Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HA2İRAN 2002 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
EVET/HAYIR
OKTAY Afr^BAL
Olmak mı Olmamak mı?
Siz iki anlayıçan, iki çözümden hangisinden
yaiasınız? Bu -orı-ıyu yanıtlamak o kadar güç
değil! Elbet utm çoğunluğuna yarayan bir çö-
zümden... Nedro'? Her olanağa başvurup ül-
ke/i kalkındırrraktan...
Günlerdir, ayar
cJır bir tartışma içindeyiz! Av-
aıpalı olmak rnıclmamak mı? Türk halkı Tanzi-
mat'tan bu yara /Vvrupalı olmak özlemindedir.
Cumhuriyet d e Vrupalılığı çağdaşlık saymıştır.
Çağın uygarlığı Avrupa'dadır. Temel ilkeleri, ku-
ralları, yasalan ıe /\vrupa uygarlığına erişmek,
yakışmak başlıca ^reğimiz olmuştur.
Bunlar doğn. d ^ . bir türlü gerçekleşmeyen
başka yanı var isin. -. Biz istiyoruz, özlüyoruz di-
yeAvrupabizi benirnser, kendiyanınaalırmı?...
Kaç yüzyıl Avrupa ü Ikelerinin yan sömürgesi sa-
yılmış bir ülkeyi lecden kendi topluluğuna kabul
etsin? Kendi degerlerine çoğu kez çok ters dü-
şen, düşmektede •direnen birtoplumu neden
içine alsın?
Birsürüdüşünce, görüş!.. KendimiziAvrupa'nın
bir parçası saynaK ne denli gerçek, bizim için
ne denli yarariı' Yetmiş milyon türk ne düşü-
nür bu konuda? Iş&izlik içinde kıvranan, bilinç-
li düşünebilme >etisini tüm ulusa yaygınlaştıra-
mamış birtoplu-nuın yüzde kaçı Avrupa'yı, Av-
rupa'nın geçmişni, bize karşı tutumunu, yakın-
lığını ya da uzaHığını bilir ki! Konuşanlar, tartı-
şanlar bir azınlık! 3azetelerde, radyolarda, TVIer-
de hep birbirineoeozer kişiler, yarım ya da tam
aydınlar!.. Ya ha<? O nerde, hangi hesabın, öz-
lemin peşinde?
Ikıde bir konuşurlar. Halkımızın yüzde yetmi-
şi AB'den yanacır d iye!.. Kim sormuş, kim say-
mış? Işadamlan. her zaman yurt sorunlanna ka-
rışır. Bildiriler yayımlar, toplantılar yapar, büyük
paralarla kitapla' çılortır, zenginler dünyasının
isteklerini duyurur. H e m de bunları ulusun ken-
disi istiyor görüntüsü vererek... Hep onlar ko-
nuşur, ama emeKçiler ya susar, ya da orda bur-
da toplanıp bağnr çağırır, o kadar! AB'ye gir-
mek ya da girmeme+< konusunda halkımızın ne
düşündüğünü kimse bilmez. AB yanlısı - karşı-
tı kişiler, çevreler kendi aralarında çekişip du-
rurlar...
Geçenlerde bir yerde sordular: Soranlar eme-
ğiyle geçinen insantar... "Yararfı olur mu bize
AB'ye girmek?"Ben de onlara, Türkiye'de aç-
lık sınınnda yaşayan milyonlar ne kadar biliyor
musunuz? dedim. Geçim sınınnın bir milyar li-
rayı çoktan aştığını da bir düşünün, dedim...
Sonra da işsiz yurttaşlarımızın kaç milyona yük-
seldiğini anımsattım-.. "Siz AB olsanızböyle bir
ülkeyi, böyle bir yetmiş milyon insanı içinize
alır mısınız" diye sordum... Yanıt yok!..
Hele eski solcular, eski Mao'cu dönekleri, es-
ki Özal'cı takımı, ikide bir bildiri yayımlayıp ken-
dini gerçek bir hükümet sayan işadamlan elbet
AB'ye girmek isterier! Tam bağımsız, egemen
birTürkiyegerçeğinden kurtulmanın yolunu or-
da gördükleri için!..
Hepimiz isteriz, iç sorunlarını çözmüş birTür-
kiye'nin eşit koşullarda AB'de yer almasını...
Ama AB'nin her dediğine körcesine uymak is-
temeyen, türlü baskılarla AB'nin bir çeşit sömür-
gesi durumuna düşmekten kaçınan, onurlu, ki-
şilikli birülke, birtoplumolarak...
Kapitalizm ve Din...
Altay GUNDUZPro/ Y. Müh. İTÜ
"Daha Allah ile cihan yoğ iken ödenme zamanı ve bugün faiz te-
/ Biz aoj var edip ilan evledik.
Hak'ka hiçbir mekân yoğ iken /
Hanemize aldık nıihman evle-
dik" Edip Harabi. 19. yy. halk
ozanı. Ismet Zeki Eyüboğlu, Türk
Şiirinde Tann'ya Kafa Tutanlar,
Okat, 1968.
Günümüzden beş bin yıl önce
bir Mezopotamya kentindeyiz.
Kentin ortasında, tepesi kesik ba-
samaklı piramit biçiminde bır ya-
pıt, dağûı doruğu anlamına ge-
îen Ziggurat yükselir. Üstünde
bir Tann'nın ya da Tannça'nın
yeryüzündeki malikânesi olan ta-
pınak yer alır. Mezopotamya halk-
lan artık-varlıklannı tapınağa su-
nuyor, bunlan Tannların topladı-
ğına ve kendilerine hizmet eden-
lere dağıttığuıa inanıyorlardı. Ne
var ki Tannlar ve Tannçalar, top-
lum iradesiyle var olan hayali var-
lıklar olduğu için anılan işlemi
onlann temsilciliğini üstlenen ra-
hiplergerçkeleştiriyordu. Rahip-
ler, her nasılsa, Tannsal bır belir-
ti sonucu seçilmiş olduklannı (?!)
halka kabul ettirmişlerdi. Tapı-
nak belgeliklerindeki (arşivlerin-
deki) kayıtlara göre Tann, tarla-
lannı çiftçilere kiralıyor, onlara to-
humu ve çift sürecek hayvanı
ödünç veriyor; çalıştırdığı zana-
atkârlann ve işçüerin ücretlerini
ödüyor, tüccarlara altın ve gümüş
külçelerini avans veriyordu. Tan-
n, kullannın dinsel inancı saye-
sinde edindiği servetini halka aç-
mıştı. Nasıl? Ödünç alanın bor-
cunu öderken üstüne teşekkür pa-
yını eklemesi koşuluyla. Borcun
rimiyle adlandırdığımız teşekkür
payı miktarını da rahipler belırli-
yordu. Kayıtlar, tapınakların yal-
nızca dinsel bir merkez değil. ay-
nı zamanda sermaye birıkıminin
çekirdeği olduğunu göstermek-
tedir. Bu da, tapınağın büyük bir
banka gıbi çalıştığı ve Tann'nın
ülkenin en büyük kapitalisti oldu-
ğu anlarruna gelir.
Bu açıklamalar, milattan önce
3000 sulannda önemlı bir tarih-
sel olgunun gerçekleştığıni. kapi-
talizm ile dinin kenetlendiğinı
gösterir. Bütünleşme günümüze
dek sürüp gıtti, gidiyor. Krallar,
imparatorlar. padişahlar dinsel
kurallarla. toplumlannı monarşi-
nın güçlenmesi yönünde güdüm-
lediler. Batılı ülkeleryoksul, ama
doğa kaynaklan zengin ülkeleri sö-
mürge yapmak için Hınstıyanlı-
ğı kullandılar. Örnekse. Nilgün
Cerrahoğlu'nun Kara Afhka'da
Beyaz Leke adh yazı dızisinde. bır
Afrikalı. Nilgün'ün bır sorusunu
şöyle yanıtlar: "Misyonerter gel-
diği zaman, İncil onlann, toprak-
lar Afrikalılann elindeydi. Bize
gözkrimizi kapayarak dua etnıe-
sini ögrettiler. Gözümüzü açtiğı-
nıız zaman ise İncU bizim: top-
raklar onlann oJmuştu." (Cumhu-
riyet, 30 Nısan 1989)
Tüm tek Tannlı dinler ilk uy-
garlüdarın beşiği Ortadoğu'da or-
taya çıkmış ve zamanın akışı içe-
risinde geniş alanlara yayılmıştır.
Kuruculan, peygamberler, sıra
dışı insanlardı. Zamanın koşul-
lanna göre, iletişimin yoğun ol-
duğu bölgelerde yaşadılar. Bu ba-
bmdan MezopotamyaveEski >b-
sır hukuk sistemJerini bildikleri
kanısmdayız. Var olan toplumsal
sıstemlerin kusurlannı gördüler.
Toplumlannı, bir yeni dinsel hu-
kuk sistemiyleyönetmek istediler.
Ama, bu sistemlerin kendi istem-
len olduğunu söylerlerse, halkla-
nnı ıkna edemeyeceklerini algı-
lamışlardı. Onlara, bunlann Tan-
n'nın Buynıklan olduğunu, kul-
lanna iletmek için kendilenni seç-
miş olduğunu söylediler. Nite-
kim, Babil Kralı Hammurabi de
yasasının Tannsal olduğunu gös-
termek istemişti. Yasasına ilişkin
steldeki sonsözde; Tann Şamaş'ın
Hammurabrye bu yasayı; güçlü-
Jerin güçsüzJeri ezmesine engel ol-
ması, ülke\i yüceltnıesi ve toplu-
mun yaranoa hizmetetmesi ama-
ayia \ erdığı belirtilmektedır. An-
latıcısı Orson HeDes olan Dünya
Tarihı (Hıstory of the World 1981)
filminde de fsrailoğullaruıın ik-
na edılmesi, mizah yollu şöyle
betimlenir: Ünlü komedyen Mefl
Brooks, Musa rolündedır, aslın-
da 12 olan Tann Buyruklan'nı
kıl tabletlerin üzerine yazar, Si-
na Dağı"nın kuytu bir yerine sak-
lar. Göklerin gürlediği, yıldınm-
lann çaktığı bir havada, gizlice
dağa çıkar. tabletleri koltuğunun
altına sıkıştınr, dağdan inerken
ayağı tökezlenir. tabletlerden iki-
si kınlu-: "Boş ver on olsun." Is-
railoğullannı toplar, u
lşte Tan-
n'nın Buynıklan, bunlara uya-
caksanız" der.
Emekli olduğum zaman tnşa-
at Mühendisleri Odası fstanbul
Şubesi benimle ilgili bir toplantı
düzenledi; konuşmam bitince,
Oda'nın aydın başkanı, sevgiyle
andığım Mustafa Ürgüplü(1945-
1997), Tann konusunda düşünçe-
mi sordu. Şöyle yarutladun: "İn-
san akh e\renin gizini çözemez,
nihai gerçek sonsuzdadır. Sonsu-
za ulaşılamaz. Bu.' abesle ıştıgal'
(boşa zaman harcamak) olur. Bu-
gün hukuk kurallan vardır. Bun-
lara uvarsanız sorun yoktur. Inan-
makta,inanmamakta ya da bilin-
mezci olmakta özgürsünüz. Neye
inanrvorsaruz inanın.ama bu inan-
cımzı, ülkenizi çökertmek ve sö-
mürgeleştirmek isteyenlerin kul-
lanmasma izin vermevin."
Sonuç
Özetle tüm tek Tannlı dinler,
topluma çekidüzen \erme gerek-
sinimi sonucu ortaya çıkmış, ama
kısa bir süre sonra, toplumlan,
kendi çıkarlan doğnıltusunda gü-
dümlemek isteyenlerin aracı ol-
muştur. ABD. Usamebin Ladin i
yetiştirir, Doğu'ya salar; ikiz ku-
leler olayını bahane ederek yok-
sul Afganistan'a saldınr, çok sa-
yıda sivil Afganlının ölümüne ne-
den olur. Fethullah Gülen'ı ba-
nndınr. laik Türkıye'ye ılımlı Is-
lam modelini dayatmaya çalışır.
Batı A\Tupah ülkeler, şeriatçıla-
ra kucak açar; öte yandan Islama,
karşı-cihat açıhnasını önerir. Ba-
tılı ülkelerin bu eylemleri ve söy-
lemlerinde çelişen bir şey yok-
tur. Çünkü onlar. her zaman, üçün-
cü dünya ülkelenne ve îslam ül-
kelerine karşı ikıli hatta çoklu oy-
narlar. Onlar için dinsel inançlar,
eşi bulunmaz bir güdümleme ara-
cıdır. Türk halkı bu kurdu yut-
mamalı, inançlannı, ülkelerinin
bağnnsızlığını yok etmek için kul-
lananlann oyuncağı olmamalıdır.
AB Tartışmalan ve Atatürk'ten Bir Anı
A
İYİ Kİ DOĞDUN
FAZO
Seni çok seviyoruz.
ECE-HALUK
DÜJldar SOYERSanayici-îşadı
vrupa Birliği'ne
uyum sağlayacak
yasalann siyaset
gündemine yerleştiği, tar-
tışmalı günler yaşıyoruz.
Avrupa Birlıği'nin koruyu-
cu melekliğine soyunan
Mesut Ydmaz'ın ortalığı
kanşüran tek yanh demeç-
leri, ülkemiz için yaşam-
sal önem taşıyan İconuyu
daha kapsamh düşünme-
ye sevk etti.
Birbirini izleyen (takip
eden) ekonomik bunalı-
mın sosyal ve ahlaki bu-
nahmlan altında ezilen in-
sanlanmız, yeteneksiz ve
beceriksiz siyaset adam-
laruıın tutarsız beyan ve
davTanışlan karşısında, Av-
rupa Birliği'ne giriş husu-
sunda kararsızhk içine düş-
müşlerdir. Medya ve bazı
siyasıler, kamuoyumuzu
'amı
ikiye bölerek Avrupa Bır-
liği 'ne ortak olanlarla, kar-
şısında olanlan bırbırine
düşman gruplar konumu-
na getirmişlerdir.
Avrupa Birliği, Kopen-
hag ve Helsınkı ölçütleri
(kriterlen) dışında, Türkı-
ye'den Kürtçe eğitim isti-
yor; ıdam cezasının kal-
dırümasım istiyor. Kıbns
sorununun çözülmesini
şart koşuyor. AB. Yuna-
nistan ile aramızdaki Ak-
deniz sorunlannın Yuna-
nistan lehine sonuçlandı-
nlmasını istiyor. Zaman
zaman daha da ilen gide-
rek egemenlik haklanmı-
za ciddi müdahalelerle ulu-
sal devletimizı temehnden
sarsmayı amaçlıyor ade-
ta.
Bu çok önemli ve ya-
şamsal istekler dışında Av-
Akbank "AiLem"e katılın,
puan toplayın, kredinizi
daha düşük faizle alın!
Akbank "Ailem" üyeleri, ne kadar puan toplarlarsa, kredilerini
o kadar düşük faizle alırlar. Şiz de en yakın Akbank şubesine
bir an önce gelin, Akbank "Ailerrfe katıtın.
Akbank "Ailem"
Akbank "Ailem"' 04 2525
AKBANK
www.ailem.akbank.com.tr
rupalılar tarafından çıka-
nlan ve çıkanlması olası
engeller nedeniyle birliğe
alınamayacağırruzı düşü-
nenleri, A\Tupa Bırüğı'nın
her isteğını kayıtsız şartsız
kabul eden Mesut Yılmaz
ve yandaşlan, itham altın-
da bulundurmaktan çekin-
miyorlar. Bır taraf AB'ye
girmek için elimızdeki ola-
naklann seferber edihne-
sini isterken; öbürleri be-
nimsediğimiz bu siyase-
tin teslimiyetçiliğe dönüş-
memesı için "Seçenekler
tartışılmalıdır" görüşünü
sa\-unmaktadırlar.
Aynca birliğe ginldiğin-
de öbürlerine uygulanan
ölçekler içinde tarımda
sübvansiyon, mali fonlar-
dan faydalanma, dolaşım
hakkı tanınacak mı? Ve
daha da önemlisi, hızlı ar-
tan nüfusumuzda yarının
A\Tupa Bırlığı Parlamen-
tosu'nda Almanya karşı-
sında sayısal üsfiinlük ka-
zanmamız hoş karşılana-
cakmı?
Avrupa Birliği etrafında
tarafların tartışmalan bu
doğrultuda devam eder-
ken Mustafa Kemal ile il-
gili bir anı\ı okuvııculanm
ve düşünürülerimızle pay-
laşmak istıyorum.
Anımsayacaksınız: Ata-
türk, cumhuriyeti kurduğu
günlerde devletin önemli
niteliklerinden kaynakla-
nan dış politikasını kısaca
"Yurtta sulh, cihanda
sunriaaçıklamıştı. Mus-
tafa Kemal'in "\tirttasulh,
cihanda sulh" ülküsü, tö-
renlerde tekrarlanan içi
boş bır slogan değıldir. Ter-
sine. bugün dahi sımsıkı
korunacak, etkinliği sürdü-
rülecek yaşamsal bır ilke-
dir.
tkinci Dünya Savaşı ve
sonrası dahıl olmak üzere,
80 ytlı aşkın bırzaman sü-
reci ıçerisınde kıymetini
ve önemini yitirmeyen bu
vesikanın içeriğini, 1965
yıllan içerisinde Paris'te
bü\ükelçimiz olan Numan
Menemencioğlundan dın-
lemıştım.
Bır gün değerli arkada-
şım MücahitBüktaş'ın da-
yısı olan Numan Bey ile
sefarette yemek sonrası
sohbet ediyorduk. Öğren-
ciliğimden ben beni tanı-
yanaile dostumuz Numan
Bey, Atatürk'e olan hay-
ranhğımı ve ılkelenne bağ-
lıhğımı düşünerek "Bak
Dündar, sana Atarürk'le
olan çokOginç biranımıan-
larmak isterim" dedi ve
devam ettı:
"_Veni,çiceği burnunda
büyükelçilik (sefûük) pa-
yesine erişmiştik. tlk defa
dışanda göre\1endiriliyor-
duk. Büyükelçiler. tayin
edildikleri ülkelerin devlet
başkanlanna itimatname-
lerini sunmadan önce ken-
di cumhurbaşkanlanndan
söztö talimat ahrlar, Bu ne-
denkarkadaşun,bü>ükel-
çi Faik Zihni Aktur'la bir-
likte Atatürk tarafından
kabul edildik. Her zaman-
ki gibi zarif da\Tanışlan>-
labbdkarşdayanAtatürkTe
karşı karşıya oturduğu-
muz sırada, nur içindeyat-
sın o bü> ük adanı. ikuni-
zehitaben "Bakınız, sizler
ilk defa Türkiye Devle-
ti'nı dışanda temsil ede-
ceksiniz. Devletimizi oluş-
turan temel ilkelerin en
önemlilerinden birisi \ürt-
ta sulh, cihanda sulh ılke-
sidir. Bu politıka ne an-
lam taşu"? Ve hangi temel
düşüncelerdenkaynaklan-
mıştır? Bunu kısaca ve
özetle sizlere anlatmak is-
terim' dedi ve devam etti:
•Osmanhtmparatorlu-
ğu süreci ve 1. Dünya Sa-
vaşj sonrasmda Araplann
Türklerekarşı düşmanhk-
laruu v« hryanetierini göz
önünde bulundurarak
Araplarla olan ilişkileri-
mizdeArap'abulaşmasöz-
cüğümaksadımızıifadeet-
Aklımızdaki
İstanbuL.
Gönlümüzdeki
Sehir!
"Güzel yannlar
Istanbul haJkının
hizmetindeytz"
meye>'eterikör.
-BüvükkomşumuzSov-
yetler Birliği ile Bolşevik
ıhtilâh' sonrası kurulan
dostluğumuzu ve ikili iliş-
kilerimizi, onlan tahrik et-
meyecek ölçûler içerisin-
de devanı ettirmeli ve sü-
rekfi kümalrvTz.
- Emperyalist de>1etier-
le olan siyasetimizi (Ingil-
tere, Fransa. .\merika ve
Avrupa dcvietkri) çokdik-
kadi tespit etmeli ve itişki-
lerimifl mesafeü \ ürütme-
y«özengöstermeİhiz\Bbu
politikamızı 3. dün>a dev -
îetlerine beürgin şekilde
hissettirmelhiz."
Cumhuriyetin ilk yılla-
nnda devletin dış politi-
kasını saptayan ve bugü-
ne kadar Türk siyasetinı
başanya ulaştıran ülkemi-
ze itibar ve saygınlık ka-
zandıran. >oıkanda satır-
başlanyla Atatürk tarafin-
dan özetlenen *\ûrtta sulh,
cihanda sulh" politikası,
milletçe yaşadığunız bu-
günkü kararsızlık ortamın-
da hâlâ geçerliliğini koru-
muyor mu?
Bugün devletimızin dış
politikasını yönlendıren
ve Avrupa Birliği politi-
kasında söz sahibi olanla-
ra, Atatürk'ün bu veciz ve
kapsamlı sözleri yol gös-
terici deSil midir0
PENCERE
insan SıcağıL
Maltepe Tutukevi'nde her gece Dündar Kılıç'ın
da katıldığı bir sohbetle gırgır başlardı.
Yıl 1971..
Zaman ne çabuk geçiyori..
Dündar bir gün:
- Abi. demişti, en iyi adamlar sabıkalılarla hapis-
hanecilerarasından çıkar...
Bu lafı unutmadım.
Avrupa'daannelerinçocuklarını nasıl korkuttuk-
larına ilişkin tevatür kitaplara geçmiştir:
- Uslu dur, yoksa seni Türklere veririm!..
Peki bizTürklerçok mu kötüyüz?.. Aramızda el-
bet kötülerde vardır; ama, iyilerdeeksikdeğildir...
Ya Kürtler?..
Kürt de çeşit çeşit..
Babam askerdi; derdi ki:
- Depoyu Kürt'e emanet edeceksin!..
Kürt çoğunlukla mazlumdur..
Hele şu dönemde, Kürt'e karşı çok duyarlı, se-
vecen, sıcak olmak gerek!.. Garip Anadolu'da her-
kesin insan sıcaklığını paylaşmaya ihtiyacı var...
Bilelim ki kimi insanın yüreği daha sıcaktır..
Mangalın közüne uzat/r gibi uzat ellerini..
IsınL
•
Bir özdeyiş:
"Güneş layık olmayanlan da aydınlatıp ısıtır..."
Anadolu'da her gün doğuyor güneş...
Kim bilir kaç bin yıldan beri kimleri aydınlattı?..
Bu topraklarda yaşayan herkes güneşe layık
mıydı?..
Anadolu tarihinde zalimlerden, kötülerden, kıyı-
cılardan geçilmez!.. Ama bu kıyıcılardan hiçbiri şu
yaşadığımız topraklarda sevginin, sevecenliğin,
iyiliğin, dostluğun rahmetini kesememiştir: insanın
insana güvenini yok edememiştir.
İnsan sıcağının kaynağını kimse kurutamaz...
Kötülerin inadına, iyilerin yüzü suyu hürmetine,
Anadolu'da binlerce yıldan bu yana insanlık ağır
basmış!.. Yoksa güneş her sabah doğar mıydı?..
İnsanın insanlığı, soyundan sopundan değil, yü-
reğinden gelir.
•
Gereksiz gerilime, yetersiz yasağa, olmadık ev-
hama, lüzumsuz soğukluğa doğru bizi kimler iti-
yor;bilemem?..Ancak bir gün bizim televizyonlar-
dan bangır bangır Kürtçe şarkılar, türküler, ezgiler,
münasebetli münasebetsiz besteler yayılsa, ne gü-
zel olur...
Vallahi arabeskten iyi olur...
Kulağa Ingilizceden yakın gelir..
Duydukça neşelensek..
Rahatlasak..
Önce merakla. can kulağıyla dinlesek..
lyisini kötüsünü seçsek..
Sonra dasıkılsak..
Yetti artık, deyip kapatsak!..
Ben Türkçe şarkıdan bıktım..
Ingilizceden de..
Kürtçeden de bıkmak istiyorum!..
ÖZLEM GÜRSOY
Üe
ÎLHAMÎ ÖNUÇAN
Evlendiler.
15 Haziran 2002
Marmaris Gökova
AÇIK TEŞEKKÜR
Geçirdiğim rahatsızlık nedeniyle içtenlikle ilgile-
nen Gülhane Askeri Tıp Akademisi yöneticileri, he-
kimleri ve görevlileriyle resmî ve özel kuruluş tem-
silcilerine: değişik iletilerle arayıp izleyen dostlanma.
meslektaşlanma, çalışma arkadaşlanma, öğrencileri-
me \e akrabalanma; kitap. çiçek. telgraf. mektup.
faks gönderen yakınlanma teşekkür eder, sonsuz sağ-
lık. mutluluk ve başan dileklerimi yinelerim.
Yekta Güngör ÖZDEN
İSKİ'den İstanbul'a
AaMügtGÛRTUNA
banbul BQyOqehir Bdedye BajJar
İstanbul Büyükşehir BeJedfye Başkanı Sn. A* Müfrt GÜRTUNA ve
İSKİ Genel Müdürü Sn. Prof. Dr. Veysel EROĞLUnun
iştiraklenyte gerçeldeştireceğimiz eserierin Uk yirmisinin topkı temel atma ve açılış marasimine
bütün İstanbullular davetlidir...
17 Haziran 2002, Pazartesi • Saat: 11.00 • Cemal Reşit Rey Konser Salonu - Harbıye
Konser: ZARA
L£JLJ İfi
MÜTEAHHİT FİKMALAK: SEDA İNŞAAT, DURKO, NET İNŞAAT, GSD, ARI İNŞAAT,
MİZAN İNŞAAT, ÖZDAL İNŞAAT, ASYILDIZIAR İNŞAAT, SİM İNŞAAT, TARSAN İNŞAAT,
ELIOP, MOZAİK, ÖZKARTALLAR İNŞAAT, ATILIM-FÖY, YÜZBAŞIOĞLU İNŞAAT,
KAZITAŞ İNŞAAT, M. ARSLAN, LİBAS İNŞAAT, EIMAK-KALSIN, BAŞYAZICIOĞLU İNŞAAT.
Q İ S T A N B U L B Ü Y Ü K Ş E H İ R B E L E D İ Y E S İ