14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dcmrere anjiyo yapddı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. rutin saghk kontrolünden geçmek içın dün sabah saat 08.00 sıralannda Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) gitti. Buradaki kontrolü sırasında kendisine anjiyo vapılan Demirel'in herhangi bir sorununun olmadığı \e ameliyat gerektiren bir durum çıkmadığı bildirildı. Demirel. anjiyo yapılmasının ardından saat 15.00 sıralannda hastaneden aynldı ve Güniz Sokak'takı evine döndü. Ecevit Içîn vasi tayini istemi • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehir Baymdırlık ve tl Müdürlüğü'nden emekli olan 58 yaşındaki Ali Aktunbaş. Başbakan Bülent Ecevit'e vasi tayini istemiyle Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurdu. Aktunbaş, başvurusunda 65 yaşını doldurmuş herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bir hastaneden sıhhi kurul raporu almadan kendı müikünü bıle satamadığını ıfade ederek "Türkiye Cumhuriyeti Devleti. 78 yaşında hasta ve yaşlı bir başbakan tarafından idare olunmaya çalışılıyor" dedi. Mahkeme dosyayı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderdi. (stifası kabııl edlmedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyaldemokrat HalkPartısı(SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın yengesi Ayten Karayalçın, CHP'den istifa etmeye karar verdi. Ancak Karayalçın'ın postayla gönderdiği istifa dılekçesı""PTT ile istifa kabul edilmediği" için kendisine iade edıldi Tacan İldem büyükelçi ohıyor • ANKARA (A.NKA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in dış politika başdanışmanlığımn yanı sıra özel kalem müdürlüğü göre\ ini de yürüten Tacan tıdem'in Türkıye'nin Kanada BüyTİkelçiliği görev ine atanacağı cğrenildi. RTÜK salı günü löpiişiüecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- nesı'nin. medyada tekelleş- neye yasal kıhf hazırlayan PJİJK Yasası'nın kısmı ip- ülı ve yürürlüğün durdurul- nası istemiyle açılan iki ay- r davayı, 11 Haziran Salı ainü gündemine alarak gö- rJsmesi bekleniyor. Mahke- nenin vereceğı karar üst iurul üyelerinin kaderini de telirleyecek. Siyasi kaosa llüneyelim' |WKARA(ANKA)- "ûrkıye Odalar ve Borsalar iHığ'i(TOBB) Başkanı îirat Hisarcıklıoğlu. Tzkıye'nin çok uzun _a.-nan siyasi kaoslan eiecek durumu olmadığını >eartirken "Siyasi kaosa ^tneden ne yapılacaksa .regöre yapılmah" diye .oıuştu Hisarcıklıoğlu, dtff liden Devlet îshçeli'nin hükümetten eulme yönündeki nsajıyla ilgıli olarak fftkiye'nin farklı ıüriimetlerin oluşabileceği liıparlamentoya sahip ılıiuğunu kaydetti. Yılmaz, görüş aynlıklarının hükümeti bozmamasını dilediğini söyledi: Koalisyon iyiçalışıyorİstanbul Haber Servisi -Dev- let Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı Mesut Ydmaz, "Kopenhag Kriterleri'nin yerine getirilme- snde hükümet içerisindebirgö- rüş ayrüığı yaşadığmuz doğru ama iimit ederinı ki bu, koalis- yon hükümetiniıı bozubnasına neden ohnaz" dedi. ANAP Ge- nel Başkan Yardımcısı Seiçuk PehMvanoğlu,ölüm cezası.ana- dilin öğrenimi ve anadilde ya- yrn yapmanın önündeki engel- ler kaldınldığında Avrupa Bır- liği ile tam üyelik görüşmelen- nin önünde bir engel kalmaya- cağıru belirtti. Hıdiv Kasn'nda Beykoz ıl- çesi muhtarlanyla yaptığı top- • Başbakan Ecevit'in rahatsızlığının devlet sorunu haline dönüştüğünü ifade edenlerin. devletin hangi işlerinin aksadığmı da göstermek durumunda olduklannı söyleyen ANAP Genel Başkanı Yılmaz, "Devlet, bütün kurumlanyla, sorumlu kişileriyle görevinin başındadır" diye konuştu. lantmın ardından basın men- suplannın sorulannı yanıtlayan Mesut Yılmaz. "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeh'nin açık- lamalannın koalisyonun bozul- masına neden ohıp obnayaca- ğT şeklindekı bir soru üzerine, "Benim kişisel dileğim koaüsyo- nun bozulmaması ki bu koaiis- yon 3 sene içerisinde fevkalade uyumlu bir şekilde hiznıet yap- o, çok önenıli reforrrüan gerçek- leştirdi.Kopenhag Kriterieri'nin yerine getirilmesinde hükümet içerisinde bir görüş aynhğı ya- şadığmuz doğru ama ümit ede- rim ki bu, koalisvon hükümeti- nin bozulmasma neden olmaz" diye konuştu. Yıimaz, MHP liden Bahçe- li'nin sözleri üzerine yorum yap- masının gereksiz olduğunu ifa- de ederek şöyle devam etti: "Sa- yuıBahceti, 'kendileri dışında bu konuda bir mutabakat oluştu- ğuna göre bunun Meclis'te çö- zülebileceğini' söyledL Aynca "eger kendileri bu işin gerçek- leşmesinde bir engel olarak gö- rülüyorlarsa hükümetten de çe- kilebileceğini' ifade etti." Yıl- maz. "Başbakan Bülent Ece- vit'in rahatsızlığının devlet işle- rinin vürütülmesinde bir sorun oluşturup oluşturmadıgr soru- suna şu yanıtı verdı: "Sayuı Baş- bakan'ın rahatsızhğnun bir dev- let sorunu haline dönüştüğünü ifade edenJer. devletin hangi işi- nin aksadığmı da göstermek du- rumundadır. Ben iddia ediyo- rum ki şu anda devletin hiçbir işi aksamamaktadır. Devlet, bü- tün kurumlanyia. sorumlu kişi- leriyle görevinin başındadır." ANAP Genel Başkan Yardım- cısı Seiçuk Pehlrvanoğlu, dü- zenlediği basın toplantısmda, Türkiye'nin önünde bir hükümet sorunu olmadığını, 2004 yılın- dan önce bir seçim olacağinı da sanmadığım ifade etti. ANAP FORMÜL ARAYIŞINDA Sorraılar TBMMVe havale j ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - MHP hde- ri DevletBahçeli'nın rest çekmesinın ardından, ölüm cezası, anadılde ya- yın ve eğitim ile ilgilı dü- zenlemelerin hükümet bozulmadan çıkanlma- sı içuı formül arayışlan yoğunlaştı. MHP'nin, ölüm ceza- sında gösterdiği anlayı- şı Kürtçe ile ilgili düzen- lemelerde de gösterme- si, hükümeti bozma ne- deni saymaması için ça- lışacağı öğrenildi. ANAP'hlar, anadilde ya- yın ve eğitim konulannın TBMM'ye yasa teklifi olarak sunulmasını isti- yor. Terörsuçlannın ölüm cezası kapsamından çıka- nlmasına MHP'nin "ker- hen olur verdiğjni" be- lirten ANAP'hlar, asıl sorunun anadilde yayın ve eğitim konulannda yaşanacağıru dile getin- yor. ANAP'hlar kendı- lerinin hükümeti bozan taraf olmayacaklannı da vurguluyor. ANAP'hlar, MHP'nin ıçinde olma- dığı ve aynı zamanda hü- kümetten çekilmediği bir formül arayışma girer- ken, hükümeti bozan ta- rafin halk gözünde puan yitireceğini de iddia edı- yor. Kopenhag siyasi öl- çütlerinin tarûşma konu- su yapılamayacağını, müzakerelere başlamak için bunlann ön koşul ol- duğunu yineleyen ANAP'hlar, terör suçla- nnın ölüm cezası kapsa- mından çıkanlması yö- nündeki düzenlemeye MHP' nin "kerhen de ol- sa raa otduklan" yönün- de yorum yapıyor. Asıl sorunun Kürtçeye getiri- lecek bazı serbestlikler- de yaşanacağına dikkat çeken ANAP'hlar, bu- nun için de düzenleme- nin tasan olarak değil, yasa teklifi olarak TBMM'ye sunulabile- ceğini savunuyor. Kürtçe dil eğitimi, rad- yo ve televizyon yayını yapılması konusunda AKP ve SP'nin de des- teğınin açık olduğunu anımsatan ANAP kur- maylan, "MHP'nin idam cezasuıın kaldırü- masında gösterdiği an- layışı diğer konularda da göstermesi yeterH olur. Hükümetibözan,AB tre- ninin kaçınlmasına da neden olur, bunun so- rumluluğunu da kabul etmişolur" değerlendır- mesini yapıyor. ÇİZV1EDEN YUKARI MUSAKART m.kart (gsuperonline.com SEZER'ÎN DÜZENLEDÎĞÎ LtDERLER ZÎRVEStNDE YASALAŞMALARI ÎSTENDt Uyum yasalan Meclis'te bekliyor AMvjy^(CumhuriyetBürosu)-Curn- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in giri- şimiyle düzenlenen liderler zirvesinde alınan karar uyannca bir an önce yasa- laşması istenen AB'ye uyum yasalan şöyle sıralanıyor: Sosyal Politika ve İstihdam: îş Yasası ile Sendikalar Yasası "nda değişiklik yapıhna- sı hakkında yasa tasansı (Adalet-Sağlık, Aile, Çahşma ve Sosyal Işler Komisyo- nu'nda). Türkiye Iş Kurumu'nun kurul- ması hakkında yasa tasansının yasalaş- ması (Genel Kurul'da). Doğum izinleri- nin yeniden düzenlenmesine ilişkin ya- sa tasansı (Plan ve Bütçe Komisyonu'nda). Çevre: Hayvanlan Koruma Yasası (TBMM Genel Kurulu'nda). Çevre Ya- sası'nda değişiklik (Adalet Komisyonu ra- porunu bekliyor). Avrupa Çevre Ajansı ve AB ve Gözlemevi Ağına Katılma An- laşması (TBMM Genel Kurulu'nda). Tüketkinin Korunması: 4077 sayılı ya- sada değişiklik yapılmasuıa ilişkin yasa tasansı taslağı (TBMM Genel Kuru- lu'nda). Gümrük Biıüği: Eşyamn sınırlardaki kontrollerinin uyumlaştınlmasına ilişkin sözleşmenin onaylanması (Genel Kurul gündeminde). KîşflerveMalIann SerbestDolaşımı: Ya- bancılann Çahşma İzinlerine Dair Yasa Tasansı (Genel Kurul gündeminde). Şirketier Hukuku: Marka Kanunlan Anlaşması'na katılmak için gerekli yasa (Sanayi, Ticaret ve Dışişleri komisyon- lannda). OrtakTanm Pofitikası: Kadastro Yasa- sı ile Genel Kadastro ve Usulü Hakkın- da KHK'de değişiklik yapılması hakkın- da yasa tasansı (Anayasa Komisyo- nu'nda). Ortak Balıkçdık Potitikası: Tarım ve Köyişleri Bakanhğımn kuruluş ve gö- revleri hakkındaki 441 sayılı KHK (Ana- yasa Komisyonu'nda). 1380 sayılı Su Ürünleri Yasası (Anayasa Komisyo- nu'nda). 2962 sayılı Sahil Güvenlik Ko- mutanhğı Yasası (Genel Kurul'da). Ortak Taşunacıhk PoKtikası: Karayo- lu Taşıma Kanun Tasansı'nin Yasalaş- ması (Genel Kurul'da). IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(« doruk.net.tr İki gün önce, cuma günü, Cumhuriyet'm 6. sayfasında bü- tün sayfayı kaplayan bir "bildi- n'-/7an"yayımlandı. Uzun birme- tin ve çok sayıda imza. Imzacılar arasında Türk-lş'ın siyasal yelpazedeki yerinı sağ- da ve aşın sağda seçmiş sen- dikalannın yöneticileri (ömeğin Türk Metal'in anlı şanlı Genel Başkanı Mustafa Ozbek) var- dı; Türk-tş Genel Başkanı Bay- ram Meral, Türk Ocakları Ge- nel Başkanı Nuri Gürgür, MHP'ye ideolojik yakınlığıyla un- lenmiş, eskı TRT genel müdür- lerinden ProfesörŞaban Kara- taş vardı. Aynca birkaç emekli general, çok sayıda unıversite öğretim üyesı vardı. İki de Cumhuriyet yazarı var- dı: Attilâ llhan ve Profesör Erol Manisalı. Ayrıca Cumhuriyefin 2. sayfasında sık sık yazıları ya- yımlanan ıkı akademisyen, Pro- fesörAnıl Çeçen ve Profesör Si- na Akşin vardı. Bildiriyi imzalayanlann kompo- zisyonu benı şaşırtmadı. Avru- pa Bırliği'nın Turkiye'deki alışı- lagelmış bütün siyasal ve ideolo- jik konumlanışları temellerinden sarstığı, başat bir "ayrıştırıcı et- Evet, Tartışmak Hakkımız! men" olarak öne çıktığı, bu kö- şede -neredeyse bıktırmacası- na- yazıldı, yinelendi. Düne kadar farklı hatta zıt ıde- oiojik düzlem ve siyasal konum- larda yer alanların AB söz konu- su olunca bazen kendilerini bı- le şaşırtacak siyasal ve ideolo- jik savrulmalara uğradıklan; bir araya gelmez sanılanların ku- caklaştığı bugünün Türkiye sı- nin çarpıcı bir gerçeği. Imzacılar, bıldırılerinde Avru- pa Birliği'ne (AB) bakışlarını. AB'yi nasıl gördüklerini ve değer- lendirdiklenni açıklıyorlar. Bildiriyi dikkatle okudum. Bir kez okumakla yetinmedim. Bir- kaç kez daha okudum. Düşüncemi pek yalın özetle- yeceğim: Bildiride doğru bulup katıldık- larım ihmal edilebilecek kadar az, yanlış bulup karşı çıktıklanm iseurkutecek ölçüde çok. Özetin özeti: Ben bu bildın- de açıklanan göruşlerı ve de- ğerlendirmeleri kesınlikle red- dediyorum. N'olacak şimdi? "Ne olacağı"r\\ dünkü Cum- huhyefte llhan Seiçuk yazdı. ll- han Ağabey "Pencere "sınde soz konusu bildırinin belli başlı savlarını özetledı ve önerisinı or- taya koydu. Aynen aktarıyorum: "... Biryandan AB'yegirişiçin gerekli demokratik önkoşullar yerine getihlirken bir yandan da olayın bu yanı ve AB 'nin buyü- zu tartıştlmalı. Tartışmak hakkı- mız!.." Aynen böyle düşünüyorum: Tartışmak hakkımız! Bunu ozeliıkle Cumhuriyefte yapmak ıse salt hakkımız değil, ödevımız de. Çünkü bu "ilan- bıldıri" yalnızca Cumhuriyet ga- zetesinde yayımlandı. Tam sayfalık bir bildiriyi, alın- tılar yapmadan tartışmak ola- naksız. Sıkıcı, bıktırıcı bir yazıyı baştan gdze almak gerek. Oku- run da bildiriyi dikkatle okudu- ğunu ve eğer tartışmayı ızleme ıştahı varsa, Tırmık'ın yanı sıra 7 Haziran tarihli Cumhuriyefin 6. sayfasını da elınin altında bu- lunduracağını ummaktan başka çare yok. Buyrun. ••• Bildırinin daha giriş paragraf- lannda başlayan maddi hatalar- dan ya da bikji kusurlanndan kay- naklanan aynntılar üstündetek tek durmakta yarar görüyorum. Örneğin daha ikinci paragra- fa "Türk ulusu tarihin tanıdığı en kadim ve en büyükuluslardan bi- ridir" denerek başlanıyor. Yartlış. Türklertarihin kadim insan top- luluklarından biridir. Ama "Türk ulusu" tarihin en genç uluslan arasındadır. Turklerin uluslaşma süreci, çokuluslu Osmanlı Impa- ratorluğu'nun, başka bütün im- paratorluklardan daha uzun sü- ren ömrü yüzünden çok geç baş- ladı. Türklerın uluslaşma hare- keti 19. yüzyılın sonlanna denk ge- lir ve ilk "Türk ulus-devleti" de 1923'te kurulan Türkiye Cumhu- riyeti'dir. Keza, "hata" olmayan ama an- lı şanlı akademisyenlerin (de) im- zasını taşıyan bir bildiride dör- düncü paragrafı noktalayan şu tu- haf nıteleme nedir? "... emperyalizme karşı ilk ba- ğımsızlık mücadelesini gerçek- leştıren bir yüksek insan toplu- luğudur." "Yüksek insan "ı ben siyah diz- dım. Şımdi de sormak istiyorum: Ne demektir "yüksek insan" top- luluğu? İnsan topluluklannı "yük- sek" ve "alçak" olarak nitelemek hangi ideolojinin tavndır? Kişinin içinde yetıştiği, bir parçası oldu- ğu ulusu, halkı kendineyakın bul- ması, onun bağnndan çıkan ba- şarılardan kıvanması ne kadar insanca ise kendi ulusunu ötekı uluslardan ayırmak için "yüksek" nitelemesini kullanmak da bir o kadar endazeyı şaşırmak, zem- bereği boşaltmak, ırkçılığa göz kırpmak değil midir? Ama bunlar aynntı ve kosko- ca bildirinin heraynntîsının üstün- de durmaya kalkarsak bu yazı bir pehlivan tefrikasına döner. lyisi mı, bildirinin özüne döne- lim ve Avrupa Birliği'ne ilişkin de- ğerlendirmeleri tek tek ele alıp tartışalım. Ve tabii kolayca fark ettiğiniz gi- bi yer bitip köşe dolduğundan, bugünküTırmık'ı bir "giriş" olarak tanımlayıp tartışmayı kaldığımız yerden yarın sürdürelim... POLTrtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Gül ve Bıçak... Bir haziran akşamıydı... Parmaklarını dokundurdu masaya. Sonra deni- ze baktı... Çanakkale Boğazı'ndan bir şilep geçiyordu... Gözlerinın içinden tek kanatlı bir kuş geceye inat eflatun çizgiler içinde uçup gitti... Dedi ki: "Toplumun siyasi erke güvenmediği bir ülkede geleceğe umutla bakılabilir mi?" Sigarasını çekiştirdı... Çayından bir yudum aldı... Televizyon son haberleri veriyordu... Arkadaşı, "Sence toplumla siyasi erk birbirin- den koptu mu" diye sordu. O, "Evet koptu" de- yip konuşmasını sürdürdü: "Bugün siyasette bir kırlenme ve çürüme söz konusu. Hiç kımse siyasetçıye güvenmiyor. Işçi- si, köylüsü, aydını, sanatçısı, sanayicisi, memuru siyasetçıye inanmıyor. Bu siyasi yapının öncelik- le ıslah edilmesi gerekiyor..." O sırada söze girdim: "Kim yapacak bunu?" Yanıtı şöyle oldu: "Siyasi erk..." Yeniden sustu... Macerası çoktan bttmiş avuntular bahçesine girmişti ansızın!.. Kalkıp dışarıya çıktım... Dostum haklıydı!.. • •• Siyasi yapı yeniden nasıl düzenlenirdi Türki- ye'de? Yırmı iki yıldır Siyasi Partiler Yasası neden de- ğiştirilmıyordu? Reform yasalan nıçın hâlâ Meclis'te bekliyordu? Türkiye ımza attığı ILO sözleşmeleri- ni niçin uygulamıyordu? Türkiye'yı yönetenler toplumun örgütlü olma- sından korkuyoıiardı... Son elli yıla imza atan siyasal yapılaşma 2002 yılında giderek yozlaşıyor, gerici-faşist kadrolar Türkıye'nin üzerınde sanki gölge oyunu oynuyor- lardı... Cahit Irgat'ın dizelerini anımsadım: "Birinin bıçak vardı elinde Bihnin beyaz bir gül Ikisi de yorgundu Sokak çocukları halinde. Bıçaklısı bıçağını sapladı Çıçeklisı çıçeğini koklattı, Kayboldular meyhaneler içinde, Kaldırımda gül ve bıçak Kardeş kardeş kaldılar." Troya yıldızlar altındaydı... Yıldızlara uzanmak istedim kibrit çöplerinden alevler yakarak!.. Dostum beni uyardı, kibrit çöplerini yakmaya hazırlanırken: "Sofrayı hazırtadım!" Yemeğeoturduk!.. Dedim ki: "Istersen yaşamdan konuşalım şimdi de, biraz da edebiyattan..." Dostum, "Konuşuruz" deyip ekledı: "Ecevit'in sağlığı siyasi gündemin, ekonominin önüne geçti..." Güldüm!.. Niçin güldüğümü anladı, ama konuşmasını sür- dürdü: "Ekonomi şıp diye düzelmez. Bu kafalarla hiç düzelmez. Ecevit, hasta. önce bu sorunun çözüm- lenmesi gerekir. Benim Ecevit'e saygım sonsuz. Artık çekilmeli. Yerine kım gelecekse gelmeli..." Sordum: "Kım gelmeli?" Yanrt: "Demokratik bir seçim olmalı. Ancak, DSP'nin hâlâ bir siyasi parti olmadığını düşünüyorum. Ne olursa olsun, delegelerbelirlemeliyine deyeni ge- nel başkanı..." ••• Sohbet gece yarısına dek sürdü... Yatağa uzandığımda düşünüyordum... Tılsımlı bir karada gibiydim!.. Siyasiler kendi çıkarlarım öne çıkarmaktan ni- çın vazgeçmiyoriardı? Türkiye çağcıl değışimi neden istemiyor, MHP ölüm cezalannın kaldırılması gündeme geldiğinde niçin çığlık çığlığa oluyordu? Sabah çok erken uyandım... Denizin mavısi beni büyüledi!.. Haziran kiraz ve aşk mevsimiydi!.. Maviden yeni doğmuş bir beyazlıkta yaşamın çi- çekleri arasında kaybolmak istiyordum... Galiba bıraz yorgun ve kınlgandım!.. Acaba yaş- lanıyor muydum? hikmet.cetinkaya(S cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlar yağmurvekuşlar ne c u n i z i ı A v ı n cı Tel: 0212-5 I 2 42 19 Faks: 512
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle