Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2001 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Bin yılın terörü ve
şeriatçı paniği!
Amerika'da yaşanan
yılın en korkunç ve kanlı
terörünün yankılan.
televizyonlardaki
görüntûlerle hayli
süreceğe benzer. Bütün
dünyanın şaşkınlıkJa ve
defalarca izlediği,
gökdelene gömülen uçak
görüntüleri yediden
yetmişe bütün insanlığı
hayrete düşüriirken bu
olaydan en çok etkilenen
milletin ise Almanlar
olduğuna kalıbıma
basanm! Günlerdir
ekranlarda bu kanJı
terörün görüntüleri adeta
hafizalara kazındı.
Almanlarda, bu kanlı
eylemi yaratanlann
AJmanya'da
eğitilmelerinden şaşkına
uğrayıp -hatta
panikleyip- şimdi aşın
sağa ve dinci örgütlere
karşı müthiş bir savaş
başlattılar. Daha düne
kadar ses çıkarmadıklan
pek çok tarikat ve
radikaJ Islamcılar,
dikkatle izlenmeye
başlandı... En başta ise
Kaplancılar, Milli
Görüşçüler ve ülkücüler
gelmekte... tçişleri
bakanıOttoSchilybu
konudaki basın
açıklamasında "_. Bu
örgûtierin din kisvesi
alünda anayasayı ve
demokratik
değerierimizi
çiğnemelerine daha fazla
tahammfil
edemeyeceğiz.-'' dedi! Ve
ortalık kanştı. Hem de
ne kanşmak. Öteden
beri Milli Görüşçülerin
topluca
yaşadığı
kentlerden
biri olan ve
5 bin
civannda
üyesi olan
Münih'teki
Lindwurm — ^ — ^ ^
Caddesi
üzerindeki dükkânlann
ve bir iki mescidin
etrafında birkaç gündür
çıt yok.
Mücrim bakışlı, çember
sakallı ihtiyarlar ve
sıkma başlar sanki
ortalıktan bir anda toz
oldular sanırsınız.
Münih ve civannda
sayılan 25'i bulan cami
ve mescitlerinin son
günlerde gözlendiğini
işiten pek çok irticacuıın
son açıklamalardan
sonra sokaklarda
gözükmedikleri de
ortada. Aynca yine
Münih' in Pasing
semtinde bulunan
"gülünç çifte minareB'"
Hacı Bayram
Camii önünde
geçen hafta
patlatılan bombanın peşi
sıra, Münih
Havaalanında güvenlik
görevlisi olarak çalışmak
isteyen bir ülkücünün de
"tehükelT sayılıp işe
alınmaması (!) yaşanılan
gerginlildere üci küçük
örnek olarak Münih'teki
bulvar basınında sınttı...
Artık Afgan
MÜNİH
şarküterilerinin
vitrinlerine kuşku ile
bakan, ya da Arap
turistlere yüz vermeyen
orta sınıf AJmanın
yaşadığı tedirginlikler
nedeniyle kimsenin
ağzını bıçak açmıyor ve
önümüzdeki günlerde
neler olup biteceğini de
herkes merakla bekliyor.
Her şey bir tarafa, şu
günlerde bütün dünyanın
merakla beklediği
geleneksel Münih bira
bayramının da yapılıp
yapılamayacağı
konusunu görüşen
belediye meclisi üyeleri,
sonunda "kerhen" de
olsa ekim şenliğinin
yapılmasını
kararlaştırdılar. Evet,
Münih bu günlerde
tekrar bira kokmaya
başlayacak. Ancak ne
var ki bu seneki
eğlencelerin "bunık''
geçeceğini de uzmanlar
çıtlatmadan edemiyorlar.
Kısacası eylül
hüzünlerle geldi
Münih'e...
Artık kontrollerin çok
çok stklaştığı ve
ortalığın polis kaynadığı
Münih Havaalanı'nda
ise tırnak makasına
vanncaya kadar her
şeyin incelendiği ve
neredeyse kuş
uçurtulmadığını da
buraya sıkıştıralım!..
Yani kısacası ABD'de
yaşanan terörün yarattığı
panik bitmiş dejil
Almanya'da... Ulkenin
gündeminde ise teröre
karşı alınacak önlemler
paketi en
başta
geliyor...
Gazetelerde
hemen her
gün manşette
yer alan
Usamebin
_ ^ _ ^ _ Ladin'ın kirli
sakallı
fotoğrafı ile ikiz kulelere
yapılan dramatik
saldınnın "flu"
fotoğraflan, yaşanılan
kaosu gündemden
düşürmüyor. Evet,
yaşanılan "şok"un
şaşkınlığı böyle
buralarda...
Münih ise bira
sarhoşluğuna
hazırlanırken ben de
Istanbul'u ve
sevdiklerimi
özlüyorum.
înce ince yağmur
altında
yürürken hep düşler
kurulur en çok
nedense. Bunlar
güneşli deniz kenan
düşleridir daha çok.
Assos'ta bir
akşamüstüdür.
Cunda'da bir sabahın
mavi beyaz
aydmlığıdır.
Ve dostlar, arkadaşlar
gelir akla...
Yani kim ne derse
desin, eylül sonlan hep
hüzün doludur...
Hele hele yağmur
altında pazarlan...
ooloziaui66@hotmail.em
EROL
ÖZKAN
Hangi dünyayı bırakacağız ?..tsveç'in saygın gazetelerinden birinde
yayımlanan bir Istanbul röportajını
okuyorum. Konu, petrol ve diger tehlikeli
maddeleri taşıyan dev tankerlerin
Avrupa'nın en büyük kentinin ortasından
geçmesinin yarattığı büyük tehlike. Emekli
ögretmen bir vatandaşımız gazeteciyi ve
foto muhabirini Boğaz boyunca
otomobiliyle gezdirmiş. Emekli maaşı
yetmediği için evinin mutfağına katkıda
bulunmak amacıyla bahkçılık yapıyormuş
minicik teknesiyîe. "Bahk restoranlanna
yakaladıklanmı satmakta güçlûk
çekiyorunT diyor, "daha ucuz olduğu için
donuk Norveç babğını yeğliyorlar."
Saman tatlı soğuk su balığı! Hem de
Boğaz'a karşı! Uskumru, bir çeşit kalkan
ve dil balığı dışında bizdeki balıklann b'si
olamayan balıklar! Hoş, bendeniz sandalda
yan donuk uskumrulan
birbinnden cart dıye ayırarak
kızartan ve "Günün mahsulü
bunlar!" diye bağırarak bahk-
ekmek satanlan da gördüm
Istanbul'da. Sizler kım bilir
daha neler görmüşsünüzdür. Ne
bırakacağız çocuklanmıza?
"Biz bunu sevmiştik, al sen de
omı sev!" diye neyi devredeceğiz onlara?
Sözünü ettiğim şeyler çok geniş bir
yelpazeye ait. Çeşitli oyunlardan
yemeklere, nezaket kurallanndan güzel
alışkanlıklara. emeğe saygıdan gönülden
bir sağol demeye uzanan geniş bir
yelpazeye. LemanSam'ın "esld
fotoğraflar"ındakı semt balıkçısından
"küçücük paketini alan" Madam'ından
tutun, bir zamanlar Beyoğlu'nda konuklan
STOCKHOLM
GURHAN
UÇKAN
için Le Monde bulunduran
muhallebiciye dek. Bu satırlan
yazdığım akşam (salı) bu kez
televizyonda bir başka
Istanbul röportajı gösterildi.
Yazıya ara verdim. Kurtuluşu
bir Batı ülkesine ulaşmakta
_ _ _ ^ _ _ bulan insanlann -çoğu Kuzey
Iraklı Kürt- Istanbul'da
verdikleri uğraş ve onlan adam başına 5-7
bin dolar karşılığı serüvene sokan insan
kaçakçılanyla ilgiliydi bu röportaj.
Aksaray'da izbe otellerde başlayan
serüvenlerin Isveç'te bir sığınmacı
kampına varan ucu -araa vararak bitmeyen
serüvenleri- gösteriliyordu. Isveçli bir
görevli şöyle söylüyordu: "Avnıpa Birliği,
biriik dışındaki ülkelerden gelenlerin
girişlerini zoriaştırdıkça, insan
Starlar
bağış
topluyor
ABD'de sinema ve
müzik dünyasından
çok sayıda ünlü, 11
Eyiül'de dûzenlenen
saldınlann
kurbanlanna bağtş
toplamak ü/cre bir
arava geldi. 2 saat
sûren program, ABC,
CBS.FoxveNBC
teJevizyonlan ile 30
kadar radyodan canlı
yayımlandı.
Bruce Springsteen'in
şarkılamla başlayan
gecede bağış yapan ve
programa kaülan
izleyiciler, Jack
Nicholson, Al Pacino
ve \Vhoopi Goldberg
gjbi ünlûlerle
konuşma firsaü buldu.
Fotoğrafta, Tom
Cruise, Penelope
Cruz. Syhester
Stallone ve Reba Mc
Entire canh yayuıda
tdefonlan yanıttıyor.
(Fotoğraf:
REUTERS)
kaçakçüannın geliri arüyor." Bir kaleye
dönmüş durumda varlıklı ülkelerin
Avrupa'sı. Bıraksalar herkes gelecek,
doğru. Ama politık nedenlerle gerçekten
sığınma gereksinmesi olan kişileri bu
mekanizma içinde ayırt edecek hiçbir
yöntem yok. Araya insan kaçakçılan
girmeden sınırlan aşmalan ve Avrupa
dükalığına sığışmalan olanaksız.
Bu satırlan yazarken Amerika'daki
korkunç olaya değinmemeye gayret
ediyorum. Yeteri kadar gazetelerde okuyor,
televizyon ve radyo programlannda
izliyorsunuz. Isveç kamuoyunda ilk şokun
etkileri azaldıktan sonra olayın içyüzünü
merak eden sorular soranlar ve yanıtlar
verenler görülmeye başlandı. Sonu ölümle
bitecek bir eylem için genç insanlann
yıllarca öğrenim görmesi ve akıl almaz
şeyleri, aynı derecede akıl almayan bir
kararlılıkla yapmalan... Yaşamda neyi
bulamamıştı bu insanlar ve geleceği
neden silip atıyorlardı? Kaç yılın
birikimiydi bu korkunç çaresizlik?
Seattle'dan Prag'a. Göteborg'dan
Bologna'ya, çoğu "profesyonel huzur
bozucu" olarak damgalanan gençler
belki de bu sorulann sorulmasına gerek
kalmayacak bir dünyanın, geleceğin
düşünü görüyorlardı. Küreselleşmenin,
evdeki ekmeğe, okuldakı sıraya ve
ekonomi sayfalanndaki sayılara
uzanmadığı bir dünyadan umudu
kesmemişlerdi. Hıç kuşkusuz polıse taş
atarak, otomobilleri ateşe vererek bir
yere vanlmaz, doğru. Ancak kimse
gönüllü olarak kafası gözü yanlsın,
kurşunlara hedef olsun istemez de.
ABD'deki rrajediden sonra dünyamızda
eskı hortlaklar yeni şekillerle saflan
aldılar. Irkçılığın ve Müslüman
düşmanhğının buluşturduğu insanlar ve
ortaçağ cehaleti içinde din istismannın
ölüm saçmasından medet
umanlar. Dünyanın en güçlü lideri
"yeni Haçh SeferterTnden
söz ediyor; karşısındakiler de
a
dhat"tan. Eski yaralar açıhyor, bir
yandan sözcüğün tam anlamıyla
ölümüne teknolojik gelişmeler
yaşanırken, öte yandan bir başka
dünyada. bu dünyada bulamadıklannı
bulacağına inanan kitleler ölmeye
hazırlanıyorlar. Bu mu bizden sonraya
bırakacağımız dünya? , . ' . , ,
Bir îngiliz taksi şoföründen demokrasi dersleriBomm! Big Bang! Bir büyük
patlama daha. Ve durdu dünya.
Kulaklar, gözler, eller tüm iletişim
araçlanna kilitlendi; e-mailler,
televizyon, intemet, durduk,
kıyameti izliyoruz. 0 heyecanı,
şaşkınlığı, korkuyu, nefreti,
sevinci, yengiyi, yenilgiyi yaşadık
naklen. Kaçıncı patlayışıdır kim
bilir dünyanın, öylesine olağan,
milyar yıllann devingenliğinde.
Adı ABD olmayabilirdi,
Afganistan olmayabilirdi, Usame
bin Ladin olmayabilirdi. Ama
patlama olmalıydı, oldu. Bu
dünyanın hep bir delisi-akıllısı,
güçlüsü-zayıfı vardır. "tnsanhğm
getişmesi" oyunu sürecince bu
çelişkiler hep bir dengede
olagelmiştir. Bu denge
unsurlanndan biri bir yana fazlaca
kayarsa dünyanın sonu gelir,
kıyamet kopar. Televizyon gün
boyu açık. kanallar değişiyor
sürekli, evin içi hep aynı kıyamet
doldu. Kıyametten azıcık
uzaklaşabıbnek için karşı
sokaktaki Churchill Bar'a gideyim
dedim, hayret, bann
televizyonunda da aynı kıyamet.
Başladım izlemeye. Ama bir süre
sonra iyice sıkıldım. Dünya her
yerde durmuş, kıyameti yaşıyoruz.
Yeter artık, dedim. Kaç gündür
dünyanın durduğu yeter. Buz gibi
biramı dünyanın sağhğma
tosladım. Ve dönmeye başladı
birden dünya yeniden! Dünya
yeniden dönmeye başlayınca
televizyon spikeri de uyandı ve
başka bir habere geçti. Büyük
patlama olmasaydı, îngiltere'de ilk
haber olacaktı demek ki:
Muhafazakâr Parti yeni liderini
seçti: Duncan Smith. Deminden .
beri televizyonda kıyameti
izledikçe kendi
yorumlanmızı,
onaylanmızı, karşı
düşüncelerimizi sanki
ortaya konuşur gibi yapıp
yanımda oturan adamla
seslice paylaşıyorduk.
Yanımda oturan adama,
sonra tanıştık, adı Nick,
taksi şoförü, şimdi doğrudan
sordum: Nasıl, iyı mi bu Smith?
"Partinler seçtüderine göre iyidir"
dedi. Bu kadar yayın ve basit.
4-5 ay önce îngiltere'de genel
seçımlerde Işçi Partisi tarihınde ilk
kez üst üste seçimi kazanıp
iktidara gelince Muhafazakârlann
lideri VVDIianı Hague hemen o gün
istifa etmişti: "Çok çalıştım ama,
seçimi kay bettik, istifa
ediyorum." Kardeşim dur,
önümüzde daha nice seçimler var,
LONDRA
demeye kalmadı, çekti gitti.
Benden başka da kimse 'Kal'
demedi zaten. Avrupa'da böyle
işte, hemen istifa! Hague'nin
gidişinden sonra parti yönerimi bir
çağn yaptı: Adaylar ortaya çıksın,
seçim yapılacak. Altı aday çıktı
ortaya. Parti delegelerinin katıldığı
bir seçim yapıldı ve en az oy alan
iki aday elendi. Kalan dört aday bir
süre daha parti içı >
propagandalannı
sürdurdüler.
Yeniden seçim ve
iki aday daha
elendi. Sonra,
ALİ kalan iki adaya bir
KIŞLAK ayı aşkın bir süre
verildi, çalıştılar
mmm,^_^_ çabaladılar.
Sonunda, partinin
"tüm üyeJerinin" katıldığı bir
seçim yapıldı. Tüm üyeler oylannı
mektup ile kullandılar. üstelik ne
kadar da masrafsız bir sistem! Ve,
Duncan Smith seçimi kazanıp
Muhafazakârlann lideri oldu.
Avrupa'da bir "muhafazakâr"
partinin h'denni tüm üyeler
belirlemeye çahşırken Türkiye'de
lider kendı kendıni belirliyor.
Elbette asker MGK'de rahatsız
olur: Asker tarafı sürekli
değişirken siyasitaraf hep aynı!
Ölesiye kadar aynı! "Smith istifa
etmeseydi ne ohırdu" diyorum
Nick'e. Sorumu anlayamıyor bile,
yeniden soruyorum, "Elbette
istifa etmeli, İsterse yine aday
olabiür" diyor. Neden böyle sık
sık değiştiriyorsunuz liderleri, tam
alışıyoruz, her seçimde
değiştiriveriyorsunuz, diyorum.
Adamın yanıtı, Amerika'nın
kıyametinden daha çok ilgimi
çekiyor. îngiltere'de bir taksi
şoförü bana demokrasi dersi
veriyor, çok alınıyorum: "Iiderier
yerlerinde ne kadar çok kahrlarsa
ne yapbklannı bilmemiz de o denü
zorlaşır, gizemli işleri artar, sıcacık
yerlerine iyice çörekleniıier.
yolsuzhık yapmaya başlariar, kimse
de farkuıa varamaz."
Ben alındım ama bir îngiliz taksi
şofÖrünün sözlerini tüm parti
liderlerimize iletmek de boynumun
borcu olsun. Inönü'nün yeni
oluşumunda bir "çahşan, aktif üye"
gibi bir şeyler hatırlıyorum. Eğer
yalnızca sözlerde kalmaz ise,
liderleri ve ilkeleri gerçekten
üyeler belirler ise Inönü'nün yeni
oluşumu Türkiye'de gerçekten bir
ŞeniHk' olur. Fethiye otobüsünden
Harem'de inip araba vapuru
önündeki simitçiden simit almaya
bayılınm. Duncan Smit'i
sevmemin nedeni bizim simitleri
sevmemden değil. Bir,
Muhafazakârlar için iyi oldu;
Smith, partinin sağ kanadından,
gerçek bir sağcı. Demir Leydi
Thatcher'ın devamı. Öteki aday,
Avrupa yanlısıydı, ılımlıydı.
Ikincisi, Işçi Partisi için iyi oldu,
değişen dünyamızda ve Avrupa'da
katı politikaların kazanma şansı
azalıyor. Yani, üçüncüsü, Smith'i
sevmemin nedeni, iktidara
gelemeyeceğini sandığım,
umduğum için çünkü,
muhafazakâr partiler ülkelerindeki
yabancılara pek hoşgörülü
olamıyorlar! Lütfen dostlar,
toslayalım biralanmızı dünyaya,
dünyanın sağlıgına ve şerefine;
dönsün dünya. Ne güzel şey şu
dünya, Amerikası'yla,
Afganistan'ıyla! Üçüncü Dünya
Savaşı da ürkütmesin sizi, bu
Amerika bu Afganistan olmasa da
insanlık yeni bir Amerika yeni bir
Afganistan yaratır ve ille bir
bahaneler bulur savaşlara. Dünya
durur, yürür, yeniden durur,
yeniden döner. Biz, gelin şu îngiliz
taksi şoföriine kulak asalım da
ülkemize azıcık daha demokrasi
getirelim, belki krizlerden bile
çıkanz demokrasilerle!
akislakCyahoo.com
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar...
ov-io\f bir tavsiyedir"
-f
'•»İ:ıu-İM i-M
Restorınt & Hana Ağaçlârm sıkltğtndan denz gönjntusunu çekemedik Gettn görun
C
lub Orient, Antık Çağın adalet. sağlık ve banş ıçın buluşma merkezı
olan Orerfde denıze "srfır" bınbır yıldızlı bır tatil köyudur Homeros'un
doğum yen "Işıklar Sahılı'nde, Dünyanın atmosfennde oksıjen oranı
en yuksek ıkı noktasından bin olan Edremıt Korfezı'nde, Zeytın Rıvierası'ndadır
Club Onenfte, Ege sıtılmde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya
4-6 kışılık aıleler ıçın tasarlanmış, ıçlennde duş/WC ve telefon olan odalardan
oluşur Tum kapılar dev bır botanık bahçesıne açılır Bahçe bıter, ıncecık kumlu
plaı başlar
Ozüfiüler ve engellıler ıçın tumuyle duzayak, veıetaryenler ve dtabetıkJer ıçın
sorunsuz tatl Günlük doktof vizrti.
17 eyiûi • 31 Ekim 2001 günümüzdeki
Kişibtş, YP i7.ooo.omn, 0-12 m ocnisiz, (3.H-S-S- uyi*, 10.000.000 n BMİutma MertozMr.
Club Orient Hoüda> Resort. Ören-Burhaniye
Tel: 0.266.416 53 54'- 416 34 45 • Fax: 0.266.416 40 26 m club-onent com
AiuhCağm
KOOTBBtoU
Ören de nt alaa
Clufc OrHm.
utBstararası
saıurtcılann.
artaoloalann n
P.rincess Otel
Güvercinlik - Bodrum
Bodrum'un en güzel koyunda,
sessiz ve sakdn doğa ortamında,
v* Odalarda telefon ve sıcak su,
\^ Yüzme havuzu,
\^ Damak zevkine uygun mutfak,
*> Eşsiz koylara yatla gezintiler,
i> Her gün canlı müzik.
Açıkbüfe, tampansiyon 15.000.000.-TL
Telefon: (0252) 374 52 43 - (0252) 374 50 93
CEP: 0542 571 55 62
Cumhurİyet Gazetesi bizden
"St. Nicholas PARK OTEL" ***
Doğanın Özünde Tatil
(Çam ağaçlanyla çevrılt, sahn, serin, güleryüzlü,
dost bır ortamda keyıflı bır tatil için...)
Açık büfe kahvaJü. akşam yeroeği
2 yüzme havuzu (l'ı kaydıraklı)
Mini maıket. bilardo, masa tenısı, atari
Odalarda telefon, sıcak su, balkon, müzik yayını,
keül,vanülatör
Hamam, sauna ~>
Yüriiyüs.. çevre gezileri. paraglıding. at turian,
dalış. tekne turian
• Ccretsiz günlûk gazetenız
Y P kışı başı günlük 22 000 000
Rezervasyon ve bügı ıçın. 0 252 - 616 63 53 / 616 63 56
Bilgı için ınternet "www.fetnıye.net"ten otebmızın
sayfalanna ulaşabilırinız
e-maıl' mc.parkotelıŞsuperonline.com
SL Nicholas PARK OTEL Hisarönü / ÖLÜDENİ2İ-FETHİYE
"Cumhunvet okurknna %10 ındmm "
BİTEZ
BODRUM
Yeşil ve Huzurlu BÎTEZ'de
HOTEL NATUR
* * •
Eylül Tam Pansiyon 22.500.000.-TL
Odalarda klima, minibar, TV,
saç kurutma, balkon, sauna,
fitness, tenis, bisiklet, yüzme havuzu,
kapalı açık restaurant, bar, snack bar.
Tel: 0252-3637774 (5 Hat)
Fax: 0252-3637783
Not: Ekim ayı fiyatımız
Tam Pansiyon 20.000.000.-TL'dir.