18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2002 PAZAR HABERLER Yapılacak düzenlemelerde Bakanlar Kurulu düzeyinde taahhüdü şart koştu IMF'ye liderleryetmediBANUSAUV1AN ANKARA - Uluslararası Para Fo- nu'nun (IMF) artık liderlen de yeter- lı görmediğı, yapılacak düzenlemele- re ilişkin Bakanlar Kurulu düzeyinde taahhüt istediği öğrenildi. Vergi ida- re yapısunn değiştirilmesi, yatınm or- tamının iyileştirilmesi, etkin devlet ve kamunun küçültülmesine yönelik eylem planlan Bakanlar Kurulu taah- hüdünü içerecek biçımde çıkanlma- ya çalışılıyor. Bu düzenlemelerin; ka- raraame, prensip karan ya da eylem planı olarak Bakanlar Kurulu'ndan geçirilmesine ilişkin formüller üze- rinde duruluyor. Devlet Bakanı Kemal Deniş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Ser- dengeçtfnin imzasını yeterli görme- yerek daha önce liderler düzeyinde taahhüt arayan IMfnin. 18. stand- by'da bazı yasa değişiklikJerinin ya- pılacağına ilişkin Bakanlar Kurulu düzeyinde karar alınmasını istediği öğrenildi. Ancak bunun kararname mi prensip karan mı olacağı henüz belırlenmedı. Yetkililer, eylem plan- lannın normalde Başbakanlık genel- gesi olması gerektığini belirtriler. An- • Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin imzasını yeterli görmeyerek daha önce liderler düzeyinde taahhüt arayan IMF'nin, 18. stand-by'da bazı yasa değişikliklerinin yapılacağma ilişkin Bakanlar Kurulu düzeyinde karar alınmasını istediği öğrenildi. Ancak bunun kararname mi prensip karan mı olacağı henüz belirlenmedi. cak IMF'nin bakanlann imzasını ta- şıyan taahhüt ıstemesi nedeniyle "ka- rarname ve prensip kararT gibi for- müller üzennde duruluyor. Bu düzen- lemelenn çıkanlacak yasal düzenle- meleri kapsamasının TBMM'nin ira- desine yönelik niyet mektuplarından sonra Bakanlar Kurulu düzeyinde "gasp" anlamına geleceği yorumu ya- pıldı. Bu nedenle hazırlanan taslaklar- da, yasalara ilişkin olarak açık taah- hütler yerine yumuşak ifadeler bulun- masına çalışıldığı belirtildi. Bakanlar Kurulu "nun taahhüdünün arandığı 3 temel alan şöyle sıralanıyor: - Vergi sisteminde ve idari vapıda yapılacak değişiklik. -Yatınm ortamının gelıştırilmesine ilişkin eylem planı. - Etkin devlet, volsuzJukla mücade- le, kamu harcama rvformu olarakad- landınlan,devletin küçültühnesineifiş- kin eylem plam. Pünya Bankası inceledl IMF'nin vergi sıstemı ve idan ya- pıya ilişkin olarak Gelırler Genel Mü- dürlüğü'nün Maliye'den aynknasına yönelik ıstemı çerçevesinde bır çalış- ma yapıldı. Maliye'nın tepkisiyle kar- şılanan bu çaiışmanın yaklaşık 2 yıl- dır sürdürüldüğü öğrenildi. Başba- kanlığa sunulan çahşmada, IMF ve Dünya Bankası "nın talepleri karşılan- madı. Dünya Bankası'nın bu çalış- mayı inceledıği ve kabul etmediği öğ- renildi. Bunun üzerine Devlet Baka- nı Derviş ile Malıye Bakam Sümer Oral'ın önceki gün yaptığı toplantı- da da uzlaşma sağlanamadığı öğrenil- di. Maliye Bakanlığı'nın Başbakan- lığagönderdiği çahşmada, "vergika- nunlannda ve vergi idaresinin yapı- lanmasında ban degişMklerhedeflen- digT belirtildi. Eylem plam ya da Bakanlar Kuru- lu karan olarak çıkanlacak bu çahş- mada, "GeürVergisi tarifesinin değiş- tirilmesi, faiz ve repo gibi üretim dışı gelirlerin vergüendirilmesi, temettü gdirleri üzerindeki vergi yükü, finan- sal kiralaoıada vergi u> gulamasu ku- rum kazançlannın vergilendirilmesi, yaünrn indirimi, serbest bölge teşvik- İeri vergi istisna ve muaflıklannırT ye- nıden değerlendırileceğı belırtıliyor. Çahşmada, bellı büyüklüğü geçmeyen- lerin KDV beyanname verme yüküm- lülüğünün kaldınhnası, Özel Tüke- tim Vergisi'nin çıkanlması, beyan sı- nın ve istisna kazanç tutariannın tek tutar olarak belirlenmesi de yer alıyor. İdarenın yapısına yönelik olarak ise Gelırler Genel Müdürlüğü'nün aynl- ması yerine personelin eğıtuni ve ni- teliğinin arttınlmasma yönelik taah- hütlerde bulunuluyor. Bu çerçevede elemanlann yurtdışına gönderümesi de düzenleniyor. Yatınm ortammm iyileştirilmesi- ne yönelik eylem planı çerçevesin- de de Bakanlar Kurulu'na karşı so- rumlu koordinasyon kurulu oluştu- ruhnası öngörülüyor. Böyle bir ku- rulun Bakanlar Kurulu'na sorumlu olarak düzenlenemeyeceği, Başba- kanlığa bağlanabıleceği, Başbakan- lığın da icra değil eşgüdüm yeri ol- duğuna dikkat çekiliyor. Bu eylem plam çerçevesinde özellikle yaban- cı yatınmlann önünü açmaya yöne- lik olarak tüm yasal mevzuatın göz- den geçirilmesı amaçlanıyor. Kamunun küçültühnesine yönelik hazırlanan "Şeffaflıguı Artünlmasıve Kamuda Etkin Vönetimin Geliştiril- mesi Eviem PlanTyla da personel sis- temınden seçım kampanyalanna, de- netım sistemınden mahkemelenn ıh- tisaslaşmasına, kamu kuruluşlan ile vakıflann yeniden düzenlenmesıne kadar uzanan bır dizi taahhüt yer ahyor. DÜNYA BANKASI, TASARININDEĞÎŞTİRHMESM ÎSTEDİ thale Yasası yeni baştanUluslararası Para Fonu ve Dünya Bankasf nın Ihale Yasasrnın Köşk'e gönderilmesinin ardından yabancılann ihalelere giriş sınınnı belirleyen eşik değerlere yönelik itirazını ilettiği ve değiştirilmesini talep ettiği öğrenildi. KAMU BANKALARI YÖNETİCİLERÎ İLE GÖRÜŞTÜ Derviş 'in tavrı bekleniyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev let Bakanı Kemal Derviş'ın Cumhurbaşkanı AhmetNecdetSezerin bankalara kaynak aktanmuıa ilişkin yasadaki 3 düzenlemeyi geri göndermesi üzerine kamu bankalan yönetim kurulu üyeleriyle bir dizi telefon trafiği yürüttüğü öğrenildi. Kamu bankalannda 31 Aralık 2002 tarihinden sonra memur çalıştınlmamasına yönelik hükmün iptal edilmesinin, kamu bankalanrun yapılandınlmasma ilişkin Bakanlar Kurulu karannm stand-by ön koşulu olması nedeniyle IMF'yle sıkıntı yaratacağı ifade edildi. Derviş in LMF'yle de yapacağı temaslann ardından pazartesı günü tavnnı ortaya koyması bekleniyor. Cumhurbaşkanf nın kamu bankalan yöneticilerine yönelik dokunulmazlık zırhı getiren düzenlemeyi onaylamaması Kamu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Viıral Akışık'ın istifa edip etmeyeceği sorulannı yeniden gündeme getirdi. Akışık'ın istifa etmeyeceği belirtilirken. hükümetın "Giderse gitsin, aynı işi yapan bulunur" tavnnı yansıttığı ifade edildi. TOBB değerlendirmeyi hükümetten sonra yapacak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkhoğlu. kamu bankalan yöneticilerinin kredilerin yeniden yapılandınlması için bu düzenlemenın gerekli olduğunu söyledıklerini belirtirken, Cumhurbaşkanı'nın vetosunu hukuki ve teknik açıdan değerlendırmesinin söz konusu olamayacağını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, durumun yann hükümetin tavnnı ortaya koymasından sonra değerlendirilebıleceğıni söyledi. Cumhurbaşkanı'nın bankalara aktarım yasasındakı "kamu bankalannda 31 Aralık 2002 tarihinden sonra memur çahşünlamayacağına'* ilişkin hükmü onaylamamasının, kamu bankalannın yapılandınlmasına yönelik çıkanlacak kararname açısından sıkıntı yarattığı belirtildi. MHP'nin onaylamadığı kararname taslağıyla, her ay Halk Bankası 'ndan 750, Zıraat Bankası'ndan 1200 kişı emekli edilerek 30 Haziran 2002 tarihıne kadar 16 bin memurun başka kurumlara nakledilmesi öngörülüyordu. IMF'nin ön koşulu olarak sunulan bu kararname ve Cumhurbaşkanf nın yasayla ilgili inceleme süresi tamamlanmadan yüzlerce kamu bankası çalışanı başka kurumlara nakledılmişti. Şube müdür yardımcısından başlayarak üst düzey yöneticiler bile "araşünnacı" statüsüyle Toprak Reformu Genel Müdürlüğü, SHÇEK gibi kurumlara atandı. Kararname taslağuıda, Zıraat Bankasf nda 514, Halk Bankasf nda 382 birimin de kapatılması öngörülüyordu. Sezer'in Mali Sektör Yasası'ndaki reddettiği maddeler liderler zirvesinde ele almacak Gözlerhükümete döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünya Bankası ve IMF'nin: yabancılann ihalelere giriş sınınnı belirleyen eşik degerlerin değiştirilmesini, Kamu thale Yasasfnın Cumhurbaşkanlığfna sunulmasının ardından talep ettiği öğrenildi. Eşik degerlerin, yabancılann ihalelere katılımını sınırlaması açısmdan yüksek bulan Dünya Bankasf nın. bu degişikliğin Cumhurbaşkanlığı aşamasında yapılamayacağı, ancak yeni bir yasa yapılabileceği belirtilerek ıkna edilmeye çalışıldığı belirtildi. Bayındırlık Bakanı Abdülkadir Akcan ile Devlet Bakanı Kemal Derviş'in tartışmasına neden olan Kamu thale Yasasfna ilişkin TBMM'ye sunulan ilk tasanda, AB müktesebatına uyum gerekçesiyle, yabancılann ihalelere katılım sınuım düzenleyen eşik değerler şöyle belirlenmişti: "Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idarelerin mal ve hizmet aJunlannda 180 milyar lira, kanun kapsanundaki diğer idarelerin mal ve hizmet anmlannda 280 milyar Kra, kanun kapsanundaki bütün idarelerin yapun işierinde 7 trilyon 400 mih ar Hra." Eslk değerler Ancak Bayındırlık. tmar, Ulaşhrma ve Turizm Komisyonu'nda bu eşik değerler sırasıyla, "300 milyar lira, 500 milyar üra ve 11 trilyon lira"ya yükseltildi. Böylece Dünya Ticaret Örgütü'nün öngördüğü düzeyın ele alındığı belirtildi. Tasarı TBMM Genel Kurulu'ndan geçerken aynı eşik değerler "750 nıilyar lira, 1 trilyon üra, 17.5 trihon Üraya kadar" çıkanldı. Yasa değişecek Dünya Bankası'nın tasannın Köşk'e gönderilmesinin ardından bu eşik değerlere yönelik itirazım ilettiği ve değiştırilmesini talep ettiği öğrenildi. Ancak Cumhurbaşkaru' nın onayına sunulmuş bir yasa üzennde değişiklik yapılamayacak olması nedeniyle yeniden değişiklik yapılacak bir yasal düzenleme gerçekleştiriÜTiesi öngörüldü. Bayındu-lık ve îskân Bakanı Akcan da Dünya Bankasf nın talebine karşı çıkmadı. Böylece bir yasanın daha çıkmadan yeniden değiştirilmesi gündeme gelmiş oldu. Cumhurbaşkanı Sezer'in Bankacıhk Yaasası'nda 3 maddeyi veto etmesinden sonra taruşmalar sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'in geri gönderdiği ban- kalara kaynak aktanmını öngören Ma- li Sektör Yasasfnın üç maddesını li- derler zirvesinde ele alacak. MFIP'li Devlet Bakanı Faruk Bal, karann ya- sanın özünü etkılemediğini, düzenle- menın aynen geçırilmesının daha bü- yük bir olasılık olduğunu söyledi. ANAP'h Aydın Ayaydın Sezer' in ge- rekçelerine destek venrken ANAP Grup Başkanvekıli YaşarDedelekde maddelerin yeniden görüşülmesi sı- rasında Sezer'in gerekçesinin dikka- te alınması gerektığını dile getirdi. Koalisyon ortaklan. Cumhurbaş- kanı Sezer'in geri gönderdiği Mali • MHP'li Faruk Bal, karann yasanın özünü etkılemediğini, düzenlemenin aynen geçirilmesinin daha büyük bir olasılık olduğunu söyledi. ANAP'lı Aydın Ayaydın Sezer'in gerekçelerine destek verirken Yaşar Dedelek de maddelerin yeniden görüşülmesi sırasında Sezer'in gerekçesinin dikkate alınması gerektiğini dile getirdi. Sektör Yasası'run 3 maddesini pazar- tesi yapılması öngörülen zirvede ele alacaklar. Liderler, üç maddenin ay- nen mi yoksa Sezer'in gerekçeleri doğrultusunda yeniden düzenlenerek mi Meclis'ten geçirileceğine karar verecekler. ANAP'lı Plan Bütçe Komisyonu üyesi Aydın Ayaydın, Sezer'in gerek- çelenne katıldığını, gen gönderilen dü- zenlemelerin de genel kurul görüşme- leri sırasında verilen önergelerle ger- çekleştirildiğini anımsattı. Maddele- rin yeniden görüşülmesi sırasında kri- tik durumun banka personelinın öz- lük haklan nedeniyle yaşanacağını anlatan Ayaydın. şöyle konuştu: "Sayuı Cumhurbaşkanı'nın endişe- lerinibizde dilegetirdik. BDDKveTa- sarruf Mevduaü Sigorta Fonu, Savış- tay denetiminin dışındaydı, denetime alindı. Gelen tepkiler nedenivle genel kurulda önerge verildi v e tamamı Sa- yıştay denetiminin dışına çıkanldı. Cumhurbaşkanı'nın gerekçeleri doğ- rudur. Dokunulmazlık vedenetim ko- nusu kolay çözünılenebilir.'* TBMM değerlendirecek ANAP Grup Başkanvekili Dede- lek, Sezer'in geri gönderdiği madde- ler ile ilgili gerekçesinin göz önüne alınması gerektiğini bildirdi. Dedelek, u Sayın Cumhurbaşkanf run bu ko- nudaki hassasivetleri dikkate ahna- rak yeni düzenleme yapılacakür diye düşünüyorum" dedi. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, onaylanan maddelenn yurürlüğe gir- dığını, veto edilenlerin ise TBMM'de değerlendirileceğini söyledi. Keçe- ciler. "MechYte hükümetin tutumu- nun ne olacağı konusu henüz karar- laşunlmarruşür" dedı. Bal. veto edilen maddelerin yasa- nın özüyle ilgili olmadığını, kamu yöneticilerinin ve personehn yargılan- masmı kapsadığını belirterek "Cum- hurbaşkanı'nın gerekçesine bakaum, ona göre Mecüs bir çözünı bulur. Bi- zinı hassasiyetimiz de vardı tabii, eko- nonıik progranu ilgilendiren bir yanı yokr diye konuştu. GÖRÜŞ Prof. Dr. TURKAN SAYLAN Tüpkiye'nin Kanı Canı YİBO'larda Yatıyor Ülkemizin geleceğini oluşturan 200 bine yakın kırsal kesim çocuğumuzu bağnnda yetiştiren Ya- tılı Bölge llköğretım Okullan (YİBO'lar) pek çok in- sanın dikkat ve ilgi alanı dışındadır. Oysa Anadolumuzun köy ve kasabalarında çok çocuklu yoksul ailelenn evlatlannı emanet ettiği mil- li eğitim kurumlarıdır bunlar. Sayıları 500'e varan YİBO'larda. llköğretimin birınci sınıfına gelen ço- cuklar, tam 8 yıl devletin koruması altında besle- nır. giyindirilir ve eğitilirier. YİBO onlann evi. öğret- menlerana-babalarıdır, birçoğu bırkaç kardeş ola- rak biraradadırlar. Orada, disiplinı, gunün yirmi dort saatıni paylaşmayı, temızlik, yemek yeme ve oku- ma alışkanlıklannı, tutumlu olmayı, azla yetınme- yi vb. pek çok yitirdığımiz nitelikleri kazanırlar. On- ları liselerde hemen fark edersiniz, saygıları, sabır- lan ve okuma-çalışma hırslanyla bir başkadırlan göz- leri, suya erişenlerin mutluluğuyla parlar: yüce düş- leri, yaşamdan büyük beklentileri vardır YİBO ço- cuklanmızın. Kuşkusuz YİBO'ları YİBO yapan oradaki yöne- ticiler. öğretmenler vedığerçalışanlardır. Onlar da- ha altı yedi yaşında, ürkek bakışlarla titreye titre- yeana-babalarınca, "devletkapısı"nateslim edi- lirler. Çok çocukludur ailelerı; anneleri, analıklan (ku- malar) doğurup durur ardı ardına. Bir türlü ögre- nememışlerdir. "bakabilecekleri, besleyebilecek- leri, eğıtebilecekleri" sayıda çocuk yapmanın ge- rektiğini. Sorarsanız boyunlarını büküp "Neyapa- lım, cahiliz işte" diye geçiştirırler. Nedendır bılin- mez. sanki gizli bir düşman eli. bızım gibi "geliş- mekte olan!" ülkelerin planlı bir nüfus politikası ol- masını engeller, elinde çatalıyla şeytan, kulaklara, "üre, üre, üredikçe rahatlarsın!" diye zehrini üfler ve 30 yaşında nine gorünüşlü zavallı analar, rahim- leri bacaklannın arasına sarkana kadar, birbiri ar- dına, çoğu bir yaşına varmadan yitip gidecek ya da sağlıksız, yeterince beslenemeyen canlar do- ğurup dururlar. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki. yeryüzünun gelişmiş ülkeleri, ürettikleri tapon mallan satacaklan bilinç- siz ve yoksul tüketıcilere gereksinım duyartar, bu nedenle de aile ya da nufus planlaması, gelişmek- te olan (!) ülkelerde bir türlü yerleşemez, oralara uygun yöntemler ve eğitim sağlanamaz ya da si- yasal varsayımlaıia bu sözcukleri söylemek bileta- bulaştınlır. Böylece, olanlar yine yoksul halka olur. Eğitim- li kitle, ailesini bilinçle planlarken yoksul ve eğitim- siz kesim ürer durur ve çarpık denge(!) yürür. "YİBO çocuklan geleceğimizdir" diyoruz, çün- kü onlar, iyi bır eğitim görür, donanımlı ve ülkenin temel gerçeklerini. sorunlarını ve çozümlerini bi- len, yaratan bilinçli yurttaşlar olarak yaşamın çe- şitli yönlerinde yer alırlarsa, 8. sınıfı, yani ilkoğre- timi bitirdikten sonra kaderlerine bırakılmaz, orta ve yükseköğretime devamları ve meslek sahibi ol- maları sağlanırsa, Turkıyemizın kırsal alan yüzü bambaşka olacaktır. Gerçek kalkınma, YİBO'lar- da. küçücük yaşta çok önemli niteliklerle donanan evlatlanmızın. bu değerli kurumlann ve oralarda bü- yük bir özveriyle hizmet vermeye çalışan yönetici ve öğretmenlerin, hem devlet hem de sivil toplum örgütlerinin el ele vermesiyle daha çok sahiplenil- mesi, eksıkliklerin giderilip önlerinin açılmasıyla sağlanabılecektir. YİBO, çocuklanmız için öncelikle bu özgün okul- ların fizıksel ve eğıtsel koşullarının en lyiye getiril- mesi, öğretmenlerınin özel olarak donatılması, okulun, çevreye, özellikle YİBO ailelerine ulaşarak onların bilinçlenmeleri ve sosyal kalkınmalan için projeler üretmesi gerekmektedir. Bütün bunlar, Millı Eğitim ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) başta olmak üzere, GAP Idaresi, uzman STÖ'ler, her bir okula destek verecek diğer devlet kurumları, üniversite- ler ve bağışçıların (sponsorlar) olanaklarını birleş- tirmesiyle gerçekleşebilir. Bazı yerlerde değerli or- dumuzun desteği de çok gerekli olabilir. ÇYDD olarak bızler, yurdumuzun, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş eğitim yoluyla kalkına- bilmesi amacıyla çok sayıda proje yürütmekteyiz. Inanıyoruz ki, YİBO'larda gerçekleşecek yeniden yapılanma ve YİBO çocuklarımızın, 12 yıllık zorun- lu eğitime geçmeleri, Türkiyemizin onünü açacak en önemli proje olacaktır. Böyle bir ortak çalışma, olanakları az ya da çok, ama çok sayıda yurtsever bağışçının ortaya çıka- rak el ele vermesini sağlayacak ve ülkemizin dört biryanındaki YlBO'larımızın sayıları artarken nite- likleri de yükselecektir. Şu gerçeği unutmayalım ve bilmeyenlere öğre- telim: "Türkiye'nin kanı canı YİBO'larda yatıyor." ATO Başkanı Sinan Aygün: Türkiye spekülatif kazanç cenneti A.NKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, dolann son üç ayda de- ğer kaybetmesinin spe- külatörlerin bir oyunu olduğunu belirterek, *Yapüldan sadecesenar- voyu kum saati gibi ter- sine çevirmek" dedı. Aygün dün yaptığı ya- zılı açıklamada, spekü- latörlerin ülkeyi sıcak para kıskacına soktuğu- nu kaydederek, dolarku- ru çıkarken para kaza- nan spekülatörlerin, do- lar kuru inerken de aynı yöntemı kullanarak bü- yük paralar kazandığını söyledi. 2001 yılının şu- bat ayında 680 bin lira olan dolarkurunun ekim ayında 1 milyon 614 bin liraya kadar yükseltil- mesi sonucu spekülatör- lerin yüzde 137 kazanç sağladıklannı söyleyen Aygün, bu defa 'kum sa- atini' tersine çevirerek üç ay içerisinde yüzde 42 kazanç sağladıklan- nı ifade etti. Buna göre bir spekü- latörün son 1 yıl içerisin- de toplam yüzde 179 fa- iz geliri elde etmesinin mümkün olduğunu dile getiren Aygün, bu yük- sek getirinin ABD 'de ya da AB ülkelerinde an- cak 90 yılda kazanılabi- leceğı görüşünü kaydet- ti. Aygün şunlan söyle- di: "Türkiye spekülatif kazançlann cenneti ha- hnegennlmiştir. Llusla- rarası para spekülatör- leri ülkemizde cirit at- maktadır. Bu şardarda LVlF'den kaç milyar do- larborç ahrsakalâhm, bi- rileri kum saatini çevir- diği sürece elde avuçta para kalmaz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle