Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Cerrah ve Nikâh
Memuru
Sevgili,
Bu perşembe, Istanbul Üniversitesi'nin Bal-
talimanı'ndaki sosyal tesislerinde, birerbab-ı nük-
tenin sohbetinin lezzetini tadıyordum.
Beni oraya davet eden, Cerrah Çelebi na-
mıyla da maarf, operatörlükte olduğu kadar ya-
zarlıkta da ünlü Tank Minkari idi.
Tarık Bey de kadim dostu Aydın Boysan gi-
bi, kendisiyle barışık, gülmeyi seven ve de bi-
len, bunu da karşısındakine hemen geçiren bir
kişi.
"Gülmeyi bilmek de ne demekmiş?" diye
sonmayacak kadar bilge olduğunu bilirim.
Gülmek sırrtmak olmadığı gibi otuz iki dişini
göstermek de değil; gülmeyi bilen zekânın ço-
cuğu olan mizahı kullanabilen kişi, yüzünden ek-
sik olmayan hınzır gülümsemeyi gülmeye çevi-
rirken, neşeyi, ironiyi, mizahı karşısındakine ak-
tararak yaşam sevinci sunar.
Herkesin bir gülüş üslubu vardır ve üslubu be-
yan aynen insan olduğuna göre, birisi için "Ba-
na nasıl güldüğünü anfat, onun nasıl biri oldu-
ğunu söyleyeyim " dersen yanlış bir laf etmiş ol-
mazsın sanınm.
Tarık Minkari'nin de Aydın Boysan'ın da mi-
zahları, artık ömeklerine gittikçe daha az rast-
ladığımız, bizim neslin aşina olduğu, ince, dü-
şündürücü, velhasıl lezzetine varılan, tadına d o
yum olmayan türden.
Ancak, birkaç yıl önce, televizyonda bu iki
mizah ustasının Okan Bayülgen ile yaptıklan
bir programı takip ederken, izleyen gençleri
avuçlarının içine aldıklarını gördüğümde çok
sevinmiştim.
Demek ki iyi örnekleri verilebilirse, sululuğun
egemen olduğu bir ortamda bile mizah üstün
gelebiliyordu.
•••
Her zaman ilginç insanların, eskilerin deyi-
miyle "hüdayı nabit" olmadıklarını, mutlaka bu
müstesna yeteneklerin ardında birilerinin bu-
lunduğunu, düşünmüşümdür.
Bunlar dalgakıranlan andınrlar. Su yüzünde gör-
düğünüzduvarınaltında, nelerneler vardır ama
göremezsiniz.
Tank Minkari'nin anlattıklanndan ve yazdıkla-
nndan (20 yılda 17 kitap) ortaya çıkan da onun
mizah kabiliyetini annesinden tevarüs etmiş ol-
duğudur.
Tarık Bey'in ağzından dinleyelim:
".. .Annem benim doktor olmamı istemezdi...
Ama ben doktoroldum, ama annem doktor olup
mesleğimiöğrendiğime inanmazdı. Birgünan-
nemde yemekteyim. Kapı çalındı. Annem ka-
ptya gitti, uzun birsüre konuştuktan sonra gel-
di. 'Kimdi o?' dedim. 'Yabancıydı' dedi. 'Sen
yabancıyla uzun konuşmazsın, kimdi o?' dedim.
'Şu sokağın köşesinde oturan beyin hanımı gel-
di, doktor bey evde mi?' dedi. 'Sen ne dedin?'
dedim. 'Evde yok dedim' dedi. 'Anne nasıl yok
dersin, ben evdeyim' dedim. 'Evladım sen da-
ha yeni doktor oldun, mesleğini öğrenip öğren-
mediğini bilmiyorum. Yalan yanlış birşey yazar-
sın, adam ölürse ben bu mahallede oturamam'
dedi. Oysa ben uzmandım."
•••
Yine Tank Minkari anlatıyor:
"Annem birgün bana 'Evladım eve o kadar
çok şeker çikolata geliyor ki, sen galiba bu işi
öğrendin, beni bir muayene et' dedi. Dizi şiş-
mişti ve artroza bağlı değişifdikler vardı. Ben bu-
nu tedavi edemeyeceğimi söyledim, ağnsı için
ilaçverdim. Tavsiyelerde bulundum. 'Bittimi?'
dedi. 'Bitti' dedim. Içeri gitti, avcu dolu birşe-
kilde gelip ceketimin cebine elini soktu ve bir
şeyler bıraktı. Elimi cebime attığımda, para
koyduğunu anladım. 'Anne ne zamandan beri
çocuklar annelerinden muayene parası alıyor?'
dedim. 'Para alırsan daha iyi muayene edersin
evladım' dedi. 'Nedenanneciğim?'ded/m. 'Ev-
ladım karnıma bakmadın, göğsümü dinlemedin,
tansiyonumu ölçmedin, bu ne biçim doktor-
\\skT dedi..."
Nur içinde yatsın Remziye Hanım. Bir de bu-
günleri görseydi... Artık muayene mi kaldı? Has-
tanın sırtını dinleyen, karnına bakan, uzun uzun
muayene eden doktor nerede?
Şimdi Prof. 'ultrason', Ordinaryüs 'MR', uz-
man 'film' vb....
Remziye Hanım oğlunun nikâh memuru olma-
sını istermiş, oğlu Tarık Minkari ise hem cerrah
olup bu alanda büyük başanlar kazanmış, mes-
leğine katkılarda bulunmuş, hem de nikâh me-
muru olup, sık sık neşe ile zekâyı nikâhlayıp in-
sanlann ruhlanndaki pası kaz/mış.
Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu:
Çocııkları siyasete
alet ediyorlar
DÎYARBAKIR
(Cumhuriyet Biirosu) -
MilliEğitim Bakanı Me-
tin Bostancıoğlu, son dö-
nemlerde yaygınlaşan
Kürtçe eğitim talebini
içeren dilekçe verilme-
sini "çocuklar flzerin-
dendvasetyapmak" di-
ye değerlendirdi.
Bostancıoğlu, diin Di-
yarbalar'dabölgedeki 12
kentin vali \'e milli eği-
tim müdürleri ile birlik-
te eğitim seminerineka-
tüdı. Valilik toplantı sa-
lonundaki seminerin açı-
lış konuşmasını yapan
Bostancıoğlu, konuşma-
sırıda Kürtçe eğitim is-
temini içeren dilekçeler
ile yeni öğretmen ata-
malanyla ilgili açıkla-
malarda bulundu. Türki-
ye'de Kürtçe eğitimin
olmayacağmı vurgula-
yan Bostancıoğlu, "Ço-
cuklarm siyasi emelkre
alet olmasına izin ver-
mem. MflK Eğitim Ba-
kanhğıolarakçocuklan-
mıza eniyi eğitimiverme-
yi amaçbyoruz, Bakan-
hk olarak bunu da en iyi
şekilde yapmaya devam
edeceğiz'' dedi.
Hedefleri tek çatı altında birleşme. Ancak herkes ayn hareketler halinde çalışma yürütüyor
Solda'hareketlVgünlerBARIŞDOSTER
Solda ve sağda yeni parti hazırlık-
ları sürerken ulusalcı, Kemalist çizgi-
de çalışmalannı yürüten Kemalist
Devrimciler Hareketı. kamuoyuna
yaptığı çağnyla çahşmalanm hızlan-
dırdı.
Ulusal Sanayicı ve Işadamlan Der-
neği (USÎAD), Atatürkçü Düşünce
Derneği gibi örgiitlerdeki çalışmala-
nyla bilinen Ertuğ Karacibioğlu ön-
cülüğünde hazırlıkJaruıı yürüten ha-
reket Türkiye'vi yaşamakta olduğu bu-
nalımdan kurtarmak için, köklü ve
hızlı bir atılımm yaşama geçirilmesi
gerektığıni belirttı. Kurtuluşun, Kema-
list devrimciliğı ilke edınmış bir ha-
reket ve onun öncü kadrosunun yöne-
timiyle gerçekleşebileceğini vurgu-
layan Kemalist De\Timciler Hareke-
ti, yurdun dört bir yanından kahlım-
la hazırlanan bildirinın, ulusumuzun
HADEP'e rakip
• Erdal Inönü'nün siyasetten çekildiğini açıkJamasından sonra sol yelpazede parti
oluşumu için çalışmalar çok parçalı olarak devam ediyor. Arayış içinde yer alan Kemalist
Devrimciler Hareketi, Bağımsız Cumhuriyet Hareketi, Sosyal Demokrat Hareket ve
SODEV çevresi çahşmalanna hız verdi.
bugününe ve yannına sahip çıkma ko-
nusundaki kararlılığını ortaya koydu-
ğunu açıkladı. Kemalist Devrimciler
Hareketi'nin öncü kadrosunda şu isim-
ler bulunuyor:
Ahmet Bflgeç, Ahmet Karakuş, AM
GönüL Ali Korai Atffla Çolpan, Ay-
dm Saülnuş. Faruk Öner, Hasan Tah-
sin Keskin. Hkran Karabudak, İsmet
Dikmen. Mehmet Ceyhan, Musa De-
veci Rıza Çoban. SadJkGemkL Şahin
Kasırga. Şakir Baştuğ. Y üksel Çoban,
Yıhnaz Dikbaş. Mehmet Aslanoğtu.
Tophımcu Demokratik Parti: Onü-
müzdeki günlerde Aydın Bağımsız
Mületveküi Sema Pişkinsüt önderüğın-
de resmen partileşecek.
BağansızCuııüıuriyetHareketi: Par-
tileşme hazırlıklannı önemli ölçüde
tamamlayan, ulusalcı, Kemalist çiz-
gıdeki hareketin önderi Prof. Dr. Müm-
taz SoysaL Prof. Dr. Sina Akşinin de
aralannda olduğu çok sayıda bılima-
damı, sendikacı, demokratik kitle ör-
gütü yöneticisi harekete destek veri-
yor.
Sosyal DemokratHareket-Atöheci-
ler: MuratKarayalçın ve arkadaşlan-
nın, gruplar arasında yeniden gunde-
me gelen görüşmelerden sonuç çıkmaz-
sa, kısa süre içinde. Karayalçın önder-
liğinde partileşeceklen belırtiliyor.
Tarhan Erdem, Yiğit Gülöksüz ve
Prof. Dr ÎDıanTekeK. Erdalİnönü ta-
rafından program ve tüzük yazmakla
görevlendirilmışlerdi. İnönü çekilin-
ce, öteki gruplarla bazı temaslan ol-
du. Çalışmalannı bir kitapçıkta top-
ladılar. Kamuojoınun bu kitapçığa ve-
receği tepkiyi dikkate alacaklan, par-
tileşme konusunda acelecı olmadık-
lan ifade ediliyor.
SODEV ÇevTesi: Ercan Karakaş,
Hafil Ergün. Se>fı Oktay, Şahin Llu-
soy, Aydın Cıngj birlikte hareket edi-
yorlar. Ayduı Gü\en Gürkan siyase-
te dönmeyeceğini açıkladıktan son-
ra. Karakaş ve arkadaşlannrn prog-
ram. kadro. üye ve örgüt bazmda, il-
kesel birlik çerçevesindeki arayışlan
sürüyor.
Zekeriya Temizel \ e arkadaşlan ge-
lışmeleri yalandan izliyorlar.
Solda gruplar arasındaki güvensiz-
lik sorununun aşılması için, arkasın-
da demokratik kitle örgütlerinin des-
teği olan, yıpranmamış, saygın isim-
lerin gruplar arasmda "kola^iaşûncı"
rolü üstlenebıleceklen konuşuluyor.
Henüz adlan üzerinde uzlaşmaya va-
nlmayan bu kolaylaştıncılann. beür-
li ilkeler çerçevesınde gruplarla görüş-
tükten sonra, eğer uzlaşma sağlarur-
sa, daha somut adımlar atabilecekle-
ri ifade ediliyor.
Sosyalist solda durum
Sosyalıst solda ise İP, ÖDP, EMEP
ve TKP çalışmalannı sürdürüyorlar.
Geçen hafta ÖDP'den kopan "gnıp"
% e "siyasi hareketfcrin". bu kulv^rda-
ki diğer bazı hareketlerle birlikte ye-
ni bir parti konusunu gündemlerine al-
dıklan belirtiliyor.
Yeni bir parti
dahayolda
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
- Yeni bir partinin daha kıiruhnası
için çalışmalar tamamlandı.
Çahşmalara aktif olarak katılan
Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm
Girişimı Yüriitme üyesi ve Demokrasi
ve Banş Parrısi (DBP) Genel Başkan
Yarduncısı Ba\Tam Bojçei partinin
kuruluşunun ocak sonunda ya da
şubat başında gerçekleşririleceğini
ifade etti. Türkiye'de demokrasiyi
inşa etme ve Kürt sorununun
demokratik yöntemlerle çözümü
yolundaki çalışmalann eskiye
dayandığmı belirten Bozyel.
Türkiye'nin AB üyeliği ile silahlarm
suskunluğunun bu girişimleri bir kez
daha gündeme getirdiğini söyledi.
Sisteme karşı daha etkin bir duruş
sergilemek için dağınık güçleri bir
araya getirmeyi amaçladıklanru
anlatan Bozyel,
u
Çok diUi, külrûriü,
etnisiteli ve gerçeğine uygun olarak
Türkiye'nin anayasal ve yönetsel
yeniden yapdandınlmasuu
öngörihüruz" dedi. Bozyel. kuruluş
çalışmalarının tamamlanmasuıın
ardından DBP'nin yapacağı bir
kongre ile kendini feshedeceğini ve
yeni partiye katılacağmı anlattı.
Partiye destek verenler arasında eski
DYP milletvekili, 18 Nisan seçimleri
öncesinde bir süre R4DEP ile birlikte
hareket eden ve adayhğı tartışılan
Abdülmeük Fırat da bulunuyor.
ÎĞNELl FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Aydın'dan çağrı
Tek çatı altında
birleşilsin
AYDEV (Cumhurfyet) - Solda tek
parti çatısı altında birleşme çağnsına
Aydm'dan destek geldi.
Aydın Sosyal Demokrasi Platformu
üyeleri adma yapılan açıklamada,
ülkenin içinde bulunduğu koşullann
gerek ekonomık, gerekse siyasi
anlamda topluma güven vermekten
uzaklaştığı vurgulanarak
"Bunuıt başhca nedeni. yozlaşan
siyasetin ülke yönetünindeki
başıboşluğu ve ulus de\ let olma
özelüğinden uzaklaşan bir anlayışın
sergflenmesidir" denildi.
Açıklamada, Izmir Sosyal Demokrasi
Platformu'nun gazetemizde de
yayımlanan, sosyal demokrat
siyasetin kapsayıcı, tek bir partide
yürütülmesi gereğine
dikkat çeken ilanına destek verildiği
belirtilerek şu görüşlere yer verildi:
"Ohışmasını dilediğhniz
kapsayıcı tek bir partinin,
sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri
ile ûlkemiz özgürlüğünün
vazgeçilmez unsuru olan
Atatürkçülüğün, antiemperyaUst, tam
bağımsız, laik. sosyal hukuk devleti
anlayışı ile harmaniannuş bir temele
oturmasını arzuluyor ve bu
özlenıimizin diğer illerdeki sosyal
demokrat dostJannuzca da benzer
girişinıkrle desteklenmesini yürekten
AbdûhnelikFıratda bulunuyor | ' ~ " ( nny
0
™*-
Sema Pişkinsüt'ün TDP'si siyasette yeni isimlerle pazartesi günü kuruluş dilekçesini veriyor
4
Giineş'li parti doğmaya hazır
Pişkinsfitiddiah.
• Pişkinsüt,
toplumım
beklentilerini
karşılamak ve
siyasette etik
kurallan geçerli
kılmak için TDP'yi
kurduJdannı vurguluyor.
Erdal Öz, Jale Parla,
Mehmet Güleryüz, Abidin
Kumbasar, Vedat
Sakman, Burhan Günel
de TDP kuruculan
arasında.
TÜREY KÖSE
ANKARA - Aydın Mılletve-
kili Sema Pişkinsüt ün önderh-
ğinde pazartesi günü kurulacak
Toplumcu Demokratik Parti'nin
(TDP) kuruculan arasında bilim
ve sanat çevrelerinden çok sa-
yıda isim yer alıyor. Pişkinsüt.
"Türkiye'nin gereksinimlerine
yanıt verecek, toplumculuğun
geçmişten geleceğe bağnu kura-
cak" bir parti kuracaklannı söy-
ledi.
TDP'nin kuruluş dilekçesi
pazartesi günü Içişleri Bakan-
lığı'na verilecek ve daha sonra
da genel merkezde bir basın
toplantısı düzenlenecek. Amb-
lemi güneş olan partinin kuru-
culan arasında siyasete yeni gi-
recek olan çok sayıda isim yer
alıyor. Yazar Erdal Öz, Vecdi
Sayar, Burhan Gûnel, müzis-
yen VedatSakman, balerin Zey-
nep Tanbay, ressam Mehmet
Güleryüz ile Prof. Dr. Abidin
Kumbasar, Prof. Dr. JaJe Parla,
Prof. Dr. Dflek Doltaş, Prof, Dr.
Hasan Vazıcı. Prof. Dr. Birsen
Gökçe, Prof. Dr.lmran Özalp,
Prof. Dr. İlbilge Saklanlu Prof.
Dr. Yüksel İnan. Prof. Dr. Bel-
kıs Aydmol, Prof. Dr. Engm Ank
ve emekli korgeneral Hasan
Muratfa ile eski emniyet müdü-
rü Yusuf Eğritay TDP'nin ku-
ruculan arasında yer alıyor.
DSP'den istifa eden bağımsız
millervekilleri Nazire Karakuş
ile Mehmet Özcan da TDP ku-
rucusu olacak.
TDP'nin marşı da hazırlandı.
Bu marşın sözleri arasında "ln-
sanın insana kıymadığı/insanın
insaıüan soymadığı/ çetesiz, iş-
kencesiz, yalansız, talansız/ ba-
nştan, emekten yana bir Türki-
ye özlemiyle" gibi dizeler yer
ahyor.
Sema Pişkinsüt, toplumun
beklentilerini karşılamak ve si-
yasette etik kurallan geçerli kıl-
mak için TDP'yi kurduklannı
vTirgulayarak "TDP'nin kuru-
culan, partinin kirlenmeye ve
kirliflğe karşı hassasiyetini so-
nuna kadar korumaya kararb-
dır" dedi. Pişkinsüt temel amaç-
lannı da ana başlıklarla şöyle
özetledi:
"TDP, bireyin gönencini top-
lumsal kalkınma ile birlikte sağ-
lamayı öngören, bu \ öndeki ev-
rensel ve ulusal değerleri benim-
seyen, getişmeyönündedeğişimi
amaç edinen programı ile top-
lumcu demokratikbir partidir."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Nâzım Hikmet'in Avrupa Birliği ile
bir ilgisi var mı? Nereden çıktı bu saç-
ma soru diyebilirsiniz. BİJiyorsunuz
Nâzım Hikmet'in mezarının Türki-
ye'ye taşınmasına MHP'liler karşı çı-
kıyorlar. Onun vatan haini olduğu ko-
nusundaki ısrarlannı da sürdürüyor-
lar. Sürdürürler; onlann dayandığı ide-
oloji böyle bir bağnazlığı haklı çıka-
racak bütün verilere sahip. Zaten ar-
kalarında yatan tarih de aynı sürecin
köklerini gözler önüne seriyor.
Devlet Bahçeli, "Apo'/u asmalı-
yız", "159 ve 312. maddeleri değiş-
tirtmeyiz" sözlerini söylerken yanı ba-
şında Şefkat Çetin oturuyordu. 12
Eylül öncesınin Ülkü Ocakları Genel
Başkanı Şefkat Çetin'den söz ediyo-
rum. Kimse değişmez dıyenlerden de-
ğiliz. Şefkat Çetin de değişebılir, ken-
disi değışmedim dese de. MHP bu
koalisyona girdiğinden bu yana, ikti-
darda olmanın zorlamasıyla bazı ödün-
ler veriyor. Ancak MHP'nin değiştiği-
ni söyleyenlere de tepki gösteriyor.
MHP, AB ve Nâzım Hikmet
MHP, bir iktidar partisi olarak da-
ha dikkatli bir üslup kullanıyor, bu
doğru; ancak temel siyasetlerini, te-
mel ideolojik tercihlerini de değiştir-
mediğini söyfüyor. Bu da doğru. MHP,
AB'ye karşı. Ancak toplumun büyük
bir kesiminin AB'ye girmekten yana
olduğunu bildiği için, "AB'ye karşı
değilizama.."diyenlerin safındayer
alarak temel direnişin merkezini oluş-
turuyor.
MHP'nin AB'ye tepkisinin temelin-
de ne yatıyor, asıl bunu irdelemek ge-
rekiyor. MHP, 50 yıllık antikomüniz-
min, 50 yıllık demokrasi karşıtlığının,
50 yıllık devlet despotizminin, 50 yıl-
lık ırkçı siyasetlerin ürünü. 12 Mart ve
12 Eylül, MHP'nin beslenip büyüme-
sinin ortamını ve yasal zeminini hazır-
ladı. Şimdi haklı olarak bu yasal zemi-
nin değiştirilmesine karşı çıkıyor.
MHP'nin AB'ye tepki göstermesi-
nin nedenleri üzerinde iyi düşünelim.
Diyelim ki Türkiye'nin önünde ABye
üye olmak diye bir sorunu yok; aca-
ba MHP o zaman yasaların demokra-
tikleşmesine evet der miydi? Sorun
burada AB'nin çifte standartlı olma-
sından mı kaynaklanıyor, yoksa
MHP'nin 12 Eylül sistemini deldirtmek
istememesinden mi?
•••
MHP. bir 12 Eylül partisi değil mi?
MHR 12 Eylül'de ifadesini bulan, des-
potik devlet anlayışının bütün kurum
ve yasalarına sahip çıkmıyor mu? Bu
tavnnın kendi içinde birtutarlılığı oldu-
ğu bir gerçek. AB'ye karşı tepkisinin
temelinde de aynı tavnn yattığını kim
yadsıyabilir? 0 zaman bazı çevrelerin
MHP'yi AB karşısında haklı göımele-
rini nasıl açıklayabiliriz? MHP'nin AB'ye
tepkisini bir bağımsızlık isteği olarak
kabul edebilir miyiz?
Aslında, MHP'yi AB karşısında hak-
lı görmek, akıllara türlü türlü sorular
getiriyor. MHP, demokrasiye direni-
yor, kendince haklı. MHR 12 Eylülcü
sistemi korumak için direniyor, ken-
dince haklı. MHP, ırkçı rüzgârı arka-
sına aldığı için "Apo 'yi asmalıyız" di-
yor, kendince haklı. MHR Nâzım'ın va-
tan haini olduğunda ısrar ederek dü-
şünce yobazlığını arkasına alıyor, ken-
dince haklı. MHP, bütün bu çerçeve
içinde AB'den gelen insan hakları,
demokrasi ve özgürlük çağrılarına
tepki gösteriyor, kendince haklı.
•••
MHR bugünkü statükonun partisi,
bunun inkâr edilecek bir yanı yok. O
zaman, statükocu diğer güçlerte geç-
mişten kalan çelişmelerini aşabiliyor.
Bugünkü durumun böyle gitmesini
isteyen, bu ülkenin bir türlü gelişmiş
ülkeler düzeyinde yasalara sahip ol-
masından korkanlarla MHP arasında
oluşan görüş birliği yeni bir durumu
mu ifade ediyor, yoksa 12 Eylül'den
bu yana oluşan bir ittifak sürecini mi?
"MHP mi bize yaklaşıyor, yoksa
biz mi MHP'ye" sorulannı bazı çev-
reler artık kendilerine ciddi olarak sor-
malılar. Devlet Bahçeli'nin yanında
oturan Şefkat Çetin hakkında yazıl-
mış iddianamelere bir göz atın. Ne-
reden nereye geldiğimizi görebilirsi-
niz. Şefkat Çetin'e Nâzım Hikmet'i
sorun, MHP'nin nereden nereye gel-
diğini anlayabilirsiniz.
MHP'nin AB'ye karşı çıkmasıyla
Nazım'ı vatan haini olarak görmesi
arasında bir bağ yok mu? MHP'nin
Apo'yıı asmak istemesiyle Tarkan'a
tepki göstermesı arasında bir ilişki
yok mu?
Düşünelim, neden MHP bazılarına
bu kadarsıcak geliyor. Düşünelim, ne-
den bazıları MHP ile aynı şeyleri söy-
lüyor... Bir düşünelim. Nâzım'ın 100.
doğum yıldönümünde anlamlı olabilir...