Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2001 PAZAI
8 HABERLEREV DEVAMI
•*
G U N C E L Cİ NEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
lerine rastlanmasına karşın hükümetin uyum için-
de çalıştığını söylemiyor mu?
Ama bu kez durum başka... Ister inanın, ister
inanmayın; Türkiye içeriyle de dışanyla da uyum
içinde! Gelişmeler bu saptamayı kanrtlıyor
11 Eylül terör saldınsının üzerinden 10 gün geç-
miş. Hükümetimizin terorizmle savaşımda hangi
rolü üstleneceğini, ABD'nin savaş isterisine katılım
ölçeğini kamuoyu bilmiyor, -sanırız- Başbakan da
bilmiyor.
Bir sıkıntısı var Türkiye'nin, daha doğrusu hükü-
metin...
ABD Başkanı Bush'un sağa sola telefon açma-
sına karşın 8-10 gün Ankara'yı aramaması öyle bir
hava estiriyor ki; Bush aramazsa hükümet (devlet)
terorizmle savaşıma ne gibi katkılarda bulunacağı-
nı kestiremeyecek sanki.
Son günlerdeki toplantılarda ilk karar; Türk aske-
ri ABD'nin yanında -bir zamanlar Kore'de olduğu
gibi- yer almayacak!
Bunun dışında ABD'den gelecek bütün istekle-
re amenna!
Böylece içerideki uyum bütün görkemiyle sagla-
nıyor.
Gelelim dışanyla uyuma:
E, peki ne yapacak, nasıl yardım edecek büyük
(para) destekçisi, uzun yıllar dost ve müttefiki
ABD'ye Türkiye?
Dışanyla (böyyük Amerika ile) uyum sağlamak
için ABD'den bir telefon, Bush'tan bir davranışgel-
meliydi, değil mi?
Geldi. 21 Eylül günü öğleden sonra ABD Başka-
nı Bush, Cumhurbaşkanı Sezer'i aradı.
Aynı gün Afganistan seferine hazırlanan ABD'ye
her türiü olanak sağlandı.
Oysa, dışanya uyum faslında diplomasi diye anı-
lan veya anılacak olan hikmet-i devlete örnek ha-
rika bir mizansen ızlendi.
Bush'un telefonundan iki gün önce ABD istekte-
rini içeren listeyi zaten hükümetimize bildirmişti.
Telefondan önce geien istekler yapılan toplantılar-
da kotanldı. Washington'a verildi.
Bush, telefonda "Türkiye 'den destek istedikleri-
ni ve beklediklehni" söyledi.
Hükümetimiz de telefonun geldıği gün -süratine
kurban olunacak bir davranışla- ABD'ye verecegi
desteği aynntılanyla açıkladı.
21 Eylül'deki Bush telefonu ve sonra hükümetin
ABD'ye verecegi desteklerie ilgili açıklamalan da-
ha önceki günler kotarılanların biçimsel yüzünü
yansrtıyor.
"Vergülüm" demişti ABD; Türkiye hemen "algü-
lüm" demişti ABD'ye.
Nitekim, Başbakan Ecevit dün Başkan Bush'a
gönderdıği mektubun içeriğini özetlerken; "... Ame-
rikan talebınin Türk hükümetince oiumlu karşılan-
dığını.." söyleyerek istekler listesinin daha önce-
den Türkiye'ye verildiğini doğruladı.
Ûçüncülük
Dün açıklandı. Ecevit, Bush'a (teşekkürü hak e-
den) bir mektup postalamıştı.
Dışişleri'nin yazdığı Başbakan Ecevit'in imzala-
dığı mektubun kamuoyuna duyurulan adı; "Kabul
Mektubu".
Işte şimdi, dışanyla uyumda hayli ilginç bir soru
geliyor akla. Bu ad bile ABD'nin isteklerini daha
önceden bildirdiğini ve kabul gördüğünü doğrula-
mıyor mu?
Yutturma yoldan dışanyla uyum sağlamanın böy-
lesine ne derler?
Sorun erbabına; diplomasi derler, diplomasi!
Hükümet, ABD rüzganna kapılmış görünüyor.
Buna karşın; önceki günkü zirvede Fransa Cumhur-
başkanı Chirac, "BinLadin'in ABD'yeyöneliksal-
dın düzenlediğinden AB ülkelerinin emin olmadı-
ğını, ancak ABD'nin tespitlerine güvendiklerini"
söylüyor.
Amerikan Gallup'un araştırmasına göre, ABD ve
Israil dışında çeşitli ülke halklan "terörist saldınla-
ra karşı misilleme" istemiyor.
Türkiye mi? Başbakan açıkladı: ABD'nin misille-
me karar ve eylemine tam destek!
Hiç değilse bir konuda bir üst sıraya çıkabildik:
Misilleme görüşünde dünya üçüncüsüyüz!
SayısalLotoy
yu
dörtkisi tutturdu
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Sayısal Loto'nun
bu haftakı çekilışınde kuponlarında 9,15,19,21,34 ve
36 rakamlannı ışaretleyen 4 kişi 118 milyar 164 mil-
yon 855 bin'er lira ikramiye kazandı.
Milli Piyango tdaresi Genel Müdürlüğü'nden yapı-
lan açıklamaya göre, bu haftaki çekilişte 5 bilenler 793
milyon 470 bin'er, 4 bilenJer 7 milyon 350 bin'er, 3 bi-
lenler ise 830 biner lira ikramiye kazandı. Bu haftaki
çekilişte büyük ikramiyeyi paylasan talihlilerin kupon-
lannı Kıbns, Yozgat- Şefaatli, Bursa-Yenişehir ve Is-
tanbul-Eminönü'den yanrdıklan bildirildi.
Yermez 1 gece kışlada gjzfenmiş
• İstanbul Haber Servis - Işadamı Üzeyir Garih'i
öldürdüğü ıddiasıyla tutuklanan Yener Yermez'in
koğuştan firar ettikten sonra Hasdal Kjşlası'ndan
hemen aynlmadığı anlaşıldı. Yermez'in istanbul
Emniyeti'ne verdiği ifadesinde koğuştan firar ettikten
sonra Edirne istikametindeki 9 No'lu kulenin
bulunduğu ağaçlann altında uyuduğunu ve ertesi
akşama kadar orada beklediğini söylediği öğrenildi.
SP'de gensora hazrhğı
• ANKARA (ANKA) - Saadet Partisi, Dışişleri
Bakanı Ismail Cem hakkında gensoru önergesi
vermeye hazırlanıyor. Gensoruyla, saldın sonrası
Türkiye'yi de birebir etkileyecek çok önemli
gelişmeler yaşanırken hükümetin ve Dışişleri
Bakanhğı'nın 'inisiyatif alamayan tavn' eleştirilerek
saldın ve ABD'nin muhtemel müdahalesi ile ilgili
tartışmalar Meclis'e taşmacak.
bıtirte satılft mahaUe
• İZMİT (AA) - Izmıt'ın Alıkahya beldesindeki
Akarca konutlannda banka kredisiyle ev sahibi
olanlar, geri ödeme limitlerinin yüksek olması
nedeniyle konutlannı topiu olarak satışa çıkardı.
Yuvam Akarca Konutlan Güzelleştirme, Yardımlaşma
vt Dayanışma Derneği Başkanı Türkan Şeyhoğlu,
"Geri ödemelerin enflasyondan etkilenmeyeceği
büdinlmişti ancak 250-300 milyon lirayı bulan
ödemeyle karşı karşıya kaldık" dedi.
Anayasa değişiklikleri yetersiz
ANKARA (ANKA) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal,
TBMM Genel Kurulu'nda
önümûzdeki hafta görüşüle-
cek olananayasa değişıklikle-
rinin arasında asıl yapılması
gerekenlerin yer almadığına
isaret ederek, milletvekili do-
kunulmazlıkJannın kaldınl-
ması ve bakanlann soruşturul-
masımn bu değişiklikler ara-
sında yer alması gerektiğini
söyledi.
Baykal. partisinin Türki-
ye'yi il ü dolasacak parti de-
netmenleriyle birtoplantı yap-
tı. Toplantınm açılış konusma-
sını yapan Baykal, bu hafta
TBMM'degörüşülecek anaya-
sa değişikJiklerinin yeterince
kamuoyunda tartışılmadıgını
söyledi. Sözkonusu değişiklik
paketini deyetersiz bulan Bay-
kal, asıl yapılması gereken de-
ğişikliklerin paket içerisinde
yer almadığını savundu.
Baykal, milletvekili doku-
nulmazhğı ve bakanlann so-
ruşturulması konusunun pa-
kette yeralması gerektiğini di-
le getirdi. Türkiye'nin uzunca
bir süreden beri yargı organla-
n talep etriği halde bakanlan-
m yargılayamayan birülke ko-
numunda olduğunu belirten
Baykal, Türkiye ilkel bir hu-
kuk manûğı içine girdL Istifa,
suçunortadankalkınasınısâğ-
layacak bir ödeşme biçiınidir
dîye bir manük hukukta yer
alabflir mi?" diye konuşru.
Baykal, Anayasa Komisyo-
nu'ndangeçen değişikliklerde
"TemsOde adafet, yöoctimde
müesseriyet'" ılkesinin ortadan
kaldınlmasımn veparti kapat-
mayla ilgili düzenlemelerin de
tehlikeli bulduğunu ifade etti.
_ J
Türldye AB'ye pazar olacak
BANUSALMAN
ANKARA - DPT Av-
rupa Birliği ile Ilişkiler
Genel Müdürlüğü'nce
hazırlanan raporda, ka-
mu ihalelerinin yabancı-
lara açılmasıyla, altyapı
alanında Türkiye'nin
AB'ye pazar olacağı
uyansı yeraldı. AB'nin
altyapı yatınmlanm ta-
mamJamış olması nede-
niyle Türk müteahhitler
için cazip birpazar oluş-
turmadığı kaydedilen ra-
porda, hizmetlerin ser-
bestleştirilmesiyle ilgili
gelişmeler sağlanmadan
kamu ihalelerinin ya-
bancılara açılmasma
karşı çıkıldı. Kamu iha-
lelerinin yabancılara
açılması durumunda
Türk teknik müşavirlik
hizmetinin de gerileye-
ceğine dikkat çekıldi.
Rapor, Türkiye'nin ka-
mu ihalelerini yabancı-
lara açması için baskı
yapan AB'nin kendi fi-
nanse etriği projelere
Türk müteahhitlerin gir-
mesine izin vermediğini
ortaya koydu.
DPT, AB ile Ilişkiler
Genel Müdürlüğü, Hazi-
ran 2001 tarihli raporuy-
la, Devlet Ihale Yasa-
sı'nda yapılacak deği-
şiklikle kamu ihaleleri-
nin yabancılara açılması
ile hizmetlerin serbest-
leştirilmesinin Türkiye
açısmdan yaratacağı so-
nuçlan inceledi. Sektö-
rel bazda hizmetlerin
serbestleştirümesi ve ka-
mu ihalelen pazarlarmın
karşılıklı açılmasım in-
celeyen raporda, Devlet
Ihale Yasası'nda yapıla-
cak değişikliği de yakın-
dan ilgilendiren müteah-
hitlik, müşavirlik ve da-
nışmanlık hizmetJeriyle
ilgili şu çarpıcı saptama-
lar yer alıyor:
- AB ülkelerinin altya-
pı yatınmlannı büyük
ölçüde tamamlamış ol-
malan nedeniyle AB pa-
zarı Türk müteahhitleri
açısından cazip birpazar
olarak görülmemektedir.
Buna karşılık Türki-
ye'nin altyapı yatınmla-
nm halen sürdürmekte
olması pazanmızı AB
açısmdan cazip hale ge-
tirmektedir. Türk firma-
lan, merkezi ve doğu
Avrupa ülkeleri pazarla-
rma ilgi duymaktadırlar.
Ancak PHARE ve ISPA
gibi AB programların-
dan finanse edilen proje
ihalelerine Türk firma-
lan katılamamaktadır.
- Hizmetlerin serbest-
leştirilmesi paralelinde
gündeme gelen kamu
ihaleleri pazarlarmın
karşılıklı açılması konu-
sunun, hizmetlerle ilgili
bir gelişme sağlanması
durumunda gündeme
getirilmesinin uygun
olacağı düşünülmekte-
dir.
- Türk teknik müşavir-
lik sektörünün, Türkiye
ile AB arasında kamu
ihaleleri pazarlannın
karşılıklı açılması halin-
de, AB'de veya Türk pa-
zannda açılacak ihale-
lerde AB firmalan ile re-
kabet edemeyeceği ve
yasal ve idari eksiklikler
gideribneden gerçekleş-
ririlecek serbestleştirme
durumunda, sektörün
gerileyeceği anlaşılmak-
tadır. Sektörün geçiş sü-
resi talebi bulunmakta-
dır.
- Dış kredili yatınm-
larda yabancı teknik mü-
şavir kullanılması ulusal
teknik müşavirlik sektö-
rünü olumsuz etkile-
mektedir.
- Piyasa araştırması ve
yönetim danışmanlığı
hizmetleri ile ilgili çok
sayıda firma bulunması-
na rağmen, bu tür hiz-
metleri sağlayan Türk
firmalan küçük ölçekli-
dir.
Danışmanlık hizmet-
lerine daha çok uluslara-
rası kredi ve hibe ile fi-
nansman sağlanan pro-
jelerde ihtiyaç duyuldu-
ğu ve bu projelerde ulus-
Öıale Yasası masada
• Baştarafi 1. Sayfada
me kaydedildiği, verilen aranın ar-
dından bu hafta Devlet Ihale Yasa-
sı'nın yeniden masaya yatınlacağı
öğrenildi. Devlet Ihale Yasası'nda
yapılacak değişiklikler, IMF'ye su-
nulan niyet mektubu doğnıltusunda
15 Ekim'de tasan olarak TBMM'ye
sunulmaya çalısılıyor.
Devlet thale Yasası'nda yapılacak
değişiklikle siyasi iradeden bağım-
sız, özerk birkurul oluşturulması ön-
görülüyor. AB Komisyonu, bukuru-
lunbakanlığa bağlı olmasını istemi-
yor. Tasanyla ilgili tarüşmalı nokta-
lardan birini de kamu ihalelerinin
yabancılara da yerli firmalarla eşit
koşullarda açılması istemi oiuşturu-
yor. AB Komisyonu, kamu ihalele*
rinde yabancılann önündeki engel-
lerin mümkün olduğu kadar kaldınl-
ması ve Devlet Ihale Yasası'nm uy-
gulaması ve denetlenmesine ilişkin
olarak oluşturulacak bağımsızkûru-
lun görev yapması isteniyor.
AB ile Dünya Bankası heyetlerinin
geçen hafta yapılan çalışmalannın
bu hafta da sürdürüleceği belirtildi.
IMF niyet mektubunda taahhüt edi-
len Devlet Ihale Yasası'nın 15 Ekim
tarihine kadar TBMM'ye sunuhnuş
olmasını, Dünya Bankası, kamu sek-
törü kredisini serbest bırakmak için
koşul olarak öne sürüyor.
OKUR YAZARLAHIÎT
biraraya gelip bu
yi yazamadik. Bu yüzden
başkasina yazdı»rdik.
Ne yazdiğinıda
okuyamiyoriluz zaTen.
umarısz doğru yaszmışt^-r.
Okuyamiyoruz,
.yazamiyoruz,
anlatami.yoruz.
Iararası danışman kulla-
nımı ihale şartnamele-
rinde yer aldığı için yer-
li şirketler piyasaya gir-
mekte zorlanıyor.
- AB'de yerleşik ger-
çek ve tüzel kışilerin hiz-
met sunumunda bulun-
mak üzere yerli hizmet
sunuculanyla eşit koşul-
larda Türk pazanna gir-
mesi halinde Türk müte-
ahhitlik sektörü yabancı
firmalarla rekabet ede-
bilecek güçtedir. Ancak
küçük ölçekli müteah-
hitlik firmalan rekabet
açısmdan zorluklar ya-
şayabilecek ve taşeron-
luk hizmetlerine yönele-
bilecektir.
- Türk müteahhitlik
firmalannın, yurtdışın-
da rekabet gücü büyük
ölçüde iş gücü maliyet-
lerinin düşüklüğüne
bağlıdır. Firmalar, hiz-
met verdikleri süre için-
de kendi mühendis ve iş-
çilerini kullanabilme yö-
nünde kilit personel tam-
mının görüşmelerde net
biçimde ortaya konul-
masmı istemektedirler.r
- Kamu ihaleleri pa-
zarlannm karşılıklı açıl-
ması halinde, müteahhit
seçimi bakımından
önem taşıyan iş deneyi-
mi meselesinin karşılık-
lı tanınması konusunun
da gündeme getirilmesi
ve bu çerçevede ana fir-
mamn geçmiş deneyim-
lerinin referans olarak k-
abul edihnesi konusu
firmalarımız açısından
büyük önem taşımak-1
tadır.
Türkiye'de on milyonu aşkın yetişkin okuma yazma bilmiyor.* Bu eksiklik yüzünden,
gündelik yaşamın en kotay işlerini bile gerçekleştirmekte büyük güçlük çekiyorlar.
AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfıl, Utusal Eğitime Destek Kampanyası çerçevesinde
gerçekleştirdiği Okuma Yazma Bilgi Hattı ile bu soruna çözüm üretmeye devam ediyor.
OKUMA YAZMA BİLGİ HATTI ıte,
cevres/ndekf okuryazar oCmayan yetıskınteri bu kampanyadan haberdar etmek tsteyentere ve
okuma yazma bitmeyenlere, bilgilendırme ve yonlendırme hızruett sunutmaktadır
G U N D E M MUSTAFA BALBA1
I Baştarafi I. Sayfada
Körfezin yüzeyi petrol tabakasıyla kapanıyor, can
lılar ölüyor... Bir karabatak da her tarafı petrol si
yahı, şaşkın şaşkın kıyıda, kayalıklann üzerind*
dolanıyor, az sonra ölecek!
Görüntü Saddam'ın ne kadar insanlık düşman
olduğunu da ortaya koyuyor!
Savaştan iki ay sonra ortaya çıktı ki, o görüntü-
ler Basra Körfezi'nde değil, Fransa açıklannda çe-
kilmiş!
Saddam yönetiminin diktatörsel boyutlan ayn
konu ama, medyanın bu 'ör'sel boyutlan nasıl ka-
bul edilebilir?
Yine Körfez Savaşı'nın uluslararası kamuoyunu
çok ilgilendirdiği günler... 10 yaşlannda bir kız ço-
cuğu, Kuveyt'i işgal eden Iraklı askerlerin ne kadar
gaddar davrandığını ABD yönetimine kürsüde an-
latırken, televizyonlar canlı yayında olayı veriyor...
Sonradan anlaşıldı ki kız çocuğuna bunlan söy-
lemesi öğretılmiş, böyle bir durum olmamış!
O dönemin ABD'lı gazetecileri yönetimi uyarmış-
lar, "Bir daha bunu bıze yapmayın" demişlerdi...
Romanya'da Çavuşesku döneminin son günle-
ri. Halk Bükreş'te toplanmış, yönetimin istifasını is-
tiyor. Çavuşesku yurtdışı gezisinden hemen dönü-
yor, ortalık kanşıyor. Uluslararası saygınlıktaki ha-
ber ajansları dünyaya şu haberi ulaştınyor
- Halkın üzenne ateş açıldı, binlerce ölü var...
Ertesi gün fotoğraflar geçiliyor. Üst üste yığılı ce-
setler, en üstte de bir çocuk!
Bir süre sonra anlaşıldı ki, ölü sayısı 70. Fotoğ-
raflar da Bükreş Tıp Fakültesi morgunda çekilmiş,
olayla ilgısi olmayan ölüler!
Çavuşesku'nun politik durumu ayn konu ama,
medyanın bu 'ro/'itik durumu nasıl kabul edilebilir?
1999 Kosova operasyonu... Bölgeye bomba üs-
tüne bomba yağdınlıyor. Operasyon sonrasında
Kosova'nın bazı bölgelerinde uluslararası gücün
askerierı bulundurulmuyor. Buralarda yaşayan ki-
şilerde de garip belirtileri olan hastalıklar başlıyor.
Anlaşılıyor ki operasyonda seyreltilmiş uranyum
kullanılmış. Yine sonradan anlaşılıyor ki operasyon
sırasında uluslararası ajanslann durumdan haberi
olmuş, ama durum haber olmamış.
Naklen yayına aklen yorum!
ABD'de yaşanan 21. yüzyılın ilk büyük terör ey-
leminin ardından da medyanın yine aktif bir işlev
üstlendiğini görüyoruz. Amerikan televizyon kanaJ-
lannın binlerce kışinin ölümüne neden olan olayı
"kansız" vermesi dikkat çektı.
Türkiye'deki kanalların kol çıkığından bile kanlı
çekim yaratma merakı olduğu için ABD televizyon-
larının tutumunu doğal olarak anlamakta güçlük
çektik. Ancak, kansız haberciliği sempati toplayan
Amerikan medyasının, olayı dünyaya duyururken
izlediği sansürlü yol da ilginçti. Tıpkı yukanda ver-
diğimiz örneklerde olduğu gibi, yakın gelecekte
belkı de son terör eylemine ilişkin ilginç medya not-
lanna sahıp olacağız.
Amerikalı meslektaşlanmızın yönetime, 4. uçağın
neden düştüğünü sormadıklannı vurgulamakla ye-
tinelim.
Amerika'dan gelen haberlerin yanlış olduğunu
iddia etmiyoruz, ancak ucu belli olmayan bu haber-
lere dayalı yorum yapıp "Kayıtsız şartsjz destekle-
yelim" naralannı da kabul etmiyoruz.
Çağın getirdiği olanaklaria naklen yayın elbet ya-
pılacak...
Naklen yayına evet, neklen yoruma hayır...
Yayın naklen, yorum aklen olmalı!
ankcum@ttnetnet.tr
AL GOZÜJVI SEYREYLE
Acele Bir Matkcıp
Bulun!
• Baştarafi Arka Sayfada
gösterecek bu bilınmıyor:
çûnkû ısıntn düşmesı dü-
şûnûlmemış. maddeler ısı
testlerindengeçınlmerruş.
Ök önce mekiğin çevresin-
de bir buzlanma oluyor,
neyse bu en ılkel bir yön-
temle, sıcak su dökülerek
çözülüyor Isı hâlâ beşın
aJtında. mekıgı ve firlaöcı-
lan yapan mühendıslık
fîrması. fırlatmaya 24 sa-
at kala hummalı bir çalış-
ma ıçine giriyor. Bu çalış-
madan çıkan sonuç şu:
Mekiğı bu ısıda firlat-
mak mühendıslik hesapla-
nna göre bir patlamayla
sonuçlanacaktır.
Mûhendısler öyle hızh
çaJışıyorlar ki, krokileri
bile bilgisayarda çızemı-
yorlar, her şeyı elle çizı-
yorlar ve hemen NASA
yetkililerini toplanttya ca-
ğınyorlar. Toplantıda mü-
hendisleıın bütün ısrarla-
nna ve ıkna çabalanna
karşın NASA yetkılilen,
patlamayla ilgili ikna ol-
madıklannı söylüyoriar ve
mûhendıslerin ıtırazlanna
rağmen mekığın firlatıl-
ması karan alınıyor.
Sonuçta mühendisler
hakü çıkıyor ve mekık, fir-
latılmasından bir dakika
sonra havada patlıyor.
NASA yetkilılerinin ve
milyonlarca Amerikalının
şaşkın bakışlan karşısın-
da.
Ve bütün bu olanlar.
mühendislık belgeleri o
günlerde değil, ancak yıl-
lar sonra açıklanıyor ve bir
belgesel yapılabiliyor.
Şimdı kulelenn nasü
vurulduğuna şaşıp duru-
yoruz. IşlerfilmJerdekıgi-
bi yürümüyor. Kımsenin
aklına, koskoca bir üste
bataryası bitmış altı mat-
kap olacağı gelir mi? Val-
lahi böyle olmuş, bence
uçaklan kaçıranlar da bu
işi bir çocuk oyunu oynar
gibi yapmışlardır; ellerin-
dekı maket bıçaklannı
göstere göstere uçağa bin-
mışlerdir.
Amerikan demokrasisi
ışte böyle bir şey, elitlerin
yönettiği, sanal bir dünya.
Belkı de bu nedenden
dünyanın en çok suç işle-
nen ülkesi Amerika; her-
kes kendini bir Rambo ya
da Kahraman Kovboy sa-
nıyor. Şundi, bu kahraman
kovboylar yeni bir Viet-
nam yaratmak üzere yola
çıkmış durumdalar.
68'de bir slogan vardı.
Italya'da, Fransa'da, Tür-
kiye'de genç ınsanlar bu
sloganı ymeleyerek so-
kaklarda koşarlardı:
"Bir, iki,fiç,daha fazb
Vîeöıam!-, "Kr,ikiöç, da-
ha fazUyietnam!"
Hayret... Benım aklıma
gelenler çok ünlü Penta-
gon kurmaylannın aklına
neden gelmiyor?
seyreyie2002@yahoo.com
Fethiye
Çalış Plajı'nda
denize sıfır, canlı müzik.
Cumhuriyet okurlarına tanrtım amacıyla
ekim sonuna kadar.
Y.P. 11.000.000 - O.K. 8.000.000
Can Motel - Fethiye
Tel: 0252 622 12 07