Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 EYLÜL 2002 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET
12 EYLÜL
SAYFA
19
C J T U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Halkın partilere zaten olumsuz olan notunu de-
ğ iştirmeyecek, güvensizlik duygusunu pekiştir-
mekten başka hiçbir işe yaramayacak!
Uyum yasalarının kimi maddelerinin iptali için
MHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasını
bahane ederek hızla harekete geçen Mesut Yıl-
maz; aceleden yıkılmasını istediği hükümetin ye-
rine nasıl bir hükümet öngördüğünü söylemeyi bi-
le unutmuştu.
Sadece gitsin bu hükümet, gelsin yeni hükü-
met... Eee sonra? Her şey akılları ufacık tefecik
parti yararları dışınaçıkamayan liderlere emanet!
Başkanlık Divanı toplantısından sonra ancak
gece yansına doğaı yeni hükümet modelleri öner-
di.
Başkanlık Divanı'nda (Yılmaz'ın isteği doğrul-
tusunda saptanan, gerçekleşme olasılığı zayıf)
hükümet formülleri değişikliğe uğrayabilirmiş gi-
bi, son karardünkü MKYK'ye bırakıldı.
Dikkati çeken şu oldu: Sabahleyin hükümetten
aynlacağı ağzıyla konuşan Yılmaz, gece yarısına
doğru "yumuşamıştı!"
Oysa bu da bir manevra. Asıl amacını gizleyen
hükümet formülleri ortaya atarak sureti haktan
görünme numarası yatıyor ANAP'ın davranışla-
rında.
Yılmaz'ın kapalı kapılar arkasındaki konuşma-
ları işine geldiği ölçüde (yalan demeyelim ama)
özünden saptırarak medyaya yansıttığı ortaya
çıktı.
Yılmaz'ın medyaya anlattığı masala göre; Ece-
vit'le görüşmesinde, "AB'yi ön plana çıkartmış, 3
Kasım'ın ertelenmesine değinmemişti".
(Mesut Yılmaz telefonla konuştuğu Ecevit'in
sözlerini yanlış anladığını kendisine söylediğini
açıklamasına karşın) Başbakan dün şöyle konuş-
tu: Bir: "Yılmaz benimle görüşmesinde erken se-
çimden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi" dedi.
Iki: Yılmaz'ın iddiasının aksine görüşmenin "AB
ile ilgisi yok "tu.
• • •
Başbakan'ın, Yılmaz'ın "3Kasım'ı erteleyelim"
önerisini elinin tersiyle geri çevirmesinden sonra
yeni hükümet senaryoları son sürat canlandı.
Örneğin; Çiller, Yılmaz'ın "ne yapmak istediği-
ni anlamamış". Biraz kıvırgan, biraz kırılgan, bi-
raz beklenti havasında. "Hükümetin düşürülme-
si girişimiyle seçimi erteletme oyununun parçası
olamayacağını" söyiüyor ama; seni başbakan ey-
ledik çağrıları kulağına fısıldansa hooop düşsün
hükümet, gelsin yeni hükümet diye etekleri se-
vinçle uçuşacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
• • •
ANAP ayrıldı hükümetten, iki ayaklı (MHP ile)
184 destek oyuyla istifa etmemeye karariı Ecevit
ne yapabilir?
Âzınlık hükümeti olarak göreve devam edebi-
lir. Ecevit doğruladı: "Azınlık hükümeti olarak iş-
leri olabildiğince yürütebiliriz."
Nasıl mı? Hükümet gitsin diyenlerin hesapla-
madıkları (18 Nisan 1999 seçimlerinde olduğu gi-
bi) Ecevit'in 3 Kasım'a Türkiye'yi MHP ortaklı
azınlık hükümetiyle götürebilme şansı ve... Yine
hesaplayamadıkları bir başka gerçek; AKP'nin,
belki SP'nin, iki üyeli CHP'nin "dışardan" bu hü-
kümeti destekleme olasılığı... , ,,
Örneğin iktidar kokusunu alan, olmadı birirvci
parti ölâcağına inanan Recep Bey; daha önce-
leri "dışardan destek"ter\ söz eden demeçler ver-
memiş miydi?
Şu zavallı görüntüye bakın: Partiler oy yüzde-
lerini 10'lardan 20'lere, 30'lara çıkarmak için hal-
kın gözüne girmeyi düşünmüyorlar.
Barajı yüzde 5'e düşürerek parlamentoda mil-
letin temsilcisi olabilmeyi düşlüyorlar.
Ve.. halktan kaçmayı!
KIRMIZI BALIK
ÇOCLJKEVt & KULÜBÜ
BİRBİRİMİZİ TANIYALIM
Toplantımıza Davet
Çocuk gelişimi ve eğitimi konusundaki
son çalışmalan da kapsayan açıklamalann yapılacağı
"ANNE BABALAR'LA SOHBET"
toplantımıza ilgi duyanlar çağnlıdır.
Sunuş: Dr. Erdal ATABEK
Tmh : 14 Eylül 2002 Cumartesi, 11.00-12.30.
Yer : KIRMIZIBALIK, Latilokum Sk. 5
MECİDİYEKĞY - ŞİŞU.
0-6 yaş - Bostancı 02164)7 16 36 - Faks-Tel: 0216366 1431
0-6 yaş - Mecidiyeköy : 0 212 213 95 88 - Faks-Tel: 0 212 213 87 40
e-nuil: kinnizibatik a»op(roııliııejoai
ww».kinmribalik.com
riSTOLOJf W MKİYOUUİ VIUUJSN. KONGRESİ
12 Eylül 2002 Perşembe
1030-12.00 AçılışTöreni
K0NUŞMACILAR
1 Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu
2 Prof. Dr. Şatıın Sırmafı
3 Prof. Dr. Oktay Arda
4 Prof. Dr. Ahmet Nejat Özbal
5
3
rof. Dr. Kemal Alemdaroğlu
6 Erol Çakır
GCSTERİLER
1 Folklor ve Müzik Gösterisi
2 ıstanbul Gosterisi
3 ^ket Toreni
Kongre Başkanı
Türk Histoloji ve Embriyoloji
Derneği Bşk.
Kongre Sekreteri
CTF Dekanı
istanbtıl Üniversitesı Rektörü
Istanbul Valisi
Istanbul Üniversitesi Konservatuvan
CD
Yec Cerrahpaşa Tıp Fakûltesi Oditoryumu
12 Eylül mahkemelerinde yargılanan Görsev'e göre darbeden 22 yıl sonra:
Herkes o anayasadan şikâyetçi
HATİCE TUN'CER
On ıki Eylül 1980 sonrası yar-
gılamalar, hukukçular tarafin-
dan Tûrkiye'de adaletin "kara
lekeli dönemi" olarak adlandı-
nldı. 12 Eylül faşist rejimi, dar-
benin hemen ardından ülke ay-
dınlanna yöneldi. Türkiye Banş
Derneği davasında, aralannda
emekli büyükelçi Mahmut Di-
kerdem, Istanbul Barosu Baş-
kanı Orhan Apaydın'ın da bu-
lunduğu milletvekili, gazeteci,
sanatçı, yayıncı 30 kişi yargılan-
dı. 1960'h yıllarda UNESCO
Milli Komitesi'nde görev yapan
Konuk Yayınlan yöneticisi ve
çevirmen Doğan Görsev de Ba-
nş Derneği davasından yargıla-
nanlar arasındaydı. Üç yıldan
fazla bir süre cezaevinde kalan
Görsev, Avrupalı parlamenterler
tarafından cezaevindeyken
1984'te Nobel Banş Ödülü'ne
aday olarak önerildi. Tahliye ol-
masının ardından 1985'te Al-
manya'ya siyasal göçmen ola-
rak giden Görsev, Essen Üniver-
sitesi'nde Türkçe öğretimi ça-
bşmalannda okutman olarak ça-
lışıyor. Banş Derneği davası ve
12 Eylül dönemine ıiişkin ola-
rak sorular yönelttigimiz Gör-
sev, geçmişe dönmek yerine ay-
dının görevi ve bir yaşam felse-
fesi olarak banştan söz etmeyi
tercih etti.
-Türkiye'yi 12 Eylül'egeti-
ren süreci nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
- 1980'lere doğru Tûrkiye'de
ekonomi, dünyadaki olaylara
paralel olarak daralmıştı. Öğ-
renciler silahlandınldı. Daha
6O'lı yıllardan birikim vardı.
Kardeşin kardeşi vurması, dış
görünümü gladio gibi olan ör-
gütler tarafından teşvik edildi.
TÎP'li 7 kişinin öldürülmesi, Is-
tanbul Üniversitesi'nde öğren-
cilerin üzerine bomba atılması
gibi.
61'ln özgürlükçü
rejlml ters geldt -
Zaten 12 Mart'ta birprovâ ya-
şamıştık. O zamanın Genelkur-
may Başkanı Memduh Tağ-
maç, "Sosyal uyanış hukukun
önüne gecmiş. Bu anayasayla
memleket yönetilemez" diyor-
du. 61 Anayasası'nın özgürlük-
çü hukuki rejimi bazı çevrelere
ters geldi ve onu ortadan kaldır-
manın adeta bahanelerini aradı-
lar. Anayasanın üzerine şal ör-
tüldü. 1976'da biraz yumuşama
eğilimi görüldü. 50 yıldan son-
ra ilk kez 1 Mayıs kûtlandı. Er-
tesiyılşanlı 1 Mayıs kanlı 1 Ma-
yıs oldu. 1980'detoplumdadüş-
man imajlan perçinlendi. Diya-
log imkânı ve yaşam güvencesi
kalmadı.
- Banş Derneği ne zaman
kuruldu?
12 Eylül sonrasmda emekli
büyükelçi Mahmut Dikerdem,
Istanbul Barosu Başkanı Orhan
Apaydın'ın da aralannda
olduğu 30 kişi, 2 yıldan fazla
süren Türkiye Banş Derneği
davasında yargılandı.
Doğan Görsev de sanık
sandalyesindeydi.
- 1976 yılında imzalanan Av-
rupa Güvenlik ve Işbirliği An-
laşması önemlidir. Bu, sistemle-
rin yakınlaşması projesiydi. Ba-
nş Derneği de o yumuşama ko-
şullannda kurulmuştu. Hem
toplumda hem bireylerde banş
kültürü yeni bir şeydi. Aydın,
gibi muz cumhuriyeti kurmak
istiyorlardı. Ama Mustafa Ke-
mal'in ülkesi diye ihtimal ver-
miyorduk. Latin Amerika'daki
kara gözlüklü generallerin
oyunlannın burada tezgâhlana-
bileceğine ihtimal vermiyorduk.
Tahliye olduktan sonra öğren-
Barış Derneği davasında milletvekili, gazeteci, sanatçı ve ya-
yıncılardan oluşan 30 kişi yargılandı.
toplumun olanaklannı içine sin-
direbilen, kendi yaşamına ve
topluma bir şeyler katmak iste-
yen kişidir. Bir ayduı sadece tü-
ketmeyi düşünebilır mi? Aydın
olmanın çağımızda banşı gör-
mezlikten gelemeyeceğini an-
latmak istemiştik. Politikadan
çok "yeni bir yaşam, rönesans,
aydınlanma, onun ötesinde
çağdaş hümanizm diyoruz.
Banş ve özgürleşme" diyoruz.
Bizim ülke bu kültüre aşîna de-
ğildi ve tanıştırmak için olabil-
diğinde dürust taşıyıcılan olmak
istemiştik.
- Darbecilerin hedefleri ara-
sında neden Banş Derneği de
vardı?
- Düşman imajı, silahtan yana
olanlann işine yanyor. Biz düş-
man gösterildik. Sovyetler Bir-
liği'ni Islam kuşağıyla durdur-
mak için yeşil kuşak teorisi var-
dır. Yeşil kuşak her zaman var-
dı. Imam hatipler, Kuran kursla-
nnm artması, şeriatçı tehlikenin
tohumlanmn serpilmesi böyle
oldu. Türk-tslam sentezinin te-
melleri güçlendirildi. Amaç Tür-
kiye'yi antikomünizmin kalesi
haline getirmekti.
ABD'nin Ortadoğu'da birta-
kım planlan vardı. Tûrkiye'de
tıpkı Latin Amerika'da olduğu
dim. Amerikan Başkanı Tûrki-
ye'de darbe hareketini ilk haber
alanlardan biriymiş. " O u r
boys-bizim oğlanlar" diye bah-
setmiş. Yalanlandığını duyma-
dım.
1980de bu devlet
çıldırmıstı
- Gözaltına alınışmızdan iti-
baren karşılaştığınız uygula-
maları anlatabiür misiniz?
- Zor geliyor ama sizin içîn
anlatayım. 1980'debu devlet çıl-
dırmıştı. ilk tahkikatın gizliliği
diye bir şey vardır. Sorgularda
hep gözümüz kapalı. Bir gün bir
yere götürüp gözümüzü açtılar,
ışıklar bize doğru, görmüyoruz.
Flaşlar patladı. Gözaltına alını-
şımızm üzerinden 15 gün geç-
miş, saç sakal uzamış. Ben 50
yaşın üzerindeyim.
Onümüzde silahlar ve yasak
dedikleri kitaplan koymuşlar.
Kime ne anlatabilirsiniz? Bizim
yakm tanıdıklanmız, akrabalan-
mız bile "Namusludur ama bi-
rilerine uydu herhalde" de-
miş. Yani devlete toz kondunnu-
yorlar. O kadar etkilendiler. Ya-
ra bere geçsin diye 15 gün Gay-
rettepe'de tuttular, sonra Selimi-
ye'de izler kaybolduktan sonra
tutukladılar. O duruşmalar, sa-
vaş hali hükümlerine göre götü-
rüldü. Mahmut Dikerdem ın
savunmasında da suç unsuru
buldular. Savunmayı dehşetli kı-
sıtlıyorlardı.
- Cezaevindeki uygulama-
lar?
- Savunmamı hazırlarken Ka-
bakozAskeri Tutukevi'ndeydik.
Fakat kalem kâğıt vermediler.
Mahkemenin cezaevi idaresine
yazısına karşın notlanm ve ka-
lem verilmedi. Mahkeme heye-
tine "Sizin emriniz Metris'te
geçmiyor" dedim. Savunmaya
p_ul yapıştırmak gerekiyordu.
Ust aramasında pul buluyorlar,
yasak diye alıyorlardı. Pul ohna-
sa savunmayı kabul etmiyorlar-
dı. Sonunda lcurumuş bir tüken-
mez kalem bulabildik. Bastıra
bastıra yazdık. Kâğıdın bazı yer-
leri yırtıhnıştır. Savunmanın bır
kısmını daktilo, bir kısmını da o
koşullarda yazıp verdik.
Cellşmeyl engelllyor
- 12 EylüTden 22 yıl sonra
Türkiye'yi nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
- Tûrkiye'de halkı baş eğdir-
meye zorlayacak yeni bir prog-
ramuygulanacaktı. 12 Eylül' ün
en büyük kurbanlardan birisi de
DİSK'ti. O kadar azgın dönem-
di ki kendilerine uygun kadrola-
n bulmuşlardı. Bunlan her hu-
kukçu da uygulayamazdı çün-
kü. tstanbul Belediye Başkanı
Ahmet Isvan'ı DİSK davasına
soktular. Eşi Reha İsvan da Ba-
nş Derneği davasında yargılanı-
yordu. O uğursuz günleri bir da-
ha görmeyelim.
Şimdi herkes o anayasadan şi-
kâyetçi. Toplumlar canh varlık-
lardır, gelişiyorlar. Ama o ana-
yasa her türlü gelişmeyi kapatan
bir şey. Şimdi AB'ye aykın
maddeleri ayıklamaya çalışıyor-
lar. Ayıkla ayıkla bitmez. O cen-
dereyi Türkiye Parlamento-
su'nun başına taktılar. Türkiye
normal koşullarda olsa, konuşa-
bilseydi faizlerini ödeyemeye-
ceği kadar borca girebilir miy-
di? Türkçemize hortumlama gi-
bi yeni laflar girebilir miydi?
- O zor günlerin sizde bırak-
üğı izler?
- Anlattıkça yara tekrar açılmış
gibi oluyor. O yüzden de Nâ-
zımın şiiri ile bitirmek istiyo-
rum:
"Açıyoruz kapıları. kapıyo-
ruz kâpdan/Geçiyoruz kapılar-
dan/Bu biricik yolculuğun so-
nunda ne şehir ne de li-
man/Tren raydan çıkıyor, batı-
yor gemi, düşüyor uçak/Bir bu-
zun üzerine çizilmiş hari-
ta/Elimde olsaydı eğer bu yolcu-
luğa başla\ıp, başlama-
mak/'Başlardını yeniden..."
Bizim öykümüz de bu kadar.
Milli Güvenlik Konseyi'nin yönetime el koyduğu, saat 05.00'te radyodan duyuruldu
İzleri silimneyen darbemn tarihçesi
Nüfus cüzdanımı, ehliyetimi, M.C
öğrenci kimliğimi, pasomu kaybettim.
Hûkümsüzdür.
HİLAL KÖSE
• 2 milyona yakın insan fişlendi,
işkence gördü, 230 bin kişi
sıkıyönetim mahkemelerinde
yargılandı. 7 bin kişi hakkmda ölüm
cezası istendi, 50 kişi idam edildi.
Siyasi parti, dernek ve gazeteler
kapatıldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980 gü-
nü "emir ve komuta zinciri içinde" TBM-
M'yi feshederek ülke yönetimine el koydu.
Yıllardır süregelen şiddetten bıkmış olan hal-
kın ilk tepkisi zaten başka şansı da olmadı-
ğından olumluydu. Çok geçmeden 10 yıl ön-
ce olanlar yinelendi ve Türkiye, 22 yıldır ha-
yatın her alanında izleri hâlâ silinmeyen en
ağır dönemlerinden birini daha yaşadı. 2 mil-
yona yakın insan fişlendi, işkence gördü, 230
bin kişi sıkıyönetim mahkemelerinde yargı-
landı. 7 bin kişi hakkında ölüm cezası isten-
di, 50 kişinin cezası uygulandı. Siyasi parti-
ler, dernekler, gazeteler kapatıldı. Hak ve öz-
gürlükleri kısıtlayan, darbecilerin yargılan-
masını yasaklayan 1982 Anayasası ile de-
mokrasi damarlan neredeyse bir daha açıl-
mamak üzere tıkanmak istendi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan
Evren'in başkanlığında, Kara Kuvvetleri
Kpmutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Deniz
Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tü-
mer, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şa-
hinkaya, Jandarma Genel Komutanı Sedat
Celasun'dan oluşan "Milli Güvenlik Kon-
seyi"nin yönetime el koyduğu, TRT Radyo-
ian'ndan 12 Eylül sabahı 05.00 sıralannda
duyuruldu. Konseyin 1 numaralı bildirisinde
girişilen harekâtın amacı şöyle anlatıldı:
"Ülke bütünlüğünü korumak, milli bir-
Uk ve beraberliği sağlamak, nıuhtemel bir
iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, dev-
let otoritesini ve varlığını yeniden tesis et-
mek ve demokratik düzenin işlemesine
mâni olan sebepleri ortadan kaldırmak..."
Darbenin ardından dönemin Adalet Parti-
si lideri Süleyman Demirel ve CHP Genel
Başkanı Bülent Ecevifin de aralannda bulun-
duğu 16 siyasetçi Zincirbozan'a gönderildi.
12 Eylül 1980 darbesi, 12 Mart 1971 dar-
besiyle başlayan 1961 Anayasası'ndaki hak
^'e özgürlüklerüı kısıtlanması sürecinin deva-
mıydı. 71 'de anayasanın Türkiye'ye bol geldi-
ği belirtilip tırpanlanırken 12 Eylül askeri dar-
besi sonrası toplumun tüm kesimlerine örgüt-
lenme yasağı konuldu. "Demokrasiyi kur-
tarma ve kardeş kavgasına son vernıe" id-
diasıyla siyasi partiler, sendikalar kapatıldı.
DevTİmci Işçi Sendikalan Konfederasyonu
(DlSK) kapatılarak yönetici ve üyeleri, iş-
kenceden geçirildi, askeri mahkemelerde
yargılandı, cezaevlerine atıldı. DGM'ler ye-
niden kuruldu. Yüksek Öğretim Kurulu'yla
(YÖK) üniversitelerin özerkliğine son veril-
di. Darbeciler tarafindan kurulan Danışma
Meclisi'nin hazırladığı ve 1982'de yapılan
referandum sonucu büyük çoğunluğun ka-
bul ettiği anayasayla bireysel ve toplumsal
hak ve özgürlükler kısıtlandı.
Atatürkçülüğe sığındüar
12 Eylül darbecileri uygulamalannı "Ata-
rürkçülük" maskesi altında yaparken orta-
öğretim müfredatına zorunlu din dersleri ko-
nuldu. tmam-hatip okullannın sayısı arttınl-
dı, şeriatçı hareketler giderek yoksullaşan ve
umutsuzlaşan kitleler arasında destek buldu.
"Kardeş kavgasını önleme iddiasındaki
darbe'Men 4 yıl sonra Güneydoğu'da 15 yıl
süren resmi rakamlara göre 30 bin insanın ca-
nına mal olan şiddet dönemi başladı.
Siyasi partilerin ve sivil toplum kunıluşla-
rının sürekli eleştirilerine hedef olan 82 Ana-
yasası'nda ve bazı yasalarda A\Tupa Birli-
ği'ne adaylık sürecinde gerekli görülerek ya-
pılan değişiklikler, bazı maddelerle sınırlı tu-
tulması nedeniyle yetersiz bulundu.
Polisiye önlemler ve antidemokratik yasa-
larla solun önü kesilirken şeriatçı ve Türk-Is-
lam sentezci kadrolann önü açıldı. IMF di-
rektifleriyle alınan 24 Ocak 1980 kararlan 12
Eylül'ûn yöntemleriyle uygulamaya konula-
büdi. 1983'teANAP'latekbaşına iktidar olan
Turgut Özal'ın liberal ekonomi politikala-
nyla özelleştirilmenin ilk adımlan atıldı.
Bilanço
12 Eylül döneminin Türkiye'ye nelere mal
olduğunu şu rakamlar ortaya koyuyor:
Gözaltına abnanlar: 650 bin
Fişlenenler: 1 milyon 683 bin
Yargılanan 'örgüt üyesi': 98 bin 404
Hüküm giyen 'örgüt üyesi': 21 bin 764
Kuşkulu ölüm: 144
Açlık grevinde ölenler: 14
Kaçarken vurulanlar: 16
'Çatışmada' öldürülenler: 74
Açılan işkence soruşturması veya dava
sajısı: 9 bin 962 (1982-1988 arası)"
İşkenceyle yargılanan güvenlik görev-
usi:544
1981 >ılı nisan-mayıs aylannda ödüllen-
dirilen güvenlik görevlisi: 1002
Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı top-
lanı ceza: 3 bin 315 yıl 3 ay
Haklarından idam istenenler: 7 bin
Ölüm cezası verilenler: 517
Askeri Yargıtay'ın onayladığı ölüm
cezası: 124
Dosyası Meclis'te bulunan idam hüküm-
lüsü: 259, tnfaz edilen ölüm cezası: 50
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
temez üzüntü duyuyorsunuz. "Acıklı güldürü" ta-
nımının çok yetersiz kaldığı olaylara tanık oluyo-
ruz.
Milletvekili adaylığı yarışı seçimi erteleme senar-
yolarına karışmış durumda.
TBMM 31 Temmuz'da, 3 Kasım'da erken seçim
yapılmasına ilişkin kararı oyladı. Şu sonuç çıktı:
449 kabul, 62 ret, 3 çekimser.
Meclis ezici bir çoğunlukla seçim kararmı almış,
takvim için düğmeye basılmıştı. O günden bu ya-
na kafalarda şu kuşku vardı:
Bu seçim ertelenebilir mi?
Arada kulisler geldi-gitti. Kimi g-izli görüşmeler
yapıldı. Senaryolar ortaya atıldı. Ancak su yüzü-
ne bir şey çıkmadı. Ta ki, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın önceki günkü çıkışına kadar. Bu
şaşırtıcı da değildi. Zira, seçimi erteleme düğme-
sine basma olasılığı en yüksek liderin Yılmaz ol-
duğu söyleniyordu. Ortaya çıkan tablo, şöyle bir
senaryonun yazıldığını gösteriyor:
1- Yılmaz, hükümetin artık gidemeyeceğini id-
dıa edecek. Bunun güncel kanıtlannı ortaya ko-
yacak. Hoşnutsuzluğu gündemin birinci sırasına
yerleştirecek.
2- Milletvekili aday listelerinin belli olmasıyla or-
taya çıkacak küskünler ortak paydada, yani "se-
çimin ertelenmesi" anlayışında birleştirilecek.
3- Hükümetin devam edemeyeceği daha önce-
den duyurulduğu için ortaya çıkacak boşluğun
küskünler hareketinden kaynaklanmadığı iddia
edilecek.
4- Böylece, önde yeni hükümet arayışları arka-
da küskünler Meclis toplanacak.
5- Yüce Meclis 449 gibi yüksek bir rakamla al-
dığı seçim kararını uygun bir rakamla kaldıracak.
6- Yeni hükümetin kurulması aşamasında MHP
yalnız bırakılacak. Ikinci büyük parti lideri Çiller'in
başbakanlığında hükümet kurulacak.
DSP'nin duruşu
Yılmaz'ın bastığı düğmenin ucunda bu senaryo
görünüyor. Senaryonun boşluktaki tek maddesi
de şu gibi:
Yeni hükümetin ömrü ne kadar olacak?
Dünkü gelişmeler bu konuda anlaşılamadığını,
böylece Çiller-Yılmaz diyaloğunun bir kez daha
sonuçsuz kaldığını gösteriyor.
Yılmaz, Brüksel biletini iki kez alıp iki kez iptal
etti. Sonunda gitmeye karar verdi. Once Ecevit'e
sonra Bahçeli'ye "hükümetten çekil" çağrısı yap-
tı. Aksi halde hükümetin düşürüleceği haberleri
kulislerde kafa tokuşturuyordu!
Yılmaz'la Ecevit önceki gün yarım saat kadar
görüştü. Iki gündür her iki taraftan görüşmenin
gerçek içeriğine ilişkin haberler geliyor. Ecevit'e
göre, Yılmaz asıl olarak seçimlerin ertelenmesini
istedi. Ecevit. bunun olamayacağını söyledi.
Yılmaz'a göre, Ecevit kendisine seçimlerin er-
telenme olasılığının olup olmadığını sordu. Yılmaz
da "Bu olasılık güçlü ama, seçim en çok nisan ayı-
na kadar ertelenebilir" dedi.
Anlaşılan bundan böyle hükümet ortaklarının
görüşmesine iki noter iki de BM gözlemcisinin ka-
tılması gerekecek!
Gelişmeleri "hükümettedeprem", "barajkorku-
supartilerişrayışa itiyor", "şeçimiertelemepazar-^
lığı" gibi baş1lfcîatİâ'işiiyorü2 ama, büt'û'n DÜhTari
birleştirdiğimizde siyasi yapının ne kadar kirlendi-
ğini ortaya koyan bir gerçekle karşılaşıyoruz:
Başbakanlık koltuğu siyasi hesapların rüşveti
olarak kullanılıyor!
Geldiğimiz noktanın bir başka yani da şu:
Temmuz boyunca 3 Kasım'a karşı çıkan tek par-
ti DSP idi. Şimdi, 3 Kasım'dan dönülmemesi ge-
rektiğini en açık vurgulayan parti DSP!
Artık bu kirliliği seçim temizler...
ankcum@ttnet.net.tr
Ecevit, Dervis ve Erdoğan
Ağır toplar
karşı karşıya
Haber Merkezi-Mil-
letvekili genel seçimleri
için YSK'ye verilen lis-
telere göre partilerin ge-
nel başkanlan ve önde
f;elen liderleri özellikle
stanbul'da birbirlerine
rakip oldular. Başbakan
Bülent Ecevit, AKP li-
deri Recep Tayyip Erdo-
ğan ve CHPİı Kemal
Derviş, tstanbul'da aym
seçim bölgesinde listele-
re girerken YTP Genel
Başkanı İsmail Cem ve
DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller'in seçim bölge-
lerini değiştirmeleri dik-
kat çekti. Cem, eski se-
çim bölgesı Kayseri yeri-
ne Istanbul 3. bölgeden,
Çiller de Istanbul 3. böl-
ge yerine Muğla'dan aday
oldu.
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, her za-
man olduğu gibi memle-
keti Rize'den aday olur-
ken geleneği değiştirme-
yen CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal Antal-
ya'dan. MHP Genel Baş-
İcanı Devlet Bahçeli Os-
maniye'den, SP Genel
Başkanı Recai Kutan da
Malatya'dan aday oldu.
Necmettin Erbakan
Konya'dan, Mehmet
Ağar da Elazığ'dan ba-
ğımsız aday olarak se-
çimlere katılmak için
başvurdular.
Milletvekili genel se-
çimleri partilerin aynı
bölgede yer alan güçlü
isimleri arasında çekiş-
meye sahne olacak. D-
SP Genel Başkanı Ecevit,
aday olduğu Istanbul 1.
bölgede, Derviş ile yan-
şacak. Aynı bölgedeEr-
doğan, SP'nin ağır topla-
nndan Yasin Hatipoğlu,
DYP'den eski TlM Baş-
kanı Okan Oğuz, MH-
P'den Mitbat MeJen ve
YTP'denSODEV Başka-
nı Ercan Karakaş,
ANAP'tan Ediz Hun,
Ecevit ve Derviş'e rakip
olacak.
tstanbul 2. bölge ise D-
SP'den eski Enerji Baka-
m Ziya Aktaş, YTP'den
Hüsamettin Özkan,
CHP'den Mehmet Sevi-
gen, Erbakan'm prensi
olarak adlandınlan SP
Genel Başkan Yardımcı-
sı Numan Kurtulmuş,
DYP'den Yıldırım Ak-
bulut, MHP'den TBMM
Başkanvekili Murat
Sökmenoğlu, ANAP'tan
AKP'ye geçen eski Içiş-
leri bakanlanndan Mu-
rat Başesgioğlu,
ANAP'tan Ahmet Ozal
ve İP Genel Başkanı Do-
ğu Perinçek karşı karşı-
ya gelecek.
3. bölgede iseYTP Ge-
nel Başkanı ismail
Cem'e, CHP'lı Yaşar
Nuri Öztürk, DSP'den
devlet bakanlan Masum
Türker,SP'denMukad-
der Başeğmez, MHP
Genel Başkan Yardımcı-
sı Esat OZj ANAP'tan
Ali Talip Özdemir ve
Ahmet Mete Işıkara ile
AKP'den Abdülkadir
Aksu rakip olacak.