23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2002 PAZAR 12 PAZAR KONUGU KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş Rum yönetimi lideri Klerides le yapttğı görüşmeleri değerlendirdi SÖYLE $ I : LEYLA TAVŞANOĞLU lejiatav sanoglu@cumhuriyet.com.tr Kıbns 'tc bir uzlapıaya varılması için KKTC Cumhurbaşkanı Ruif Denktaş 'la Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides cmsındaki müzakere süreci sürüyor, ama ha\a çor. muğlak. Kimileri, "Artık bu iş bitti, ama iki lider de bir aksilik olmaması, son anda engel çıkarılmaması için renk vermiyorlar" görüşündeler. Kimileri de heJe bu aşamada, hiçbir yere varüamayacağmı savıınuyor. Türk tarafmda göriiş belirtmek ve konuşmakta zaman kaybedilirken Rum tarafının AB üyeliği sürecinde kronometre hızla çahşıyor. Rum yöneticiler, "AB trenini bir kez yakaladık. Dünya yıkılsa bırakmayız" havası içindeler. Bakahm önümüzdeki günler neleregebe... Öîeyandan KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş da Rum tarafının Kıbnslı Türklerin egemenliğini tanımadığı sürece bir uzlaşmaya kesinlikle varüamayacağını vurguluyor. Denktaş 'la Kıbns taki son durumda ve ikili doğrudan müzakerelerde gelinen noktayı Lefkoşa 'daki Cumhurbaşkanhğı Konutu'nda konuştuk. Türkiye oyunlara gelmez' - Ayrtca Klerides size, "Ben Kıbrısh Türklerin cumhurbaşkanı ieğilim " itirafında bulunmadı mı? - Zaten onu hâlâ diyor. Niyet olsa, Kıbns'ı alıp da kaçacak insanlar olarak görmeseler. Kıbns'ı alıp kaçanlar kendileri. Biz, kendi egemenlik payııruzı bunun için ayırdık Alıp onu da götürrr.esinler, diye... Bunun tapusu bizim cebimizde, bunu yeniden size vermeyiz. Bize diyorlar ki: " Yok, olmaz. Bunu sizde bırakırsak ahp kaçarsınız." Nereye kaçacağım, yahu? Ben bu haklan garanti sistemi içinde istiyorum. Ve garanti sistemi diyor ki: "Böyle olacak, böyle kalacak." Alıp da nereye gideceğim? Bana garanti vermiş olan Türkiye'ye gidebilir miyim? Siz bu oyunu Yunanistan'la oynadınız. Ama Türkiye bu oyunlara gelmez. Türkiye sorumlu bir ülke, sorumlu bir garantördür. Referandum Dolayısıyla bunlann hepsi safsata. Tekrar ediyorum. Bütün mesele eşitlik, egemenlik esasında, göçmenler meselesinin halli ve imzayı atmak. O zaman çok kolay olur. Diyorlar ki: "Ayn referandum yapacağız. Bu da sizin vaıiığuuzm teminabdır." Ben de diyorum ki: "Kardeşim, bu referandumu benim yapabflmem için hükümetime gitmem lazun. Hükümetim bir yasa taslağı yapacak MecüVe sunacak. Mecüs bunu onaylayacak. Yasa haüne getirecek Resmi Gazete'de yayımlanacak. Zaman tayin edilecek. KKTC'nin memurian, bürokratian, tçîşleri Bakanhğı bu işi organize edecek. Mahkemelerim, düzgûn olabilmesi için referandumu deneüeyecek. Dolayısıyla ben imzayı kimin adma atacağun." Hiç olmazsa o noktaya geldiğimizde KKTC olarak referandum sonucunda KKTC'nin bazı yetkilerini ortak yönetime verdiğini imzayla beyan edeceğiz. Böylece de yasal biçimde ortaya çıkacak ve bizim 40 yıldır yapmış olduğumuz icraat da meşruluk kazanmış olacak. - Peki, bu yapılmazsa ne olur? - Bunu yapmazsan darmadağınık olursun. Nasıl Kıbns Cumhuriyeti dedikleri Rum yönetiminin de birçok yaptığı iş var ki onlar da yasal bir biçimde o kurulacak oluşuma devredilecek. Ne yani? Sen devredeceksin de, ben etmeyecek miyim? Biz kimiz? Zaten sürekli, "Biz kimiz'' sorusu ortaya çıkıyor. Bu soruya cevap vermezlerse ne yapacağım? Türkiye ne yapacak? Esas sorunlar geriyeatıldı- Kıbns müzakerelerini Rum lider Glafkos Kle- rides 'le sürdürürken önünüzü biraz olsun gö're- biliyor musunuz? DENKTAŞ - Rumlar kesin surette bizim hakla- nmızın egemenliğe dayanmasını kabul etmiyor- lar. Bunu kabul etmeyeceklerini açıklıyorlar. Biz de başlangıçtan ben. "Bu yapılmadığı takdirde, 1960 garantifcrini ayaklar ahm- daçiğneyerekbize buırianyapan- brm bize kâğrt üzerindeyenihak- lar vermelerinin bizi tatmin et- meyeceğmi" söylüyoruz. Bu ana konu olan egemenlik şimdilik as- kıya ahndı. "Buna tekrar baka- nz" dediğimiz için görüşmeler de- vam ediyor. Ama bu ana konu ora- da, öylece duruyor; durmaya da devam edecektir. tkincisi, Kıbns meselesinin halledilip edileme- yeceğini karara bağlayacak esas konulardan bir diğeri göçmen so- runudur. Biz, Rumlann istediği doğrultuda "restitutioıTa, yani Rum göçmenlerin geri gelip mal- lannı almalanna nza göstereme- yiz. Çünkü bu 50-60 bin insanı- mızın yeniden yer değiştirmesi anlamına gelir. Egemenlik kabul edllmedl' - Yani bu iki temel konunun ikisi de ra- fa mı kaldırıldı, şimdilik? - Gördüğünüz gibi, temel, ana diye nite- leyebileceğimiz bu iki konunun ikisi de gö- rüşmeleri berhava edecek biçimde gerilere atılmaktadır. Ama ne kadar geriye atsan, bir noktada bunlan da ele aldığımızda esas zor- luğumuz o anda çıkacaktır. Rumlann yak- laşımlan kendi açılanndan gayet haklıdır. Di- yorlar ki: "Bütiin dünya bizi Kıbns'm meş- ru hükümetiolarak tanıyor. AB, Kıbnsta uz- laşmaolsun yadaotrnasm Rumlara, Sizı üye yapacağız' diyor" Dolayısıyla, onlar da "40 yıl önceiçimizden arüğmuz ortağı durup du- rurken yeniden ortak diye niye alahm? Ye- niden oıüara, hem de şimdi, dahaiyi ve coğ- rafi haklar verip içimizealmanm anlamı ne? Biz onlara, insan haklannı koruyacağınuza dair garantiverefim. Herkes>erliyerine git- sin. AB'niniçiiMİeinsancayaşayalmr diyor- lar. Zaten bizi bir azınlık olarak içeri aldı- lar mı sonumuzun geleceğini onlar da bili- yor. - Rum tarafının önemli iki açılımı, ya- ni egemenlik ve garantiyi kabul ettiği sö'y- leniyor... - Kim kabul etmiş? Bir gazetede egemen- liğin Rumlar tarafindan kabul edildiği ya- züdı. Ama yanlış yazıldı. Klerides böyle bir şeyi kabul etmiş değildir. Onun için Kleri- des'i öyle kabul etmiş gösterip Denktaş'ı da buna rağmen hâlâ direten adam olarak tak- dim etmenin de pek anlamı yok. - KKTC'den çok sayıda kişinin Güney 'e geçtiği söyleniyor. Hatta hergiin, günde- lik işçi olarak üç bin kişinin Rum tarafm- da çalıştığı ve akşam geri döndükleri fta- berleri var... - Yahu, bu, bugün olan bir mesele değil ki. İnsanlar, Ingiliz üslerinde çalışmak için izin istiyorlar. Bu izin kendilerine belli ku- rallar içinde verilir. Bu sayı bugün üç bindir, yann iki bine düşer. Öbür gün iki bin beş yüz olur. Sayı, oralardaki iş kapasitesine ve iş potansiyeline göre değişir. Bu şekilde izinalan insanlann bazılan Rum tarafına geçer. Çünkü Rum tarafında belli dallar- da kalifıye işçi aranmaktadır. Sigortasız, hiçbir iş güvencesi olmadan Rum tarafında çalışır, geri ge- lir. Bazılanrun, Ingiltere, Almanya gibi ülkelere gi- dip çalışıp "Köyüme para getireyim" dediği gibi bu insanlann o tarafa geçmeleri de her gün devam eder. tnsanlann, KKTCye. Türkiyesi'ne, kendi in- sanına sadakatından şüphe etmek yersizdir. Bazen ekonomik durumlar insanlan yapılmaması gereken Türk'ü, oraya gidenler Rumu hükümet olarak ka- bul ediyor mu? Rumun idaresinde azınlık olmayı kabul ediyor mu? Türkiye'ye düşmanlık edecek mi? Yok. O halde? Dediğim gibi ekonomik durumun zorladığı davranışlar bir tarafta. bir tarafta da sa- vunulması gereken milli dava var. Kıbnslı Rum- lar. Kıbns'ı bir Rum adasına dönüştürme eğilim- RAUF DENKTAŞ KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş, 2 7 Ocak 1924 te Baf kasabasında doğdu. tlkokul öğrenimini İstanbul ve Kıbns'tayapa, 1941 'de Lefkoşa-lngiliz Okulu'ndan mezun oldu. 1944-47 arasında İngiltere 'de hukuk eğitimi gördii. 1947'de Kıbns'a döndü ve avukatlıkyapmaya başladu 1949'dan 1958'e kadar savahkyapa. 196O'ta Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı ile İcra Komitesi Başkanhğı'na seçildL 1960-1963 arası TMTadma Nacak gazetesini çtkardu 28 Şubat 1964 'te BM'de yapağı konuşma nedeniyle Makarios tarafindan istenmeyen kişi üan edildi ve Kıbns'a girmesiyasaklandu 1973 'te Kıbns Cumhurbaşkanı Muavini ve Türk Yönetimi Başkanı oldu. 15 Kasım 1983'teKuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin ilan edilmesiyle cumhuriyet kurucu meclisini kurdu. 1985 Anayasası 'na göre cumhurbaşkanhğı için bağımsız olarak adayhğım koydıı. O zamandan beri gîrdiği bütün cumhurbaşkanhğı seçimlerini kazandı. davranışlara doğru zorlar. Bizim ekonomik durum bu. Bu insanlara, "Hem sen işsiz kaU hem de nafa- kanı çıkarmanı engefleriz. Hiçbir yere gitmeyecek- sn" demenin de bir anlamı yok. Gidenlerın bazı- lan zaten gittiklerine pişman olduklannı da söyler- ler. Orada hâlâ hakaret görürler, hâlâ aşağılanırlar. Şimdi bunun Kıbns meselesiyle ilgisi ne? Kıbns lerini AB yoluyla yürütmeye çalışıyorlar. Biz de "Hayır, gebı, bunu yapmayın. Türkiye'yi ve Yunanistan"ı yeniden birbiıierine düşman etmeveüm. Aralannda hır çıkaracak bir du- rum yaraOna>alım. Siz bir ortakhğı yıktnuz. Bu ortakhğı yeni coğrafî şartlarda kurahm. Yani iki kesimlilikte bir ortakhk kurahm. Ka- bul ettiğiniz nıal mülk değişimi de yapılarak siz de rahat edin, biz de rahat edelim. AB sizin hedefıniz, Bizdeora\agjderiz. Ama TürkKt"nin 1960 antiaşmalanndaki haklanna yeter kiha- lelgebnesin. Otonomiyi kabul edemeyiz. Çün- kü otonomi adı alonda günün birinde yeniden karşımdaki, nıeşru hükümet okluğunu iddia edemesin. O nedenle biz, haklanmızı egemen- Kk esası üzerine inşa edeBm" diyoruz. Bir so- rudahasoruyorum:*Senotonomr)ikabuledi- yorsan ve otonom bir idarede alacağunız hak- lara,'Evet' di>orsan bunlann egemenlik esa- sı üzerine ohırtuhnasına niye karşı çıkıyor- sun? Sana ne zaran \ar?" Ortaklık kâğrt üzerinde kalmamalı' - Peki, siz egemenlik konusunda neden bu kadar ısrarlısıntz? - Çünkü bu ortaklık yeniden yıkılmasın, kâ- ğıt üzerinde kalmasm diye. 1960 garantileri yeterli olmadığı için bunlara coğrafyayı (iki bölgeliliği) ve egemenliği ekliyorum. İki ege- menlik olmaz, diyorlar. Isviçre'de 16-17 ege- menlik mi var? Oysa kantonlar egemen. Ama Isviçre Anayasası diyor ki: "Anayasa altında egemendirlerT Burada da iki egemen devle- tin oluşturduğu bir Kıbns olacak. Adını da ko- yacağız. Yeni bayrağını da seçeceğiz. - Adı Kıbns Birleşik Devletleri mi olacak? - Neyse... Hele bir çocuk doğsun, ona bir isim buluruz. Ama, hayır. Size kimliğinizi, kişili- ğinizi, dış dünyanın da kabul edeceği ne var- sa hayır diyor. Isviçre'deki kantonlar, Belçika'daki iki taraf, Kanada'daki Fransızlar, kendi yetkileri dahılinde dış ülkelerle anlaşma yapabiliyorlar. Bu- rada bana diyor ki: "Hajir^apamazsm." Yahu, ne- den yapamayayım? Yaptıklanmız var. Al sana ör- nek. Niçin yapamazmışım? Bunu yaparsam sana zaran nedir? 'Adada iki devlet, iki millet var' - Ya Türk askeri meselesi? Türk askerinin Kıbns'taki varlığım kabul ediyorlargibi haberlergetiyor... - Garanti ve ittifak anlaşmasının zorluklarla müzakeresinde Türk askeri varlığınm devamını kabul ediyorlar. Asker sayısında . anlaşacağız. - Peki, Türk askeri sayısında indirim istiyorlar mı? - Hayır, indirim meselesi yok. Mesele ne kadar arttıracağımızdır. - Kendileri, yani Rumlar, Türk askeri varlığına karşıhk adada Yunan askeri istiyorlar mı? - Tabii istiyorlar. Türkiye ve Yunanistan iki garantör olmaya devam edecek. Kıbns ve AB - Sizin söylediklerinizle Dışişleri Bakanı İsmail Cem 'in açıklamaları çok örtüşüyor... - Evet. Yani iki millet ve iki devlet adada vardır. Bir anlaşma, bu gerçekler kabul edilerek olur. Türkler, "İki avn devletvardu-" demiyorlar. "Dd devletin oluşumundan bir Kıbns çıkartalım, ama üd ayn devlettemefi de kalsuT diyorlar. Rumlar da artık bu gerçeklerin değişmeyeceğini anlamahdırlar. Eğer tüm Kıbns'ı AB'ye sokmak istiyorlarsa bunun kendilerine zarar vermeyeceğini de görmelidirler. -Nasıl? - Çünkü hangi yetkileri vereceklerse biz, "Devlet temefi üzerinde olsun" diyoruz. Bundan da amaç Rumlann devleti bir daha yıkmalannı engellemek. Bunun sana zaran ne? Madem hürriyetlerde anlaşıyoruz... Eğer bunda böyle ısrar edersen demek ki ilerisi için bir hesabın var. Eğer gerçekten gelecek için bir hesaplan varsa, bundan şimdiden vazgeçmeleri lazımdır. AB'nin oluşturacağı o askeri kanadı (AGSP) buraya getirip garantör Türkiye'yle AB askerlerini karşı karşıya getirme gibi bir açık gözlüTükten de vazgeçmeleri gerekir. Rum tarafi Türklere garanti anlaşmasının gölgelenmeyeceği, sulandınlmayacağı konusunda güvence vermelidirler. Rum göçmenler evlerine geri dönerler safsatasmdan vazgeçmelidiler. Çünkü o zaman iki kesimlilik ye aynlık esası niye olsun ki? Önemli olan budur. Meseleyi çözecek olan bu noktalardır. ÜNYE ASLtYE HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN DosyaNo: 2001/429 Davacı Emıne Adar tararından Zafer Adar aleyhine açılan boşanma ve nafaka da- vasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı uyannca, Yukanda numarası yazılı davanın davalısı olan Ramazan oğlu 02.05.1966 doğum- lu Zafer Adar adına çıkartılan davetiyerün büa tebliğ ıade edildiği, zabıtaca da adre- sinin tespit edilernediğinden dunışmanın üanen tebliğine karar verilmış olduğun- dan, Adı geçen Ramazan oğlu, 02.05.1966 doğumlu Zafer Adar tüm aramalara rağ- men bulunamadığından, davacı tarafindan açılan şiddetli geçimsizlik nedeni ile bo- şanma ve nafaka davasına ilişkin Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi'nde göriilmekte olan 2001'429 esas sayılı dosyanın duruşması olan 17.06.2002 günü saat 9.45'te bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz gerekmektedir, aksi takdirde yargılamanm yokluğunuzda yapılacağı ve karar verilecegi tebligat ye- rine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 29.04.2002 Basın: 26818 NtKSAR ASLİYE HUKUK M.4HKEMESİNDEN EsasNo: 1998/217 Karar No. 1997'388 Davacı Selver Dinçer vekili tarafindan davalı Mehmet Dinçer aleyhine mahkememizde açılan boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Davanın kabulü ile Konya ili, Ilgın ilçesi, Aşağı Çiğil köyü, Cilt No: 1301, Sayfa No: 46, Kütük Sıra No: 17, Birey Sıra No: 30"da nüfusa kayıtlı Reşit kızı 1980 d.lu Server Dinçer ile Yaşar oğlu 1974 d.lu Mehmet Dinçer"in şiddeth geçimsizlik nedeniyle boşan- malanna karar verilmiştir. Tüm aramalara rağmen adresi bulunamayan davalı Mehmet Dinçer"e mahkeme karannın 7201 sayılı tebligat kanununun 49. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 48336 İZMİR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/416 Karar No: 2OOO'53O Davacı Hıdır Gözalan vekili Av. Turan Aras tarafindan davalı Mustafa Okur aleyhine açılan tapu ıptali tescil davasında 13.06.2000 tanhinde yapı- lan duruşma sonunda verilen karar gereğince, 1- Sabit olmayan davanın MY'run 650. maddesinin yasal şartlan oluşma- dığmdan reddine, 2- Yapılan masraflann davacı üzerine bırakılmasma dair Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen red karan davacı vekili Av. Turan Aras tarafindan 29.01.2002 tarihh dilekçe ile karann yerinde olmadığından bahısle. temyiz edilmekle, bütün aramalara rağmen bulunamayan davalı Mustafa Okur'a 29.01.2002 tarihli temyiz dilekçesinin gazete ılamndan 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılarak tebliğ yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 29.01.2002 Basın: 34247
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle