı aşın-
dıran, endüstriyel ilişkiler düze-
ni için hıçbir görüş ıleri süreme-
yen, temelindeki çağdışı, Ata-
türk devrimlen karşıtı ınançlan-
nı hafıf bir şeker tabakası ile ka-
pamaya çahşan görünümü ile top-
lumu uzun süre aldatamayacak ve
eğer teslim alırlarsa, gemiyı kı-
sa sürede karaya oturmaktan kur-
tulamayacaklardır. Eğer AKP tek
başma iktıdara gelirse, bu, önle-
nemeyecek sonuçtur. Bu bağlam-
da Türkiye AB üyesi olmayı, çağ-
daş bir biçimde yönetilmeyi, kav-
gasız, çekişmesiz bir siyasal ya-
şamı unutmak zorundadır.
Bunun seçeneği bir CHP ikti-
dandır derim. CHP, Mustafa Ke-
malin kurduğu ve hâlâ Mustafa
Kemal ilkelerine bağlı, önemli
bir partidir. Devlet deneyuni ve
inançlı, Aratürkçü üyeierivardır.
CHP sürekli kendini yenileme,
yeniden yapılanma sürecini ya-
şamaktadır. Son gelişnıeler bu-
nun sonıut göstergesidir. Mtrini-
ne katüğı adlar, CHP'ye karşı du-
yulan kuşkulan dagrtacak niteük-
tedir. CHP Kemal Derviş'i üyesi
yapmakla, sanıyorum seçmen
karşısmda güven tazelemiştir.
CHP, Sayın Derviş ile kendini
yenilemiştir ama Saym Derviş'in
de CHP ile kendini yenılemesi ge-
rekir Kendisi kamuoyunda, doğ-
ru, yanlış ama 'EMF'nin adamı'
olarak bilinmektedir. Bu görü-
nümü sılmek için Sayın Derviş
CHP'lı olmak için zorlu bır ça-
ba harcamalıdır.
Olası bu- CHP iktidannın sü-
rekli güven verici olabilmesi için
Baykal-Der\ iş ikilisinin dokula-
nnın ve söylemlennm uyuşma-
sı gerekir.
CHP pazar ekonomisini bir ve-
ri olarak kabul ederken bunun
toplumun yoksul kesımlere yan-
sıyacak olumsuzluklannı orta-
dan kaldırmak ıçın sosyal polıti-
kalara ağırlık \ ermelıdır. Demok-
rasiyı güçlendırmek için srvil top-
lum örgütlerinin güçlendirilme-
sıni mutlaka sağlamalı ve buna
sendıkalann sayısmı azaltıp bir
konfederasyon altında toplama
çabası ile başlamalıdır.
Küreselleşen dünyada bekle-
medikleri kadar büyüyen çoku-
luslu şirketler gelişmekte olan
ülkelerin artan yoksulluğunun,
kendileri için ne kadar sakıncah
olduğunun ayırdına vanp önlem-
ler almaya başlamışlardır.
Devletçilık anlayışma yeni bir
ıçerik kazandıran CHP girişim-
cileri, işadamlannı yüreklendi-
rirken uİusal gelirin çok azuıı bö-
lüşen o sessız çoğunluğun umu-
du olacağı mesajını toplum kat-
manlanna yaymalıdır.
3 Kasım seçimlerinde seçmen-
lertepkiyi değil akıllannı öne çı-
kanrlarsa Türkiye çok şey ka-
zanacaktır.
O
OKTAY AKBAL
Satışta olmayan öykü kitaplan
yeniden basıldı:
TARZAN Ö L P Ü - 6. Basım
VALNIZLIK BAMA YASAK - 6 Basım
İSTİNYE SULARI - S Basım
KARSI KIYILAR - 4 Basım
CAN YAYINLARI
EKÎN KOPTÎMAN
Üe
NURETTIN KANTARELLl
Evlendiler.
Ist. 11 Eylül 2002
Kutlar, mutluluklar dileriz.
KARAÖRENLER
rtalık yine toz duman... Sü-
rü sürü kargalar dolaşıyor
başlanmızın üstünde, çir-
kin seslerçıkararak... Insanın iç ka- ^ " ^ " ^ ^
ranyor... Kargalar örmeye başladı-
lar mı, bilın ki. o bet ses bir felake-
tin, huzur kaçumanın sesıdır. Bu kara gıysilı ha>
r
-
vanlann da kurtlar gibi dumanlı havalardan hoş-
landıklannı. yaptıklanna bakarak anlamak zor
değil: Bunlar küçük kuşlann yuvalannı bozar,
yavrulannın beyınlerinı oyarlar.. Ekinlere, bağ-
lara. bostanlara saldınr, zavallı köylü>ıi, çoluk
çocuğunu aç bırakırlar... Çaresiz hayvanlan par-
çalar. bulduklan leşlere üşüşmekten de geri dur-
mazlar. Ne bulurlarsa yutarlar, yutamadıklan-
nı da yok etmeye çalşırlar. Kannlan doysa da
gözleri doymaz, bu meret hayvanlann, gittikle-
ri yere kıtlık getınrler.. Gagalan, pençeleri gi-
bi kafalan da iyi çalışır bu kara kuşlann; birlik
halinde, dayanışma içinde yaşamasını bılirler.
Kolay kolay pes etmez bu karga ınılletı: Doğanın
kara illeti, giderek insanlığm baş belası olmuş-
lardır...
Bugün arük anlaşılmış bulunuyorki, süaha sa-
nlarak. ya da 'sos>al demokraf, 'demokratik
sol', 'din iman' gibi korkuluklan tarlalara dike-
rek bu kara kuşlardan kurtulmak mümkün olmu-
yor: Onlann bunca zaman insanlann geçim kay-
naklannı sömürerek, semırerek. şımdilerde A\ -
Kargaların Sesi5 Yine...
Nihat ÖZY\JKSELlktisatçl
rupa ve dünya çapmda biraraya gelerek daha da
güçlü birhaİe gelmiş olduklannı görüyoruz. Öte
yandan dünya emekçilerini çogu yan aç, \3n tok..
Dağınık. güçsüz. umutsuz... Açlıktan ölenler
var: Üç yanı deruzlerle çe\nlı, altı üstü venmlı
topraklarla dolu güzel >oırdumuzun msanlan-
nın durumu da a>Tiı.. Hiç de ıç açıcı. umut ven-
ci değil ve giderek daha da kötüleştiği görülü-
yor... Bu güzel ülkenin bu güzel ınsanlannın
başlanna gelmiş olan tüm bu olumsuzluklann
baş sorumlusu, bizden biri gibı aramızda dola-
şıp tepemızde tüneyen, 1950"lerden bu yana da
bır türlü yakamızı bırakmayan bu kara kuşlar.
ışte, kargalar. Aman onlara dikkat edelim. iyı ta-
nıyalım onlan. Başka türlü kurtulama>'iz bu kar-
galardan ve onlardan kurtulmadıkça da bu ba-
taktan çıkamayız, kendimıze gelemeyiz: Yıllar-
ca ne gelmişse başunıza bu kargalann yüzünden
gelmiştir. Atatürk'ün "çağdaş uygarük" katına
gidıyoruz diyerek, çağdaş düşünceyi boşlayıp çağ-
daş ürünlere doğru koşmuşuz. Ftndık. ıncir sa-
tıp renkli televizyonlar, mersedes arabalar ala-
bileceğimizi sanmışız... Yıllarca bu kargalarla
bırlikte yemış içımışiz. keyfımıze bak-
mışız. Anamalcı toplum düzenini baş
tacı etmiş, yıllaryılı kalkınacağız, fab-
" rikalar kuracağız dıye emekçinin ka-
nını. ılığıni emmışız. Ağalar bir yan-
dan, kargalar bir yandan halkımıza
yaşamı zehir etmişız. Demokrasi diye kargalar
saltanatını kurmuşuz. halkı kargalann kölesi
yapmışız...
Bugün halkımızın büyük çoğunluğu yoksul,
ışsiz. yan aç yan tok bir halde yaşamıru sürdür-
meye çalışırken. besıli, duyarsız kara kargalann
masmav ı gök yüzünde kanat çın>arak keyiflı ke-
yıfli dolaştıklannı görüyoruz; bir ayaklan Tür-
kiye'de, bir ayaklan Amenka'da... Dünya onlar
için bir ufacık kümbet sanki, ne güçleri, ne so-
luklan tükenıyor:
Gökyüzü yine karardı bu günlerde. Kargalar
bır araya gelıyorlar, küme küme oluyorlar gök
yüzünde. Kargalar dünyasında yeni bir şeyler olu-
yor sankı, tüm yerkürenın çevresını sarmışlar gi-
bı... Bızdekı kargalann akıllan başlanndan gıt-
miş. gözlerinı gökyüzünden ayu^mıyorlar, yü-
rekleri havada.. bir an önce onlann arasına ka-
tılmaya can atıyorlar. Ortalık gaktan guktan ge-
çılmiyor. Şu iyı bılinmeli: Kargalann ardından
giderek kargalardan kurtulamazsın.
Güven kendine. başka çaresi yok bu illetten
kurtulmanın.
PENCERE
Mesut Bey'e Ovgü...
Mesut Bey yamanmış..
Kim ne derse desin..
Elemterefiş..
Kem gözlere şiş..
AB davasına kökünden asılıp ortalığı velveleye
veren, politikacıları dut ağacı gibı sılkeleyıp konu-
yu parlamentoya getiren, dışarda ve içerde kimse
ummazken "uyumyasalan"nın çıkmasına öncülük
eden kim?
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, Mesut Bey
değil mi?..
Bizler mutlu olduk..
Avrupa'nın parmağı ağzında kaldı..
Herıfler ne yapacaklarını şaşırdılar..
Şimdi doluya koysalar almıyor..
Boşa koysalar dolmuyor..
AB müzakere sürecini başlatsa bir türlü..
Başlatmasa bır türlü..
Türkiye ile AB arasında müzakere süreci başla-
tılmazsa, karşımızdakilerin kötü nıyetli oldukları
şıppadak anlaşılacak...
Peki, bu işin kahramanı kim?..
Mesut Bey!..
•
Ancak Meclis hiç beklenmedık bır hamle ile
"uyum yasaları"r\\ çıkarmasaydı ne olacaktı?..
Mesut Bey demek ki Meclıs'tekı bu gizilgücü
görmüş, cevheri sezmiş, politikacıdakı eğilimın
nabzını tutmuş, AB'nin "uyumyasalan"n\ milletve-
kıllenmizin çoğunluğunun benımseyeceğıni "hissı
kablelvuku" ile duyumsamış..
Mesut Bey yamanmış..
•
Mesut Bey şimdi bır başka dava için kollarını sı-
vayıp gırışıme geçtı...
Nedıro?..
Seçımı erteletmek!..
Ancak sap ile saman bırbirine kanştığından, her
çeşıt kavram rayından çıktığından, Allah hepımıze
yeterlı akıl fikır ihsan etmediğınden siyasette laf
anlatmak zorlaşıyor; Mesut Bey gerçekte seçımı er-
teletmıyor...
Ne yapıyor?..
Erken seçımi erteletmek ıstıyor..
Becerebılir mi?..
Mesut Bey yaman..
Meclis'e güveniyor..
Alımallah bu Meclis erken seçim kararını aldığı
gibi erken seçimin ertelenmesi kararını da alarak
dostu düşmanı mahcup edebilır...
•
Erken seçimin ertelenmesi hayırlı mı olur?..
Hayırsız mı?..
Ne demışler:
"Her ışte bır hayır vardır."
Herkes sandıktan çıkacak birincı partinin AKP ola-
cağını söyluyor; öyle ki, kımi durumlarda "Ampul
Partısı" tek başma iktidara oturabilırmiş..
Üstelik herkes soruyor:
- AKP takıyye partisı mi?..
Peki, cümle âlemin aklından zoru mu var ki ille
de 'Takıyye Partisi'm iktıdara getirmek için şefer-
berlik ilan edilip erken seçime gıdiliyor?..
Mesut Bey bu gerçeğı gördü..
Mesut Bey ışını bıliyor..
Mesut Bey yaman..
www.kulturgezileri.com
tSTANBUL 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
2002 429 Vasi
Hastalıgı sebebiyle Mustafa oğlu, Müşen^ften ol-
ma. 20.8.1962 doğumlu Doğan Büyüksilleli'ye Yenı-
levent. Oyak Sıtesı 33A Blok, D: 8 adresınde ıkamet
eden babası Mustafa Büyûksilleh'nın vasi tayinıne
karar venlmıştır
tlan olunur. 6.9.2002 Basın 55098
indirimlYa eski beyaz eşyasını verene ya da 'Aralık Teâlim'i bekleyene.
-M_ - -..,1 y
Ayrıca, 13 aya varan
taksit seçenekleriyle...
Bosch Ev Aletleri
Önce Güven
BOSCH
U ç
>"' 9 "
3
"
1
' kapaamına gıren Bosch
urunlen Soğutucuiar. denn dondurucular
, künjtma tnatmelen
Size özel
ımkânlar
burada!
g f klımalardakı dış unrtelenn kompresoHen.
A*. [3YH.tWtftBTl| ((ombJer ve şoftıenter
her altşvenş ıçın Bosch, adınıza Turiuye Eğıtım GönüButen Vakfı na bağtşta bulunuyor
bonuscard ÜYESİDİR BOSCH
SARUHANU
ASLİYE HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 2002/239
Davacılar Nımet
Saygı ve arkadaşları
vekılı tarafından da-
valılar Ağar Inşaat ve
Mehmet Hüseyın
Ateş alevhine açılan
tazminat davasının
yapılan açık yargıla-
ması sırasında venlen
karar uyannca,
Saruhanlı ılçesi,
Kepeneklı Köyü'nde
ıkamet etmekte iken,
tüm aramalara rağ-
men adresı tespıt edi-
lemeyen davalı Meh-
met Hüseyın Ateş'e
dava dılekçesı ve du-
ruşma günü ılanen
tebliğ edilmiş oldu-
gundan yenileme di-
lekçesının de ılanen
teblığıne karar verıl-
miş olmakla davalı
Mehmet Hüseyin
Ateş'in duruşma günü
olan 26.09 2002 günü
saat 9.15'te mahke-
memizde hazır bulun-
ması va da kendısıni
bır başka vekılle tem-
sıl ettırmesı, belirlı
bir mazerete dayan-
maksızın duruşmaya
gelmedığı takdirde
yargılamanın \oklu-
ğunda yapılacağı ve
kararın da yokluğun-
da verileeeğı hususu
yenileme dılekçesı ve
duruşma gününü teb-
lıği yerine kaim ol-
mak üzere ılanen teb-
liğ olunur.
Basın: 55391