Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ARALIK 2002 CUMA CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK
DÜBîîST
TA3İAHI
İSTAN3ÜL
ASDÖLCAN3AZ1
IN
KACSRALAHI
^y? gcsiM
Prefabrik konutlarda 4 yıl geçiren depremzede, yoksulluk yüzünden kaçak su kullandığını anlattı:
Keşke depremdeölseydimFARUKKIRTAY
YALOVA - "Keşke depremde ölseydim. Yok-
sulluk, işsizlik beni 60 yaşında hırsız etti" dıyor
depremzede Necmettin Ökteken. Yazın finn, kı-
şın da buzdolabı olan prefabrik konutlarda 4. kı-
şı geçiren Ökteken, "Bizier burada vaşayan bi-
rer öHiyüz" diye konuşuyor.
17 Ağustos 1999'da meydana gelen deprem fe-
laketinin üzerinden geçen 4 yılda bölgede acı-
lar halen dinmedi. Hak sahibi olarak kahcı ko-
nutlara yerleşenler tüm sorunlara karşın kendi-
lenni şanslı sayıyor.
30 metrekarelik. tek odalı prefabrik konutlar-
da oturanların durumu ise içler acısı. Tüm zor-
luklara karşın açıkta kalmadıklan için dua eden
depremzedeler, konutlann boşaltılması tehlike-
siyle karşı karşıya.
Hak sahibi olanlar kahcı konutlara taşınınca
Yalova'dakı 5 bin 576 prefabrik konuttan 1500'ü
de Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nca satıldı. Ka-
lan prefabnklerde oturanlar ise kiracı olduklan
için hak talep edemeyenler.
Yani prefabrik konutlan satılınca gidecek bir
yeri olmayanlar. Bu nedenle her türlü zorluğa kat-
lanmak zorunda kalıyorlar.
Yazın bunalıyor. kışın donuyorlar
Yazın sıcaktan bunaltan, kışın da soğuktan
donduran prefabriklerde kış daha bir zor geçi-
yor.
Geçen yıllarda çıkan yangınlarda birçok pre-
fabriğin lcül olmasının ardından konutlarda so-
ba yakmak yasaklandı. Ancak depremzedeler
yüklü elektrik faturalannı ödeyemedikleri için
yasağı delmek zorunda kaldılar.
Bu durumdaki depremzedelerden biri de Ök-
teken ailesi. Dondurucu bir soğukta Çınarcık
karayolu üzerindeki prefabrik konutun önünde
soba kurmaya çahşırken karşılaştığımız 60 ya-
şındaki Necmettin Ökteken'e, "KolaygeMn. Ya-
sak değü mi?" diye sorduğumuzda "Sen ne di-
yorsun evlat Buraya ayiardır hiç bir yetkili uğ-
raımyor kL Zaten btderi gözden çıkardüar, çok-
tan unuttular. Bizler burada yaşayan birer ölü-
ğlfk yaşındaki depremzede
O U Necmettin Ökteken, 30
metrekarelikprefabrik konutta
ailesiyle birlikte 4. kışı geçiriyor.
Devletin kendilerine sadece bir
katalitik soba verdiğini, onu da tüp
alamadıklan için kullanamadıklanm
anlatan ökteken, "Yoksulluğun gözü
kör olsun. Keşke o enkazın altından
kurtulmasaydım. Şimdi hergün
ölüyorum " diye konuşuyor.
yüz" diye yanıt veriyor.
17 Ağustos gecesi 500 kişinin yaşamını yitır-
diği Hacımehmet övası'ndaki evlerinin enkaza
dönüştüğünü, kendisi, eşi, 3 kızı ve torununun
güçlükle kurtanldığını ancak büyük kızmı yitir-
diğini belirten Ökteken, "SaaÜerce enkaz altm-
da kaldık. Çok acı çektik Ancak bugün çektiği-
miz acılar enkaz altındakileri aratiyor" diyor.
Bir anda her şeyi kaybettıklerini anlatan Ökte-
ken şöyle konuşuyor:
"Aradan 3 yıldan fazla süre geçti. Yine hiçbir
şeyimiz yok. Sadece üstümüzdeki elbiseler, 3 kar-
yola, tüpü ounadığı için yanmayan bir ocağımız
ve içi böş bir buzdolabımız var. Buzdolabını da
bir hayırsever verdi. Deprem yardımlan ihtiya-
cı olana gjtmediği için evimiz bomboş. Ev dedi-
ğin de tek odalı prefabrik. Devtet, bize bir kata-
litik verdi "Bununla ısınacaksınız' dediler. Ay-
lardır tüp alamıyoruz, Yasak, ama soba kurmak
zorondayun. Yoksa torunum soğuktan donar."
Geçen yıl soba kurmadıklannı \ e elektnkle ısın-
dıklannı belirten Ökteken, 200 milyonluk fatu-
rayı ödeyemedikleri için aylardırkaranlıkta kal-
dıklannı söyledi. Fatura tutannın faizlerle bir-
likte 1 milyar 300 milyon liraya çıktığını anla-
tan Ökteken, "Karanlığa ve açhğa ahşük ama so-
ğuk bir başka. Gündüzleri ormanda odun kese-
rekısınacağız. Başka çaremizyok'' dedıkten son-
ra elindeki soba borulannı yere bırakıyor, göz-
yaşlannı siliyor ve ekliyor:
Karanlıkta aç ve susuz
w
Yoksulluğun gözü kör olsun. Bugünleri göre-
ceğinıe keşkeo enkazm ahmdan kurtulmasa> dım.
Evimi kaybeftikten sonra işimi de kaybettim.
Şimdi hergün ölüyorum. Elektriğimiz kesildik-
ten sonra Yalova Belediyesi suvıımuzu da kesti.
Şimdi karanlıkta aç ve susuz beküyoruz."
Prefabrik konutunun önüne çömelen Necmet-
tin Ökteken, depremde annesini kaybeden 6 ya-
şındaki torunu Enez'i, konuşulanlan duymasın
diye içeri gönderdikten sonra utanarak anlatıyor:
"Evünizin suyu kesildikten sonra iste şu kar-
şımızdaki prefabrik mescitten kaçak su alma>a
başladım. Bir boru bularak bağlanO\i kendi evi-
me ekledim. Buna mecburdum. Susuz olnıuyor.
Yoksulluk, işsizlik beni 60 yaşmda sonunda hır-
sız etti." Eşının güç durumda olduğunu gören 58
yaşındaki Zübeyde Ökteken de iki elini açarak
deprem yardımlannı talan eden yöneticilere si-
tem ediyor. ".\rtik doldum. Ben de konuşmakis-
tiyorum" diyor ve devam ediyor:
•'Bider. 6 kişilik aile ramazanı aç gecirdik. Ne
sahur biklik ne iftar. Aç, aç oruç tuttuk Gecele-
ri donmamak için 4 kişi bir yorganın alnna giri-
yoruz. Hani depremzedelerin \anüanm samuş-
lanü. Geisinler buradaki çaresizinsanlangörsün-
ler. Ayiardır buralara hiç bir UgUi geünedi 'Ne
yapıyorsunuz nasıl yaşıyorsunuz' demediler. Bir
küçük tüp satın alamadığunız için günlerce sıcak
bir çorba vapamadık"
CEZAEVÎNDE ÖLÜMÜ BEKLÎYOR
Şermin'in
zaıııaıüa yarışı
MUSTAE4ÇAKIR
ANKARA - Adana Kürk-
çüler Cezaevi'nden ^troitkan-
seri" olduğu için Ankara Ulu-
canlar Cezaevi'ne gönderilen
22 yaşındaki Şermin Dorak
tedavi için "zamanla" yanşı-
yor. Giderek kötüleşen Do-
rak'ın kansen yenebilmesi için
hastaneye yatınhnası gereki-
yor. Kızının tedavisi için yet-
kililere çağnda bulunan Kazı
Dorak ise Şermin'e "moral"
vermeye çahşıyor.
Cezaevinde ölûmü
beküyor
Adana Ceyhan'da yaşayan
Şermin Dorak'a 1 yıl önce
"troit kanseri"' teşhisi konul-
du. Kızını tedavi ettirmek için
Istanbul'a götüren Kazı Do-
rak, "O zaman da boyun böl-
gesinde şişmeler artmıştL O
nedenle Istanbul'a götür-
düm" diyor. Ancak 1 Ni-
san'da evlerinin önünde kızı
gözaltına alınmış. 6 Nisan'da
tutuklanan Dorak, önce Mer-
sin Cezaevi'ne oradan da
Adana Kürkçüler Cezaevi'ne
nakledıldı. Tutuklu olarak
yargılanan Şermin Dorak, he-
nüz hüküm giymedi.
Hastalığının ilerlemesi ne-
deniyle Kürkçüler Ceza-
evi'nden Ankara ya nakle-
dilen Dorak şu anda Ankara
Ulucanlar Cezaevi'nde bulu-
nuyor.
Cezaevi'nden Onkoloji Has-
tanesi'ne götürülüp getirilen
Şermin Dorak'm teda\asi ise
gecikiyor. Kazı Dorak, kızının
cezaevi koşullannda tedavi
olanağı bulamadığıru ve sağ-
lık durumunun giderek kötü-
leştiğini beürtti. Kızının bogaz
bölgesindeki şişkinliğin art-
tığını anlatan Kazı Dorak,
"Herkese sesleniyorum. Km-
nnn tedavi obnası için affedO-
mesini isthorum. Ne cezaevi-
ni ne de hastaneyi suçla>^bin-
rim. Ama cezaevi koşuDançok
kötü" diye konuştu.
FHD verilerine göre, çeşitli
cezae\lerindeki ölümoruçla-
n nedeniyle durumlan kötü-
leşen 15 tutuklu ve hükümlü
de CMUK'un 399/2. madde-
sinden yararlanmayı bekliyor.
CMUK'un 399. maddesi şöy-
le: "Akıl hastangma rutulan
mahkûmlar hakkmda hürri-
yeti bağlayra eezanın infazı hi-
leştikten sonraya bırakıhr. Di-
ğer bir hastahk dahi hürriye-
ti bağlavıcı bir eezanın infazı
hahnde mahkûmun hayaü için
kat'i bir tehüke teşkfl ediyor-
sa bu hastahkta dahi aynı hü-
küm tatbik olunur."
ıldtz Teknik
Üniversitesi
bünyesinde faaliyet
gösteren Yılchz
tşletme Kulübü'nün
verdiği ödüfler,
ünhersite
odhonıununda
gerçekkştirilen
törenle sahiplerini
buldu. Ünher-
siteüler, en iyi yazar
ödülünü Can
Dündar, en iyi
spiker ödülünü AM
Kırca, en i>i aktrist
ödülünü ise Nurgül
Yeşflçav 'a verdi
'Yılın yıldızlan' ödüllerini aldı
tstanbul Haber Servisi - Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde
faaliyet gösteren Yıldız Işletme Kulübü'nün düzenlediği "Yı-
lın Yıldızlan 02" anketiyle belirlenen ödüller, törenle sahiple-
rini buldu. Üniversitenin oditoryumunda gerçekleştirilen tören-
de, "En iyi Yazar'" ödülü Can Dündara. "En İyi Haber Spike-
ri" ödülü AB Kırca'ya, "En İyi Aktrist Ödülü" ise Nurgül Ye-
şflçay'a verildi. "En İyi Ekonomist" seçilen CHP Istanbul mil-
letvekili Kemal Derviş'in ödülünü ise danışmanı Oya Cnlü al-
dı. 2000 öğrencinin oy kullandığı ankette "En Sevilen Dizi Film"
seçilen "Çocuklar Duymasın" adlı dizi adına, ödülü oyuncu Ta-
mer Karadağlı alırken, "En Çok Seyredilen Televızyon Kana-
h" ödülüne CNBC-E, "En Çok Dinlenen Yabancı Radyo Istas-
yonu" ödülüne PöwerFM, "En Çok Okunan Dergi" ödülüne de
Bilim Teknik dergisi değer görüldü. Törende bir konuşma ya-
pan Rektör Prof. Dr. Aynan Alkış, gençlere büyük güven duy-
duğunu belirtri. (Fotoğraf: ÖZGÜR ÖZTÜRK)'
Cezaevinde
4gün
boyunca
yılba$ı
tstanbulHaberServisi- Cezaev-
lerinde yılbaşı nedeniyle bugünden
itibaren açık görüş başhyor.
Adalet Bakanlığı'dan alınan bil-
giye göre, Bayrampaşa Kapalı Ce-
zaevi'nde tutuklu ve hükümlüler
bugünden başlayarak 4 gün açık
görüş yapacaklar. Adana, Anka-
ra. Antalya, Bakırköy Kadın ve
Çocuk, Ba>Tampaşa Özel, Bur-
sa E Tipi, Izmir, Kartal, Konya,
Mersm, Metris ve Paşakapısı ka-
palı cezaevlerinde kalan tutuklu
ve hükümlüler de bugün ve 28,
29 Arahk tarihlerinde olmak üze-
re 3 gün açık görüş olanağından
yararlanacaklar.
Diğer ceza infaz kurumlannda
kalan tutuklu ve hükümlüler ıse
28 ve 29 Aralık tarihlerinde açık
görüş yapacaklar. Sayılan ve ko-
numlan değerlendirilmek suretiy-
le, adli suçlar, Terörle Mücadele Ya-
sası ve Çıkar Amaçlı Suç Örgüt-
leriyle Mücadele Yasası'na mu-
halefetten cezaevinde bulunan hü-
kümlü ve tutuklular için açık gö-
rüş gün ve saatleri başsavcılıklar
ile cezaevi idareleri tarafmdan tes-
pit edilecek. Disiplin cezası alan
ve cezalan kaldınlmayan hüküm-
lü ve tutuklular, açık görüşten ya-
rarlanmayacak. Hükümlü ve tu-
tuklular, sadece anne, baba, kar-
deş, eş ve çocuklanyla görüştürü-
lecek. Açık görüş günü ve saatle-
ri cezaevi idaresi tarafindan, aile-
lerine bildırmek için hükümlü ve
tutuklulara teNiğ edilecek.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Bugünkü MGK.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın Bağdat Se-
feri'nde yanına fngıltere'nin dışında üçüncü bir ülke-
yi alıp alamayacağının yanrtı bugün Çankaya'da ya-
pılacak Millı Güvenlik Kurulu'nun toplantısında veri-
lecek.
öyleyse, kurulun bugünkü toplantısı, tarihinin bel-
ki de en yaşamsal toplantılarından birisi olma niteli-
ğini taşıyor. Dünkü gazetelerde, Cumhurbaşkanı'nın,
Bush ile Saddam arasındaki ezeli anlaşmazlığın bir sı-
cak savaşa dönmesi halinde, fiilen cephede yer alır-
sak; bu işten zararlı çıkacağımızı tarihin kayıtlanna
geçiren açıklaması vardı.
Bir referandum yapılsa, halkın büyük çoğunluğu-
nun da savaş istemediğı belgelenecektir. Ama doğ-
rusunu söylemek gerekiyor. O büyük çoğunluğun
önemlı bir bölümü, daha iki ay önce, ABD ile özel iliş-
kilere hazır olduğunu ıhsas eden bir partiyi, Tayyip
Erdoğan'ın Akepe'sini üstelik tek başına iktidara ge-
tirdi.
Yüzde 36'nın omuzlarında iktidara gelenler, AB'ye
girmek için Kıbrıs'ta ödün vermeyi içlerine sindire-
rek göreve başladıktan çok kısa bir süre sonra, "ka-
zın ayağı"n\n öyle olmadığını farkettikleri için, ağız-
larını çalkalama gereğini duydular.
Bilmiyorum, Saddam'ı alaşağı etmek amacı ile
Bağdat Seferi'ni başlatmak için sabırstzlanan Bush'a
her türlü kolaylığı göstermeye hazırlanan Akepe Ik-
tidan, "BüyükMüttefikimiz"\n başarıya ulaşmak için
80 bin askerini en az beş yıl süre ile Güneydoğu
Anadolu'da konuşlandırma önerisi ile karşılaşınca,
soğuk bir duş altında olduğunu farketmiş midir?
Akepe hükümetinin öyle bir öneriye "evet" deme-
si, beş yıla kalmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli
Misak sınırlannı bırakıp, yeni bir harita oluşturması-
na da başeğmesi demekle eşdeğer bir karar olacak-
tır.
Talabani bu kez çok mutluydu.
Zaten, Ankara'y kuşatan konuklar arasında önce-
ki gün Başbakanlık merdivenlerinden inerken, Irak
Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Talabani'nin söy-
ledikleri, 2003 yılına ayak basmak üzere olduğumuz
bugünlerde bize hazırlanmakta olan dost tuzağının
ipuçlarını vermekteydi.
Talabani, bazı meslektaşlanmıza göre Başbakan
protokolü ile karşılandığı bu gezisinde, Akepe hükü-
meti ile ilişkilennden son derecede memnun oldu-
ğunu söylüyor. IKYP liderine göre bugünkü iktidar,
Ecevit hükümetinin aksine, sorunlara bir Kürt-Arap
ya da Türkmen sorunu gibi yaklaşmıyor; tümü Müs-
lüman olan bu toplumlann birfederasyon halinde ya-
şayabileceğinı kavrıyor ve dolayısıyla da federasyon
fikrine de sıcak yaklaşıyor. Türk hükümetinin bu yak-
laşımını, Iraklı Kürtler de dostane buldukları için, çö-
zümün kolay olabileceğı düşüncesı Talabani ve ar-
kadaşlannca paytaşılıyor ve bu yüzden de Irak Kürt-
leri, bazı sorunlarının zamana bırakılmasını kabul
edebiliyorlar.
Elbette kelimesı kelimesine aynen değil, Talaba-
ni'nin buraya aldığım düşünceleri... Ben tv söyleşi-
lerinde dinlediklerimden algıladıklanmı değerlendi-
riyorum. Ama o değerlendirmiş oiduklarımı, Diyarba-
kır merkezli 80 bin kişilik bir ABD askeri gücünün beş
yıl sürelı konuşlandınlması ile birleştirdiğim zaman,
Beyaz Saray'ın Erdoğan'a yönelik sıcak ev sahipli-
ğinin altında yatanlan anlamakta fazla güçlük çek-
miyorum.
Avrupadaki NATO müttefikleri ABD'yi -Ingiltere dı-
şında- Bağdat Seferi karşısında yalnız bırakma ka-
ranndan vaz geçmiyor. Amerikanın bu tür harekât-
larda sadık işbirlikçisi olan Suudi Arabistan, bu kez
Pentagon'a başının çaresine bakmasını salık veriyor.
İyi de bize neler oluyor?
Türkiye, Irak harekâtında ABD nin istediklerini ye-
rine getirecek olursa kimine göre 5, kimine göre bel-
ki de 20 milyar dolara yakın bir ödün alacakmış. Ha-
rekâtın başlaması ile bitmesi arasında 10 gün gibi kı-
sa bir süre yetecekmiş. Ondan sonraki kazanımlan-
mızı iyi değerlendirmek gerekiyormuş.
Bunlar savaş yanlısı olanlarımızın görüşleri.
Ya evlerden çıkacak şehit cenazeleri! Ya kollannı,
bacaklannı Irak çölünde bırakacak gencecik insan-
lanmızın geleceği? Ya, 10 gün içinde bitmesi hesap-
lanan bir seferin sonunda yeni Irak düzenlemesi için
en az 5 yıla gereksinme gören Süper Gücün, bilin-
çaltında sakladığına kuşku duymayacağımız "Tür-
kiye Üzerindeki Yeni Oyunlar"û
Bugünkü Milli Güvenlik Kurulu, bu nedenle Cum-
huriyet tarihinin en yaşamsal toplantılanndan birisi-
ni yapacak.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt(5 e-kolay.net
DÜZETME
21 Aralık 2002 tarihinde Cumhuriyet
Gazetesi'nde Leyla Tavşanoğhı imzasıyla
Yayımlanan yazıyı üzünrüyle okudum.
Üzülerek okudum çünkü, deneyimli bir meslek
büyüğü ile birlikte düşünülmesi güç eksiklikler,
hatalar ve önyargılar gördüm.
Yazıda, SPK'nın önceki hafta Abant'ta
düzenlenen "Yılhk Değerlendirme
Toplantısı''na katıldığınızdan bahisle, Başbakan
Yardımcısı Abdüüatif Şener'in, bir kısmını
açılış konuşmasında okuduğu "Acfl E\1em
Plam" metninin kaybolduğunu anlatmış ve
ardından, tarafıma bu dokümanın tetkik
edilmek üzere verilmesini eleştirmiş, hatta
akıllara durgunluk verecek bir yorumla "insider
trading" olarak nitelendirilmiştir. Hemen
belirtmeliyim ki içerden öğrenenler ticaretinin
hukuki tanımı ile sizin ima edilen tarz arasmda
bir bağlantı kurulamayacağı gibi söz konusu
kavramla Okan Müderrisoğhı adı yan yana bile
anılamaz. Dolayısıyla. bu yaklaşımla doğrudan
kişilik haklanm ihlal edilmiştir. Aynca, içinde
bulunulan bir ortamda yaşanan olayı yazann
yeterince araştırmadığı, aceleci bir
değerlendirme ile gerçek durumu
yansıtmadığı anlaşılıyor. Nitekim, telefonla
yaptığımız görüşmede5
bu noktada ihmali
olduğunu kendisi de kabul etti. Bu konunun
gazetenizde duyurulması
arzusundayım. Saygılanmla.
Okan Müderrisoğlu,
Sabah Gazetesi Ankara Haber Müdürü.
Nüfus cüzdanunı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYŞE TOROS
01 UOnumarah
Sürekli San Basm
kartımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
HALÎT DERÎNGÖR