Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 2002 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
kultur(5 cumhuriyet.com.tr
Ferhan Şensoy yeni oyununda ağızdan ağıza büyütülen efsane kahramanlar üzerine düşünüyor
Tiyatronunoeski somnlanKERRAR
Anadolu"da Dikkayalar diye bir yer.
Derme çatma bir kültürevi, tuvaleti
>ok, sahnesi var. Kültür müdürü pek
uğraşmış, bir oyun yazmış. Hem ne
cyun! Anlı şanlı 'kahramanOsman'ın
hkâyesı anlatılan. İş böyle olunca oyun
cynanacak, "Dikkayalar Belediyesi gu-
ronnan sunacak" diye seferber olur be-
lediye. Ama ortada oyuncu namına
kımse yok. Müdürün kansı, beledıye
zabıtası, tekrusyen Hakan'la kadro ta-
rnam, ama ya Osman?
lstanbullu bır aktör Alı Feyyaz Gün-
göktan. Kimse aramaz sormaz olmuş
uzun zamandır, bir haber yok dizilerden
de. Birden haber ulaşır Ali Feyyaz'a
ve... Verelim Dikkayalar!
Henüz ikı ay bıle geçmeden, ikinci
oyunuyla çıktı karşımıza Ferhan Şen-
soy. Yenı sezonun ikinci oyunu 'Kah-
ranıan Osman', yazanrun 39. oyunu.
Bu kez biraz arkalara. tiyatronun mut-
fağına görürüyor bizi sanatçı. Bir oyun
nasıl çıkar ortaya? Neler yaşanır prova-
lannda? Aktör dediğimiz adam kımdır,
nasıl biridir aslında? Tüm bunlar ve da-
ha birçok soruyla ızhyoruz oyunu. oyun
içındeki bir başka oyunla birlikte.
Ferhan Şensoy un Derya BaykaL, Le-
vent Ünsal, Celal Belgü, Ali Çatalbaş,
Ece Erdoğuş, Serap Günaydın, Erkan
Üçüncü ve Resul Okkan ile birlikte rol
aldığı oyun. aslında var olmayan Dik-
kayalar kasabasrnda geçıyor ama ızle-
yeceklerimiz her yerde başa gelecek
türden. Biraz da kimseler alınmasın di-
ye haritada bulunmayan bir yer seçmiş
Şensoy.
EşzamanJı iki hikâye
Dikkayalar'da bir kahraman gıbi kar-
şılanıyor şehirli aktör Ali Feyyaz. Ba-
şından hıç çıkarmadığı şapkası, yük-
sekten konuşan heybetli sesi, yer yer
abartılı nezaketi ve ağzından eksık ol-
mayan küfürleriyle çok tarudık aslında.
Ama Alı Feyyaz belirlı bin değil. bir sü-
rü böyle aktörün Ferhangi bir sentezi.
Kültür müdürünün yazdığı oyun
'Kahraman Osman' yörenin kulaktan
kulağa büyütülen efsanevi halk kahra-
manının hikâyesi. Şensoy, eşzamanlı i-
ki ayn öykü olarak anlahyor çoktan es-
kimiş bir aktörün Istanbul'dan Anado-
lu'ya uzanan macerasıyla Osman'ın bı-
ze özgü destanını. Ininde yaşayan bır
eşkıyadu- o, ashğı astık, kestiği kestik,
erhan Şensoy, henüz iki ay bile geçmeden yeni sezonun ikinci oyunuyla çıktı
karşımıza. 'Kahraman Osman' adlı oyun aslında var olmayan Dikkayalar
kasabasında geçiyor ama göreceklerimiz her yerde başa gelecek türden.
İzleyiciyi bu kez tiyatronun mutfağına götüren sanatçı. bu oyunla amatör
tiyatro adı altında yapılan 'sakıncalı' tiyatroya da bir eleştiri getiriyor ve
oyunun uzun süre repertuvarda kalacağına inanıyor.
yan bakan bin pişman... Kurşun işle-
mez bir yığit o. Ama neden işlemiyor
o kurşun? Büyüdüğü ahırda şerbetli
ıneğin sütünden içmiş çünkü. Şerbetli
ne demek ki? Şerbetli işte...
Bir kahramanhk yok ortada!
İki hikâye yan yana akarken 'büyük''
aktör Ali Feyyaz'la birlikte efsane ba-
lonu da patlıyor. Şensoy müdürün yaz-
dığı kötü oyun aracılığıyla, ağızdan ağı-
za giderek büyütülen efsane kahraman-
lan üzerine düşünüyor oyun boyunca.
Tıpkı Haldun Tanerin 'Keşanlı Ali
Destanı'nda gördüğümüz gıbı bır kah-
raman (!) Osman da. "Kahraman Os-
man, bir eşkryamn kahraman ilan edil-
mesi Kurşun işlemez! Nasü ya? Nedir
bunun kahramantağı? AMasıîu kesmiş,
teyzesini kesmiş, finncılan nnnda diri
diri yakmış. ondan bundan haraç ah-
yor~ Bir kahramanlıkyok ortada yani!"
Oyunun çıkış noktalanndan bin de
Çakırcalı Mehmet Efe hikâyesi olmuş.
Ege Bölgesi'nde büyük bır kahraman
olarak bilinen Çakırcalı'nın ne yaptığı-
nı araştırdığında ortada bır kahraman-
lık olmadığını, aslında herkes gibi sıra-
dan bir insan oldugunu görmüş Şen-
soy.
Oyunda kasabanuı. Türkçeyi hasbel-
kader konuşabılen kültür müdürü oru-
rup bir oyun yazıyor, sayın belediye
başkanmm pek sevgili eşi de uzman
dramaturg edasıyla el atıyor olaya he-
men. Küçük kızına 'büyük' bir rol ve-
nlmiş haliyle oyunu yeni baştan yazı-
veriyor!
Şensoy bu noktada amatör tiyatro adı
altında yapılan bırtakım yanlışlara.
kendi deyimiyle 'abuk sabukluklara'
gönderme yapıyor. "Bana her zaman
amatör thatrolara karşıymışım gibi ce-
vaplar gehyor. Hayır, ben amatör that-
rolara karşı değilim. ama bir bilen etra-
fında yapılnıası gerekir. Bu aniamda
amatör tiyatro adı altında yapılan 'sa-
bncalı" tiyatroya da bir eleştiri var."
Sponsor belediye olunca!
Ali Feyyaz kasabaya ulaşır ulaşmaz
kültür müdürü ve eşi çok konuşkan Fa-
dıme'yle birlikte belediye başkanını zi-
yaretıne bekleniyor. Feyyaz ise karşılık
venyor: 'Bir oyuncu kimsenin ayağına
ghmez, beJedive başkanı benim ayağıma
gelsin!' Ama sayın belediye başkanı
oyunun tek sponsoru, Feyyaz'uı Dikka-
yalar'a gelme nedeni kısaca. Bu aynn-
tıyı öğrenince, bilmeden ettiğı afili söz-
lennı gen alıyor: istikamet 'pek şeker'
sayın belediye başkanının makarnı!
Beledıyenin sponsorluğunda. tiyat-
ronun gereksinımlerine encümen ka-
rarlanyla karşılık veriliyor, hal böyle
olunca afiş fotoğrafı çekecek kasabanuı
tek fotoğrafçısının makinesinde fılm
olmaması çok tuhaf kaçmıyor: Film
alınması ıçın önce encümen karan ge-
rek. Karar almacak, uygulamaya kona-
cak, fılm yerıne ulaşacak. Varsın oyun
başlasın, afışi arkadan gelir... Dıkka-
yalar'dan çok uzak büyük kent tıyatro-
lanndaysa hiç olmaz böyle şeyler, tıyat-
rocular çok yabancı bu encümen zincir-
lerıne!
Içinden bir başka oyun akarken de-
yim yerindeyse 'oyunun oyununu' izli-
yoruz sahnede. Özellikle oyunun fark-
lı bölümlerine yayılmış, geçişlerle do-
lu prova sahnelerinde zorlu bir oyuncu-
luk söz konusu.
Düşe kalka sürüyor provalar, araya
aşk giriyor, şarap gınyor, elektrik kesın-
tısi giriyor... Zabıta müdürü hiç gelmi-
yor provaya ama prömiyere yetışiyor.
Küçük bir sorun var. rolünü bilmiyor!
Zabıtadan tiyatrocu olunca, biraz fazla
gerçek oluyor oyunu da... Sonrasını siz
göriin!
Şensoy zordu dese de, oyundan çok
keyif aldığını da hemen ardından ekli-
yor. Oyunun uzun süre repertuvarda ka-
İacağuıa inanıyor En eskı sanahn, tiyat-
ronun, sorunlan da, hikâyeleri de ken-
disi kadar eski, her daim anlahlacak gi-
bi. Yazılacak kahramanlanmız da bit-
mez ki!
Zeki Faikher 'in
desenlerindeki gizem
MARİA DEL MAR BONET'NİN KONSERİ İŞ SANATTA
Akdeniz ve Latin
Kültür Servisi - Çağdaş Türk resmin-
de soyuta yönelişin öncülerinden biri
olan Zeki Faik İzer'in desen sergisi. 28
Şubat'a dek Kare Sanat Galerisi'nde iz-
leyiciyle buluşuyor. Şergi, Izer'ın 1965-
70 yıllan arasında çinimürekkebi ve su-
luboya kullanarak yaptığı ve daha önce
sergilenmemiş resimlerinden farklı bir
kesit sunuyor.
Resimlerindeki kendiliğüıdenlik, bin-
lerce izlenim, birikim ve desen çalışma-
lan sonucunda ortaya çıkan sanatçınm,
kalem, füzen, çini, suluboya gibi farklı
malzemelerle ürettiği desenleri yapıtla-
nnı güçlendirirken sanatımn yönünü de
tayin eder. Doğunun minyatür ve resim-
lerindeki gizem ve zenginlik Izer'i çok
etkilemiştir. Beyaz ve siyahın renk ola-
rak değerlendirilmesi ile diğer renkleri
gösterme olanaklannı araştırmıştır.
19O5'te İstanbulda doğan Izer, Güzel
Şanatlar Akademısi'ni bitirdiktea sonra
Paris'e giden Türk ressamlan arasında
yer alır. Abidin Dino, Cemal Tollu, EHf
Naci ve Nurullah Berkle birlikte D Gru-
bu'nu oluşturur. Sanatçı 1937'de Güzel
Şanatlar Akademisi Fotoğraf Atölye-
Sanatçırun yapıtlan 28 Şubat'a dek
Kare Sanat Galerisi'nde görülebilir.
si'ni. 1951 "de ıse Türk Sanat Tarihi Ens-
titüsünü kurar. Yurtiçinde ve yurtdışın-
da birçok sergi açan İzer, 12 Aralık
1988'de öldü. (0 212 240 44 48)
muzıgı ruzgarıKültür Servisi - tspanyol sanatçı Maria
delMar Bonet 2 Şubat günü saat 19.30'da
tş Sanat'ta îstanbullu dinleyicilerle bulu-
şuyor. 'CavaD de Foc' adlı son albümünde
yer alan şarkılara ağırlık vereceği konse-
rinde sanatçıya 12 telli gitar, bandurria,
archilaud ile Javier Mas, gitar ile Feüu
Gasul, buzuki ve vurmalılar ile Dimitri
Psonis ve bas gitarda Ste\e de Swardt eş-
lik edecek.
1971 yılında 'Alün Plak' ödülünü alan
sanatçı, dünya müzisyenleriyle müzik
yaptığı albümlerle başansmı devam ettır-
di. 1981 yılında Kelt müzisyen Alan Sti-
vell ile gerçekleştirdiği albümü 'Duvarh
Bahçe' Fransa'da en ıyi yabancı albüm se-
çıldi. Sanatçı, 1996'dalstanbul'dadüzen-
lenen HABITAT organizasyonunda söy-
lediği şarkılar. Mikis Theodorakis ve Zül-
fii Iivaneti'yle gerçekleştirdiği konser ve
kayıtlar, Latin müziğuıin en önemli ısim-
lerinden Milton Nascimento'yla Latin ve
Akdeniz müziklerini birleştiren başanlı
çalışmalanyla ülkemizde de önemh bir
dinleyicı kitlesi edindi.
Yeni sanat formlan arayışı içeri-
sinde Ispanyol koreograf ve dansçı
Nacho Duato'yla birlikte 1988'de
gerçekleştirdiği 'Arenal' isimli
projeyle dans ve şarkılan buluş-
turan Bonet. 1997'de 30. sanat
yılını, Barcelona'da 14 bin din-
leyicinin katılımıyla gerçek-
leşen büyük bir konserle kut-
ladı.
"Müziğinıi tarif etmek be-
nim için çok zor. Öyle sanryo-
ruııı ki müzik kendimi ifade
edebildiğim ve var olabildiğim
en önemli alan" dıyen Mana
del Mar Bonet, İş Sanat'ta
vereceği konser için sabır-
sızlandığını; yıllar önce Is-
tanbul'da Zülfü Livaneli
ile verdiği konseri büyük
bir coşkuyla anımsadı-
ğını sözlerine ekliyor.
(0212 31615 76)
Genç kalemler Cumhuriyet'te.
SABIRİSTAN
Güzeldin
Güzelliğin demirde kıvılcım
Suda halka
Darağacında söz idi
Sabrın tohumları gibi
Saçılıp düştü toprağa
Şimdi güzelliğin
Yakılan bir ağıt
Söylenen bir destan
Öyle derin
Öyle içten
Yürek sabır ister
Taşımaya...
Güzelliğin
Özlenen bir ülke
Sanki
Sabıristan
MEHMET ALİ YAZICI
ZOR DEĞİL
Kırık umutlarla doldurmadan yaşamı
Bir bebek gülüşü mutluluklar arayalım
Tütsüler yakalım bilinmeyen akropollerde
Yürekleri sevdalara ateşleyelim
Köhne bir arka bahçe yaşlılığında
Taze çiçekler vermek bahara zor değil
Düğün kınalannın buruk sevincini
Ve halay mendilinin isyankâr coşkusunu
Kattık mıydı hayata
Kafdağı'nın ardını görmek
Zor değil
Yüklü bir karıncaya omuz verebilirsek
Hezarfen boşluğunda kanat çırpabilirsek
Bir martıyla
Oltaya takılı solucanı kurtaran balık
Olabilirsek
Korkuyu silmek
Zor değil.
GÖKHAN ERBİLGİN
Okuma tiyatrosu kalıplan içinde dört performans gerçekleştirilecek
Alman oyunyazarlan Şehir Tiyatroları 'nda
Kültür Servisi - Istanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Go-
ethe Enstitüsü işbirliğiyle 'Okuma
Tiyatrosu - Çağdaş Alman Yazarla-
n' başlıklı etkinlikler dizisı düzenli-
yor. Şubat-Ma\ıs 2002 tarihlen ara-
sında gerçekleştirilecek olan etkin-
likler, Alman tiyatro edebıyatının
son dönemde öne çıkan ve ödüllü
dört genç yazannın ilk kez Türkçe-
ye çe\Tİlen oyunlannı kapsıyor. Oku-
ma tiyatrosu kalıplan içinde yapıla-
cak olan dört performans, Şehir Ti-
yatrosu sanatçılan tarafindan gerçek-
leştirilecek.
Etkinliğin bir diğer özelliği de per-
formanslann ardından gerçeldeştire-
cekleri söyleşi için oyun yazarlan-
nın Türkiye'ye gelecek olmalan. Şu-
bat ayından başlayarak her ay bu-
oyunun okuma tiyatrosu formunda
sergileneceği etkınlikte, sabit bir ta-
sanm ekibi yer alacak.
Konsept tasanmı Mehmet Atak ile
Bakırköy Belediye Tiyatrolan dra-
maturgu Sibel Arslan Yeşilay tarafın-
dan gerçekleştirilen projede, 4 Şu-
bat'ta Thomas Jonigk'in 'Torun ts-
tiyorum', 18 Mart'ta Roland Schim-
melpfennig ın 'Uzun Zaman Önce
Mayıs'ta', 1 Nisan'da Thomas
Brasch ın 'Kadınlar Savaş Komedi'.
6 Mayıs'ta Marius von Mayen-
burg'un 'Ateş Yüzlü' adlı oyunlan
yer alacak.
4 Şubat"ta sahnelenecek 'Torun İs-
ti>"orunı', oğlunu anne - baba- çocuk
kutsal üçgenine dahil etmek için
elmden gelenı yapan, 'ailedekitorun-
suzluğa son vermek'te ısrarh bir an-
nenin bir türlü yola gelmek bilmeyen
eşcinsel oğlunu toplumsal sisteme
entegre etme çabalannı konu alıyor.
Oyunda, Celile Toyon, Serdar Orçin,
Hale Akınü. Mazİum Kiper, Se\inç
Erbulak, tbrahun Can, AB Mert Ya-
vuzcan, Ayça Tehrmak rol alıyor.
Performanslar saat 20.30'da Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi Cep Tiyat-
rosu'nda ücretsiz olarak sergilene-
cek.
Aynca o>r
unlar Mitosboyut Yayın-
lan tarafindan kitap olarak satışa su-
nulacak.
«ZETLE
• İNGİLİZ pop
sanatçısı Rod
Stewart 22
Şubat'ta Lime
şehrinde vereceği
konserle Peru'da
ilk kez seyirciyle
buluşacak. Güney
Amerika rumesı
kapsamındaki konserle, Stevvard,
2000 yılı Nisan ayuıda geçirdiği
ameliyat ve tedavi süreci nedeniyle
ara verdiği sahne çahşmalanna
yeniden başlamış olacak.
• OKUYUCUYLA
buhışmasuıdan bu yana 52.
sayısuıa ulaşan 'Aykınsanat\ İL
Şiir Yanşması'nı düzenliyor.
Konunun serbest olduğu
yanşmaya 60'ar dizeyi geçmeyen
en çok 5 şihie katılınabilir. 15
Nisan tarihine kadar
başvurulabUeeek. Yanşmaya
kaûlacaklann şiirlerini
'Aykırısanat II. Şiir Yanşması PK.
1048 Gar Adana" adresine açık
adres ve vesikauk fotoğraflanyla
ulaşürmalan gerekrvor.
• 2. -ANADOLU Ümversıtesi
Öğrenci Filmleri ve Kısa Fibn
Şenliği'nin ikincisi 19- 24 Mart
tanhlerinde gerçekleştirilecek.
Festivale katılmak ısteyen öğrenci
yönetmen ve bağımsız kısa
fılmcilerin 15 Şubat tarihine dek
VHS forrnatında kasetlerle
Anadolu Ünıversitesı Sınema
Televizyon Bölümü Araştmna
Görevlisi Serhat Serter aduıa
',\nadolu Üniversitesi Yunus
Emre Kampusu tletişim Bilimleri
Fakültesi, Eskişehir adresine _
ulaştrrmalan gerekiyor.
• KAZEV1
Öz'ünfılmi
'FotograT,
büyük
çoğunluğu
Akdeniz
ülkelerinden
obnaküzere
toplam 120
filmin gösterildiği İtal>a'nm
kuzeyindeki Trieste kentinde
düzenlenen 13. Alpe Adria Film
FestivaH'nde, 'En I>i Uzun
Metrajh FUm Ödülü'ne la\ık
görüldü. 8 farklı böhımden oluşan
festivalde. uzun metrajh fîhnler
arasındaki >anşma\a 16, kısa
metrajh filmler arasındakine de
36 fünı katıklı.
• ESKİŞEHtR Büyükşehir
Belediyesi tarafindan oluşturulan
Eskişehir Büyükşehir Sanat
Merkezi Salonu 25 Ocak'ta
hizmete girdi. 180 kişilik salonun
yanı su^ı oda tiyatrosu ve sanat
galerisinin de hizmete gireceği
bildirildi.
^ HAMZA İnanç'uı resim sergisi
Ankara So\nt Galeri'de 31 Ocakta
açıbyor. Sahne fotoğrafçıhğı
alamnrla da çahşmalarda bulunan
İnanç'uı yapıtlan 13 Şubat'a dek
gönUebilecek.
^ Antalya Devlet Opera ve Balesi
dün Mozart'ın 'Requiem' adlı
esennin prömiyerini
gerçekleştirdı. Orkestrayı şef
Dimitar Karaminkov, koroyu ise
Nikolay Merdzhanov yönetti.
• ADAPAZARI'nda Atatürk
tarafindan kullanümış olan bir
evin. onarüması ve ashna uygun
restore edilmcsinden sonra tl
Kültür Müdürlüğü bünyesinde
sanat galerisi olarak hiznıet
vereceği açıklandL
Çahşmalann ma>ıs aymda
tamamlanması planlanıyor.
• OSCAR'ı
dağıtan Akademi
üyeleri, bu yıl
onur ödülünü
Amerikalı siyah
oyuncu Sydney
Poitier'e
vereceklerini
açıkladı. 1963
yıhnda "Lilies of the Field'
fılmindeki rolüyle ilk Oscar'mı
alan Poitier, 'The Defiant Ones',
'Blackboard Jungle', 'A Raisin in
the Sun', 'To Sir, With Love-
Sevgili Öğretmenim", "Guess
Who's Coming to Dinner' ve 'In
the Heat of the Night' adlı
filmlerle Oscar'a aday
gösterilmişti.
• 31 Ocak Perşembe akşamı
Antalya Kültür Merkezi (AKM)
Aspendos Salonu'nda saat 20.00'de
Türkçe ve Yunanca şiirler
okunarak şiir üzerine
konuşmalann yapılacağı etkinükte
Stathis Oulkeroğlu da piyanosuyla
şüriere eşlik edecek. Etküüik
kapsammda Nâzun Hikmet,
Yannis Ritsos, Yorgo Seferis,
Konstantinos Kavafîs ve Odisseus
Elitis'in şürleri seslendirilecek.