Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA
SAVAŞ KORKUSU
ikiz kulelerdekiyangın nedeniyle çevreyeyayüan kimyasal maddeler tehlikeyaratıyor
New Ifork'ta sağlıkalarmıDış Haberler Servisi - Başta Ame-
rika halkı olmak üzere hemen bütün
dünyayı korku ve dehşete salan Ka-
mikaze eylemleri, binlerce insanın
yaşamuıa malolurken, uçaklann
Dünya Ticaret Merkezi'ne çarparak
patlaması sonucu oluşan yangın son-
rasmda binalarda bulunan çeşitli
plastik maddeler ve türevlerinden
çevreye zehirli kimyasal madde diok-
sin yayıldığı ortaya çıktı. Aynca bi-
nalarda bulunduğu açıklanan asbest
de tehlike yaratıyor.
Müthiş patlama ve yangınla başla-
yan olaylar sonrasında New York'un
cehenneme dönerken, önce herkes
canını kurtamaya çalışmış, hemen
hiç kimse bu tür bir tehlikeyi düşün-
memişti. Oysa olaylan izleyen gün-
'İLK' VE 'EN'LER
Terör bir
günde 6 bin
canaldı
• ABD'de 11 Eylül'de
yaşanan terörist saldında
Dünya Ticaret Merkezi'ne ait
ikiz kulelerin çökmesi sonucu
47 ülkenin vatandaşı öldü ya
da kayboldu. 300'den fazla
itfaiye görevlisi ve polis görevi
başında yaşamını yitirdi.
NEW YORK (AA) - ABD'de 11
Eylül'de düzenlenen saldmlar, çok
sayıda "en ve ilk"e imza attı.
En çok ölü: Yaklaşık 6 bin kişi
öldü. Terörist saldınlarda şu ana
kadarki en büyük can kaybı
meydana geldi.
En çok sayıda ülkeden insan
sakünlarda öldü ya da kayboldu:
47 ülkenin vatandaşlan öldü ya da
kayboldu. Bununla birlikte
yaklaşık 60 ülke, bazı
vatandaşlanndan 11 Eylül'denberi
haber alamıyor.
En çok sayıda kurtarma görevlisi,
görevi başında öldü: New York'taki
Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz
kulelerinin çökmesiyle 300'den
fazla itfaiye görevlisi ve polis
kayboldu. Bu felakette, Ukrayna'da
1986'daki Çernobil faciası hariç,
en çok sayıda kurtarma görevlisi
hayatını kaybetti. Çernobil'de kaç
görevlinin öldüğü kesin olarak
açıklanmamıştı.
NATO llk kez 5. maddeyi
uygulama kararı aldı
• llk kez yolcu uçaklan silah
olarak kullanıldı.
• llk kez aynı anda 4 yolcu uçağı
kaçınldı.
• tlk kez bir saldın canlı
yayımlandı.
• llk kez yüzden fazla kata sahip 2
bina çöktü.
• llk kez Manhattan adasmın
güneyi tahliye edildi.
• llk kez ABD'de ticari hava
trafiği durduruldu. 451 havaalanı
ulaşıma kapatıldı.
• Wall Street, 1933 'ten beri ilk
kez bu kadar uzun süre kapah
kaldı.
• NATO ilk kez, ittifak
anlaşmaşının 5. maddesine
başvurdu.
• llk kez tüm AB ülkelerinde yas
ilan edildi.
ASBEST VE DİOKSİN NEDİR, NASIL ORTAYA ÇIKAR?
ASBEST: Doğada bulunan üfler halindeid bir
maddcdir. CeneUflde magnezyumsüikattan oiuşur ve
demir, magnezyum, alüminyum. kalsiyumoksitier,
sffisyumoksit vd. içerir. Asbest işleme ve aşınma
esnasmda ya da örneğin yer döşemeterinin
sökübnesiyle çevreye sahnır. Partikül (çok küçük
parçacık) şeklindeki asbest tozlan solunuuı yohıyla
akciğerlere girer ve eğer yeterli konsantrasyondaysa
ölümcül hastahkiara yo) açar (Örneğin asbestoz,
akdğer ve periton kanseri, mezoteliyom).
OİOKSİN: Yapav madddcrüvplastikkrin
yanmalanyla ortaya çıkan ve havaya salınan
embriyo-toksik (cenin üzerinde çok zehirli etki)
yapan çok tehiiketi künyasal maddeler grubu. Bu
gruba ait 75 ayn ldor bileşikieri vardır. Bunlardan
en tehlikehsi seveso zehiri dfiye de anıfauı TCDD'dir
(tetraklor-dibenzo-paradioksin). Dioksin bugün
artik hemen ber yerde, havada, toprakta, suda,
hayvansal gıdalarda ve insanlarda ölçülmektedir.
Kanserojen etki yapar.
lerde Amerika'nm en çok okunan ga-
zetelerinden The New York Times
yapım esnasında bu binalarda asbest
kullaruldığını ve kaza nedeniyle bi-
nalann yıkılmalanyla bu asbest lifle-
rinin havaya salmdıklannı yazdı.
Bu arada uluslararası çevre örgütü
Greenpeace'in Almanya seksiyonun-
dan yapılan açıklamada da bu tehli-
kelere dikkat çekılerek şöyle dendı:
u
New York halkı ve kentte bulunan
ziyaretçiler, Dünya Ticaret Merke-
zi'ne karşı yapdan sakündan bu ya-
nayüksek miktarda asbest ve dioksin
soluyoıiar. New York Belediye Baş-
kanı Rudolph Guılıanı perşembe gü-
nü (geçen hafta) bunarağmen alarma
geçecek bir neden ounadığuu bildir-
ÎĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
£T
Terörün milli tehdit olarak kabul edilmesi için çalışma başlatıldı
Atüıa gerçeği gördü
Dış Haberler Servisi - Amerika
Birleşik Devletleri'nde geçen haf-
ta meydana gelen terörist saldınlar,
batıdaki komşumuz Yunanistan'ın
gerçekleri görmesine neden oldu.
Yunanistan'ın savunma doktri-
ninde, geçen yıllarda Türkiye bi-
rincı sırada yer alırken
ABD'deki saldınlar son-
rası Yunan hükümeti terö-
rün de milli tehdit olarak
kabullenilmesi yönünde
çalışmalara başladı. Bu
çerçevede yapılan çahşmalar ko-
nusunda Başbakan Kostas Simi-
tis'e bilgi veren Yunanistan Savun-
ma Bakanı Akis Çohacopulos,
"Terör arük askeri operasyonlar-
lakarşumzaçıkrvor" dedi. Savun-
ma doktrininde yapılacak olan de-
ğişiklikle terör, Türkiye ile milli
tehdit anlamında birinci srraya ge-
tiriliyor. Yunan basın organlannda
konu ile ilgili yer alan haberlere
göre, terörü önleme konusunda si-
lahlı kuvvetlere de yetki veriliyor.
Bu çerçevede yapılacak çahşma-
lar, cuma günü yapılacak olan sa-
vunma dış işleri konseyi toplantı-
sında Simitis ve ilgili bakanlann
• Yunanistan 'ın savunma doktrininde yapılacak
değjşîMUe terör, Türkiye ile milli tehdit
anlamında birinci sıraya getiriliyor. Terörü önleme
konusunda da sUahh kuvvedere yetki verihyor.
bilgisine sunulacak.
Yunanistan 1974 yılından başla-
yarak AbduUah Ocalan yakalana-
na kadar terörün gerçeİc yüzünü
görmemeye çalışıyordu. Bu çerçe-
vede 25 yıldan bu yana ülkede fa-
aliyet gösteren 17 Kasım terör ör-
gütü hakkında hiçbir ipucu elde
edilemedi. Ülkede terörist olaylara
kanştığı ya da destek verdiği sanı-
Ian ban silahlı kuvvetler mensup-
lan hakkında da bugüne kadar sağ-
lıklı hiçbir adli işlem yapılamadı.
Öte yandan terörü destekler bir
görünüm sergileyen eski Dışişleri
Bakanı Teodoros Pangalos, yenı
açıklamalar ile kendisini küçük
düşürmeye devam ediyor.
Öcalan'ın Kenya'da yaka-
lanmasının ardından Yu-
nan elçiliğindeki bazı per-
sonelin ülkeyi terk etme-
leri için ABD'den yardım
isteğini dile getiren Pangalos. dö-
nemin ABD Dışişleri Bakanı Ma-
deline Albright'ın kendisine, Ati-
na büyükelçisi aracılığı ile bir me-
saj gönderdiğini açıkladı. ABD'li
bayan bakanm "Biz terörü destek-
leyen bir bakana hiçbir şekfldeyar-
dünetmeyiz" cevabı verdüğini söy-
leyen Pangalos, bu olaydan sonra
görevden alındığına dikkat çekti.
dLÇünküdeğeriersağhksaltehlikesı-
nırİaruu aşmış değüdir!"
Ancak Greenpeace, burada, bina-
larda çıkan yangın ve ikiz kulelerin
çökmeleriyle hangi miktarda asbest
lifınin açığa çıktığının bilinemediği-
ni de vurguladı.
Bu konuda Almanya Federal Çev-
re Dairesi'ne yaptığmıız başvuruda
bilgi veren bir uzman, asbest ve di-
oksin tehlikelerine değinirken, bu tür
kaza ya da saldınlarda her zaman bu
maddelerin zarar verebileceğini, an-
cak bunun sadece genel bir durum
olduğunu, New York için bu konuda
fazla bir şey söylemesinin doğru ol-
madığını, çünkü kendilerinin oraya
gıdip ölçüm yapmalannın mümkün
olamayacağını söyledi.
JAPONYA'DAN DESTEK
Amerika
içinyasa
havrhyor
Haber Merkezi - Japon yönetimi,
AB'nin geçen haftaki saldınlara
yapacağı misillemeye lojistik
destek sağlamaya irnkân verecek
yeni bir yasanın çıkanlması
konusunu görüşüyor. Japon
makamlannın. bazılan Taleban'ın
kalesi Kandahar'dan olan ve bu ay
başında ülkeye giriş yapan 19
radikal Islamcının izini sürdüklen
bildirildi.
Japon Kyodo ajansının bildirdiğine
göre Amerikan istihbarat
birimlerinin, başka Asya
kökenlilerin de Japonya'ya giriş
yaptıklan ve alarma geçilmesi
yönünde ay başındaki uyansı
üzerine, bu kişilerin izi sürülmeye
başlandı.
Bagbakan devrede
Amerikan yanlısı tutumuyla
bilinen Japonya Başbakanı
Jurüçiro Koizumi ise koalisyon
liderleriyle yaptığı toplantıda,
" Uluslararası terorizme cevap
vermeliyiz. Japonya'run ne
yapacağını ve ne yapması
gerektiğini düşünmeliyiz. Yeni bir
yasa da dahiL, alınacak kapsamh
tedbüieri tartışmak istiyonız"
dedi.Koizumi, ordunun belirsiz
starüsünü ortadan kaldırmak için
anayasada değişiklik yapmak
istiyor. Ancak savaş dönemindeki
tutumu nedeniyle Japonya'nın
ordusunun rolünü arttırma
yönündeki girişimi Asya'da
tedirginlik yaratıyor. Güvenlik
uzmanı Haruo Fujii, Japonya,
ordusunun rolünü arttırmaya
çalışırsa, başta Çin olmak üzere
Japon militarizminden çok çekmiş
olan Asyalı komşulanrun buna
şiddetle cevap vereceğini söyledi.
Japon anayasası. uluslararası
tartışmalan çözme yöntemi olarak
savaşı reddediyor ve Japon
yönetimi bunu, müttefıkleri
saldınya uğradığmda yardımına
gitmesine anayasanın imkân
vermediği şeklinde yorumluyor.
Körfez Savaşı tecrübesinden sonra
Japonya, 1999'da. "Japonya'yı
çevreleyeıı bölgelerde'' kriz çıkması
durumunda ordunun ABD
askerlerine daha çok destek
vermesine izin veren bir yasa
çıkarmıştı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Dünya nereye, Kemal Alemdaroğ-
lu nereye? Dünya terörün üstesinden
nasıl geliriz, insan haklan ve demok-
rasi sınırtan içinde terörle nasıl müca-
dele edebiliriz diye tartışırken Alemda-
roğlu üniversitede ihraç peşinde. Ken-
disi gibi düşünmeyen herkesi yok et-
meye kararlı bu isim, yaptıklanna bir
yenisini katmak üzere harekete geç-
miş durumda.
Kemal Alemdaroğlu, Bülent Ta-
nör'ü üniversiteden attırmak istiyor.
Bülent Tanör'ü Cumhuriyet okurlan iyi
tanırlar. Kurtuluş Savaşı üzerine kap-
samlı araştırmalan olan ülkemizin en
yetkin anayasa hukukçularındandır.
Cumhuriyet devrimlerinin kararlı sa-
vunuculanndan ve ağırtığı olan bir öğ-
retim üyesidir.
Bülent Tanör, aynı zamanda tutarlı
birdemokrattır. Üniversitedeki YÖK'le
oluşan otoriter yönetime de karşıdır.
Bilimsel özgürlüğün önde gelen isim-
lerindendir. Bilim dünyasında saygın
bir yeri vardır. Işte bu nedenle Kemal
Alemdaroğlu'nun da hoşlanmadığı
Alemdaroğlu Nereye, Dünya Nereye
isimlerden birisidir. Kemal Alemda-
roğlu; Burhan Şenatalar, Aysel Çe-
likel, Tahsin Yeşildere gibi birçok et-
kin öğretim üyesini, sırf kendi egemen
yönetimine boyun eğmedikleri için
dışlamış ve onlan üniversite dışına sü-
rebilmek amacıyla elindengeleni yap-
mıştır.
• • •
Alemdaroğlu'nun hedeflerinden bi-
risi de Bülent Tanör'dür. Kemal Alem-
daroğlu, şimdi YÖK yönetimine baş-
vurarakTanör'ün "meslekten çıkarma
cezasına" çarpıtırılmasını istiyor.
YÖK'ün Istanbul Üniversitesi Rektör-
lüğü'ne yazdığı 3 Eylül 2001 tarihli ve
4223 sayılı yazısıyla anlaşıldığı kada-
nyla YÖK Disiplin Kurulu bu konuyu
26 Eylül 2001 tarihinde görüşecek.
Kemal Alemdaroğlu'nun Tanör'ü
üniversiteden atmak için harekete
geçme bahanesi, Tanör'ün TÜSlAD'a
yazdığı rapordur. Alemdaroğlu, bu ra-
poru yazan Tanör'ün TÜSlAD'dan al-
dığı parayı gerekçe gösteriyor. Tanör,
bu iddiaya karşı tedavi gördüğü Is-
tanbul Üniversitesi Onkoloji Servi-
si'nde yatarken 24 Temmuz 2001 ta-
rihinde üç profesörden oluşan bir he-
yete şunları anlatmıştı: "Eğer üniver-
site dışı bir kunıluş (olayda TÛSİAD)
üniversiteden bir çalışma talebinde
bulunmuşsa döner sermaye dönme-
ye başlar, böyle bir talep yoksa telif
hakkı kavramı devreye girer ve YÖK
Kanunu 36. maddede geçen istisna-
nın ('telif haklan hariç') yürürfüğe gi-
rer ve telif çalışmasını yapan öğretim
üyesi döner sermaye sisteminin ke-
sinlikle dışında kalır."
Tanörcevabınaşunlanekledi: TÜ-
SlAD'ın Istanbul Üniversitesi'nden
herhangi bir talebi hiçbirzaman olma-
dı. Burada sözkonusu olan, üniversi-
te dışı birkuruluş ile bir üniversite üye-
si arasında bir telif sözleşmesi yapıl-
ması ve bundan doğan telif hakkıdır.
Aynca gene TÜSlAD'dan aldığım bil-
giye göre, yalnızca 1990'dan sonra
TÜSlAD'a rapor yazan 150 öğretim
üyesi vardır."
Bu listedefakülte dekanlan, üniver-
site rektörieri, adalet bakanlan, YÖK
yönetim kurulu üyeleri ve hatta YÖK
Başkanı Kemal Gürüz'ün de adı var-
dır. Üstelik Kemal Alemdaroğlu'nun
rektöriüğü döneminde de TÜSlAD'a
rapor yazan öğretim üyeleri vardır. Bü-
lent Tanör, bu isimlerin kjm olduğu so-
rusunu da kendine özgü tutariılığı için-
de şöyle cevapladı: "Jurnalciliğin ve
muhbirliğin revaçta olduğu birortam-
da bunlann adını vermek bana düş-
mez."
Bülent Tanör, ülkemizin saygın ve
etkin hukukçulanndandır. Bu toplum
Kemal Alemdaroğlu'nu da Bülent Ta-
nör'ü de tanıyor. Ülkemizin zor gün-
lerinde, özgürlükleri kimlerin savun-
duğunu, zorbalığa kımin karşı durdu-
ğunu da biliyor. Bülent Tanör'e 12
Eylül artığı YOK sisteminin vermeye
kalkabileceği bir cezanın sivrisinek
kadar bir hükmü olmaz. Olan Türki-
ye'ye olur, Türkiye'nin bilimsel biriki-
mine olur.
Bülent Tanör, bu soruşturma karşı-
sındaki onurlu tavrını şu sözlerle nok-
talıyor. "Bu soruşturma da hakkımda
açılan diğer soruşturmalar gibi des-
potizm heveslerine karşı durmamın
bir sonucudur. Aynca Türkiye'nin en
büyük fıkri değeri olan Atatûrkçülük
ya da Kemalizmin kişisel keyfılik ve
despotizm heveslilerinin elinde bir
kalkan olmasına her zaman karşı çık-
tım, bundan sonra da çıkacağım."
12 Eylül'ün despotik kurumlanyla
bir saygın bilim adamı "meslekten çı-
kanlamaz." YÖK, Bülent Tanör'ü ye-
nemez.
GLOBAlJPOLİTtKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Savaş Rüzgârları,
Pis Kokular
Savaş rüzgârlan esiyor. Belki bunlar, iddia edildiği
gibi 21. yüzyılın ilk savaş rüzgârlan değil (Filistinlilere,
Kolombiyalılara, Makedonyalılara sorabilirsiniz) ama,
pis bir kokuyu beraberierinde getirdikleri kesin.
Birdenbire bir savaş
Trajedinin çapını, Hollywood filmleri bile düşleyeme-
mişti. Bu yüzden olayın, ABD halkında, yönetiminde
şaşkınlığa, paniğe yol açması olağan. ilk tepkisi ka-
yıplara kanşmak olan bir başkan, şimdi ABD'nin sar-
sılan imajını tarnir etmek için hemen harekete geçe-
cek, o efsanevi gizli servisler, beceriksizliklerini örtmek
için hemen bir şeyler üretmeye kalkacaklardı. ABD
halkı ise intikam isteyecek, milliyetçilik, ırkçılık ayyu-
ka çıkacaktı... Olağan olmayan şu: ABD devlet maki-
nesi adeta yıllardır beklediği bir fırsatı yakalamışçası-
na harekete geçti, bir seri adımı sistemli bir biçimde
atmaya başladı. ABD medyası anında buna ayak uy-
durdu, Türkiye gibi ülkelerde de medya hemen bu tre-
ne atladı.
ABD parlamentosu, hemen başkana daha düşma-
nı bile belli olmayan bir savaş için yetki verdi. Başkan
ve hükümetinin önde gelen isimleri konuşmaya baş-
layınca da uzun soluklu, "bir Haçlı Seferi", "bir me-
deniyetler savaşı" görüntüsü oluşmaya başladı, hem
de daha düşmanın kim olduğu kesinleşmeden. ABD
Savunma Bakanı, dünyayı "bizden olanlar ve oima-
yanlar" olarak ikiye ayınyor, Cumhuriyetçi Parti'nin,
Reverand Moon'un parasıyla çıkan gazetesi VVashing-
ton Tımes'in köşelerinde Taktik nükleer silah kullan-
manın tam sırasıdır" hezeyanlan yayımlanıyor; yıllar-
dır, 68 kuşağına karşı bir kültürel savaş yürüten, "Vı-
etnam sendromu"ndan birtürlü çıkılamadığından ya-
kınan Wall Street Journal savaş davullan çalıyor,
CIA'nın mali olanaklan, yetkileri artıyor, bireysel özgür-
lükler daramlıyor. Parlamento koridoriannda, devlet
başkanlanna suikast yapılmasını yasaklayan yasanın
kaldınlması konuşulurken Pentagon sözcüleri, tüm
kısıtlamalann kalkmaya başladığını, Soğuk Savaş ka-
lıntısj Körfez Savaşı kadrolan, tüyler ürperten bir so-
ğukkanlılıkla şimdi kimi devletlerin "sona erdirileceği-
ni" açıklıyorlar. Türkiye gibi ülkelerin ABD hayranı "ya-
n münevverleri'', efendilerinin erkeklık gücüyle övünen
köleler gibi "bi koyarsa dümdüz eder" yorumlanyla,
ganimetten pay almayt dûşlüyorlar. ABD devlet baş-
kanına verilen açık çekin karştlığının, her iki tarafın ev-
latlannın sıcak cesetleriyle ödeneceğini düşünenler
ise çok az.
Bu savaşın amacı "Terorizmi ezmek, köktendev-
rimcilen inlerinden çıkartmak, haydut devletlerin, din-
d manyaklann cint attığı birkıtaya Pax-Atlantica ge-
tirmek, bu vahşi dünyada, Hıhstıyan liberal düzeni si-
lah zoruylayaymak". Bu alaycı satırlar bana değil, sa-
vaş çığlıklan arasında aklını korumayı beceren ertder
muhafazakârlardan, Londra'dan çıkan 777e 77mes'ın
köşe yazan Mathew Parris'e ait. Bu "medeniyetler
savaşı çılgınlığı" karşısında, Ingiltere'nin emperyaiıst
maceralanyla arkasındaki demogojiyi anımsayan Par-
ris, acı bir ironiyle "Ah! Kipling" diyor, "sen bugün ya-
şayacaktın". Bir başka Times yazan, Ingiltere'nin de-
neyiminden hareketle Afganistan ovalannda, Bati'nın
çocuklannı nelerin beklediğini KipHng'in bir şiiriyle an-
latıyor
"Yaralanıp da düştüğündeAfgan ovalannda Iveka-
dınlar geriye ne kaldıysa kesip kopartmak için gelir-
ken I tüfeğine doğru dön ve kendi beynini patlat I ve
tannna kavuş gerçek bir asker gibi".
Garip ve pis kokular
'Uçaklann yön değiştirdiği nasılfarkedilmedi, Pen-
tagon neden uyanlarak boşaltılmadı, neden gizli ser-
visler, bu teröhstleri hazırlık aşamasında saptayama-
dı" gibi sorulan içeren son derece garip koşullar alt-
nda gerçekleşen bu felaketin faturası hemen, bugü-
ne kadar yaptığı her eyleme sahip çıkan, ama şimdi
"Benim ilgim_ yok, başkalan kendi çıkan için yaptı" d\-
yen Bin Ladin'e çıkanldı. ABD yetiştirmesi Bin Ladin
ise uzun süredir, bir taraftan ABD'ye yönelik terörist
saldınlan örgütlüyor, diğertaraftan, nasılsa dünya ma-
li piyasalannda parasını istediği gibi değerlendiımeye
devam ediyor. ABD yönetimiyse, daha geçenlerde bir
Los Angeles Times yazannın yakındığı gibi, Taleban,
Bin Ladin'e yataklık ettiğini bile bile, "uyuşturucu tra-
fiğini engellemeye katkıda bulunsun diye 43 milyon
dolar bağış yapmıştı". (22/05/2001)
Kokulann içinde, petrol dumanı da var ve öncelik-
le Bush yönetiminin petrol sermayesiyle olan dolay-
sız bağlanyla ilgili. The Observer'm aktardığına göre
petrol analistleri, operasyonun coğrafyasına ve çapı-
na bağh olarak, petrolün varil tryatının kolaylıkla40 dc~
lara çıkabileceğini söylüyoriar. Fıyatlar yükseldiğinde
en büyük kân çoğu ABD şirketlerine ait refineriler ya-
pıyor. Aynca bu kesimin yeni petrol alanlan ve boru
hatlan güzergâhına ilişkin Bush hükümetinden bekle-
dikleri var. Bu da bizi Afganistan'ın önemine getiriyor.
Afganistan'ın kuzeyindeki cumhuriyetlerde dünyanın
en zengin petrol alanlanndan biri yatıyor. ABD petrol
şirketleri burada etkin. Ancak denize sınm olmayan bu
arazide petrol nasıl taşınacak? ABD Iran'dan taşımak
istemiyor. 0 zaman geriye Afganistan-Pakistan hattı
kalıyor. ABD şirketlerinin gözü bu petrol boru hattı
projesinde. Çin de Afganistan'la yakından ilgili. Hem
buradan geçerek gelecek bir petrol boru hattı söz ko-
nusu, hem de Afganistan'a komşu Sincan eyaletinde
Islamcı bir aynlık hareketi var. Sincan ise Tarim bölge-
sinde yeni bulunan petrolü Sanghay'a taşıyacak bo-
ru hattının yolu üzerinde. Işte bu yüzden Çin, hemen
ABD'ye destek verdi. Evet kokular geliyor, hem de pis
ve yanıcı kokular...
Türkiye deki kaçaklar
İki günde 139
Afgan yakalandı
YurtHaberieri Servi-
si - Muğla'nın Datça ve
Milas ilçelerinde son 2
günde yasadışı yollar-
dan Yunanistan'a kaç-
mak isteyen Afganistan
uyruklu 139 kaçak ya-
kalandı. Edirne'nin lp-
sala ilçesinde de önceki
gün Yunanistan' a kaçak
olarak geçmek isteyen,
aralannda Afganlann
da bulunduğu 90 kişi
yakalandı. Afgan ka-
çaklardan Muhammed
Şakir (38), Afganis-
tan'ın Mezanşerif ken-
tinde iş bulamadığı için
Avrupa'ya gitmek ama-
cıyla aynldığını ifade
ederek şunlan söyledi:
"Iranh kaçakçüara
adambaşı 500 dolar pa-
ra ödeyerek 1-1^ ay sü-
ren yolculuktan sonra
Türkrye'ye vardık. Du-
ruma göre polisin bu-
lunduğu yerlerde dağ-
lık alanlardan, poüs
kontrolünün olmadığı
yerlerde de kara yohın-
dan gectik. Taleban'ın
ülkede uyguladığı aşm
dind davranışlar nede-
niyle ne yapacağınua
şaştrdık."