18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2002 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Cerrah ve Nikâh Memuru Sevgili, Bu perşembe, Istanbul Üniversitesi'nin Bal- talimanı'ndaki sosyal tesislerinde, birerbab-ı nük- tenin sohbetinin lezzetini tadıyordum. Beni oraya davet eden, Cerrah Çelebi na- mıyla da maarf, operatörlükte olduğu kadar ya- zarlıkta da ünlü Tank Minkari idi. Tarık Bey de kadim dostu Aydın Boysan gi- bi, kendisiyle barışık, gülmeyi seven ve de bi- len, bunu da karşısındakine hemen geçiren bir kişi. "Gülmeyi bilmek de ne demekmiş?" diye sonmayacak kadar bilge olduğunu bilirim. Gülmek sırrtmak olmadığı gibi otuz iki dişini göstermek de değil; gülmeyi bilen zekânın ço- cuğu olan mizahı kullanabilen kişi, yüzünden ek- sik olmayan hınzır gülümsemeyi gülmeye çevi- rirken, neşeyi, ironiyi, mizahı karşısındakine ak- tararak yaşam sevinci sunar. Herkesin bir gülüş üslubu vardır ve üslubu be- yan aynen insan olduğuna göre, birisi için "Ba- na nasıl güldüğünü anfat, onun nasıl biri oldu- ğunu söyleyeyim " dersen yanlış bir laf etmiş ol- mazsın sanınm. Tarık Minkari'nin de Aydın Boysan'ın da mi- zahları, artık ömeklerine gittikçe daha az rast- ladığımız, bizim neslin aşina olduğu, ince, dü- şündürücü, velhasıl lezzetine varılan, tadına d o yum olmayan türden. Ancak, birkaç yıl önce, televizyonda bu iki mizah ustasının Okan Bayülgen ile yaptıklan bir programı takip ederken, izleyen gençleri avuçlarının içine aldıklarını gördüğümde çok sevinmiştim. Demek ki iyi örnekleri verilebilirse, sululuğun egemen olduğu bir ortamda bile mizah üstün gelebiliyordu. ••• Her zaman ilginç insanların, eskilerin deyi- miyle "hüdayı nabit" olmadıklarını, mutlaka bu müstesna yeteneklerin ardında birilerinin bu- lunduğunu, düşünmüşümdür. Bunlar dalgakıranlan andınrlar. Su yüzünde gör- düğünüzduvarınaltında, nelerneler vardır ama göremezsiniz. Tank Minkari'nin anlattıklanndan ve yazdıkla- nndan (20 yılda 17 kitap) ortaya çıkan da onun mizah kabiliyetini annesinden tevarüs etmiş ol- duğudur. Tarık Bey'in ağzından dinleyelim: ".. .Annem benim doktor olmamı istemezdi... Ama ben doktoroldum, ama annem doktor olup mesleğimiöğrendiğime inanmazdı. Birgünan- nemde yemekteyim. Kapı çalındı. Annem ka- ptya gitti, uzun birsüre konuştuktan sonra gel- di. 'Kimdi o?' dedim. 'Yabancıydı' dedi. 'Sen yabancıyla uzun konuşmazsın, kimdi o?' dedim. 'Şu sokağın köşesinde oturan beyin hanımı gel- di, doktor bey evde mi?' dedi. 'Sen ne dedin?' dedim. 'Evde yok dedim' dedi. 'Anne nasıl yok dersin, ben evdeyim' dedim. 'Evladım sen da- ha yeni doktor oldun, mesleğini öğrenip öğren- mediğini bilmiyorum. Yalan yanlış birşey yazar- sın, adam ölürse ben bu mahallede oturamam' dedi. Oysa ben uzmandım." ••• Yine Tank Minkari anlatıyor: "Annem birgün bana 'Evladım eve o kadar çok şeker çikolata geliyor ki, sen galiba bu işi öğrendin, beni bir muayene et' dedi. Dizi şiş- mişti ve artroza bağlı değişifdikler vardı. Ben bu- nu tedavi edemeyeceğimi söyledim, ağnsı için ilaçverdim. Tavsiyelerde bulundum. 'Bittimi?' dedi. 'Bitti' dedim. Içeri gitti, avcu dolu birşe- kilde gelip ceketimin cebine elini soktu ve bir şeyler bıraktı. Elimi cebime attığımda, para koyduğunu anladım. 'Anne ne zamandan beri çocuklar annelerinden muayene parası alıyor?' dedim. 'Para alırsan daha iyi muayene edersin evladım' dedi. 'Nedenanneciğim?'ded/m. 'Ev- ladım karnıma bakmadın, göğsümü dinlemedin, tansiyonumu ölçmedin, bu ne biçim doktor- \\skT dedi..." Nur içinde yatsın Remziye Hanım. Bir de bu- günleri görseydi... Artık muayene mi kaldı? Has- tanın sırtını dinleyen, karnına bakan, uzun uzun muayene eden doktor nerede? Şimdi Prof. 'ultrason', Ordinaryüs 'MR', uz- man 'film' vb.... Remziye Hanım oğlunun nikâh memuru olma- sını istermiş, oğlu Tarık Minkari ise hem cerrah olup bu alanda büyük başanlar kazanmış, mes- leğine katkılarda bulunmuş, hem de nikâh me- muru olup, sık sık neşe ile zekâyı nikâhlayıp in- sanlann ruhlanndaki pası kaz/mış. Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu: Çocııkları siyasete alet ediyorlar DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Biirosu) - MilliEğitim Bakanı Me- tin Bostancıoğlu, son dö- nemlerde yaygınlaşan Kürtçe eğitim talebini içeren dilekçe verilme- sini "çocuklar flzerin- dendvasetyapmak" di- ye değerlendirdi. Bostancıoğlu, diin Di- yarbalar'dabölgedeki 12 kentin vali \'e milli eği- tim müdürleri ile birlik- te eğitim seminerineka- tüdı. Valilik toplantı sa- lonundaki seminerin açı- lış konuşmasını yapan Bostancıoğlu, konuşma- sırıda Kürtçe eğitim is- temini içeren dilekçeler ile yeni öğretmen ata- malanyla ilgili açıkla- malarda bulundu. Türki- ye'de Kürtçe eğitimin olmayacağmı vurgula- yan Bostancıoğlu, "Ço- cuklarm siyasi emelkre alet olmasına izin ver- mem. MflK Eğitim Ba- kanhğıolarakçocuklan- mıza eniyi eğitimiverme- yi amaçbyoruz, Bakan- hk olarak bunu da en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz'' dedi. Hedefleri tek çatı altında birleşme. Ancak herkes ayn hareketler halinde çalışma yürütüyor Solda'hareketlVgünlerBARIŞDOSTER Solda ve sağda yeni parti hazırlık- ları sürerken ulusalcı, Kemalist çizgi- de çalışmalannı yürüten Kemalist Devrimciler Hareketı. kamuoyuna yaptığı çağnyla çahşmalanm hızlan- dırdı. Ulusal Sanayicı ve Işadamlan Der- neği (USÎAD), Atatürkçü Düşünce Derneği gibi örgiitlerdeki çalışmala- nyla bilinen Ertuğ Karacibioğlu ön- cülüğünde hazırlıkJaruıı yürüten ha- reket Türkiye'vi yaşamakta olduğu bu- nalımdan kurtarmak için, köklü ve hızlı bir atılımm yaşama geçirilmesi gerektığıni belirttı. Kurtuluşun, Kema- list devrimciliğı ilke edınmış bir ha- reket ve onun öncü kadrosunun yöne- timiyle gerçekleşebileceğini vurgu- layan Kemalist De\Timciler Hareke- ti, yurdun dört bir yanından kahlım- la hazırlanan bildirinın, ulusumuzun HADEP'e rakip • Erdal Inönü'nün siyasetten çekildiğini açıkJamasından sonra sol yelpazede parti oluşumu için çalışmalar çok parçalı olarak devam ediyor. Arayış içinde yer alan Kemalist Devrimciler Hareketi, Bağımsız Cumhuriyet Hareketi, Sosyal Demokrat Hareket ve SODEV çevresi çahşmalanna hız verdi. bugününe ve yannına sahip çıkma ko- nusundaki kararlılığını ortaya koydu- ğunu açıkladı. Kemalist Devrimciler Hareketi'nin öncü kadrosunda şu isim- ler bulunuyor: Ahmet Bflgeç, Ahmet Karakuş, AM GönüL Ali Korai Atffla Çolpan, Ay- dm Saülnuş. Faruk Öner, Hasan Tah- sin Keskin. Hkran Karabudak, İsmet Dikmen. Mehmet Ceyhan, Musa De- veci Rıza Çoban. SadJkGemkL Şahin Kasırga. Şakir Baştuğ. Y üksel Çoban, Yıhnaz Dikbaş. Mehmet Aslanoğtu. Tophımcu Demokratik Parti: Onü- müzdeki günlerde Aydın Bağımsız Mületveküi Sema Pişkinsüt önderüğın- de resmen partileşecek. BağansızCuııüıuriyetHareketi: Par- tileşme hazırlıklannı önemli ölçüde tamamlayan, ulusalcı, Kemalist çiz- gıdeki hareketin önderi Prof. Dr. Müm- taz SoysaL Prof. Dr. Sina Akşinin de aralannda olduğu çok sayıda bılima- damı, sendikacı, demokratik kitle ör- gütü yöneticisi harekete destek veri- yor. Sosyal DemokratHareket-Atöheci- ler: MuratKarayalçın ve arkadaşlan- nın, gruplar arasında yeniden gunde- me gelen görüşmelerden sonuç çıkmaz- sa, kısa süre içinde. Karayalçın önder- liğinde partileşeceklen belırtiliyor. Tarhan Erdem, Yiğit Gülöksüz ve Prof. Dr ÎDıanTekeK. Erdalİnönü ta- rafından program ve tüzük yazmakla görevlendirilmışlerdi. İnönü çekilin- ce, öteki gruplarla bazı temaslan ol- du. Çalışmalannı bir kitapçıkta top- ladılar. Kamuojoınun bu kitapçığa ve- receği tepkiyi dikkate alacaklan, par- tileşme konusunda acelecı olmadık- lan ifade ediliyor. SODEV ÇevTesi: Ercan Karakaş, Hafil Ergün. Se>fı Oktay, Şahin Llu- soy, Aydın Cıngj birlikte hareket edi- yorlar. Ayduı Gü\en Gürkan siyase- te dönmeyeceğini açıkladıktan son- ra. Karakaş ve arkadaşlannrn prog- ram. kadro. üye ve örgüt bazmda, il- kesel birlik çerçevesindeki arayışlan sürüyor. Zekeriya Temizel \ e arkadaşlan ge- lışmeleri yalandan izliyorlar. Solda gruplar arasındaki güvensiz- lik sorununun aşılması için, arkasın- da demokratik kitle örgütlerinin des- teği olan, yıpranmamış, saygın isim- lerin gruplar arasmda "kola^iaşûncı" rolü üstlenebıleceklen konuşuluyor. Henüz adlan üzerinde uzlaşmaya va- nlmayan bu kolaylaştıncılann. beür- li ilkeler çerçevesınde gruplarla görüş- tükten sonra, eğer uzlaşma sağlarur- sa, daha somut adımlar atabilecekle- ri ifade ediliyor. Sosyalist solda durum Sosyalıst solda ise İP, ÖDP, EMEP ve TKP çalışmalannı sürdürüyorlar. Geçen hafta ÖDP'den kopan "gnıp" % e "siyasi hareketfcrin". bu kulv^rda- ki diğer bazı hareketlerle birlikte ye- ni bir parti konusunu gündemlerine al- dıklan belirtiliyor. Yeni bir parti dahayolda DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni bir partinin daha kıiruhnası için çalışmalar tamamlandı. Çahşmalara aktif olarak katılan Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm Girişimı Yüriitme üyesi ve Demokrasi ve Banş Parrısi (DBP) Genel Başkan Yarduncısı Ba\Tam Bojçei partinin kuruluşunun ocak sonunda ya da şubat başında gerçekleşririleceğini ifade etti. Türkiye'de demokrasiyi inşa etme ve Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü yolundaki çalışmalann eskiye dayandığmı belirten Bozyel. Türkiye'nin AB üyeliği ile silahlarm suskunluğunun bu girişimleri bir kez daha gündeme getirdiğini söyledi. Sisteme karşı daha etkin bir duruş sergilemek için dağınık güçleri bir araya getirmeyi amaçladıklanru anlatan Bozyel, u Çok diUi, külrûriü, etnisiteli ve gerçeğine uygun olarak Türkiye'nin anayasal ve yönetsel yeniden yapdandınlmasuu öngörihüruz" dedi. Bozyel. kuruluş çalışmalarının tamamlanmasuıın ardından DBP'nin yapacağı bir kongre ile kendini feshedeceğini ve yeni partiye katılacağmı anlattı. Partiye destek verenler arasında eski DYP milletvekili, 18 Nisan seçimleri öncesinde bir süre R4DEP ile birlikte hareket eden ve adayhğı tartışılan Abdülmeük Fırat da bulunuyor. ÎĞNELl FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Aydın'dan çağrı Tek çatı altında birleşilsin AYDEV (Cumhurfyet) - Solda tek parti çatısı altında birleşme çağnsına Aydm'dan destek geldi. Aydın Sosyal Demokrasi Platformu üyeleri adma yapılan açıklamada, ülkenin içinde bulunduğu koşullann gerek ekonomık, gerekse siyasi anlamda topluma güven vermekten uzaklaştığı vurgulanarak "Bunuıt başhca nedeni. yozlaşan siyasetin ülke yönetünindeki başıboşluğu ve ulus de\ let olma özelüğinden uzaklaşan bir anlayışın sergflenmesidir" denildi. Açıklamada, Izmir Sosyal Demokrasi Platformu'nun gazetemizde de yayımlanan, sosyal demokrat siyasetin kapsayıcı, tek bir partide yürütülmesi gereğine dikkat çeken ilanına destek verildiği belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Ohışmasını dilediğhniz kapsayıcı tek bir partinin, sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ile ûlkemiz özgürlüğünün vazgeçilmez unsuru olan Atatürkçülüğün, antiemperyaUst, tam bağımsız, laik. sosyal hukuk devleti anlayışı ile harmaniannuş bir temele oturmasını arzuluyor ve bu özlenıimizin diğer illerdeki sosyal demokrat dostJannuzca da benzer girişinıkrle desteklenmesini yürekten AbdûhnelikFıratda bulunuyor | ' ~ " ( nny 0 ™*- Sema Pişkinsüt'ün TDP'si siyasette yeni isimlerle pazartesi günü kuruluş dilekçesini veriyor 4 Giineş'li parti doğmaya hazır Pişkinsfitiddiah. • Pişkinsüt, toplumım beklentilerini karşılamak ve siyasette etik kurallan geçerli kılmak için TDP'yi kurduJdannı vurguluyor. Erdal Öz, Jale Parla, Mehmet Güleryüz, Abidin Kumbasar, Vedat Sakman, Burhan Günel de TDP kuruculan arasında. TÜREY KÖSE ANKARA - Aydın Mılletve- kili Sema Pişkinsüt ün önderh- ğinde pazartesi günü kurulacak Toplumcu Demokratik Parti'nin (TDP) kuruculan arasında bilim ve sanat çevrelerinden çok sa- yıda isim yer alıyor. Pişkinsüt. "Türkiye'nin gereksinimlerine yanıt verecek, toplumculuğun geçmişten geleceğe bağnu kura- cak" bir parti kuracaklannı söy- ledi. TDP'nin kuruluş dilekçesi pazartesi günü Içişleri Bakan- lığı'na verilecek ve daha sonra da genel merkezde bir basın toplantısı düzenlenecek. Amb- lemi güneş olan partinin kuru- culan arasında siyasete yeni gi- recek olan çok sayıda isim yer alıyor. Yazar Erdal Öz, Vecdi Sayar, Burhan Gûnel, müzis- yen VedatSakman, balerin Zey- nep Tanbay, ressam Mehmet Güleryüz ile Prof. Dr. Abidin Kumbasar, Prof. Dr. JaJe Parla, Prof. Dr. Dflek Doltaş, Prof, Dr. Hasan Vazıcı. Prof. Dr. Birsen Gökçe, Prof. Dr.lmran Özalp, Prof. Dr. İlbilge Saklanlu Prof. Dr. Yüksel İnan. Prof. Dr. Bel- kıs Aydmol, Prof. Dr. Engm Ank ve emekli korgeneral Hasan Muratfa ile eski emniyet müdü- rü Yusuf Eğritay TDP'nin ku- ruculan arasında yer alıyor. DSP'den istifa eden bağımsız millervekilleri Nazire Karakuş ile Mehmet Özcan da TDP ku- rucusu olacak. TDP'nin marşı da hazırlandı. Bu marşın sözleri arasında "ln- sanın insana kıymadığı/insanın insaıüan soymadığı/ çetesiz, iş- kencesiz, yalansız, talansız/ ba- nştan, emekten yana bir Türki- ye özlemiyle" gibi dizeler yer ahyor. Sema Pişkinsüt, toplumun beklentilerini karşılamak ve si- yasette etik kurallan geçerli kıl- mak için TDP'yi kurduklannı vTirgulayarak "TDP'nin kuru- culan, partinin kirlenmeye ve kirliflğe karşı hassasiyetini so- nuna kadar korumaya kararb- dır" dedi. Pişkinsüt temel amaç- lannı da ana başlıklarla şöyle özetledi: "TDP, bireyin gönencini top- lumsal kalkınma ile birlikte sağ- lamayı öngören, bu \ öndeki ev- rensel ve ulusal değerleri benim- seyen, getişmeyönündedeğişimi amaç edinen programı ile top- lumcu demokratikbir partidir." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Nâzım Hikmet'in Avrupa Birliği ile bir ilgisi var mı? Nereden çıktı bu saç- ma soru diyebilirsiniz. BİJiyorsunuz Nâzım Hikmet'in mezarının Türki- ye'ye taşınmasına MHP'liler karşı çı- kıyorlar. Onun vatan haini olduğu ko- nusundaki ısrarlannı da sürdürüyor- lar. Sürdürürler; onlann dayandığı ide- oloji böyle bir bağnazlığı haklı çıka- racak bütün verilere sahip. Zaten ar- kalarında yatan tarih de aynı sürecin köklerini gözler önüne seriyor. Devlet Bahçeli, "Apo'/u asmalı- yız", "159 ve 312. maddeleri değiş- tirtmeyiz" sözlerini söylerken yanı ba- şında Şefkat Çetin oturuyordu. 12 Eylül öncesınin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Şefkat Çetin'den söz ediyo- rum. Kimse değişmez dıyenlerden de- ğiliz. Şefkat Çetin de değişebılir, ken- disi değışmedim dese de. MHP bu koalisyona girdiğinden bu yana, ikti- darda olmanın zorlamasıyla bazı ödün- ler veriyor. Ancak MHP'nin değiştiği- ni söyleyenlere de tepki gösteriyor. MHP, AB ve Nâzım Hikmet MHP, bir iktidar partisi olarak da- ha dikkatli bir üslup kullanıyor, bu doğru; ancak temel siyasetlerini, te- mel ideolojik tercihlerini de değiştir- mediğini söyfüyor. Bu da doğru. MHP, AB'ye karşı. Ancak toplumun büyük bir kesiminin AB'ye girmekten yana olduğunu bildiği için, "AB'ye karşı değilizama.."diyenlerin safındayer alarak temel direnişin merkezini oluş- turuyor. MHP'nin AB'ye tepkisinin temelin- de ne yatıyor, asıl bunu irdelemek ge- rekiyor. MHP, 50 yıllık antikomüniz- min, 50 yıllık demokrasi karşıtlığının, 50 yıllık devlet despotizminin, 50 yıl- lık ırkçı siyasetlerin ürünü. 12 Mart ve 12 Eylül, MHP'nin beslenip büyüme- sinin ortamını ve yasal zeminini hazır- ladı. Şimdi haklı olarak bu yasal zemi- nin değiştirilmesine karşı çıkıyor. MHP'nin AB'ye tepki göstermesi- nin nedenleri üzerinde iyi düşünelim. Diyelim ki Türkiye'nin önünde ABye üye olmak diye bir sorunu yok; aca- ba MHP o zaman yasaların demokra- tikleşmesine evet der miydi? Sorun burada AB'nin çifte standartlı olma- sından mı kaynaklanıyor, yoksa MHP'nin 12 Eylül sistemini deldirtmek istememesinden mi? ••• MHP. bir 12 Eylül partisi değil mi? MHR 12 Eylül'de ifadesini bulan, des- potik devlet anlayışının bütün kurum ve yasalarına sahip çıkmıyor mu? Bu tavnnın kendi içinde birtutarlılığı oldu- ğu bir gerçek. AB'ye karşı tepkisinin temelinde de aynı tavnn yattığını kim yadsıyabilir? 0 zaman bazı çevrelerin MHP'yi AB karşısında haklı göımele- rini nasıl açıklayabiliriz? MHP'nin AB'ye tepkisini bir bağımsızlık isteği olarak kabul edebilir miyiz? Aslında, MHP'yi AB karşısında hak- lı görmek, akıllara türlü türlü sorular getiriyor. MHP, demokrasiye direni- yor, kendince haklı. MHR 12 Eylülcü sistemi korumak için direniyor, ken- dince haklı. MHP, ırkçı rüzgârı arka- sına aldığı için "Apo 'yi asmalıyız" di- yor, kendince haklı. MHR Nâzım'ın va- tan haini olduğunda ısrar ederek dü- şünce yobazlığını arkasına alıyor, ken- dince haklı. MHP, bütün bu çerçeve içinde AB'den gelen insan hakları, demokrasi ve özgürlük çağrılarına tepki gösteriyor, kendince haklı. ••• MHR bugünkü statükonun partisi, bunun inkâr edilecek bir yanı yok. O zaman, statükocu diğer güçlerte geç- mişten kalan çelişmelerini aşabiliyor. Bugünkü durumun böyle gitmesini isteyen, bu ülkenin bir türlü gelişmiş ülkeler düzeyinde yasalara sahip ol- masından korkanlarla MHP arasında oluşan görüş birliği yeni bir durumu mu ifade ediyor, yoksa 12 Eylül'den bu yana oluşan bir ittifak sürecini mi? "MHP mi bize yaklaşıyor, yoksa biz mi MHP'ye" sorulannı bazı çev- reler artık kendilerine ciddi olarak sor- malılar. Devlet Bahçeli'nin yanında oturan Şefkat Çetin hakkında yazıl- mış iddianamelere bir göz atın. Ne- reden nereye geldiğimizi görebilirsi- niz. Şefkat Çetin'e Nâzım Hikmet'i sorun, MHP'nin nereden nereye gel- diğini anlayabilirsiniz. MHP'nin AB'ye karşı çıkmasıyla Nazım'ı vatan haini olarak görmesi arasında bir bağ yok mu? MHP'nin Apo'yıı asmak istemesiyle Tarkan'a tepki göstermesı arasında bir ilişki yok mu? Düşünelim, neden MHP bazılarına bu kadarsıcak geliyor. Düşünelim, ne- den bazıları MHP ile aynı şeyleri söy- lüyor... Bir düşünelim. Nâzım'ın 100. doğum yıldönümünde anlamlı olabilir...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle