Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2002 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CLINEYT ARC4YLREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Şımdı yenı bır tartışma başladı Tam uyelığımız
hangı yıl gerçekleşecek? Bır halk deyımı vardır, sı-
rası geldı kullanalım, "Ölme eşeğım olme" der ya,
ışte o hesap
Henuz muzakerelere başlamanın ucu gorunmuş,
-orneğın TUSİAD gıbı- uyelığımızın 2010'da ger-
çekleşeceğını soyleyenler var
Oysa, Chırac la bırlıkte tarıh almamızı sağladık-
lannı soyleyen, Alman Başbakanı Schroder ıse
2010 yılını "çok erken" buluyor "2005 yılında
başlayabılecek (başlayacak demıyor Schroder,
başlayabılecek dıyor) goruşmeler çok uzun bır su-
re devam edebılır, çünku çozumlenmesı gereken
sonınlar çok zor" dıyor
Hangı "çok zor sorunlar"? Şurası kesın, 2004'e
kadartamamlanması dayatılan sıyasal olçutlerher-
halde ve sadece ışkencenın sıfırlanması yargı sıs-
temının hızlandırılması veya Leyla Zana'nın oz-
gurluğune kavuşturulması olmasa gerek
Yunanıstan, AB'nın 2004 e kadar çozumlenme-
sını Helsınkı de karariaştırdığı Ege sorununu gun-
deme alıyor Çozumlenmemesı halınde sorunu La-
hey Adalet Dıvanı'na gotureceğını şımdıden duyu-
ruyor
Ismail Cem'ın, "Yorgo"su Papandreu "Helsın-
kı krıterlen, Kopenhag krıterien gıbı masadadır"
cumlesını herhalde laf olsun dıye kullanmadı
Kuşku yok Yunanıstan pek çok açıdan Kopen-
hag'dan kazançlı çıktı
• • •
Yenı tehhkelere ışaret edeceğımız yerde; ayna-
dakı goruntumuze ovguler yağdırmaya, 2004'u
"sındırmeye" hazırtananlara rastlanıyor
örneğın RTE ıle bırlıkte Avrupa yollanna duşen,
hukumetın saptadığı stratejıyı eleştırdığı gorulme-
yen İKV Başkanı Meral Gezgın Eriş, "yenı duru-
ma" hemen ayak uydurdu Hanımefendı buyuru-
yorlar kı, 2004 pek uygunmuş, zıra 2003'te başla-
masını ıstedığımız muzakerelere hazır degılmışız1
Yunanıstan hızlı bız ıse ağır aksak1
• • •
Zırvenın ılk gununden berı Batı basını RTE'nın
Kasımpaşalı soz ve hareketlerının Kopenhag'da
Batılı çevrelerde eleştırıldığını yazıyor, kulıslerde
duyuruyor Unlu Reuters haber ajansı zırvenın ılk
gunu Fransa Cumhurbaşkanı Chırac'la Schro-
der'ın, hatta "avukatımız" italyan Berlusconi'nın
sozlerını ozetleyen şoyle bır haber geçtı
"Dıyelım kı bır kulube gıreceksınız Işe once o
kulubün uyelenne hakaret ederek başlar mısınız?
Ikmcısı, o kulube üye olmayan bırısını (Başkan
Bush) sızın uye olmanız ıçın baskı yapmaya teşvık
eder mısınız^ Artı, sızı davet etmemış olan bır baş-
ka kulube (NAFTA) gırme tehdıdınde bulunur mu-
sunuz?"
Bu orneksaptamaların sahıbı Azra Akın'ın dun-
ya guzelı seçılmesıyle kendı yukselışını kıyaslaya-
rak, Kasımpaşa dan Beyaz Saray a gelmekle ovu-
nen "mustakbel" başbakan RTE
1
2004 yılında muzakeretenn başlamasını sağlaya-
cak llerleme Raporu'nun yazımında bır numaralı et-
ken AB'nın Genışlemeden Sorumlu Temsılcısı Ver-
heugen'e, Turkıye'ye tarıh verılemeyeceğını soy-
ledığı ıçın "hayâsız" dıyen, "obırmemur" dıye sal-
dırmakta duraksamayan RTE
1
Alman Dışışlerı Bakanı Joschka Fischer'le go-
ruşmeden sonra "Kıbns ıçın bıraz Kasımpaşalılık
yaptım" dıyebılen RTE
1
Oysa Kasımpaşalı uslubu bızde el ustunde Ör-
neğın eskı dışışlerı bakanlanndan -şımdı artık bır
yazar- llter Türkmen, uslupta ne varmış demeye
getıren yorumlar yapıyor Ustelık bu uslupla
RTE'nın "çok onemlı lobı yaptığını" yazıyor Tabıı
Meral Hanım, RTE'nın "Kasımpaşalı denılebılecek
bır uslup benımsedığıne tanık olmamış"
1
• • •
Kurumlar ve kışılerden ovguler, oysa medyamız-
da, dış basındaTurkıye ıle Bush'un çabalarının ge-
rı çevnldığını ıfade eden yazılar başlıklar
AB'de de "ABD'yı kullanarak tehdıt ve şantaj
yaptğımızı" one suren yorumlar
RTE, AB'de "ıkmale kaldığımızı" soylemıyor mu''
AB belgesi bağlayıcı değil• Baştarafı 1. Sayfada
çeceğine inamyorum. Bu son genişleme
sürecinde yaşadığımız tecrübeler, bize ba-
zı ülkelerin, ellerindeki '\eto' hakkını,
kendilerine başka türlü elde edemeyecek-
leri 'avantajlar' sağlamak için kullandığı-
nı öğretti. Gelecekte de bu tur davranış-
larla karşılamak istemeyiz. Bu nedenle
'oyçoğunluğu' prensibinin herkes tarafin-
dan benimseneceğini düşünüyorum..."
ttalya Dışışlen Bakanı Franco Frattini
de aynca sonuç belgesuıın bu endışelere kar-
şı venlen bır "garanti belgesi" olduğunu
soylüyor "Biz sonuç belgesinde mevcut
adaylaria genişlemenin durdurulama\a-
cağını, bunun geri donuşu olmayan bir
sureç olduğunu belirttik" dıyen Frattini,
"Bunu spesifik bir cümleyle sonuç belge-
sine eklememizin nedeni bu" şeklınde ko-
nuşuyor "NesneUikten uzak parametrele-
rin mevcut kriterlere eklenmesinin önü-
nü almak \e 'on yenı ulkenın' yaratabile-
ceği belirsizlik unsurunu bertaraf etmek
istiyoruz."
Belge bağlayıcı mı?
Ancak tabıı sonuç belgesuıın ne oranda
"bağlayıcı" olduğu da tartışmaya açık Zır-
velenn sonuç belgelerı "hukuki" değıl "si-
yasi bağlavıcılık" taşıyor "Siyasi irade
bağlayıcılığı" oranında "bağlayıcı" sayılı-
yor Sıyası ıradenın Turkıye'ye ılışkın
"olumlu" ya da "olumsuz" yonde değış-
mesı, gelecekte üyelıkmuzakerelenne ven-
len "start"ı hızlandırmak ya da yavaşlat-
mak yonunde mutlaka etkılı olacak Donem
başkanı Rasmussen ın kendısıne aynı soru-
yu yonelten bır gazetecıye \erdığı ce\ap, nı-
tekım, bunun "çeşitli yorumlara açık" bır
konu olduğunu ortaya koyuyor "Biz" dıyor
Rasmussen "sonuç belgesinde Turkiye'nin
adaylığında girilen yeni aşamayı memnu-
niyetle karşıladığımızı ifade ettik. Ancak
Türkiye ile üyelik müzakerelerini açıp aç-
mamak ve ilerde olası uyeliğini kabul edip
etmemek karan Avrupa Konseyi'nin (tau-
kümet ve devlet başkanlannın) alacağı ka-
rara bağlı. Kopenhag deklarasyonu bir ga-
ranti \eramor.Turld\ eŞe biz buradan çok
olumlu bir sinyal göndermek istedik..."
Tarih aldık mı?
O "çok olumlu sin>al" ne? "Tartışma"lı
bır tanh Kopenhag Zırvesı'nden çıkan
"2004 sonu" tanhını bazılan "şartü tarih"
olarak tanf edıyor Genışlemeden sorumlu
AB Komısen Verheugen'ın "sağ kolu"
Eneko Landaburu nun tanımı orneğın boy-
le Ama "Le Monde" gazetesıne bakacak
olursak (14 Aralık tanhlı yorum yazısı) bu
yalnız bır "ara randevu"
"FinancialTimes" ıse "Bu bir 'şartlı ta-
nh", bekleyenleri bile hayal kınklığına uğ-
ratan bir sonuç" dıyor ve venlen tanhı bır
"review date" (gözden geçırme tanhı) şek-
lınde tanımlıyor DeneyımlıbırABbuyukel-
çısı de "Ne biri ne öteki" dıyor "2004 so-
nu 'muzakerelenn açılış tanhı' olarak veri-
len doğrudan tarih değil. \ma basit bir
'randevu'da değıl Ikısı arasında bır ara for-
mul " "Randevu" ıle "müzakere tarihi"
arasındakı boşluğu Turkıye'dekı sıyası evnm
ıle Avrupa kamuoyundakı dönuşum doldura-
cak "Copenhagen Post" gazetesnıe gore,
halen beş Danımarkalıdan bın Turkiye'nin
uyehğını destekhyor Fransa \e Almanya'da
Turkıye'nm uyelığıne karşı olanlann oranı
yuzde 50'yı aşıyor "Tarihin" gerçekten
"müzakerelerin açılış tarihine dönuşme-
si" ıçın Turkıye, onumuzdekı ıkı yıl ıçuıde
hem "demokratikleşmesini tamamla-
mak", hem Avrupa kamuoylannı etlaleyecek
kapsamlı, etkıleyıcı, etknı \e "rafine" bır
"imaj kampanyası" yurütmek zorunda
îzlenecek stratejrnın ıkı ayağı var Bu ıkı
ayak, bırbınne bağlı ve "eşit ağırhkta"
önem taşıyor Turkiye'nin "iç siyasi dönü-
şümü" ıle aynca Kopenhag Zırvesı'nde de-
falarca tekrarlandığı uzere TBMM'den "ya-
sa geçirmek" değıl, cıddı ve ıçenklı bır "de-
mokratikleşme" kastedılıyor Tanzımat'tan
ben geçerlı olan köhne "kanun/fermanla
değişim" anlayışmdan artık bır kopuş beklı-
yor Avrupalılar
Mumkun mu7
Bıze kalmış Avrupa'dakı
"siyasi iradeyi" şartlayacak guç, Turki-
ye'nin elınde Kopenhag, topu bır kez daha
Turkiye'nin sahasına atıyor
îsveç'te Baü Komünistleri yine sahnede
TEKtN SÖNMEZ
STOCKHOLM - Ekım
2002 genel seçımlennden yuz-
de kırk oranında oy sağlayan ts-
veç Sosyal Demokrat Partısı,
buna rağmen hukumet kurmak
ıçın dışandan destek almak zo-
runda kaldı
"Santrfor" rolü üstlenen Ba-
yan Gudmn, konservatıf erkek-
ler kalesuıe gol atma sevdasında
Bunun ıçın Bayan Gudrun po-
ker kartlannı, jokerlen de kulla-
narak pohtık arenadakı masaya
surdu ve aynı zamanda otekı
elıyle satranç taşlannı çok hızlı
kullanmaya başladı
Isveçlı gazetecı Per Wendel
tam aynı gunlerde bu gelışme-
len şoyle yorumladı "En bü-
yük şaşkınlık verici durum
kilise 'altan'nın önünden kı-
lıç' altarına gelen, İsveç Kili-
sesi'nin Genel Sekreteri Ba-
yan Lenı Bjorklund'un Savun-
ma Bakanlığı'na oturmuş ol-
masıdır. Ben bir kulağımla
askerlerin ve generallerin bu
meydan okumadan neler his-
settiklerini işitme dileğinde
bulundum."
Son seçımlerde 10 koltuk kay-
beden Batı Komunıstlen bır su-
re unutuldu Ancak elındekı
kartlan ıyı oynayan Batı Komu-
x5atı Komunıstlen Partısı olarak,
uzun yıllardan bu yana,
parlamento çatısı altında bu
konuda, yanı kadınlann eşıt
oranda ış. eşıt düzeyde ıktıdar -
makam sahıbı olmalan ve eşıt
oranda maaş alabılmelen ıçın
süreklı onenler, teklıfler hazırlıyor
ve bunlan meclıse sunuyoruz
nıstlen Genel Başkanı Gudrun
Scyhman'la kuçuk bır soyleşı
yaptık
- Bayan Gudrun Scyhman,
siz, Sosyal Demokrat Parti Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Gö-
ran Persson ile "Kadınlar hak-
kında eşitlik" konulu bir ma-
kale yazdınız \ e bu makale Af-
tonbladet isimli akşam gazete-
sinde yayımlandı. Hemen ar-
dından İsveç tarihinde ilk de-
fa bir bayan, Leni Björklund
tsveç Ulusal Savunma Bakanı
oldu. Bu konuda parti görüşü
olarak bir teklifiniz veya etki-
niz oldu mu?
Hayır, kadın veya erkek her-
hangı bır kımseyı herhangı bır
bakanlık makamına yerleştır-
mek ıçın partımızın herhangı bır
gınşımı ve onennesı obnadı
Kaldı la aynca Savunma Baka-
nı olan Bayan Lenı Björklund
hakkında parti olarak hıçbır go-
ruşumuz yoktur
- Siz. Gudrun Scyhman ve
Başbakan Goran Persson, ya-
yımladığınız ortak makalede
görüleceği gibi kadınlara u-
mut dağıttınız. Aynı gunlerde
tsveç ekonomisinin yeni pat-
ronu, Ekonomi ve Ticaret Ba-
kanı Leif Patrovsky, "Görev
almadan önce anneme soraca-
ğım" diye açıklamada bulun-
du. \ugust Strindberg ve Ing-
mar Bergman gibi sanatçüar,
anne - baba ilişkilerini yapıtla-
nna yansıttılar. Gudrun Scyh-
man, anneniz ile onun küçûk
kızı Gudrun arasındaki anıla-
n, size sorabilir miyim?
Ozel hayat soz konusu oldu-
ğunda ben, "Gudrun Scyhman,
insan, kadın, anne, sevgili, par-
ti başkanı" konulannı da ıçeren
kıtabımı tavsıye edıyorum
- Söz konusu makalede,
u
l ş
ve yönetim hayatında. şirketle-
rin yönetim kurullarında ka-
dınlann eşit oranda ve düzey-
de ikridar - kuvvet sahibi ol-
malannı vb. istiyoruz ve bu-
nu sağlayacağız" diye, Başba-
kan Goran Persson ile birlik-
te yazdınız. Bu çok kolay bir
şey değil. Konservatif tsveç ta-
rihi içinde bu goruşler bir
meydan okumamn ötesinde
neredey se bir başkaldırı anla-
mı içeriyor. Erkek kültünine
ve gelenekçi fikirlere karşı bu
sözlerinizi nasıl gerçekleştire-
ceksiniz?
Bız Batı (Komunıstlen) Par-
tısı olarak, uzun yıllardan bu
yana, parlamento çatısı altında
bu konuda, yanı kadınlann eşıt
oranda ış, eşıt duzeyde ıktıdar
- makam sahıbı olmalan ve eşıt
oranda maaş alabılmelen ıçın
sureklı onenler, teklıfler hazır-
lıyor ve bunlan meclıse sunu-
yoruz Yanı çalışma - ış "kota-
larının" kadınlar yonunde ye-
nıden duzenlenmesı ıçın elı-
mızden gelen gayretı gosten-
yoruz tlk defa yaptığımız bır
gınşım değıl bunlar Bu konu-
da, bugune kadar meclıse sun-
duğumuz onenlenn bırer suret-
lennı sıze, gazetenız Cumhun-
yet'e gondenyoruz
13-22Aralık'O2
İSTANBUL ULUSLARARASI
KİTAP FUARIM ARAL1K ClıaiARTESI
ASALONl
16 ARALIK PAZAKTESr
ASALOMJ
İS ARALH: C\KSA.MBA
B SALONTJ
21 \RAI IK CtMAKTESI
ASALONU
1UU1M
I1IS-1H5
IUUUS
IݻI7D
1715-lt.iS
I I »
tantaiilra
SCuİMidbı^mtaıriun
%kıp»T-*fc4
)>dlı>ıııı>ılAW«Tm«ll
h>ita»Mannıuti)
.UMUI
B SALONX
KS^raâ-^ı.
Stja^SlTATMilB
TİM.fck.Mlıınıııı
B SALONL
IIIS-1115 imy bi IMMni OnnUI]
1I»İHS
I1MIUI
ıs»;ns
i7»ını
U a k ^ k ^ Hı lı ı|
1»ARAUK PERSEMBE
<*k Umf* INlMS Tiri»»
•nabbalSbTim
1-. n.ı.iı.fc...^..
II»1(IS
1S»1H5
D»l|10
1I.1İ-MIC
~ınm<n
MIMbSn
»llT
4
r I «|il|t
hDıtBİMaH^kfeKlkMBMı
gusnsomun"
M> I n (ap W> «•«$ IOTUII1
ASALONU BSALONU
I5AKALIKFAZAR
ASALONU
İTAKALIKSALI
A SALONU
akl
ctn
BSALONU
ııjtıın
I11H415
IOC-154S
lıat-lln
ILStM»
IFta^-iö
•raıuı
f*nl>hıulıiıriıııı^ı
(DnavjunBilunt!
SKlnarfHiaUIIIUİEVb
saıuTmıaui îidinm^. mı
iknu UTHUHI
II»II4!
11»U«İ
u:iiı«
1SB.1I.B0
1700- IJO
S*Ür°"r£S«ıi
UktaBİn
«miMrııınnıaun
!«»»»<« 1 1 lıılMlı
I n a h)U IS« IATMABJ
BSALONU
11IS.1ÎI5 k E*)« i m mmrı lumaun
taı Idat, k H* Got. W k IUB Ua
gae ausuuusı nmauo
kal U l t . CA « H . bnl Ths
ı nnua
11JH1»
bM U . »m t*m <PMM HnMVII
22 ARAUK E\ZAR
ASALONU
B SALONL
ııjc-ım
ııımıs
I4JHIM
ıııs-uıs
1Î3MI3»
IUVNM
rt*n»j|«iii,ııt^ıı-'
— ' -
fc
™ı™,w*.*-4.m«AS
rArMABl
•atfhUlMTAnUU)
taWSmilDu»nn«Ajn
• Un.
tm* &w vıı itvm
W<« Mft Olon»!
ı niııaui)
2(>A»AI.IKCIMA
ASALONU
M AKALK ÇAKSAMBA
A SALONL
1 »1145
3 »141»
I5M-I13O
114S-;IJO
' " . 1" .1 I I ,
(nteknksdı
h»İB
uSfa>lfa»ı»<fa
U » Capl. S^a Cqh IUT1ATMAI
«aıtavıUl
ınkBnTAZAii
TOÜTITAZAI
LunükAiiı
AISSMU91
Ul
1)
13 Aralık'tan itibaren
Metro ile ulaşım
İETT Otobüslerinin Kalkacağı Duraklar (Hafto sonu her yarım saarte bir / Hafta ıci saatte bır)
SC"
1
"*""
0
"
^ bj
SMB|*»0E>
Cw Mta tmm Itamı«« Uk
tımmiamıisamta
B SALONL
B SALONU
Sata krUno frtU} nTMAtO
>lll»»l
,ii MMU»
(uınıı
:JM-;I45
I1M-II30
1445- i 5
l» 1» II İ l |, « III.
cuunnuto
Mfcw{HAIAT UfllUlll
3naw>nnuını
InhıllUIMniHVt)
Ziyareî Saatlerirl 1.00 - 20.00
ÖÖRETMENLER V I ÖÖRENCIUR İÇİN ÜCRETSİZDIR.
Bu f u a r Bas n Jlaş m Sponso^ On-ktm llebyni Sponsonj
KADIKOY BesıktosskeleaKuınlukııeronbrııunonumlen
BAKIRKOY OıguıU Meydan. I E.II otobus ıkırağından
BÖYUKCEKMECE Meydondon (KucukteknHse A«Joı)
EMİNONU
TAKSİM
Rıhtım ILTT Merkezden
AKMonuıden
MECİDİYEKÖY Merkcz
DoniK Kadıkoy ben
uaeftız aktornnlıdır
Organızasyon
TUUltYE
YAYlNCllAil
BlRLİCl NR
e k r a n i n d a CNR EXPO Fuar Merkezı Yeşılkoy 34830 Istanbul
Tel (212) 663 09 45 Faks (212) 663 09 73 74 www cnr kıtap com
GUNDEM MLST\FA BALBAY
H Baştarafı 1. Sayfada
Dostlarımız ve duşmanlarımız1
Uluslararası ılışkılerde duygulardan çok bulgula-
nn geçerlı olduğunu Kopenhag turu zırvelerde go-
ruyoruz ama bunu kabullenmekte zorlanıyoruz Ya
da kabul etmek ışımıze gelmıyor
Kopenhag oncesı ongoaılen sıralarken 12 Aralık
gunu şoyle demıştık
Önumuze bır bardak, yanına da surahı konacak
Bardağın ıçınde yeterınce su olmayacak ama bıze
"Bakın yanına surahı koyduk, her an sızın bardağa
su aktanlabılır" dıyecekler Bızımkıler de bunu go-
rup, "zafer kazandık" edasty\a Turkıye yedonecek
Gelışmeler ne yazık kı aynen boyle oldu AB, Tur-
kiye'nin bastırmaları sonucu ekledığı kımı sozcuk-
lenn tumcelerın "hukuksal bır bağlayıcılığı olmadı-
ğını" uzerıne basa basa soyledığı halde bunlar, bü-
yuk kazanım olarak sunuluyor
Örneğın, bırlığe 2004'te uye olacak 10 yenı ulke-
nın, genışlemeyı engellemeyeceğıne ılışkın bırtum-
ce, zırvenın ek belgesıne kondu Bunu bızımkıler he-
men, 'garanti' olarak duyurdular Bu ulkelerden bı-
rı zamanı gelınce, "Tabıı kı engelleme yok, Turkıye
de onumuzdekı 30 yıllık sureçte tam uye olur" de-
se ne yanıt verecegız?
AB'yle ılgılı her zırveyı bayram ıtan ede ede gelı-
yoruz Ilk başvuaıyu yapan Turgut Özal'a şu yanıt
verılmıştı
"Turkıye, AB'ye tam uye olmaya ehıldır*"
Hıçbır somut getırısı olmayan bu soz bıle buyuk
kazanım ılanedılmıştı Ogundenben tamuyelıkta-
rıhı veımeden tam uyelık tanfı vere vere bızı oyalı-
yorlar1
Gül, uçakta soruları yanıtlarken "AByolunda bır
koşeyı daha donduk" dedı
Sureklı koşe donuyoruz ama bır turlu duzluk gel-
mıyor1
Kıbns'ta son tarih!
Kopenhag Zırvesı'nı Turkıye açısından tek tum-
ceye ındırgedığımızde şunu soyleyebılınz
Helsınkı nın makyajlanmış halı1
Yanı, tam uyelığe aday olduğumuzu bır kez daha
yıneledıler müzakere ıçın 2004 te karar vereceğız
dedıler Gerek Erdoğan gerekse Gul bunu "Artık
2004 müzakere başlangıcıdır" dıye ılan etmeye ko-
yuldular
Nasıl'
Ayrı ayn basın toplantılan duzenleyerek Kopen-
hag'da Avrupa Bırlığı bır yana, AKP hukumetının
bırlığı konusunda kımı farklı goruntulerın olduğunu
gorduk Dunkugerıdonuşunde ayrı ayn olması ay-
nı alanda, yanı Esenboga'da basın toplantılannın ya-
nm saat arayla ayn ayn yapılması ılgınçtı
1
Abdullah Gul Başbakanlıkkoltuğunu sevmış, Re-
cep Tayyıp Erdoğan da bu koltuğa bır an once u-
laşmak ıçın lyıce bılenmış gorunuyor
1
Benzer goruntuler Kopenhag'da da dıkkatı çek-
tı
Yine zırve surecınde Turk heyetının KKTC heye-
tıne yonelık "soğuk" tutumu, aynca ele alınması ge-
reken bırdurum Kıbns'ta sontenft"bıtmez Bukez
son tarıh 28 Şubat O gune dek her şeyın çozum-
lenmış olmasını beklemek hayal gorunuyor Ancak
Kıbns'ta butun kesımlenn "önce ıçımızde bıriık, son-
ra Avrupa Bırlığı" demesı gereken bır surece gırdık
Burada medyamızın olumlu bır ışlev ustlendığını
soylemek zor Kımı sağduyulu bakışlan bır kenara
koyarsak, Yunanıstan basınının Denktaş a karşı bı-
zımkılerden daha saygılı ve olçulu olduğunu soyle-
yebılırız Belkı de şu onenmızı Klerides duysa ya-
şama geçırır
Kıbns'ta Rumlar, Denktaş'la goruşmeler yapmak
ıçın kendılen bır heyet oluşturacaklarına bızım Turk
medyası ve kamuoyundan bır heyet oluştursunlar,
daha çok hak elde ederier
1
ankcum@ttnet.net.tr
YARGITAY'DAN AKP'YE UYARI:
Ulusalgüvenliği
yıpratmayın
ANKARA(Cumhuri-
yet Bfirosu) - Yargıtay
Cumhunyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu.
AB'ye gırmek ıçın anaya-
sada \e yasalarda değışık-
lık yapanAKP hukumetı-
nı ısım \ermeden uyara-
rak "Ulusal güvenliğimi-
zi yıkacak. yıpratacak
duzenlemelerden kaçın-
malıyız" dedı
Bazı hukukçulann kımı
duzenlemelerde "Avru-
pa'nın bile sollandığı"
yönûnde değerlendırme-
lerde bulunduğunu anım-
satan Kanadoğlu. "Avnı-
pa'yı sollamaktan bah-
sediyoruz. Hatalı solla-
manın nelere mal oldu-
ğunu hepimiz biliyo-
ruz" dıye konuştu
Turkıye Barolar Bırlığı
(TBB) taraftndan "Ana-
yasa ve Uyum Yasalan"
konulu panelın ıkıncı gu-
nünde, Turk Ceza Yasa-
sı'yla Polıs Vazıfe ve Se-
lahıyetlen Yasasfnda ya-
pılan yenı duzenlemeler
ele alındı "Kamu düze-
ni ve güvenliğinin sağ-
landığı bir ortamda öz-
gur \e güvenli günler
yaşanmasını dilivorum"
dıyen oturum başkanı Ka-
nadoğlu şunlan soyledı
"Kamu duzeni ve ka-
mu güvenliğini bir tara-
fa bıraktığınız takdirde
ortava çıkacak kaosu ve
anarşiyi çok vakın bir
biçimde göruyoruz. Biz,
elbette ki evrensel de-
ğerlere değer \ ereceğiz.
Ancak ulusal değerleri-
mizi, ulusal guvenliği-
mizi ve kamu düzeni-
mizi bir tarafa bıraka-
cak, onu yıkacak, yıp-
ratacak duzenlemeler-
den de kesin olarak ka-
çınmalıyız."
Yargıtay8 CezaDaıre-
sı Başkanı Naci Ünver ıse
Turkiye'nin "her sabah
yeni bir \asa degişikliği
ile karşüaşılan bir ülke"
halıne geldığını söyledı
Turkıye'de "demokra-
tikleşme" tartışmalannın
yaşandığını anlatan Un-
ver, şoyle dedı: "En so-
nunda AB've gireceği-
miz için demokratikle-
şelim dediler. tnsan
onuruna vakışır olduğu
için demokratik hukuk
de\Ieti tercih ediliyor.
Kişi hak ve özgürlükle-
ri anayasalar ile düzen-
lenmeli."
Haksız tutuklamalar
ıçın devletın odedığı taz-
nunatlann yetersızlığını
de eleştıren Unver sözle-
nnı şoyle surdurdu
"Adam içeride 1.5 yıl
kalmış, vargıç ona 5
milyon lira tazminat ve-
rilmesini öngörüyor.
Dheceksin ki ona git
bakalım sen 2 gön kal
içeride."
1992 değışıMığı ıle tu-
tuklamalann zorlaştığını
anlatan Unver, "Bizde tu-
tuklamama cenneri
var" yorumunu yap-
tı BahçeşehırUnrversıtesı
oğretım uyesı Prof Dr
Feridun Yenisey de yenı
duzenlemelerle her turlu
arama ıçın hâkım emnnın
gerektığını anımsattı