19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 2002 SALI HABERLER Paşabahçe fabrikasında çalışan 870 işçinin işyerini terk etmeme eyleminde bir hafta geride kaldı Şişecam'da oyalama faktigitstanbul Haber Servia - Şişecam'm üretimi durdurma ve işçilere 15 gün ücretli izin uygu- laması ûzerine, tarihi Paşabahçe Fabrikası'nda çalışan 870işçinin 22 Temmuz'da başlattığı "iş- yerini terkeûnenıe eytemi" sürüyor. Kristal-lş Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre yar- gı, fabrika önündeki işçilerin hukuka saygıh bir biçimde beklediğini saptadı. Paşabahçe Cam Fabrikası yönetimi tarafin- dan fabrikanın işgal alünda oiduğu iddıası üze- rine Beykoz 2. Asliye Hukuk Hâkimliği'nce yapılan tespitte Işçüerin fabrika ifc hizmet bi- nası arasmdakiyerde bekledigi,yola da taşma- dıklan" kaydedilerek işverenin tanık dinletme talebi de reddedildi. 'EyJemin sûresi sonsuz' Türk-îş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyük- kucak, işverenin fabrikada ûretimi durdurdu- ğunu ve işçilere 15 gün izin vererek "oyalama taktiğj" uyguladığını savunarak Türkiye Iş Bankası Genel Müdürü Ersin Ozincenın ge- çen hafta Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral'le yaptığı görüşmede ilk kez "fabrikanın kapandığT ifadesini kullandığını anımsattı. Bölgenin 1987 yılmda Bakanlar Kurulu kara- nyla "turizm abnT ilan edildiğini kaydeden Büyükkucak, "Işçi inatveısrarlaişverenden ge- lecekçağnyıbekliyor. Eylemin süresi sonsuz,in- sanlar bir cevap alana kadar fabrikadan çık- mayacak" diye konuşru. İşçilerin çocuklan ytirûdü Fabrikada çalışan işçilerin çocuklan da Pa- şabahçe Çiğdem Mahallesi îlkokulu'ndan fab- rikaya kadar "Babama iş, bana getecek", "Ba- balar işsiz, çocuklar aç". "Babamı işten atma- yın. gelecegimizi kapatmayuı", "Okumak bi- zim de hakkmuz" yazılı dövizler taşıyarak yü- rüdü. DlSK'e bağlı Genel-Iş Sendikası yöne- ticileri ve üyeleri, cam işçüerini ziyaret ede- rek eylemlerine destek verdiklerini belirttiler. işçilere ziyarette buhınmalan güvenlik güç- leri tarafindan engellenen ÎHD'liler, fabrika- ya alınmamalannı vegazetecilerin tesisin önün- den uzaklaşünlmasını "tecrit" olarak değerlen- dirdiler. TKP ve EMEPlüer gdzaltma aündı Türkiye Komünist Partisi'nce (TKP) Paşa- bahçe Şişe Carn Fabrikasrnın kapanlmasını kı- nayan bildirinin dağıtımı sırasında 20 TKP üyesi gözaltına alındı. EMEP üyesi 32 kişi de fabrika önünde halka destek ziyareti sırasında gözaltına alındı. Mahalleli, fabrikayı terk etmeyen Paşabahçe işçilerine destek olmak için her akşam eylem yapıyor Beykoz lıafla 24 saat ayakta• 1934 yılında kurulan Paşabahçe Cam Fabrikası, Tekel Içki ve Beykoz Deri fabrikalanyla birlikte Beykoz'un can daman. Bu nedenle, her üç evden birinin geçim kapısı olan fabrikanın kapatılması tüm Beykoz halkının ortak sorunu. Taraflar birbirini suçluyor OLCAY BÜYÜKTAŞ Paşabahçe Cam Fabrikası çalışanla- nnın fabrika önündeki bekleyişleri 9. gününü girerken her iki tarafin da ger- ginleştiği gözleniyor. Şişe Cam Grubu Genel Sekreten Rüşrü Bozkurt fabri- kayı kimsenin yeniden açamayacağını yineleyerek işçilerin yasadışı bir biçim- de fabrikayı işgal ettiğini, yasal bir ze- min sağlanmadığı sürece de işyerinde ör- gütlü sendika ile görüşmeyeceklerini dile gerirdi. Yakıız söz konusu fabrika- da çahşanlan değil, 300-400 bin küçük yatınmcıyı da korumak durumunda ol- duklannı söyleyen Bozkurt, sendikayı son sözleşmedeki tahahütlerini yerine ge- tirmemekle suçladı. Fabrikada örgütlü Kristal tş Sendikası Başkanı Mustafa Bağçed, "tşyerindeki akmûlan bflmiyor değiliz. Bu fabrikadan 250 işçiyi kok- teylle başka fabrikalara gönderdiginiz günkrdeokta" diyerek sözünde durma- yanın işveren olduğunu söyledi. Rüştü Bozkurt ve Mustafa Bağçe- ci'nin, belirsizliğin devam ettiği fabri- ka ile ilgili söylediklerini şöyle özetle- mek mümkün: tşveren: tşçi ûcretieri yûksek - Son sözleşmede vardiyah çahşma is- tedik ve 400 işçinin fazla olduğunu söy- ledik. Ancak onlar buna kulak asmadı. - Işçi ücretleri çok yüksek - tşyeri verimsiz, uluslararası pazar- da rekabet gücümüzü olumsuz etkili- yor. - Başka illere yaünm yapıyoruz. Ana- dolu'ya yatınm yapmak ihanet mi? Işçi: Pazar sorunu yok - Işçiler sıfır zammı kabul etmişti. Hemen ertesi günvardiyah çahşmaya ge- çilse bu kez paralan düşecekri. Biraz zaman istedik. Aynca işçi fazlalığından söz edilmedi. - Paşabahçe'de işçi ücretleri benzer işletmelerin yüzde 30 alünda. - Paşabahçe, ÎSO'nunenbü- yük 500 şirket araşürmasında 30. sıraya yük- seldi. Pazar so- Ekonomi Servisi - Şişecam Tophıhığu bünyesindeki Anadolu Cam'ın Rusya'nın Vlademir bölgesinde kurduğucam ambalaj fabrikası yatınmı tamamlanarak üretime alındı. Tamamı26 miryon dolara mal olan fabrika, üretiminin ilk aylannda yüzde 80'in üzerinde verimliliğe ulaştı. Yeniyatınm üretimde runu yok. - Paşabahçe Anadolu'nun bir parçası de- ğümi?Yeniya- nnm yapılarak sıfırlanan finn- lar niçin ömür- leri dolmadan kapatıldı? - O yatınm- cılar, kâr etme- nin bedelinin, aileleriyle bir- likte 5 bin kdşi- nin ekmeği ol- duğunubilseler, Paşabahçe yan- nmcısı olmak- tanvazgeçerler. HATİCETUNCER Paşabahçe Cam Fabrikasf nın kapa- tılması karanna karşı Kristal-lş Sen- dikası'nda örgütlü 870 işçi, 9 gündür işyerini terk etmeme eylemi yapıyor. Direnen yalnızca işçiler değil, aileler, çoluk çocuk, esnaf bütün Beykoz 24 saat ayakta. 1934 yılında kurulan Paşabahçe Cam Fabrikası, Tekel Içki ve Beykoz Deri fabrikalanyla birlikte Beykoz'un can daman. Beykoz'daki her üç evden en az bir kişi Cam Fabrikası'nda ça- lışıyor. işçi babalar, kısa pantolonlu oğullannı elınden tutup fabrikaya gö- türmüş. Fabrikayı hep yaşamlannın gü- vencesi görmüşler. Beykozlular 9 gün- dür her akşam sokağa dökülüp fabri- kanın önünde toplamyorlar. Fabrika ka- pahlırsa aç kalacaklannı düşünüyor- lar. Yüzlerdeld panik, işsizliğin pen- çesine yakalanma korkusunun ifade- sı. Direnişe destek 1.5 yaşındaki çoçuğunu alıp gelen Nevin Kızıltaş' ın "tnsanlar aç kabna- soı" diye eyleme destek \ erdiğini an- latıyor. Işçiler, emeklililer, eşlen sü- Beykozlular 9 gündfir her akşam sokağa dökülüp yoğun güvenlik önlemleri altında fabrikanın önünde toplamyorlar. Fabrika kapatılırsa aç ve sokakta kalacaklannı düşünüyorlar. 1.5 yaşındaki çoçuğunu alıp gelen Nevin Kızıitaş, "lnsanlar aç kalmasın" diye eyleme destek verdiğini anlatıyor. DİSK ve Türk-lş ile 12 ilçe belediyesinde anlaşma sağlanamadı IstanbuFda grev hazırbgı tstanbulHaber Servisi-DtSK ve Türk- lş, Istanbul'un 12 ilçe belediyesinde top- lu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağİanamadığı için belediyelere grev ka- rarlannı astı. Sendikalar ile ilçe belediye- leri arasında toplam 30 bin işçiyi kapsa- yan anlaşma sağlanamazsa grevler kade- meli olarak 60 gün içinde başlayacak. DlSK'e bağlı Genel-Iş Sendikası Fatih, Bahçelievler, Bağcılar, Eminönü, Kartal ilçelerinde, Türk-îş'e bağlı Belediye-Iş Sendikası da aynı ne- denle Zeytinbumu, Güngören, Bay- rampaşa, Bakırköy, Gaziosmanpa- şa, Ümraniye ve Üsküdar beledi- yelerinde anlaşma sağlayamadık- lan için gre\' kararlannı astılar. Genel-tş Sendikası da önümüzdeki hafta Kadıköy, Beyoğlu, Küçükçekmece belediyelerinden toplu iş sözleşme görüşmelerinde anlaş- ma sağİanamadığı için grev kararlannı asacaklannı belirttiler. Toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağ- layamayan sendüca yönetimleri, üyeleriy- le birükte beledıye binalan önünde ger- çekleştirdikleri kitlesel eylemlerde krizin faturasının işçilere çıkanlmasını protes- to ettiler. "Banka bortumcuiarmı affeden- lerin işçilere asgari ücreti yeterü gördük- lerini" belirterek yetkilileri çalışanlardan yana tavır almaya çağıran sendikacılar "grevin bir amaç değil araç olduğunu, ek- meklerinin daha da küçülmesini isteme- diklerini" kaydederek "Sözleşme hakla- • Sendikalar ile ilçe belediyeleri arasmda toplam 30 bin işçiyi kapsayan anlaşma sağlanamazsa grevler kademeli olarak 60 gün içinde başlayacak. mız söke söke almz" sloganlan attılar. tETT'de Türk-Iş'e bağlı Belediye-lş Sendikası ile Hak-tş'e bağlı Hizmet-lş Sendikası arasındaki "yetki" davası 5 yıl- dan beri sürüyor. Kamu çalışanı işçiler, uzun yargı süre- cinin faturasının çalışanlara çıkanldığmı belirttiler. 1997 yılında tETT çalışanlan- nın toplu iş görüşmeleri sırasında Bele- diye-Iş ile Hizmet-lş Sendikası "yetki" ne- deniyle davalık oldu. Istanbul 1. Hukuk Mahkemesı "nde görülen davada ilk önce Belediye-Iş Sendikası kazandı. Ancak, Yargıtay karan bozdu. Bunun üzerine ye- niden yargılama başladı. Hâkim, bu kez de davayı Hizmet-Iş'in lehine sonuçlan- dırdı. Ancak, Yargıtay çalışanlann sendi- kaya üyelik belgelerinde sahtecilik yapıl- dığı gerekçesiyle karan yine bozdu. Bunun üzerine Belediye-Iş, Hiz- met-lş hakkında "sahtecilik" su- çundan Istanbul 3. Iş Mahkeme- si'nde dava açtı. Davanın dünkü gö- rülen duruşmasına Belediye-Iş ve Hizmet-lş'inavukatlankatıldı. Be- lediye-tş'in a\-ukatlan, Hizmet-Iş'e katı- lan çalışanlann üyelik belgelerinin sahte olduğunu savundular. Beykoz'da sözleşme imzalandı Bu arada DlSK'e bağlı Genel-tş Sen- dikasrnın, Beykoz Belediyesi'nde çalışan 320 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi törenle imzalandı. reklı olarak slogan atıyor: "Paşabah- çe kapatılamaz." Yücd Akdemir, fabrikanın 18 yıl- lık işçisi. Slogan sesleri arasmda dü- şüncelerini aktanyor: "Bu fabrika bjç- bh* zaman zarar etmedt zarar etmez. Bu fabrika bu güne kadar iki tane 6- nmyla kmk dökük makineterryie 12 fabrikayı nasü yaptn'sa, tekrar cam yapabflecek güce sahiptir. Ben fabri- kanm her kısmında çahş- om. Bu fabrikanın35 tril- yona yapıhp kibrit çakıl- mayanfinnıvar. Amaçla- n işçileri sendikasız hale getirmek. tnsanlara ek- mek yedirmemek, esnek işçi çahşürmak Paşabah- çe'de Şişe Cam'ı kakhrü- dıktan sonra burada ya- şayanlargöç etmekzorun- da kalacak Lüks otel ya- pılacak, biz de Ferdı Tay- fur'un şarkısındaki gibi 'Köyümüze geri dönelim' şarkısıvlagideceğiz. Bu in- sanlann emeğine, Ata- türk'ünyadigân fabrika- ya kıyanlar utansmlan" Okul ve aile gibi 16 yıllık cam emekçisi Ayla Cafer fabrikanın az sayıdaki kadın çahşanm- dan. 2001 'de iki sene sıfir zamma işten çıkanunama vaadiyle razı olduklannı anlatıyor Tüm Beykozlu- lar gibi Ayla Cafer de iş- siz kalma korkusunun ya- nı sua fabrikayı seviyor: "Cam fabrikası okulveai- le gibl Herkesin ailesi, ba- bası, dedesi burada çahş- mış, bölge halkı burayia bütünleşmiş" Cama can verenier Cama can verenler fab- rikakapısında bekleşiyor... Fabnka kapaûlmamah, in- sanlar işsiz kalmamalı di- ye. Gençlik günlen cama üfleyerek geçmiş Numan Sarikaya fabrikaya 1935 yılmda girmiş. Şişe- Cam'm kapatıla- cağım inanamıyor. Fab- rikayla bütünleşmiş ken- di tarihini anlatıyor: "Ben çırak olarak girdiğimde burada Çekler vardı. Türiderustalaşmaya baş- layında yabancılar çekfl- dL Maldne yokru el ima- lanydı hep. 1955 senesin- de Şahap Kocatopçu mü- dür olarak geldi. Omuz omuza, burasını aile bir- liği gibi yaptL 1%2'de ya- bancılar gittL Onlar 500- 600 yaparken biz bir tez- gahta 3 bin tane yapryor- duk. Yabancılarbizeoza- man 'siz çok çalışmak az para almak' diyoriardL 1966'da maldneler geldL Bufabrika ana fabrikadn; buranın işçisinin emeğin- den Çayırova, Sinop, De- nizü, Trakya fabrikalan açıldı. Avrupa'ya ihracat yapar burası. Benim iki oğlum da burada çahşı- yor. Hiç kimsenin akhna gehnezdi burasuun kapa- ülacagL" Beykozlular, yine fabri- kanm çevresindeydi. Pan- zerler getirildi, polis bari- katlan kuruldu. Güvenlik güçleri gazetecileri görün- tü alamayacaklan kadar uzakta bir parkta topladı. Gazetecilerin yaklaşma- sı, eylemi görüntülemesi yasaktı. SALI ORHAN BURSALI Korkularla Yüzleşmek Sayın Ecevit'in iki konuyu, AKP'nin birinci par- ti olarak çıkma ve HADEP'in Meclis'e girme ola- sılığını, "Rejimi tehlikeye atacak iki gelişme" ola- rak sunmasının ardından, yeni Kültür Bakanı da "Bu kışı Ecevitsiz geçirmek Türkiye için korkunç olur" dedi. Bunlar, umalım ki, sadece erken seçimi erte- letmeye yönelik, politik korku salma senaryosu olsun. Yoksa Ecevit'in bu iki olasılığın gerçekleş- mesini ciddi olarak nasıl engelleyecegini sormak gerekir! Korkular bugüne kadarki bütün iktidarlarda, tek parti veya çoklu hükümetlerin gizli-açık ko- alisyon ortağı oldu. Ancak, yakın geçmişte ülkece kazandığımız deneyimlerin; siyasetçileri olsun, halkı olsun, dev- leti olsun, daha bilge bir konuma getirdiğini um- mayalım mı? örneğin bir dizi korkunun aslında korku ol- maktan çıktığını ve salt siyasi ve ideolojik özel- likleriyle çıplak ortada kaldığını görüyoruz. örneğin idamı kaldırma konusundaki korku... Kürtçenin öğrenilmesi... örgütlenme, ifade özgürlüğü vb. Bütün bunlann ustünde olan "AB üyeliği bizi böler" korkusu da, bakıyoruz, siyasi partiler ara- sında kendine yer bulamadı. Hemen hepsi AB üye- liğinden yana; MHP bile birtakım çekinceler ile- ri sürse de AB üyeliğine karşı olmadığını açıklı- yor. Kürtçe ve idam konuları da ciddiyetlerini kay- bettiler. Şimdi Ecevit'in bize dayattığı son iki korku var. • • • HADEP ülke birliğini geliştirici ve bütünleştiri- ci bir rol niye oynamasın? öyle olacağını düşünüyorum. Kürt siyasi oluşumu olarak HADEP dışlandığı sürece, "aynlıkçılık" ruhu ve tutumu giderek da- ha güçlenerek ayakta kalır. Bu insanlarımızın kafasında "dışlanmış olma" düşüncesi vetablosu, pratikte daha kalın çerçe- velenecektir. "Kürtler" korkusunu eskimiş haliyle yaşaya- mayız. Bu "sorun "la yeni bir aşama veya düzey- de karşılaşmak zorunda bu ülke. Yeni düzey, şüphesiz Meclis'teki varlığı ola- caktır HADEP'in. "Bölünme", eğer mutlaka bir sıralamaya sok- mak gerekirse, Türkiye'de gerçekleşebilecek en son düşünce olabilir. Siyasiler aralarında anlaşsa bile, bırakın ordu- yu falan, halkı buna ikna etmenin mümkün ola- mayacağı bir ülkede yaşıyoruz! Bu korkuyla yüzleşmeliyiz ve bu yüzleşme so- nucu sorunun üstesinden gelinebilecektir. Bu nedenle, Ecevit'in eski korkulan kullanarak, Türkiye'yi "eskide" tutma ve kendine ve partisi- ne çıkar sağlama politikası, Türkiye'nin sorunla- rıyla çıkmaz içinde yaşamasına hizmet eder sa- dece. . ,, . • • • AKP de değişik boyutta benzer özellik taşıyor. AKP bir "rejim sorunu" yaratacaksa, bunu fi- iliyatta görmekten başka hiçbir çare yoktur. Ecevit'in "ben kalırsam önlerim" savı, boş bir politikacı avuntusu veya aldatmacasıdır. Üstelik, AKP'yi Ecevit'in iktidar politikalarının büyüttüğü gerçeğini de göz ardı etmektedir. AKP gerçeği ile de yüzleşmekten başka çare- si yoktur ülkenin... Kaldı ki, Türkiye'ye Cumhuriyet tarihinin içte ve dışta en kötü dönemini yaşatan partilerin, baş- ka partileri öcü göstererek kendi iktidarlarını sür- dürme politikalannın da sonuna gelindiğini gö- receğiz. Artık "korkulanmızla" yüzleşerek, sorunlannın üstesinden gelen bir ülke konumunayükselmek- ten başka çıkar yol kaldı mı, dersiniz... [email protected]. Samsun-Altınkum Belediye işçileri Ankara yolunda SAMSUN (Cumhuriyet) - DlSK'e bâğlı Genel- Iş Sendikası'na üye olduklan gerekçesiyle işten çıkanlan Samsun Altınkum Belediyesi işçilerinin Ankara yürüyüşü devam ediyor. ANAP'lı Altınkum Belediyesi'nden sendikaya üye olduklan gerekçesiyle çıkanlan 58 işçiyi temsilen DİSK Karadeniz Bölge Temsilcisi Bekir Bektvacıkh ve 4 işçi 2 eşekle birlikte cuma günü Ankara'ya doğru yola çıktı. Yol boyunca katılanlarla birlikte sayılan 20'yi bulan işçilerin yann Havza'ya ulaşmalan, çarşamba günü de DİSK, Türk-lş ve Hak-Iş tarafindan oluşturulan Emek Platformu tarafindan karşılanmalan bekleniyor. DİSK Karadeniz Bölge Temsilcisi Bekir Belovacıkh, bugünü ve yanru aydmlık bir Türkiye için yürüdüklerini belirterek "50 yıldn- bizi eşek yerine koyanlara bunun böyte ohnadığmı hatniatmakiçin yanımıza iki eşek aldık" diye konuştu. Cumhurbaşkam Ahmet Ncdet Sezer ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz ile görüşmeyi amaçladıklannı anlatan Belovacıklı, "Gün geçtikçe saynmz aröyor. Akşamlan çadntla konakhyoruz. Yürüyeceğimizi vaJOığe büdinnemize karşın bize can güvenüğüniz açısmdanbir ambulans büV^—^= vermediler. Olabilecek bir sağhk sorunu konusunda bunun sorumlusu işçileri yola döken ANAP olacakür" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle