Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNY4DA BUGUN
ALİ StRMEIV
Futbol Tutkusu
Sevgili,
Sannm bugün saat 12'de sokaklar, alanlar,
sayımgünlerindeki gibi bomboş olacak.
Hertes, ulusal takımın Costa Rica ile oynaya-
cağı rvaçı izlemek için ekran karşısına oturacak.
Televizyon yüzyılın sporunu öylesine yaygın-
laşsrd, dünyanın dört bir yanındaki maçlan öy-
lesine ev/mizin içine kadar getirdi ki, artık hiç
kimse ona bigâne kalamıyor. En ummadığımız
kişıler, on yıl kadar önce bu işlerle hiç uğraşma-
yan ev kadınlan bile, değil yalnız bizim takımın,
başka gruplann puan durumlannı bile biliyoriar.
Futbola elli yıl önceki gibi bakılmıyor artık.
Bundan önce katıldığımız ilk ve son Dünya
Kupas olan, Isviçre'de oynanan 1954 Dünya
Kupa&'nı, Ingilizleri bile anavatanlannda dize
getiren, Puşkaş, Koçiş, Hidegkuti'li efsaneta-
kım Macaristan'ı finalde 2-0 mağlubiyetten kur-
tulup 3-2 yenen, Herberger'in yönettiği F. Alman-
ya kazanmıştı.
İlk milli maçını ondan çok değil, üç yıl önce Ber-
lin Olimpiyat Stadı'nda Türkiye ile yapmış ve 2-
1 kaybetmiş olan Almanya'da sevinç o zamana
kadar göriJlmemiş düzeydeydi.
Bu büyük coşkuda biraz da savaştan yeni çık-
mış, daha yıkımın yaralannı sarmamış mağlup Al-
manya'nın, büyük hüsran döneminden sonra ilk
kez, uluslararası bir başan kazanmış olmasının
da rolü vardı.
Ama herkesi çılgına çeviren bu coşku karşı-
sında Başbakan Konrad Adenauer, "Alman-
ya 'nın sorunlannın 11 delikanlının bacak hüne-
riyle çözülmeyeceğfni, zaferin büyütülmemesi
gerektiğini, daha yapacak çok şey olduğunu"
söyleyecekti.
• • •
Artık herhangi bir devlet adamından böyle bir
tepki beklenemez.
Son Dünya Kupası'nı Stade France'daki şe-
ref locasından izleyen Fransız Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac, takımı dünya şampiyonu ol-
duğunda, heyecanını ve sevincini, devlet baş-
kanı maskesi ardında gizlemeye bile gerek duy-
muyordu.
Futbol artık bütün dünyada insanlann bir nu-
maralı tutkusudur.
Belki bir tek ABD hariç.
Küreselleşmenin lider ülkesi ABD'de bütün
dünyanın tutkusunun bu kadar gölgede kalma-
sını ilk bakışta anlamak güçtür.
öyle ya! Dünyada herkesin aynı şovu izlediği,
aynı markalan giydiği, aynı içitleri tükettiği, ek-
ran başında aynı ürünleri yediği bir düzeni yaşa-
ma geçirenler için futbol ideai bir araçtır.
Gelgelelim, dünyada futbolu tahta çıkaran ay-
gıt, televizyon, yeni Imparatorlukta onu engelli-
yor. Çünkü futbol maçlannda, belirli zamanlar-
da araya reklam sokabilecek kesintilerolmuyor.
•••
Futbolun ilk kurallan 1856'da Ingiftere'de kon-
du. Ama Cambridge kurallanndan bu yana çok
şey değişti.
Her şeyden önce, futbol artık bir sporun öte-
sinde şova, hatta sanayiye dönüştü.
Artık milyarca dolann söz konusu olduğu bü-
yük bir sanayi ile karşı karşıyayız.
Televizyon ile biıiikte futbolun cazibesine kim-
se karşı koyamaz oldu.
Eski Yunan'ın insanlann katarsisi (annma) ara-
dıklan büyük açık hava tiyatrolannın yerini artık
stadyumlar aldı.
Sana garip gelecek ama Sevgili, elli beş yıldır
izlediğim futbol bu kadar popülerolurken benim
tutkum azalmaya başladı.
Bana sanki, olay biraz abartılmış gibi görünü-
yor ve yalnız bizde değil, dünyanın her yerinde
sayılan hızla artan fanatiklerin tavn, beni statlar-
dan uzaklaştınyor.
Yine de futbolun büyüsüne tümüyle bigâne
kaldığımı söyleyemem. Her önemli maçı izliyo-
rum.
Bugün saat 12'de ben de ekran başında ola-
cağım.
Milli takımımızın bu maçı ve sonraki Çin kar-
şılaşmasını kazanarak turu atlayacağına inanı-
yorum.
Ama olmazsa da ucunda ölüm yok.
Unutmayalım, eninde sonunda bir oyun bu.
42 gün sonra toplanıyor
Bakanlar Kurulu'nda
gündem ekonomi
ANKARA(Cumhuri-
yeC Börosu) - Başbakan
Bülent Ecevit'in sağlık
sonnlan nedeniyle 29
Nism'dan bu yana topla-
nanayan Bakanlar Ku-
ruİL 42 gün sonra yann
ekcıomi gündemiyle
topanıyor.
Aiı konmamış bir ve-
kâktle MHP lideri ve
Bajnakan Yardımcısı
Devfet BahçeG'nin baş-
kanğında toplanacak
BaUnlar Kurulu'nun
güniemi şöyle:
1- Merkez Bankası
Basanı Süreyya Serden-
geçt ekonomideki son
geüîneleri ve izJenenpa-
ra pitikalankonusunda-
ki sıreci anlatacak.
2-Dünya Bankası 'nın
isteni çerçevesinde et-
kinsvlet eylem planın-
da anan karar çerçeve-
sine kamu vakıflan sa-
yısnmazalnlması elealı-
nacıs. Bakanlar Kuru-
lu'nakabul edilen eylem
planına göre, vakıflann
kamu kuruluşlanyla olan
ilişkilerinın özellikle hiz-
met bedeli tahsil etme-
lerinin önlenmesi ve ka-
mu personelininbuvakıf-
larda istihdamının kısıt-
lanması konusunda dü-
zenleme yapılacak.
3- TBMM'de görüş-
meleri süren Kamu Öıa-
le Yasası'nda değişikliğe
ilişkin tasanda yeniden
değişiklik yapılması ele
alınacak.
4- Önceki Bakanlar
Kurulu"nda Bayındırlık
ve Iskân Bakanı Abdül-
kadir Akcan tarafından
gündeme getirilen Iller
Bankası ve belediyelerin
içinde bulunduğu mali
açmaza çözümüretilme-
sine yönelik olarak oluş-
turulan komisyonun ça-
lışmalan ele alınacak.
5- Karayollan Genel
Müdürlüğü'ne bazı ko-
laylıklann getirilmesi
konusu ele alınacak.
MHP lideri, yeni hükümetin bugünkü kadar 'uyumlu, kararlı ve sağlıklı' olması gerektiğini söyledi
Bahçeli: Güçlü destek şartEMİNEKAPLAN
BEYPAZARI-ldam, anadilde eği-
rim ve yayın ile Kıbns konulannda
siyasi partilerin uzlaşması durumun-
da hükümetten çekilebileceğini açık-
layan MHP Genel Başkanı Devlet
BahçeJL bu düzenlemeleri gerçekleş-
tirecek yeni hükümetin güçlü bir
desteğüıin olması gerektiğini söyle-
di. Meclis'te çok sayıda hükümet al-
ternatifüıin olduğunu, ancak bu hü-
kümet kadar "uyumlu, kararlı ve
sağhkh" olup olmayacağına bakılma-
sı gerektiğini anlatan Bahçeli, hükü-
metin biçimlenmesinde inisiyatifin
ANAP hderi Mesut Yümaz'ın değil.
Başbakan Bülent Ecevit'in elinde
olduğunu bildirdi.
MHP lideri Bahçeli. dün Beypa-
• Hükümetten çekilme konusundaki önerisini netleştiren MHP lideri Bahçeli, yeni hükümetin
'zor' olduğuna işaret etti. Meclis'te çok sayıda alternatifin olduğunu vurgulayan Bahçeli.
hükümetin biçimlenmesinde inisiyatifin Yılmaz'da değil Başbakan'da olduğunu vurguladı.
zan'nda katıldığı törenler sırasmda
gazetecilerin siyasi gelişmelerle il-
gili sorulannı yanıtladı. Liderlerzir-
vesinin ardından MHP'nin tavn ko-
nusunda farklı yorumlar yapıldığı-
nın anımsatılması üzerine Bahçeli,
AB üyeliğinin bir devlet politikası
olduğunu, ancak Türkiye'de "ne
AB'ye karşı ne de AB'nin tek taraf-
tan biziz" gibi bir ikilemi sürekli
tahrik ederek topluma kabul ettiıme-
yı düşünmenin yanlış olduğunu söy-
İedi.
Bahçeli. "HûkümettençeJdlnıege-
rekçeniz nasıl oluşacak, sınınnız ne-
dir" sorusu üzerine, AB Ulusal Prog-
ramı'na bağlı kalınması gerektiğini
söyledi. 57. hükümet döneminde
programın kısa vadeli bölümlerinin
büyük bir çoğunluğunun yerine ge-
tirildiğini kaydeden Bahçeli, "Şûtn-
di bir da>*atma>la karşı karşıvavTZ.
AB'nin öne sürdüğü önkoşullan ka-
bul etmiyoruz. MHP, koalis>on için-
de ya da Meclis'te çalışmalar içeri-
sinde bulunnıayacak" dedi.
Türkiye 'nin sosyo-ekonomik yön-
den bir dönüsüm sürecinde olduğu-
nu, krizin aşılma noktasına gelindi-
ğine de dikkat çeken Bahçeli, "Böy-
le bir durum içerisinde Türkiye'de
herhangi bir şart altında bir istik-
rarsıziığın yaşaıunasını da doğnı bul-
muyoruz" dedi. Bahçeli, şu görüş-
leri dile getirdi:
"Biz.AB'nin koşuUanna karşn ız.
Siyasi partiJer, Afectis'te bir diyalog-
la ortak görüş belirieıier ise o zaman
bunu >apabilirier. Böyle bir durum-
da siyasi etik olarak iktidardan çekil-
me\i de düşünebiliriz. Parlamento
içinde yeni bir uzlaşı alanı >aratıla-
rak bugayreder viirütülinorsa bu ka-
rarlann altmda sağJam bir sn asi ira-
denin olması lazun. Bu si\asi irade
CHP Cenel Başkanı Baykal:
Türkiye treni
kaçırmasın
ANKA-
RA(.4NKA) -
CHP Genel
Başkanı Deniz
Baykal. Türki-
ye'nin Ulusal
Programı'nda
taahhüt ettiği
uyum yasalan-
nın bir an önce çıkarıl-
ması ve yıl sonunda Ko-
penhag'da yapılacak
olan toplantıda üyelik
müzakerelerinin başla-
ması gerektiğini ifade
ederken, "Türkij'e AB
(raınukaçırmamabdır"
dedi.
Baykal, partisinin res-
mi yayın organı Gün-
Dem adlı bültende Tür-
kiye'nin AB ile ilişkile-
rini değerlendirdi. Bay-
kal, Türkiye'nin özel-
likle imparatorluğun da-
ğılmasından
sonra ortayaçı-
kan yeni dö-
nemde bağım-
sız bir cumhuri-
yet oluşturarak
kendisıne yep-
yenibirrotaçiz-
diğini, bu çizi-
len rotanın çerçevesi
içinde AB sorununun
ele alınması ve değer-
lendirilmesi ihtiyacının
bulunduğuna işaret et-
ti. AB'nin. Türkiye'nin
bu özel konumunun dı-
şında çok özel bir değer
kazanan, çağın en
önemli entegrasyongi-
rişimi olarak ilgiyle iz-
lendiğine kaydeden
Baykal, Türkiye'nin
AB'nin şartlannı içine
sindirmesi gerektiğini
vurguladı.
Çiller.- MHP taşeron arıyor
AB'ye 'evet'
hükiimete 'hayır'
lstanbul Ha-
ber Servisi -
DYP Genel
Başkanı Tansu
ÇîDer, Cumhur-
başkanı Ahmet
NecdetSezer'in
çağnsıyla Çan-
kayaKöşkü'nde
gerçekleştirilen AB ko-
nusundaki toplantıda
haklılıklannın tescil ol-
duğunu. "hükümet boş-
hığu ve böJünmüşlüğiî-
nün ortaya çıknguu" sa-
vunarak "VerdiğinHzme-
saj şudur: AB'ye evet
ama bu hükümede git-
meve hayır" dedi. Çiller,
"TûrkiwMAB'yeyaso-
kacağım va sokacağım"'
diye konuştu.
Çiller, StarDüğunSa-
lonu'nda düzenlenen
D\T Bahçelievler îlçe
Kongresi'ne kahldı. Hü-
kümetin fiilen bittiğini
savunan Çiller, Türki-
ye'yionurlu bir
duruşla AB'ye
sokacak olan tek
ekibin kendile-
ri olduğunu söy-
ledi. MHP lide-
ri DevletBahçe-
B'nin zirve son-
rası tutumunu
da değerlendiren Çiller
"Bahçefi şunu sö>1emek-
tedin 'Ben ıktidarda kal-
mak istiyorum ama ken-
di yanlış gördüğüm iş-
leri de başkalanna taşe-
ron olarak yaphrmak is-
tiyorum.' Bir iş yanlış
deyipbaskalannıa2met-
ürirseniz o, suça ortak-
hk ohır" diye konuştu.
Çiller, MHP'nin çekil-
mesi durumunda
ANAP'lı koalisyonda
yer alıp almayacaklan
sorusu üzerine "Bizinı
meselemiz ilk önce bu
hükümetin bittiğini tes-
cil etmektir" dedi.
Bahçeli, Ankara'nın Bcypazan ilçesi Hırkatepe köyünde Osmanlı Devlelınin kumcusu Osman Bey'in de-
desi Ertuğrul Gazinin babası Gazi Gündüzalp'i anma ve Hacet Bayranu törenine kahldı. (Fotoğraf: AA)
de tabü ki yeni bir hükümette oiuşur-
sa daha kuvvetli olur. Çünkü AB yö-
netimi her aşamasında TBMM ile
muhatap olnıayacak. bir hükümet-
le muhatap olacak. Şinıdi bu ön şart-
lan kabul ederek bir sonuca vanrlar-
sa onu sürekli kılabüecek siyasi ira-
devi de orta>a koymalan lazun. Biz,
'Böyle bir anlayışa sahıpseniz size
bir zorluk çıkartmayız' diyoruz. Hü-
kümetten çekfliriz, âz bu ohışumu çok
daha rahat vapabüirsiniz. Bundan
daha büyük bir fedakârhkohır mu?"
ANAP hderi Yılmaz'ın "AB en
az hükümet kadar önemli'' sözleri-
nin anımsatılması üzerine Bahçeli,
hükümetin şekillenip şekillenme-
mesinde inisiyatifin Başbakan Ece-
vit'in elinde olduğunu belirterek
"Sa\ın Başbakan bu konuda neyi
takdir ederse çalışmalar ona
göre sürdürülür" dedi.
Bahçeli, Yılmaz'ın "Mec-
lis'ten yeni bir hükümet çıkar
ama siyasal olarak zor" sözle-
rinın anımsatılması üzerine de
Meclis'te çok sayıda hükümet
alternatifınin olduğunu, ancak
57. hükümet kadar uyumlu,
kararlı, karşılıklı sevgi ve say-
gı içerisinde ne ölçüde yeni
hükümet çıkacağına bakmak
gerektiğini söyledi. Bahçeli,
"Yeni oluşan hükümetin bir
önceki hükümetten daha sağ-
lıklı olması lazun" diye konuş-
tu. Bahçeli, Yılmaz'ın Kıbns
sorununun siyasi kriterler ara-
sında yer almadığı yönündeki
açıklamasının sorulması üze-
nne de bunu herkesin bildiği-
ni. ancak yakın tarihte gelişen
olaylar dikkate alındığında
Kıbrıs'ın dördüncü önkoşul
olduğunu söyledi. Bahçeli,
"Belki de diğer koşuilardan
çok daha önemüdir" dedi.
AKP lideri Tayyip Erdoğan, Bahçeli'ye 'hemen istifa et' çağnsında bulundu:
Samhniyse hükümetten çekflsin
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP Genel Başkanı Re-
cep Ta»ip Erdoğan, Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Dev-
let Bahçeh'yi eleştirerek "Saym
Bahçeli diyorki hükümet kursun-
lar. Kursunlar demeye gerek yok,
hemen istifa et Demokraside ça-
retükenmez, muhakkak sahip çı-
kar. Ben bu hükümette anlaşamı-
yorum. U2laşamı\orum dersin, çe-
IdHrsin" dedi. Erdoğan. partisi-
nin dün yapılan il başkanlan top-
lantısının ardmdan yaptığı basın
açıklamasında, AB 'ye üyelik sü-
recinin sadece "ölüm cezaa" ve
"anadilde>ayıaöğreom" gibi ko-
nulara hapsedilmesını doğru bul-
madıklannı belirtti. Bahçeli'nin
önceki gün gerçekleştirilen zirve
sonrasında "yeni bir hükümetin
önünii açmaküzeregerekirse hü-
kümettençekflebfleceklerini'' söy-
lediğini anımsatan Erdoğan, "Eğer
Bahçeii,sö>1ediği kadarsamimiise
hükümetten çekümeb'dir" dedi.
Zinenin, ülkenin başsız \e baş-
bakansız olduğunu ortaya çıkar-
dığını savunan Erdoğan, koalis-
yonun diğer ortaklannın da bir-
birlerini köşeye sıkıştırmak üze-
re siyaset yaptığını savundu. Er-
doğan, ana muhalefet partisinin
hiçbir konuda tutarlı olmadığını
anlattı.Gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Erdoğan, Bahçeli'nin
gündeme getirdiği 4 partili bir
hükümete destek verip \ermeye-
ceklerinin sorulması üzerine, se-
çimin. 2002'de yapılması koşuluy-
la seçım hükürnetıne destek ver-
meye ve fedakârhğa hazır olduk-
lannı söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu
da düzenlediği basın toplantısm-
da. "Kurulacak hükümet,AMupa
Biriigi ile ilgili acil konulan hal-
iedipondan sonra Türkhe'vi adil
bû- seçime götürecekse biz buna
içerden, dışardan her türlü des-
teğiveririz" dedi.
SAĞLAR: ÇÎLLERİSTÎSMAR EDÎYOR TÜRK: SORUN MECLİS'TE ÇÖZÜLECEK
Oy avcılığı yapılıyor Gerekli adım atılmalı
ANK4RA(Cıunhurij«tBü-
rosu) - SHP Genel Sekreteri
Fîkri SağJar, AB konusunda
"oyavcıuğı'' yapan siyasetçile-
ri ibret ve hayretle izledikleri-
ni belirterek parti liderlerinin or-
taya koyduğu "iki viiztü tavnn"
haUc tarafindan çok iyi göriil-
düğıinü söyledi. Sağlar, Çanka-
ya Köşkü'nde düzenlenen AB
zirvesini değerlendirirken ko-
alisyon ortaklan arasında anlaş-
mazlık çıkaranAB ve Kıbns ko-
nulannda Sezer'in devreye gir-
mek zorundakaldığına işaret et-
ti. Sezer'in iyi niyetli çabalan-
nı "oy avcüığını önde tutan"
DYP Genel Başkanı TansuÇfl-
ler'in istismar ettiğini belirten
Sağlar, şu görüşleri dile getir-
di: "Hem AB vanlısı görünen,
bem de AB üveliğî için >apda-
cakdüzenlemeleringöriişüldü-
ğu masadan kaçan Çiller'in bu
iki VTİZIÜ tavn ibret vericidir.
A\nca koahsvonun büyük or-
tağı MHP'nin bir yandan mu-
tabakata imza atması ama öte
vandankanakanmanoğmısür-
dünnesiisetam bir komedidiıf
KALECÎK(A4)-Adalet Ba-
kanı Hikmet SamiTürk, önce-
ki günkü AB zirvesinden önem-
li sonuçlar çıktığını belirterek
"Türkhe, AB yolunda atması
gereken adımlan, gecikmeden
atmak zorundadır. Bu sorun.
Meclis'tehalledilecektir" dedi.
Çeşitli incelemelerde bulun-
mak üzere Kalecik'e gelen Ba-
kan Türk, incelemelerininardın-
dan gazetecilerin sorulannı ya-
nıtladı. "Dünküzineninsonuç-
lartndaki ivinıserliğinizi hâlâ
koruyor musunuz" sorusuna
Türk. "tjimserliğimi koruyo-
nun. Türkrve, AB yolunda at-
masıgerekenadımlan,gecikme-
den atmak zorundadır. Bu so-
run, Meclis'te halledilecektir"
karşılığını verdi. AB konusun-
da, TBMM'de partiler arası
uyum komisyonu bulunduğu-
nu anımsatan Türk, komisyon-
larda ve. genel kurulda AB ile
ilgili yasalann bulunduğunu
ifade etti. Tüık, zirvede, AB
yolunda atılacak adımlara des-
teğin sağlandığı sonucunun da
çıktığını vurguladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
Başkanlık Divanı tarafından Mec-
lis'teki müdürlerin maaşlarına 400
milyon lira zam yapılmış. Üstelik bu
zam yılbaşından itibaren geçerli ola-
cakmış. Diğer çalışanlara da 350 mil-
yondan başlayan zamlar verilmiş.
Gazetenin haberi böyle. Kadrosuzla-
ra kadro verilmesiyle bu çalışanların
maaşları da yaklaşık yüzde 150 ora-
nında artacakmış.
Ben 30 yıllık gazeteciyim, 725 mil-
yon lira maaş alıyorum. Kriz nedeniy-
le gazetede 4 yıla yakın bir zaman-
dır aynı maaşları alıyoruz. Şimdi dev-
letin çeşitli kademelerinde çalışanla-
nn ne maaş aldıklarını merak ediyo-
rum. Bu zamlar neden yapılıyor, onu
da merak ediyorum. Eğer kriz varsa,
öyle olduğunu biliyoruz, bu kriz dev-
leti ilgilendirmiyor mu? Kriz varsa he-
pimiz için var.
Şimdi size bir rakam daha vere-
yim. Bir yakınım, yaşamını yitirmiş
biremekli albayın eşi. Aylık emekli ma-
aşı 1 milyann üzerine çıktı. Diyebilir-
Üretmeyen Devlet Para Dağıtıyor...
siniz ki, bu maaşlar bile bu pahalılık
ortamında hiçbirşey değil. Ben de si-
ze diyorum ki, 30 yıl sigortalı çalışan
bir üst düzey yönetici 350-400 mil-
yon civannda maaş alabiliyor.
• • •
Bu rakamlara tepkimin asıl nede-
ni, 2001 Şubat krizinden bu yana ya-
şadığımız ikiyüzlülük. Devletin gider-
leri, krizden bu yana sürekli artıyor.
Bunu kafadan atmıyorum. Maliye Ba-
kanlığı'nın her ay yayımladığı gider
tablosuna bakarak söylüyorum. Bü-
tün devlet kuruluşlannın giderieri kriz-
den bu yana iki mislinden fazla arttı.
Merak edenler ya da bu söyledikle-
rime inanmayanlar, www.muhase-
bat.gov.tr sitesine girip baksınlar,
manzarayı görürier.
Bazılan, Avrupa Birliği tartışmala-
rı çıktıktan bu yana Türkiye'yi Avru-
pa Biriiği'nin batırdığını söylüyortar. Eğ-
ri oturup doğru konuşahm; Türki-
ye'de asıl sorun devletin gelirleriyle
giderieri arasındaki dengesizlik. Top-
ladığı gelirden fazla tüketen devlet,
bu açığı kapatmak için iç ve dış borç-
lanmalara girişıyor.
özellikle iç borçlanma yüksek fa-
ızi azdınyor. Devlet içeride yüksek fa-
izle borçlanınca, iç kredilerin faizi de
doğal olarak yükseliyor. Piyasada yıl-
lık faiz yüzde 100 civannda olunca,
bankalar bunun da üzerinde bir yüz-
deyle kredi veriyoriar.
Bu kadar yüksek faiz yatınmcıyı
zor duruma sokuyor. Para sahipleri
yatırımdan kaçıyorlar. Uzmanların
söylediğine göre büyuk işadamları
da ellerindeki paraları yatınma yatır-
mak yerine son dönemde devlete fa-
iz olarak verdiler. Buyük şirketlerın
son yıllardaki hesaplarında gelir ka-
lemlerinin en büyük yüzdesinin faiz
gelirleri olduğu rakamlara yansıyor
ve bir çarpıklığı gözler önüne seri-
yor.
Bu ülke kötü yönetiliyor. Bu ülke-
nin kaynakları ve olanakları savur-
gan bir şekilde, devlet gücünü elin-
de tutanlar tarafından kullanılıyor.
Türkiye'deki özel girişimcilik de asıl
olarak devlete bağımlı bir şekilde yü-
rüyor. Devlet kademeleriyle ilişkileri-
ni iyi kuranlar devletten ihale kapa-
rak, ruhsatlar alarak zenginleşiyor-
lar.
Türkiye'de üretim durma noktası-
na geldi. Çünkü, yüksek faizler üre-
tim olanaklarını sıfıra indiriyor. Deni-
yor ki Gümrük Bırliği'ne gırildikten
sonra 57 milyar dolar dış tıcaret açı-
ğı meydana geldi. Güzel de Türkiye
neden ihracat yapamıyor. Ihracat ne-
den gıderek gerilıyor? Bunun sebe-
binı özellikle içeride aramamız ge-
rekmiyor mu?
Dünyanın en büyük ordulanndan bi-
nne sahibiz. Avrupa ülkeleriyle kıyas-
landığında nüfusuna oranla en çok as-
ker bizde. Devletimiz tam bir güven-
lık devleti biçiminde örgütlenmiş du-
rumda. Yapılması gereken, böyle ör-
gütlenmiş bir devletten refah ve üre-
tim toplumuna geçişin yollarını bul-
maktır.
AB tartışmalarını işte bu ortam için-
de değerlendirelim. Bir üretmeyenler
ülkesi burası. Üretmeyenler, gelirleri
istedikleri gibi kontrol edip yönlendi-
riyorlar ve dağıtıyorlar. Bu durumun
değişmesini de istemiyorlar. Sorun
AB'ye girmenin çok ötesine geçti.
Sorun bu sistemin devam edip etme-
mesi noktasında düğümlendi.
Idamın da, Kürtçetartışmalannın da,
Kıbrıs'tastatükoyu korumanın arka-
sında da işte bu manzara yatıyor.
"Vatan, Millet, Sakarya" edebıyatı
yukseldığı zaman bılin ki bir yerlerde
bırşeylertezgâhlanıyordur. Hep böy-
le olmadı mı?