23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA SAVAŞ KORKUSU Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisiAhmetKasım Han, bölgedeJa olasılıHan Cumhuriyet'e değerlendirdi Gururlukartal,gumrluhalkakarşı VİETNAM'DAN BETER OLUR-Han: Dengeleri kur- madan müdahalenin sonu Vletnam'dan beter olur. AFGANİSTAN HALKJ Etkin gruplar arasındalri dengeler - Afganistan'da etkin gruplar arasmda nasıl dengelcr var? HAN-Kuzeyittifakı denilen Tacik. Özbek ve Türkmen nüfusuna dayalı muhaliflerin desteğiyle ve bunlann güçierini kullanmak yöntemiyle Bin Ladin'in kapıhp dışanya çıkanlması mümkün değil. Bu Amerika'nın desteği dolaylı yoldan olur. Olsa olsa istihbarat sağlayabilir. Özbekleri ve Türkmenleri temsil eden Raşit Dostum güçleridir. Bir Afgan ulusu yok. Klanlara aynlmış kabileler topluluğu. Aynca Patanlann (Paştun) nüfusun yüzde 40'ını oluşturduğunu düşünersek onlann içinde yer almadığı hiçbir Afgan hükümeti, Afganistan'ın bugünkü sınırlan içerisinde bütünüliiğünü garanti altma alamaz. Dostum ittifakin zayıf kanadıdır. Öldürülen Şah Mesut'un desteklediği ve uluslararası topluluk tarafindan Afganistan'ın gerçek hükümeti kabul edilen Rabbani'nm Tacik etnik kökenine dayalı güçleri kuvvetli târafi oluşturuyor. Tacikler, Hazara (Şii) ile gevşek bir ittifak içindeler. Orta bölgelerde yaşarlar. Dostum'un kazanabilmesi başka silahlı güçlerin doğrudan müdahalesine bağlıdır. Rabbani tarafı ise "Biz çözeriz, aman gelmeyin" diyor. "Taleban'ın güç ka> betmesine neden olacak her tür müdahale Afgan topraklan üzerinde yabancı silahh güçlerin aktif varfağuu içermediği sürece benim iktidara gelmeme neden olur" diye düşünüyor. Bu nedenle destek istiyor ama müdahale istemiyor. ÇATIŞMANIN SONUÇLAR1 Bir ülke tarumar olur CHasısavaşın sonuçlan ne olabilir? HAN - Afganistan'a girersiniz 5 milyon insandaha öldürürsünüz. Zaten 20 senedir altı üstüne gelmiş bir ülkeyi tarumar edersiniz. Onun arkasından dünyanın çeşitli yerlerinde 15 sene sonra "Biz bunlann çocuklanyız diye kendilerini havaya uçuracaklann yaratacaklan yeni bir trajedinin tohumlannı ektiniz demektir. Büyük de\ letkr dünyayı istedikleri gibi yönetmiyorlar. Binlerce parametre yerinden oynuyor. Öien insanlann ölmüş ohnalannın bir işe yaraması söz konusu değİL Ama bir firsat var. Dünyanın daha hakça eziknlerin kendilerini daha az dıştannnş hissedecekkri, bir iktisadi reel ekonomik ve finansal ve siyasal mimari çerçevesinde yeniden inşa edilmesinin firsaödır. Amerikan halkı hiç anlamıyor. Ama 1980'lerde Afganistan'a 1 milyon tüfek yolladı. Tarihin acımasız ironilerinden birisi bu tüfeklerle Amerikan askerlerine ateş açacak. Amerikan halkı bilmez. Usame bin Ladin Suudi Arabistan gizli servisi tarafindan Pakistan'a gönderildiğinde kamplan kurulduğunda CLA uzmanlan bu adamlan eğitti. Taleban, Pakistan tarafindan beslenir ve güçlendiriürken bunun Amerikan yönetiminin gözünden kaçtığını düşünmek en ciddi kritik olur. Ahmet Kasım Han'dan: Amerika'nın Afganistan'a müdahalesinin ilk şartı ittifak dengelerinin oturtulması ve hangi fikir etrafında, nasıl bir müdahalenin, nereye kadar taşınacağının çok net biçimde belirlenmesidir. Öncelik suçluyu bulmak değil. HATÎCETUNCER Dünya gerilmiş, Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan terörist saldınnın hesabının ABD tarafindan nasıl so- rulacağını beklerken, bölgeye yapıla- cak bir müdahalenin ülkeler arası den- geleri nasıl bozacağının hesabını ya- pıyor. Bilgi Üniversitesi Tarih Bölü- mü öğretim görevlilerinden Ahmet Kasım Han, bölgedeki olasılıklan Cumhuriyete değerlendirdi. - ABD harekât karan alırsa sonuç- lan ne olur? HAN - Eğer Bush bu karan erken alırsa dünya daha önce gördüklerini AFCANISTANIN KIMLIK KARTI Nüfus: 26 milyon Yiizölçümü: 652.000 km2 Başkent: Kâbil Resmi diller: Patan (yüzde 35); Farsça (yüzde 50). Ülkede Türki dilleri kullananlann oranı ise yüzde 11. Etnik yapı: Baştunlar (yüzde 38), Tacikler (yüzde 25), Hazar (yüzde 19), özbekler (yüzde 6), diğer (yüzde 12). Din: Halkın yüzde 84'ü Sünni Müslüman. Şii Müslümanlann oranı yüzde 15. Ortalama ömür: Erkeklerde 46, kadınlarda 45. Kişi başına düşen getir: 730 dolar. Borç: 5.5 milyar dolardan fazla. Doğal kaynaklar: Petrol, doğalgaz, kömür, bakır. hiç aratmayacak bir savaşla karşı kar- şıya kalacaktır. Amerika'nın lazer toplan, şunlar bunlar hayır bu savaş öyle bir savaş değil. Bu savaş Afgan toprağı üzerinde savaş olacak. Ame- rika'nın kimyasal silah kullanmaya- caksa bombardımanla hiçbir şey elde etmesine imkân yok. Olayın gerçek faillerinin bulunup ortaya çıkanlıp Amerikan adaletinin keskin kılıcının önüne getirilmesi lazım. Yoksa biraz gözleri bağlı değil de hafif kısık göz- lerinin arasından nereye doğru baktı- ğını bilen bir adaletin indirdiği kılıç olur. Bunun dünya kamuoyunun vic- darunda özellikle Oçüncü Dünya'nın vicdanında yaratacağı derin bir öfke olacağını düşünüyorum. Harekâtın amacı - Amacı ne bu harekânn? - Bir amaç, Usame Bin Ladin'in bu işin sorumlusu olduğu belirlendiği takdirde alınıp Amerikan adaletinin karşısına çıkanlması veyahut öldürül- mesidir. Buna bağh olarak terorizmin ve uyuşturucu ticareti için bir beşik haline "getirilmiş" olan Afganistan'ın bu bataklığının kurutulması olabilir. -Nasü bir harekât? - Usame bin Ladin alınacaksa bu bir kara harekâtı olmak zorunda. Kısa bir kara harekâtı yani Amerikan uçak ge- milerinden âlâ vâlâ ile uçaklar kalka- cak, TV kuruluşlan bunlan çekecek- ler. Amerikalılar, Afgan topraklannı konvansiyonel silahlarla nokta hede- fi vurma özelliğine sahip ve füzeler- le dövecekler. Ardından Ladin'in ye- ri belirlenecek. bir bırlik Ladin'i alıp dışan çıkacaklar. Bu bana çok ger- çekçi gelmiyor. Ladin'in çoktan dağ- lara kaçmış obnası gerek. Bu dağlar- dan Ladin'in Taleban tarafindan bile bulunup çıkanlması çok zor. Çanşma nasıl olacak? - Kısa olmayacağı kesin. Pakis- AFGANİSTAN Afganistan'da nüfusun yüzde 40'ını Patanlar (Paştun) oluşturuyor. Taleban'ın da taban bulduğu Sünni Patanlar, ülkenin her yanına dağılmış olmakla bırtikte Kabil'in doğusu, kuzeyde Kunduz kentinde güneydoğu sınııiannda, Celalabat, Kabil kentlennde yerleşmiş durumdalar. Hz. Ali'nin mezan kabul edilen Mezan Şerif Taleban'ı destekleyen Patanlann elinde. Patanlar, Pakistan sının boyunca yerleşim bolgeferi oluşturmuşlar. Şii Hazaralar ülkenin orta kesimlerinde Kabıl, Herat, ^»^^KA Fayzabad Kandahar arasındaki bölgede yaşıyoriar. Şii-Hazara nüfus Iran sınınna doğru uzanıyor. Güneyde Hazaralann yanı sıra Beiuciler de yaşıyor. Tacikıstan sınınnda Tacik ve Patan topluluklar yaşıyor. özbekistan sınınndaki Herat'ta özbekler yaşıyor. Mezan Şerif Kunduz Baghian Maymana Celalabad Hayber Geçi< c c Gazne c Farah Diaram c c Kandehar Laşkarga I Patanlar Şii Hazaralar Tacikler Beluciler Özbekler tan'ın desteği son derece gönülsüz. Pakistan ordusunda Patan ağırhğı var- dır. Patan subaylan, Talebanlann ye- tiştirilmesi ve komuta kontrolünde önemli roller üstlenmiştir. Pakistan Gizli Servis Başkaru bom- balamanın olduğu sırada ABD'deydi ve derhal geri döndü. Pakistan. Tale- ban'a üç gün süre tanıdı, ama zama- na ihtiyacı olan Amerikalılardır. Bu- gün Arnerikahlann suçlu şudur diye ortaya çıkmak isteyeceklerini tahmin etmiyorum. Herhangi bir taraf lehine atılacak her adım, diğer taraflar aley- hine ya da onlan orta-uzun vadede, en kısa vadede. rahatsız edecek sonınlar doğurabilir. Bu nedenle önce Ameri- ka'mn Afganistan'a müdahalesinin ilk şartı, ittifak dengelerinin oturtul- ması ve hangi fikir etrafında nasıl bir müdahalenin nereye kadar taşınacağı- nın çok net biçimde belirlenmesidir. Öncelik suçluyu bulmak değil. Dengeler - ABD dengeleri gözetecek mi? - Bu dengelen kurmadan müdaha- le ederseniz bunun sonu Vietnam'dan beter bir bataklık. Bu bir istihbarat sa- vaşı olacak. Aksi kimyasal- nükleer savaştır. Dünya "ne ohıyor" der. Bü- tün dengeleri altüst edersiniz. Bütün küreselleşme karşıtlan sağlam bir ar- gümanla ayağa kalkarlar. Karada sa- vaşı Amenkalılann nasıl kurgulaya- caklan, Amerikalılann problemi diye düşünüyorum ve şans vermiyorum ben. Ruslar bunu çok ciddi şekilde bi- liyorlardır. Kuzeyi kullanmalannı is- temezler, çünkü Özbekistan- Tacikis- tan-Türkmenistan ekseninde bir Amerikan askeri varlığı, Meksika'da Rus üslerinin olmasınabenzer. Pakis- tan tarafindan girer diyelim, Afgan dağlannda Amerikan zırhlı güçleri vadilerden ilerlerken şöyle sıkı bir so- pa yerlerse Ruslar üzülmezler. Zaten çok gönülsüz bir destek veriyorlar. -Afganistan'da üniterbir devletku- rulabihrmi? Eğer bir uniter devlet kurulacaksa, Afganistan'da Patanlan dışlayarak olamaz. Ben Taleban'm Ladin'i ver- ceğini tahmin etmiyorum. Bunun ar- kasında harlaya gürleye füzeleri yol- layacak. Afganistan'da 10 milyon ma- yın var. 60 bin çocuk koltuk değneğiy- le geziyor. Bağdat'ı bombaladığınız- dan daha mı ağır bombalayacaksınız Afganistanı. Ne gibi bir sebeple. Gu- rurlu kartal gururlu halka karşı. - Afganistan neden hep savaşlara sahne oldu? Bölgede kilit noktadır, anahtar Af- ganistan'dır. Kimsenin eline bırakıla- mayacak kadar değerli ve kimsenin eline de kolay kolay düşmeyecek ka- dar da kendini iyi savunan bir halka sahip, bir ulusa değil ama halka. Molotofkokteyll mantığı - Saldınlan Ladin mi yapti? - Bin Ladin kendisine yıkılmış olan eylemleri üstlenmedi. Amerikalüar 8. saatte Bin Ladin dedi. Amerikan dev- let mekanizmasının içinde en azından belirli kuruluşlar "biz bu tür bügryi bu adama aktardık" diyorlar. Bu La- din'in taşeron olarak kullanıldığı bir eylem. Üç bıçak, maket bıçağı, 4 ta- ne molotof kokteyliyle Amerika'yı teslim aldı. Çok etkileyeci bir zekâ bu. Mototofkokteyli mantığı bu. Mo- lotofkokteylini uçağa projekte etmiş. Cağdaş Yayınlarından çıkan Seyahatname' kitabında 1957 yılındaki Afganistanı anlattı Yavuz Gör'ün kaleminden KabilKısa bir süre geçmemişti bile... Kâbil "sosyete- s*nekabul edıldık Çoğu Muhammedzai'lerdenolan bu arkadaşlannhemen hepsi KraiZahirŞah"tn. uzak- yakın akrabalan idi. Avrupa veya Amerika'da oku- muşlardı. Bendeki bilgilere göre 14 tane de "MöBd- yeK" olmalı idı. Bunlann "ctunhuriyetçflik'' tutkusu kuşkusu ile önemli işlerden uzak tutulduklan anla- şdıyffldu. Bırtanesı Mülki>e'de "Yanç'aın'' lakabıy- la anılan Nesimi ile gece yansı bir dağ başında bu- luştuk. Hasret giderdik. O zamanın Genelkurmay Başkanı Se>yit Hasan ile muavini Hasan, bizim harp okulu mezunu idiier. Amanuöah Hanzamanından beri Kâbil'de görev ya- pan Türk askeri heyetı ışbaşında idı. Bu heyetin var- lığt, bir süre sonra Sadrazam Davud Han ile yapü- ğ^m bir görüşmede bahis konusu oldu. Türkiye'ye gönderilen Afgan Büyükelçisi, Sultan AhmetHan'ın mûkemmel Türkçe konuşan oğlu, Kâ- bil Hukuk Fakültesi öğretim görevhsı Şerzoy'la çok samımı olduk. Sultan Ahmet Han, bızi ikide birkah- valüya çağınr, Kurtuluş Savaşı'na ait anılannı anla- tınfa. Atatürk'ün sofrasında geçirdiği günkri ve şa- hit olduğu olaylan ve konuşmalan naklederdi. "Siz dflde edin, ben yazayrnı" ncasında bulundum, ama buna razt olmadı. Bunu kendisine Ankara'da göste- rilmiş olan misafirperveriik ve saygı ile bağdaştoa- mazdı, gaiiba... Bir gece ataşemiliter yardımcısı, cin gibi bir bin- başı olan İsmafl Baüba> 'la. Kâbil dışında bir kulü- bede oturan emekli bır Afgan subayuıı zıyaret ettik. Fargana'da Eaver P»şa ile bırhkte savaşmış. "Böyk cesurbiradam hayatımdagörraedim. Basmaaay'ak- lanmasinın sonuna doğru yammızda 150 Idp ya ksJ- mqb, yakalmanuşü. 30.000 kişüik bir Kndordu bk- ugi iizerimize gdiyontu, bir Kurban bav ramı saba- ta_ Paşam, bu iş bittL Amu Derya hemen arkamız- da~ Geçip gidelim Afganistan'a, diyecek oldum. O adna aüadı ve gelenlere karşı sürdü atnu, şehit okfaı" dedi ve duygulandı. Bızı de duygulandırdı. Amerika'da da Meksika'da da dostlar edinmiştık. ama Kâbil'de bize gösterilen ilginin ve dostluğun sı- nın yoktu dersem, abartma olmaz bu... İlk aylarda, sokaklarda ve çarşıda "Çadfff deni- len, göz kısmı kafesli bir giysi ile dolaşan Kabil'in kadınlan için Sadrazam Davud Han, "İsteyen istedi- ği gibi çıkabiMr sokağa" demiş. Dav et edıldığımız Afgan aileierinde tanışmaya başladığınuz bırkaç lisan bilen, içkı içen, kumar oy- nayan, açık sözlü ve açık fikirli eşlenne ve çocukla- nna kol kanat geren Afgan hanımlan olduğunu gör- dük. ••• Bizim, ülkeolarak Afganistan 'lahiçbirsorunumuz yoktu. Bu ûlkeyi de Bağdat Paktt'na almak gibi or- tada ve havada dolaşan bırfikir vardı, amabunun ger- çekieşmesi Afganistan'ın o sıraiarda ızlediğı taraf- sızlık poliükası ile bağdaşamayacagı için fazla kur- calanmaması gerekiyordu. 1958-1960 sürecı içerisinde. SerdarDsvutHan'ın "Paştunistan poütikaa" Pakistan ile araiannda çok gergın bır havanın doğmasına neden oldu. Ashnda göçer ve bagımsız olan bu savaşçı kabi- lelerin ne Pakistan ne de Afganıstan'daki hükümet- krin herhangi birisine meyil ettikleri söjienemez. Bunlar yüzyıüardır süren yaşamlanndaki özgür ka- bile hayatmı sürdünnekten yana idiier ve bu konuda kimseye ödün vermeleri bahis konusu değıldi. Nite- kim Sovyet kuklası okn sonraki Afgan ıdareleri za- manında da yaklaşık 10 tümen gücündeki Sovyet büüklenne karşı önceleri ellerindeki "şjşane" tüfek- lede, sonralandışandan gönderilen silahlarla,çok iyi bildiklen bir işi yine kusursuz yapblar: Savaştılar... Sadrazam Serdar Davut Han, sonucu belli olma- yan ve ileriki tarihlerde, Afganistan' ı kana boya> r an gelişmelerin, kökenini ohışturan "Paştıınistan pofi- tikası" gereğı olarak "süaWanma" hevesıne kâpıl- mıştı. Kendisi ile birkez aramızda geçen görüşmeyi ak- tarmadan geçmek istemiyorum: 1959 yüı kış ayiannda, Batı, Sovyetler'in, Afga- nistan'a yavaş yavaş da olsa sistematik yöntemlerle sızmayabaşladîğmınbilincinegirdi. Bize ulaşan ha- berlere göre Sovyetler. Kâbil'deld Tütk askeri heye- tinin görevine son verilmesı yönünde telkinler yapı- yordu. Ankara'dan talimat geldı. "KOBUVU en yük- sek sc\ ivetie görüşün1 ' diye... Büyiikelçı Okan, çoktan geri dönmüştü. Maslahat- güzar Mahmut Bey, ağır bir gripten yatıyordu. Bü- yükelçiliğin ikinci adamı, Başkatip (ben) olarak sad- razamdan randevu istemenin. protokol kurallanna uygun düşmeyeceğini düşündük. Acele ce\ap iste- yen Ankaıa'mn talebini bir "tisam mütenasq>"le Af- gan hariciyesine aktardık. Ertesi gün telefon ettiler. Sadrazam, Türk büvûkelçliğiııden gefen kim otar- sa obfin, bizim kapımız açıkOr" demiş... Bir sabah gittün sadrazama.. Ankara'nm kuşku- lannı naklettmı. Bana özetle şunlan söyledi: 'Siz Osmanh ordusunun tafim v«terbiyeaiçin Al- man. donanma için İngiliz.jandanna için Fransı/uz- manlardan yararlandınız. Işiniz bitince de bunlan gerigönderdiniz. Pekâlâ da oiiu. SonraAmerikan as- keriy-ardnnıbaşlayınca Amerikab uzmankrgddL K- Byorsunu/ Sw>«İer'den askeri maizeme \e silah ak- yoruz. Bunlann kullanılmasu bakunı vb. işler için Sovyet uzmanlan,kaçmılmaz birzanıret-Bunarag- men Türk askeri heyetinin görevine son verilmesi, şu sırada bahis konusu değildir." Serdar Han, bundan sonra Türkiye ile olan dost- luklarunn, hiçbir suretle zedelenmesine olanak bu- lunmadığını. bunu da Ankara'ya bildirmemizi söy- ledi. Konuşmanın bır yerinde Osmanh tarihini çok iyi büdığını izlediğim Serdar 1 ın, 19. yüzyıldaki Os- manlı vezirlerinin ıngibz ve Rus etkilerini, nasıl kar- şı karşıya getırerek yokuş aşağı gıden imparatorlu- ğu, diplomasi yolu ile ayakta tutmaya çalıştıklann- dan bahsetmesi, şımdı de kendisinin başta ABD ol- mak üzere Batı ile Sovyetler arasında buna benzer bir tutumu yeğlediğı intibamı uyandırdı bende. Yöntem aym olabilirdi: ama Osmanlı Imparalor- luğu ile Afgan Krallığı 'nuıçaplan da değişikti ve za- manlar başka idi artik. Serdar Davut Han, 1973'te "cumhuriyet" kurdu. .Amcazadesi, Kralı Roma'ya gönderdi. 1978'deki kanlı ayaklanmada katledildi. Seyyiat ve sevabı ile Tann rahmet eylesin...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle