11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS2002SAU CUMHURİYET SAYFA J v LJ J_j M. \j M\ [email protected] 15 Erdinç Köksal'ın 'Beyaz Yürek' kitabı hekim-hasta ilişkilerini irdeleyen bir anlatılar demeti Gıcırdayan çarkın sesleri• Doktor-hasta ilişkilerinde tanık olduğu şaşırtıcı olaylan olcuyucularıyla, özellikle de genç meslektaşlarıyla paylaşmak isteyen Erdinç Köksal, arnacının üzücü olaylann tekrar yaşanmaması ve beyaz gömleklileri gururlandıran tablolann, genç meslektaşlan tarafından örnek alınması olduğunu belirtiyor. GAMZE AKDEMİR Dr. Erdinç Köksal'ın üçün- cü kitabı 'Beyaz Yürek' Bilgı Yayınlan'ndan çıktı. Yazann, 'Beyaz Yürek'ten önce , biz- zat yaşadığı olaylan di le getir- digi 'Ah Şu Doktorlar' ve 'Ak Gömleğin Dili Olsa' ad- h iki kitabı daha yayın- lanmıştı. Yazmaya tıp fakültesi'nde okuduğu sıralarda derslerde hocalarla, stajlarda da hastalar- la yaşanan ılginç olaylan, ak- saklıklan kara mizah uslubuyla kaleme alarak başlayan Köksal, bu yazılannı ılk olarak 14 Mart Tıp Dergisi'ndeyayunlamış. Yazılannda sorulara ve sorunlara aynntılı biçimde eğilen bir tavn benimsedı- ği gözlenen Köksal'ın genç, yaşlı hekimlerin yanı sıra tıp camıasının dışından da birçok okuru bulunuyor. Sorunlar ve çöztimler... Köksal'ın kırk meslektaşının ya- nı sıra çeşitli mesleklerden vatan- daşlann acı tatlı doktor deneyimle- rini yazdıklan mektuplan derleye- rek oluşturduğu 'Beyaz Yürek', doktor-hasta ilişkilerini büyüteç al- tına alan bir yaşanılmışhklar deme- ti niteliğinde. Kitaptaki yazılann bir diğer özelliği de vatandaşla dokto- nı karşı karşıya getiren 'AhŞu Doktorlar' ve'Ak Gömleğin Dili Olsa'nın ardın- dan Bilgi Yayınlan'ndan çıkan 'Beyaz Yürek' Erdinç Köksal'ın üçüncü kitabı. (Fotoğraf: UĞUR DEMÎR) boşinanlara itibar eden vatandaşla- nn pençesüıe düştüğü, acilen insan yaşamı lehine düzeltilmesi gereken sağlıksız sağlık sisteminin içler acı- sı durumu, hastane ve sağlık ocak- lannın yetersiz donanım sonucu ek- sik hizmet vermesi... gibi nedenle- ri açıkça ortaya koyuyor olması. Kitabın çıkış noktası Köksal'ın beyaz gömlek giydiği 40 yılı aşan zaman diliminde, doktor-hasta iliş- kilerinde tanık olduğu şaşırtıcı, il- ginç olaylan bir kitapta okuyucula- nyla, özellikle de genç meslektaş- lanyla paylaşmak isteği. Dediği gi- bi içinde beyaz güller, menekşeler, laleler de var, dikenli kaktüsler de... Amacı, doktorluk adına üzülerek okunan olaylann tekrar yaşanma- ması, 'beyaz gömleklileri' gunır- landıran tablolann, genç meslektaş- lan tarafından örnek alınması. - Meslek eriğine uygun doktor- ların yetişmesi için nasıl bir eği- tim verilmeli? Bunu sağlayacak maddi manevi koşullar nasıl oluş- turulabilir? KÖKSAL - Aslında, tıp fakülte- leri ders programlanyla tıp tarihi ve deontoloji bölümü, tıp etiği hakkın- da gayet güzel bilgiler vermektedir. Fakat her nedense öğrenciler fizyo- loji, patoloji, farmakoloji, dahiliye, haricıye.. gibi ağır derslerle uğra- şırken ve onlann imtihan telaşın- dayken tıp tarihi dersleri onlara ge- reksiz bir ders gibi gelmektedir. Oy- sa, mesleğe adımını atar atmaz, he- kim-hekim ve hekim-hasta ilişkile- rinde etik kurallar hemen karşısına çıkmaktadır. Aslında bu kurallar, ta Hipokrat zamanından beri uygula- nan ve mesleğin saygınlığını artı- ran kurallardır. Ne var ki, hekimli- ği bir ticari araç, parayı da amaç ola- rak kabul edenlerin çoğalması ha- linde, mesleğin saygınlığı da azala- caktır. - Kimlerin doktor olmasım öne- rirsiniz? Kendi çocuğunuzun doktor olmasım arzu eder misi- niz? KÖKSAL - Keşke meslek seçi- mine girecek öğrencılenn alınlann- da bir manometre olsa ve o kişinin yüreğindeki insan sevgisini göster- se, hekim olacak kişileri seçmek çok kolay olurdu. Ve onlar bu mes- leği en iyi şekilde temsil ederlerdi. Çocuklanmın doktor olmasım çok isterdim. Fakat onlar küçük yaşlar- dan itibaren babayı her aradıklann- da ya hastanedeydim, ya nöbette. Mesleğin bütün sıkıntısını benimle paylaştılar ve hekim olmayı asla is- temediler. Şimdioğlumjeolojidok- toru, kızım ise simultane tercüman. Ama babalannın mesleğiyle gurur duyuyorlar. - Tıp fakültesini bitirip doktor olduğîınuz yıllarla bugünü karşı- laştırır mısınız? KÖKSAL - Yeni mezun oldu- ğumda, her tarafi gül pembe görü- yordum ve hekim-hekim, hekim- hasta ilişkilerinin hep romanlarda- ki gibi olacağını zannediyordum. Gerçeğin öyle olmadığını, sağlık- sız sağlık sistemimizde hekimlerin bir çarkın acımasız dışlileri arasın- da çiğnendiğini gördüm ve yaşa- dım. Bugünkü meslektaşlanm, zo- nınlu hizmet ve TUS sınavı kam- burlanyla daha da dehşetini yaşı- yorlar. 'Beyaz Yürek' aslında, gı- cırdayan bu çarkın sesleridir. 'Hekimlik amaç, para araç' • Doktorluk giderek bir ticare- te mi dönüştü? Özel hastaneler hakkında ne düşünüyorsunuz? KÖKSAL - Tıp mesleğini seçen bir insan, ömrünün en kıymetli 30- 35 yılını olcumakla, ihtisasla, asker- likle ve zorunlu hizmetle geçırmek- te ve ancak o yaştan sonra evini ge- çindirme telaşına düşmektedir. Ga- yet tabiidir ki emeğini ve hizmetini paraya dönüştürecektir. Burada önemli bir yol aynmı vardır: Hedef hekimlikse, para araç olacak; hedef para ise hekimlik araç olarak kulla- nılacaktır. Dileğimiz, birinci yolun daha çok kullanılmasıdır. Ama gö- rüyoruz kı, özelhkle ikinci yol üze- rinde, sadece ticari amaçla kurul- muş özel sağlık kurumlan da yer al- maktadır. Tıp eriğine uyan ve hastalara en modern tıbbi yenilikleri uygulayan özel hastaneler yanında böyleleri- nin de var olması, denetim meka- nizmasının iyi işlemediğini göster- mektedir. 'Beyaz Yürek'in derin- liklerinde bunlarla iç içe yaşayacak- sınız. Bir başka cıçıdcm Balkan Harbi Kültür Servisi - Tarih Vakfı'nın çıkardığı Toplumsal Tarih dergisi agustos sayısmı 90 yıl önce patlak veren ve on binlerce insanın ölümüne neden olan Balkan Harbi'ne ayırdı. Zafer Toprakın Cihan Harbi'nin Provası: Balkan Harbi adlı makalesi Balkan Savaşı dosyasının ana yazısını oluşturuyor. Savaşla ilgili hazırlanan bu dosyada aynca Hande Özkan'ın Almanach Hachetti 1914'ten çevirdiği Ortaçağdan Bugüne Türklerin Tarihi, Oya Dağlar'ın Balkan Savaşı'nda Salgın Hastahklar. Yavuz Selim Karakışla'nın Balkan Savaşı'nda yayımlanmış Osmanlı propaganda kitabı Kırmızı Siyah Kitap, Hülya Balcı Akarlı'nın Ömer Seyfettin'in Gözünden Balkan Savaşı, Murat Koraltürk'ün 'Hatıralarda Balkan Savaşlarr başlıklı yazılan yer alıyor. Tarihçinin Mutfağı bölümünde Ahnıet Demirel'le yapılan bir söyleşi var. Ercan Eren ise Biranın Tarihi başlıklı yaztsmda Mezopotamya'dan Cumhuriyetin ılk yıllanna varan süreç içinde biranın geçırdiği serüveni anlatıyor. Dergide Celal Bayar'ın ölümünün on altıncı yıldönümü dolayısıyla Mete Tunçay'ın Bayar için yazdığı bir yazı da yer alıyor. ED HARRÎS ÜNLÜ RESSAM POLLOCK'UN YAŞAMÖYKÜSÜNÜ DE CANLANDIRMIŞTI Onun için haycıtın cmlamı oyunculuk Kültür Servisi - Yak- laşık on yıl önce Ameri- kalı ünlü aktör Ed Har- ris; Jackson Pollock un yaşamöyküsünden sıne- maya uyarlanan bir film- de Pollock'u canlandırdı. Pollock'un aktör için ayn bir yen vardı. tçine kapalı, duygusal olarak olgunlaşmamış, psikolo- jik olarak güvensiz olan Jack Pollock karısını döven. onu intihara sü- rükleyecek kadar alkolik biriydi. Harris, onu can- landırmak için kaçınl- maz bir karakterdi. Harris, Empire dergi- sinde yer alan Malibu notlannda "Beni etkile- yen şey ressam yönü de- ğil hayatta kendisini doğru ifade etmeye ça- Iışan insan yönüydü. Resimleri hakkında pek bil- gim yoktu, benim ona yakla- şımım dünyada kaybolmuş olması ve yaşama amaç ka- tan şeyi aramasıydı" dıyor. Asi bir oyuncu... Onu Pollock'la özdeşleştir- mek abartı olurdu, onun oyun- culuğunda ilgi çekici bir yön vardı: Karakteri yönetişi, ba- zen cesaret kıncı ya da sinir- lendirici özellikleri, Pol- lock'un sürüklenmiş yoğunlu- ğunda var olan ve resimlerin- deki temel ruh haliydi. tnsanı şüphelendiren, tamamıyla kontrol altında olmayışıydı. Harris filmde, Pollock'un oyuncu olan karısı Amy Ma- digan ile paylaştığı evde kız- lan Lily için inşa ettiği bir oyu- nevini ön plana çıkarmış. Nedenını "Enerjimi Pol- lock üzerine yoğunlaştırmak için bir şeye ihtiyacım vardı. Emin olabilirsiniz ki hiçbir oyunevi bn kadar gayretle inşa edilmemiştir" sözleriyle açıklıyor. En iyi performansla- nnda Glengarry Glen Ross'ta- ki Dave Moss, 'A Flash of Green'deki Jimmy Wing, 'Jacknife'taki Dave Flanni- gan ve tabii ki Pollock rolün- deki Harris, Marlon Brando, James Dean, Montgonıery Clift gibi daha önceki nesil- lerdeki oyunculan hatırlatıyor. Bu aktörler asilikleriyle Pol- lock'un da öncüsüydüler. Harris, kariyerinin ilk günle- ri için "Daha belirsizlik için- de ve biraz uçtayken bu ke- sinlikle benim için bir katar- sisti" diyor. "Buna rağmen hayal kırıklığımı gidermek- te hiç problem yaşamadım." Kariyerini noktalayan pop- corn hakkındaki yüzeysel bil- gı bile -'Stepmom', 'The Rock', 'Apollo 13'- acı veri- • Harris dünyaya bakış açısını kısa sürede değiştirdi. Zamanla ve çabayla elde edilebilmesine rağmen 'korkusuz' sıfatını erkenden kazandı, kötü ünlü başka bir oyuncu olan James Cameron'la çalıştığında cesareti onu iyi bir konuma getirdi. ciydi. Ve onun 'geçiş dönemi" fihnleri 'The Abyss', 'Enemy At The Gates', 'The Truman Show', 'A Beutiful Mind' gi- bi ciddi, dramatik ve büyük çapta etki uyandıran filmleri, ana karakter olmadığı durum- larda bile sahneyi etkisi altma alma yeteneğini kanıtlar nite- likteydi. "Pollock'u oyna- nıak istememin nedenlerin- den biri de bu" diye haykın- yor. "Kahramanının ben ol- duğum sarsıcı birfilmyap- mak istedim, kahramanın kim olduğu umurumda de- ğil!" Cesaret ve yetenek Harris profesyonel bir atlet olma hırsından vazgeçti, ("Çok küçük ve çok yavaş- tım" diyor) hayatına anlam katan şey oyunculuktu, Harris dünyaya bakış açısını kısa bir sürede değiştirdi. Zamanla ve çabayla elde edilebilme- sine rağmen 'korkusuz' sıfatını erkenden kazan- dı, kötü ünlü başka bir oyuncu olan James Ca- meron'la çalıştığında ce- sareti onu iyi bir konuma getirdi. "Oldukça sağlamdı" diyor, "Fakat anılarım artık acı olmaktan öte komik. Su altında daha önce böyle birfilmçe- kilmemişti ve pek çok hata vardı. Düzeltme- lerde en sabırlı kişinin Cameron olduğu söyle- nemezdi." Söylenenlere göre Ca- meron, Harris'in hayatını riske atmıştı. "Onun ha- yatımı tehlikeye attığını söylediğimi sanmıyo- rum. Bizi tehlikeli olan durumlara soktu, fakat fiziksel gücün kullanıldığı filmlerde her zaman tehlike vardır. Bu konuda kabiliyet- li olan tek o değil ve daha az umursamış olamaz. Came- ron ile benim aramdaki fark, benim kötü rol yaptığımda özür dilemememdi. Ama ona karşı hiç kabalaşmadım. Eğer kabalaşnıış olsaydım biz hâlâ kavga ediyor olur- duk." Harris'i, hünerini anlatırken dinlediğinizde ondan bir daki- ka bile şüphe etmiyorsunuz. "Eğer güvenlik ve komedi ile ilgili film yapmak istiyorsa- nız o zaman yapın" diyor. "Eğer insanJarın incitildiği veya güldürüldüğü filmler yapmak istiyorsanız, bu gibi şeyleri denemek durumun- dasınız. Sizi incirilmelerine, aşağilanmalarına izin ver- melisiniz. Bu mesleğinizin gereğidir." Punta'da Çatıdaki Yarasa' • Kültür Servisi - Izmir'deki Punta Bar, bugün bir kafe-tiyatro oyununa ev sahipliği yapacak. Izlandalı yazar ve oyuncu Vala Thorsdottir'in yazdığı, Doç. Dr Semih Çelenk'in Türkçeye çevirip uyarladığı ve yönettiği 'Çatıdaki Yarasa' adlı kafe-tiyatro oyununu Izmit Şehir Tiyatrosu oyunculanndan Funda Ilhan oynuyor. 'Çatıdaki Yarasa', 2001 yılında Kuzey Finlandiya'nın Tornio kentinde yapılan 'Uluslararası Avrupa Kadınlann Tiyatrosu Festivali'nin ardından Türkçede yayımlanması ve oynanması karan verilen bir uluslararası proje. Thorsdottir'in ailesinde yaşadığı deneyimlerden yola çıkarak yazdığı, manik depresif bir kadının yaşadığı var olma mücadelesıni epizodik bir kurguyla anlatan oyun, dünyanm birçok ülkesinde yazan tarafından îzlandaca ve Ingilizce olarak da oynandı. Projenin bir ayağı olarak 'Çatıdaki Yarasa' ile birlikte Thorsdottir'in iki oyununun daha yer aldığı toplu oyunlan da Mitos-Boyut Yayınevi tarafından yayımlandı. Bir kafe-tiyatro metninin Türkçeye çevrilmesinin ve oynanmasının bu türden yenilikçi çabalan teşvik edeceğine inandıklannı söyleyen Semih Çelenk, bu oyunun seyirci için de ilginç bir deneyim olacağını söylüyor. Thorsdottir, oyunun Türkçe gösterimi ve oyunlannın Türkçede basımı dolayısıyla 3-9 Ağustos tarihlerinde Türkiye'ye gelecek. Oyunun biletleri Punta Bar gişesinden ahnabilir. (0 232 463 94 32) Aydın bolgeslnde kı • GERMENCtK-SULTANHİSAR (AA) - Aydın'ın Germencik ilçesine bağlı Tekinköy sınırlan içinde bulunan Magnesia antik kenti ile Sultanhisar ilçesindeki Nysa antik kentinde kazı çahşmalanna başlandı. Magnesia antik kentindeki çalışmalar, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Bıngöl başkanlığında, öğretim üyesi ve öğrencilerin katılımı ile yapılıyor. Prof. Dr. Bingöl, 18. yüzyıl kazı çalışmalannın Artemis Tapınağı'nın batısmda yer alan bölgede yapılacağını söyledi. Nysa antik kentinde de bu yıl stadyum, tiyatro ve agoradaki çalışmalara devam edılecek. 40 kişilik ekibi ile çalışmalara başlayan Ankara Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Vedat Idil, geçen yıl yapılan stadyum kazılannda, yapının batı tarafındaki oturma sıralannın kuzeye dönüşünün gün ışığına çıkanlmaya başlandığını ve bır kadın heykelinın Aydın Arkeoloji Müzesi'ne teslim edildiğini söyledi. Grateful Dead ölmedi • LONDRA (BBC) - Grateful Dead, kurucu üyeleri Jerry Garcia'nın 1995'teki ölümünün ardından Wisconsin'de ilk konserini verdi. Mickey Hart, Bill Kreutzmann, Phil Lesh ve Bob Weir'dan oluşan grup, 'The Other Ones' adıyla Jerry Garcia'nın 60. doğum gününden iki gün sonra sahneye çıktı. Grup 35 bin civannda seyircinin karşısında konsere Garcia'nın anısına çaldıklan 'He's Gone' adlı parçayla başladı. Bir uyuşturucuyla savaş ve tedavi merkezinde, kalp krizi sonucu hayata gözlerini yuman Garcia'nın ardından düzenlenen bu konserden önce Dennis McNally (Grateful Dead Productıons'ın başındakı kişi), "O sahnedeki herkes ve seyircinin çoğunluğu Jerry'yi hatırlayacak" diye konuşmuştu. Bob Dylan ise onun için "Onun bir insan ve bir müzisyen olarak büyüklüğünü anlatmak mümkün değil. Bir eşi daha yoktur" demişti. Yerel otoriteler 200 bin kişinin konsere gelebileceginden korktuklan için önce izin vermek istememişler, fakat biletsız girmeye çalışanlann tutuklanacağı duyurulduktan sonra izin çıkmış. 'The Other Ones' kasımda 15 konserlik bir turneye çıkacak. Corto Maltese sinemalarda • Kültür Servisi - Hugo Pratt'ın ünlü yapıtı 'Corto Maltese'nin , Pascal Morelli tarafından yapılan uzun metraj çizgı film uyarlaması _^ izleyicısiyle buluşuyor. Pratt'ın '"Corto Maltese Sibirya'da" adlı albümünden sınemaya aktanlan fılmin prömiyerinin 25 Eylül'de Fransa'da yapılmasına karar verilmişken yapılan bir değişiklikle galasmın 6 Ağustos'ta Isviçre'deki Locarno Sinema Festivalı'nde gerçekleştireceği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle