Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA
O L A l L A R V E G O R U Ş L E R oiay.gorus@cumhuriyetcom.tr
Ifeni Savaş...
M. SeBm OKÇAY Emekli Asker ve Hukukçu
H
er dönemde savaş
taktiklerinin biçim
degiştirdiğini bili-
yoruz. Harp Akade-
mileri'nde kurmay
subay yetiştirirken
üzerinde durduğumuz ana esas, bu
taktikleri ezberletmek değil, inceden
inceye ele alıp öğretmek; ancak be-
yinlerini, bunlardan ders alarak daima
yeni taktikleri bulmaya hazırlamak-
ör. Kendi taktiğini, her durumda ken-
disi geliştirebilecek beyin yapısına
sahip komutanlar yetiştirmek, eği-
timde ana hedeftir. Bu tür beyin ya-
pısı gelişmiş bir subayın komuta ka-
demelerine gelmesini sağlamak esas-
tır. Oluyor veya olmuyor, bu ayn bir
konu, ama amaç budur... Ancak böy-
leyetişip demaalesef insan hırsına kur-
ban olanlann çoğunlukta olduğunu
da biliyoruz. Burada, yeri gelmiş iken
anayasa değişikliklerinin ele alındı-
ğı şu günlerde seçici organın insan-
lardan oluştuğunu unutarak 125/2 'nci
maddenin hiç ele alınmamasını, hat-
ta hiç düşünülmemesini ayıplıyorum
ve bunu engelleyenleri kınıyorum.
20. yüzyılın sonuna kadar savaş-
larda hep askeri güçlerin karşı karşı-
ya geldiklerini ve buna göre taktik-
İer geliştirdiklerini biliyoruz. Düş-
manın en zayıfyeri yanıdır, böğrüdür.
Düşmanın zayıfyanını öğrenmek, bir
komutanın en önde gelen amacıdır.
Çünkü kendisi bunun üzenne bütün
gücü ile buradan düşman kuvvetleri-
nı vurur ve başan muhakkak gibidir.
Tabii bunu yaparken harbin 9 ana
prensibinin hiçbınsinde hata yapma-
ması gerekir. EnverPaşa'nın 1. Dün-
ya Savaşı'nda Sankamış'ta 70 bin as-
kerin donarak ölmesindeki hatası,
planda hava şartlannı göz önünde bu-
lundurmamasıdır. Televizyonlarda iz-
liyoruz. Çita avlanırken avını, yani
hedefini çok dikkatli bir şekilde ön-
ce seçiyor ve artık dikkatını başka bir
hedefe hiçbirzaman çevirmiyor. Üze-
rine doğru koşarken hemen yanında
beliren, kendisine çok daha yakın av-
larayönelmiyor. Emniyetle yaklaşjr,
gizlilikle yaklaşır, hiç ama hiç gözü-
nö ondan ayırmaz; ele geçirinceye
kadar dikkati hedefînin üzerindedır.
Yeteri kadar yaklaştıktan sonra artık
anlaşılsa bile ele geçireceğine kana-
at getirdikten sonratüm gücü ile, tüm
hızı ile koşar, onu baskına uğraör ve
yaklaşınca da öldürücü darbesini vu-
rur.
Osmanh ordulan başlangıçtaki ba-
şanlı savaşlannda merkezdeki kuvvet-
leri ile düşmanın üzerine gelmesi için
onu çeker ve bu esnada yana gizledi-
ği hareketli birlikleri ile (süvarileri
.ile) düşmanın zayıf yeri olan yanına
saldınr, gerisini keser ve imha eder-
di. MustafaKemal, üç kolordu ile ay-
n ayn konuşlanan düşmanın bir ko-
lordusunun (Aiyon'daki) arkasına çok
büyük bir gizlilikle bütün gücünü yı-
ğarak düşmanı baskına uğratmış (bas-
kın bir harp prensibidir), böğrüne de
süvarileri öldürücü darbeyi indirmiş-
tir. 18. yüzyıl savaşlannda, bölükle-
rin bir hat üzerinde sıkı sıkıya birbi-
rine yanaşmış askerlenn düşmanın
üzerine dalga dalga ilerlemesi şek-
linde savaştıklannı görüyoruz. Na-
poJyon ayn ayn yerlerden hareket et-
tirdiği kuvvetlerini çok süratli yürü-
terek düşmanın beklemediği yerde
birleştirir ve tüm gücü ile yüklenir-
di. Birinci Dünya Harbi'ne hâkım
olan savaş şekli siper savaşlan idi; si-
per kazıp akşama kadar birbirlerine
ateş etme şeklinde savaşırlardı. Ma-
jino Hata, Çanakkale Savaşlan'nda-
ki siper savaşlan birerömektir. Savun-
ma yapan komutan, en önemli arazi
parçasını, kritik araziyi elinde bulun-
durmaya çahşırken taamız eden de bu-
nu ele geçirmeye çahşırdı. Nitekim Sa-
karya Savaşı'nda Yunan kuvvetleri-
nin komutanı, Türk kuvvetlerinin hep
arkasına dolaşmak için birliklerini
asağıya doğru kaydırdıkça M. Kemal
de bunun karşısına kuvvet kaydırmış
ve düşman hep kuvvetli dirençle kar-
şılaşmıştır. Bunun üzerine Türk kuv-
vetleri için önemli olan kritik arazi par-
çası üzerine tüm gücünü toplayarak
taarruz etmiş ve ele de geçirmiştir. Bu-
nun sonucunda da Türkordusunun da-
ğılacağını düşünmüştür. Çünkü o ta-
rihte bu prensip hâkim idi. Ancak M.
Kemal, yukanda belirttiğimiz beyin
yapısı ile hemen yeni bir taktik orta-
ya koymuş ve ondan sonraki kritik ara-
zi önünde yeni bir savunma hatö oluş-
turmuştur. Düşman da bütün gücünü
bitirdiği için mağlup olmuştur. Bura-
da söylediği, "Hatü müdafaa yoktur,
satfaı müdafaa vanhr, bu saûh bütün
vatandır, vatanın en küçük bir kaya
parçası kahncaya kadar savunulma-
aesasür-" demiştir. Böylece askeri bir
deha, Birinci Dünya Savaşı'na hâkim
olan, hat üzerindeki savunma anlayı-
şını yıkmıştır. Ikinci Dünya Sava-
şı'nda da tanklar, radarlar, uçaklarla
desteklenen yıldınm harbi anlayışı-
nın yer aldığını görûyoruz.
Terörje savaş
tnsanlıközellikle iki dünyasavaşın-
dan büyük dersler alarak çıktı ve ar-
tık savaşlann sona erdirilmesi, toprak
işgallerinin bitirilmesi esasma yönel-
di. Yine de son 50 yıldır güçlü ordu-
lar bulundurmak anlayışından vaz-
geçilmedi. Bunun başüca nedeni de
dünyanın karşısına komünist rejimle
yönetilen Sovyetler Birliği'nin çıkma-
sı idi. Bu da sona erdi. Artık iki or-
dunun karşı karşıyagelip savaşması-
nın pek beklenemeyeceği görüşü ege-
men oldu. Ama bu kez de insanlara
huzur vermeyen terörbelası ortaya çık-
tı. Elbette bu hemen hortlamadı, an-
cakgözle görünür bir şekilde 20. yüz-
yılın sonlannda gelişti ve ne yazik ki
21. yüzyıla da taşındı. Şimdiki sava-
şın adı terörle savaştır.
Bu savaşın özelliklerini iyi irdele-
mek gerekir. Burada artık düşman
gizlenmektedir. Savaşını gizli olarak
geliştirmekte ve aniden umuhnadık
yerlerde yapmakta, can yakmaktadır.
Görülse kolay; ancak o da bunu bili-
yor ve gizleniyor. An gibi sokar, ar-
kasından gizlenir. Bununla savaşırken
sen gizleneceksin. O seni görür, sen
onu görmezsen daima avlanırsın. Ona,
onun yöntemi ile karşılık vereceksin.
Çünkü zayıf yan arama artık yoktur.
Birinci prensip bu olmah, buna göre
kuvvet geliştirilmelidir. Türk ordusu
bunu başlangıçta yapmakta geç kal-
dı, ancak daha sonra bunu kavradı ve
sonuç aldı.
tkinci husus devletler arasındaki
işbirliğidir. Terorizmi bir savaş olarak
algılamak için hepimizi yürekten ya-
kan ABD'deki olayı beklemiş olmak
maalesef insanlık için bir utançtır;
bana değmeyen yılan bin yaşasın, an-
layışının bir ürünüdür. Türkiye'nin
yıLardır söylediklerinin doğruluğumı
Avrupa'run anlamış olmasını bekli-
yoruz. 30.000 kişinın katilini bize
vermemek için çırpınan Italya, ele
geçirdiğımızde de bu katili asarsanız
AB 'yi unurun diyen Almanya bizden
özürdileyecek midiracaba?.. Hayvan-
lar için ülke smın olamaz. Kuşlar
uçarken ülkeyi düşünmez, yılan hu-
dudu geçerken başka bir ülkeye git-
tiğinın farkında bile degildir. Onun için
önemli olan karnını doyuracağı, üre-
yeceği ortamdır. Terörist içinde bu ku-
ral geçerlidir. Ülkeler arasında işbir-
liği yapümazsa terorizmle baş edile-
mez. tşbirnğine yanaşmayan ülke te-
rorizmin kaynağıdır.
Insanlar arasında sosyal adalet sağ-
lanması için tedbirler arttınlmalıdır.
Aç insanı elinden alırsanız, terorizm
darbe yer. Bu önemli üçüncü bir hu-
sustur.
Tüm ülkelerde "laiktik" kuralını
geçerli kılmak gerekir. Din kurallan
insanlann tannsı ile kendisi arasında
olan esaslardır demeyen, devletin uya-
cağı kurallar din kurallandır diyen
devlet, terorizme istemez gözükse de
kucak açmış demektir. Terorizmin
kavuağılaikiikfeyöoetilmeyenülkefer-
dir. Onun için, Türkiye Cumhuriye-
ti 'ni kurarken Atarürk, halkının yüz-
de 99'u Müslüman olan bu ülkeye
laiklik prensibini getirmişti. Onun
için Atatürk büyükbir insandır; baş-
ta Avrupa ülkeJeri ohnak üzere tüm
insanhğm Atatürk'ü okumas veiyi an-
Uması gerekir. Terorizmin çözümün-
deAtatürkçü anlayışın herkes tarafin-
dan kavranılması gerektiği düşünce-
sindeyim. Çünkü dinin girdiği yerde
kan vardır, ölüm vardır, terör vardır.
Adama öteki dünyada cennet sözü
verirseniz ölüm ona hiç gelir, işte sa-
na terörist, işte düşman...
Hiç kimse o kadar insanm içerisin-
de bulunduğu bir uçağı kendisi ile
birlikte ölecek şekilde Ticaret Mer-
kezi'nin kulesine vurmaz; muhakkak
işin içerisinde din vardır, cennet sö-
zü vardır.
Bu çerçevede, bu güzel ülkemizde,
dini ön plana çıkarma çabalannın,
dinsel eğıtimle yıkanmış beyinler ye-
tiştirme çabalannın acımasızca sön-
dürülmesi gerektiğini değerlendiri-
yorum. Yoksa o sana hiç acımayacak.
12 Dev Adam ve Cüceler
HÜIya COŞKUN A Ü lletişim Fakültesi Spor Okutmanı
A
vrupa Basketbol
Şampiyonası'na
ve büyük bir dü-
zenlemeye (organizasyo-
na) tanıklık eden bizler,
takırrumızın aldığı Avru-
pa ikınciliği ile büyük bir
başanrun coşkusunu ya-
şadık. Basketbol Fede-
rasyonu tarafından, Ga-
ranti Bankası'nm deste-
ği (sponsoriuğu) ile ger-
çekleştirilen bu şampi-
yonaya ülkemiz ev sa-
hipliği yaptı. Garanti
Bankası'nm yaptığı doğ-
ru sponsorluk 70 milyo-
nu ekranlara kilitledi.
Basketbol takımımız, "12
Dev Adamnnız" aldığı
başanlı derece ile Türk
spor tarihınde bir ilki ger-
çekleştirerek unutulmuş
olan basketbol dalını ye-
niden anımsattı, sevdirdi.
Ancak "12 Dev Adam",
yönetim ve federasyon,
bu büyük başannın ya-
nında toplumumuza ve
medyaya çok önemli ol-
duğunu düşündüğüm
önemli anımsatmalarda
da bulundu.
Bizlere sporun bir oyun
olduğunu, içinde yanş-
mayı banndırdığını, ka-
zanmak kadar kaybetme-
nin de sporun içinde yer
aldığını, takım içinde
dostluğu, arkadaşlığı, se-
vinci, mücadeleyi, kenar
yönetimle beraber 12 ki-
şinin her koşulda bir bü-
tün olduğunu, takım ol-
manın kısaca sporun bu
olduğunu gösterdiler. Te-
levizyonda futbol izlen-
cesi (programı) hazırla-
yan, sunan ve gazeteler-
de sporla ilgili yazan kö-
şe sâhiplerine ciddi ileti-
ler (mesaj lar) verdiler ve
dediler ki:
a
Kaybediien
maçta bizteri yerden ye-
re vurdunuz, kazamlan
maçta göklereçıkardıııız;
spordayenmekdeyenil-
râekdevardır. Maçta for-
mu iyi obnayantakım ar-
ı yayriığını? ya-
varan
Bosch ileri teslim kampanyasında
tercihinize göre Kasım, Aralık ya da Ocak
teslimli ve 9 ay taksitfi seçenekler.
3VH6flrtflim
BOSCH
0 800 2 11 40 29
BOŞCH
En doğru seçirn
zılatia ohunsuz etkikdi-
niz,o>ımdaniyicedüsür-
dflnöz; ancak hata bepi-
mizin'' diyerek gerçek ta-
kım oyununun, takım ru-
hunun yani takım olma-
nın ne demek olduğunu
ortaya koydular.
Maç kaybetmeyi yal-
nızca hakemlere bağla-
mamak gerektiğini, yapı-
lan hatalann sporun do-
ğasında olduğunu söyle-
yerek hakem hatasına sı-
ğınmaıun doğru obnadı-
ğını demeçlerinde belirt-
tiler.
«12 Dev AdanTve ke-
nar yönetimine sporun
ilkelerinden uzak daha
birçok eleştiri geldi, he-
pimiz izledik, okuduk.
Yukanda yazdıklanm
bunlardan birkaçı. Oyun-
culara ve yönetime ya-
pılan, basketbol bilgisin-
den uzak eleştirilerin ya-
nmda, Federasyon Başka-
m TorgayDemirel ve se-
yirciler de bu kişilerin
yanlış eleştirilerine he-
def olmuştur.
Basketbol Federasyonu
son derece aynntı (de-
tay) çaüşmış, ortaya çıka-
büecek her türlü sorunu
önceden hesaplayarak
çok başanlı bir organi-
zasyonla Avrupa Basket-
bol Şampiyonası'm ül-
kelerin takımlanyla ve
Türk izleyicisiyle buluş-
turmuştur. Arna medya
bunu takdir edeceği yer-
de federasyon başkanını
eleştiri bombardımanına
tutarak final maçında
(Yugoslavya) sahaya çı-
kan hakeme neden müda-
hale etmediğini sormuş,
federasyonun yeterli gü-
ce sahip olmadığım söy-
leyerek başkanın üzerin-
de gereksiz bir kamuoyu
baskısı oluşturmaya ça-
lışmıştır. Ev sahibi olan
Türkiye Basketbol Fede-
rasyonu'nun neredeyse
yasadışı bir güce sahip
olmasuu isteyerek hake-
mi değiştirme hakkının
olduğunu savunmuştur.
Bu bir oyundur ve her
oyunun da kurallan var-
dır. Siz ev sahibisiniz di-
ye istediğiniz hakemi is-
tediğiniz maça veremez-
siniz. Maç öncesi ben şu
hakemleri istiyonım di-
yemezsiniz. Her takım
ya da ev sahibi ülkenin
kendi istediği hakemi is-
temesiyle ortaya çıkacak
kargaşayı (kaosu) düşü-
nebiliyor musunuz?
"Hakemtaraftmaç yö-
netiyor,seyntininbh* tep-
kisi yok" diyen medya
bilirkişileri seyirciyi kış-
kırtmakta, son derece dü-
zeyli bir biçimde maçı
izleyen on binlerce kişi-
yi kavgaya cağırmaktadır.
Spor yazarlannın, te-
levizyondaki sporyorum-
culannın spor ahlakm-
dan ve kültüründen uzak
düşüncelerini funbol maç-
lanndan sonra saatlerce
izlemekteyiz. Kendileri
bu alışkanlıklannı bas-
ketbolda da sürdürmek
istediler, ancak ne spor-
cular, ne yöneticiler ne
de Federasyon Başkanı
Turgay Demirel, bu tarz
karşılıklı konuşmalara
girmediler. Çünkü onlar
sporun ne olduğunu çok
iyi biliyorlar ve bunu ge-
rek saha içi gerek saha
dışı davramşlanyla çok
açık biçimde ortaya koy-
dular.
Tüm bu spor yorum-
culan ve yazarlar tekrar-
dan başa dönerek sporun
ne olduğunu okusunlar,
araştırsınlar ve anlamaya
çahşsınlar, çünkü sözlü ve
yazıh kişisel yorumlar
Türk sporunu bir yere gö-
türmeyecektir. En iyi
eleştiriyi ben yapanm dü-
şüncesinden vazgeçmeli,
sporu olumlu yönde ge-
liştirecek eleştirilere yö-
nelmelidifler.
"12 DevAdanTa Ame-
rika'da yapılacak olan
Dünya Şampiyonası'nda
başanlar diliyoruz.
PENCERE
Albayrak Bireylerine
İşkence mi?..
Insanlığın başında, 21 'inci yüzyılın eşiğinde, iki
büyük bela var:
Terör..
Ve işkence..
Ikisi bir cehennem samıalı oluştua/yorlar, zeba-
nilerin marifetidirler...
Cumhuriyet'te bu cehennem tezgâhlanndan geç-
miş çok kişi var; kimi ölmüş, kimi kalmış...
Olüm mü diyorsunuz?..
Cavit Orhan Tütengil..
Bahriye Üçok..
Muammer Aksoy..
Onat Kutlar.
Uğur Mumcu..
Ahmet Taner Kışlalı..
Azrail terör kılığına girip sevgili yazarlanmıza bir
bir kıydı..
Ya işkence?..
Adlannı saymayayım, gazetemizde işkenceyte ha-
şır neşir çok kişi var...
Çağımızda insan olmak için, nereden gelirse gel-
sin, işkenceye ve teröre karşı durmak temel ölçüt-
tür. Terör gibi işkencenin de ırkı, soyu, sopu, milli-
yeti, dini, imanı yoktur; insanlık dışı olduğundan ba-
ğılsız koşulsuz dışlanmalıdır.
•
"Yeni Şafak' ilginç bir gazete...
Sahibi:
Albayrak ailesi!..
Tayyip Erdoğan Istanbul Belediye Başkanı'yken
Albayrak ailesinin aldığı çok sayıda ihalenin yasa-
dışı yöntemlerle sağlandığı iddiası öteden beri
medyada çeşitli yayınlara yol açmıştı.
Sonunda "Albayrak Operasyonu" gündeme gir-
di; aile bireyleri gözaltına alındılar.
"Şeriatın kestiği parmak acımaz!.."
Suç iştemişlerse sanıklar elbette cezalannı gö-
receklerdir. Bu konuda diyecek bir şey yok!.. An-
cak bugün için ortalıkta dalgalanan, gazetelere ge-
çen bir başka "iddia" var; Albayrak bireylerine go-
zattında işkence mi yapılmıştır?..
Sorgulamada işkence, ne yazık ki, ülkemizde
"vukuat-ı adiye "den sayılıyor...
Tıpkı terör gibi işkence de ülkemizin yaşamında
bir biçem...
•
'Yeni Şafak' gazetesi bizim dünya görüşümüz-
le taban tabana zıt yayın yapıyor...
Ama, bu başka iş!..
İşkence, nereden gelirse getein, işkenceyi kim ya-
parsa yapsın, karşısında olmak gereğinin altını bir
kez daha çizmekte saymakla brtmez yararlar var.
Bu yararyalnız ülkemiz için degildir, işkenceden ge-
çirilen kişi için degildir; işkenceyi yaptıran, işken-
ceyi yapan, işkenceye göz yumanlar için de geçer-
lidir. İşkenceyi içlemiş bir dünyanın insanlan ol-
mak ayıbı, mutsuzluğu, aşağılayıcı içeriği hepimi-
zi kuşattığı zaman bu ülkede soluk almak olanağı
kalmaz.
Albayrak ailesinin bireylerine gözaltında işken-
ce yapıldığı doğru mudur?..
Bilemiyorum.
Ancak bu gibi durumlarda yazmak gereğinin
doğruluğunu biliyorum. Terörsüz ve işkencesiz bir
Türkiye elbirliğiyle sağlanabilir... İşkencenin göl-
gesini bu ülkenin üstünden kaldıralım ki güneş her
sabah üstümüze lekesiz doğsun!..
Princess Otel
Güvercinlik - Bodntm
Bodrum'un en eüzel koyunda,
sessiz ve sakin uoğa ortamında,
*^ Odalarda telefon ve sicak su,
^ Yüzme havuzu,
*•* Damak zevkine uygun mutfak,
*> Eşsiz koylara yada gezintiler,
*> Her gün canlı müzik.
Açıkbüfe, tampansiyon 15.000.000.-TL
Telefon: (0252) 374 52 43 - (0252) 374 50 93
CEP: 0542 571 55 62
Cumhuriyet Gazetesi bizden
Türkiye Gazeteciler Cemiyetı'nın yayınladığı gunlük
Bizim Gazete
CHke soaınlanna ılişkin raporlanyfa. araştırmalanyla,
köşe yaalanyia, tarafsız haberienyle avıl toplumlann gazetea.
Düzenli okumak ıçın abone olun. Tel: 0^12.511 08 75
Fiyatlanmız (tam pansiyon, açık büfe)
Eylûl: 13.000.000.- TL.
Mavi, yeşil ve dostluğun birleştiği yer
OTEL MİMAS
Otele ait özelplaj, mavi bayraMı bir deniz,
spor alanlan, oyun salonu, yüzme havuzu, ile
OtelMimas *** tatilyapma imkânını orta
gelirli dostlanmızm hizmetine sunuyor.
Cumhuriyet gazetesi bizden
Tel: 0 232 73128 68 - 67Faks: 0 232 73128 66
Otel Mimas Karaburun/tzmir
Öğrenci kimliğimi ye pasomu kaybettim,
hükümsüzdür. ÖZLEMGÜVEMÜ