25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
n.ÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 1 i m a UT M. 0.21«1206 05 Fska: 0.212.512 44 9?Eiektrcmik postft: d«nksom»cumhuriyetcom.tr -Ekonomiden sorvmlu Devlet Bakanı Derviş'in son görevi neymiş? Tûripye'den sorvmlu Baskan Yardımcılığı" Felet LJIusal Sanayici ve Işadamlan Derneği Genel Saymanı Ozan Bolat'ın dikkatinden kaçmamış... Amerika'nın uğradığı terör saldınlannı yorumlamak için Amerikanperverter stüdyolan doldururken televizyonlardan birine çıkan emekli büyükelçilerden Şükrü Elekdağ da sözü Sudan'da Amerikan elçiliğine yapılan saldınya getirerek "Bu satdında ort dört Amerikan yurttaşı öldü, bu arada yerii halktan da iki yüz kırkı telef oldu" diyor. Koskoca diplomat insanlar için "teler sözcüğünü bir kez daha kullanıyor. Ozan Bolat da diyor ki: "Şimdi anladınız mı neden iilkemizde on binlerce insanımız öldüğünde ulusal yas ilan etmeyen hükümetimizin, Amerika'daki terörist saldın sonrası utusal yas ilan ettiğini. Çünkü Amerikalılar insandır, ölür. Yerli halk ise telef olur..." A merika Birleşik Devletleri'nin terörist ülke- ler listesinde yer alan Sudan nasıl terörist oldu? Uzun yıllar Afrika'da iç savaş yaşa- yan ve kitlesel ölümlerle açlıkla boğuşan, zengin petrol yataklannın üstünde diz boyu fakirli- ği yaşayan bu ulke terörün kucağına nasıl düştü? Sorunun yanıtını geçen yılki Müdafaa-i Hukuk der- gisinde Mustafa Yıldınm'ın yazısında buluyoruz: "Islam şeriatıyla yönetilen Sudan, ABD Din Hür- riyeti raporunda Hıristiyanlara baskı uygulanmakla suçlandı. Aslına bakılırsa Sudan'da bir iç savaş sür- mekteydi ve bu savaşın şeriatyönetimiyle ilişkisi yok- tu. İslami hareketin yönetim üstündeki etkisi son on yılda yaşanan ekonomik çöküntü ve kitlesel açlıkla biriikte artmıştı. İç savaşa taraf olan ayrılıkçılar gü- neyde çevre ülkelerden aldıklan destekle sürdürü- yoıiardı savaşlarını. Ancak bu ülkelerin ayrılıkçılara destek verecek güçleri de yoktu. Etiyopya'ya yapılan yardımların Sudan Sudan ayrılıkçılarına aktarıldığı ileri sürülüyordu. Bu duruma son vermek isteyen Sudan yönetimi aynlıkçı gruplann altısıyia uzlaşmaya vardı. Fakat, en büyük ayrılıkçı grup olan Hıristiyanlann silahlı ör- gütü SPLA'nın (Sudanese People's Liberation Army) başkanı John Garang anlaşmaya yanaşmtyordu. Yö- netim, savaşı durdurabilmek için güneyde özerkli- ği bile görüşebileceğini bildirdiğinde Garang, ülke- nin tümünü istediğini açıklıyordu. Garang'ın ABD Dı- şişleri Sekreteri Madeleine Albright'la Uganda'da gizli görüşme yaptığı da biliniyordu. ABD, Sudan'la 1990 yılına dek derin bir sorun ya- şamamıştı. Ancak ne zaman ki, ABD Arap ülkelerinin bir bö- lümüyle koalisyon oluşturarak Irak'a müdahaleye karar verdi, işte o zaman ilişkiler bozuldu. Sudan koalisyona girmeyi reddetmişti. O andan sonra Sudan kendisini listede buldu. 1998'de Etiyopya'yı ztyaret eden Mısır Devlet Baş- kanı'na suikast hazırtığının ortaya çıkarılmasıyla da listede olmanın sonuçları ortaya çıktı. Suikastçıla- nn Afganistan'dan gelen Usame bin Ladin'in adam- lan olduğu ve Etiyopya'ya Sudan'dan geçtiği ileri sü- rüldü. Sudan bu iddiaları kabul etmedi; ABD yöne- timinden bir heyetin Sudan'a gelerek inceleme yap- masını istedi. Sudan Devlet Başkanı doğrudan FBI'ya çağn yaparak davet etti; yanıt ABD jetlerinin Sudan'da iki fabrikayı kimyasal silah ürettiği gerekçesiyle vur- masıyla geldi. Sonradan fabrikalardan birinin ilaç, ötekinin ço- cuklar için şeker ürettiği anlaşıldı. Işin ilginçyanı, şeker fabrikasının sahibi Amerikan vatandaşı çıktı ve fabrika sahibi ABD yönetimi aley- hine tazminat davası açtı." SESSÎZ SEDASIZ (!) NÜİtÎKURTCEm Yüksek Yerilim Hattı [email protected] lstatistıkler için bir SAYI olmaktan öte de bir anlamı olmah hayatımızın! Fotoğrat çektipme yeri Haber merkezinden arkadaşımız Sevim Ertemur, bir iş gezisi için Malatya'ya gidiyor... Malatya'da yeni düzenlenen Kernek Meydanı'ndan geçerken bir çam fıdanının altına yerieştirilmiş tabela dikkatini çekiyor. Tabelada "Fotoğraf çektirme yeri" yazıyor... Geziyi düzenleyen halkla ilişkiler uzmanı arkadaşımız Ekrem Uca'ya da fotoğrafta görüldüğü gibi "Fotoğraf çektirme yerTnde Sevim'in objektifine poz vermek düşüyor... "Fotoğraf çektirme yeri"nin ne özelliği var derseniz, onu da tabelayı dikenler biliyor! Kutiil Amare Savaşı MERtÇ VELİPEDEOĞLU Yakın tarihimızi oluşturan Mil- li Mücadele, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in ilanı aşaması, devrimter, yaklaşık son otuz yıl- dır kamuoyuna çarpıttlarak an- latılıp sunulmaya çalışılıyor. Şimdi bir de buna daha yakın tarihimize ait Demokrat Parti olayı eklendi. Bu partinin (DP'nin) iktidar sürecine ve sonuna özgü de- ğerlendirmelerde yapılan ya- nıltmalar, gerçekleri tersyüzet- meye yöneük zorlamalar bir modahaline geldi. DP olgusunu bu biçimde or- taya koymanın amaçları ara- sında: DP dönemini sütten çık- mış ak kaşığa döndürûp efsa- neleştirmeyi ve bu süreci yeni kuşaklara böylece tanıtıp anlat- mayı; 1961 Anayasası'nıyerin dibine batırmayı; müdahaleyi gerçekleştiren silahlı kuvvetle- re -bu bahane ile- bir kez da- ha çatma keyfirii yaşamayı sa- yabiliriz. Ne var ki yazılı basında ve ki- miTV'lerde sergilenen bu "tek taraffı" tutum, DP yöneticileri- nin tarihe geçmiş hatalannı ört- meye, silmeye yetmez. Bu de- rin yarrtışlıklardan biri, partinin kurucusu ve DP iktidan başba- kanının parti grup toplantısın- da yaptığı bir konuşmadır. Bu konuşmanın içeriğini anımsatmadan önce, talihsiz konuşmanın yapıldığı tarihten yaklaşık 40 yıl ötesine, Musta- fa Kemal'in 18 Kasım 1922'de Meclis'te milletvekillerine ses- lenişine uzanalım. Halife VI. Mehmet Vahdet- tin'in ülkeden kaçması habe- riyle toplanan Meclis'in gizli oturumunda Atatürk, ulusun egemenliğini kullanmasında hiçbir anlamda ortaklık kabul edilemeyeceğini belirttikten sonra: "Sanı ister halife olsun, ister başka bir şey olsun, hiç kimse utusun yazgısında orta ortak çıkamaz" dıyerek halife- nin ve icraatının, yani hilafetin, ulusun yaşamındayeri olama- yacağını açıkça söyleyip ardın- dan şu tarihsel vurguyu yapar: *Bunu önerecekhiçbirmillet- vekiii bulunamazl" Bu vurgulamanın altı tarih ta- rafından çizilerek yerine otur- tulmuştur. Bu gizli oturumdan bir yıl sonra bir Halk Partisi toplantı- sında İsmet Paşa'nın hilafet orunu (makamı) üzerine yaptı- ğı aydınlatıcı ve belgeye daya- nan açıklamalar da yakın tari- himizdeyerinı aldı kuşkusuz. Bu belgesel gerçeklerhilafetin yal- nızcaTürk ulusu katında değil, Islam dünyasının gözünde de hiçbir değeri olmadığını açık- ça ortaya koyar. Gmegin yirminci yüzyılın baş- lannda Irak cephesinde, Fırat Irmağı boyuncayapılan ve bu- ralan Ingilizlere karşı savunan Osmanlı Ordusu'na, Halife V. Mehmet Reşat'ın fetvası ile bildirdiği yardım isteğine, yer- li halk Ingilizleiie birleşerekya- nıt verir. Kutül Amare'de çekil- me zorunda kalan Halife'nin perişan askerlerine, en zalim işkenceyi aşan davranışlar, In- gilizlerden değil de yerli Müs- lüman halktan gelmişti. Ingilizlerin takibinden kurtul- maya çalışırken, Fırat üzerinde- ki kum tepelerine sığınan yara- lı askerierin bir damla su iste- ğine, yerli halk ırmağın kıyısın- da büyük bir coşku içinde iz- leyerek yanıt veriyordu. Bu görünüm halife ve hilafe- tin variığını hiçe saymanın, da-. hası "maskara"ya çevirmenin tarihsel bir göstergesidir. Halk Partisi grup toplantısın- dan bir yıl sonra, 3 Mart 1924'te TBMM, halifeliğe son verecek- tir. İşte bu tarihten 36 yıl, Mus- tafa Kemal'in, ulusun yaşamı- na halifenin -hilafetin- ortak olamayacağını ve bunu önere- cek bir milletvekilinin Türkiye Büyük Millet MeclisTnde bu- lunamayacağını söylemesin- den 38yıl sonra, aynı Meclis'in bir milletvekili, dahası başba- kanı, büyük çoğunluğa sahip partisinin milletvekillerine: "Siz istersente hilafeti bile ge- rigetirebilirsiniz!" çağrısını yap- ma talihsizliğinde bulunacak- tır... Bu çağnnın laikTürkiye Cum- huriyeti'nin temelini -hadi iha- netle demeyelim- dinamitle- mekle eş anlamlı olduğunu söy- lemeye gerek yok sanınm. KtM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK [email protected] Ç t Z G t L t K KÂMİl MASARACI BULUT BEBEK NVRAYÇtFTçt [email protected] f itter in-tikamct olurmuş... baraa£ı, -terbrkfc ^o TARtHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 21 Eylül ÇAY1RALAN KADASTRO MAHKEMESÎ HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 1997/31 Karar No- 1997 220 Mahkemeımze davacılaı Omer Osman Coşkun, Ahsnet Coşkun, Nurcttın Co^auı ve Şemsettın Coşkun mirasçılan tarafindan, davalüar Çayıralan ılçe- sı, Menteşe K.öyü'nden davahlar Zelaye Dağhan (Altar) Zegayır, Rasun Dağ- han. Zennune Aydın (Dağhan), Şefik Şen, muasçüanndan Cevnye, Kadır, Gıillü, Ketnal Şen(ölü) mırasçılanndan Ayşe, Osman, Mehmet, Safiye, Ismı- gül ve Abdullah Şen aleyhıne açıian tespıte ıöıaz davasının yapılan açık yar- gılaması sonunda, Mahkememız dosyasmda davah olarak bulunan Güllu Şen (Ulutaş), Cemal Şen ve lsmıgül Şen'e yapılan teblıgatlann bıla ıade edılmış olduğu anlaşüdığından. zabıtaca yapılan adres araştırmalannda da adresleri beüı olmadığuıdan ılanen tebUgat yapılmasuıa karaı venlmış olup, Mahkeme- muce yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındakı sulhun tastjane dava ko- nusu Çayualan ılçesı, Menteşe Köyu, köyıçı mevkıınde bulunan 98 no'lu par- selın fen bılırkışısı Ekrem Sofuoğhı tarafindan düzenlenen 23 09 1997 tanhlı raporda B harfi ile ışaretii 40 m2'lıkkısmın 98 no'lu parsel olarak Refik oğlu 193" 7 d lu Kemal Şen adma tespıt ve tescılıne Bılırkişı raporunda A harfi ıle işjretlı 56 m2 kısmın ifdazen yeni bir parsel numarası venlerek Nıyazı oğlu Oner Osman Coşkun adına tespit ve tescılıne, 429 000 -TL karar ve üam har- cuın davacılardan ahnarak Hazme'ye gelır kaydına, anlaşma gereğınce taraf- laan yaptığı yargılama masraflannın üzennde bırakılmasına daır verilen karar dcvalılar Gıillü Şen (Ulutaş), Cemal Şen ve Ismıgul Şen'e teblıgat yapüama- dıjından dolayı ılgılı karann ısmı geçen şahıslara 7201 sayılı kanunun 28, 29 ve müteakıp maddelen gereğınce, teblıgatlar yenne kaım olmak ûzere ilan ohnur. 26.01.2001 Basın 6000 ( KisMaster^ Voice^a^Sfev "SAMBİNİN S£Sİ*NDEKİKÖPEK.. 1899'OA 8U6ÜH, INGİLİZ lUSSAMt FGANCIS SARRAUD 'NUN YAPTJĞI OSSİM, r £LPHl06S ZOHNSOU V/CTVR TALKINS MACHINE* GRAMO- FON ŞİRtzert TA&APtNMH SAT1N AUNMIŞTt. RSSSAto BARJSAUO, BİR FOX TBR&IER Cf/VSİ KÖPEĞİNIU GRAMOFON D/MLERt££N R.ESMİNİ ÇİZM/Ç, 8UHU, KÖPBK MAMASI <MAL £O£H KUHUUJÇLARA SAnMAY< OÜÇÜMMÜÇTU. AfJ- CAK,OAHA SONRA, BİR GRAMOFON FİRMASI R£SİML£ İLSİLENMİŞ VE 100 Sr£R.ÜN£ <4L- Mtşr/.SOZ KONUSU RESMİ MARKA OLA- RAK tCULLAAjAM FİRMA, PÛNYA ÇAPlNPA ÜME ULAŞMISrt. gÜrÜN 8uNlAR£>AN HA - BERSİZ fi Y/L YAŞAYAN NtPPER, MİLYOA/- LAÜCA KİÇİ mRAFIHDAN TAMtNMlŞrt.. ŞİŞLt 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 2001/320 Davacı Ahmet Şevki Bahadır vekili tarafindan davah Aygüner Bahadır aleyhine ikame olunan boşanma davasının yapılan açık duruş- masında, Merkez Mah. İnceyol Sok. Küçükyah Evleri Sitesi, Menekşe Apt. No-7/2 KüçûkyaU-îstanbul adresinde ikamet eden Aygüner Bahadu adına çıkanlan dava dilekçesi ile duruşma günü bildirir çağn kâğıdınuı hâkimliğimize bila teblığ ıade edilmiş olup zabıtaca ya- pılan tüm aramalara rağmen davalı adresi tespit edilemediğinden hâkimliğimizin 2001/320 esas sayılı dosyasuun duruşma günü olan 1.11.2001 günü saat 10.30'da duruşmada hazır bulımmanız veya kendinizi bir vekille temsil etinneniz, aksi takdiıde dunışmarun yoklu- ğunuzda devam edip bmnleceğı hususu dava dilekçesi yerine kaim olrnak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın. 53202 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLÜ" PembeKltap Bu hafta "Nermin'li 1 ' günleri yaşıyoruz. Mülki- yeliler Biriiği'ndeki toplantıya katılamadığım için üzgünüm ama ben de özel bir gün yaşadım 18 Eylül'de. Yanımda Nermin Abadan Unat, yemek öncesi de, sonrası da birlikteyiz. Kimbilir bu ola- nağı nasıl yarattı. önce 80. yılı, sonra 50. yılı kut- luyoruz. Uzun süredir ilk kez içiyor, bir yudumda güzel bir samoşluk duyuyorum. Yıllan geriye gö- türür gibi, yüzyılın ötesine ulaşır gibi bir duygu. Suyu bulan kızla yeşeren güzellikleri yaşıyorum. Avignon tatilini anlatıyor Nermin. Gezdiklerini, gördüklerini, düşlediklerini. Ayn geçen günleri, Çeşme'yi, mavi kıyıları, yeşil zeytinlikleri anlatı- yor. Üç kuşak bir arada birlikteliğin sevincini kut- luyor. Eşi llhan Unat, oğlu, gelini ve küçük sev- gilisi Taner Abadan ile bir arada mutlu babaan- nenin resmini çiziyor. Onu dinlemekten çok hoşlanınm her zaman. Elimde kalın zarflar, zarflarda güzelfotoğraflar, kü- çük ayrıntıları da anlatıyor bana. Her zaman böy- le bu. Gitmediğim kentlerin sokaklannda dolaşır, yeni renkler, güzelliklerie mutlanınm. Görmediğim sergileri gezer, güzel konserler dinlerim. Bu kez de Avignon'dayım. Bir gün bu güzel sokaklarda da dolaşmayı düşlüyorum ama vakit kalacak mı acaba? Her kavuşmada yeni tasarılar sunuyor Nermin. Ama kesin karar verdik. Zaman daralsa da genişleterek yaşayacağız! • • • Dün akşam bir kitap geldi başucuma. Nermin Abadan Unat 80 Yaşında. Dostlann- dan bir sesleniş, sevgi bahçesinde yeşeren ürün- lerden renkli bir demet. Kimi renkleri soluk da ol- sa anıları var. Yazarlar değişiyor, kuşaklar deği- şiyor, meslekler değişiyor, uzun ya da kısa, doğ- rudan ya da satır aralannda bir gerçeğin altını çi- ziyor. Sevginin, saygının, dostluğun güzelliğini duyuruyor pembe kitap. Yaşamak sevincini, coş- kusunu güzel yeşertiyor, dünyamıza da renk ve- riyor. • • • Gökkuşağı türü bir olay. Siyah yok elbet, kır- mızılar, mavtter, yeşiller, sanlarla şaşırtmaca bir şö- len. Kitabı açıyorum. Bir sayfada Mülkıyeliler, öbür sayfada başta Mübeccel Kıray, Izmirliler, bilimin ışığında parlayan kızlar, her daldan ilkleri yaşatan olaylar. Belki de rastlantı ama yaşamın- da geniş yer tutuyor ilk olaylar. Sonlan da güzel oluşuyor. Sevgiyle, saygıyla, dostlukla. Halka hal- ka bütünleşerek birlikteliği kuruyoriar. O halkalar- da saygın bir okul oluşuyor giderek. Mülkiyeli- ter. Üniversitenin ötesinde başka bir kurum ve ku- ruluş. Mülkiyenin özelliğini güzel özümsüyor genç kuşaklar. O çatı ülkesiyle güzel bütünleşiyor. Hukukokumasına, avukatlık stajı yapmasına kar- şın Nermin Abadan Unat'ın bilimsel yaşamının Mül- kiyede başlaması da rastlantı değil. O çatı altın- da ders vermekten, öğrenci yetiştirmekten mut- lulukduyması da bu okulaöncelikvermesi nedeniy- le. lyi ki doğdun Nermin. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2SOLDANSAĞA: 1/Telveüeya- pılmış sahte kahve... Eski Mısır'da gü- 3 neş tannsı. 2/ 4 Uluslararası Çalışma Ör- gûtû'nün sim- gesi... "Adam, kişi" anlamın- 8 da argo söz- g cûk. 3/ Gölle- ri inceleyenbilim da- lı. 4/ Berilyum ele- n mentinin simgesi... Bir şeyin esas tutu- lan yüzü. 5/ Ispan- ya'da Bask bölgesi- ninbağımsızhğı için savaşım veren gizli örgüt... Yunan mito- lojisinde aşk tannsı. 6/"— Demirci": Çizerimiz... Bir kimseyikötü- leme. II Müstahkera yer... Denize doğru uzanan dar ve alçak kara parçası... Radyum elementinin simgesi. 8/ Köpek ya da ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanany iyecek... Postupalto ya- pımındakullanılan memelibir hayvan. 9/ II. Dün- ya Savaşı'nın sonlannda Japonlar tarafindan kul- lanılan intihar uçaklanna verilen a i YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Artvin ve yöresine özgü bir halk oyunu. 2/ Dört Halife'nin sonuncusu... Yelpaze biçiminde kabuğu olan bir deniz yumuşakçası. 3/ Avustral- ya'da yaşayan, ağır gövdeli, kısa bacaklı hay- van... Bir nota. 4/ Bir soru sözü... îlkel benlik. 5/ Telefon sözü... Maden ya da kâğıt para üstünde- ki kafa resmi. 61 Bankacılıkta, faizin başlangıç tarihi... Amavutluk'un para birimi. II Uskumru, kolyos, sardalye gibi balıklannufağı... Sodyumun simgesi. 8/ Dudak boyası... "—'in esnaf çarşı- sında / Bir bakırcı dükkânının karşısmda / Bed- reddrn'imbir ağacaasılı" (NâzımHikmet). 9/Bir süs taşı... Yapraklan çay gibihaşlanarakiçilen bir Güney Amerika bitkisi. VEFAT Hocam, arkadaşım, ikinci babam Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Emekli Genel Cerrahi Klinik Şefi Op. Dr. NURETTtN APAYDIN' 19 Eylül 2001 günü kaybettik. Yolu ışık olsun. Op. Dr. Tunç ÇELEBİ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MÎTHATISFENDtYAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle