Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA
SAVAŞ KORKUSU
Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisiAhmetKasım Han, bölgedeJa olasılıHan Cumhuriyet'e değerlendirdi
Gururlukartal,gumrluhalkakarşı
VİETNAM'DAN BETER OLUR-Han: Dengeleri kur-
madan müdahalenin sonu Vletnam'dan beter olur.
AFGANİSTAN HALKJ
Etkin gruplar
arasındalri
dengeler
- Afganistan'da etkin
gruplar arasmda nasıl
dengelcr var?
HAN-Kuzeyittifakı
denilen Tacik. Özbek
ve Türkmen nüfusuna
dayalı muhaliflerin
desteğiyle ve bunlann
güçierini kullanmak
yöntemiyle Bin
Ladin'in kapıhp
dışanya çıkanlması
mümkün değil. Bu
Amerika'nın desteği
dolaylı yoldan olur.
Olsa olsa istihbarat
sağlayabilir. Özbekleri
ve Türkmenleri temsil
eden Raşit Dostum
güçleridir. Bir Afgan
ulusu yok. Klanlara
aynlmış kabileler
topluluğu. Aynca
Patanlann (Paştun)
nüfusun yüzde 40'ını
oluşturduğunu
düşünersek onlann
içinde yer almadığı
hiçbir Afgan
hükümeti,
Afganistan'ın
bugünkü sınırlan
içerisinde
bütünüliiğünü garanti
altma alamaz. Dostum
ittifakin zayıf
kanadıdır. Öldürülen
Şah Mesut'un
desteklediği ve
uluslararası topluluk
tarafindan
Afganistan'ın gerçek
hükümeti kabul edilen
Rabbani'nm Tacik
etnik kökenine dayalı
güçleri kuvvetli târafi
oluşturuyor. Tacikler,
Hazara (Şii) ile gevşek
bir ittifak içindeler.
Orta bölgelerde
yaşarlar. Dostum'un
kazanabilmesi başka
silahlı güçlerin
doğrudan
müdahalesine bağlıdır.
Rabbani tarafı ise
"Biz çözeriz, aman
gelmeyin" diyor.
"Taleban'ın güç
ka> betmesine neden
olacak her tür
müdahale Afgan
topraklan üzerinde
yabancı silahh güçlerin
aktif varfağuu
içermediği sürece
benim iktidara
gelmeme neden olur"
diye düşünüyor. Bu
nedenle destek istiyor
ama müdahale
istemiyor.
ÇATIŞMANIN SONUÇLAR1
Bir ülke
tarumar olur
CHasısavaşın sonuçlan
ne olabilir?
HAN - Afganistan'a
girersiniz 5 milyon
insandaha
öldürürsünüz. Zaten 20
senedir altı üstüne
gelmiş bir ülkeyi
tarumar edersiniz.
Onun arkasından
dünyanın çeşitli
yerlerinde 15 sene
sonra "Biz bunlann
çocuklanyız diye
kendilerini havaya
uçuracaklann
yaratacaklan yeni bir
trajedinin tohumlannı
ektiniz demektir. Büyük
de\ letkr dünyayı
istedikleri gibi
yönetmiyorlar. Binlerce
parametre yerinden
oynuyor. Öien
insanlann ölmüş
ohnalannın bir işe
yaraması söz konusu
değİL Ama bir firsat var.
Dünyanın daha hakça
eziknlerin kendilerini
daha az dıştannnş
hissedecekkri, bir
iktisadi reel ekonomik
ve finansal ve siyasal
mimari çerçevesinde
yeniden inşa edilmesinin
firsaödır.
Amerikan halkı hiç
anlamıyor. Ama
1980'lerde
Afganistan'a 1 milyon
tüfek yolladı. Tarihin
acımasız ironilerinden
birisi bu tüfeklerle
Amerikan askerlerine
ateş açacak.
Amerikan halkı bilmez.
Usame bin Ladin
Suudi Arabistan gizli
servisi tarafindan
Pakistan'a
gönderildiğinde
kamplan kurulduğunda
CLA uzmanlan bu
adamlan eğitti.
Taleban, Pakistan
tarafindan beslenir ve
güçlendiriürken bunun
Amerikan yönetiminin
gözünden kaçtığını
düşünmek en ciddi
kritik olur.
Ahmet Kasım Han'dan:
Amerika'nın Afganistan'a
müdahalesinin ilk şartı ittifak
dengelerinin oturtulması
ve hangi fikir etrafında,
nasıl bir müdahalenin,
nereye kadar taşınacağının
çok net biçimde
belirlenmesidir. Öncelik
suçluyu bulmak değil.
HATÎCETUNCER
Dünya gerilmiş, Dünya Ticaret
Merkezi'ne yapılan terörist saldınnın
hesabının ABD tarafindan nasıl so-
rulacağını beklerken, bölgeye yapıla-
cak bir müdahalenin ülkeler arası den-
geleri nasıl bozacağının hesabını ya-
pıyor. Bilgi Üniversitesi Tarih Bölü-
mü öğretim görevlilerinden Ahmet
Kasım Han, bölgedeki olasılıklan
Cumhuriyete değerlendirdi.
- ABD harekât karan alırsa sonuç-
lan ne olur?
HAN - Eğer Bush bu karan erken
alırsa dünya daha önce gördüklerini
AFCANISTANIN KIMLIK KARTI
Nüfus: 26 milyon
Yiizölçümü: 652.000 km2
Başkent: Kâbil
Resmi diller: Patan (yüzde 35); Farsça (yüzde
50). Ülkede Türki dilleri kullananlann oranı ise
yüzde 11.
Etnik yapı: Baştunlar (yüzde 38), Tacikler
(yüzde 25), Hazar (yüzde 19), özbekler
(yüzde 6), diğer (yüzde 12).
Din: Halkın yüzde 84'ü Sünni Müslüman. Şii
Müslümanlann oranı yüzde 15.
Ortalama ömür: Erkeklerde 46, kadınlarda 45.
Kişi başına düşen getir: 730 dolar.
Borç: 5.5 milyar dolardan fazla.
Doğal kaynaklar: Petrol, doğalgaz, kömür,
bakır.
hiç aratmayacak bir savaşla karşı kar-
şıya kalacaktır. Amerika'nın lazer
toplan, şunlar bunlar hayır bu savaş
öyle bir savaş değil. Bu savaş Afgan
toprağı üzerinde savaş olacak. Ame-
rika'nın kimyasal silah kullanmaya-
caksa bombardımanla hiçbir şey elde
etmesine imkân yok. Olayın gerçek
faillerinin bulunup ortaya çıkanlıp
Amerikan adaletinin keskin kılıcının
önüne getirilmesi lazım. Yoksa biraz
gözleri bağlı değil de hafif kısık göz-
lerinin arasından nereye doğru baktı-
ğını bilen bir adaletin indirdiği kılıç
olur. Bunun dünya kamuoyunun vic-
darunda özellikle Oçüncü Dünya'nın
vicdanında yaratacağı derin bir öfke
olacağını düşünüyorum.
Harekâtın amacı
- Amacı ne bu harekânn?
- Bir amaç, Usame Bin Ladin'in bu
işin sorumlusu olduğu belirlendiği
takdirde alınıp Amerikan adaletinin
karşısına çıkanlması veyahut öldürül-
mesidir. Buna bağh olarak terorizmin
ve uyuşturucu ticareti için bir beşik
haline "getirilmiş" olan Afganistan'ın
bu bataklığının kurutulması olabilir.
-Nasü bir harekât?
- Usame bin Ladin alınacaksa bu bir
kara harekâtı olmak zorunda. Kısa bir
kara harekâtı yani Amerikan uçak ge-
milerinden âlâ vâlâ ile uçaklar kalka-
cak, TV kuruluşlan bunlan çekecek-
ler. Amerikalılar, Afgan topraklannı
konvansiyonel silahlarla nokta hede-
fi vurma özelliğine sahip ve füzeler-
le dövecekler. Ardından Ladin'in ye-
ri belirlenecek. bir bırlik Ladin'i alıp
dışan çıkacaklar. Bu bana çok ger-
çekçi gelmiyor. Ladin'in çoktan dağ-
lara kaçmış obnası gerek. Bu dağlar-
dan Ladin'in Taleban tarafindan bile
bulunup çıkanlması çok zor.
Çanşma nasıl olacak?
- Kısa olmayacağı kesin. Pakis-
AFGANİSTAN
Afganistan'da nüfusun yüzde 40'ını Patanlar (Paştun) oluşturuyor. Taleban'ın da taban bulduğu Sünni
Patanlar, ülkenin her yanına dağılmış olmakla bırtikte Kabil'in doğusu, kuzeyde Kunduz kentinde
güneydoğu sınııiannda, Celalabat, Kabil kentlennde yerleşmiş durumdalar. Hz. Ali'nin
mezan kabul edilen Mezan Şerif Taleban'ı destekleyen Patanlann elinde. Patanlar,
Pakistan sının boyunca yerleşim bolgeferi oluşturmuşlar.
Şii Hazaralar ülkenin orta kesimlerinde Kabıl, Herat, ^»^^KA Fayzabad
Kandahar arasındaki bölgede yaşıyoriar.
Şii-Hazara nüfus Iran sınınna doğru
uzanıyor. Güneyde Hazaralann yanı
sıra Beiuciler de yaşıyor. Tacikıstan
sınınnda Tacik ve Patan topluluklar
yaşıyor. özbekistan sınınndaki
Herat'ta özbekler yaşıyor.
Mezan Şerif
Kunduz
Baghian
Maymana
Celalabad
Hayber Geçi<
c
c Gazne
c
Farah
Diaram
c c
Kandehar
Laşkarga
I
Patanlar Şii Hazaralar Tacikler Beluciler Özbekler
tan'ın desteği son derece gönülsüz.
Pakistan ordusunda Patan ağırhğı var-
dır. Patan subaylan, Talebanlann ye-
tiştirilmesi ve komuta kontrolünde
önemli roller üstlenmiştir.
Pakistan Gizli Servis Başkaru bom-
balamanın olduğu sırada ABD'deydi
ve derhal geri döndü. Pakistan. Tale-
ban'a üç gün süre tanıdı, ama zama-
na ihtiyacı olan Amerikalılardır. Bu-
gün Arnerikahlann suçlu şudur diye
ortaya çıkmak isteyeceklerini tahmin
etmiyorum. Herhangi bir taraf lehine
atılacak her adım, diğer taraflar aley-
hine ya da onlan orta-uzun vadede, en
kısa vadede. rahatsız edecek sonınlar
doğurabilir. Bu nedenle önce Ameri-
ka'mn Afganistan'a müdahalesinin
ilk şartı, ittifak dengelerinin oturtul-
ması ve hangi fikir etrafında nasıl bir
müdahalenin nereye kadar taşınacağı-
nın çok net biçimde belirlenmesidir.
Öncelik suçluyu bulmak değil.
Dengeler
- ABD dengeleri gözetecek mi?
- Bu dengelen kurmadan müdaha-
le ederseniz bunun sonu Vietnam'dan
beter bir bataklık. Bu bir istihbarat sa-
vaşı olacak. Aksi kimyasal- nükleer
savaştır. Dünya "ne ohıyor" der. Bü-
tün dengeleri altüst edersiniz. Bütün
küreselleşme karşıtlan sağlam bir ar-
gümanla ayağa kalkarlar. Karada sa-
vaşı Amenkalılann nasıl kurgulaya-
caklan, Amerikalılann problemi diye
düşünüyorum ve şans vermiyorum
ben. Ruslar bunu çok ciddi şekilde bi-
liyorlardır. Kuzeyi kullanmalannı is-
temezler, çünkü Özbekistan- Tacikis-
tan-Türkmenistan ekseninde bir
Amerikan askeri varlığı, Meksika'da
Rus üslerinin olmasınabenzer. Pakis-
tan tarafindan girer diyelim, Afgan
dağlannda Amerikan zırhlı güçleri
vadilerden ilerlerken şöyle sıkı bir so-
pa yerlerse Ruslar üzülmezler. Zaten
çok gönülsüz bir destek veriyorlar.
-Afganistan'da üniterbir devletku-
rulabihrmi?
Eğer bir uniter devlet kurulacaksa,
Afganistan'da Patanlan dışlayarak
olamaz. Ben Taleban'm Ladin'i ver-
ceğini tahmin etmiyorum. Bunun ar-
kasında harlaya gürleye füzeleri yol-
layacak. Afganistan'da 10 milyon ma-
yın var. 60 bin çocuk koltuk değneğiy-
le geziyor. Bağdat'ı bombaladığınız-
dan daha mı ağır bombalayacaksınız
Afganistanı. Ne gibi bir sebeple. Gu-
rurlu kartal gururlu halka karşı.
- Afganistan neden hep savaşlara
sahne oldu?
Bölgede kilit noktadır, anahtar Af-
ganistan'dır. Kimsenin eline bırakıla-
mayacak kadar değerli ve kimsenin
eline de kolay kolay düşmeyecek ka-
dar da kendini iyi savunan bir halka
sahip, bir ulusa değil ama halka.
Molotofkokteyll mantığı
- Saldınlan Ladin mi yapti?
- Bin Ladin kendisine yıkılmış olan
eylemleri üstlenmedi. Amerikalüar 8.
saatte Bin Ladin dedi. Amerikan dev-
let mekanizmasının içinde en azından
belirli kuruluşlar "biz bu tür bügryi
bu adama aktardık" diyorlar. Bu La-
din'in taşeron olarak kullanıldığı bir
eylem. Üç bıçak, maket bıçağı, 4 ta-
ne molotof kokteyliyle Amerika'yı
teslim aldı. Çok etkileyeci bir zekâ
bu. Mototofkokteyli mantığı bu. Mo-
lotofkokteylini uçağa projekte etmiş.
Cağdaş Yayınlarından çıkan Seyahatname' kitabında 1957 yılındaki Afganistanı anlattı
Yavuz Gör'ün kaleminden KabilKısa bir süre geçmemişti bile... Kâbil "sosyete-
s*nekabul edıldık Çoğu Muhammedzai'lerdenolan
bu arkadaşlannhemen hepsi KraiZahirŞah"tn. uzak-
yakın akrabalan idi. Avrupa veya Amerika'da oku-
muşlardı. Bendeki bilgilere göre 14 tane de "MöBd-
yeK" olmalı idı. Bunlann "ctunhuriyetçflik'' tutkusu
kuşkusu ile önemli işlerden uzak tutulduklan anla-
şdıyffldu. Bırtanesı Mülki>e'de "Yanç'aın'' lakabıy-
la anılan Nesimi ile gece yansı bir dağ başında bu-
luştuk. Hasret giderdik.
O zamanın Genelkurmay Başkanı Se>yit Hasan ile
muavini Hasan, bizim harp okulu mezunu idiier.
Amanuöah Hanzamanından beri Kâbil'de görev ya-
pan Türk askeri heyetı ışbaşında idı. Bu heyetin var-
lığt, bir süre sonra Sadrazam Davud Han ile yapü-
ğ^m bir görüşmede bahis konusu oldu.
Türkiye'ye gönderilen Afgan Büyükelçisi, Sultan
AhmetHan'ın mûkemmel Türkçe konuşan oğlu, Kâ-
bil Hukuk Fakültesi öğretim görevhsı Şerzoy'la çok
samımı olduk. Sultan Ahmet Han, bızi ikide birkah-
valüya çağınr, Kurtuluş Savaşı'na ait anılannı anla-
tınfa. Atatürk'ün sofrasında geçirdiği günkri ve şa-
hit olduğu olaylan ve konuşmalan naklederdi. "Siz
dflde edin, ben yazayrnı" ncasında bulundum, ama
buna razt olmadı. Bunu kendisine Ankara'da göste-
rilmiş olan misafirperveriik ve saygı ile bağdaştoa-
mazdı, gaiiba...
Bir gece ataşemiliter yardımcısı, cin gibi bir bin-
başı olan İsmafl Baüba> 'la. Kâbil dışında bir kulü-
bede oturan emekli bır Afgan subayuıı zıyaret ettik.
Fargana'da Eaver P»şa ile bırhkte savaşmış. "Böyk
cesurbiradam hayatımdagörraedim. Basmaaay'ak-
lanmasinın sonuna doğru yammızda 150 Idp ya ksJ-
mqb, yakalmanuşü. 30.000 kişüik bir Kndordu bk-
ugi iizerimize gdiyontu, bir Kurban bav ramı saba-
ta_ Paşam, bu iş bittL Amu Derya hemen arkamız-
da~ Geçip gidelim Afganistan'a, diyecek oldum. O
adna aüadı ve gelenlere karşı sürdü atnu, şehit okfaı"
dedi ve duygulandı. Bızı de duygulandırdı.
Amerika'da da Meksika'da da dostlar edinmiştık.
ama Kâbil'de bize gösterilen ilginin ve dostluğun sı-
nın yoktu dersem, abartma olmaz bu...
İlk aylarda, sokaklarda ve çarşıda "Çadfff deni-
len, göz kısmı kafesli bir giysi ile dolaşan Kabil'in
kadınlan için Sadrazam Davud Han, "İsteyen istedi-
ği gibi çıkabiMr sokağa" demiş.
Dav et edıldığımız Afgan aileierinde tanışmaya
başladığınuz bırkaç lisan bilen, içkı içen, kumar oy-
nayan, açık sözlü ve açık fikirli eşlenne ve çocukla-
nna kol kanat geren Afgan hanımlan olduğunu gör-
dük.
•••
Bizim, ülkeolarak Afganistan 'lahiçbirsorunumuz
yoktu. Bu ûlkeyi de Bağdat Paktt'na almak gibi or-
tada ve havada dolaşan bırfikir vardı, amabunun ger-
çekieşmesi Afganistan'ın o sıraiarda ızlediğı taraf-
sızlık poliükası ile bağdaşamayacagı için fazla kur-
calanmaması gerekiyordu.
1958-1960 sürecı içerisinde. SerdarDsvutHan'ın
"Paştunistan poütikaa" Pakistan ile araiannda çok
gergın bır havanın doğmasına neden oldu.
Ashnda göçer ve bagımsız olan bu savaşçı kabi-
lelerin ne Pakistan ne de Afganıstan'daki hükümet-
krin herhangi birisine meyil ettikleri söjienemez.
Bunlar yüzyıüardır süren yaşamlanndaki özgür ka-
bile hayatmı sürdünnekten yana idiier ve bu konuda
kimseye ödün vermeleri bahis konusu değıldi. Nite-
kim Sovyet kuklası okn sonraki Afgan ıdareleri za-
manında da yaklaşık 10 tümen gücündeki Sovyet
büüklenne karşı önceleri ellerindeki "şjşane" tüfek-
lede, sonralandışandan gönderilen silahlarla,çok iyi
bildiklen bir işi yine kusursuz yapblar: Savaştılar...
Sadrazam Serdar Davut Han, sonucu belli olma-
yan ve ileriki tarihlerde, Afganistan' ı kana boya>
r
an
gelişmelerin, kökenini ohışturan "Paştıınistan pofi-
tikası" gereğı olarak "süaWanma" hevesıne kâpıl-
mıştı.
Kendisi ile birkez aramızda geçen görüşmeyi ak-
tarmadan geçmek istemiyorum:
1959 yüı kış ayiannda, Batı, Sovyetler'in, Afga-
nistan'a yavaş yavaş da olsa sistematik yöntemlerle
sızmayabaşladîğmınbilincinegirdi. Bize ulaşan ha-
berlere göre Sovyetler. Kâbil'deld Tütk askeri heye-
tinin görevine son verilmesı yönünde telkinler yapı-
yordu. Ankara'dan talimat geldı. "KOBUVU en yük-
sek sc\ ivetie görüşün1
' diye...
Büyiikelçı Okan, çoktan geri dönmüştü. Maslahat-
güzar Mahmut Bey, ağır bir gripten yatıyordu. Bü-
yükelçiliğin ikinci adamı, Başkatip (ben) olarak sad-
razamdan randevu istemenin. protokol kurallanna
uygun düşmeyeceğini düşündük. Acele ce\ap iste-
yen Ankaıa'mn talebini bir "tisam mütenasq>"le Af-
gan hariciyesine aktardık. Ertesi gün telefon ettiler.
Sadrazam, Türk büvûkelçliğiııden gefen kim otar-
sa obfin, bizim kapımız açıkOr" demiş...
Bir sabah gittün sadrazama.. Ankara'nm kuşku-
lannı naklettmı. Bana özetle şunlan söyledi:
'Siz Osmanh ordusunun tafim v«terbiyeaiçin Al-
man. donanma için İngiliz.jandanna için Fransı/uz-
manlardan yararlandınız. Işiniz bitince de bunlan
gerigönderdiniz. Pekâlâ da oiiu. SonraAmerikan as-
keriy-ardnnıbaşlayınca Amerikab uzmankrgddL K-
Byorsunu/ Sw>«İer'den askeri maizeme \e silah ak-
yoruz. Bunlann kullanılmasu bakunı vb. işler için
Sovyet uzmanlan,kaçmılmaz birzanıret-Bunarag-
men Türk askeri heyetinin görevine son verilmesi, şu
sırada bahis konusu değildir."
Serdar Han, bundan sonra Türkiye ile olan dost-
luklarunn, hiçbir suretle zedelenmesine olanak bu-
lunmadığını. bunu da Ankara'ya bildirmemizi söy-
ledi. Konuşmanın bır yerinde Osmanh tarihini çok
iyi büdığını izlediğim Serdar
1
ın, 19. yüzyıldaki Os-
manlı vezirlerinin ıngibz ve Rus etkilerini, nasıl kar-
şı karşıya getırerek yokuş aşağı gıden imparatorlu-
ğu, diplomasi yolu ile ayakta tutmaya çalıştıklann-
dan bahsetmesi, şımdı de kendisinin başta ABD ol-
mak üzere Batı ile Sovyetler arasında buna benzer
bir tutumu yeğlediğı intibamı uyandırdı bende.
Yöntem aym olabilirdi: ama Osmanlı Imparalor-
luğu ile Afgan Krallığı 'nuıçaplan da değişikti ve za-
manlar başka idi artik. Serdar Davut Han, 1973'te
"cumhuriyet" kurdu. .Amcazadesi, Kralı Roma'ya
gönderdi. 1978'deki kanlı ayaklanmada katledildi.
Seyyiat ve sevabı ile Tann rahmet eylesin...