Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2002 PERŞEMBE
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
aklarenkazaltındaI • 'Göçmen ülkesi, özgürlükler toplumu' ABD, önce göçmenleri sonra özgürlükleri hedef aldı; medya
bir süre sustu; ülkeyi polis devletine çeviren yasalar ve Guantanamo keyfiyetin uç noktasıydı
ALPERBALLI
VVASHINGTON- 1 1 Eylül'ün hemen ardın-
dan göçmen ülkesi, özgürlükler toplumu olarak
nitelenen ABD'de yönetim önce göçmenleri
hedef aldı, sonra da özgürlükleri.
Yabancılara yönelik b>ir dizi operasyon düzen-
lenirken alternatifmedya dışındaki yayın organ-
lan sa^aş kışkutıcıhğı yapıp "yurtseverliğp öne
çıkardı. Saldınlarla ilgiü soru işaretlerine ya da
istihbarat zafiyetine değinenler eleştirilere he-
def oldu. Amerikan toplumu, bu arada demok-
ratlar George Bush yönetimi çevresinde kenet-
lendiler. 11 Eylül öncesi de yüzde 50 olan Bush'a
destek oranı yüzde 92 "ye yükseldi.
Kongre'dede 11 EylüTüiçpolitikamalzeme-
si yapmama konusunda uzlaşma sağlandı. Bu uz-
laşma ve Bush'a verilern medya desteği, Cum-
huriyetçi Parti için bağış kampanyası sırasında
Bush'un başkanlık uçağından dışanya bakar-
ken çekilmiş bır fotoğrafinın 100 dolara satışa
çıkanlmasıyla sona erdi. Bu olay istihbarat skan-
dalmı da tetikledi. CBS televizyonu, 11 Ma-
yıs'ta, Bush'a, saldınlardan 1 ayönce El Kaide'nin
ABD içinde uçak kaçırmaya hazu-landığı yo-
lunda brifıng verildiğini açıkladı ve "Bush biü-
yordu, Bush ne bfiryordu" manşetleri gazetele-
rin birinci sayfalannda yer almaya başladı.
11 Eylül'den bu yana gündem savaş dışın-
daki konulara da kaydı. Sübyancı papazlann
seks skandallan gündeme düşerken aralann-
da enerji (Enron), medya (AOL), iletişim
(Worldcom), muhasebe (Arthur Andersen)
şirketlerinin bulunduğu devler soruşturma ge-
çirdı. Soruşturmaya konu olan iki isim dikkat
çekiciydi. Bush (Harken Enerji) ve DickChe-
ney (Halliburton) görevlerine seçihneden ön-
ce yönettikleri şirketlerin kârlannı şişirdıkleri
suçlamasma hedef oldular.
Medya uzun süre görmezden geldiği bazı ko-
nulan da haruiamaya başladı: tnsan haklan ih-
lalleri ve özgürlüklerin daralhlması. Ortadoğu-
lulann oluşturduğu 1182 kişi gözaltma alındı.
Çoğu için en fazla ülkeden çıkanlmayı gerekti-
ren vize yasasının ihlali suçlaması geçerliydi, an-
cak sanıklar uzun süre avukatlanyla görüştürül-
medi. adlan açıklanmadı. Işkence suç olarak
kabul edıldiği için ABD istihbaratı "ldriüşleri"ni
başkalannayaphrdı. Aralannda Suriye, Mısır ve
Pakistan'ın da bulunduğu bazı ülkelerde gözal-
tına alman sanıklara sorulmasuıı istedikleri so-
rulan "sorgu makamlanna" ıletmekle yetindi-
ler. ABD'de gözaltında bulunanlara ise "işbirn-
ği" teklif edildiği, karşıhğında "iş, para, yeni
künKk'' önerildiği basına yansıdı.
CIA ajanlannı öperek karşılayan zanh
1990'larda ABD'nin de aradığı, Mısır'da gö-
zalhna aluıan bir terör zanlısının kendisini alma-
ya gelen CIA ajanlannı saniıp öperek karşıla-
dığı, trajikomik bir örnek olarak anlatıhyor.
Kongre'de kabul edilen terörle mücadele ya-
sası. sağcılan bile harekete geçirdi. Aralannda
muhafazakârlann da bulunduğu 120 grup, Po-
litik Özgürlükleri Korumak için Ulusal Koalis-
yon çatısı altında yasaya karşı çıktı.
Yeni düzenlemeyle Adalet Bakanlığı'nın bir
kişi hakkında "şüphefi" nitelemesi yapması tu-
tuklama için yeterîi olacak. "Gizfi bir mahkeme,
yine gizfi kanıdarla" telefon dinleme ve ev ara-
ma izinleri verebilecek, istihbarat birimleri elekt-
ronik posta mesajlannı okuyabilecek.
Yasa terörün tanımını da genişletiyor. Koyu
Protestan Adalet Bakanı John Aschroft, pos-
tacı, pizza dağıtıcısı, tamirci, taksi şofbrü gi-
bi meslek mensuplannın ajan olarak kullanıl-
masına dönük yasa taslağı hazırladı.
Küba'daki Guantanamo üssünde yaşananlar ise
ABD'nin keyfiyetinin en uç noktasını oluşturu-
yor. Bush 13 Kasım 2001 'de askeri mahkeme-
lerin kurulmasına ilişkin başkanlık direktifi ya-
yımladı. Buna göre, askeri mahkemelenn yar-
gıçlan Savunma Bakanı taraftndan atanacak,
yasadışı elde edilen ifadeler (ışkence altında alı-
nan da dahil) kanıt olarak kullanılabilecekti. 30
ülkeden 600 kişi, 11 aydır Guantanamo'da avu-
katlanyla görüştürülmeksizin ABD cezaevi stan-
dartlanndaki en küçük hücrede tutuluyor.
1SLAM TARTIŞMALARI BAŞLADI
Cihadakarşı
HaçlıSeferi
İREM SAĞLAMER
ABD'nin ticari süngesi Dünya Ticaret Merkeziyle
askeri simgesi Pentagon'a uçaklarla düzenlenen ve
yaklaşık 3 büı kışinin ölümüne yol açan 11 Eylül
saldınlan, bütün dünyada yeni bir tartışmayı da
başlattı. Saldın dünya liderleri tarafindan kınanıp
terörle savaşım sözleri verilirken bir yandan da başta
ABD olmak üzere pek çok Batılı ülkede "tslam
karşıthğı ve düşmanhğı'* hortladı. Eylemcilerin
hepsının Müslüman olması "tslamla terör
sözcüklerinin eşanlamlı olarak anıhnaya"
başlamasma yol açtı. Islamın terörü körükleyip
körüklemediği sorusu gündeme geldi.l 1 Eylül'ü
izleyen birkaç gün içinde ABD'de çok sayıda
Müslüman ve Arap saldınya uğradı. 1 yıl içinde
binlerce Müslüman haksız yere gözaltma alındı,
uçaklardan indirildi. smırlardan geri çevrildi ya da
sınırdışı edildi, Islam merkezlerine saldınlar
düzenlendi. Müslüman ve Araplann insan haklan
çiğnendi. El Kaide lideri Usame büı Ladin'in
"dhat" çağnsma karşılık Başkan George Bush da
saldından birkaç gün sonra terorizme karşı "Haçh
Seferi* başlattığını açıklıyordu. Bush. "Teröre karşı
başlatacagunız bu Haçlı Seferi, bu savaş zaman
alacakbr. Amerikahlar sabırta obnaüdır" dedi. Islam
karşıtı duygulan iyıce kışkırtacak bu açıklamanın
ardından Müslümanlar ayağa kalktı. Bush, ertesi
gün danışmanlannm uyansıyla "öyle demek
istemediğini'' söyledi. Bir süre sonraysa, Italya
BaşbakanıSflvio Berhısconi, "Kendi uygarhğımızın
fistün olduğunu bilmeliyiz" diyerek Hınstiyanlığın
—»«-«.«—»-—~~ Müslümanlığa karşı
IT ' "üstünhlklerinden ve
•"•ava
erdemlerinden" söz etti.
îslam karşıtı koroya katılan bir
ünlü isim de gazeteci-yazar
Oriana FaDaci oldu. Fallaci,
makalesinde Müslümanlann
Batı uygarlığını yok etmek
ava
korsanlannın
Müslüman olması,
Batı'da Müslüman
karşıtlığını
körükledi.
Beriusconi gibi
isimlerin dışında
Batılı liderler,
terörle îslarru
birbirinden
ayırmaya çalıştılar.
Ancak Islamın
terörle ilişkisi hâlâ
sorgulanıyor.
için "dhat" başlattığını yazdı
ve bu saldınya karşılık
verilmesi gerektiğini ifade etti.
Fallaci yazısını, "Onlar bizi
yok etmek istiyor-. Allah
kahretsin" sözleriyle bitirdi.
Bu tartışmalarla birlikte,
Samuel Huntington'ın 1993 te
yazdığı ve büyük yankı
uyandıran "Medeniyetler
Çaüşması" makalesi de
yeniden gündeme geldi.
Huntington taraftarlan 11 Eylül'ü uygarlıklar
çahşmasının bir kanıtı olarak gösterdi. Huntington,
gelecekteki savaşlann Müslümanlarla Batı arasında
yaşanacak bir kültür ve uygarlık çatışması olarak
gerçekleşeceğini yazmıştı.
'İslamto Ban arasındaki savaşın son halkası'
Huntington yandaşlanna göre 11 Eylül, "îslamla
Baü'mn arasındaki bitmeyen savaşın son halkasıydL."
Beriusconi ve Fallaci de aslında Huntington'ın
Bah'nın üstünlügü tezinden yola çıkmıştı. Bir grup
Müslümanın bu korkunç eylemi "Aflah ve kutsal
değerler adına" gerçekleştirmesi Batı'yı dehşete
düşürdü. Artık îslamla terörün birlikte anılmaya
başlaması, Müslüman liderleri sıkıntıya soktu ve
Islam dünyası "Bunu yapanlar gerçek Müslümanlar
olamaz. tslam banş ve hoşgörü dinidir" şeklinde
açıklamalar yaptı. "Haçlı Seferi" sözünü geri alan
Bush da bir süre sonra ABD'deki ve dünyadaki
Müslümanlann gönlünü ahnaya çalıştı. Bunun iç
nedenlerinden birinin, Müslümanlann oyunu
çekmek olduğu gündeme getirildi. Saldınlardan
sorumlu tutulan Büı Ladin'in yakalanması için
olduğu söylenen oysa arkasında çok daha başka
büyük oyunlann da bulunduğu söylenen Afganistan
operasyonu için Bush'un uluslararası destek
sağlaması gerekiyordu. Bush, teröre karşı
uluslararası koalisyon oluşrurabilmek için
Islam ülkelerine yanaşmak ve söylemini
yumuşatmak zorunda kaldı.
Saldırınııı bilanço
Gelecek iki yılda New York için tahmin edilen maiiyet
Sefmaye ve varlık kaybı
30.5 mityar dolar
Dünya Ticaret
Merkezı'nın
yeniden ınşası
6.7 mityar dolar
Diğer ofislenn
ınşası 4.5
mityar doiar
Allt yapı ınşası
(yol, metro. vb.)
4.3 milyar dolar
Dığer harcamalar
27 milyar dolar
İş gücü kaybı
özel temizleme 11 milyar dolar
anlaşrnalan
1.1 milyar dolar
Bılgisayariar,
masalar,
telefonlar vb.
5.2 milyar dolar
Vergi kaybı
3.5 milyar
dolar
35
mdyardolar
30
25
15
Acil durum fonları
Diğer 1.7 milyar dolar
r •
***
Şj Asken operasyonlar
' (Afganıstan'daki
savaş ve küresel
istihbaratı
11.9 milyar dolar
Dış ınsanı ve ekonomık
destek 1.3 milyar dolar
Teronzmle
mücadele 13.1
milyar dolar
Havacılık
sektorüne
ekonomık
destek
15 milyar doiar
Saldın tazmınat
11.9m«yardolar
Ekonomik büyüme tahminleri 2002 için Büyüme (%)
Ağustos 2002
<natc THE TIMES
Ekonomi Servisi -11 Eylül'ün
yıldönümünde verilcr. savunma
sanayü dışında hemen her sektörde
• • kaybuu da savunma harcamalan ve
azanan savunma sanayıı
büyük bir tahribat yaşandığını ortaya koyuyor. Küresel ekonomik
durgunlukla birlikte gelen tahribat, getişmiş ülkelerdeki büyüme
tahminlerini olumsuz etkilerken ABD üzerinde "sınırü" etki
yararması dikkat çekiyor. New York'ta 95 milyar dolarlık bir kayba
uğrayan ABD'nin büvüme tahminleri, Ekim 2001 'de yüzde 2.8'den
yüzde l'e kadar indirilmişti. Aynı ay içerisüıde .laponya'run 11 Eylül
öncesi yüzde 0.5 olan büyüme oramnın -0.5'e ineceği tahmin
ediliyordu. Amerikan toplumunun Nevv York dışında bir başka
Savunma sanayüne ve ilgili sektörlere
hız kazandıran harcamalar için ABD Senatosu bir acü durum fonu
ohışturarak fona bütçeden 40 milyar dolaruk ka> nak aktardı.
Kaynağın 25 mihar dolardan fazîası ise askeri harcamalara
aynldı. Lluslararası borsalarda ise 11 Eylül'le başla\an şü-ket
skandallanyla de>am eden "şoklar züıciri" rrihonlarca dolarlık
kayba yol açn. Ka>ıp, Avrupa'nın beBrle>ici endeksi Ingiltere FTSE
Endeksi'nde 495 milyar dolar, New \brk Borsası Dow Jones
Endeksi'nde ise 664 mirvar dolan buldu.
Bush yönetiminin saldınlann sorumlusu olarak gördüğü Bin Ladin kayıp
ABD, teröristiııi hâlâ anyor
BİLGE ESER
iki uçak, 11 Eylül günü ABD
ekonomisinin sembolik kalbi
Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz
kulelerine çakıldı. 1 saatgeçme-
den bir başka uçak bu kez ülke-
nin "savaş" merkezine, Washing-
ton'daki SaMinma Bakanlığı bı-
nastna çarptı. Saldınlann arkasın-
da kim vardı? Akıllara gelen ilk
isim Usame bin Ladin oldu.
Bin Ladin'in düzenlediği ey-
lemlerin kronolojisi ve ABD'ye
duyduğu nefret bir gün sonra bü-
rün gazetelerde geniş yer bulmuş-
tu. Suudi eylemci. 7 Ekürı 2001 'de
"ABD'ye bir çift sözüm \ar: Biz
Fiüstin'de güven içinde olana ka-
dar Amerikalılar güven içinde
olamayacaklardır" diyordu.
Washington, saldınlardan iki
gün sonra "11 EyKil saldırüannı
• Taleban'ın Bin Ladin'i iade etmemesi üzerine 7 Ekim'de
ABD operasyonuyla taruşan Afganistan, köktendinci
yönetimden kurtuldu ama istikrar daha çok uzakta.
VVashington'ın baş zanlısı Bin Ladin'den ise eser yok.
Usame bin Ladin gerçekleştirdT
açıklamasını yaptı. Taleban'ın
sakladığı Bin Ladin'i ele geçir-
mek için, 7 Ekim'de Afganistan'a
"Sonsuz Özgürhık" harekâtı baş-
latıldı. Taleban yıkıldı; yerine
ABD güdümlü yönetim kuruldu.
Ancak ne Afganistan banşa da-
ha yakın, ne de ABD "teröristi-
ni" henüz bulabildi.
1957'de Suudi Arabistan'da do-
ğan Bin Ladin, 80 milyon dolar
mirasını aile şırketlerinde katla-
dı. 1979'da Sovyet işgalinin ardın-
dan Afganistan'a giden Bin La-
din, parasını Müslüman örgüt-
lenmeyeharcadı. 1988'de<
üs"an-
lamına gelen El Kaide'yi kurdu.
ABD'yse bu süreç içinde, "mü-
cahitlere'' yaptığı para ve silah
yardımıyla Bin Ladin'i "besle-
dL" Komünizme karşı birlikte sa-
vaşan El Kaide ve ABD'nin yol-
lan, Körfez Savaşı'ndan sonra
aynldı. Bin Ladin, 10 Kasım'da
Pakistan gazetesi Davvn'a, "ABD
ve müttefikleri. Fiüstin'de, Çeçe-
nistan'da ve Irak'ta bizi katledi-
yor. Müslümanlar, karşıbk ver-
mekte hakhdu-" diyordu. Bin La-
din bu sözlerle, 1993 "te, DTM'de-
ki bombah eylemde 6 kişinin;
1998'de ABD büyükelçılikleri-
ne yönelik saldınlarda 224 kişi-
nin ve 2000'de Yemen'deki USS
Cole gemisine yönelik saldında
17 denizcinin öldüğü eylemlere
gerekçe buluyordu.
Afganistan'a 7 Ekim'de ope-
rasyon başlatan ABD, kendi elle-
riyle büyüttüğü "Frankeştayn"ını
yakalamaya çalışıyordu. Bin La-
din 'UÎ Pakistan, Iran, hatta Çin'e
kaçtığı yönünde haberler geüyor-
du. Olmüş olabileceğine ilişkin
açüdamalanysa Bin Ladüı ya-
yımlanan kasetleriyle yalandı:
ABD'ye ilk kez kendi toprak-
lannda "dehşet" yaşatan Bin La-
din, hâlâ yakalanamadı. "Bin
Ladin öktii", "Bin Ladin yaşrvor"
ya da " Yakalanması an mesele-
si" şeklinde açıklamalara De-
mokrat Partili Senatör Max Cle-
land sonunda şu sözlerle tepki
verdi: "Operasjonun adı, Son-
suz Öfke olarak değişmeli. çün-
kü BinLadin'ine yakalayabildik
ne de öldürebildiL"
B EDELÎAĞIR OLDU
Ortadoğu
bilinmeze
gidiyor
ÖZGÜRULUSOY
ABD, 11 Eylül'ün üzerinden daha 1 yıl
geçmeden, saldınlarda yaklaşık 3 bin
kişinin öldürülmesinden sorumlu tutruğu
El Kaide lideri Usame bin Ladin'i 2. plana
atarak kamuoyunu Irak'a saldınya
hazırlamaya başladı. "Teröre karşı
mücaddenin" yeni aşamasının hedefi
Saddam Hüseyin için ilk elde öne sürülen
El Kaide'ye yatakhk yaptığı iddialan çok
alıcı buhnadı. Muhammed Atta'nm,
Prag'da Iraklı bir yetkiliyle görüştüğü
savlannı ABD bile dogrulayamıyor. Sıra
Irak lidennin yeniden kitle imha silahlan
edinmeye çalıştığı savlannı içeren
raporlarda.Saddam Hüseyin'in, kitle imha
silahlan edinmek isteyeceğinden kuşku
duyuhnasa da Washington yönetiminin
gerçek amacı pek net değil. Sözgelimi
piyasalar, tekleyen ABD ekonomisinin bu
kararda etkili olup olmadığını merak
ediyor. Nedeni ne olursa olsun Ortadoğu,
sonu görünmeyen bir sürecin içine
çekiliyor... 11 Eylül'ün hemen ardından
oluşan "teröre karşı mücadele"
koalisyonuna Arap ülkeleri de kahrmıştı.
Sorunu bir tslam-Hıristiyan çatışması
olarak göstermekten kaçmma çabalan,
küreselleşmenin kamçıladığı yoksulluk,
adaletsizlik gibi terörü besleyen
kaynaklann kurutuhnası gerektiği vurgusu,
önceleri Filistin için umut ışığı olarak
görüldü. Başkan George Bush da "Filistin
devletinin her zaman vizyonun bir parçası"
olduğunu söylüyordu. Gerçi bu
açıklamanın. Savunma Bakanı Donald
Rumsfeld'in Afganistan operasyonuna
destek aramak için çıktığı Mısır, Suudi
Arabistan ve Umman turu öncesine denk
gehnesi dikkat çekiciydi. Bush'un
açıklamalan yine de Araplan
umutlandmnıştı. Bush, bölgeye el atacaktı.
Bush Afganistan'da operasyonun
soğumasının ardından gerçekten de Filistin
sorununa el attı ve Israil Başbakanı Ariel
Şaron'un "Biz de terörle mücadele
edryoruz" adı altmda Filistin'de yürüttüğü
şiddet kampanyasma destek verdi.
VVashington'ın Filistin sorununda yanlı
tutumu ve Saddam - --,,.-- » -
Hüseyin ABD'ye
kafa tutmaya devam
ederken Iraklı
sivillerin 12 yıldır
ambargo alnnda
yaşıyor ohnası,
Arap ülkelerinde
ABD'ye yönelik
öfkeyi körüklüyor.
Bu öfkeyi
dizginleyememekten
ürken Arap liderleri
de artık "küresel
komutan" Bush'un
"ya bizimlesinizdir ya da bize karşı"
söylemıne rağmen Ortadoğu sorunu
çözülmeden Irak'a düzenlenecek bir
saldınnm bölgeyi ateşe vereceği uyansını
dillendiriyor. Suudi Arabistan, hatta
Kuveyt, BM silah denetçilerinin Irak'a
dönmesine dayalı diplomatik çözümden
yana olduklannı açıklıyor. Katar
operasyona karşı olduğunu söylüyor, ama
bu açıklamalar El Udeyd Hava Üssü'nün
savaşta kullanılacağı haberlerinin
sızmasrnı önleyemedi. Ürdün de savaşa
karşı, oysa yine basına göre ABD
saldınsuıda en büyük görev Ürdün'e
düşecek. 11 Eylül'den sonra gelişmekte
olan ülkelerde egemenlik kavTamma yeni
bir bakış geliştiren VVashington'ın
Ortadoğu'da köklü bir "temizük
harekâtma" girişerek Suudi Arabistan,
Suriye ve Mısır dahil "beğenmediği" bütün
rejimleri değiştirmek istediği yolundaki
haberler Ortadoğu'nun baskıcı rejimlerini
endişelendiriyor. Bağdat'ta kurulabilecek
ABD'ye yakın yeni rejimle ilişkileri iyi
tutmak kendi çıkarlanna olacak.
frashington'ın
Afganistan
operasyonu
Öncesinde
Filistin sorunu
için verdiği
mesajlar Arap
dünyasuu
umutlanduTnıştı.
Riyad'ın endişesi
11 Eylül'e kanşan 19 hava korsarundan
15'inin Suudi Arabistan vatandaşı ohnası
Riyad için aynca bir tedirginlik kaynağı.
Vv'ashington'ın Suudi petrolüne
bağımlılıktan kurtuhnak istediği biliniyor.
Şaron'un Eylül 2000'deki Harammüşşerif
ziyaretinden sonra yaşanan şiddetin
faturasını Filistin lideri Yaser Arafat'a
çıkaran Bush, Filistin halkınm iradesine
bakmaksızın Arafat'ı gözden çıkanyor.
Filistinli sivillerin öldüğü "operasyonlan"
bir kalemde silerek Israil'e yönelik terör
eylemlerini "durdunnayan'' Arafat'ın
yerine yeni isimlerin gelmesi gerektiğini
belirtiyor. ABD'nin yardımlanndan aslan
payını alan Israil, Filistin'in devlet olma
yolundaki her türlü girişimini baltalamaya,
hedef gözeterek yaptığı saldınlarda
aralannda çocuklann da bulunduğu
sivilleri "yanhşhkla" öldürmeye devam
ediyor. Israil'in operasyonu sırasında
Ramallah'ta "hapis" kalan Arafat ise
gücünü günbegün yitiren yönetimini
ayakta tutabilmek için ABD'nin desteğine
ihtiyaç duyuyor.