18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 Zezratahta, Iran-Irak sınırında kendilerine öğrenci arayan gezgin öğretmenlerin öyküsünü anlatıyor Anlatılan seninhikâyen Yönetmen: Samira Mahmalbaf Oyuncuiar. Bahman Ghobadl, Said Muhammedl, Behnaz Caferi Yapımcı: Muhammed Ahmedl Prodükşiyon: Mahmalbaf Fllm (İran) ve Fabrica Clnema (İtalya) Senaryo: MUhSin Mahmalbaf, Samira Mahmalbaf özgün Müzik: Muhammed Rıza Dervişl BURCUGUNUŞEN Mahmalbaf fılmlen Türkiye'de ar- iı ardına gösterime giriyor. Bu hafta Belge Film taraftndan gösterime so- kulan 'Karatahta', 'AşkNöbeti'ni iz- leme firsatı bulduğumuz Muhsin Mahmalbaf m kızı Samira Mahmal- baf ın ikinci uzun metrajlı filmi. Sa- mira'nın ilk filmi 'Ehna' 1998 yılm- da Cannes'da gösterilmişti. Karatah- ta da yine 2000 yılında Cannes'da Bü- yûk Jûri Ödülü'nü kazandı. Îran-Irak sınınnda yaşayan, hâlâ Halepçe katliamının izlerini taşıyan Kürtlerin öyküsünü anlatan 'Kara- tahta'nın gösterime girmesi dünyada savaş tamtamlarmın çalındığı ve kim- yasal silah korkusunun gündeme gel- diği bir zamana denk geldi. Insanoğ- lunun en kötü niteliği belki de hiçbir şeyin vahametini kendi başına gelme- den anlayamaması. Bunu aşmanın, o çok kullanılan deyişle 'empati kur- CANNES'DA ÖDÜL ALDI - Film Samira MahmalbaTa 2000 yıhnda Cannes Film FestivaK'nde Büyük Jüri Ödülü'nü kazandırdı. Türkiye'de gösterime giren Udnci Kürtçe film olan Karatahta, vahuzca Halepçe katliamını yaşayan Kürtlerin değil, tüm yeryüzü sakinlerinin gelecekte yaşamalan olası acılan anlatı>or. ma'nın yollanndan biri sanat. Bu açı- dan 'Karatahta' yalnızca Halepçe katliamını yaşayan Kürt halkının acı- larını değil, tüm yeryüzü sakinlerinin gelecekte yaşayabilecekleri olası acı- lann öyküsünü anlatıyor. Filmde Iran- Irak savaşı sırasında kimyasal silah- lardan etkilenerek kocasını yitiren bir kadının yaşadığı travmayı gözler önü- ne seriyor Mahmalbaf. Samira Mahmalbaf'ın ikinci uzun metrajlı filmi 'Karatahta'da, sırur bölgesinde bir grup genç öğretmen köy köy dolaşarak kendilerine öğren- ci anyor. Para karşılığında okuma yazma öğretmek için yola koyulan öğretmenlerden biri olan Reeboir (Bahman Ghobadi) gruptan aynlır ve sınırda kaçak mal taşıyan çocuklarla karşılaşır. Gruptan aynlan diğer öğ- retmen Said (Said Muhammedi) de katliam sırasında terk ettiklen ana- yurtlan Halepçe'ye dönmek için yo- la düşen çoğunluğu yaşlı bir göçmen topluluğuna karşılaşır. 'Karatahta' Türkiye'de gösterime giren ikinci Kürtçe film. tlki geçen sezon gösterilen ve büyük ilgi topla- yan 'Sarhoş Atlar Zamanı'ydı. 'Sar- hoş Atiar Zamam'nın genç yönetme- nı Bahman Ghobadi bu kez 'Kara- tahta'da başrol oyuncusu olarak çıkı- yor karşımıza. Samira, babası Muhsin Mahmal- baf ın ülkesinde kurduğu sinema okulunda yetişti. Ailenin neredeyse tüm fertleri sinemayla ugraşıyor. Sa- mira'mn teyzesi ve aynı zamanda üvey annesi olan Marziyeh Meshkini de bu yıl lstanbul Film Festivali'nin konugıı olmuş ve 'Kadın Olduğum Gün' adh filminın gösterimine katıl- mıştı. Samira, Cannes'da kendisine verilen ödülü alırken bu fılmin arka- sındaki ismin editör, senaryo yazan ve bir baba olarak elbette Muhsin Mahmalbaf olduğunu ve bunun da filmin iyi bir film olduğunu kanıtla- dığı için kendisini mutlu ettiğini be- lirtmişti. Senaryoyu birlikte yazdığı babasının fılme katkısının boyutlan konusundaki kuşkulan engellemek üzere Samira'nın kardeşı Maysam da kamera arkasına geçtı ve 'Samira Ka- ratahta'yıNasdÇeknT adlı bir belge- sel film yaptı. YENİ BASLAYANLAR. YENİ BASLAYANLAR .. YENİ BAŞLAYANLAR. Bcyaz Şeytart / Blow - ~ ^ ~ -- *• BurcePorter'm kurgusal olmayan 'Blow' adh kitabmdan uyarlanan 'Beyaz Şeytan'ın senaryosu David McKenna ve Nick Cassavetes'e ait. Ted Demme'nin \önermenliğini yaptığı filmin başrollerini Johnny Deep. Penelope Cruz, Ray Liotta ve Jordi Moüa paylaşıyorlar. 1970'li yıllarda toz kokain kısa süre içerisinde yasadışı bir uyuşturucu olmaktan çıkıp uluslararası bir ticaret kolu haline gelir. Çoğu insan, kokainin bu yükselişinin arkasında Kolombiyalı kartellerin olduğunu bilmektedir. Ancak bilinmeyen bir şey vardır, Kolombiyalı uyuşturucu patronlannın bunlan gerçekleştirecek Amerikan bağlantılarma sahip olduklan... Sıradan Amerikah bir genç olan George Jung, Amerikan rüyasını kendince yakalamaya karar verir. Pazarlama becerilerini kullanarak, kolej öğrencilerine, üst düzey yöneticilere ve Hollywood sosyetesine kokain satışım başlatır. Kısa bir süre sonra Jung, zengin ve kuralsız bir hayat yaşamaya başlar, ancak eksik olan bir şey vardır, kimsenin elinden alamayacağı bir aşk. Attın Kap /coiden Bowl Bugüu gösterime girecek olan Aran Kap f.lminin başrollerini Uma Thuraan, Nick Nolte, Kate Becknsale ve Jeremy Northam paylaşyorlar. Yönetmenliğini Juneslvory'nin yaptığı fihnin yapırccılığını Ismail Merchant, görüıtü yönetmenliğini ise Tony Pierc* Roberts üstleniyor. 1900 /e 1905 yıllannda Kral Edvvard zamam Ingiltere'sinde iki genç tadın ve iki genç erkek arasuda yaşanan ılişkileri anlatan film HenryJames'inromanından beya^perdeye aktanldı. Charlotte lUDasThurman) ve Prince (Jeremy Nortlam) birbirlerine âşıklardır, ancal fakir olduklan için «vletfimezler. Prince, Charlotte'un jrkataşı Maggie ile tanışınca onunla evlenmeye karar verir. Evliliğinden birkaç gün önce Prince ile birlikte evlilik hediyesi abnak için bir dükkâna giden Charlotte, altın bir kâse beğenir, ancak Prince kâsenin altın olmadığını söyler ve almaz. tki yıl sonra, Maggie'nin babası Mr.Verner (Nick Nolte), Maggie ve Prince yeni doğmuş bebekleriyle yaşamaktadır artık. Aile dostlan Fanny, Charlotte'a onlarla birlikte yaşamasını ve Mr.Verner'a arkadaşlık etmesini teklif eder. Charlotte bu teklifi kabul eder ve onunla anlaşmah bir evlilik yapar. Ancak aynı çatı altında yaşamaya başlayan Charlotte ile Prince arasındaki aşk yeniden alevlenir. Maggie'nin hiçbir şeyden haberi olmaz, ta ki bir dükkâna gidip altm bir kâse alana kadar. Lara Croft: Tomb Ralder Interaktif oyun serisi temel alınmak suretiyle beyazperdeye aktanlan 'Lara Croft: Tomb Rakler'ın yönetmenliğini Simon VVest yapıyor. Yapuncılığım Lavvrence Gordon. LJoyd Levin ve CoKn VVüson'ın gerçekleştirdiği filmde başrolleri Angelina Johe, Jon Vbight, Iain Voight ve Noah Taylor paylaşıyorlar. Lara Croft (Angelina Jolie) zenginlik içinde doğmuş ve öğrenimini en seçkin okullarda tamamlamıştır. Birçok dili akıcı bir şekilde konuşur, kimseye hesap vermez ve yüreğindeki macera tutkusuna itaat eder. Ancak Lara Croft hayatının en zorlu mücadelesiyle karşı karşıyadır. Uzayın ve zamamn derinliklerine gömülü ve ele geçirenin zaman yolculuğu yapmasmı sağlayan bir antikamn iki yansını bulup bir araya getirecektir. Ancak bunu başarabilmek için öncelikle çok güçlü ve tehlikeli bir toplulukla başa çıkması gerekir. Artık insanhğm kaderi Lara Croft'un elindedir. tZLEYİCt GÖZÜYLE / ERDAL ATABEK Dd ay önırünüz kalsaydı? • Eğer film eğlencelik türünden daha başka bir amaca yönelseydi ilgi çekecek bir film olabilirdi. Gene de kansız, ağız burun kırılmadan, dehşet sahneleri olmadan izleyeceğiniz bir "aile komedisi" istiyorsanız, size iyi gelecektir. Sorunun bütünü "Üdayömrünüz bihnekte, ötekinuı babasını ise kes- kalsaydı ne yapardmız?" biçimin- dedir? Insanlar kimi zaman böyle bir durumda kahrlar. Joe, bu du- rumla yüz yüze gelen birisi. Dok- toru, baş ağnlannın nedeninin bey- nindeki bir tümör olduğunu söyle- yip de kalan ömrünü "Ud ay" ola- rak tahmin edince, Joe kalan za- manda ne yapması gerektiğini dü- şünür. Bu aradabirbaşkasıyla "uy- gunsuz durumda" bulduğu kansı da "ondan aynlmak istediğini, çûn- kü çok sıkıcı olduğunu, ona serüven yaşatmadığuu" söyleyerek özgür kalmasını kolaylaştırır. Joe kalkar. at yanşlanna gider, hiç anlamadığı bu işte bilmediği bir ata oynayarak büyük para kazanır ama parayı ki- liseye bağışlar. Bu rasgele işler sı- rasında güzel ve kumarbaz bir ka- dınm dikkatini çeker. Kadın, Hush (Sharon Stone) adın- da, kumar çevrelerinde çok tanın- mış, iki çocuk annesi bir kadındır. Kumar borcunu öde- mekte geciktiği için mafya tarafmdan sıkıştınlmakta- dır. Bir pundu- na getirip iki aylık ömrünü renklendirme- ye çalışan Joe'nun cüz- danım çalar ve borcunun 4 bin dolarmı bu parayla öder. Fakat olaym farkı- navaranJoe, gidip mafya liderinden parasını ister ve hayretler içinde geri alır. Çünkü mafyanınye- rel lideri Joe'yu, bu çevrelerde çok ünlü "Gûzel Joe" ile kanştırmış- tır. Joe ile Hush artık kader bir- liği yaparak mafyadan ka- çarlar. Hush, iki çocuğundan bi- rinin babasını tirememektedir, ama her iki çocuk da iyi yürekli Joe'ya bayılmaktadır. Stephen Metcaİfe, filmin yönet- meni olarak basit bir senaryodan hareketle yer yer duygulara ulaşan bir komediyi başarmış. Joe rolünde BOry Connolly. iki ay ömrü kalan birisi için fazla sakin, iyi yüreğiyle içinden gelenleri yapan temiz bir adamın hakkmı vermiş. Hem kaderin sillesini yiyen hem de insanlara sevgisini yitirmeyen hoş bir adam rolüne biçilmiş kaftan Connolly. Film boyunca onu siz de seviyorsunuz. Sharon Stone, fihnin gişesini hareketlendirme işini üst- lenmiş, bunu da bir ölçüde başan- yor. Mafyanın adamlan artık kla- sikleşen tiplerden. Eğer film eğlen- celik türünden daha başka bir ama- ca yönelseydi ilgi çekecek bir film olabilirdi. Gene de kansız, ağız bu- run kınlmadan, dehşet sahneleri ol- madan izleyeceğiniz bir "aile ko- medisi'' izlemek istiyorsanız, size iyi gele- cektir. KEDİGOZU VECDt SAYAR Güncelin Tarihi "Güncelin Tarihi", Tarih Vakfı'nın Ankara'da ger- çekleştirdiği birsöyleşi dizisinin başlığı. Dünyata- rihinin önemli dönüm noktalanndan birinetanıkol- duğumuz şu günlerde, son derece anlamlı ve iş- levsel bir etkinlik. Ders kitaplannın -hele ülkemiz- deki ders kitaplannın- tarihe nesnel bir yorum ge- tirmekte ne denli yetersiz kaldığını söyiemeye ge- rek var mı? Oysa "güncelin tarihi", tarih bilinci oluş- turmak adına önümüzde yeni kapılar açabilir. Si- nemasıyla, yazıtı ve görsel basını iie medyanın ba- şını çektiği "dezenformasyon' (yanlış bilgilendirme) sürecine rağmen. Çünkü, insanoğtu okuduklannı, izlediklerinı irdeleme, yorumlamayeteneğini henüz yitirrnedi. Beyinlerimizin içine, tüm bilgileri içeren "chip"\& daha yerleştirilmedi. Yani, sınırlı da olsa, dünyayı "resmi tarih "lerin aktarmak istediği biçim- lerin dıştnda, kendi özgür irademizle algılama ola- nağımızvar. "Güncel", "tarih"o\up "resm/ieşene kadar elbette... Geçen cumartesi, kuruluşunun 10. yılını Darpha- neUe yapılan bir törenle,kırt1adığımız Türkiye Eko- nomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Türkiye'de tarih bi- lincini geliştirip yaygınlaştırmak amacıyla pek çok çalışma gerçekleştirdi. Insanımızın "tarihe bakışı- na yeni bir içerik, zenginlik kazandırma" hedefi doğrultusunda önemli adımlar attı. Sayılan 200'e yaklaşan krtaplan, düzenlediği sempozyum, sergi ve diğer etkinlikleri, "Söz/ü Tarirı" çalışmalan, "Ye- rel Tarih Projeleri" ile, oluşturduğu "Bilgi-Belge Mefcezi" ve "S/V/7 Toplum Kutvluşlan Bilgi Men\e- zi" ile ülkemizin en önemli kurumlanndan biri oldu. Cumartesi günü sunduklan "Sanal lstanbul Müze- si" projesi, bir gün nasıl olsa gerçekleşeceğine inandığım "lstanbul Müzesi" için önemli bir adım. Şu sıralar, üzerinde çalıştıklan yeni projelerden bi- ri de "Tarih Ders Kitaplan Araştırrna Merkezi". Bu projenin, tarih kitaplanmızın yenilenmesi yönünde çok ciddi bir adım oluşturacağı kuşkusuz. Üstelik, öteki ders kitaplan konusunda daçalışmalann baş- latılması için itici güç oluşturabilir. "Tarih Dostlan" projesine katılarak, vakftn çalışmalanna destek ol- mak isteyen tüm kedileri, tarihvakfı@tarihvak- fı.org. tr adresine başvurmaya davet edıyoruz. Ge- çen cumartesi, lstanbul çok hareketli bir gün ya- şadı; kültür ve sanat, savaş çığlıklanna meydan okuyordu adeta. Tarih Vakfı'nın 10. yıl şöleni devam ettiği sıralarda, bir başka kutlama daha yer alıyor- du fopkapı Sarayı'nın yakınlannda, Four Seasons Oteli'nde. Değerii kültür insanı Talat Sart Hal- man'ın 70. Yılı onuruna, "Kültür Ufuklan" başlıklı bir etkinlik düzenlenmişti. Amerika'da hazırianmış birArmağan Krtabı'nın sunuluşunun ardından, Hal- man şiiıier okudu. Güngör Dilmen'in bu vesileyle yazdığı tek perdelik oyun sahnelendi. Bu toplantı sürerken, bir başka etkinlik başlıyor- du. Idil Biret, Yedikule Zindanlan'nda verdiği ikin- ci konserinde, bu kez Rachmaninof'un 2. piyano konçertosunu seslendirdi. Saim Akçıl yönetimin- deki Tekfen Karadeniz Filarrnoni Orke^trası, Çay- kovski'nin 1812 uvertürünü seslendirirken gene toplar patladı. Idil Biret, kültürümüzün dünyadaki en önemli elçilerinden biri. Tıpkı, Halman gibi, Fa- al Say gibi, Türkiye'nin onur kaynaklanndan biri. Sözünü ettiğim üç etkinliğin ortak bir yönü var. Üçü de kültür-sanat-bilim ortamı ile özel sektör iş- biriiğinin ne denli verimli sonuçlara ulaşabileceği- ni gösteriyor. Tarih Vakfı, pek çok projesini, spon- sor desteğinde gerçekleştirdi, tıpkı Halman'ın "Kül- tür Ufuklan" etkinliği gibi. Idil Biret Konseri de Tek- fen sayesinde gerçekleşti. 16 ülkenin müzisyenle- rini bir araya getiren Karadeniz Filarrnoni Orkest- rası'nı 10 yıldır ayakta tutan Nihat Gökyiğit'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Etkinlikler, özel sektö- rün kürtür alanımızdaki önemli rolünün birer kanıtı. Bu konuya daha sonra tekrar değinmek vaadi ile ben şimdi aynı akşama dönmek isfıyorum. llginç bir rastlantı, bir başka dostumuzun daha konseri vardı aynı akşam. Yedikule'den Açıkha- va'ya yetiştiğimizde Edip Akbayram, türkülerine başlamıştı. Gece boyunca, kâh gençlik günlerimi- ze, 70'li yıllara uzandık, kâh sevgili Akbayram'ın ya- ni albümünden ezgilere kulak verdik. Edip Akbay- ram, hiç kuşkusuz "güncel tarihimizi" yaratan isim- lerden biri. Müziğimize katkılanndan mı söz etsem, engin yüreğinden, toplumsal duyariığından mı... Idil Biret, Edip Akbayram gibi ustalaria aynı coğ- rafyada yaşainak, aynı tarihe tanıklık etmek az şey mi? vecdisayarrayahoo.com Ruslar Değişim'i fitme çekiyor • MOSKOVA (AA) - Ünlü Çek yazar Franz Kafka'nm 'Değişim' (Metamorfoz) adlı romanı, Rusya'mn başkenti Moskova'da film oluyor. Moskova'da 6 yıldır tiyatroda sahnelenen 'Değişim'de, bir sabah uyandığında kendini hamamböceğine dönüşmüş olarak bulan Gregor Samsa rolünü Rus tiyatro ve sinemasının ünlü oyuncusu Yevgeni Mironov oynayacak. Fibnin çekimlerinin büyük bölümünün Moskova'daki Mosfıbn stüdyolannda yapılacağı, ancak bazı sahneler için Çek Cumhuriyeti'nin başkenti, Kafka'nm memleketi Prag'a gidileceği belirtiliyor. Stüdyo Dranıa perde diyecek • Kültür Servisi - Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu, 2001-2002 tiyatro sezonunda perdelerini 5 Ekim günü Ortaköy Afıfe Jale Sahnesi'nde, OnurBayraktar'm yazıp yönettiği ve geçen sezonun ikinci yansmda gösterime giren 'Kaos' adlı oyunla açıyor. Bu oyunu 19 Ekim'de yine Onur Bayraktar'ın yönettiği yeni oyun 'Sonra' izleyecek. 'Kaos'un temsilleri de sürecek. Ocak ayı ortalannda ise Ahmet Cemal ve Onur Bayraktar tarafından kaleme alınan 'Ben, Nâzım, Yaşarken ve Ölürken...' adlı oyun gösterime girecek. Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu, bu yıl bütün oyunlannı Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde sergileyecek. BUGÜN • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde yönetmen Serkan Özkaya'nın saat 12.00 ve 18.00'de 'Kendi Yolunda Gidenler' adlı filmi, saat 15.00'te 'Ciddi Kültürü Yık' adlı fihni ve saat 21 .OO'de 'Zenciler Birbirine Benzemez' adh filmi gösterilecek. (0212-252 61 55) • tŞ SANAT'ta 'Macera-Gerüim Filmleri' başlığı altında Lars von Trier'nin yönettiği 'Avrupa' adlı film izlenebilir. (0212-31615 77)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle