19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 -CYLÜL2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Bektronik posta: denizsomOcun4ttiriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? - Kemal Derviş, Amerika'ya kayrtsız şartsız destek verilmesini istemiş... "Bunu Bush bile istevemezdi!" •aşkırtması Bir koluyla da Türkiye'de yayın y^pan "dünyanın en b»üyük" haber televizyonu CNN, Amerika'daki terör olayianndan sonra Filistin sokaklannda yapılan sevinç gösterilerini »krana getirmişti... Vaser Arafafın saldınyı açıkça tcınamasına karşın FilistinUler, sevinç çağlıklan attyor, k-adınlar heh/a cLağıtyordu... Binlerce masum insanın öMümünün orıaylanınası anlamına gelen ve bûtün dünyaya yayılan bu g^Jrüntülerle Filistin rtalkı terörün yantnda gösteriliyor, Israil'in az bile yaptğı izlenimi veriliyordu... işin aslı Brezirya'dan çıkta... Brezirya'daki dikkatii gözler, bu görüntülerin 1991 yılında Irak Kuveyt'e girdiği zaman çekildiğini saptadı... CNN'in, yayıncılık ilkesi de böylece belli oldu: CIA hesabma provokasyon yapmak! A merika Birleşik Devletleri'nin yaşadığı tari- hin en büyük terör saldırısından sonra he- men herkes artık hiçbir şeyin eskisi gibi ol- mayacağını söyledi... ABD Başkanı Geor- ge W. Bush, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını özellikle vurgularken saldırının yapıldığı 11 Eylül 2001 'i de "milat" olarak niteledi. Dünyada yeni bir dönemin başlayacağı kesin... Tamam, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Peki yeni "milaf'tan sonra dünyada ne olacak ve nasıl ola- cak? Bunu kimse söylemiyor... Çünkü kimse neyin nasıl olacağını bilmiyor... Açıkçası önümüz kaos... Amerika'nın önünde "terörist" damgasını vurdu- ğu bazı ülkeler ve örgütler var... Amerika, New York'ta çöken ikiz kulelerin değil en- kazı tozu bile kalkmadan ve Birieşmiş Milletler'i cid- diye almadan kendi kurduğu NATO'yu devreye so- kup kendi yetiştirdiği Usame bin Ladin'e ve Ladin'in barındığı Afganıstan'a yöneldi... I. Dünya SavaşıOrtada henüz kanrt yok ama Amerika ya bir şey- ler biliyor ya da her zaman olduğu gibi bildiğini oku- yor! Şimdilik görünen o ki, Amerika Ladin'i vermez- se Afganistan'ı bombalayacak... Sovyetler Birli- ği'nden aldığı dersle Afganistan'a karadan girme- yecek... Sabahtan akşama kadar havadan bomba- layacak... Sonra, "Afganistan'ı bombalama" diyen- leri de bombalayarak dünyadan terörün kökünü ka- zımaya başlayacak... Galiba bu noktada artık hiçbir şeyin eskisi gibi ol- mayacağı öngörüsü kendini gösterecek... Amerika değilse bile Avrupa kan gölüne dönebi- lir! Londra, Paris, Berlin, Brüksel, Roma... Teröristler tarafından Avrupa'nın birçok kenti New York'tan be- ter edilebilir... llla uçaklaria intihar saldınsı gerekmi- yor üstelik "moda"sı geçti! Nereden gelecegi belli olmadığı için terör her an her yerden ve bugüne dek akla gelmedik yöntemlerle ortaya çıkabilir... Satır aralanna ekran köşelerine sıkışan bilgilerden anladığımız kadarıyla Amerika'yı vuran teröristlerin bir bölümü Avrupa'da yetişmiş... Almanya'da eği- tim görmüş... Zengin görünümü veriyorlar... Eyleme giderken aralannda Almanca konuşuyorlar... Başta Almanya olmak üzere neredeyse Avrupa Bir- liği üyelerinin tümü uzun yıllardır "bana dokunma- yan yılan bin yaşasın" mantığıyla kontrol altındatut- tuklarını sandıklan terör örgütlerine kucak açmış durumda... Avrupa'nın kontrolü yitirdiği New York'un, Was- hington'un bombalanmasından belli oldu... Yeni "milafta kontrol teröristlere geçebilir... Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı için belki de "Birinci Dünya Savaşı" böyle olacak! SESSÎZSEDASlZ(t) NURtKVRTCEBE Yüksek Yerilim Hatta [email protected] Hangi taşı kaldırsan altından "altında taş olan başka bir taş" çıkıyor. Bir köpek bir kediyi ısırırsa Gazetecilikte "bir köpeğin insanı ısırması haber olmaz, bir insan k peği ısınrsa haber olur" denir... Peki ya bir köpek kediyi ısınrsa? Istanbul'da geçenlerde bir gece, Gayrettepe Muhtariığı'nın önünde yav- ru bir kedi, köpeklerin saldınsına uğ- ruyor... Mahalleden bir grup sokağa fırlıyor... Kedi yavrusu yerde kıvranır- ken köpek sürüsü uzaklaşıyor... Hay- vansever insanlar, kedi yavrusunu alıp en yakındaki bir "hayvan hastane- si"ne götürüyor... önce röntgen filmi çekiliyor... Köpeklerin saldınsı sırasında kedi- nin bel kemiğinin kınldığı anlaşılıyor... özel "hayvan hastanesi"ndeki ilgili ki- şi, bel kemiği kınldığı için tedavisinin söz konusu olamayacağı, kedinin da- ha fazla acı çekmeden uyutulma- sı gerektiğini söylüyor... Uyutul- mak, hiç uyanmamak anlamına geliyor, bir anlamda "ötenazi" olu- yor... Hayyanseverler öneriyi çaresiz ka- bul ediyor... Kedi yavrusu, bir iğney- le uyutuluyor... Sıra hesabı ödemeye geliyor: 105 milyon 500 bin lira! Parayı verip çıkıyorlar... Ertesi gün fatura yerine perakende satış fişi ve- rildiğini görüyoriar ve rakamın da fa- hiş olduğunu düşünerek "hastane"ye gidiyorlar... llacın 58 milyon 500 bin lira, rönt- genin 21 milyon lira, muayenenin de 26 milyon lira olduğunu öğreniyoriar... Fatura istiyoriar; ancak "reçete"ye ya- zılmış fıyat listesi alabiliyorlar... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCl Kars'ta 'Tarihsel' PaneL. Geçen yıl, Bursa Büyükşe- hir Belediye Başkanı Erdoğan BUenser'in çağnsı üzehne bir araya gelerek "Tarihi Kent- ler Birliği"ni oluşturan bele- diyeler, bu yılın güz dönemi "Birtik Meclisi" toplantısını 21-23 Eylül 2001 gûnlerinde Kars'ta yapacaklar... Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in de katılma- sı beklenen bu buluşmalannı "kültûrel mirasın korunma- sıyla" ilgili etkinliklerle güç- lendiren Tarihi Kentler Birli- ği, Kars için hazırlanan prog- ramda; "Tarihsel Kentlerde tmar Düzeni (Hukuku) Na- sıl Olmahdır?.." sorusunun irdeleneceği bir panele de ge- niş zaman ayırdı... ••• Kentsel geçmişlerini belge- leyen ve en güçlü "kimlik" değerlerini oluşturan eski do- kulannı "korumak" için güç- birliğine giren bu belediyele- yarsızlık, "buna olanak ve- ren yasal yetkiler" yüzün- den sorgulanamıyor, engelle- nemiyor ve giderek de yay- gınlaşıyor... lşte, kentsel korumada ya- şadığımız bu büyük sorunu şimdi Kars'taki buluşmala- nnda ele almaya karar veren Tarihi Kentler Birliği'ne üye belediyeler, denebilir ki Tür- kiye'de "ilk kez" kendi yasal yetkilerini de "bilimsel eleş- tiri" konusu yapabilen kamu kurumlan olma örneğini ser- giliyorlar... tmarla ilgili yetkilerini be- lirleyen kurallarda da "önce- liğin" korumaya verilmesini savunarak politikacılann yıl- lardır hep "zayıflatmaya" ça- lıştıklan kentsel ve kültûrel mirasa dönük yasal yelpaze- yi daha da "genişletmenin" yollannı anyorlar... • * • Kars'taki bu "tarihsel" pa- Taribi dokuda ruhsath "imar mevzuatı" binası... rimizin, Birlik Meclisi top- lantısında bu soruyu tartışma- ya açmalan Türkiye için çok özel bir değer taşıyor... Çünkü ülkemizdeki genel yapılaşma ve yerleşme düze- nini belirleyen "imar mev- zuatı", ne yazık ki "koru- ma'' konusunu "asıl amaçla- n" arasmda saymıyor. Daha- sı, birçok yönüyle "koruma karşra" uygulamalan da ade- ta teşvik ediyor, hatta bazen "zorunlu" bile kılabiliyor... Böyle olunca da kentın ta- rihsel dokulannı yaşatabüme- nin tek yasal dayanağı olan "Koruma Mevzuatma" bağ- h "SİT" kararlanyla, bu ka- rarlann "uygulanmasını" dü- zenleyen imar mevzuatı sü- rekliçatışıyor"... Koruma yanlısı olmayan imarpolitikalannı benimsemiş kimi yönetimler ise işte bu "yasalar arası" çatışmada imarmevzuatırun "tarafını" tutunca, tarihin ve kimliğin yaşatıhnası yerine "yok edil- mesine" yönelik sayısız du- neli, kuşkusuz sadece Karsh- lar ve katılanlar izleyebile- cek... Cumhurbaşkanı Sezer'e gösterilecek ilgi nedeniyle belki basına da kısa haber ola- rak yansıyabilecek... Tarihi Kentler Birliği, pa- neldeki değerlendirmeleri sa- dece kendi yayın organı olan "Yerel Kimlik" dergisinde özetlemeyi düşünmüyor... Tüm konuşmalar ve tartışma- lar, en kısa sürede "kitap" olarak da basıhp ülkeye kazan- dınlacak... îşte bu kitapla birlikte, en büyük görev de özellikle ar- tık "iki bakanhga" düşecek... Bayındırhk ve fskân Bakan- hğı ile Kültür Bakanlığı, imar ile koruma mevzuatı arasında- ki çanşmayı "banşa" ve "bü- tünleşmeye" dönüştürecek bir yeni düzenleme için ortak çalışmalan bir an önce başla- tırlarsa, Kars panelindeki umutlar da coşkuya dönü- şecek... [email protected]. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK [email protected] t'n/ <fıt*H biır yc/cu, ÇÎZGtLİK KÂMİL MASARACI HARBt SEMÎB POROY [email protected] TARlHTE BUGÜN MÎJMTAZ ARIKAN 19 Eylül HİTLBR'DEN YAUUDİLEREL 193S'TE , YOÜUH SASKJ SAfLAMtÇrr. B/&/G4Ç SÜA/ ÖNC£, ADOU? Htn.£*'iU NÜRUBEGGOE ACOfSt pi Aiernvve/ KAKAÜLAJZ, YASA G ıRKIN&AM OIJAMUG CV- PE 7V rr'YAneo \ , ÇIFTÇ.IUK, SANAT-Ç/L/SI GÎS/ İŞL&ZDEN Ç AZA, LOKAMT* \/£ 6ÜBO K4P/SIN4 "YAHUCiİLER GrGeAAEZ"L£VHA- Sl ASH-fYOGDU. HİTLER, SÖZ KONUSU KAKAR- LAGCfAN SOMRA ŞÖYtS P£MİSTİ: *ŞtMD(, YAHU- DlLERLE BİKÜKVE YASAMAK PAHA Ae HALE 6CLPİ !. " BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2000/381 Davacı Naim Çetın, davalı Emel Çetın aleyhine davalı ile aralannda şiddetli geçimsızlik bulunduğunu ve nıhen, fîkren anlaşamadık- lanndan bahislefooşanmalannakarar venlmesıru istenuştiı. Davalıya Izmir, Narlıdere Huzur Mah. Çilek Sok. Damla Su Apt. No: 3/5 adresine çıkanlan tebligat bila tebliğ iade edılmış, adresi de tespit edilenıedığinden ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Davalının mahkememizde 17.9.200i günü saat 10.05'te yapılacak duruşmada bizzat hazır olmadığı veya bir vekille temsil edilmedi- ği takdirde duruşmamn yokluğunda yapılarak karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 12.7.2001 Basın: 50685 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Beklenen "küresel savaş'a ilişkin görüşleri alın- mak üzere son günlerdeteîevizyonlara çıkartılan ki- mi sivil ya da asker kökenli savaş uzmanlannı izler- ken bana oldukça ilginç gelen bir ortak yanlannın bulunduğunu görmüştüm. Sanki çok neşeli şeyler- den söz ederlermişçesine sürekli gülüyorlardı... New York "dehşeti"n\ izleyen saatlerde şahince açıklamalarda birbirleriyle yanşan ülkeler, ABD'nin önerdiği "küresel antiterör ey/em/"nin bir "m&deni- yetler savaşı"na dönüşme olasılığı güç kazanmaya başlayınca, hele Başkan George W. Bush, bir an boşbulunup"Subırrıaç/ıseferid/rf> 'deyiverince, hız- la çark etmeye başlamışlardı. önce NATO ülkeleri Norveç ve Fransa, ardından da Rusya "Biz bu işte yokuz!" demeye gelen sözler etmişjerdi. Bunları başka ülkeler de izleyecekti... Ama bu, önerilen, ön- görülen "küreselsavaş"\n olmayacağı anlamına gel- miyordu. Yeryüzünde, stoklannda "son kullanım ta- rihi' dolmak üzere olan dağ gibi füzeler,roketter,bom- balar, mermiler birikmiş daha birçok "gelişmiş ülke" vardı. Savaş, bunlann ellerindeki füzelerini, roket- lerini, bombalannı, mermilerini elden çıkarmanın, tüketmenin de "/f/evse/'yoluydu. önce tüketecek- ler, sonra yeniden üreteceklerdi. Savaş" aynı za- manda "ekonomi" demek değil miydi? Oteyandan kimi "gelişmemişler" için de bir umut kapısıydı "sa- vaş"... Paraları yoktu, ama sunabilecekleri geniş toprakları ve "maliyeti çok düşük" insan malzeme- si vardı ellerinde... Topraklarını "müttefiklerin" sa- vaş uçaklanna, tanklanna, ordulanna açabilirier, in- sanlannı da onların yanında cepheye, ölüme süre- bilirlerdi... Savaş, borç yükünden kurtulmanın, ge- lişmişler karşısında "saygınlık" kazanmanın biryo- lu idi bu "birtürtü gelişememişler" için... Ekranlar- da sürekli gülen, gülerek anlatan engin bilgili savaş uzmanlannı neşelendiren "şey" de nerhalde işin bu yönü olmalıydı... Afganistan bombalanacaktı. Kentlerine, köylen- ne, dağlanna bombalar yağacaktı. Kanlı bir dikta- törlük altında yaşayan, kendi hayatları üzerine oy- nanan oyunlara, dönen dolaplara hiçbir müdahale şansı olmayan, çok uzun yıllardır da hiç olmamış on binlerce masum insan kadınıyla, erkeğiyte, çocuğuy- latelef olacaktı... Pakistan, topraklarını "küresel it- tifak güçleri"ne açacak, eğer hesabı tutarsa, kom- şusundaki ceset yığınlan üzerinden 30 milyar do- taıiık dış borcunu sildirecekti Amerika Birleşik Dev- letleri'ne... Böylesi bir "şans"ı Türkiye için de görenler vardı aramızda... Bugün Afganistan'ın, yann da komşu- lanmızın, Irak'ın, Iran'ın, Suriye'nin daha rahat, da- ha kolay, daha kısa yoldan vurulabilmesi, ezilebil- mesi için topraklanmızı "küresel ittifak güçteri"nin uçaklanna, tanklarına, ordulanna açmamızı, asker- lerimizi onların askerierinin yanında savaşa sürme- mizi istiyorlardı. Bunu, içinde bulunduğumuz "eko- nomik kriz"6ex\ kurtuluşun bir "yo/"u olarak görü- yorlardı. önüne geçemediğimiz sürekli borçlanma- mızın, düşüremediğimizenflasyonumuzun, önleye- medigimiz işsizliğimizin üstesinden ancak komşu- lanmızın vurulmasına, ezilmesine, insanlannın öl- dürülmesine aracılık ederek, buna destek vererek gelecektik! Ekonomimizi ceset yığınlan üzerinde "yeniden yaptlandıracak", çağdaş uygarlığı ölüm tarlalan üzerinden yakatayacaktık! Kimileri buna gerçekten inanıyorlardı... Başkan Bush, "Harekete geçtiğimde, 2 milyon dolariık fü- zeyi 10 dolariık boş çadıra atıp, deveyi hçından vur- mam.." diyerek halkına "moral" veriyordu. Karar- lıydı. Vurdu mu tam vuracaktı Amerika. Bush'un sözleriyle bizimkiler de "moral" depoluyorlar, "Ta- rafsızlıkyok!" diyorlardı. Eğer, "Bir uygariıklar sava- şı yaşanacaksa, biz taraf olmak zorundayız!" Dün- yaya kendi pencerelerinden bakmayanlara çok öf- keleniyortar, onları "pısınklık"\a suçluyorlardı. "...Pı- sınklann kurmak istedikleri hayal vahastmn ise bir bom- bahkcanı var.."diye ekliyoiiardı, "zaten serap gör- dükleriniilkbombada anlayacaklar..." Belki de insan- lığın ortak düşmanı olan "ferör'ün insanlar, sınrflar, toplumlar ve ülkeler arasındaki eşitsizlikten; yoksul- lukla varsıllık arasında giderek derinleşen uçurum- dan kaynaklandığını gerçekten göremiyorlar, bu or- tak düşmanı uçaklaria, bombalaria, ortadan kaldı- rabileceklerini düşünüyorlardı... Hiç gülünmeyecek, gülünemeyecek bir yerdey- dik aslında... Ama gülüyorduk... Kendi kendimize... Kendi söylediklerimize... Kendi halimize... 1 2 3 4 5 Faks:0212-723 84 97 (e-posta: [email protected]) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Gazian- , tep'inbirilçe- si ve bu ilçe- 2 nin güneydo- 3 ğusunda yer 4 alan eskiçağ kentkalıntısı. 2/ Bayağı, sı- radan...Niyet 3/ Hindis- tan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad... Arap harflerinin en 1 çok kullanılan el ya- 2 zısı biçimi. 4/ Başa- 3 nsızlık, sonuçsuz- 4 luk... Bir gösterme 5 sıfatı. 5/ îstem... Bir g meyve. 6/ Rütbesiz -. asker... Çipuranınbo- „ 1 2 3 4 5 6 7 9 yu on cm. kadar olan gençlerine verilen ad. 7/ Bir cins güvercin... Üflemeli bir çalgı. 8/ tçe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu... Kuzu se- si. 9/ Asya'da bir ülke... "Sana derim allı gelin has gelin / Suya gider sağ elinde — gelin" (Ka- racaoğlan). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanıye ilinde, "Aslantaş" da denilen ve ulu- sal park kapsamına alman ünlü Hitit yerleşmesi. 2/ Avşa'da yetiştirilen ve iyi bir sofra şarabı elde edilen kırmızı üzüm cinsi. 3/ Yüksek makamda- ki devlet adamlan... Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. 4/Ishal... Olumsuzluk belirten bir önek. 5/ " — Ayakta Değildi": Arif Damar'ın şıir kitabı... Sanat, hüner. 6/ Bir ay adı... Iskambüde bir kâğıt. 7/ Hararet... "Yok edin insanın insana kulluğunu / Bu — bizim" {Nâ- zım Hikmet). 8/ Küçük doğranmış patlıcan. bi- ber, domates gibi sebzelerle yapılan kızartma-ye- meği. 9/ Dûnyanın ilk nükleer denizaltısının adı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle