11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 VUHST0S20O2SALI CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ A. dlarctar Eminönü'ııde seyyar sa tıcıJdv yapbklannı anlatan işportacılar, vergj ve işgaüye •wererek düzenli bir şekilde çalışmak istediklerini belirttiler. Tunzmi olumsuz yönde etkikdikleri ve vengi vermedikleri gerekçesiyle satış yapmalanna izin verilmejen seyyar satıcılar, polisle yaşadıklan kovala- macaya karşın tezgâhlanıu her gün açrvorlar. 'Gelenvuruyorgiden vuruyor' Türkiye 'nin çeşitli illerinden îstanbul 'a gelerek varoşlarda yerleşen işportacılar, Eminönü'nde polis ve zabıta ile köşe kapmaca oynuyor FÖLALKÖSE Emınönü Yenı Cami Caddesi'ndekı işportacılar evlerine ekmek parası götürebılmek ıçin polis ve zabıtayla köşe kapmaca oynuyor. Turizmı olumsuz yönde etkıledikleri ve vergi vermedikleri gerekçesiyle satış yapmalanna ızın verilmeyen seyyar satıcılar, polisle yaşadıklan kovalamacaya karşın tezgâhlannı her gün açıyor. Eminönü ve Sirkeci'de zabıta ve polis baskısına karşın seyyar satıcılık yaparak tezgâh açma savaşı sürüyor. Kars, Iğdır, Adıyaman ve Diyarbakır'dan Istanbul'a göç ederek yaşamlannı sürdüren seyyar satıcılann hiçbir sosyal güvencesı yok. fşgaliye ve vergi vererek düzenli bir şekilde çalışmak istediklerini belirten seyyar satıcılar. "YüTardır Eminönü'nde çahşıyoruz. Türkiye'de işsizlik çok fazla. YetkUOer bize geçimimizi sağlayacağımız başka iş versinler ya da işimizi eümizden almasınlar" dıye konuştular. Genellikle doğudan göç ederek gelen işportacılar. en çok sıkıntıyı polis ve zabıtayla yaşadıklannı ifade ederek "Kaçamadığunız zaman mallanmızı atayoriar. 10-20 milyonluk eşyalan geri almak için 54 mihon lira ceza ödüyoruz" diye tepkilenni dıle getirdiler. Mallannı koyduklan depoların kiralannı bile ödeyemediklerini anlatan seyyar satıcılar, "Üç beş arkadaş birleşip kira ödüyoruz. PoBs depolannuzı bile basıyor, maDanmız kayboluyor" dedıler. Evlennin kırasını veremeyen, 9-10 kişilik bir aileye bakmak zorunda olan işportacılar "Yetkflfler bize köyünüze dönün diyor. Bize Otoparklan versinler. Arabalara verilen değer bize verünıiyor" dedi. Kars Iğdır'dan 1978'de Istanbul'a göç ettığıni ve kendisini gelir gelmez sokaklarda bulduğunu anlatan Işık, şu anda 2 çocuğu oldugunu ve onlann geleceğinı hazırlamaya çalıştığını belirtti. Alibeyköy'de orurduğunu ve durumunun diğer seyyar satıcılara göre daha lyi oldugunu kaydeden Işık, aralannda kiralannı ödeyemedikleri için evlerine haciz gelen ınsanlann oldugunu vurguladı. Herkesın sokaklarda satıcılık yapamayacağını ve çoğu ınsanın sokaklarda tutunamadığmı söyleyen Işık, işportacılığın ınceliklenni ise şöyle sıraladı: "Sabah gelip de tezgâhı açıp açamayacağın belli değil. İnsan bunu düşünürken uykulan kaçıyor. Bir tiir manevi işkence yani Günde yüz kere kovalamaca yaşaıuyor. lyi kaçamayan mah kapünyor. Geri abrken de ceza ödüyorsun. Kaybolân eşyalann ise belirtti. Üniversiteye gidıp öğretmen olmak istediğinı söyleyen Çetın, dershanelerin çok pahalı oldugunu, bu nedenle çalışıp para kazanmak istediğini ifade ettı. Yazlan tstanbul'a gelip işportacılık yapan Çetin, 9 kişilik bir ailesi oldugunu ve babasının ışsiz oldugunu söyledi. Eskiden Mardın'de tütün tanmı yaptıklannı söyleyen Çetin, "Tütün yasa$ı nedcniyle arük işimiz durdu. Bu işi yapmazsam inşaaüarda çalışabüirim. İnşaat işi de çok ağır bir iş* diye konuştu. Emınönü Yeni Cami Caddesi'ndeki kovalamacanın ortasında yaşlı bir bayan işportacıya bile rastlamak mümkün. Erkeklere taş çıkaran hızla polislerden kaçan Hatice Özdemir'ın derdi ise kendi tabiriyle "Ekmek parası." |6 yıldır işportacılık yaptığını anlatan Özdemir, "Eşim kahvelerde çahşryor. tstanbul'da hayat çok pahalı, benim de eve para göüırmem lazun" dedı. 60 yaşındaki .ars, Iğdır, Adıyaman ve Diyarbakır'dan Istanbul'a göç ederek yaşamlannı sürdüren seyyar satıcılann hiçbir sosyal güvencesi yok. İşgaüye ve vergi vererek düzenli bir . şekilde çalışmak istediklerini belirten seyyar satıcılar, " Yıllardır Eminönü'nde çalışıyoruz. Türkiye'de işsizlik çok fazla. Yetkililer bize geçimimizi sağlayacağımız başka iş versinler ya da işimizi elimizden almasınlar" diyorlar. köy de bırakmadılar Id" dıyerek sorunlanna gerçekçi çözümlerin bulunmasını istiyorlar. 17 yıldır Eminönü'nde seyyar satıcılık yapan İkbal Işık. polisler tarafından 70 defa gözaltına alındığını ve son ıki ayda yaptıldan basın açıklamalan nedeniyle de hakkında "Halkı devlete karşı kışkırtüğı iddiasıyla" 7 tane dava açıldığını belirtti. "Her an her yerde gözaltına ahnma ihtimaHm var" dıyen Işık, seyyar satıcılara karşı uygulanan baskının valılik ve belediye arasındaki otopark çekişmesinden kaynaklandığını ileri sürdü. Valiye ve yetkililere isteklerini anlatmak ıçin basın açıklaması düzenledikJerini söyleyen Işık, "Onlann rant kavgalannın kurbanı oluyoruz. Hiç ldmse bizim sorunlannuzı dikkate almryor. Valiye, bu ülke sosyal devlet d e p deyince, yüzü lozanyor. Doğrulan söyleyince terörist diye niteüyorlar" dedi. Işportacılann "Mağazalann önünde çahşmayın, köylerinize geri dönün" denilerek sokaklardan kovulduldannı ifade eden Işık, işsizliğin bu kadar büyük olduğu bir ülkede evlerine ekmek götürebilen insanlann mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi. Ana caddede satış yapmak istemediklerini, ışgalıye vererek düzenli bir şekilde çalışmak istediklerini dile getiren Işık,"Ana caddeleri rurnıak bence ilkelliktir. Düzenli bir şekilde, vergili çahşmak istiyonız, yer vermiyorlar. baktığını söyleyen Karaman, "Köyde yerim olsa ben sokaklarda bu işkenceyi çeker miyim" diye konuştu. Zabıtalardan sonra şımdi de turizm polısi ile başlannın dertte olduğundan yakınan Karaman, "Turizm poüsi rurisderin güventigini sağlayacağı yerde bizi dö\üyor. Eğer iyi kaçamazsak mallanmızı kapünyoruz. Geri almak ise daha beter bir işkence. Çünkü yakalanan mafan maHyeti ne olursa olsun geri aürken 54 milyon üra ceza ödüyoruz. Bizim mallar Edirnekapı'da belediyenin deposuna götürülüyor. Daha sonra geri alamadığımız ya da bize kayıp dedikleri eş> alannuzı seçim zamanı oy toplamak için insanlara dağrayorlar" diye konuştu. "Biz işportaalara gelen vuruyor giden vuruyor" dıyen Karaman, dört ay önce izinli olarak belli saatlerde satış yapabildıklerini de ifade etri. Ağnlı Hakkı tnd de 15 yıldır bu işi yaptığını ve 5 çocuğunun oldugunu, onlan zorla okula gönderdiğini dile getirdi. Türkiye'de zaten milyonlarca işsizin oldugunu söyleyen Inci, "Parası olmayan insan her türiü körülüğü \ apabinr. Biz işgaüye vereiim diyoruz, dinlemiyoriar. Bize dayak aüyoriar, küfrediyorlar, onlann yerine biz utanryoruz" dedı "Bize köyünüze dönün drvorlar anıa kthümüzü bıraknıadılar ki, yakıp yıkülar" diye düşüncelenni ifade eden tncı, polis ve zabıtadan kaçmaktan yorulduklannı söyledi. Adıyamanh Haht Selçuk'un hikâyesi ise diğerlennden biraz farklı. Seyyar satıcılık yapmadan önce Laleli'de bir giyim mağazası işleten Selçuk, işlen İcötü gidince kendini sokaklarda bulmuş. 10 yıldır M, hesabı belli değil. Sokaklar yazın çok sıcak, kışın ise çok soğuk olur." Işık, çocuklann sokaklarda işportacı olarak çalıştınlmasını yanlış buldufunu vurgulayarak sokaklann çocuklar ıçin çok tehlikeh olduğuna da dikkat çekti. Yeni Cami Caddesi 'nde herkesin rahatlıkla tezgâh açamayacağını belirten Işık, "Biz burada her isteyenin satış yapmasuıa izin vermiyoruz. Buna karşın gerçekten ihriyacı olduğuna inandığunız insanlann önünü de kesmrvoruz" dıye konuştu. 18 yaşındaki Ümh Çetin de bu yıl liseyi bitirdigıni söyleyerek işportacılık yaparak dershane parasını biriktırmek istediğinı Özdemir, polis ve zabıtadan nasıl kaçtığını da gülerek şöyle yanıtlıyor: "Ahşüm arük. l zun zamandır sokaklardayun. Bu benim işim." 15 yıllık işportacı Cengiz Karaman da "Bıraksalar, ekmek paranuz çıkryor" diyor ve ekliyor, "Sosyal hakkımız yok Bu yaştan sonra nereye gidip hangi işi yapayım. Siz de göriiyorsunuz, 10 dakika içinde üç kere polis geldi. Kaçtını, gene geldim, bu kovalamaca akşama kadar böyle." Seyyar satıcılara bir tek Yeni Cami Caddesi'nin yasaklandığını ifade eden Karaman, diğer bölgelerdeki satıcılara ise baskı yapılmadığını dile getirdi. 9 kişilik bir aileye kendisinin ıllannı koyduklan depolann kiralannı bile ödeyemediklerini anlatan seyyar satıcılar, "Üç beş arkadaş birieşip kira ödüyoruz. Polis depolanmızı bile basıyor, mallanmız kayboluyor" dediler. Evlennin kirasını veremeyen, 9-10 kişilik bir aileye bakmak zorunda olan işportacılar "Yetkililer bize köyünüze dönün diyor. Bize köy de bırakmadılar ki" diyerek sorunlanna gerçekçi çözümler bulunmasını istiyorlar. işportacılık yaptığını söyleyen Selçuk, "LalelTdeki giyim mağazamız iflas edince bu işe başladım" dedi. Selçuk, köyünüze dönün deyip de onlar yokmuş gibi arkasım dönen yetkililere ise soruyor: u Kö\ümüz boşamldı. Köyde bağ bahçe obnayınca nereye gideceğiz. Okula giden 2 çocuğum ne olacak." Polis kovalamacalanrun günde bin defa yaşandığmı da anlatan Selçuk, "Bir kere hiç durmadan buradan Sarayburnu'na kadar koştum. .Mallanmız, ekmek teknemiz de eUmiz de tabii" dıye konuştu. Sedat Yakut da Diyarbakır'dan tstanbul'a göç etriği için pişmanlık duyduğunu söyleyerek evinüı kırasuıı ödeyemeyecek durumda oldugunu belirtti. işportacılığın en kötü tarafının ise ellerindeki 10-20 milyonluk mallan kaptırdıktan sonra 54 milyon ceza vererek geri almak oldugunu vurgulayan Yakut, "Kaçarken de utamyorum arük. Yaşımız aldı başuu gittL 18 yaşındaki bir polis, babası yaşındaki işportacıyı kovahyor hem de küfrediyor" dedi. îşin güzelhklerinin de olduğuna dikkat çeken Yakut, "En güzeli, asık suratlı bir parronu çekmhorsun. İstemediğin zaman işe gelmiyorsun. Misafirin geünce çay ısmarlayabilhorsun'" diye konuştu. Burdan Unkapanı, Karaköy'e kadar koştuklannı anlatan Yakut, "Tabana ku\-vet kaçıyoruz. Önemli olan mallan kapünnamak" dedi. DUZYAZI ORHAN BİRGÎT Derviş ve Siyasal Etik Kemal Derviş, bugün "liberal çağdaş sol" gî- nşimı için Eskışehir'in nabzını tutacak. Eskişehirge- zısınin ilginç yanı, Derviş'ı kente davet etmesi, ge- rekli altyapı hazıriıklannı yapması ıçin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in aran- ması. Arayan da Ecevit Hükümeti'nin DSP'Iİ Gençlik ve Spor Bakanı Fikret Ünlü! Sayın Bakan, geçen haftanın sonunda, telefon- la Büyükerşen'e, Eskişehır'den olup bitenlerin na- sıl göründüğünü soruyor. Daha sonra, asıl konu- ya ginp "Kemal Bey bir konferans vermek için Eskışehır'e gelmek istiyor. Davet etseniz olmaz mı?" diyor. Büyükerşen, öyle bir davet yapılacak ise bunu DSP Genel Merkezi'nin örgütlemesi gerek- tiğini bıldıriyor. Yanıtın, karşı tarafı şaşırttığını söylemeye bile gerek yok. Ertesi gün, Belediye Başkanı'nı arayan, Devlet Bakanı Derviş'in danışmanı Oya Ünlü. Danışman, Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı'nın, aynı za- manda bir ekonomı profesörü de olan Büyüker- şen ile tanışmak istediğinı naklediyor. Büyüker- şen ise aynı gün Başbakan'ı ziyaret edecegi yanı- tını veriyor. Politıkaya öğrencılik yıllannda, CHP Gençlik Kol- lan'nda başlamış bulunan Büyükerşen için, gırişi- mın yadırganıcı yönü, önce Kemal Derviş'in yenı bir polrtik oluşum ıçin hedef seçtiğı partilenn, o ara- da DSP'nin penceresinden ve ev sahiplerinden habersiz olarak gırmek istemesi. Daha da vahimi, öyle bir eyleme partisi ile kımlik bağını sürdüren bir hükümet üyesinin de aracılık yapmayı üstlen- mesi oluyor. Yoksa, her yurttaş gibi, özellikle bir hükümet üyesi sıfatı ile Derviş de pekâlâ istediği yere gider, dilediği kişilerle görüşür tanışır. Asıl ev sahipleri Eskışehır gezisı, bugün gerçekleşıyor. Ama "//- beral-demokratik sol" şemsiye hareketının Eskı- şehır cephesınde ev sahıplığinı, DSP'lı Büyükşe- hir Belediye Başkanı değil, Türkiye Odalar ve Bor- salar Birlıği'nın talımatı ile kentin Tıcaret, Sanayi Odası ve Borsa başkanlan yapıyor. Aslında, el- bette en doğrusu da Kemal Derviş'in yürüttüğü ha- rekâtın gerçek sahiplerınin suyun yüzüne çıkma- ları zamanının geldıgi, hatta geçmekte olduğunun, planı yapanlar tarafından fark edilmesı oluyor. 3 Kasım 2002 seçımleri, 12 Eylül'cülerin becer- medığı ölçüde post-modern bir darbe ile ülkenin politik dokusunu nadaslıyor. Son on beş yılın ekonomide neden olduğu has- talığın doğal sonucu, IMF'nın, o dokuyu adama- kıllı ele geçırdiğinın en kestirme anlatımı, erken seçim kampanyasına girerken, iki büyük partinin hedef seçıfmesi ile belirgınleşıyor. DSP'dekı Özkan - Cem hareketi, partinin par- lamento grubunu ortadan ıkiye biçerek, tabanda yılgınlık ve panik yaratmayı amaçlıyor. Ote yandan Derviş elı ile CHP'ye, liberal şemsi- ye altında kendı öz kimlığinden vazgeçmesi çağ- nsı yapılıyor. 'Galiba demokratik soldalar'mış Solun yeni kurtarıcıları olarak takdim edilen YTP'nin, önce sosyal demokrat, daha sonra de- mokratik solda bir polıtika ızleyeceğinı Cem söy- leyedursun; Genel Sekreter Talay, tüm geniş kit- lelenn partisi olma özlemınden söz ediyor. Ve hafta başında, YTP Genel Başkanı, "Galiba demokratiksoldayız" derken, Genel Sekreter, Ak- saray örgütünü kurma görevinı kentin Ticaret Oda- sı Başkanı'na önerıyor. Başkan, "Ama bizMHP'li- yiz" deyince, "Ne fark eder?" yanıtını alıyor. Oda başkanı, bu kez "İzin venn de Rifat Hisarcıklıoğ- lu'na danışayım" demek zorunda kalıyor. Rifat Bey ıcazet verirse Aksaray da YTP'yı, MHP'li Ticaret Odası Başkanı örgütleyecek! Bu küçükörnek, "liberalso/'un hangi annenin karnından dünyaya gelme hazırlıklanrn yaptığını gös- teriyor. Derviş'in bırayağı "PatronlarKulübü"nöe, öte- ki, IMF'nin eskı başkan yardımcısı Fisher'de. Kemal Bey, çağdaş solu ve merkezı bırleştıre- cek ama, bu görevi yaparken, DSP Genel Başka- nı'na besledığini söylediği hayranlık duygularını ikı arada bir derede yinelemekle neyi amaçlıyor? Ve niye, CHP'ye sürekli göz kırparak, "umutka- pısı"n\ aralık tutmak istiyor? YTP'de adına ayrıl- mış Genel Başkan Yardımcılığı makamı, sadece bir kişi için boş bekletilmekle kalmıyor; son derece- de demokratik bir yöntem ile ötekı Genel Başkan Yardımcılığı da "reseır''tutuluyor. Kemal Bey, "ha- vet" derse özkan da makamına gelip oturabile- cek! Kemal Bey, işte böyle yanıp sönerek, iki ileri bir geri dönerek, kurtarıcılığı, çağdaşlığı temsil ediyor. Atatürk'e, 1925'te bir medrese hocası, çağdaş- lığın ozamankisözcük karşılığı olan "asriliğin"ne anlama geldığini sormuş. Gazi, kızgınlığını belli etmemeye çalışarak "Adam olmak demektır Hocam. Adam olmak demektir" yanıtını vermış. Güvercini paramparçaetmeyi, altıoku kırmayı ka- fasına koyarak, solu "çağdaş liberal" bir şemsiye altında toplamaktan söz ediyor Derviş Bey. Ekonomiyı ABD'de öğrenen Derviş'e "siyasi etik" dersini kim verecek? Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] ABDÜLCMBAZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle