10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2002 PERŞEMBE 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr Şebnem tşigüzeVm yeni kitabı insan yaşamı gibi tesadüfler ve olabilirlikler üzerine kurulu azar, miladı olarak gördüğü yeni romanında, gerçekle kurguyu iç içe geçirerek okuyucuya "Durum senin sandığından daha kanşık" hissini vererek şüphenin, yalanm, inkânn içine çekiyor bizleri. armaşık'ın karmaşasıÖZLEM ALTUNOK Kollannız ve ayaklannızın yalanla, yaratıcılıkla, gizle, tesadüfle, sarma- lanmış dallar; bedenınizin beslendı- ğıniz her şeyle şekıl almış bır gövde; kökünüzünse tstanbul'un Cıhangir'in- de kök vermış, yazgınızı çizen bir sar- maşığın kökü olduğunu düşünün. Bu- lunduğumuz yer Şebnem tşigüzel'in yeni romanı 'Sarmaşık'ın biçimlendi- ğibariç'e. Işigüzel. miladı olarak gördüğü ye- ni romanında, gerçelde kurguyu iç içe gtfçfrerefc okuyucuya "düWtn senin sandığından daha kanşık" hissini ve- riyor ve tesadüflerin, şüphenin, olabi- lirliklerin içine çekiyor bizleri. Le- onardo da Vînci'nin sarmaşıklanna benzettığı romarunı, bu kez ikı para- lel çızgı olarak tasarladığı ve yine me- rak, hummalı bir okuma hali yaratma- yı umduğu bir başka romanla sürdür- meyi düşünüyor. -'SarmaşüV, önceki ldtaplaruuz gi- bi kısa sürede yazıbnış bir roman. Di- ğeıierinden farkı belki de kurgunun ya- zarken de tesadüflere açık olması. Bir de siz yazarken Hayat gıbı yazanm, kahrarnanımı nereye götüreceğimı bil- mem' dhorsunuz. Bu anlamda. yazma sürecinde kafaıuzdaki kurgu ne kadar değişti? ŞEBNEM İŞtGÜZEL -Aslında be- nim tüm kıtaplanm böyle çabuk çık- ti. Öncesinde, kafamda bütün bilgile- ri binktirip dosyalıyorum, yazarken işime varayacak bilgileri kolaylıkla ortaya dökebıliyorum. Bir de planla- yarak yazmıyorum romanı, dünya da planlamnış bir dünya değildir, yan tan- nsal planlar yapmaktan hep vazgeçe- rim, çimkü karakterlenn de bir özerk- Sği vardır, çoğu zaman kafa tutarlar ba- aa ve hldıklerinı okurlar, bir mücade- edir o yazma süreci. Bir bölümü as- a yeaden yazamam, kaybetmiş ol- >am, yerine koyamam. Garip bir kon- >antrasyonla yazıyorum. bıraz roman- iaki Sedefin batıl bır güçle beste yap- nası gbı. •İlk 112un romanırrL flk büyük işim' - Diğer kitaplanmz içinde nasıl bir ye- re otnra>w 'Sarmaşık'. Yapı olarak di- ğerierhden oldukça farkh göriiniry or._ tŞİGÜZEL - Pata\atsız ve küstah bir dıl olan Salim Abidin'e kulak ver- sem o 'Iris Murdoch ve Milan Kun- dera aıaa ama kesinükle çok özgün' di- yorduatabım ıçın. Önceki kitaplanm- dahajatı daha ciddiye alıyordum, bel- ki bınz onun izi var. Bu kitap benim mıladm, bunu bilıyorum. Bundan son- ra yintromanla devam edeceğım ve bir sonrafl romanımda daha iyisini yazar- sam bşka bir yere savrulacağımı his- sediycrum. - Bıkitabı ayncabklı yapan öğeler ne- •ersize? İŞfcCZEL - Öncelikle ilk uzun ro- manın. ılk büyük işim. Kurgusu, dili- nın alicılığıyla yetkın bir roman oldu- ğunu lüşünüyorum. Bunu söylerken dı- ğerlemı küçümsemiyorum. 'Hanene Ay Dıgacak' da çok güçlü bir kıtaptı, 'Eski3ostum Kertenkele'yi 23 yaşın- da yamıştım, o zaman için parlak, ama anyada Zadie Smith 25 yaşında 'lnci Jibi Dişler'i yazıyorken hıç par- lak d-ğıl. - Brsınıf kitabı diyebilir miyiz' Sar- maşık'a, karakterier hep entelektüel kimliklerden oluşuyor. IŞİGÜZEL-Bukitabı enbaşta Alı Ferah tiplemesi şekillendirdi, diğer eği- timli - üst sınıf karakterier onun çev- resinde oluştu. Bundan sonraki kitabım- da yine bu sınıftan karakterlere yer ve- receğim. Ama bunun yanında 'Sarma- şık'ta alt sınıf olmasa da Istanbul 'da ya- şayan Ruslar aracılığıyla, zor durum- daki insanlann hallerini de vermeye çahştım. - 'Sarmaşık, aslında çok da karma- şjk değildir, çünkü tek bir kökü vardır' dhorsunuz. DaDan mıdır, yaraücıhğı, yalaıu, karmaşayı barmdıran. Nasıl bir imge yüklediniz sarmaşığa? IŞİĞÜZEL-Ali Ferah ve Salim Abi- dın benzerlıklenyle sarmaşık imgesi- ne çok uygunlardı, bırbinne benzer ikı tip, sarmaşığın dallan gibi. Tek bir kök var ve ikisi de bu kökün kendısi oldu- ğunu ıddia ediyor. Sarmaşığa çok dik- katli baktığınızda bütün dallan göre- bilirsiniz, o kanşıklık teması romanın yapısıyla da uygundu. Din ve inanç sorgulaması - Din ve inanç da neredeyse tüm ka- rakterierin yaşadığı bir karmaşa. tŞİGÜZEL - Kıtabın alt katmanla- rından bin de din, inanç sorgulamasıy- dı. Bunu da bir çember çizerek tamam- lamaya çahştım. Dinle ilgılı bütün ka- dın kahramanlara bır şey yükledim. Sedef çocuklugunda ağır bir din eği- timi aldığı için korkuyor, Celine'in Tann'yla ilişkisi daha başka ama o da korkuyor. Ali Ferah ve Salim Abidin ıse güçlü kişiliklerinden dolayı kendi- lerini Tann'ya koşut görüyorlar. "Biz Tann'nın sadece ne olmadığını biliriz" cümlesı, bence romanın güçlü bir cüm- lesıydi, Tann'ya inanca bakışta. - Karakteıierin de çoğullaşüğı bir ro- man Sarmaşık. Anlaücı rolünü anlaü- cıyla biıükte Ali Ferah da paylaşıyor, ya- zar Salim Abidin'e ise bir başka yazar -Şebnem İşigüzel- eşlık ediyor... ÎŞtGÜZEL - Bir üst anlatıcı var ki o bır kadın, bir de anlatıcı Alı Ferah. Okuyucuya 'durum senin sandığından daha kanşık' hissini vermeye çahştım. çünkü ınandığımız bütün karakterler Id- tabın sonunda başka bir şeye dönüştü- ler. Sonuna dogru da bu kimin roma- nı karmaşasını yaratmak istedım aynı zamanda. Salim Abidin de bir roman yazıyor, çalınacağından korkuyor ve admın 'Sarmaşık' olduğunu söylüyor. 'Çirkin KraV ölümünün 18. yıldönümünde anıldı Yıbnaz Güney oğlu Yılmaz'la birtikte. urtdışında Türkiye dendiği zaman akla gelen iki isimden birinin Nâzım Hikmet, diğerinin ise Yılmaz Güney olduğu, filmlerinin birçok festival ve yanşmada ödüller kazandığı vurgulandı. Antalya'danYılmaz Güneygeçti Kültür Servisi- Türk sinemasının 'Çirkin Kral'ı, sinemacı-yazarYd- maz Güney, ölümünün 18. yıldö- nümünde Antalya Sanatçılar Der- neği'nde (ANSAN) düzenlenen 'YılmazGüney'in Sinemacıhğı' baş- hklı izlenceyle anıldı. Etkinliklerde, sanatçının sinema- cıhğı ve edebi kişiliği üzerine söy- leşiler gerçekleştirildi. Yılmaz Gü- ney'le ilgıli belgesel ve sinevizyon gösterimlerinin ardından, sanatçı- nın ölümünden sonra çekilen Fıhni 'Yol' gösterildi. Türk sinemasmm ünlü fotoğrafçısı AB Mermer, etkin- liğe çektiği Yıhnaz Güney fotoğ- raflanndan oluşan sergisi ile katıl- dı. ANSAN Başkanı Teceffi Sırma. Yıhnaz Güney'inkişihğinde, sine- ma sanatına yapüğı katkılardan ötü- rü Ali Mermer"e plaket verdi. İlk kez /\ntal\a'da Güney'in sinemacıhğı üzerine konuşan Zekeriya Ekinci, Güney anısına yapılan ilk anma progra- mını Antalya'da ANSAN'da ger- çekleştırdiklennı öne sürdü. Ekin- ci, "Istanbul'da yıllardır yaptıkJa- n kokteyui anma programlan bir anlam taşnnıyor. Güney'in sanatçı ldşüiğme uygun flk anma programı- nı Antaha'da yapmaktan murlu- yw. n diye konuştu. Ekinci, Güney'in sinemasında başkaldın ve umudun bir arada ol- duğunu dile getirdi. Daha sonra söz alan Suma ise yabancı ülkelerde Türkiye dendiği zaman akla gelen iki isimden birinin Nâzım Hikmet diğerinin ise Yıhnaz Güney oldu- ğunu anımsattı. Alün Pbrtakal'ın geri alınması Araştırmacı SüheylaTemur. Yıl- maz Güney'i Anma Programf nı izleyenlere sanatçının yaşam öy- küsünü aktardı. Güney'in filmlerı- nin birçok festival ve yanşmada ödüller kazandığını hatırlatan Te- mur, "Ancak siyasi nedenlerle 1972'de Adana Alün Koza Filnı Fes- tivali'nde Baba', 1973teAntaha Al- ün Portakal FUm Festh'aü'nde' Hu- dutlann Kanunu' adh fılmlerine ve- rifen ödüller geri alındı. 1981 yıhn- daki Aran Portakal FUm Festiva- K'nde ise Günej'in fümleri yanş- maya kabul edihnedi" dedi. Güney'in uzun yıllar yurtdışın- da yaşadıktan sonra 1983 "te vatan- daşlıktan çıkanldığmı. bir yıl son- ra da Fransa'da yaşama gözlerini yumduğunu belirten Temur, Yıl- maz Güriey'infıhnlerinin, 1988 yı- lındaki kampanyalar ve sanatçının eşi Fatoş Güney'in aynı yıl kurul- masma önayak olduğu Yıbnaz Gü- ney Kültür ve Sanat Vakfi'nın ça- lışmalanyla Türkiye'de izlenebüdi- ğine dikkat çekti. ANSAN'dakı etkinlikte çektiği Yılmaz Güney fotoğraflannı sergı- leyen Ali Mermer ise GüneyTe il- gili anılannı aktardıktan sonra Gü- ney'in bütün fılmlerinin setlennde bulunduğunu belirterek "Günev'le ilgili en güzel fotoğraflannu, Türk sineması ile ilgili 60 bin eserimle bir- iikte Minıar Sinan Üni\ ersitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi'ne bağışla- dım. Ancak o arşivin ilgisizlikten bugün ne hale geldiğini görmek be- ni üzüyor" diye konuştu. Roman, içinde bir roman daha saklı- yor. - Vetüm bunlar bir paranoya hali ya- raüyor. Doğrunun gerçekfiği ve mudak- hğu yaşamlara göre beliren doğrular.. hepsi iç içe geçiyor ve kitabın sonunda rüm bu sorular eşitleniyor. katflin kim olduğu da önemini yirirrvor... tŞİGÜZEL - Ah'Ferah bır ara "Ne kadannı itiraf ediyonım ki size" der. Kendısiyle ilgili her şeyı anlatmaz di- ğer roman kahramanlan gibi. Aynı şe- kilde Nadya'yı kimin öldürdüğüne odaklanarak da bitiremeyiz kitabı, çün- kü kimin öldürdüğünün ortaya çıktığı- nı düşündüğünüz zaman bıle kanşık- lık çözülmez. Gözümüzün içine baka baka hepsi bize yalan söylüyor. Yalan, yalan üzerine yalan, inkânn inkân ki- tap biraz da. Amelie, Montmartre'a ışık getirdi Jean PierreJeunet'nın yönetrığı 'Ame- lie' fılminin çekımlennin yapıldığı Pa- ns'in Montmartre semti, dünyarun bir- çok yerinden gelen ziyaretçilerin abnı- na uğruyor. '' Geçen aylarda ülkemizde de gösteri- len Amelie fılminin hayranlan, Mont- martre'daki Deux-Moulıns tütüncüsü, La Maison Collignon, Sacre-Coeur gi- ' bifılminçekildiğimekânlangörmeyege- liyorlar. MouHn Rouge ve sex-shoplar et- J rafında dönen Paris tutkunlan, artık ses- siz ve sakin Montmartre'ı keşferfi. 15 yıl önce semt halkının ve esnafın isteğıyle kurulan Montmartre Sivıl Ha- yatı Koruma Derneğı, fıhn sayesinde 15 ',, milyon Euro'luk zayıf bütçesıyle hayal bile edemeyeceğı bir iletişim kampan- yası başlattı Sivil Hayatı Koruma Der- neğı Başkanı Laure Morandina. "Bun- dan iyi birtanıünı düşünülemez. Bu filnı, Monünartre'ın yeniden keşfedilmesine nrsat verdi" diye düşüncelerini ifade ediyor. Aynı zamanda Leo Ferrenın kurdu- ğu ünlü bır kabare de olan'Chez Phune- au' adlı restoranı dokuz >ıldan ben yö- neten Mkhael Fontaine, .\mehe ha>Tan- • lannın semte kalıtevi getırdığıne ınanı- yor "Şimdi kaliteje doğru yeni bir adun ı aünamızgerekhor, çünkü müşterilerimiz i ve bütün Amelie havranlan otantiMk istiyorlar" dıyor. (Le Monde dan çeviren ve derleyen Ayça Tezer) Geopge Harrison'ın ardından • LOSANGELES (AFP) - Efsanevı 'Beatles' grubunun giıansti, George Harrison'ın, 2001 yılında yaşama veda etmesinden ikı ay öncesme kadar üzerinde çalışrığı albümü, 18 Kasım tarihinde piyasaya çıkacak. 1987 ' tarihli "Cloud Nine"dan beri çıkacak ilk kayıt olan bu albümün yapımcılan George Harrison, JefFLynne ve oğlu Dhanı Harrison. tçinde Harnson'un 11 bestesi ve bir de yorumun yer aldığı albüm üzerine konuşan Jeff Lynne, "Albüm üzerinde çahşmaya başlamamızdan önce George ve Dhanı prodüksiyon üzerinde çalışmışlardı bıle. George evime her geldığınde elınde yeni bir parça oluyor, gıtar veya ukulele eşliğinde söylüyordu. Parçalar benı çok etkilemişti" dedi. Rlistinde ilk film festivali • Kültür Senisi - Ortadoğuda süren çatışmalara rağmen organazatörler ' 1. Ramallah Film Festivah'ni gerçekleştırmek için uğraş veriyor. Festival yönetıcisi Adem Zuabı amaçlannın içinde rekabet banndıran, tematik bir festival düzenlemek olmadığını, asıl hedeflennin forumlara katıhmı sağlamak ve renkli bır ortam yaratmak olduğunu belırtti. Ortadoğuda süren çatışmalara rağmen sanat adma anlamlı bir projenin hayata geçmesi için uğraş verilırken eğer her şey yolunda giderse Filistin'in ilk film festivali savaşın ortasında da olsa gerçekleşmiş olacak. 4-9 \isan tarihlen arasında, Batı Şeria'da gerçekleşmesı planlanan festivalın katılımcılan arasında oyuncu Vanessa Redgrave, 'Tarafsız Bölge" ile geçen yıl en iyi yabancı film Oscar'ını alan Bosnalı yönetmen Danis Tanovıç ve Italyan yönetmen Ettore Scola da var. atölyeGOYA açıldı • Kültür Senisi - Hepsi plastik sanat dallannda çalışan üç genç sanatçının, Hale Işık, Serkan Varol ve Banş Sarhan'ın çabalanyla oluşturulan atölyeGOYA açıldı.Yeni atölye, günümüzün yerleşık sanat eğitimıne alternatif yaklaşımlar getırmeyi amaçlıyor. Bu amaç çerçevesinde atölyemn çalışma programmda uygulamanın yanı su^ düşünsel temellere de özel bir ağırlık tanınması öngörülüyor. Galata'da, Kuledibı'ndeki mekânında açılan atölyenin programında resim çalışmalanna, plastik sanatlar alanındaki önemli sanatçılann yaşamlannı. dönemlenni ve yapıtlannı konu alan sanat tarihi tartışmalanna ve hazırlık eğitimlerine yer verihyor. (0 212 243 24 96) Kardeş kentlep buluştu • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl ilk kez Almanya'nın Nürnberg kentınde düzenlenen 'Uluslararası Sanatçı Buluşması". 8 ülkenin 13 sanatçısını bır araya getirdi. Buluşmada, Nümberg'ın kardeş kentlerinden biri olan Antalya'yı ressam rnıren Tüzün temsıl etti. Buluşmaya, Nürnberg'in 7 farkh ülkedekı kardeş kentlerinden toplam 13 ressam katıldı. Buluşmamn yapıldığı ılçedeki Heıdenheim Manastm, 12 gün boyunca sanatçılara aynldı. Antalya, Atlanta. Correze, Danzig, Glasgow, Krakau, Shenzen ve Üsküp'ten gelen plastik sanatçılar, Manastır"ın 300 metrekarelik çatı katında çalıştı. Ressam Imren Tüzün, "Bu tür buluşmalar. farklı ülkelenn kültürlerini tanıma fırsatı veriyor. Aynca çeşitli ülkelerden gelen sanatçılann çalışma biçımleri, sanata bakış açılannı izleme fırsatı da buldum" diye konuştu. Nürnberg sanatçı buluşması, 12 günlük çalışma dönemınin ardından ressamlann eserlerinden oluşan karma bir sergiyle son buldu. Sanatçılann çahşmalanndan birer tanesi de Çağdaş Sanat Koleksiyonu oluşrurulmak üzere Nürnberg Sanatevi'ne bırakıldı. 'Şellale' Almanya'da • Kühür Servisi - Yapımını ÎFR'nin üstlendığı, Semir Aslanyürek'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği, başrollenni Hülya Koçyiğit, Tuncel Kurtiz ve Aykut Oray'ın paylaştığı 'Şellale', 12 Eylül'den ıtibaren başta Berlin, Frankfurt, Hamburg, Münıh, Stuttgart şehirleri olmak üzere, Almanya'da 25 Sinema'da birden gösterime gınyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle