25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL2001PAZAR CUMHURtYET SAYFA SOYLEŞI Yılmaz Erdoğan, otlu peyniri, evi, arabası ve güzel kadınları ile uyum içinde yaşıyor Hüzündençıkanmizah"W"% en hüznü seviyorum, insanlann r £ tercihi eğlence denince kahkahadan -JL# yanadır ama bunun bazen sahte olacağını da düşünüyorum, acı yaşanacaksa, omı da layıkıyla yaşamak gerek diye düşünüyorum. Hüzünlü bir durumdan mizah hikâyesi de uydurabilirim. Aşağı yukarı her oyunumda insanlar ölürler, böyle nasıl mutlu ediyorum bilmiyorum. / hsanlann aklında, lüks bir araba ve lüks bir ev bir sosyal statüdür ve insanlar da ona göre davramrlar diye bir yargı var. Bu bana göre değil, ben sınıflar dışı birisiyim, evet para kazandım ve bu araba çok güzel dedim aldım, daha güzel bir evde yaşamak istedim, imkân buldum onu da aldım, dolayısıyla o evde oturuyorum diye o evlerde oturan insanlardan birisi olmadım. DUYGU ASENA Yılmaz Erdoğan... Uretken, yaratıcı, zeki, se- vımli, seksı bir erkek. Elini attığı her şeyi başanya dönüştüren, Hakkârili. Otlu peyniri, Beşiktaş pa- zan, gikel evı, arabası. güzel kadınlan ile uyum ıçınde yaşıyor. Yaptığı mizah, ölümü bile barındı- nyor ve o mutluluğu hiç kovalamıyor. Kadınlar ona hayran ama o özel ilişkilerinde zorlanıyor. - Senintçin yalnı/adam diyorlar. hatta komîkoW mana rağmen bir hüzün de var yüzünde» Mutlu tnusun? Ben hüznü seviyorum, insanlann tercihi, eğlen- ce denince kahkahadan yanadır ama bunun bazen sahte olacağını da düşünüyorum, acı yaşanacaksa, onu da layıkıylayaşamak gerek diye düşünüyorum. Hüzünlu bir durumdan mizah hikâyesi de uydura- bilinm. Aşağı yukan her oyunumda insanlar ölür- ler, böyle nasıl mutlu ediyorum bilmiyorum. Tra- jikkonulardan mizah üretılemezdiye biryargı var- dır. Benım mızahım ıse ölüm ile yaşamı kapsar, ölümle ılgilı çok komik şeyler de yazdım ama ya- şamak hızlı bir ölme biçimi, dizesi de bana ait. An- latım alanını böyle seçen biri nasıl mutlu olabilir? Özel hayattakı mutluluk düzenli bir ilişki, düzenli bir ev hayatı diye anlaşılıyorsa, bazen oluyor ama bu düzenli ılişkilerden sıkıldığım da oluyor. Ken- dımi mutlu etme çabasına hiç girmiyorum. Çok acıklı bır yalnızhğım yok ama bu gidiş gelişli ruh halım devam edecek. Hayatamda çellşttl yolf -Hayatöykününyazüdığı kitaptaseninleUgiKbir çelişkivurğulanryor. Beşiktaş pazan,Hakkâri,otlu peynir, şık evler arabalar, manken sevgflfler-. tnsanlann aklında, lüks bır araba ve lüks bir ev bir sosyal statüdür ve insanlar da ona göre davra- rurlar diye bıryargı var. Bubana göre değıl, ben sı- nıflar dışı bınsıyim, evet para kazandım ve bu ara- ba çok güzel dedim aldım, daha güzel bir evde ya- şamak istedim, ımkân buldum onu da aldım, dola- yısıyla o evde oturuyorum diye o evlerdeoturan in- sanlardanbinsiolmadım. Onun içinbirçelişki yok, eskıden dolmuşla gidiyordum pazara şimdi kendi arabamla gıdıyorum, ben otlupeynirsız kahvaltı ya- pamam zaten. Oturduğu ev değil, araba değil, ar- tık yazdığı şeylerde farklıhk olursa o önemli. - HayanndakiÖnemlikadmlann akülanndan et- kilennuşsin. ama sadece güzeBikleriyte ön planda olan kadınlarla da beraber oMun. bu da otomobü, otlu peynir meselesi gibi eenşkisiz mi? Ben hepsıyle otlupeyniryemişimdir. Ciddi izbı- rakan ılışkilenm de hiç iz bırakmayanlar da var. Çok entelektüel akılh kadınlar da var. tki yönlü bir hayat yaşamıyorum aslında, belki resim öyle ama siz insaru bındiğı arabaya, yaşadığı ilişkiye göre de- ğerlendınrsenız tabii çelişkiler bulursunuz. Güzel bir ev, araba, ınsanın istediği şeylerdir, smıfsal bir mesele değildir benim için. Ben hangi ilişkiyi ya- şamışsam, çok dürüstçe, çınlçıplak yaşamışundır; yeterince entelektüel değil, ben bunla bir gece olu- rum bir daha da bakmam diye bakmam meseleye. Mesela bır gece yasandığı halde derin izleT bırâk- mış olanlar da vardır. 'Yaşamalctan zevk alıyorum' -Seniinsanlar farkh görüyor,herkesin oturduğu sitede oturup, herkesin sevdiği arabayı kullanıp, herkesin tanidığı güzel kadınla birtikte otunca,ya- dırgı\orlar_ Her şey bizim için bir sembol oluyor, yann pu- royla fotoğrafım çıksın, değışti diye düşünürler. Halbuki puro, sigaradan biraz daha kahn bir tütün kütlesidir ama bu, bazılan için bir işaret, ben ise bunlann dışındabirisiyim, purodan zevk alsaydım içerdim zaten ama iyi bir yerde yaşamaktan zevk alıyorum, bir sakıncası yoksa... Onun gibi, benbiı kadınla tanıştığımda, onun şöhreti, ismi, sembolü benı çok ılgılendirmez. Konuşmayabaşlayıp ortak bir şey yaşadıktan sonra onun insanlar üzerindeki etkısının anlamı kalmaz. Aynaya bakınca ben in- sanlannVizontele'de seyrettikleri adamabakmıyo- rumkı... Ismim Yılmaz işte. - Turkrye'de başanh insan pek sevihniyor, hep başansızhklar ön planda. Bir grup insan da başa- nlan aşağdamaya çahşıyor. Bazı ınsanlarda "Ben o sürününiçindedepim" havası var. Mesela çok tuttu o fılm ben gitmedim derse, ayncalıklı oluyor. Herkes benbeğendim der- se o konu orda kapanır. Birisi beğenmedim derse, a rtye beğenmedirı, derler; konu uzar. Samimi de olabilirler. ilgi çekmek için de söyleyebüirleT. Tür- kiye'de herkes kafadan suçsuzluğunu ispat etmek zoıunda. Bir adam meşhur diye sen ona istediğini yapabılirsın diye düşünüyorlar... Şöhretin bedeli divorlar, ben ne yaptım, şöhret olurken birilerine biışey mı yaptım? Kimseye zarar vermedim, kim- senin ürunünü, emeğini çalmadım, bu başannın beieliyse şunusoranm,buülkedebaşannınbir be- dei varsa, hırsızlığın, başansızhğm birbedeli yok- sa o zaman çok ciddi sorunlannız var demektir. BirDemetTryatro, BKM, \Tzontek, Sultans of the Dance. senin katkın olan bütûn buişkr çokba- şanh oldıu. Ne özeihgi var bunlann? Bu soruyu cevaplamakbenim için çokkolay de- ğı. Sadece şunu söyleyebilirim: Yıl olmus 2001, feı noktaya kadar dünyada ciddibirbaşanmızyok, nûnterit başanlar var, Metin Erksan, Yümaz Gn- nfy,Şerif Görenbaşanholmuş ama sürekliliği yok. Tîrkıye bir sanat ülkesidir denemez, dünyada Tür- kiye'nin nerede olduğunu bilmeyen insanlar var, bunun değişmesi gerekiyor. Bizmi çokbaşanlıyız, bizden öncekiler mi çok başansızdı bunu bulama- dım, bir örnekyokki. Buyeni birTürkiyecilik san- ki. Bu,FatihTerim'le.Tarkan'la,bizunleortayaçı- kıyor. Kendi köyümüzde birbirimizi yemekten sı- küdık. Birileri biz milliyetçiyiz diyordu, biz öyle şey yoktur diyorduk, aslında öyle şey vardır. Sen o modern dünyanın gerekleriyle yenı bu- kimlikle çıkmak zorundasuı. Mesela ben yazarken hiç öyle kâğıtlan buruşturup atmam, buruşturup atacağım şeyi hiç yazmadım. Ben bir şeyleri dürtmek iste- rim, çünkü işler iyı gıtmiyor. Bu toplum hakikaten ınanırsa ki siz dürüstsünüz, sizınle aynı fıkirde ol- masa bile destekleyecektir. 'Her yerlm HaKfcârlH' - Senin dinnde de bir Hakkârflflik var_ Dilimde değıl her yenmde var. Obölgelerde fir- sat eşitliği yok, çocuklaf zor durumda. Sen zekı olduğun için mi kurtuldun? Oradakı ınsanlar cid- di bir dil problemiyaşıyor. Görüyorsun ki o çocuk Türkçe bihniyor, bu bir sorun değil, bır vakıa, ya- pacagın çok basit bir şey var, sekiz yıllık süreçte bumesele çözülebilirse toplumcıddı birkalkışa ge- çecektir. Eğer ben Ankara'da okumasaydım, şim- di böyle bir Yılmaz Erdoğan meselesi ohnayacak- tı. OTda verilen eğitim de eğıtım değil ki. Dersler boş geçer, sürgün öğretmenler gelir. Orası bir sür- gün memleketi olmaktan çıkmalı. Oradaki insan- laraherhangı hir dilibilmeyen ınsan muamelesiya- pılıyor. Halbuki o kendi ana dılinı biliyor. Insan yurttaşını ben hıçbir dili bilmiyorum duygusuyla yaşatır mı? En çok alkol tüketılen yerlerden biridir Hakkâri. Hay al kınkhğırun başkenti. Tanıdığımbir sürü alkolik, şu anda milli takımda oynayacak de- ğerde rutbolcu olabilirdi. Arhka'dan futbolcu ge- tirdıler, Hakkâri'dekinı zayı ettiler. O ınsan anlaya- cak kı, oradaki devlet göre\ lisi oraya geldiğı için mutsuz değıl, benı seviyor. Önce siz onu sevin, sonra o da sizi sevsın. Orda doğmaktan başka ne suç ışlemışler? Nıye sevmiyorsunuz bu ınsanlan? Avrupalı, oradaki insanlan sizden daha çok sevi- yor olamaz. Bu utancı ortadan kaldıralım. Brüksel nasıl Ankara'dan daha çok sever Hakkâri'yı. - Özgürlük iştiyorsun» Bundan bir ay önce Tayyip Erdoğan için herkes bir hareket oluşturacak diyordu, şimdi yine aynı Tayyip Erdoğan ama bir kasetlik zamanı varmış adarrun. E, siznasıl düşünüyordunuzErdoğan'ı, la- iklik hakkındaki fıkirleri yeni mi, orda lokal bir alanda gazagelmiş otosansüruygulamadankonuş- muş, bir kere bırakın ınsanlar böyle konuşsunlar, bu bir kaset demokrasisi. Herkesin kurtlannı dök- tüğü kasetleri var, çünkü yasak konuşmak. Aslın- da ne düşünüyorsabırakın söylesin, biz de bilelim. Herkes nerdeyse fal bakıyor, değişti mi değişmedi mi? Ama biz neyin değiştiğini bilmiyoruz ki, çün- kü konuşamıyor adam. 'Oy vereceğlm partl yok' -Kime oy verirdin şu an seçim olsa? Şu anda oy verebileceğim bir partı yok... Son günlerin en iyı çıkışı Mesut Yumaz'm çıkışıdır, mutlakatartışılmalıdır. Somut değıştınlmesi gere- kenyasalar \^r. Bumemlekette kaç kışı kendi ana- yasasuu okumuştur? Topluma çağn yapmalı, lüt- fen anayasayı okuyun, bu doğuştan antıbiyotikolan bir anayasa, kardeşım bunu cunta yaptı, şu anaya- sayı bir medya kuruluşu dağıtsa ek olarak. bir ta- ne de faydalı bir şey dağıtın. Hanı cumhurbaşkanı başbakana attı diye anlatıyorum sahnede, küçücûk bir kitap, bizim başbakan bile onu geri atabilir. Kadın başkaşey düşünür başkaşey söyler -Yine aşka dönetim. Tekeşüük ve sadakate nasıl bakryorsun? Tam bakıyordum, üstüme geldikr. Hayatm sırlanndan bir tanesi bu... Erkek-kadın yapısı anatomik olarak çok farkh. Kaduıda duygusal yoğunluk daha fazla gelişmiş, aşk kadjnlann işi. Bir adamda bir sürü adam görebüir bir kadın, ama bir erkek için bu söylenemez. Kadını anlama konusunda bir zorluk var, eğer kadırun sana gösterdikleriyle kadmı anlamaya çalışırsan, bazen hakikaten ciddi yanlışlara sûrûklenebilirsin. Genellüde kadın başka bir şey düşünür, başka şey söyler, dolayısryla söylediğini değil, onu ne için söylediğini tespit etmesi gerekir erkeğin. Erkek kadırun dûşündüğüne değil söylediğine baktığı için her şeyi yanlıs anladığını düşünür. Kavga şöyle başlar; ^eyinvarf Adam, kadın surat edene kadar bir problem olduğunu anlamaz, surat edince problera gündeme gelmiş olur, neyin var sorusuyla kavga kesinleşmiştir. Cevap "Yok bir şey" olur, bu şu demektir: "Sen biraz önceyapüğın şeyin yanhşlığını anlamıyorsan zaten hiç konuşmayaamr Erkek de der ki "Bunun için mi bana surat ediyorsun?" Şunu bir ögrensek aslmda, surat asmayı tartışmanın bir manası yok, surat etti zaten... Demek ki onun için önemli bir şey, sen saçma bulabilirsin. tş o andan itibaren çıkmaza girer. Kadın ve erkek çok eski bir ilişkidir, insanoğlu her konuda bir gelişme katetmiştir, bu konu hariç. Aşkla ilgüi çok ciddi şeyler var, bazılan suç saydıyor, oysa sevgiyle suç işlenİr mi? Aldatma da bunlardan birisi. Biriyle beraberken başkasına âşık oldun, bu suç mu? Kıskançlık da ashnda olmayan, insanlann uydurduğu bir duygudur, hayvanlarda da varsa onlar da bizden öğrenmiştir kesin. Neyi kıskanıyorsun? Bir başkasıyla beraber olma ihtimalini mi, yoksa bir başkasıyla mutlu olma ve eğlenme ihtimalini mi? Kadınlar erkeğin yalnızken eğlenmesinden hoşlanmaz. Yani biz eğlenmeyelim diye mi sevgili oluyoruz, - Çok konuştun ama soruma cevap vermedin. Sadakati sormuştum. Ben âşıksam, coşku içindeysem kimseyi aldatmadım, aklıma geknedi ki. Bir duygusal titreşim olması sart. Yoksa yapamam. Yapsam da rczil bir şey olur. İçinde hiç duygu ohnayan tensel bir şey yaşamadım. Ama yaşadım ki rezil bir şey olduğunu biliyorum, onlan yaşadığım için şimdi yaşamıyorum. Bunu fiziksel bir konu olarak tartışıyorsak, dediğin doğru, erkekler kolayca yapabilirler ama bir kere işin içinde yalan söylemek var. Sen bir sözleşme yapmışsuı birisiyle, maddelerden birisi de bana yalan söylemeyeceksin, başkasıyla beraber ohnayacaksın. Erkeklerde böyle durumlar var ama onlann sevişmede orgazm çaplan kadın kadar gelişkin olmadığı için esas sorun bu... Uzun beraberlikler - Uzun beraberlikter yaşayamıyor musun? Anyoruz, bulsak değerlendireceğiz de... Ben ilişki içinde mutlu birisiyim ama giderek ilişki kurmada çok büyûk zorluklar çekiyorum. 34 yaşına geldim, bu virüsleri zamanmda yaşadığım için arnk ilk işaretinden anlıyorum ve iş çok gergin bir yere gidiyor. Hep şuna inaruyorum, sevgüiler ilişki boyunca bir tek kavga ederler, onu bölerler, her kavgada iki taraf da bazı şeyleri alıp cebine koyar, bana bağırdı, terbiyesizce konuştu... îkinci kavga birinciyi de banndınr. Her fıkir aynhğı bir kavga olacak potansiyeldedir. Mesela birisi aynlık lafi ederse, bu aynhğın başladığı noktadır. İlk kavga son kavgadır arok bunu görüyorum. Her şeyi kavga sebebi yapabüenler bir tek sevgüilerdir. Ben böyle aklı başında konuşuyorum ya, ben de yapıyorum bunu. Bende bir otomatik refleks vardır, bûnye her söylediğine cevap verir, karşımdaki de böyleyse yandık. Benimle beraber olmak için beni biraz idare etmek gerekir, benim her lafımı ciddiye ahnayacaksm ama bunu katiyyen bana belli etmeyeceksin, bana cevap vermek de insam yorar yani. Bir de şoyle bir şgy var doğrusu, bazı çok şiddetli kavgalann üstüne şiddetli sevişmeler olur ya, galiba bütün sır orda. Yani biz kavga etmediğimiz insanlarla sevişmemeliyiz, yani sanınm işin doğası biraz öyle, ya da sevişme de acaba kavganın başka bir şekli midir, çünkü bayağı benziyor bazılan kavgaya, hiçbir sözlü kavgada birbirine vurmazsm ama sevişme sana bu imkâru sağlar, iyi bir sevişmenin içinde şiddet vardır. GÖRÜŞ Dr. ALPASLAM BERKTAY Gerçekteşmeyen Barışın Gunii 62 yıl önce, 1 Eylül 1939'da 2. Dünya Savaşı başladı. 50 milyon insanın öldüğü bu en büyük in- sanlık dramı 1945'e dek 6 yıl sürdü. Banş ise bir türlü gerçekleşmedi. Savaşla ilgili sanayi dallan büyükkazançlar sağ- ladı. ABD'de Kaiser tezgâhlarında 10 saatte 1 ta- ne 12.000 tonluk Liberty şilebi denize indiriliyor, torpili yiyince yenisi sipariş ediliyordu. Savaş bi- tince, bu Atlantik Meydan Savaşı'nın kâriı pazan kapanıverdi. Kuzey Afrika'da Gemsey'ler Jeep'ler, Rooseveltve Churchill postalları.. dağlargibi yı- ğılıp kaldı. Arkasından Kore ve Vıetnam savaşla- nr\ın izlemesi kaçınılmazdı. "Harcaym! Hedefi mer- milerle örtmeden saldırmayın!" diyorlar, bizim er- lere iki günde bir tüp diş macunu veriyorlardı. Şi- şelerin üstünde "yeniden doldurulmaması" yazı- lıydı. 30 yıl sonra açıklanan ABD resmi belgelerin- de "ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra 2 kez cid- di ekonomik kriz tehlikesiyle karşılaştı. 1 'incisini Kore, 2'ncisini Vietnam Savaşlan sayesinde atlat- f/"deniliyordu. ABD, düşmansız yaşayamaz, 30 yıl sonraki sa- vaşlannı, silahlannı, düşmanlarını önceden üretir, Kaddafi'ye, Bin Laden'e, Saddam'a, Somali'de- ki çeteler, Panama'daki Noriege'ye dek.. Yıldızlar Savaşı, Yüz Savunma Sistemleri uydurur. Sirte Körfezi'nden Kaddafi'nin çadınndaki küçükevlat- lığını vurur. Somali'de, BM'yi de arkasına takıp "çeteterie, açiıkla mücade/e" diyerek askeri hare- kât düzenler. Orta Amerika ülkelerine asker çıka- rır. AB'nin "arka bahçe"s\ olmayan, neresi? ABD'nin sınırtan nerede biter? Devletler hukuku di- ye bir şey var mı? "Dünyanın kabadayısı" başka nasıl olur? ABD niçin 30 yıl sonraki banşı düşün- mez? ABD banş istemiyor. Sömürüye, emperyalizme, faşizme karşı çıkma- dan banşçı olunmaz. Vahşi hayvan doyar, vahşi kapitalizm doymaz. "Biriyer, biribakar"ekono'mi- siyle banş olmaz. ABD savaş psikozunu her an canlı tutmak zorundadır. Banş, banş düşmanlan- nın elinde.. BM'nin ABD'de işi ne? Wall Street'te- ki her ekonomik bunalımda dünyanın başı derde mi girecek? Savaş sanayii düşmansız yaşayamıyor ve dün- yanın parababalan banş istemiyor. Banş için mü- cadale, emperyalizmle mücadeledir. Savaş eko- nomisiyte banş olmaz. Plansız ekonomi dün- yanın sonudur. Ya planlama, ya yok olma! Iç banş da dış barıştan soyutlanamaz. Bir za- manlar kardeşlikten söz ediyor, "Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için", "Ben-sen yok, biz va- nz", "Anca beraber-kanca beraber d\yor, "Imti- yazsız, sınıfsız kaynaşmış birkitleyiz" marşlan söy- lüyorduk. Doğu'da Saadabad, Batı'da Balkan Dostluk paktlan ile iç banşımız dış barışa yansı- yordu. Sonradan uydurulan "2. Cumhuriyet" ile sı- nıflar arasında derin uçurumlar yaratıldı. "Herma- halledede 12milyoneryaratacağız", "Benzengin- leriseverim", "Buradaucuzemekvar", "Şimdiye dek onlar güldû, bundan sonra biz güleceğiz" söylemleriyle ortaya çıkan sahte "2. Cumhuri- yet"\n bozduğu iç banş, Kore'de, Körfez'de, Incir- lik'te... "Stratejikortak"ın peşineülkeyi takarak dı- şanya da yansıdı. "Memurlara ödeyecek 500 mil- yon liramızyoktu" diyerek3 kişinin -biri ABDTı Se- natör McCaine- karanyla soktuklan Kore Sava- şı'nda 700 insanımızı harcayan ve bunu eleştiren barışçılan "vafan haini" diye mahkûm edenler ve Körfez Savaşı'na ülkeyi sokmaya çalışan, Banş Derneği üyelerini savaş koşullannda yargılayıp(!) mahkûm eden 12 Eylülcü, Amerikancı, antt-Ata- türk, anti-Cumhuriyet, sahte Cumhuriyetçiler ba- nşçı olamaz. Dört bir yandan kuşatılmışlık... Bir yanda AB'nin, öbür yanda ABD'nin hegemonya- sı, dolar egemenliği... En degersiz para, Türk Lj- rası... Boynumuzda Sevr ilmiği... Banş bunun ne- resinde? Bağımsızlık olmadan banş olmaz. Banş Günü'nde anılacak gerçek kişi, can düşmanı Ve- nizelos'un Nobel Banş Ödülü'ne aday gosterdi- ği büyük banş adamı, büyük hümanist, büyük in- san Atatürk'tür. Bugün banş, kutlanmak değil, kurtanlmak durumundadır. GAZtANTEP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo. 1999/121 KararNo: 2000/64 Davacı Şengül Sönmez tarafindan davalı Mah- mut Sönmez aleyhine mahkememizde açılmış bu- lunan boşanma davasının yapılan yargüaması so- nunda, Içel ili, tnerkez Uçe, Tozkoparan Mah. Cilt: 0215 09, Sayfa: 6, Rütük 793'te nüfiısa kayıth îb- rahim ve Adile'den olma, 1971 d.lu Şengül Sönmez ile aynı yrde nüfusa kayıth Memet ve Elif'ten ol- ma, 1969 d.lu Mahmut Sönmez'in mahkememizi yukanda esas ve karar numarası yazüı dosyası ile karar verilmiştir. Tebligat yapılamayan davalı Me- met oğlu 1969 d.lu Mahmut Sönmez'e karar metni ılanen tebliğ olunur. Basuı: 49868 A Y 1 R A M A E Y R A C A i N Z L N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle